MİLLİ
EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
148 |
Ekim,
Kasım, Aralık 2000 |
Bazı Avrupa Ülkelerinde ve Türkiye'de Zorunlu Eğitimde
Yönlendirme Çalışmalarının Değerlendirilmesi |
Yrd.Doç.Dr. M.Metin
ARSLAN(*) Çiğdem KILIÇ (**) |
||||||||||||||||||||||||||||||
Giriş Geride bıraktığımız yüzyılın en belirgin özelliklerinden biri, hızlı ve sürekli bir değişim sürecine sahne olmasıdır. Sürekli olarak değişen teknolojik, sosyal, ekonomik ve siyasal yapılar; sadece yaşam tarzımızı ve standartlarımızı belli ölçüde değiştirmekle kalmayıp, yaşam çizgimizi belirleyen meslek seçimini de karmaşık bir iş hâline getirmiştir. Bireylerin yaşamını ruh sağlıklarından toplumdaki statülerine kadar pek çok boyutta olumlu ya da olumsuz etkileyebileceğinden, eğitim ve meslek seçiminin üzerinde önemle durulmalıdır. Eğitimi bir hizmet aracı olarak gören anlayış çok geride kalmıştır. Günümüzün eğitim anlayışı, eğitimin temel değişkenlerinden biri olan yönlendirme programlarını; bilim, teknoloji ve değer yargılarında oluşan değişkenler doğrultusunda düzenlemek ve geliştirmek zorunluluğunu gündeme taşımıştır. Çünkü öğrenim süreci içinde özellikle bazı öğrenim kademelerinde öğrenciler ders, sosyal ve eğitsel çalışmalar, kurs, iş ve meslek seçimi kararlarını vermek durumunda kalırlar. Bu aşamalarda öğrencilerin etkili karar verebilmeleri, ancak, resmi ve özel yönlendirme etkinlikleriyle küçük yaşlardan itibaren bilgi ve farkındalıkları artırılarak sağlanabilir. Bu çalışmamızda kuramsal ve ampirik verilere dayalı olarak öncelikle; Niçin yönlendirme? Avrupa Birliği eğitim sistemlerinde yönlendirme (Almanya, Fransa, İngiltere örneği) uygulamaları nasıldır?Yönlendirme hizmetleri Avrupa Standartlarına uygun, sistematik olarak nasıl uygulanabilir?Sorularına cevap aranmıştır. Çalışmanın sonunda ise konuyla ilgili bazı önerilere yer verilmiştir. 1. Niçin Yönlendirme? “Hayvanlar insanlara bakıp özenerek, kendilerini geliştirebilecekleri bir okul kurmaya karar verirler. Tavşan, kuş, balık, sincap, ördek diğer bütün hayvanlar bir araya gelerek bir hayvanlar kurultayı oluştururlar. Hep birlikte bir öğretim programı hazırlarlar. Tavşan programa koşmanın konmasını önerir. Kuş uçmanın, sincap ağaca tırmanmanın, balık yüzmenin konmasında diretir. Böylece öğretim programına hayvanların tümünün önerdikleri dersler konur. Daha sonra her hayvanın tüm derslere katılmasını zorunlu kılarlar. Sonunda tavşan yokuş yukarı tırmanmada en başarılı hayvandır, kimse onu geçemez. Ama tavşandan uçması de istenince iş değişir. Tavşan uçmaya çalışırken düşer ayağı kırılır, zavallı hayvan koşamaz da artık. Benzer bir durum kuşun başına gelir. Kuş uçma dersinde çok iyidir. Havada taklalar atar, türlü gösteriler yapar ama öğretmenler bununla yetinmez, kuşun gelişmiş çok yönlü hayvan olması için onunda köstebek gibi toprağı kazması ve yer altında tünel yapmasını isterler. Kuş toprağı kazmaya uğraşırken kanatları ve gagası kırılır ve eğitim böylece sürüp gider. Son sınıfa gelindiğinde ise zekası çok gelişmemiş sıradan bir hayvan olan yılan balığı okulu birincilikle bitirir. Çünkü herşeyi biraz olsun yapabilmiştir. Sonunda yetenekleri yok diyerek aşağılanan hayvanlar okulu bırakır ve kendi yetenekleri yönünde yaşamlarına devam ederler.” (1) Bu kıssa’dan çıkarılması gereken hisse, kişilik, zekâ ve yetenek açısından birbirinden farklı olan öğrencilerin, bu özelliklerini gözardı eden standart bir eğitim sürecine dahil edilmeleri durumunda beklenen başarıyı elde edemeyecekleridir. Her bireyin; ilgi, istek ve yeteneklerine uygun bir alan ve eğitim programı vardır. Bu anlayış bireysel potansiyelin çeşitli yönlerden birey ve toplum için en uygun şekilde geliştirilmesine yönelik olup, kalkınma, zenginleşme, daha fazla gelir, daha iyi iş sağlamayı amaçlamaktadır. Bu da çocukların ve gençlerin akademik başarıları, yetenekleri, ilgileri, kişilik özellikleri doğrultusunda çeşitli programlara yöneltilerek yetiştirilmeleriyle sağlanabilir. Bunun içindir ki, eğitim sisteminin önemli değişkenlerinden olan yönlendirme sürecinin birey ve toplum yaşamındaki önemi yadsınamaz. Eğitim süreci boyunca okullarda yürütülen yönlendirme çalışmaları, eğitimsel yönlendirme ve mesleki yönlendirme olmak üzere iki gruba ayrılır. Eğitimsel sorunlarla ilgili olarak eğitim sisteminde bireye ve bireylere götürülen yardım etkinliklerine eğitimsel yönlendirme, bireye mesleksel tercihler yapmasında, bir meslek alanına yönelmesinde, bu meslek alanı içinde bir meslek seçmesinde ve mesleğe hazırlanmasında götürülecek etkinlikleri içeren yönlendirme çalışmalarına meslekî yönlendirme denilmektedir (2). Bu iki kavram daha detaylı incelenirse; Eğitimsel yönlendirmenin temel ilkesi bireyi tanımak, onun kendisini tanımasına, yetenek, ilgi ve istekleri doğrultusunda başarıya ulaşmasına yardımcı olmaktır. Öğrencileri okul durumlarına ve eğitim programlarına yöneltmede rehberlik uzmanının rolü ile ilgili olarak Özoğlu (3) “Her öğrenciye ait önemli bilgileri toplamak ve bilmek, okuldaki veya okullardaki farklı eğitim programlarını ve özelliklerini bilmek, farklı eğitim programlarını ve dersleri öğrencilere etkili bir biçimde tanıtmak ve mümkünse bilgi aktarma yerine daha etkili ve öğrencilerin aktif olarak katılacakları yöntemleri kullanmak, ayrıca yeni öğrenciler için okuldaki diğer elemanlarla beraber bir yönlendirme ve duruma hazırlama programı hazırlamak ve yürütmek.” ifadelerini kullanmaktadır. “Meslekî yönlendirme yalnız belli yaşlardaki öğrencilere