İçindekiler

° Editör

° Avrupa Birliği Sürecinde Eğitimi Etkileyen Faktörler / Adil TÜRKOĞLU

° Hollanda Eğitim Sistemi ve Sınıf Öğretmeni Yetiştirmede Aktif Bir Model / Ayfer KOCABAŞ

° Kariyer Rehberliği ve Kariyer Danışmanlığı Açısından Federal Almanya ve Türkiye' deki Hizmetler / Emel ÜLTANIR

° Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Öğretmen Eğitiminde Yapısal Düzenlemeler ve Öğretmen Adaylarının Seçimi / Mustafa SAĞLAM - Dilruba KÜRÜM

° Avrupa Konseyi Dil Projesi ve Türkiye Uygulaması / Özcan DEMİREL

° AB Ülkelerinden Portekiz ve İspanya Eğitim Sistemlerinin İncelenmesi ve Türk Eğitim Sistemi ile Karşılaştırılması / Semra ÜNAL - Esma ÇOLAK

° AB Sürecinde Rasyonel Eğitime Geçiş: Vizyon ve Misyon / Yunus A. ÇENGEL

° Türk Eğitim Sistemi ile Avrupa Birliği Ülkelerindeki Hümanist-Demokratik Eğitim Modelinin Karşılaştırılması / Yusuf Gürcan ÜLTANIR

° Avrupa Birliği Ülkelerinde Yeni Eğitim Politikaları Yaşam Boyu Öğrenme / Ahmet MAHİROĞLU

° Avrupa Birliğine Giriş Sürecinde Türk-Alman Eğitim Sistemlerinin Karşılaştırılarak Değerlendirilmesi / Kemal TURAN

° Avrupa Birliği Ülkelerinde Okul Öncesi Eğitimin Gelişimi ve Mevcut Durumu / Mehmet ARSLAN

° Türk ve İngiliz Eğitim Sisteminde Matematik Eğitiminin Karşılaştırılması / Ali DELİCE

° Fransa' da Yüksek Öğretimin Örgütsel Yapısı: Paris Akademisi Örneği / Eriman TOPBAŞ

° Türk ve İngiliz Öğretim Programlarının Bilgisayar ve İnternet Okur Yazarlığı Açısından Karşılaştırılması / Nesrin ÖZDENER - Murat ÖZTOK

° Avrupa Birliğine Üye Ülkelerde Beslenme Eğitimi ve Türkiye İçin Öneriler / Nurhan ÜNÜSAN

° Meslek Liseleri-İşletme İşbirliğince Yürütülen Meslek Öğretimine Farklı Bir Bakış Açısı: Yapı Eğitiminde Fransa Örneği / Oktay Cem ADIGÜZEL

° AB Sürecinde Eğitim ve Eğitimin Ekonomiye Etkisi (Türkiye-Avrupa Analizi) / Zahide Ayyıldız ONARAN

° Avrupa' da Anadili Öğretimi Türkçe ve İngilizce Anadili Ders Kitaplarının İncelenmesi ve Karşılaştırılması (Kuzey İrlanda, İskoçya ve İngiltere Örneği) / Z. Canan KARABABA

° Ülkemizde İlköğretim Ders Yılının Diğer Bazı Avrupa Ülkeleriyle Karşılaştırılması ve Farklı Uygulamalar / Asım ARI

° Türkiye' de Eğitimin Sosyal Faydaları: Türkiye-AB Karşılaştırması / Figen EREŞ

° Avrupa Birliği ve Türkiye Eğitim Politikalarında Bilgi ve İletişim Teknolojileri ve Mevcut Uygulamalar / Mustafa BAYRAKCI

° Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Öğretmen Niteliklerinde Yeni Bir Boyut: Bilgi Okur-Yazarlığı / Abdullah ADIGÜZEL

° Avrupa Birliği Ülkelerinde Okul Yöneticileri / Ali ERDEN - Hale ERDEN

° Avrupa Birliği Yüksek Öğretim Alanı ve Yüksek Öğretimde Kalite Çerçevesinin Belirlenmesi / Berna ARSLAN

° Fransa, İngiltere ve Almanya Eğitim Denetimi Sistemlerinin Yapı ve İşleyişi / Hilmi SÜNGÜ

° Türkiye ve AB' de Endüstriyel ve Teknik Okullara Yönlendirme / Necat ÜSTÜN

° Yayın İlkeleri

 

 

Asım ARI
* Dr. Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü /Eskişehir
© 2005 T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı
URL: http://yayim.meb.gov.tr
Yorum, öneri ve yazılarınız için;
E-posta: med@meb.gov.tr

ÜLKEMİZDE İLKÖĞRETİM DERS YILININ DİĞER BAZI AVRUPA ÜLKELERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI VE FARKLI UYGULAMALAR

 

özel sayı

 

