Hizmet İçi Eğitim Kavramı ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Tufan AYTAÇ(*)

 

GİRİŞ

Bilim ve teknolojideki gelişmeler, her meslekte yeni bilgi ve teknolojileri öğrenmeyi ve çalışanların bu konularda yetiştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bilgi toplumunda örgütler artık çalışanlarında çok yönlü beceri sahibi, karmaşık örgüt içi ve dışı ilişkileri kavrayabilen yeterlilikler ve etkili takım çalışmasına uyma yeteneği aramaktadır. 

Günümüzde yeni teknolojilerin kullanılması ve yayılmasında, insan kaynaklarının çok önemli bir rolü olduğu kabul edilmektedir (1). 

Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren Avrupa Birliğinin özgürlük, istikrar, özelleştirme ve yoksullara yardım ilkeleri canlı pazar ekonomisini geliştirmek için yeterli değildir. Global ekonomi içinde tecrübeli şartlara uyarlanabilen çok yönlü iş gücüne ihtiyaç vardır(2). 

Bu makalede, hizmet içi eğitim kavramının genel hatları ve yaşanan sorunlar ortaya konulmak amaçlanmaktadır. 

I.Hizmet İçi Eğitimin Tanım ve Türleri

Hizmetiçi eğitim (In-Service Training) kavramının çok değişik tanımları yapılmaktadır. Farklı tanımların olması konunun çok boyutlu olmasından kaynaklanmaktadır. 

Hizmet içi eğitim; özel ve tüzel kişilere ait iş yerlerinde, belirli bir maaş veya ücret karşılığında işe alınmış ve çalışmakta olan bireylere görevleri ile ilgili gerekli bilgi, beceri ve tutumları kazanmalarını sağlamak üzere yapılan eğitimdir(3). 

Hizmet içi eğitim; istihdam edilmiş iş gücünün mesleğe uyum, meslekte ilerleme ve gelişme ihtiyaçlarını karşılayan her türlü eğitim-öğretim faaliyetidir. 

Hizmet içi eğitim; üretim ve hizmette etkililiğin, verimin, kalitenin yükseltilmesi, ürünün üretimi ve tüketimi sürecinde meydana gelebilecek hataların ve kazaların azaltılması, maliyetlerin düşürülmesi, satış ve hizmet sunumunda nitel ve nicel yönden gelişmenin sağlanması, kârların yükseltilmesi, vergi gelirlerinin ve tasarruflarının artırılması amacıyla iş gücüne verilen temel meslek ve beceri eğitimi yanında iş görene çalışma hayatı süresince de bilgi, beceri ve davranış ve verim düzeyini yükseltici plânlı eğitim etkinlikleridir. 

Teknolojinin hızla geliştiği sosyal ve ekonomik alanlarda yeniliklerin ve dolayısıyla bilginin arttığı, kurumlarda personel yönetimi kavramının yerini insan kaynakları yönetimine bırakmaya başladığı, toplam kalite yönetimi uygulamalarının hız kazandığı bu dönemde, personelde aranan yeterliliklerde değişmektedir. Böyle bir ortamda kurumlarda çalışan personele gerekli yeterlilikleri kazandırmak için yapılan hizmet içi eğitimin önemi her geçen gün biraz daha artmaktadır (4). 

Hizmetiçi eğitim faaliyetlerini dört başlık altında toplayabiliriz; 

1.İşe yeni başlayacak olanlara yönelik eğitim; 

Hizmet öncesi eğitim Pre-service training)

İşi tanıtma ve uyum eğitimi (Job Definition andAdaptationTraining)

İş başında yetiştirme (On the Job Training)

2. Meslek kazandırma eğitimi; 

Meslek becerileri kazandırma (Acquiring Vocational Skills)

Temel meslek eğitimi (Basic VocationalTraining)

3. Meslekli olarak çalışmakta olanlara yönelik eğitim; 

Teknolojiye uyum eğitimi (AdaptationTraining to Technology)

Meslekte ilerleme ve geliştirme eğitimi (Further and Upgrade Training in Vocational)

İleri meslek eğitimi (FurtherVocationalTraining)