belli yıllarda götürülen bir yardım olmamalıdır” ilkesinden yola çıkılarak meslekî yönlendirme konusunda son yıllarda sıkça uygulanan mesleksel gelişme (vocational development) kavramı üzerinde durulmalıdır. Bu kavram, mesleğe yönelme, meslek seçimi, mesleğe giriş, mesleğe uyum, meslekte gelişme ve meslekte emekli oluşu kapsayan bir kavramdır. Bu açıdan ele alındığında meslekî yönlendirme okul sürecini aşan, bireyin kariyer gelişimini izleyen bir hizmet yelpazesi olarak algılanmalıdır. Hamphreys, Traxler ve North'a göre, araştırma bulgularının ışığında meslekî yönlendirmede üzerinde durulması gereken hususlar şunlardır: a. Öğrencinin okul yaşamının erken yıllarında çalışmalar başlatılmalıdır. b. Mesleğe yöneltme için sürekliliği olan bir program seçilmelidir. c. Gelişme ve olgunlaşma vurgulanmalıdır. d. Belirli bir mesleği zamanından önce seçme baskısından bireyi kurtarmaya çalışılmalıdır. e. Öğrencinin psikolojik ve sosyal özelliklerine ilişkin geniş ölçüde bilgi sahibi olunmalıdır. f. Belirli bir meslek ya da iş yerine meslek seçme ve hazırlama konusu kariyer kavramı içinde ele alınmalıdır. g. Öğretim, bireyin meslek seçmesi gibi kısıtlı bir iş ya da eylem için olmaktan çok mesleksel gelişim kavramı içinde ele alınmalıdır (4). Meslekî yönlendirmeyi yapan rehberlik uzmanının temel görevi birey ya da bireylere standart testler, ilgi envanterleri, başarı testleri uygulaması ve bu testleri yorumlamanın yanı sıra toplanan bilgiler çerçevesinde bireyin kendine uygun meslek alanını seçmesi için bireyin gerçeğe uymayan beklentilerini görmesini, yeterlilikleri ile yetersizliklerini ve gerçek gücünü farketmesini sağlamada yardımcı olmaktır. Bu iki yönlendirme hizmetinin sağlıklı yapılabilmesi için bireyin psikolojik özelliklerinin de rehberlik uzmanları tarafından incelenmesi ve gerek eğitsel, gerekse meslekî kararlarda bu bilgilerin göz önünde tutulması gerekmektedir. Eğitimsel ve meslekî yönlendirmenin diğer ülkelerde ne şekilde algılandığı ve gerçekleştirildiğine bakmak ülkemizdeki uygulamaların eksiklerini ve niteliğini anlamak açısından faydalı olacaktır. Bu amaçla Avrupa Birliğine üye, Almanya, Fransa, ve İngiltere olmak üzere üç gelişmiş ülkenin zorunlu eğitim süreci içindeki yönlendirme faaliyetlerini inceleyelim. 2. Bazı Avrupa Birliği Ülkelerinin
Eğitim Sistemlerinde Yönlendirme ALMANYA Zorunlu Eğitimin Genel YapısıAlmanya federal yapıya sahip bir cumhuriyettir. Ülkede eğitim sistemi eyaletlere göre farklılık göstermektedir. Bu ülkedeki eğitim kurumları devlet ve yerel yönetimler tarafından plânlanıp, finanse edilmektedir. Eyaletler arasındaki eğitim uygulamaları konusundaki farklılıkları gidermeleri amacıyla “Kültür Bakanlığı Sürekli Konferansı” ile Federal Eğitim ve Bilim Bakanlığı” gibi çeşitli örgütlerin çabalarına rağmen eyaletlerdeki okul yapıları arasında hâlâ büyük ölçüde farklılıklar bulunmaktadır (5). Almanya’da altı yaşını tamamlayan her çocuk için okula gitme zorunluluğu vardır. Bu süre oniki yıldır. Dokuz yılı tam zamanlı, geriye kalan üç yıl ise yarı okul, yarı meslekî eğitim şeklinde geçer (6). Geleneksel Alman eğitim sisteminde ilkokul (Grundschule) dört yıl sürer. 6-10 yaşlar arasındaki çocukların eğitimini kapsar. İlkokulu bitiren her çocuk 6 yıl süreyle aşağıda belirtilen okullardan birine gitmek zorundadır: • Temel Eğitim Okulu (Hauptschule) • Ortaokul (Realschule) • Genel Lise (Gymnasium) • Çok Amaçlı Lise (Gesamtschule) Ortaöğretim programları üç tiptir; beş yıl süren temel eğitim okulu, altı yıl süren ortaokul ve dokuz yıl süren genel lisedir. Genel lise, altı ve üç yıl (lise ve üst kısım) olmak üzere uygulanır. Pek yaygın öğrenci kitlesine eğitim verilmese de değişik eyaletlere bağlı olarak dört ya da beş yıl süren ve temel okul, ortaokul ve lise programlarının karma olarak uygulandığı karma okulları da ortaöğretimdeki okullar sınıfına dahil edebiliriz. Bu dört okul tipi başarı durumları birbirinden farklı öğrenciler için değişik müfredatlar içermekte ve öğrencileri bir üst öğrenime hazırlamaktadırlar (7). Bu okulların bitiminde (lise hariç, çünkü dokuz yıl süren bir eğitim sürecini içerir) öğrencilerin tam gün süreyle devam mecburiyetinin arandığı zorunlu eğitim mecburiyeti kalkar. Onuncu sınıftan itibaren öğrenciler meslek okullarından birine devam edebilirler. Meslek okullarında dokuzuncu veya onuncu sınıftan başlamak üzere (başlama sınıfı eyaletlere göre değişiklik göstermektedir) tam gün okul veya en azından yarım gün okul ve yanı sıra mesleki eğitim veya mesleki çalışma yapmaları ve en az üç yıl okula devam etmeleri gerekmektedir. Meslek Okulu, Meslek Branş Okulu, Meslekî Eğitimi Tamamlama Okulları, Meslek Lisesi Seviyesindeki Okul, Meslek Lisesi, Çift Diploma Veren Okullar ve İki Yıllık Meslek Okulu olmak üzere değişik çeşitleri vardır. Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Faaliyetleri6-10 yaş arası çocukları kapsayan ilköğretimin amacı onları toplum hayatı için eğitmek, her türlü bedensel, zihinsel ve ruhsal güçlerini artırmak ve gelişim kademelerine uygun düşen temel bilgi ve becerileri kazandırmaktadır (8). İlkokul 1. ve 2. sınıfta öğrencilerin başarıları, öğrenme çabaları ve gelişimlerine göre belirlenir, ancak not verilmez. Öğrenciler 1. sınıftan 2. sınıfa doğrudan geçerler. 