 

Özet

Ders yılı, derslerin başladığı günden derslerin bittiği güne kadar geçen süreyi ifade eder. Farklı ülkelerde farklı ders yılı süreleri görülmektedir. Ülkeler arasında dönem ve ara tatil sayıları ile yaz tatili uzunluğu da farklılık göstermektedir. Ülkemizde bir ders yılı, iki dönem hâlinde yaklaşık 180 iş günüdür. Dönemler arasında iki haftalık ara tatil ve dönem sonunda da yaklaşık üç aylık yaz tatili mevcuttur. Bazı Avrupa ülkeleri ile benzerlik, bazıları ile de farklılıklarımız vardır. Bu çalışmada bazı Avrupa ülkeleri ile ders yılımız karşılaştırılarak, bu ülkelerdeki farklı uygulamalar ve bunların gerekçeleri tartışılmaktadır. Tartışmalara dayalı olarak varılan sonuçlardan ülkemiz için uygulanabilecek öneriler verilmektedir. Ders yılı süresinin değiştirilmeden yaz tatilinin kısalabileceği bu önerilerden bir tanesidir.

Anahtar Sözcükler: Ders yılı, farklı uygulamalar, ilköğretim

Giriş

Ülkemizde İlköğretim ve Ders Yılı

İlköğretim, 6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim-öğretimini kapsayan, sekiz yıl kesintisiz eğitim yapılan ve bitirenlere ilköğretim diplomasının verildiği okullardan oluşur. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu olup devlet okullarında parasızdır. İlköğretimin amaç ve görevleri, millî eğitimin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak; her çocuğa iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu millî ahlâk anlayışına uygun olarak yetiştirmek; her çocuğu ilgi, istidat ve kabiliyeti yönünden yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamaktır (Sönmez, 1998, 6).

İlköğretim, sahip olduğumuz kültürün geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılmasında; çağın şartlarına uygun olarak yaşam kalitesinin yükseltilmesinde; demokratik bir toplum oluşturulmasında temel teşkil eder. İlköğretim bireyleri sosyalleştirir, topluma uyum sağlayabilecek duruma getirerek onları toplum için hazırlar.

İlköğretim okullarında ders yılı süresi, Haziran ve Eylül ayları arasında 180 iş gününden az olamaz. Kayıt-kabuller ile dinlenme ve yaz tatilinin başlama ve bitiş tarihleri, her yıl düzenlenen çalışma takviminde belirtilir. Öğretim yılının başlaması, yarıyıl tatili ve ders kesimi tarihleri Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenir. Ders yılı, arasında iki hafta (15 gün) dinlenme tatilinin verildiği iki yarıyıla ayrılır. Dinlenme tatili Ocak veya Şubat aylarında, yaz tatili ise ders yılının bitiminden itibaren yapılır. Ders yılı süresi, derslerin başladığı günden kesildiği güne kadar okulun açık bulunduğu günler ile öğrencilerin törenlere katıldıkları resmi tatil günleri sayılarak hesaplanır. Normal öğretim yapan okullarda sabah ve öğleden sonrası yarımşar gün, ikili öğretim yapan okullarda bu süreler tam gün sayılır (T.C., Resmî Gazete, 2003, sayı: 25212).

Her öğretim yılı veya dönemi, bir önceki öğretim döneminden tamamen bağımsız olmamakla birlikte, kendi içinde başlangıcı, uygulaması ve değerlendirmesi olan anlamlı bir bütünlük göstermektedir. Tüm yıl boyunca eğitim-öğretim etkinliklerinin aksamadan ve amaçlara uygun şekilde gerçekleştirilebilmesi, öğretim yılı başında okulu, öğretmenleri, aileleri ve çocukları kapsayan pek çok kesimin farklı hazırlıklar yapmasını gerekli kılmaktadır. Yapılacak bu dönem başı hazırlıklar, eğitim faaliyetlerinin etkili şekilde yürütülmesini ve öğrencilerin istenilen davranışlar geliştirmelerini kolaylaştıracaktır. Öğretmen, okul yönetimi ve aile arasında güçlü bir iletişimle yapılacak dönem başı hazırlıkları, yıl ortasında eğitim-öğretim faaliyetlerinin kesintiye uğramadan etkili şekilde sürdürülmesini sağlayabilir (Küçükahmet, 2003a, 153).

Bir ders yılı, birbirini tamamlayan iki kanaat döneminden oluşur. Başarının ölçülmesinde ve değerlendirilmesinde okul ve ders programlarında belirtilen özel ve genel amaçlar, açıklamalar ile konular esas alınır. Öğrenci başarısı, derslerin özelliklerine göre yazılı, sözlü ve uygulamalı sınavlar ile ödev veya projelerden alınan notlar esas alınarak tespit edilir. Ölçme ve değerlendirmede, okul ve ülke çapında birlik ve beraberlik sağlanır (MEB, 1997, 10-11).

