MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 150

Mart, Nisan, Mayıs 2001


5-6 Yaş Çocuklarının Öz Bakım Becerilerinin Cinsiyet ve Okulöncesi Eğitim Alma Durumlarına Göre İncelenmesi (*)

Yrd. Doç. Dr. Serap Demiriz (**)

Doç. Dr. Çağlayan Dinçer (***)

ÖZET

Bu çalışmada, 5-6 yaş çocuklarının öz bakım becerilerinin cinsiyet ve okulöncesi eğitim alıp almama durumlarına göre dağılımları incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini Ankara’daki resmî ve özel okulöncesi eğitim kurumuna devam eden ve okulöncesi eğitim almayan 253 kız, 261 erkek olmak üzere toplam 514 çocuğun anne ve babaları oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formundaki soruların örneklem grubuna yüz yüze görüşme tekniği ile sorulmasıyla elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin analizi “Ki-Kare” testi ile yapılmıştır. Çocukların öz bakım toplam puanları karşılaştırıldığında cinsiyet açısından anlamlı fark bulunmamakla birlikte (p>0.05), okulöncesi eğitim alıp almama durumlarına göre anlamlı fark bulunmuştur (p<0.001).Bu sonuçlar özbakım becerilerini kazanmada okulöncesi eğitim almanın önemini ortaya koymaktadır.

GİRİŞ

Yaşamın ilk altı yılını kapsayan dönem çocukların gelişimlerinin hızlı olduğu, karakter ve kişilik yapısının şekillenmeye başladığı en önemlisi bazı temel alışkanlıkların kolayca kazandırılabildiği çocuğun yaşamındaki en önemli yıllardır. Bu dönemde çocuğa kazandırılacak temel alışkanlıklar, zamanla, yönlendirmeyle ve özellikle de tekrara bağlı olarak kazanılmış davranışlara dönüşmektedir. Kazandırılan bu temel alışkanlıklar; bireyin yaşadığı doğal ve toplumsal çevreye uyumunu sağlayan davranışlardır, bu davranışlar bir kez kazanıldıktan sonra tekrarlanarak çoğu kere yaşam boyu varlıklarını sürdürürler(1).

Çocuğa bu önemli dönemin başlangıcında iyi ve doğru alışkanlıkların kazandırılmaya çalışılması çok önemlidir. Bu konuda aileye ve okulöncesi eğitimcilerine büyük görevler düşmektedir.

En hızlı gelişme çağı olan okulöncesi dönemde, çocuğa kazandırılacak olan öz bakım becerileriyle ilgili temel bilgi ve alışkanlıklar onun sağlıklı bir birey olarak yetişmesini sağlayacak ve gelecek yaşamda bağımsız, kendine yeten, topluma uyumlu, olumlu davranışlara sahip bir birey olmasına zemin hazırlayacaktır. Çocuğun yaşamındaki bu kritik dönemde yemek yeme, giyinme-soyunma, temizlik, tuvalet, tehlikelerden korunma gibi öz bakım becerilerinin kazanılmasını etkileyeceği düşünülen faktörlerden cinsiyet ve okulöncesi eğitim alma sürelerinin incelenmesi bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.

YÖNTEM

Araştırmamız Ankara il merkezindeki orta sosyo-ekonomik düzeydeki 5-6 yaşlarındaki 253 kız(% 49.2), 261 erkek%50.8) çocuğu olan toplam 514 ebeveyn ile yapılmıştır. Çocukların 357’si % 69.5) okulöncesi eğitim kurumuna devam etmekte, 157’si (% 30.5) okulöncesi eğitim almamaktadır.

Veri toplama aracı; “Portage Kontrol Listesi, Seattle Testi ve Denver II.Gelişimsel Tarama Test”leri öz bakım ile ilgili bölümlerinden yararlanılarak araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir (2, 3, 4). Anket formunun ilk bölümünde çocuğa ilişkin tanıtıcı bilgilere yönelik sorular, ikinci bölümde ise bu dönem çocuklarında gözlenen; yemek yeme, giyinme-soyunma, temizlik, tuvalet alışkanlığı, tertip-düzen, tehlikelerden korunma ile ilgili öz bakım becerilerine yönelik davranışlara yer verilerek ebeveynlere çocuklarının bu davranışları ne sıklıkta gösterdikleri dereceleme ölçeği şeklinde (bazen, sık sık, her zaman) sorulmuştur (5).

Veriler, ön denemesi yapılan anket formunun ebeveynler ile yüz yüze görüşülerek uygulanması yoluyla toplanmıştır.

Veri kodlanması yapıldıktan sonra bilgisayarda SPSS paket programı kullanılarak bulguların ki-kare (x2) değerleri hesaplanıp anlamlılıkları araştırılmıştır.

BULGULAR VETARTIŞMA

Araştırmaya katılan çocukların yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımını gösteren Tablo 1’deki verilere göre, yemeğini elle yemek isteme davranışında kız ve erkek çocuklar arasında anlamlı bir fark bulunmuş farkın erkek çocukların bu davranışı %94.3 oranında “bazen” göstermesindeki fazlalıktan kaynaklandığı saptanmıştır(p<0.05). Süt kartonunu, bisküvi poşetini açma davranışında kız ve erkek çocuklar arasında anlamlı bir fark bulunmuş, farkın erkek çocukların bu davranışı kızlara göre “sık sık” göstermesindeki fazlalıktan kaynaklandığı saptanmıştır (p<0.001). Yemek yeme ile ilgili diğer öz bakım becerileriyle ilgili davranışlarda cinsiyete göre istatistiksel yönden anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Bu sonuçlara göre söz konusu yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinde cinsiyetin önemli bir faktör olmadığı söylenebilir. Ebeveynlerin cinsiyet ayırımı yapmadan çocuklarına yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerine yönelik davranışları kazandırmaya çalışmaları sevindirici bir sonuçtur.