4. Yöneticilerin eğitimine yönelik faaliyetler; 

Yönetim bilim ve teknolojisi eğitimi

Ar-ge, sorun çözme vb. konularda eğitim

Teknolojiyi izleme, değerlendirme ve uyarlama eğitimi

Toplam Kalite Yönetimi

Değişim Yönetimi

Kriz Yönetimi

Örgüt Geliştirme

Amaçlara Göre Yönetim

Sinerji Yönetimi

Zaman Yönetimi

Stres Yönetimi

Çatışma Yönetimi

Proje Yönetimi

II. Hizmet İçi Eğitimin Amaç ve İlkeleri

Hizmet içi eğitimde temel amaç; öğretmen ve yöneticileri değişen ve gelişen eğitim anlayışı konusunda bilgilendirmek ve bu süreçte etkili ve verimli olabilmeleri için gerekli bilgi, beceri ve davranışları kazandırmaktır. 

1.Hizmet içi eğitimin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz; 

1.İşe yeni başlayan işgörenin kuruma uyumunu sağlamak, 

2. İşgörene kurumun amaç, ilke ve politikalarını bir bütünlük içinde kavratacak becerileri kazandırmak, 

3.İşin gerektirdiği temel meslek becerilerini kazandırmanın yanı sıra eğitim eksikliklerini tamamlamak, 

4. İşgörenin değişik alanlarda yatay ve dikey geçişlerini sağlayacak tamamlama eğitimi yapmak, 

5. Bilim, teknoloji, ekonomi ve iş hayatında meydana gelen gelişmelere ve yeniliklere uyum sağlamak, iş yöntem ve tekniklerini geliştirmek, 

6. Kurumun ürettiği ürünün(mal, hizmet, düşünce) nitelik, nicelik ve verimliliği artırmak, 

7. Üretim ve pazarlama aşamasında hata ve kazaları azaltmak, 

2. Hizmet içi eğitimin ilkelerini şöyle sıralayabiliriz; 

1. İş yerlerinde bilgi ve teknik etkinliğin artırılması düşüncesinin yerleştirilmesine destek olunması, 

2.Hizmet içi eğitim, yaşam boyu eğitim ve kendini geliştirme kavramlarının bütünleştirilmesi, 

3. İşgörenlerin periyodik aralıklarla hizmet içi eğitime alınması, 

4. Hizmet içi eğitim-verimlilik-meslekte ilerleme bağının kurulması, 

5. Hizmet içi eğitim sonunda eğitim-ücret-yükselme dengesinin kurulmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması, 

6. Hizmet içi eğitim almış kişilerin aldıkları eğitimle ilgili alanlarda çalışması, 

7. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinin süreklilik göstermesi, 

8. Kurumdaki her amirin maiyetinde çalışan personelin yetiştirilmesinden sorumlu olması, 

9. Hizmet içi eğitim programlarının değerlendirilmesi, 

10. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinden yararlanmada bütün personele eşit fırsat sağlanması, 

11. Hizmet içi eğitimde maliyet etkililiğinin sağlanması esastır. 

III.Kamu ve Özel Kesimde Hizmet çi Eğitim

Geleneksel çıraklık düzeni, günün şartlarına uygun olarak örgütlü bir hizmet içi eğitim faaliyetine dönüşmüştür. Bu dönüşümde, hızlı bilgi ve teknoloji değişim ve transferininde büyük etkisi vardır. Usta-çırak ilişkisine dayanan bilgi ve beceri aktarımı yerini eğitim teknolojisindeki her türlü görsel-işitsel aracın ve uzaktan öğretim yöntemlerinin (inter-active, tele iletişim vb.) kullanıldığı bir eğitim etkinliğine bırakmıştır. 

Hizmet içi eğitim faaliyetlerine katılanların kamu kurum ve kuruluşlara göre dağılımına bakıldığında, 1995 yılında kamu iktisadi teşebbüslerinden 85.384 (%38), genel bütçeli kurumlardan108.728 (%50), katma bütçeli kurumlardan 20.558 (% 10) ve üniversitelerden 4906 (%2) kişi katılmıştır (5). 