Bazı Avrupa Ülkelerindeki Ders Yılı ile Ülkemizdeki Ders Yılının

Karşılaştırılması

Almanya'da haftalık ders saati, eyaletlere göre ilkokul 1. ve 2. sınıflarda 17-23, üst sınıflarda 23-27 ve orta okulda da 30-32 saattir. Avusturya'da haftalık ders saati, ilkokul 1. ve 2. sınıflarda 21, 3. ve 4. sınıflarda 25 ve orta okulda da 32-34 saattir. Hollanda'da haftalık ders saati, ilköğretim birinci kademede 22 ve ikinci kademede 25 saattir. İlköğretim okullarında haftalık ders saati Belçika'da 28, Fransa'da 26-27, Lüksenburg'da 30 ve Portekiz'de 25-31 saattir (Sağlam, 1999, 19-303). İngiltere'de 5-7 yaş arası öğrenciler için 21 saat, 8-11 yaş için 23.30 saat, 12-16 yaş için 24 saatten oluşan haftalık ders programı uygulanırken İtalya'da ilk yıl haftada 27 saat, 2. yıldan itibaren 30 saat ders vardır. Finlandiya'da da haftalık ders saati 19-32 saat arasımda değişir (Türkoğlu, 1999, 205-431). Görüldüğü gibi birçok Avrupa ülkesi, ilköğretimde her sınıf için aynı haftalık ders saati uygulamamaktadır. Yeni başlayan sınıftan üst sınıflara doğru artan bir uygulama içerisindedirler.

Ülkemizde ise pazartesi-cuma günleri arasında günlük altı saatten haftalık ders saati 30'dur. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında bizdeki bu sürenin, Avrupa ülkelerindeki süreden kısa olmadığı, hatta ilköğretim birinci kademede birçok Avrupa ülkesinden uzun olduğu görülmektedir. Yaşamı daha çok oyunken okula başlayan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerine, daha az haftalık ders saati uygulanmasının mantıklı olduğu ortadadır. Okulu sevdirmek, derslerden bıktırmamak için böyle bir uygulamaya gidilebilir. Hatta bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ilköğretimin ilk sınıflarındaki öğrencilere çarşamba öğleden sonraları tatil edilebilir.

Avrupa ülkelerinde, ilköğretim okullarında ders yılı süresi bir diğerinden farklıdır. Avusturya'da okul müdürleri, eğitim programında belirlenmiş ve günlere göre dağılmış olan haftalık toplam ders sayısını ayarlayabilir. Ders haftası, ilköğretimde genellikle 5 bazen de 6 gündür. Ders haftasının 6 gün olduğu durumlarda ders yılı 215 günü bulabilmektedir. Diğer Avrupa ülkelerine baktığımızda ders yılı süresi Lüksenburg'da 212, Hollanda ve İtalya'da 200, Finlandiya'da 190, Portekiz'de 184, Belçika'da 182, İngiltere'de 178 ve İspanya'da 175 gündür (Sağlam, 1999, 19-303; Türkoğlu, 1999, 167-516). Ülkemizde ise ilköğretim okullarında ders yılı süresi 180 iş gününden az olamaz. Avrupa ülkeleri ile ders yılı süremiz karşılaştırıldığında, onların ortalaması bir durumda olduğumuz görülür. Ders yılı bizden kısa olanlar olduğu gibi bizden daha da uzun olan Avrupa ülkeleri vardır.

Avrupa ülkelerinde, yaz tatili de farklı sürelerdedir. Yaklaşık olarak yaz tatili süresi Avusturya, Belçika, Finlandiya ve Lüksenburg'da iki ay, Hollanda ve İngiltere'de altı hafta, İtalya'da dokuz hafta, Portekiz'de 2.5 aydır (Sağlam, 1999, 19-303; Türkoğlu, 1999, 167-516). Ülkemizde ise yaz tatili süresi yaklaşık üç aydır. Bu ülkelerle karşılaştırıldığında üç ay uzun görünmektedir. Yine Avrupa ülkelerinde öğretim yılına baktığımızda, İngiltere, Finlandiya, Lüksenburg ve Portekiz'de öğretim yılının üç döneme ayrıldığı görülmektedir. Kısalan yaz tatili ile öğretim süresi uzun tutulmamış (İngiltere 178, Portekiz 184 gün gibi), iki ara tatile dağıtılmıştır. Ayrıca, Avrupa ülkelerinde uygulanan Noel ve Paskalya tatilleri ile yaz tatili süresinin kısa olmasına rağmen ders yılı süresi uzamamıştır. Diğer bir ifadeyle, daha kısa yaz tatili ve ders yılına yayılmış daha fazla ve daha kısa ara tatiller vardır. Ülkemizde ise öğretim yılında iki dönem, iki haftalık bir ara tatil ve yaklaşık üç aydan oluşan yaz tatili vardır.

