Kelime Servetinin Eğitim Öğretimdeki Yeri ve Önemi




Dr. Mesiha TOSUNOĞLU (*)
 
 

A. GİRİŞ

Ülkemizde özellikle gençlerin ve çocukların kendilerini ve düşüncelerini ifade etmekte zorlandıkları, gazete ve kitap okumadıkları, derslerinde başarısız oldukları, iletişim eksiklikleri yaşadıkları konusunda şikâyetler yaygınlaşmıştır. “Ayni dili konuşmuyoruz.” şeklindeki bu şikâyetlerde “dil” kelimesi ile ifade edilmeye çalışılan husus; ortaklaşa kullanılmayan kelimeler, kavramlar ve kelime gruplarıdır.

Ayni dili kullanan insanların birbirini anlaması için ortak bir kelime servetine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç, temel kelime servetinin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. O halde temel kelime serveti ile kastedilen kavrama dikkat çekmek, eğitim - öğretimdeki yeri ve önemini dile getirmek gerekmektedir.

İnsanin doğduğu andan itibaren karşılaştığı ve çevresinde hazır bulduğu kelimeler, bu kelimelerin çağrıştırdığı kavramlar, kelimelerin oluşturduğu kalıplaşmış ifadeler kelime servetini meydana getirir.

Birey ve toplum için hayatî önem arz eden dilin farklı seviyelerdeki kelime servetini oluşturma çalışmaları, hem bireyin eğitim ve öğretimine yön verme hem de sosyolojik gelişim için toplumun şekillenmesine katkıda bulunma bakımlarından çok önemlidir.

Kelime serveti konusundaki ilk kaynaklar “sözlük”lerdir. Ülkemizde konuşurken ve yazarken kullandığımız, his ve hayallerimizi ifade ederken başvurduğumuz, düşüncelerimizi şekillendirdiğimiz kelimeleri toparlayan, bu kelimelerin anlamlarını veren ve doğru kullanımlarını örnekleyen çok sayıda “Türkçe Sözlük” bulunmaktadır. Bunların yani sıra ana dilimizdeki söz kalıplarıyla alâkalı «Atasözleri Sözlüğü», «Deyimler Sözlüğü», «Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü» gibi birçok çalışma da vardır. “Okul Sözlüğü” adını taşıyan ve ana dilimizin kelimeleri arasından seçme yoluyla daha çok yaş ve müfredat programları göz önünde tutularak hazırlanan sözlüklerden de burada bahsetmeden geçemeyeceğiz. Bu sözlüklerin batıdaki örneklerine göre oldukça geride ve yetersiz olduğu yapılan mukayeselerden anlaşılmaktadır. Meselâ, özellikle ana dili öğrenimi için ilköğretim seviyesindeki bir Fransızca sözlükte kelimelerin anlamları, varsa eş ve karşıt anlamları, doğru kullanımlarına örnekler ve kelimelerin doğru hecelenişleri yer almaktadır. Bu tür sözlükler, dildeki ilk temel 1000 kelimeden başlanarak hazırlanmaktadır.

Sözlükleri oluşturan kelimeleri tespit etmek için uzun ve zahmetli araştırma, inceleme ve çalışmalar gerekir. Oysa ülkemizde bu konuda daha çok eser taraması yolu izlenmektedir. Özellikle belirli bir yaş düzeyi ele alındığında sadece eser taramasının yeterli olmayacağı açıktır. Eser taraması yanında o yaştaki bireyin aktif ve pasif kelimelerini tayin etmek gerekir.

Sözlükler, dilin aktif ve pasif olan bütün kelimelerini ihtiva ettikleri için genel bir kaynak durumundadır. Bizim üzerinde durmak istediğimiz asil konu ise belirli bir seviye gözetilerek yapılan aktif kelime servetine yönelik çalışmalardır.

Dilin kazanımı ve dil öğretimi açısından bakıldığında aktif kelime serveti konusunda (birkaç araştırma dışında) ilmî çalışmaların ihmal edildiği görülmektedir. Oysa bati ülkelerinde ana dili öğretiminde kazandırılması plânlanan kelimelerin hangileri olduğunu gösteren «temel kelime listeleri» hususunda sürekli ve çok ciddî çalışmalar yapılmaktadır. Bizim «Temel Kelime Serveti» olarak adlandırmayı uygun bulduğumuz bu listeler, konuyla görevli kurumlar tarafından -ki bu kurumların çoğu özerktir ve çalışmaları gizlidir - her seviye için çağın ilmî, fikrî, sosyolojik ve teknolojik yapısı dikkate alınarak hazırlanmakta ve çalışmaların sürekliliğine de özen gösterip önem vermektedir. Çünkü dil , bir milletin geleceğini şekillendiren en önemli husustur. Bireylere çocukluklarından itibaren kazandıracak kelime ve kavramlar; onların düşünce dünyalarını oluşturacak , yaşayış tarzlarını sağlayacaktır. Bu bakımdan ilerlemiş ülkelerde dil çalışmaları , millî politika olarak görülmektedir. istenilen insan tipi ile plânlanan milleti oluşturacak unsurları dil yoluyla kazandırmak üzere dil öğretimi akademik çalışmalar yapan kurumlar tarafından yönlendirilmektedir.

