İnsan Hakları Eğitimine Temel Yaklaşımlar
 

Dr. Yasemin KARAMAN KEPENEKCİ (*)

Günümüzde dünya gündemini ilgilendiren konulardan biri de insan hakları sorunudur. Konu bu kadar önemli olunca, bu konunun eğitimi de doğal olarak önem kazanmıştır. Nitekim, başta Birleşmiş Milletler (1) ve Avrupa Konsey’i olmak üzere birçok uluslar arası örgüt insan hakları eğitimi ile ilgilenmeye başlamışlardır.

İnsan hakları, renk, dil, din, cinsiyet, ırk farkı gözetmeksizin, her insanın, insan olması dolayısıyla sahip olması gereken, evrensel haklardır. Bu yüzden bu hakların korunmasını ve saygı duyulmasını sağlamak için, bilgilenmeyi ve duyarlılığı sağlayacak bir eğitimin verilmesi gerekir. İnsan hakları eğitiminin öneminin anlaşılması ile birlikte, bu eğitimde hangi yaklaşımın benimseneceği tartışmaları da başlamıştır. Örneğin, bazı bilim adamları disiplinler arası yaklaşımın en uygun yaklaşım olacağını savunmuşlardır (2). Bazıları ise, insan haklarının, en iyi, ulusal, karşılaştırmalı ve uluslar arası yaklaşımların bir sentezi yapılarak öğretilebileceği savunmuşlardır. Ancak, hangi yaklaşım seçilirse seçilsin, insan hakları eğitiminin başarısı büyük ölçüde öğretmenin niteliğine, okul ve sınıf ortamına, seçilen yönteme ve materyale bağlıdır.

Aşağıda, insan hakları eğitiminde kullanılan iki yaklaşım türü (disiplinlerarası yaklaşım ve çoklu yaklaşım) tartışılacaktır. Önce kısaca “disiplinlerarası yaklaşım” üzerinde durmakta yarar vardır (3).

21. yüzyılın eğitimi, esneklik, kendi kendine öğrenme, olaylara geniş bir perspektiften bakabilme, çarpıcı sorular sorabilme ve yaratıcı problem çözme yeteneğini gerektirmektedir. Bu yetenek de disiplinlerarası yaklaşımla kazandırılabileceği için, insan hakları eğitiminde genellikle bu yaklaşım tercih edilmektedir (4). İnsan hakları eğitiminde kullanılan disiplinlerarası yaklaşım ile öğrencilerin evrensel sorunlar (açlık, evsizlik gibi) üzerinde düşünmeleri istenilmektedir. Ayrıca, bu yaklaşımın benimsenilmesi ile, insan haklarını ele alan çeşitli bilim dalları arasında bağlantı kurularak, alanla ilgili bilgi bütünleştirilmektedir. Diğer bir deyişle, insan hakları eğitiminde, tarih, politika, felsefe ve hukuk gibi değişik disiplinlerden yararlanılması ile öğrencinin, olayların değişik yönlerini görmesine ve yansız olmasına çalışılmaktadır.

Disiplinlerarası yaklaşım, öğretmeni her şeyi bilen kişi değil, kaynak kişi olarak görür. Öğrenci merkezli öğrenmeyi hedef alır. Bu öğrenme sayesinde öğrenciler, nasıl düşüneceklerini, davranacaklarını ve öğreneceklerini öğrenirler. Bu eğitim, bir öğretmen tarafından ya da geniş takımlar halinde çalışan öğretmenler grubu tarafından verilir (5). Disiplinlerarası yaklaşımı benimseyen öğretmenler, dersin işlenişi ilgili kararlar alırlarken, alanda çalışan uzmanların görüş ve önerilerinden yararlanırlar. Ayrıca, ders kitaplarına bağlı olmaktan çok, ders ile ilgili değişik araç gereçleri ve kaynakları bulmaya çalışarak, öğrencileri araç, gereç ve kaynak bulmaları yönünde güdülerler ve onların bireysel araştırmalarda bulunmalarına yardımcı olurlar.

Disiplinlerarası yaklaşımın en önemli özelliklerinden birisi de, çocuğun bilişsel gelişimini göz önüne almasıdır. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar neden sonuç ilişkisini daha zor anladıkları için, bu yaklaşım ile küçük çocukların eğitiminde somut hedefler konulmaya çalışılır (6).