Neden Daha Kısa Yaz Tatili?

Uzun bir ders yılından sonra birçok öğrenci ve öğretmen doğaldır ki yaz tatilinden hoşlanır. Okul idarecileri yaz tatilini, okulun yeni ders yılına hazırlanması için kullanırlar. Aileler, çocuklarının tatilini, tatil yapmanın fırsatı olarak görürler. Dolayısıyla, yaz tatilini istemeyen hiçbir kesim yok görünmektedir. Ancak, yaz tatilinin (özellikle tatil uzunluğu ile ilişkili olarak) öğrenci başarısı üzerinde olumsuz etkisinin var olabileceği de düşünülmelidir.

Okul etkilerini değerlendirme süreci içerisinde, başarı sadece okul ve okul programları tarafından belirlenmez. Aileler, akranlar, okul dışındaki birçok kültürel ve sosyal faktörler bilişsel gelişimi şekillendirir. Okullar, öğretmenler ve müfredatın tersine bu faktörler yılın tamamında bilişsel gelişime (başarıya) etki yaparlar. Okulların etkisi ise araya giren tatillerle tam yıl sürmez. Eğitimsel değerlendirme için bakıldığında yazın verilen tatil arası, ders yılı programlarında ulaşılan olumlu ölçmeleri tehlikeye atar. Öğrenme sürekli bir süreçtir ve ara vermeler öğrencilerin ilerlemesini engeller. Ders yılı boyunca kazanılan bilgi ve becerilerin kalıcı olması için devam ettirilmesi gerekir (Heyns, 1987:1155-1156). Bu gibi nedenlerden dolayı artık ders yılı süresi tartışılmaya başlanmıştır.

Borman (2001, 27), geleneksel okul takvimindeki dokuz aylık eğitim öğretim süresinin ve üç aylık tatilin kaynağının, halkın büyük çoğunluğunun geçimini tarım ile sürdürmesi olduğunu belirterek, artık günümüzde bu oranın %3'lere düştüğünü ve bu kadar uzun tatil süresine gerek kalmadığını belirtmektedir. Ayrıca, gelişen teknolojiyle ekonomi, daha spesifik bilgi ve beceri ile donanımlı bireylere gereksinim duyduğundan üç ay yaz tatilini içeren okul takviminin sorgulanması gerektiğini de vurgulamaktadır. Kerry ve Davies de (1998, 118-119), tarımsal toplumdan kentsel topluma ve teknolojik alana geçilmesine rağmen ders yılı takvimlerinin hâlâ eski tarımsal takvim üzerinden yapılmasını eleştirirler. Modern ve teknolojik toplum içerisinde eski tarımsal takvimin hiçbir mantığı yoktur. Şu anki problemlerin üstesinden gelmek için yeniden yapılanma gereksinimi, ders yılı takvimini değiştirme ihtiyacını destekler. Bu problemlerden bazıları; uzun dönemlerin sonuna doğru öğrenci sıkılması, müfredat esnekliğinin eksikliği, düşük başarılı öğrencilerin yetişmeleri için fırsat eksikliği, öğretmen sıkılması gösterilebilir (Sharp, 2000, 2).

Yaz tatilinin öğrenci öğrenmesi üzerindeki etkileri, 1906'dan beri araştırma konusu olmuştur (Fairchild ve Boulay, 2002, 4). Eğitimciler ve aileler, sık sık öğrenci öğrenmeleri üzerine yaz tatilinin muhtemel olumsuz etkileri hakkındaki üç kaygılarını dile getirirler. Birincisi, öğrenme yetersizliği olan öğrencilerin sürekli öğrenime ihtiyaç duyduklarından uzun yaz molası, bu tür çocukların öğrenimine olumsuz bir etkiye sahip olması. İkincisi, üst sosyo ekonomik düzey öğrencilerinin yaz aylarından sonra hem ilave okul ilişkili öğrenme veya daha düşük unutma seviyeleri sonucu onların daha az avantajlı akranlarına göre okullar açıldığında hayli eğitimsel avantajla okula dönebilmeleridir. Sonuncusu, uzun yaz tatilinin öğrenmenin ritmini bozması, unutmaya sebep olması ve öğrenciler sonbaharda okula geri döndüklerinde materyal tekrarının gerekmesidir. Öğretmenler, ders yılının başladığı sonbahar döneminin ilk haftalarını bir önceki yılın konularını tekrar etmeye ve gözden geçirmeye harcarlar ki bu, zamanın yeni öğretime harcanmamasıdır. Öğretmenler, özellikle daha az yetenekli ve öğrenmeyi anlamada dezavantajlı olan öğrenciler için yaz tatili öğrenme kaybının çok doğru bir olgu olduğunun farkındadırlar (Cooper, 2003, 1; Davies ve Kerry, 1999, 362).