B. TEMEL KELİME SERVETİ KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALAR

Ülkemizde dil konusunda yapılan araştırmaların çoğu, dilin belirli seviyelerde nasıl kullanıldığı ve nasıl kazanıldığıyla ilgilidir. Bu araştırmaların çoğu temel kelime servetinin tespitine katkıda bulunmaktadır. Ancak bu çalışmalardan bir kelime listesi yapılamayacağı, kelime listesi veren araştırmaların da çok fazla olmadığı görülmüştür.

Kelime listesi içeren çalışmalardan biri Vedide Baha Pars ve Cahit Baha Pars tarafından yapılmıştır. Parslar, ilkokul birinci sınıfta öğretilecek kelimeleri tayin etmek maksadıyla 698 kelimeden oluşan bir liste oluşturmuşlardır. Bu çalışmada yöntem olarak; eser taraması ve gözleme dayalı tahmin ile mukayese yolunu kullanmışlardır. Öncelikle ilkokuma kitaplarındaki kelimeleri tespit eden araştırmacılar, bu kelimelere Aritmetik ve Hayat Bilgisi derslerinde kullanılan kelimeleri de ilâve ettiklerini belirtiyorlar. ikinci aşamada, evde günlük yaşayışta kullanılan kelimeler, gözlem ve tahmin yoluyla belirlenerek listeye dahil edilmiştir. Son aşamada ise araştırmacılar, kendi hazırladıkları listeyi Thorndike ve Gates’in kelime listeleri ile karşılaştırmışlar ve listeye son şeklini vermişlerdir (1).

Nihat Bilgen tarafından yapılan kelime serveti konusundaki çalışma, ilkokulun ilk üç sınıfında kullanılan dile yöneliktir. Bilgen, çalışmasında eser taraması yöntemini kullanmıştır. ilkokulun birinci, ikinci, üçüncü sınıflarında okutulan ve ders kitabi niteliği taşıyan Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi kitaplarındaki kelimeleri sayıp bir kelime listesi oluşturmuştur. Yazarların, “Çocuklar bu kelimeleri ve bu ifade kalıplarını kullanıyorlar.” tahmini ile hazırladıkları kitapların kelimelerini içeren bu çalışmada kelimelerin kullanım sıklıkları da verilmiştir. Tahmine dayalı olarak hazırlanan sözü edilen listeye temel kelime serveti olarak yaklaşmanın doğru olmayacağı kanaatindeyiz (2).

Ömer Harit’in «Samsun ve Ankara illerinin 6-7 Yaş Çocuklarında Kelime Hazinesi Araştırması» temel kelime serveti konusunda yapılmış en geniş kapsamlı ve amaca yönelik çalışmaların başında gelir. Harit, çalışmasında Ankara ve Samsun illerindeki ilkokulları sosyo-ekonomik yönden gruplara ayırmış, bu okullarda öğrenim gören 9351 öğrenciden “Kelime Hatırlama Oyunu” yöntemiyle yazılı materyal toplamıştır. Materyallerdeki kelimeler ve bunların frekansları alfabetik liste hâlinde gösterilmiştir. Harit’in sözü edilen çalışmasında sonuç ve yorum bölümü yoktur; kelimelerin gramatikal bir değerlendirilmesi de yapılmamıştır. Sadece frekanslara göre yüzde ile ifadelendirilen bölümlendirmeler bulunmaktadır (3).

Ümit Davaslıgil, “Farklı Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Çevreden Gelen Birinci Sınıf Çocuklarının Dil Gelişimine Okulun Etkisi “ adli doktora çalışmasında yetişme çevresinin dil gelişimine etkisini incelemiştir. Davaslıgil, çalışmasında Andre Rey’in resim testini, Descoudres’in dil testini, N. Limbosch ve C. Volf tarafından düzenlenen lügatçe ve dil testini, objelerle sözlü tepki testini kullanarak tanıma, hatırlama ve adlandırmadan oluşan bir yöntem izlemiştir. Davaslıgil,”Bizim bu araştırmada problemimiz, şanslı ve şanssız sosyo-ekonomik ve kültürel çevreden gelen her iki grup deneğimizin birinci sınıfın başında ve sonunda lûgatçelerini nicelik ve nitelik bakımından incelemek, sözcük türlerinin kulanılma oranlarını ve cümledeki işlevlerini belirtmektir.” şeklinde ifade ettiği çalışmasının sonunda kelimeleri gramatikal yönden de mukayese etmiştir (4).