Disiplin merkezli öğrenme, belli bir disiplin içindeki konuların verilmesi ile ilgilenirken, disiplinlerarası öğrenme, konuları ya da sorunları başlangıç noktası olarak alır. Dikkatli seçilmiş güzel konular öğrencilerde merak uyandırır ve hatta onların kafalarını biraz karıştırır. Öğrencilerin olayları farklı boyutlarıyla düşünmelerini ve bir şeyleri keşfetme yönünde çaba sarf etmelerini sağlar.

Aşağıda kısaca, insan hakları eğitiminde kullanılan diğer bir yaklaşım türü olan “çoklu (ulusal, karşılaştırmalı ve uluslar arası) yaklaşım” tartışılacaktır (7). İnsan hakları eğitiminin başarılı olabilmesi için, belirtilen yaklaşımların bir sentezi yapılarak kullanılmalıdır. Bu yüzden, önce, ulusal, karşılaştırmalı ve uluslar arası yaklaşımların tek başına ne anlama geldiği üzerinde durmakta yarar vardır.

1- İnsan Hakları Eğitiminde Ulusal Yaklaşım : Ulusal yaklaşım genellikle ilköğretim düzeyinde uuygulanmaktadır. Ülkenin tarihi ve yönetim şekli tartışılırken temel insan hakları kavramları da verilmektedir. Bu yaklaşımı benimseyen eğitim sistemleri insan hakları ile ilgili yönelimlerini ulusal düzeyle sınırlı tutmaktadır.

Bu yaklaşımın olumlu yönlerinin olduğu inkar edilemez. Gerçekten de öğrenciler ulusal gerçeklerden hareketle birçok şey öğrenebilir. Ama bunun yanında birçok eksik yönü de vardır. İnsan haklarını yalnızca ulusal düzeyde öğrenen öğrenciler oldukça dar bir bakış açısı geliştireceklerdir ve yetişkin yaşamlarında gittikçe bağımsızlaşan dünyaya bu bakış açısı ile bakmak onlara pek bir yarar sağlayamayacaktır.

2- İnsan Hakları Eğitiminde Karşılaştırmalı (Mukayeseli) Yaklaşım: Bu yaklaşımda diğer uluslar inceleme alanına girer. Bu ulusların anayasaları (yazılı ya da yazısız), vatandaşlarına tanınan haklar ve bu hakların ne düzeyde uygulandığı üzerinde durulur. Karşılaştırmalı yaklaşımın bazı avantajları aşağıda ele alınmıştır:

1. İnsan hakları her yerde, her insan için önemli olmakla birlikte, bu yaklaşımla, öğrenciler, tüm ülkelerin, hangi hakların öncelikli olduğu konusunda fikir birliğine varamadıklarını göreceklerdir. Bazı ülkelerde ifade özgürlüğü ve oy verme gibi kişisel ve siyasal haklar öncelik taşırken, bazılarında da çalışma hakkı, sendika hakkı, grev hakkı, izin hakkı gibi sosyal ve ekonomik haklara önem verildiğini farkedeceklerdir.

Hangi hakkın büyük önem taşıdığını ülkenin sosyal ve ekonomik gelişmişlik düzeyi ile yasal ve politik eğilimleri belirlemektedir. Böyle olmakla birlikte, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ortaya konan haklara herkesin saygı göstermesi gerekliliğine tüm dünya ülkeleri inanmaktadır.

2. Karşılaştırmalı yaklaşımın ikinci büyük avantajı tüm haklar arasında “denge”yi sağlamasıdır. Kişisel ve siyasal haklara olduğu kadar ekonomik, sosyal ve kültürel haklara da dikkati çekmektedir.

Ancak bu yaklaşımın birçok gizli denebilecek tehlikleri vardır. Örneğin, üzerinde çalışmak üzere seçilen ülkede insan hakları ihlalleri varsa, bu durum öğrencilerin önyargılarını pekiştirebilecektir.

3- İnsan Hakları Eğitiminde Uluslar Arası Yaklaşım : Bu yaklaşım dikkatini, insan haklarının korunması ile ilgilenen uluslar arası, bölgesel ve hükûmet dışı örgütler üzerinde toplamıştır. Ulusal ve karşılaştırmalı yaklaşımlar arasında bağlantıyı kurduğu için özel bir önem taşımaktadır. Ayrıca temel insan ihtiyaçları ile insan onuruna olan geresinmeyi vurgulamakta ve hak kavramını global bir perspektif içinde ele almaktadır.