Yaz öğrenme kaybı, en azından bir aylık öğretimle eşleştirilir. Çocuklar sonbaharda okula döndükleri zaman aldıkları test puanları, ilkbaharda yaz tatiline ayrılırken aldıkları test puanlarından ortalama olarak en az bir ay daha düşüktür (Cooper ve Charlton, 2000, 6). Diğer bir ifadeyle, öğrenciler ders yılı içerisinde öğrenme süreçlerinde bir aylık kazanımlarına eşdeğer bir kayıp yaşamışlar ve bir ay geriye gitmişlerdir. Bu bir genelleme olup tüm öğretim alanları için aynı miktarda değildir. Farklı yetenek alanları, yaz tatili etkilerinden farklı şekilde etkilenirler.

Öğrencilerin akademik yeteneklerinin yaz tatili sonrası kötüye gittiğine yaygın olarak inanılması, boş bir inanç değildir ancak, öğrencilerin akademik yetenekleri, okul dışında etkili bir şekilde öğrendiklerini destekleyen teorik dayanaklar sağlanırsa yaz kayıpları kadar yaz kazançlarından da söz edilebilir (Wintre, 1986, 308-309). Fairchild ve Boulay da (2002, 8), uzun yaz tatilinin öğrenciler üzerindeki bu etkilerinin yanında ayrıca, okul dışı zaman süresince denetlenmeyen okul yaşındaki çocuklar ve gençlerin alkol, uyuşturucu ve sigara kullanmaya daha uygun olduklarını, suça ait veya yüksek riskli davranışlarla meşgul olduklarını ve daha fazla davranış problemleri sergilediklerini belirtmektedir.

Cooper (2003, 1-2), yaz öğrenme kaybına engel olmak için ders yılını uzatma, yaz okulu sağlama ve ders yılı takvimini değiştirmenin en çok önerilen üç yaklaşım olduğunu belirtir. Ders yılını uzatma, bir ders yılında okulda bulunulan gün sayısını (180 iş gününden 210 güne çıkarmak gibi) artırmaktır. Yaz okulları, katılanların bilgi ve yetenekleri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olan iyileştirici, hızlandırılmış veya zenginleştirilmiş öğrenme üzerine odaklı nispeten küçük programlardır. Ders yılı takviminin değiştirilmesi ise, okula devam edilen toplam gün sayısını değiştirmeden uzun yaz tatili süresinin daha kısa dönemler halinde yıl içine dağıtılmasıdır.

Farklı Modeller ve Gerekçeleri

Orta ve üst sosyo ekonomik düzey ailelerin çocuklarına kıyasla dezavantajlı konumda olan alt sosyo ekonomik düzey çocukları, yaz tatili ile diğer akranlarıyla olan öğrenme açıkları arttığından dolayı, özellikle yaz tatilinin bu çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek için Tam Yıl Eğitim (Year Round Education: YRE) sisteminin yararlı olabileceği düşünülmektedir. Tam Yıl Eğitim takvimleri, ders yılını, arasında daha kısa fakat daha sık ara tatillerin olduğu daha kısa dönemlerden oluşturmayı amaçlar. Genel bir Tam Yıl Eğitim takvimi 45/15 olarak bilinir, 45 günlük (dokuz hafta) dönemi 15 günlük (üç hafta) ara tatil izler. Tam Yıl Eğitim takvimleri uzun yaz tatili süresini yok etmek amacıyla düzenlenir (Davies ve Kerry, 1999, 360). Yaz tatilinin olası olumsuz etkileri, ders yılı süresi uzatılmadan önlenmeye çalışılmaktadır.

Uzun bir yaz tatilinden ziyade daha kısa ve daha sık tekrarlanan tatilli bir okul takviminden oluşan Tam Yıl Eğitim Sadece Avrupa ülkelerinde değil, Amerika'da uygulanmakta ve her geçen gün de popülerliği artıyor görünmektedir. Tam Yıl Eğitim programını halk okullarında uygulayan eyalet sayısı 1985-1986 ders yılında 16 eyalette 410 okul iken, on yıl sonra 1994-1995 ders yılında 37 eyalette 2.252 okula ulaşmıştır. Öyle ki 2002'de Tam Yıl Eğitim programı uygulayan eyaletin sayısı 46'ya ulaşmıştır. Son yıllarda bu çeşit programın uygulanmasında dikkate değer bir artış görülmektedir. Tam Yıl Eğitim, onu savunanlara göre, yaz sonrası meydana gelen öğrenme kaybını azaltır, okulların parasını korur ve test puanlarının düzelmesine sebep olur (Ballinger, 1995, 28; Ray, 2003, 1-2).