3. ve 4. sınıflarda ise öğrencinin başarısı gözleme dayalı değerlendirmenin yanında, derslerde yapılan çalışmaların sonucuna dayalı değerlendirmelerle belirlenir. Alman eğitim sisteminde dördüncü yılın sonunda, yani 10-11 yaşlarında çocukların önüne, üç ana tercih yolu açılır. Dördüncü sınıfa kadar öğretmenler, öğrencilerin ders notlarını kayda geçirmenin yanında, onların her dersteki başarı veya başarısızlıkları konusundaki görüşlerini detaylı şekilde açıklarlar. Öğrenci ilkokuldan ayrılırken, okul idaresi öğrencinin ailesiyle onun gelecekteki kariyeri hakkında görüşmeler yaparak bazı tavsiyelerde bulunur. Son karar aile, okul veya okuldaki denetleyici tarafından verilir. Bu kararda öğrencinin genel yetenek, ilgi ve başarı durumu ile Almanca, Matematik ve Hayat Bilgisi derslerindeki başarısı önemli rol oynar. Ortaöğretimin 1. devresinde 5. ve 6. sınıflar bir “Yöneltme kademesi” (Orrentierungsstufe) olarak düzenlenmiştir. Bu kademe eyaletlere göre “Deneme Kademesi”, “Destekleme Kademesi”, “Gözlem Kademesi” olarak da adlandırılır. Yöneltme kademesinin görevi, gözlem, destekleme ve deneme yoluyla, ortaöğretim birinci kademesindeki okul türlerine yöneltme işini kolaylaştırmaktır. Bu uygulama bazı eyaletlerde ortaöğretim birinci kademesindeki okul türlerine bağlı olarak, bazılarında bunlardan bağımsız olarak ve bazı eyaletlerde ise her iki biçimde gerçekleşmektedir. İlkokuldan sonra öğrenci hakkında verilen kararın doğru olup olmadığının denendiği bu devrede, öğrencinin ilkokuldan tamamen farklı olan yeni okul dönemine uyum sağlaması ve ilkokulda kazandığı bilgi, beceri ve yeteneklerini kullanması ve geliştirmesi amaçlanır. Bunun için bu sınıflardaki eğitim çalışmaları başlangıçta ilkokulun bir devamı olarak yürütülür ve yavaş yavaş söz konusu okulun amaçlarına ve çalışma biçimlerine uyarlanır. Yöneltme kademesinin bir diğer özelliği, öğrencilerin yalnızca derslerdeki başarılarının değerlendirilmeyip, herbir öğrenci için “Gözlem Dosyası” tutulmasıdır. Öğrencinin uyum, gelişim ve başarı durumu sınıf öğretmeni ve ders öğretmenleri tarafından sürekli gözlenir ve dosyaya işlenir. İşte bu dosyalar öğretmenlere ve öğretmenler kuruluna öğrenciler hakkında çok yönlü bilgi sağlar. Karar veliye yazılı olarak bildirilir, veli okulun belirlediği karara uymama hakkına sahiptir. Ortaöğretim sisteminde ise yönlendirme faaliyetleri Eğitimsel Yönlendirme Servisleri (EYS) tarafından yapılır. Bu servisler, genel öğretim yapan okullarla ve öğrenci veli komiteleriyle direkt ilişkili olup, Merkezi Eyalet Ofisleri, Bölgesel Yönlendirme Ofisleri (okulla ilişkili olmayan) ve Yerel Yönlendirme Ofisleri (okulla ilişkili) olmak üzere üçe ayrılır. EYS’ler genel anlamda öğrencilerin ortaöğretim ve yükseköğretim boyunca meslekî ve eğitimsel danışmanlık hizmetleri alacakları ofislerdir. Merkezî Eyalet Ofisleri yönlendirme faaliyetlerinin koordinasyon ve yönetimsel boyutlarıyla ilgilenir. Buna ek olarak metodoloji geliştirme, etkililik kontrolü gibi araştırma ve değerlendirme faaliyetlerini yürütür. Bölgesel Yönlendirme Servisleri, o bölgeye ait kasabalardan gelen öğrencilere hizmet verir. Bireylere eğitimsel ve psikolojik danışmanlık vermenin ötesinde ders seçiminde, okul ve öğretmen seçiminde yardımcı olurlar. Yerel Yönlendirme Servisleri ise okullarda yer alır. En öncelikli görevleri ders seçiminde öğrencilere yardımcı olmaktır. Psikolojik danışmanlık ikinci derecede önem taşır. Bunların dışında EYS’ler ayrıca üniversitelerde de öğrencilere danışmanlık hizmeti verir. Eğitimsel Yönlendirme Faaliyetlerinin NiteliğiAlman eğitim sisteminde yönlendirme, öğrencinin okula uyumunu sağlamakla başlayıp, onun eğitimini bilinçli bir çizgide sürdürmesini hedefleyen geleceğini belirleyecek meslek seçimine kadar varan geniş bir hizmet yelpazesi olarak algılanmaktadır. Almanya’da yönlendirme faaliyetleri ana hatlarıyla şunlardır; a. Eğitimsel yönlendirme faaliyetleri Eğitim sürecinde aşağıdaki aşamalarda yönlendirme aktif olarak yapılır; • Okula ilk kayıt olunduğunda, okul öncesi ya da özel sınıflarda (eğitsel yönlendirme) • Liseye girişte • Uyum ve gözlem süreçlerinde (5. ve 6. sınıflar) • Onuncu sınıftan önce ve sonra • Üniversiteye girişte (on üçüncü sınıftan sonra) • Ders, program veya okul değişimlerinde b. Bireysel danışmanlık faaliyetleri Bireysel danışmanlıkta, öğrenme güçlükleri, konsantrasyon güçlüğü, konuşma bozuklukları, ruhsal ve davranış problemleri özellikle üzerinde durulan konulardır. c. Aile danışmanlığı faaliyetleri Zaman içinde farklılaşan eğitim sistemi aileleri çocuklarının eğitimsel sorunlarına yardımcı olurken geçmiş eğitimsel deneyimlerini daha az kullanabilmelerine sebep olmuştur. Bu yüzden yönlendirme sürecinde ailelere de danışmanlık hizmeti verilmektedir. d. Öğretmenlere hizmetçi eğitim ve
danışmanlık hizmetleri Yönlendirme faaliyetlerinin etkin biçimde devam edebilmesi danışmanlık görevi üstlenenlerin öğretmenlerle uyumlu bir şekilde çalışabilmesine bağlıdır. Bu nedenle öğretmenlere ölçme, değerlendirme ve öğrenci psikolojisi konularında hizmetiçi eğitim verilmektedir. Yönlendirme Metodları ve Çalışma