Eğitim faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının sayısı 135’dir.Bu eğitim faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşların eğitim alt yapısının ve teknolojik olanaklarının 94’ünün yeterli, 41’ininde yetersiz olduğu görülmektedir(6). Yeterli eğitim alt yapısına sahip kurumların atıl kapasitedeki hizmet içi eğitim merkezlerinin diğer kurumların kullanımına sokulamaması, etkili bir koordinasyon olmamasından kaynaklanmaktadır. 

Türkiye’de kamu ve özel kesimde hizmet içi eğitimin gereğine inanılmakla birlikte etkililik düzeyi yeterli değildir. Kamu kesiminde hizmet içi eğitim faaliyetlerinden yararlanan iş gücü sayısı düşüktür. Bu az sayıda hizmet içi eğitim faaliyetinden yararlanan iş gücününde, aldıkları eğitimle ilgili olmayan birimlerde istihdamı, ek eğitimin özlük haklarına ve ücretlere yansımaması hizmet içi eğitim faaliyetlerine olan ilgiyi azaltmaktadır. Özel kesimde ise, hizmet içi eğitim faaliyetleri daha çok üst kademe yöneticilerine yönelik görülmekte, alt ve orta düzey işgörenlere yetersiz ve düzensiz aralıklarla eğitim verilmektedir. İşgörenlerin eğitim ihtiyaçlarını dışarıdan kazanmaları beklenmektedir. 

Kamu ve özel kesimde teknik etkinliğin artırılabilmesi için çok sayıda meslek eğitimli insan gücü yetiştirmek, istihdam etmek ve sürekli hizmet içi eğitim faaliyetleriyle bu gücün desteklenmesi şarttır. 

Japonya’da imalat sanayiinde, büyük işletmelerin % 42’sinin düzenli hizmet içi eğitim programları vardır. Bu oran küçük ve orta ölçekli işletmelerde % 6.3’tür.Tüm işletmeler ihtiyaçları oldukça, iş gücünün meslek eğitimi için düzenli programları uygulamaktadır. 

İngiltere’de sanayi bölgelerinde, sanayiciler veya özel teşebbüs tarafından kurulmuş meslek eğitimi merkezleri vardır. İşveren işçisini işyerinde eğittikten sonra gerekirse bu merkezlerde ileri veya tamamlama eğitimi almasını sağlar.Bu merkezler, işverene ücret karşılığı hizmet satarlar(7). 

Uzaktan eğitimde kullanılan iletişim teknolojisi araçları ile oluşturulan öğrenme ağları gelişmiş ülkelerde son yıllarda yoğun bir şekilde uygulanmaktadır(Özellikle A.B.D.). Bu öğrenme ağları, öğretim mekânları ve sınıflar arasındaki uzaklıkları, sosyo-ekonomik ve kültürel sorunları da aşarak etkili olmaktadır(8). 

Uzaktan eğitim (Distance Education), öğretmenlerin hizmet içi eğitiminde kullanılabilir.Hedef grubun büyüklüğü ve geniş alana dağılması, eğitime duyulan ihtiyacın önemi, hizmet içi eğitimde eşit davranılması gereği dikkate alınarak öğretmenlerin eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasında en etkili sistemin uzaktan eğitim olduğu ortaya çıkmaktadır (9). 

İkibinli yıllarda çoklu-çağırım multi-media) ile eğitimin genel ve meslekî eğitimde değil, ileri eğitim amacıyla hizmet içi eğitimde yoğunlaşması beklenmektedir. Özellikle, hizmet içi eğitimde öğretim yöntemlerinin ve ele alınacak programların okul seviyelerinin ihtiyaçlarına göre tespit edilmesinde bu faktörün göz önüne alınması gerekir. 