Tam Yıl Eğitim takvimi, düzenli aralıkları takip eden, eğitimde mantıksal bir adım sağlar. Tatillerle canlandırılan öğretmenler ve öğrenciler, çalışmaya hazır bir şekilde geri dönerler. Tam Yıl Eğitim takvimi izleyen okul bölgelerinde daha iyi öğretmen ve öğrenci hazır bulunuşluğu, ders başarılarında önemli artışlar, daha az öğrenci okul bırakma oranı, daha az disiplin problemleri ve daha az antisosyal davranışlar gözlenmiştir. Bu şekilde iç-içe girmiş oturum, zenginleştirme ve yaratıcılık için verimli bir zaman sürecidir. Tam Yıl Eğitim takvimi uygulayan okullar ayrıca sanat, bilim, bilgisayar ve bağımsız çalışma üniteleri ile daha da geliştirilebilir. Aşağıdaki Şekil 1, Tam Yıl Eğitim takvimi ile geleneksel ders yılı takvimi kıyaslandığında öğrentim-tatil ritmindeki farkı göstermektedir (Ballinger, 1995, 29-30).

Şekil 1. Ders Yılı Takvimlerinde Öğretim-Tatil Dönüşümü

Geleneksel Ders Yılı Takvimi Tam Yıl Eğitimde Ders Yılı Takvimi

Amerika'daki bu Tam Yıl Eğitim okullarını yansıtır türde “Beş Dönemli Yıl” İngiltere'de uygulamaları vardır. Beş Dönemli Yıl, ne öğrenciler ne de öğretmenler için çalışma yılını uzatmaz, sadece modeli değiştirir. Tam Yıl Eğitim ders yılı takviminde olduğu gibi Beş Dönemli Yıl ders yılı takviminde, uzun yaz tatili kısaltılarak, daha fazla kısa ara tatiller vardır. Yapılan bir çalışmada bu okullardaki öğretmenler, öğrenciler (sekizinci ve onuncu sınıflar) ve aileler üzerinde uygulamanın yarattığı etki araştırılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda elde edilen araştırma sonuçlarını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür (Davies ve Kerry, 1999, 368-369):

Beş Dönemli Yılın Öğrenciler Açısından Etkileri:
1. Öğrenciler daha fazla bilgiyi hatırlar,
2. Öğrenciler daha iyi çalışır,
3. Konsantrasyon düzeltilir,
4. Uzun dönemli ders yıllarından daha sık aralar ve daha fazla rahatlama sağlar,
5. Öğrenciler daha fazla öğrenir,
6. Motivasyon artırılır.
7. Sık aralar, öğrencilerin çalışmalarını daha iyi kontrol etmelerine izin verir,
8. Öğrenciler daha sık aralardan hoşlanır,
9. Çalışma devamlılığı ve planlaması amaçlanır,
10. Daha az tekrara ihtiyaç duyulur,
11. Tatiller çok uzun ve sıkıcı değildir,
12. Öğrenciler daha iyi, uzun dönemli hedefler koyar.

Beş Dönemli Yılın Öğretmenler Açısından Etkileri:
1. İş yükü daha az bir dağılımla yayılır,
2. İşin hafiflemesini sağlar, böylece öğretim ve öğrenimin doğasını değiştirir,
3. Uzun yaz arasını kaldırır,
4. Ödevler daha iyi belirtilen son teslim tarihine sahiptir,
5. Öğrenciler daha kısa dönemde daha sıkı çalışır,
6. Daha iyi değerlendirme düzeni sağlar,
7. Her dönem için daha iyi belirlenen amaçlar sağlar,
8. İçerik daha etkili bir şekilde planlanabilir,
9. Öğrenciler zamanlarını daha iyi ayarlarlar ve daha motivasyonludur,
10. Öğrenciler sekiz hafta sonra performanslarındaki değişiklikleri görebilirler,
11. Öğretmen öğrenci arasında daha iyi bir irtibat ve sürekliliği sağlar.

Beş Dönemli Yılın Anne Babalar Açısından Etkileri:
1. Çocuklar ödevlerine daha fazla zaman harcıyor ve daha fazla motivasyonlu,
2. Dönemlerin sonunda hiç ölü periyot yok,
3. Tatillerin zamanlaması ve yerleştirmesi daha temkinli,
4. İki haftalık ara hem ev ödevine hem de boş vakte zaman verir,
5. Çocuk daha iyi zaman ayarlaması yapar,
6. Çocuk uzun dönemli projelere daha sıkı çalışır,
7. Çocuğun performansı düzeltilir,
8. Çalışma için son teslim tarihleri daha açıktır,
9. Sistem daha iyidir,
10. Model diğer öğrencilerinkinden farklıdır fakat, iş yükü de ağırdır.