Yolları Kullanılan Teknikler• Eğitimsel ölçme metodları (derslere ilişkin sınavlar), standard testler (zihinsel yetenek testleri, akademik ilerlemeyi ölçen testler), kişilik değerlendirme testleri • Gözlem teknikleri • Görüşme ve anket formları • Bireysel ve grup danışmanlık faaliyetleri • Ailelerle yapılan toplantılar • Değişik okul sistemlerine ilişkin broşürler, akademik programlara ilişkin son bilgiler, v.s. (9) Meslekler Hakkında Bilgilendirme FaaliyetleriGöre, genel öğretim okullarında meslekler hakkında bilgi verme işi bir meslek seçmesi istenen öğrencilerle mülakat şeklinde yapılmaktadır. Ayrıca, çocukları öğrenimlerini bitirecek ana-babalar için oturumlar, orta ve yüksekokul öğrencileri için seri konferanslar, meslek sergileri, filmler düzenlenmekte, diapozitif kolleksiyonları gösterilmekte, basında makaleler, radyo ve televizyonda röportajlar yayınlanmakta, öğretmenler ve iktisadi kuruluşlarca konferanslar verilmekte ve bazı kuruluşlara açıklamalı ziyaretler yapılmaktadır (10). İNGİLTEREZorunlu Eğitimin Genel Yapısı İngiltere’de idari bölünüş bölgesel yönetimlerden (iller ve mahalli bölgeler) oluşmaktadır. Bu nedenle eğitim sistemi yerel yönetim odaklıdır. Birleşik Krallıkta yasal okul çağı 5 yaşından 16 yaşına kadar sürmektedir. İlkokul 5-7 yaş arası I. devre (Infant Schools), 7-11 yaş arası II. devre (Junior Schools) olarak ikiye ayrılmıştır. İlköğretim 7-11 yaş arasını kapsar. Onbir yaşından sonra öğrenciler Genel Okullar, Gramer Okulları, Orta Modern ve Teknik Okullar arasında seçim yapmak durumunda kalırlar. Öğrencilerin geleceğini belirleyen bu seçimi, seçme sınavlarındaki başarı notu etkiler. Bu sınavlarda başarılı olan öğrenciler Gramer ve Modern Ortaöğretim okullarında eğitim görmeye başlarlar. Gramer Okulları 11-18 veya 19 yaşındaki seçme öğrenciler için esasen akademik derslerden oluşan bir eğitim vermektedir. Modern Ortaöğretim Okulları ise, minimum okuldan ayrılma yaşı olan oniki yaşına kadar genel bir eğitim verir. Fakat İngiltere de ortaöğretim çağındaki öğrencilerin yüzde doksanından fazlası yetenek ve kabiliyetlerine bakmaksızın öğrencileri kabul eden Genel Okullara devam etmektedir (11). Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Faaliyetleriİngilterede yönlendirme, programın değişeceği sıralarda yani son sınıflarda, 16 yaşına kadar va daha sonra okulda kalan öğrenciler için yapılmaktadır (12). Yoğun olarak yönlendirme çalışmalarının yapıldığı ilk aşama ortaöğretime geçiş sırasında yani 11 yaşında (ilkokulun son yılı) yapılır. Son yılda öğrenciler bu sınavı almak zorundadırlar. Bu sınava giren çocuğa zekâ testi uygulanmakta, İngilizce bir kompozisyon yazdırılmakta ve ayrıca ilkokulda gördüğü derslerle ilgili olarak “Genel bilgi testi” uygulanmaktadır. Ayrıca yöneticiler tarafından tutulan raporlardan ve öğretmenlerin görüşlerinden yararlanılmaktadır. Bunlar mahali eğitim idaresi tarafından değerlendirilmekte, veliler çocuklarını bu eğitim dairesinin vermiş olduğu karara göre ya akademik, teknik veya modern okullara göndermektedirler (13). A.G Watts’ın (14) belirttiği gibi İngilterede ana yönlendirme faaliyetleri okulların haricinde Lokal Eğitim Merkezleri (LEM)’in kurduğu Kariyer Servisidir. Bu servis hiçbir zorunluluk ve maddî beklenti içinde olmayan bir kuruluştur. Genellikle 18 yaşına kadar olan henüz iş bulamamış gençler ya da öğrenciler bu servisten yararlanabilir. Kariyer Servisleri başvuran gençlere görüşme, grup çalışması, bilgilendirme ve eğitim alanı ile çalışma alanı arasında irtibatı sağlar. Bu servis ayrıca okullar (özellikle meslekten danışman öğretmenler), öğrenci velileri ve öğretmen dernekleri, okul müfettişleri, gençlik büroları, okul dışı öğretim kurumları, fabrika doktorları, sosyal hizmet görevlileri, özel eğitim kuruluşları, Yurtlar ve Milli Sigorta Bakanlığı müfettişleri, Rotary kulüpleri, İngiltere Sanayi Federasyonu, Çalışma Bakanlığının uzman memurları v.b. ile işbirliği yapar (15). Kariyer Servisi’nin dışında özel sektörde bu işi yapan bazı kuruluşların yanı sıra Bağımsız Okulların Kariyer Organizasyonu da faaliyet göstermektedir. Bu organizasyon parametrik testler, bilgisayar destekli yönlendirme, meslekler hakkında bilgi veren seminerler, iş bulma ve yerleştirme hizmetleri sunar (16). Okullarda eğitim ve öğretim rehberliği uygulanmaktadır. Bu görev, genellikle öğrenciyle anne-babasının düşüncesi alınarak öğretmenler ve okul müdürü tarafından yürütülmektedir. Bu yönlendirme, programın değişeceği sıralarda, yani son sınıflarda, 16 yaşına kadar ve daha sonra okulda kalan öğrenciler için yapılmaktadır. Öğrenciler 15-16 yaşlarında okuldan ayrılırlarsa rehberlik girecekleri mesleklerle ilgili olur (17). Yönlendirme Metodları ve Çalışma Yolları İngiltere’de eğitimsel ve mesleki yönlendirme faaliyetleri en geniş anlamda aşağıdaki aktiviteleri kapsar (18). Bilgilendirme :Bireylere objektif ve gerçeğe dayalı bilgi sunmak. Değerlendirme : Çeşitli eğitimsel ve mesleki seçenekler için bireylerin uygunluğunu sınamak. Tavsiye :Yönlendirme işini yapan kişinin bilgileri ve deneyimleri ışığında tavsiyede bulunmak. Danışmanlık :Bireylerin kendi bilgi, yetenek ve psikolojileri hakkında ve onların faydalanabilecekleri eğitimsel ve mesleki seçenekler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak. Meslek Eğitimi :Bireylerin kendi niteliklerine uygun kariyer seçeneklerinden birini seçebilmeleri için gerekli bilgi, beceri ve kavramları sunabilecek bir program uygulamak. Yerleştirme : Bireylerin bir işe girmeyi başarmalarına yardımcı olmak. Yönlendirme faaliyetlerinde temel amaç “beden gelişmesini, bilgi seviyesini, genel anlamayı, özel yetenekleri, ilgileri ve zevkleri ve kişisel durumları incelemekten ibarettir”. Bu süreç zarfında yukarıda belirtilen aktivitelerin yanında anne-babadan da öğrenci hakkında bilgi vermesi istenir. Bunun için velilerin belli aralıklarla rehber öğretmenlerle görüşmesi gerekmektedir. Meslekler Hakkında Bilgilendirme Faaliyetleriİngiltere’de “Merkez Rehberlik ve Gençlere İş Bulma Kurulu,” broşürler, monografiler, duvar tabloları, dergi, rehber, filmler ve diapozitifler