IV.Hizmet İçi Eğitimde Sorunlar

1. Hizmetİçi Eğitim Birimlerinin Örgütlenme Sorunları

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 214. maddesinde kamu kurum ve kuruluşlarında Devlet Memurlarının yetiştirilmelerini sağlamak, verimliliğini artırmak ve daha ileriki görevlere hazırlamak amacıyla hizmet içi eğitim faaliyetlerinin uygulanacağı hükmü belirtilmiştir. Bu faaliyetleri gerçekleştirmek için de 215. madde her kurumda bir eğitim biriminin kurulmasının zorunlu olduğunu belirtmektedir (10). İlgili maddede eğitim birimlerinin kurum içindeki yerinin nerede olacağı belirtilmemiştir. Bu durum, her kurumda hizmet içi eğitim birimlerinin kendi örgüt şemalarına uygun farklı basamakta ve yapıda kurulmalarına neden olmuştur. Daire başkanlığı, şube müdürlüğü ve şeflik düzeyinde örgütlenmeler olmuştur. Çoğu kamu kuruluşlarında hizmet içi eğitim birimleri Personel Daire Başkanlıklarına bağlı bir birim olarak çalışmaktadır. Bu farklılıklar kaynakların boş yere harcanmasına yol açacak hizmet içi eğitim birimlerini etkisiz, yetkisiz, verimsiz, çalışmayan kaynak tüketen bir duruma düşürmektedir. Kurumun ana ve destek hizmetlerinin daha verimli çalışmasını sağlama görevini üstlenen hizmet içi eğitim birimlerinin daire başkanlığı düzeyinde bütün kurumlarda örgütlenmesi gerekir. 

2.Hizmetİçi Eğitim Birimlerinde Çalışan ve Bu Faaliyetlere Katılan Personelin Özlük Hakları ile İlgili Sorunlar

Hizmet içi eğitim faaliyetleri sonunda verilen belgeler atama, yer değiştirme ve yükselmede etkili olmadığından bu faaliyetlere katılım düşmektedir. Hizmet içi eğitim-verimlilik artışı-meslekte ilerleme ilişkisi başta öğretmenlik olmak üzere tüm meslek dallarında, meslek basamaklarının oluşmasında ölçüt olarak kullanılmalıdır. 

Hizmet içi eğitim faaliyetleri sonunda katılan personelin özlük haklarında olumlu yönde bir değişiklik yapılmadığı için yetiştirilen eleman kurum değiştirerek, daha iyi çalışma koşullarını tercih etmektedir. 

Hizmet içi eğitim faaliyetlerinde görevli öğreticilere ödenen ek ders ücretlerinin ve kursiyerlere ödenen yollukların düşüklüğü bu faaliyetlere olan ilgi ve katılımı düşürmektedir. 

Meslekte ilerleme ve alt basamaklardaki görevlere gelmenin hizmet içi eğitim faaliyetleri sonunda başarılı olma şartına bağlanması gereklidir. 

3. Hizmet İçi Eğitim Birimlerinde Çalışan Personelin Nitelik ve Nicelik Sorunları

Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet içi eğitim birimlerinin çoğunda eğitim ihtiyaçlarını saptayan, hizmet içi eğitim programları geliştiren, uygulayan ve değerlendiren eğitim uzmanlarının bulunmadığı, bulunanların ise eğitim bilim dallarında yetişmemiş alan dışından gelen kişiler olduğu görülmektedir. 

Millî Eğitim Bakanlığı personeli hâlen çalışmakta olan kamu personeli sayısının 1/3’ünü oluşturmaktadır. Bu kadar büyük bir personel sayısı ve rejimi hareketliliği olan Millî Eğitim Bakanlığı’nda sadece 1 Daire Başkanı, 6 şube müdürü, 6 Eğitim uzmanı, 14 şef ve diğer unvanlarda (memur,V.K.H.İ., Daktilograf) 14 kişi çalışmaktadır. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinin etkili bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli personel sayısının olmadığı görülmektedir. Hizmet İçi Eğitim Dairesi Başkanlığının genel müdürlük olarak örgütlenmesi gerekmektedir. 

4. Hizmet İçi Eğitimde Koordinasyon Sorunları

Hizmet içi eğitim sadece Millî Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü bir etkinlik olmamalı bunun yanında üniversiteler, sanayi kuruluşları ve diğer kamu kuruluşları da hizmet içi eğitim çalışmalarına gereken önemi vermelidirler (11). 