Musa Çiftçi, “Bir Grup Yükseköğrenim Öğrencisi Üzerinde Kelime Serveti Araştı rması” adlı çalışmasında fakülte son sınıf öğrencilerinden 102 adet yazılı doküman toplamak ve bunlardaki kelimelerin frekanslarını tespit etmek suretiyle “aktif kelime listesi” oluşturmuştur. Çiftçi, deneklerin toplam 60095 adet kelime kullandığını, bu kelimelerin çeşidinin 3916 olduğunu alfabetik bir listede frekanslarıyla göstererek tespit etmiştir (5).

Çiftçi’nin çalışması, direkt olarak kelime servetini tespit etmeye yönelik nadir araştırmalardan biri olması ve deneklerin yazılı ifadelerine başvurularak yapıldığı için güvenirliğinin bulunması yönlerinden önemli yere sahiptir.

M.Fevzi Aksari ile Tayfur Köksal, Almanya’da öğrenim gören birinci ve beşinci sınıf öğrencilerinin temel kelime servetleri ile öğrenimleri için gerekli olan kelimelere yönelik bir araştırma yapmışlardır. Araştırmacılar, ses kaydı yoluyla elde ettikleri 2180 kelimeyi müfredat programında yer alan ünitelere göre tasnif etmişler, gramatikal olarak da (fiil, sıfat, edat gibi) bölümlendirmeler yapmışlardır (6).

Necate Baykoç ile Meziyet Ari tarafından yapılan “12-30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanımı” konulu çalışmada ise sözü edilen yaştaki çocukların dil kazanımlarındaki aşamalar incelenmiştir. Çalışmada görüşme, gözlem, ses kaydı ve not tutma yöntemleri kullanılmış; ifadelerdeki hece sayıları, cümledeki kelime sayıları, kullanılan kelimelerin nitelikleri, kelime birleşimlerinin dil bilgisi yönünden dağılımları, eylem kiplerinin kullanımları, zarf ve ünlem kazanımı ve çekim eklerinin kullanımı ele alınarak çocukların bunları hangi sırayla ve hangi aylarda kazandıkları tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda bir kelime listesi çıkarılmamıştır. Ancak“17-18 aylık çocukların 100 kelime bildikleri” gibi sayılar verilmiştir. Bu yönüyle araştırmacıların sözü edilen çalışması, kelime serveti araştırmalarına kaynaklık etme özelliği göstermektedir (7).

C. SONUÇ

Eğitim, gerçekler dünyasını doğru tanıyan, doğru adlandıran, doğru yargılayan, hakikati arama ihtiyacı duyarak sorularına cevaplar arayan insanlar yetiştirme sürecidir. Eğitimin temeli ise ana dili eğitimi ve öğretimi ile atılır.

Çocuk doğduğu andan itibaren“dinleme” yoluyla ilk eğitimini almaya başlar. Büyüdükçe, dinleyerek öğrendiği kelimelerle “konuşma”yi gerçekleştirir. Birikiminde bulunan kelime ve ifade kalıplarını kullanarak çevresindekilerle bildirişimde bulunur. Düşünürken, fikir üretirken, türlü bilgi ve fikirleri yorumlarken, hayal kurarken yine dilini kullanır. İçinde yaşadığı toplumun dili vasıtasıyla birçok bilgi öğrenir. Kısacası her türlü eğitimi ve öğrenimi dile dayanır.

Bunun içindir ki dil konusunda, onun çok özel bir sahası olan kelime serveti konusunda yapılan araştırmalar çok önem arz etmektedir.

Bireyin gelişimindeki basamaklar dikkate alınarak düzenlenen, hedeflenen toplumun niteliklerini kazandırmaya yönelik menzilleri de bünyesinde bulunduran temel kelime serveti araştırmaları; neyin, ne kadar, nasıl öğretileceğini ortaya koymuş olacaktır.

Eğitim ve öğretim daha çok zihnî faaliyetlerden oluşan bir süreçtir. Bu süreçte işe nereden başlanacağını bilmenin büyük önemi vardır. İşte seviyelere göre yukarıda sözünü ettiğimiz şekilde hazırlanmış temel kelime serveti, bu başlangıç noktalarını oluşturmaktadır.
 