vasıtasıyla çeşitli meslekler hakkında aydınlatıcı bilgiler yayınlamaktadır. Ayrıca çalışma servisi görevlileri için el kitapları ve rehberler de yayınlanmaktadır. Buna ek olarak ordu, bazı sanayi kuruluşları, ticarethaneler ve meslek kuruluşları da mesleklerle ilgili broşürler dağıtmaktadır. Sergi ve konferanslar düzenlemektedir. Okullarda, radyo ve televizyonda öğrenciler ve ana-babalar için konuşmalar yapılmaktadır. Sanayi, bilim ve ticaret kurumlarına ziyaretler teşvik edilmektedir” İngiltere’de yönlendirme alanında yapılan çalışmalar öğrencilerin bir meslek sahibi olup, istihdam edilmesinden sonraki aşamayı da içermektedir. Bu süreç, resmi yönlendirme servislerin rehberlerinin, mesleğe yönlendirilen gençlerin mesleğe uyumunu sağladıklarını hissettikleri zamana kadar devam eder. Ayrıca, Reuchlin’e göre “... Bu intibak devresinden sonra, gerek rehber öğretmen, gerekse gençlere iş bulma rehberi tarafından, çoğu zaman ek-öğrenim imkânları hakkında bilgi verilir. Bu kursların amacı, genel öğrenimin veya meslek eğitiminin tamamlanmasıdır. Gençlik rehberi genç işçilerle 18 yaşına kadar ilgilenmek zorundadır”. FRANSA Zorunlu Eğitimin Genel Yapısı Fransada pek çok Avrupa ülkesinin aksine geleneksel olarak merkeziyetçi bir yönetim yapısı olduğundan, tüm eğitim sistemi devlet denetiminde olup yönetimde en üst makam Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Resmi ve özel okulların tümü bakanlığa bağlıdır ve bakanlık tarafından hazırlanan mevzuat hükümlerine uymak zorundadır (19). Fransa’da zorunlu eğitim süresi on yıldır; 6 ile 16 yaşındaki çocukları kapsar. Zorunlu eğitim Temel Eğitim Okulları adı verilen okullarda verilen beş yıllık bir eğitimle başlar. Bu beş yıllık eğitimde “öğrenme dönemi” (ilkokul düzeyinde iki yıllık dönem) ve “pekiştirme ve derinleştirme dönemi” (üç yıllık dönem) olarak ikiye ayrılmıştır. Beş yıllık ilköğretim dönemini bitiren tüm öğrenciler kolejlere başlarlar. Kolejlerde eğitim süresi dört yıldır, “gözlem dönemi” ve “yönlendirme dönemi” adı verilen iki dönem olarak uygulanmaktadır. Beşinci sınıftan sonra öğrenciler başka bir eğitim türü seçmek için hazırlanırlar. Ön meslekî formasyon seviye sınıfları, çıraklık hazırlık sınıfları ve dört yıllık meslek lisesi seçebilecekleri eğitim kurumlarıdır (20). İki yıl süren bu sınıfları başarıyla tamamlayan öğrenciler meslek liselerine kabul edilirler. Meslek liseleri ayrıca kolejde dört yılını tamamlayan öğrencileri de kabul eder. Bunlar haricinde dört yıllık kolej eğitimini tamamlayan öğrenciler zorunlu eğitim sonrası genel veya teknik eğitim veren liselere kabul edilirler. Bu eğitim kurumlarında üç yıl eğitim alanlar eğitim süresinin son aşaması olan üniversitelere geçebilirler. Fransa’da Yönlendirme FaaliyetleriFransız okullarında eğitim kademelerinin her basamağı sıkı bir yöneltme ile belirlenir. Bu ülkede uygulanan yönlendirme uygulamasının mantığı; bireyleri yeteneklerine uygun dallarda yetiştirmek, kişiliğinin gelişmesine katkıda bulunmak, ekonomik gelişmelerin ve ülke ihtiyaçlarına uygun alanların seçilmesine yardımcı olmak gibi temellere dayandırılmaktadır. Yönlendirmeye yönelik çalışmalar ilkokulun son sınıfında, ortaöğretim 1. dönemi (6. sınıf) kabul komisyonunun kararıyla başlar. Bu ülkede ortaöğretim 1. devre ve 2. devre olmak üzere iki aşamadır; 1. devre dört yıl, 2. devre üç yıldır. Dört yıl süren 1. devre zorunlu eğitim kapsamındadır. 1. devre eğitim ikişer yıllık gözlem ve yönlendirme dönemi olarak iki döneme ayrılır. Bu devrenin iki temel görevi; genel ortaöğretimi sağlamak ve gelecekteki eğitim ve meslekî tercihler için yardım etmek. Gözlem dönemi, ilkokuldan sonra 5. ve 7. sınıfları kapsar. Bu dönemde öğrencilerin okula uyumları amaçlanır. Yönlendirme dönemi (8. ve 9. sınıflar) içerisinde zorunlu seçmeli dersler aracılığıyla öğrencilerin eğitim ve yeteneklerini izleyerek eğitim alanına hazırlık yapılır (21). “Yöneltme” Fransa’da demokrasinin tamamlayıcısı bir unsur olarak kabul edilmektedir. Öğrenciler sosyal ve ailevi durumlarına bakılmaksızın yetenek ve kabiliyetlerine göre ortaöğretim ikinci devrede başarısız olan öğrenciler bölgesel ve yerel gereksinimlere göre “kısa teknik öğretim” ve “kısa genel öğretime” yöneltilerek bir meslek sahibi olmaları sağlanmaktadır (22). Reuchlin’e göre okullardaki yönlendirme faaliyetleri genellikle okul müdürleri, öğretmenler, bir doktor, bir okul ve meslek rehberliği danışmanı ve öğrenci velileri temsilcilerinden oluşan bir komisyonca yürütülür. Bunun haricinde ülkede öğrencilerin eğitimsel ve meslekî yönlendirme sorumluluğunu üstlenen gerek resmî gerekse özel anlamda bazı profesyonel kuruluşlar vardır. Zorunlu eğitim süreci dahilinde hizmet veren en önemli resmi kuruluş Eğitim Bakanlığının bir parçası olan Bilgi Sağlama ve Yönlendirme Servisidir. Bu servisin görevi, öncelikli olarak 11-16 yaş grubu öğrencilerin eğitim sürecindeki eğitimsel ve mesleki açıdan yönlendirilmesine yardımcı olmaktır. Bunun haricinde bu servisler zorunlu eğitim sonrası öğrenimlerine devam eden öğrencilere olduğu kadar, okul dışında kendilerine uygun iş arayan yetişkinlere de hizmet vermektedir (23). Bilgi Sağlama ve Yönlendirme Servisi haricinde pek çok özel kurum ve kuruluş da yönlendirme konusunda bilgi sağlama, meslek tanıtımı ve araştırma-geliştirme çalışmaları yapmaktadır. Yönlendirme Metod ve ÇalışmalarıBilgi Sağlama ve Yönlendirme Servislerinde her öğrenci için tutulan dosyalarda şu belgeler bulunmaktadır: çeşitli psiko-teknik muayene sonuçları (seviye, bilgi, yetenek testleri), görüşme fişi, meslek rehberliği uzmanı bir doktorun yazdığı sağlık fişi, öğretmen tarafından doldurulan okul fişi ve sosyal anket fişi. Gözlem döneminde ise ilk üç ayın sonunda rehberlik konseyi ailelere çocuğun yeteneklerine uygun görülen öğrenim şekli hakkında ilk tavsiyeyi verir. Aile kararında serbest bırakılmaktadır. Öğretim yılı sonunda rehberlik konseyi, seçilen bölüm hakkındaki görüşünü tekrarlar ya da değişikliği tavsiye eder. Gözlem dönemi sonunda kendilerine teklif edilen öğrenim şeklini seçen öğrenciler bu öğrenimi tam yetkiyle izlemeye başlarlar. Başka bir öğrenim şekli seçen öğrencilerin seçtikleri öğrenime karşı yeteneklerini tespit etmek üzere resmi bir sınava tabi tutulurlar. Bu dönem sonrasında ve her öğrenim kademesinde gözlem ve rehberlik devam eder (24). Meslekler Hakkında Bilgilendirme FaaliyetleriFransa’da da diğer iki ülkedeki gibi mesleklerin etkin bir şekilde tanıtımı için birçok yola başvurulmaktadır: Çocuklar için okul ve meslek monografileri, özel radyo-televizyon yayınları, okul ve meslek rehberliği ile ilgili dergiler, gazete makaleleri, ailelere verilen konferanslar, üniversitelerden elde edilen istatistiki ve dökümantasyonel bilgiler bunlardan bazılarıdır. Yönlendirme Servisleri öğrencileri eğitimlerinin tüm aşamalarında yakından takip ederler. Gerekli görüldüğünde öğrenciler öğretmenleri tarafından bu bürolara gönderilirler ya da öğrenciler bizzat bu bürolardan yararlanırlar. 3. Ülkemizde Yönlendirme Politikaları
ve Uygulamaları Ülkemizde yönlendirme uygulamaları yeni olmamakla birlikte çocukların ve gençlerin ilgi ve yeteneklerine yönelik fikir ve düşünceler hükümet programlarında, millî eğitim şuralarında ve kalkınma plânlarında konu edilerek sürekli gündemde tutulmuştur. Kanun zemininde Türk Milli Eğitimin temel ilkelerinden biri olan “Yöneltme” ilkesinden hareketle “mesleğe yöneltme” adı altında değişik dönemlerde bazı çabalar gösterilmesine rağmen öğrenciyi merkeze alan sistemli ve tutarlı bir yöneltme ve yönlendirme yaklaşımına pek rastlanmamaktadır (25). İlköğretimi sekizyıl kesintisiz ve zorunlu hale getiren 4306 sayılı kanunda “İlköğretimin son ders yılının (8. sınıf) ikinci yarısında öğrencilere ortaöğretimde devam edebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayabileceği yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgi vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı ilke, hedef ve politikaları doğrultusunda; 15. Millî Eğitim Sûrası’nda alınan kararlar ve bu kararlara paralel hazırlanan 1997-2000 Millî Eğitim Bakanlığı İcra Plânı ile 16. Milli Eğitim Şûrasında da Yönlendirme konusu gündemde yerini korumuştur. 16. Millî Eğitim Şûrası kararlarının uygulanmasına ilişkin icra plânında; yönlendirme konusunda alınan kararlardan bazıları şunlardır (26): *
İlköğretimin bütün sınıflarında meslek alanlarını tanıtıcı etkinliklere yer
verilmelidir. *
Sekizinci sınıflarda meslekleri tanıma ve yönelmeye ağırlık verilmeli,
öğrenciye en uygun olduğu düşünülen alan konusunda; öğrencinin kişisel
dosyasındaki bilgiler, öğretmen değerlendirmesi, başarı notları dikkate
alınarak, oluşturulacak tavsiye kararı ilköğretim dönemi sonunda öğrenci ve
velisine bildirilmelidir. *
İş hayatında geçerli mesleklerin güncel tanımları ve sınıflandırılması
yapılarak standartları belirlenmeli; hangi eğitim kurumlarının hangi düzeyde
meslek eğitimi programlarını uygulayacağı tesbit edilmelidir. *
Meslekî eğitim gören öğrencilerin ilgi ve yetenekleri ile iş hayatının
ihtiyaçları doğrultusunda çeşitli meslekî eğitim programlarına
yönlendirilmeleri için illerde Meslek Danışma Birimleri kurulmalıdır. * Öğrencileri ilgi ve yetenekleri iş hayatının ihtiyaçları doğrultusunda çeşitli programlara yönlendirecek rehberlik hizmetleri sunulmalıdır. Bilindiği gibi, “Yönlendirme; temelde öğrencinin eğitim süreci içinde bireysel ve toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde yönelmesine yardımcı olmak, kendisini bütünlüğü içerisinde tanımasına, mesleki gelişimine ilişkin davranışları kazanmasına, kararlar vermesine ve geleceğini planlamasına yönelik bilimsel hizmetleri, süreklilik içinde öğrenciye vermek için düzenlenen etkinliklerin tümü olarak tanımlanmaktadır” (27). Yönlendirme, ülkemizde sadece bir rehberlik ve psikolojik danışmanlık faaliyeti olarak algılanmış ve okul rehberlik hizmetleri içinde yer almıştır. Bireyin ilgi ve yeteneklerini tanımasında önemli olan yönlendirme hizmetleri iyi uygulanamaması nedeniyle (28) öğrenci yönlendirme etkinliklerinin öznesi değil, nesnesi durumundadır. Çünkü, ilköğretim okullarının sekizinci sınıfının ikinci yarısından itibaren yapılan yönlendirme hizmetleri, bir bakıma öğrencilerinin bu sınıftan sonra gidecekleri okulu tanıma hizmeti olarak sunulmaktadır. Görüldüğü gibi, öğrencilerin bireysel ve meslekî farkındalıklarını sağlayan bir program uygulaması oluşturulamamıştır. Böylece işin program boyutu ve yönlendirme faaliyetlerinin planlı bir şekilde uygulanmasını sağlayacak yönetim boyutu gözardı edilmektedir. Bunların dışında ülkemizde bilhassa dershanelerde öğrencilerin meslek seçimine yardımcı olacak ciddi çabalar vardır. Ancak bu tür yönlendirme, öğrencinin öğrenim hayatı boyunca başarı ve başarısızlıklarını, ilgi ve yeteneklerini analiz etmekten uzak dershanedeki eğitim boyunca elde ettiği başarıyı esas alan bir anlayışa sahiptir. Aşağıdaki tablo ülkemizdeki ve üç Avrupa ülkesindeki yönlendirme çalışmalarını karşılaştırmalı olarak özetlemektedir.
Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Çalışmalarına Dair Çözüm ve Önerilerİncelediğimiz üç Avrupa ülkesindeki eğitimsel ve mesleki yönlendirme faaliyetleri, çocukların ve ailelerin bilinçlendirilmesinden başlayıp okul, iş hayatı ve özel sektörü de içine alan geniş ve detaylı hizmetlerdir. Avrupa Birliği’ne tam üyeliğimizin çabalarımızın olduğu bu yıllarda çalışmalarının eğitim sisteminin niteliklerinin Avrupa standardına ulaşabilmesi büyük ölçüde yönlendirme çalışmalarının başarısına bağlıdır. Eğitimsel ve meslekî yönlendirmenin etkinliğinin artırılması anlamında İngiltere, Fransa ve Almanya standartlarına uygun sistematik olarak uygulanabilmesine yönelik şunlar gerçekleştirilebilir. Öneriler 1. Öğrencilerin gerek eğitimsel, gerekse meslekî anlamda yönlendirilmelerinin verimli olabilmesi özel kurum ve kuruluşlar ile resmî kuruluşların ortaklaşa çabalarını gerektirmektedir. Bu iş sadece rehber öğretmenlerin göreviymiş gibi algılanmamalı, Avrupa'da olduğu gibi, eğitimsel yönlendirme ve iş bulma görevini üstlenecek özel kuruluşlar teşvik edilmelidir. 2. Meslekler hakkında daha detaylı ve güncel bilgiler sunabilmek amacıyla Avrupa’da olduğu gibi konferanslar, meslek sergileri, dia gösterileri ve veliler için oturumlar düzenlenmeli, bu konuda Millî Eğitim Bakanlığının gözetimi ve denetimi altında radyo-televizyon yayınları yapılmalı, üniversitelerden elde edilen istatistiki dökümanlar, mesleklerle ilgili yayınlanan makaleler, broşürler ve dergiler vs. öğrencilerin bilgisine sunulmalıdır. 3. İlköğretimin ilk yıllarından itibaren her öğrenci hakkında bir dosya tutulmaktadır. Fakat bu dosyaların yönlendirme sürecinde etkin olarak kullanıldığı tartışılmaktadır. Bu dosyalar daha sistemli düzenlenirse (öğrenci ile ilgi bilgiler, çeşitli test sonuçları, görüşme anket formlarını dahil etmek gibi...) yönlendirme çalışmalarında öğretmenlere daha fazla yardımcı olacaktır. Bundan başka öğrencilerin yatkınlıklarının olduğu alanlar belirlenerek gerekli rehberlik çalışmalarının etkin bir şekilde başlatılması ilköğretim dördüncü sınıfa rastlatılmalıdır. Burada önerilen, varolan rehberlik ve yönlendirme servislerinin ortadan kaldırılması değil, bu işi profesyonelce ve ticari anlamda (rekabet ortamında kalite artar!) yapabilecek alternatif kuruluşların teşvik edilmesidir. Bundan öte yönlendirme Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir öğretim kademesinden diğerine süreklilik göstermelidir. 4. İlköğretimde hazırlanan ders programları bireysel farklılıkları ortaya çıkaracak duyarlılıkta olmalıdır. Bu yaştaki çocuklar arasında özel yetenekleri olan ve üstün zekalı olan öğrencilerin yanısıra özel eğitime muhtaç öğrenciler de bulunacaktır. Hızlı öğrenenler için programlar gözden geçirilmeli, yavaş öğrenenler için destekleyici programlar olmalıdır. Ayrıca öğrencilerin varsa özel yeteneklerini ortaya çıkarabilmek ve bu konuda gelişmesini destekleyebilmek için yabancı dil, iş-teknik, müzik, resim, bilgisayar, spor dalları konulu kurslar düzenlenmeli, okul dışında bu tür ilgi alanlarına ait kuruluşlarla öğrencilerin bağlantı kurması teşvik edilmelidir. Ayrıca eğitsel kollar ve meslekler arasında organik bir bağ kurulmalı, öğrencilere meslekler ve iş olanakları hakkında bilgi sunulmalıdır. 5. “İlköğretim öğrencilerinin mesleklere eğilimleri ve yönlendirilmeleri” konulu bir araştırma da (29) öğretmenlerin sadece %5.49’u öğrencilerin yeteneklerini tespit edebildiklerini söylemişlerdir.Bu sonucu da göz önünde bulundurarak öğretmenlere rehberlik konularında yetersiz kaldıkları ve bu konuda bilgilendirilmeleri gerektiği söylenebilir. 6. “Hayatla ilişkilendirilmiş temel eğitim” hedefinin gerçekleştirilmesi için endüstri ile bağlantısı olan bir temel eğitim verilmelidir. Okulun çevre ile ne şekilde bütünleşeceği konusu ilköğretim okulu kılavuzunda ve diğer programlarda net olarak belirtilmiş değildir, bu alanda çalışmalar yapılmalıdır (30). 7. Temel eğitim okullarının 6. sınıfından itibaren öğrencinin yeteneklerine yönelik zenginleştirilmiş programlar uygulanabilmelidir. Bu programlar arasında yatay geçiş sağlanmalıdır (31). 8. Rehberlik ve araştırma merkezleri araç gereç ve ödenek bakımından desteklenmeli, öğretmen ve öğrencilerin bu merkezlerden yararlanmaları teşvik edilmelidir. Sonuç olarak, Türkiye’de etkin bir yönlendirme sisteminin kurulmayışı orta öğretimden mezun her öğrencinin yüksek öğretime devam etme arzusunu doğurmaktadır. Çoğu öğrenci yeteneklerinin ve kapasitesinin farkında olamadan (olsa da bunu ölçecek bir ölçme-değerlendirme sistemi oluşturulamadığından) üniversite sınavında aldığı puanın belirleyiciliği ile kendine bir meslek seçmek durumunda kalmaktadır. O mesleğe karşı ilgisinin ve yeteneğinin olup olmadığını bilemeden kendisini üniversitede bulan kimi öğrenciler okullarında ya bölüm değiştirmekte, ya başarısız olmakta ya da en kötüsü mezun olduğunda iş hayatında başarıyı yakalayamamaktadır. Bu durumun hem bireylere hem de ülkemize getirdiği sosyal, psikolojik ve bilhassa ekonomik yük ağır olmaktadır. Genç beyinlerin hayatlarına şekil veren eğitim sistemimizde gerek eğitimsel yaşantıları boyunca gerekse meslek seçme aşamasında ilgi, kabiliyet ve kapasiteleri doğrultusunda isabetli kararlar verebilmeleri için gereken yardımları yapmamız, öğrencileri toplumun ve kendilerinin gerçekleriyle yüz yüze getirmemiz gereklidir. İnanıyoruz ki bu tür bir bilinçle yetişmiş gençler geleceğin mutlu ve başarılı fertleri olacaktır.