Hem düzelmeyi hem de zenginleşmeyi sağlayan yaz okullarının, günümüzde başarısız olan öğrencilere zorunlu bir ikinci şans verme olarak görüldüğünü vurgulayan Stenvall (2001, 19-21), iyileştirici yaz okullarına katılması gereken öğrencilerin sadece %50'sinin devam ettiğini ve devam edenlerin de hepsinin yaz okulu ödevlerini tamamlamadığını belirterek Tam Yıl Eğitimin daha verimli olduğunu savunur. Yaklaşık on öğretmenden sekizinin, yeni ders yılının ilk haftalarında önceden öğretilen materyalleri tekrar etme gereksinimi duyduklarını, yazın iyileştirme yapmaktansa Tam yıl Eğitim ile başarısızlığı engellemek gerektiğine dikkat çeker. Gitmesi gereken öğrencilerin çok azının yaz okulu programlarından faydalandığından, yaz tatili öğrenme kayıplarını engellemek için yaz tatilinin kısa aralar şeklinde dağıtıldığı dengeli bir ders yılı takvimini önerir. Ayrıca Tam yıl Eğitime “Dengeli Bir Takvim” tanımlaması yaparak, geleneksel takvimden dengeli bir takvime (Tam Yıl Eğitime) geçişi takvimsel bir değişiklikten çok felsefi bir değişiklik olarak görür. Stenval'in sunduğu, 2001-2002 öğretim yılı için hazırlanmış Dengeli Ders Yılı Takvimi (diğer bir ifadeyle Tam Yıl Eğitim takvimi) aşağıdaki çizelgede görülmektedir.

2001-2002 Dengeli Ders Yılı Takvimi (Tam Yıl Eğitim Takvimi)

Kerry ve Davies (1998, 121), Tam Yıl Eğitim takvimini, okulların kapasitesini artırmak için çok gruplu (multitracking) olarak adlandırılan ders yılı takviminde kullanmanın mümkün olduğunu belirtirler. Şekil 2'de model olarak gösterilen çok gruplu takvim ile geleneksel takvimli okulların kapasitesini artırmak mümkündür. Örneğin geleneksel takvimle 600 öğrencilik bir okulun kapasitesi öğrenciler üç veya dört gruba ayrılarak çok gruplu takvimle 800 öğrenciye çıkartılabilir. Çok gruplu uygulama yapan okullarda Tam Yıl Eğitim yapılır, fakat grupların tatilleri farklı günlerde başlar ve üç grup okuldayken dördüncü grup tatildedir. Dördüncü grup tatilden döndüğünde bir başka grup tatile çıkmıştır. Bu şekilde okulda sürekli sadece üç grubun olması ve kalabalık sınıflar nedeniyle yer sıkıntısı yaşayan okullara kapasite artırımı sağlanmaktadır. Sadece kış tatilinde öğrencilerin tümü okulda yoktur ve okul yıl boyunca açıktır. Tam Yıl Eğitim sistemindeki bu çok grupluluk hükümetler için para tasarrufu da sağlamaktadır.

Şekil 2. Çok Gruplu (Multitracking) Takvim

Şekilde görüldüğü gibi, çok gruplu takvimde, okul yıl boyunca açık olup aynı zaman diliminde sadece üç grup okulda bulunmakta ve gruplardan biri ara tatiline çıkmaktadır. Grupların tamamı birkaç haftalığına yıl sonu tatili yapmaktadır. Çok gruplu ders yılı takviminin uygulanmasında, yılın tamamının eğitim öğretim yapmaya elverişli olması oldukça önemlidir. Farklı zamanlarda ara tatillere çıkılması, elverişsiz iklim şartlarında uygulandığında, öğrenciler arasında eşitsizliğe sebep olabileceği unutulmamalıdır.

Sonuçlar

Haftalık ders saati Avrupa ülkelerinde genellikle 25 ile 30 saat arasındadır. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında bizdeki bu sürenin kısa olmadığı, hatta ilköğretim birinci kademede birçok Avrupa ülkesinden uzun olduğu görülmektedir.

Birçok Avrupa ülkesi, ilköğretimde her sınıf için aynı haftalık ders saati uygulamayarak yeni başlayan sınıftan üst sınıflara doğru artan bir uygulama içerisindedirler.

Bazı Avrupa ülkelerinde, ilköğretimin ilk sınıflarındaki öğrencilere çarşamba öğleden sonraları tatil edilmektedir.

Bir ders yılı Avrupa ülkelerinde genellikle 175-200 iş gününden oluşmaktadır. Ülkemizde ise ilköğretim okullarında ders yılı süresi 180 iş gününden az olamaz. Avrupa ülkeleri ile ders yılı süremiz karşılaştırıldığında, onların ortalaması bir durumda olduğumuz görülür. Ders yılı bizden kısa olanlar olduğu gibi bizden daha da uzun olan Avrupa ülkeleri vardır.