 

Eğitim ve öğretim sürecinde dikkate alınacak hususlardan belki de en önemlisi nelerin öğretileceğidir. Temel kelime serveti, başlangıç ve bitiş noktalarını dil varlığı bakımından gösterdiği, hedeflenen toplumun niteliklerini de kapsadığı için nelerin öğretilmesi gerektiğinin çerçevesini belirler. Bu çerçeve dahilinde öğretilecek bilgiler, bu bilgileri öğretmek için derslere ait müfredat programları ile bireyin eğitiminde gerekli olan davranışlar ve hedefler kolaylıkla belirlenebilir.

Temel kelime serveti, öğretileceklerin ne kadar olması gerektiğini de yaklaşık olarak ortaya koyar. Her seviye için yapılan bu kelime listeleri; bireyin kavrama, algılama, yorumlama, karar verme gibi zihnî fonksiyonlarını ve hedeflenen toplumun özelliklerini kapsadığı için başlangıç kadar bitişi de belirler. Bu sebeple nelerin ne kadar öğretileceğini yaklaşık olarak göstermektedir.

Temel kelime serveti, eğitim ve öğretimde kullanılacak dokümanın hazırlığı açısından da çok önemlidir. Örgün eğitimin bel kemiğini oluşturan ders kitabi, ünite dergileri, yardımcı kitaplar, başvuru kitapları (sözlük, ansiklopedi vb.) şayet temel kelime serveti dikkate alınarak hazırlanırsa bundan faydalanacak öğrencilerin öğrenmeleri daha kolay olacaktır ve eğitim-öğretimde başarı artacaktır. Ayrıca bireylerin temel kelime servetlerine göre düzenlenmiş romanlar, hikâyeler, klâsik eserler, mecmualar, dergiler ve gazeteler; anlama, kavrama gibi zihnî faaliyetleri kuvvetlendirecek; bu yolla okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandıracaktır.

Bütün eğitim ve öğrenmelerde dil bir araç olduğundan temel kelime serveti tespitleri, bütün öğrenmeleri de kolaylaştıracaktır. Ana dili yardımıyla zihnî faaliyetleri artan kişinin bütün derslerdeki başarısı da yükselecektir.

ileri ülkelerin kendi ana dilleri konusunda yaptıkları çalışmalar, bu konu için açtıkları kurumlar, bu kurumların belirledikleri temel kelime listeleri, bu listelere göre gösterilen başarılar “ileri” olmanın ölçütlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. O hâlde ister örgün, ister yaygın olsun eğitim ve öğretim kavramının bulunduğu her ortamda temel kelime serveti esas alınmalı; özellikle ilköğrenim seviyesindeki öğretim materyalinin hazırlanmasında bir değerlendirme kıstası olarak kullanılmalıdır.

Türk millî eğitimi ve Türk dilinin geliştirmesinden sorumlu olan kurum ve kuruluşlar, temel kelime serveti konusunda sürekli araştırma ve incelemeler yapmalı; elde ettikleri sonuçlar doğrultusunda eğitim ve öğretim çalışmalarını yönlendirmelidir.


(*) Mimar Kemal İlköğretim Okulu Türkçe Öğretmeni

(1) Vedide Baha PARS, Cahit PARS, Okuma Psikolojisi ve İlkokuma Öğrenimi, Maarif Basımevi, İstanbul, 1954.

(2) Nihat BİLGEN, Kelime Hazinesi Konusunda Bir Araştırma, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, (Yayınlanmamış Araştırma Raporu), Ankara, 1988.

(3) Ömer HARIT, Samsun ve Ankara İllerinin 6-7 Yaş Çocuklarında Kelime Hazinesi Araştırması, MEB Plânlama Araştırma ve Koordinasyon Dairesi Bşk. Yayını, Ankara, 1971.

(4) Ümit DAVASLIGİL, Farklı Sosyo Ekonomik ve Kültürel Çevreden Gelen Birinci Sınıf Çocuklarının Dil Gelişimine Okulun Etkisi, İstanbul Üni. Ed.Fak. Yayınları, İstanbul, 1985.

(5)Musa ÇİFTÇİ, Bir Grup Yükseköğrenim Öğrencisi Üzerinde Kelime Serveti Araştırması (Basılmamış Master Tezi),Ankara Gazi Üni. Ankara, 1991.

(6)M.Fevzi AKSARI, T.KÖKSAL, Kelimeler, Der Hessische KulturMinister,Weisbaden, 1988.

(7)Necati BAYKOÇ, M.ARI, “12-30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması”,Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi, Ankara, 1989.