Benzer alanlarda çalışan kurumlarda eğitim programları ve ortak yararlanılabilecek eğitim ortamları açısından bir iş birliği ve koordinasyonun olmaması kaynakların etkin kullanılmasını engellemektedir. Bunu önlemek için kamu ve özel kesim kuruluşlarının hizmet içi eğitim birimleri arasında etkin iş birliği ve koordinasyon sağlanmalıdır. Bunu yapabilmek için Devlet Personel Başkanlığı’nın yetkilerinin artırılması yoluna gidilmelidir. Devlet Personel Başkanlığının kurumların yurt içi ve yurt dışı eğitim programlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında yol göstermek, yetiştirme faaliyetlerini koordine etmek ve denetlemekle görevli olmasına rağmen etkili bir koordinasyon gerçekleştirememektedir. Devlet Personel Başkanlığının, Eğitim Dairesi Bölümünün koordinatörlüğünde üniversiteleri, kamu ve özel kesimi kapsayan bir örgütsel yapılanmaya gidilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Buna ilişkin örnek bir örgütlenme modeli Şekil 1’de gösterilmektedir. 

Şekil 1

Kamu ve Özel Kesimi Kapsayan Hizmet İçi Eğitimde Örgütsel Koordinasyon Modeli Önerisi

 


SONUÇ

Gayri safî millî hasıladan Millî Eğitim Bakanlığına 1998 yılı için ayrılan pay % 2.53’tür(12).Son yıllarda eğitime ayrılan paylarda bir artış gözlenmektedir. Ancak, eğitim için ayrılan kaynakların sınırlı olduğu ülkemizde eğitim işgörenlerinin hizmet içi eğitimine yeterli ölçüde kaynak aktarılamamaktadır. Hizmet içi eğitim faaliyetini bütün öğretmenlere ve yöneticilere ulaştırmanın zorluğu göz önüne alındığında, artık uzaktan öğretim yöntemlerinin ve örgütsel öğrenme kavramının gündeme gelmesi gerekmektedir. 

---

(*)Ankara Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Teftişi Ana Bilim Dalı Doktora Öğrencisi.

(1)PeterF.Drucker, “Quality education-the new growth era”, Wall Street Journal, New York, 19 July 1983, s.7. 

(2)World Bank, From Plan To Market,World Development Report 1996, New York:Oxford University Press, 1996, s.85. 

(3)A. Haydar Taymaz, Hizmet çi Eğitim Kavramlar, İlkeler, Yöntemler,Sevinç Matbaası, Ankara, 1981, s.4. 

(4)A.Haydar Taymaz, Yasemin Sunay, Tufan Aytaç, “Hizmet İçi Eğitimde Koordinasyon Sağlanması Toplantısı”, Millî Eğitim(Eğitim-Kültür-Sanat), Sayı:133, Ocak-Şubat-Mart 1997, s.13.

(5) DİE, Kamu Kurum ve Kuruluşları Hizmet Öncesi ve Hizmetİçi Eğitim İstatistikleri (1995),Ankara, Şubat 1997, s.4.

(6)DİE, a.g.e., s.6.

(7)EURYDICE(The European Education Information Network) ve Cedefop (European Centre for the Development of VocationalTraining), Structure of the Education andInitial Training Systems in the EuropeanUnion, Second Edition,Brussels-Luxembourg, 1995, s.382-393. 

(8)A.C.Kay. Computers, networks and education, Scientific American, 265(3), 1981, s.142. 

(9) Elizabeth Ligute. “Education as a Strategy for Local GovernmentTraining-Tanzani Experience”, I.Uluslar Arası Uzaktan Eğitim Sempozyumu Bildiri Özetleri, Ankara:Kasım-1996, s.6. 

(10)“Devlet Memurları Kanunu”,Kanun No:657, Kabul tarihi:14.07.1965. 

(11)T.D.V.(Türk Diyanet Vakfı), Türk EğitimSistemi Alternatif Perspektif,Ankara:1996, s.290.

(12)M.E.B. T.M.M.M.Plân ve Bütçe Komisyonu 1998 Yılı Bütçe Konuşması, MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı,Ankara: Kasım-1997, s.195.