Avrupa ülkelerinde, yaz tatili genellikle altı hafta ile 2.5 ay arasındadır. Ülkemizde ise yaz tatili süresi yaklaşık üç aydır. Bu ülkelerle karşılaştırıldığında üç ay uzun görünmektedir.

Bazı Avrupa ülkelerinde öğretim yılının üç döneme ayrıldığı görülmektedir. Kısalan yaz tatili ile öğretim süresi uzun tutulmamış iki ara tatile dağıtılmıştır. Diğer bir ifadeyle, daha kısa yaz tatili ve ders yılına yayılmış daha fazla ve daha kısa ara tatiller vardır. Ülkemizde ise öğretim yılında iki dönem, iki haftalık bir ara tatil ve yaklaşık üç aydan oluşan yaz tatili vardır.

Öneriler

Haftalık ders saati, ilköğretimin ilk sınıflarında 25 veya 27 saatten başlayarak kademeli artışla üst sınıflarda 30 saate çıkarılmalıdır.

İlköğretimin ilk üç sınıfında (özellikle birinci sınıfta muhakkak) çarşamba öğleden sonraları tatil edilmelidir.

Ders yılı süresi uzatılmadan aralara kısa tatiller konularak yaz tatili süresi kısalabilir. İki ay yaz tatili süresi uygulanabilir.

Bir ders yılı iki ara tatil ile üç döneme ayrılabilir.

Kaynakça

BALLINGER, Charles (1995). Prisoners No More ( Year-Round Schools Address The Problem of Summer Learning Loss, Providing Unique Opportunities for Remediation and Enrichment ), Educational Leadership , 53 (3), 28-31.

COOPER, Harris; CHARLTON, Kelly (2000). Introduction , Monographs of The Society for Research in Child Development , 65 (1), 1-17.

COOPER, Harris (2003) Summer Learning Loss: The Problem and Some Solutions , Eric Digest (May), 1-2.

DAVIES, Brent ve KERRY, Trevor (1999). Improving Student Learning Through Calendar Change , School Leadership & Management , 19 (3), 359-371.

FAİRCHİLD, Ronald A. ve BOULAY, Matthew (2002). What if Summer Learning Loss Were an Education Policy Priorty? , Presentation for the 24. Annual APPAM Research Conference , (November 9, 2002): APPAM Conference Paper, 1-22.

HEYNS, Barbara (1987). School and Cognitive Development: Is There a Season for Learning? , Child Development , 58 (5), 1151-1160.

KERRY, Trevor; DAVIES, Brent (1998). Summer Learning Loss: The Evidence and a Possible Solution , Support for Learning , 13 (3), 118-122.

KÜÇÜKAHMET, Leyla (Ed.). (2003a). Sınıf Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar (Üçüncü Baskı), Nobel Yayın Dağıtım. Ankara

MEB (1997). Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği , Millî Eğitim Basımevi. İstanbul.

SAĞLAM, Mustafa (1999). Avrupa Ülkelerinin Eğitim Sistemi , Anadolu Üniversitesi Yayınları. Eskişehir.

SHARP, Caroline (2000). The Learning Benefits of Restructuring the School Year: What is the Evidence? , Paper Prepared for the ATL Conference for London Memebers: National Foundation For Educational Research. London.

SÖNMEZ, Ahmet (1998). İlköğretim Sonrası Eğitim Seçenekleri , İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.

STENVALL, Marilyn J. (2001). Balancing The Calendar for Year-Round Learning , Principal , 80 (3), 19-21.

T.C. Resmî Gazete (27.08.2003). Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği , Sayı: 25212, Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü Yayını. Ankara.

TÜRKOĞLU, Adil (1998). Karşılaştırmalı Eğitim “Dünya Ülkelerinden Örneklerle” , Baki Kitapevi. Adana.

WINTRE, Maxine Gallander (1986). Challenging the Assumption of Generalized Academic Losses over Summer , Journal of Educational Research , 79 (5), 308-312.


COMPARISION OF ELEMENTERY SCHOOL ACADEMIC CALENDER IN TURKEY WITH THE ONES INSOME EUROPEAN COUNTRIES AND DIFFERENT APPLICATIONS

Abstract

Academic year is the period between the beginning date and ending date of lessons. In different countries, different periods can be seen. Midterm brakes and the number of midterm holidays also differ from country to country. In our country one academic year has two midterms and lasts 180 working days. Between the terms there is a two-week break and at the end of the terms, there is a three-months summer holiday. We have similarities with some European countries and there are some differences with some European countries. In this study, by comparing our academic year with the ones in European countries, different applications in these countries and their reasons are discussed. Suggestions that can be applied to our country are presented. One of them is shortening the summer holiday without changing the length of the academic year.

Key Words: Academic year, different applications, elementary school