Empty Picture Box
Line
Line
Dr. Bekir TURGUT
Yayımlar Dairesi Başkanı
TATİL VE ETKİNLİKLERİ
Geçen yüzyılın son çeyreğinde ivme kazanarak, yeni yüzyılımızı da etkisi altına alan bilgi çağında; bilim ve teknoloji toplumsal yapılarla birlikte eğitim sistemlerini ve öğrenme yöntemlerini de değiştirmiştir. Üstelik meydana gelen yenilikler bilgi ve teknoloji alanındaki değişim süreçlerine paralel olarak, yetişemeyeceğimiz hız ve çabuklukta oluşmakta, bilgi ve teknolojilerin geçerlilik süresini de kısaltmaktadır.
 
Böyle bir ortamda yapılması gereken şey ise hiç kuşkusuz aktif bir eğitim ortamı hazırlayarak, "hayat boyu eğitim" anlayışını yaygınlaştırmak ve bilgi toplumu olmanın öngördüğü dinamik bir toplum meydana getirmektir.
 
16 Haziran 2000 tarihinde, 500 bin civarında öğretmenimizle birlikte, ilk ve ortaöğretim kurumlarımızda okuyan 12 milyon civarlarındaki öğrencimiz uzun bir tatil dönemine girmiştir. Bu tatil dönemini klasik anlayışın etkisiyle öğrenmeye ara vermek biçiminde düşünmek ve öyle benimsemek yanlıştır. Zira "her zaman her yerde eğitim"in zorunluluğunu benimsemiş, sürekli öğrenen bir toplum meydana getirmeyi hedeflemiş bilgi toplumunda süreklilik esastır. Dolayısıyla tatil, dar bir eğitim ortamı olan okullarımızın dışında, daha geniş bir eğitim ortamı içerisinde öğrenme sürecinin devam ettiği ve yeni yeni şeylerin öğrenildiği bir dönem olarak algılanmalı ve böyle davranılmalıdır.
 
 
Böyle düşündüğümüz zaman okul çatısı ile sınırlı öğrenme ortamımızın, çatısı gökyüzü olan daha geniş bir eğitim ortamına dönüştüğünü farkeder, geleneksel kültürümüzün bize öğrettiği "Beşikten mezara kadar öğreniniz" bilgeliğini de koruyarak, geçmişteki yanlışımızın ve bu günki çıkmazlarımızın idrakî içinde oluruz.
 
Geçmişte kaybettiğimiz ve bugün sıkıntısını çektiğimiz ilk idrak ise hiç kuşkusuz "okuma alışkanlığı" edinmemiş bir toplum olmaktır.
 
Öyleyse tatil, özgürce okuma imkanı sağlayarak, okuduklarımızla gördüklerimizi birleştirip, bizleri yeni bir eğitim ­öğretim yılına hazırlayan önemli bir süreçtir. Bu süreçte, böyle davrandığımız zaman bilginin verdiği güvenle geleceğimizi daha iyi yönlendirebileceğimizi görecek, birey olarak yeni yüzyılın öngördüğü sistemin önemli bir unsuru olduğumuzu farkedeceğiz.
 
Yine tatil boyunca içinde yaşadığımız çevre ile iç içe olacak, çağımızın çok önem verdiği doğal çevremizin korunmasına olan bilincimiz gelişecektir. Böylece büyükler yaşadıkları dünyayı çocuklardan ödünç alduklarını, çocuklar da çevrenin kendilerinin malı olduğu bilinciyle hareket etmek gerektiğini öğreneceklerdir.
 
Yeni yüzyılın öne çıkardığı köklü değişimlerden biri de sanatsal etkinliklerdir. "Megatrends 2000" adlı kitabın yazarı bu değişimi, " Binyıl dönemecine yaklaştığımız 1990'lı yıllarda sanat, sporun yerini alarak toplumun başlıca boş zamanlarını değerlendirme etkinliği olacak." sözleriyle ifade ettikten sonra " Sanatseverler çoğunlukla okumuş insanlar arasından çıkıyor. Günümüz tüketicisi de sanatın değerini takdir edebilecek ve bedelini ödeyebilecek düzeyde" şeklinde bir tesbitte bulunmuştu.
 
Zig Ziglar'da " Çocuklarınızı sadece vücut müziği değil aynı zamanda "kafa ve kalp" müziği olan güçlü ve olumlu müzikle tanıştırın" diyerek bir uyarıda bulunuyor.
 
Tatilin bize verdiği en önemli imkânlar arasında yer alan eğlence ve gezi programlarımızı da eğitici bir çalışmaya dönüştürmeliyiz.
 
Sonuç olarak diyebiliriz ki, eğer başarıyı istiyor, geleceğimizi güzel günlerle süslemek gerektiğine inanıyorsak bilginin anahtarının okumak olduğunu asla unutmamalıyız. Artık bilelim ki bilgiye dayanmayan ve onu üretime dönüştürmeyen hiçbir birey ve toplumun geleceğini güvence altına alması mümkün değildir.