Uluslar arası yaklaşımın oldukça yakın geçmişi vardır. 2. Dünya Savaşı’nın bitimini izleyen günlerde, uluslar arası hukuk, tüm devletleri, vatandaşlarına istediği gibi davranma konusunda serbest bırakmıştı. Ne kadar baskıcı olursa olsun, vatandaşlarına karşı devletin aldığı tedbirler, o devletin iç hukuk sistemine dayandırılıyordu. Diğer devletler, bu baskıcı tutumlara karşı hiçbir uluslar arası kuruluşa şikayette bulunamıyorlardı. Sonuçta bu durumun değişmesine yönelik bir ihtiyaç ortaya çıktı. Bu istek ve savaşın kötü sonuçlarını görme, Birleşmiş milletleri’in ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin oluşmasına yol açtı. Böylece uluslar arası düzeyde ilk defa genel insan hakları standartları saptandı. Buna ek olarak insan haklarının korunmasını gözetleyen uluslar arası, bölgesel ve hükûmet dışı örgütler kuruldu. Bu örgütlerin çoğu çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin eğitimini, çalışmalarının ve etkinliklerinin merkezine yerleştirdiler. Örneğin, UNESCO, dünya barışını sağlamanın ancak insan haklarına saygının gelişmesi ile gerçekleşebileceği düşüncesini hareket noktası olarak aldı ve “eğitimi” bu saygının anahtarı olarak gördü (8). UNESCO ayrıca insan haklarına saygının erken yaşlarda başlaması gerekliliğine olan inancını her yerde vurguladı. Nasıl vatandaşlık eğitimi sadece yetişkinlik döneminde verilemezse, insan hakları eğitiminin de ileri yaşlara ertelenemeyeceğini ve uluslar arası boyut dışında ele alınamayacağını belirtti.

İnsan hakları eğitiminde ulusal, karşılaştırmalı ve uluslar arası yaklaşımın sentezi olan “çoklu yaklaşım”ın kullanılması yararlı olacaktır. Kısaca çoklu yaklaşımın yararları şu şekilde sıralanabilir (9).

1. İnsan haklarının çalışması demek insan onurunun evrenselliğinin araştırılması demektir. İnsan haklarının geniş bir içerikle çalışılması öğrencilerin kültürel farklıların bilincinde olmasını ve yanlış algılarının düzeltilmesini sağlar.

2. Uluslar arası alandaki belli başlı insan hakları belgeleri öğrencilerin ben merkezci ve ırkçı yönelimlerini önleyerek evrensel insan haklarını anlamalarını sağlar.

3. Öğrenciler ileride yetişkin vatandaşlar olduklarında kamuoyunun da bir parçası olarak (gönüllü kuruluşlara katılarak, tüketici ve üretici olarak ya da meslekî, politik ve dinî bir grubun üyesi olarak) hükûmetin politikaları üzerinde önemli etkilerde bulunabileceklerdir. İnsan haklarının çok boyutlu çalışılması insanların bilinçli karar veren vatandaşlar olmalarını sağlar.

Sonuç olarak, insan hakları eğitiminde, öncelikle mutlaka disiplinlerarası yaklaşımın kullanılması gerekmektedir. Daha sonra, verilen konunun niteliğine göre, disiplinlerarası yaklaşım ile çoklu (ulusal, karşılaştırmalı ve uluslar arası) yaklaşımın birleştirilmesinin en doğru yol olacağı söylenebilir.
 
 

(*) Araştırma Görevlisi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.

(1) Ayrıntılı bilgi için bkz. Markus G. Schmidt, “The Human Rights Protection System of United Nations and of its Specialized Agencies”, Collection of Lectures, International Institute of Human Rights, Strasbourg, 30 June-25 July 1997, s.258-259.

(2) Ayrıntılı bilgi için bkz. J. Paul Martin, “Human Rights-Education for What”, Human Rights Quarterly, Vol:9, The John Hopkins University, 1987, s.414-422.

(3) Y. Karaman Kepenekci, Türkiye’de Genel Ortaöğretim Kurumlarında İnsan Hakları Eğitimi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, A.Ü.Sosyal bilimler Enstitüsü, 1999, 179-181.

(4) Martin, a.g.e., 1987, 1.

(5) Tchudy 1996’dan aktaran Martin, a.g.e., 1987, 1.

(6) Wolfinger, Donna M.and James W.Stockard, Jr, Elementary Methods:An Integrated Curriculum, (New York: Longman, 1997).

(7) Margeret Stimman Branson ve Judith Toney Purta, (Editors), International Human Rights Society and the Scholls, National Coincil for the Social Studies Bulletin, No: 68, 1982, s.4-5.

(8) Ayrıntılı bilgi için bkz: UNESCO Soma Suggestions on Teaching About Human Rights, 1969, s.1-26 arası.

(9) Branson ve Purta, a.g.e., s. 4-5.