(*) Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi (**) Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi (1) Dilek Özdoğan, "Doğru Meslek Seçimi ve Verimlilik" Anahtar Dergisi, sayı: 92, 1996, s. 13 (2) Süleyman Çetin Özoğlu. Rehberlik ve Psikolojik Danışma. İzmir 1982, s. 98 - 99 (3) Süleyman Çetin Özoğlu. a.g.e. s. 100. (4) Süleyman Çetin Özoğlu. a.g.e. s. 100-101 (5) Özcan Demirel. Karşılaştırmalı Eğitim, Pegem Yayıncılık: Ankara, 2000 s. 104 (6) MEB. Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Avrupa Birliği Üye Ülkelerinin Eğitim Sistemleri. Ankara, 1996 s. 46 (7) Busshoff, L. & Heller, K.A. Educational and Vocational Guidance Services for the 14-15 Age Group. Denmark, Federal Republic of Germany and The Nederlands. European Communities. Brussels-Luxembourg. 1987. s. 3 (8) Özcan Demirel. a.g.e. s.107 (9) Busshoff, L. & Heller, K.A. a.g.e. s. 12-15 (10) Reuchlin, Maurice. Okul Döneminde Çocuğu Yöneltme. İstanbul, 1970 s. 248 (11) European Commission, Education And Initial Training System, Luxembourg, 1995, s. 374-376 (12) Reuchlin, Maurice. a.g.e. s. 255. (13) Özcan Demirel, a.g.e. s. 79 (14) Watts, A. G. Educational and Vocational Guidance Services for the 14-15 Age Group. The United Kingdom, The Republic of Ireland, Greece. European Communities. Brussels-Luxembourg. 1986 s. 7 (15) Reuchlin, Maurice. a.g.e. s. 254. (16) Watts, A. G. a.g.e. s. 14 (17) Reuchlin, Maurice a.g.e. s. 255-256 (18) Watts, A. G. a.g.e. s. 16 (19) Özcan Demirel a.g.e. s. 41 (20) MEB. a.g.e. s. 106 (21) Mehmet Gültekin Türkiye ve Avrupa Birliğine Üye Bazı Ülkelerde Zorunlu Eğitim A.Ü Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Eskişehir, 1998. s. 75 (22) Özcan Demirel a.g.e. s. 47 (23) Dartois, Colete. Educational and Vocational Guidance Services for the 14-15 Age Group. Belgium, France and The Grand-Dutchy of Luxembourg. European Communities. Brussels-Luxembour. 1987. s. 15-16 (24) Reuchlin, Maurice. a.g.e. s. 217. (25) MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Okul Rehberlik Hizmetleri ve Yönlendirme Raporu, Ankara 1997. s. 15 (26) MEB Tebliğler Dergisi, sayı : 2504, 9 Eylül 1999. (27) MEB, Ölçme ve Değerlendirme Sistemi Geliştirme 1: Ölçme ve Değerlendirme Sistemi Özel İhtisas Komisyonu Raporu Ankara 1990. s. 19 (28) M.E.B. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı a.g.e. s. 23 (29) MEB. 16. Millî Eğitim Şûrası Hazırlık Dokümanı, Ankara 1998. s. 133 (30) MEB. 16. Millî Eğitim Şûrası Hazırlık Dokümanı, a.g.e. s. 135 (31) MEB. 15. Millî Eğitim Şûrası Genel Sekreterliği. 2000 Yıllarda Türk Millî Eğitimi, Ankara, 1996. s. 55 |
İçindekiler...o
Kâzım
Karabekir Eğitim Fakültesinde “Okul Deneyimi” Uygulaması ve Sonuçlarının Değerlendirilmesi o
Fizik
Konularının Kavratılmasında Görsel Öğretim Materyallerinin Önemi o
Okul
Psikologluğu ve Okul Psikolojik Danışmanlığı Meslekleri: Karşılaştırmalı Bir
Çalışma o
Fen
Bilimlerinde Değerlendirmenin Önemi o
Bazı Avrupa
Ülkelerinde ve Türkiye'de Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Çalışmalarının
Değerlendirilmesi o
Türkiye’de
Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi Süreci o
Yirmibirinci
Asrın Başında Balkanlarda Yaşayan Türkçe o
Divan
Şiiri Öğretimi Üzerine o
Lise
Resim Dersi Öğretim Programının Çağdaş Sanatsal Eğitim Bağlamında
Değerlendirilmesi o
İlköğretim
Öğretmeni Adaylarına İlkokuma-Yazma Çalışmaları ile İlgili Pratik Öneriler o
Eşrefzâde
Mehmet Şevketi’nin Medrese Talebelerinin Durumlarına İlişkin Görüşleri ve
Çözüm Önerileri © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
||||||||||||||||||||||||||||||
[ yukarı ] |