Çocukların yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinin okulöncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımını gösteren Tablo 2 incelendiğinde, yemek için doğru araç gereci seçme, yemeğini kaşık ve çatalı doğru bir biçimde kullanarak yeme, yemeğini elle yemek isteme, bıçağı ekmeğe yağı vb. sürmek için kullanma, bıçakla yumuşak şeyleri (köfte vb.) kesme, serviste yiyeceklerini tabağına alma, bardağa taşırmadan su doldurma, dökmeden bardaktaki suyu taşıma davranışları ile okulöncesi eğitim alma durumları arasında yapılan istatistiksel analizde (p<0.001) düzeyinde anlamlı fark bulunmuştur. Süt kartonunu, bisküvi poşetini açma, yemeğini normal sürede bitirme davranışları ile okulöncesi eğitim alma durumları arasında yapılan analiz sonucunda (p<0.05) düzeyinde, yemek yeme kurallarına uyma davranışı ile okulöncesi eğitim alma durumları arasında ise (p<0.01) düzeyinde anlamlı bir fark bulunmuştur. Tüm bu farkların okul öncesi eğitim almayan grubun bu davranışı daha az göstermesinden kaynaklandığı saptanmıştır. Bu sonuçlara göre okul öncesi eğitim almayan çocukların yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinde daha çok zorlandıkları, okul öncesi eğitim alma süresi artıkça bu davranışları daha rahat yapabildikleri söylenebilir. Okulöncesi eğitim kurumlarında yaşanan deneyimler, çocukların bıçağı çeşitli amaçlar için kullanma gibi ince motor beceriler kazanmasında etkili olmaktadır. Çocuğun okulöncesi eğitim kurumunda grupla birlikte yemek yemesi onun uyulması gereken kuralları benimsemesini olumlu yönde etkilemektedir. Sonuç olarak, okul öncesi eğitim deneyiminin, yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinin gelişmesinde etkili olduğu söylenebilir. Lawatsch, öğretmenin olumlu tutumunun bu konudaki etkililiğini araştırmak için okulöncesi çocuklarda beslenme bilgisi, yiyecekler konusundaki tutum ve davranışlar üzerine ödüllendirme ve tehdit etme uygulamalarının etkisini araştırmış, ödüllendirici yaklaşımın çocukların üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koymuştur(6).Güneyli, 4-6 yaş grubu çocuklarında beslenme alışkanlıkları ve bunu etkileyen etmenler konusunda yaptığı araştırmasında, ailelerin çocuklarına iyi beslenme alışkanlıkları kazandırmak için gayret sarfettiklerini ve sofrada çocukla ilgilenilmesi, besinlerin ödül aracı olarak kullanılmaması vb. gibi olumlu davranışlar içinde olduklarını gözlediğini belirtmektedir (7). Shannon ve Chen 3 yıl süren beslenme eğitimiyle ilgili yaptıkları çalışmalarında, deney grubundaki çocuklara 3. 4. ve 5. yaşlarında, başlangıçta belirlenen beslenme bilgisi, kendi kendine yemek yeme davranışı konusunda her yıl 9-12 haftalık eğitim vermişlerdir. Uygulama sonrası eğitim alan çocukların kontrol grubundaki çocuklara göre daha yüksek puanlar aldıklarını saptamışlardır(8).

Tablo 3 incelendiğinde, çocukların giyinme soyunma ile ilgili öz bakım becerilerinden, ayakkabılarını yardımsız bağlama (p<0.001), ayakkabı bağlarını yardım almadan fiyonk yapma (p<0.01), parmaklı eldiveni yardımsız giyme (p<0.05) davranışlarında cinsiyetler arasında anlamlı fark bulunmuş, farkların kız çocukların bu davranışları “her zaman” göstermesindeki fazlalıktan kaynaklandığı saptanmıştır. Bu sonuçlar, kız çocukların ince motor becerilerde daha başarılı olmalarından kaynaklanabilir(9).

Çocukların giyinme-soyunma ile ilgili öz bakım becerilerinin okul öncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımını gösteren Tablo 4 incelendiğinde, iç ve dış giysilerini önünü arkasını ayırt ederek yardımsız giyinme (p<0.01), iç ve dış giysilerini yardım almadan çıkarma (p<0.001), çıt-çıt, kopça, kemer, ayakkabı tokalarını açma ve kapatma (p<0.001), parmaklı eldiveni yardımsız giyme (p<0.001) davranışları ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuş, söz konusu davranışlardaki istatistiksel farkın okul öncesi eğitim almayan gruptan kaynaklandığı saptanmıştır. Okul öncesi eğitim almayanların yaklaşık dörtte biri bu davranışları “her zaman” göstermektedirler. Ayakkabılarını yardımsız bağlama (p<0.01) ve duruma ve hava şartlarına uygun giyecekleri seçme (p<0.05) davranışları ile okul öncesi eğitim alma süreleri arasındaki anlamlı farkın, okulöncesi eğitimi iki yıldan fazla alan gruptan kaynaklandığı saptanmıştır. Bu sonuç kuruma giden çocukların söz konusu davranışları her gün tekrarlamalarına bağlı olarak bu davranışlar üzerinde daha iyi beceri kazanmaları ile açıklanabilir. Elde edilen verilerden, giyinme-soyunma ile ilgili öz bakım becerilerinde okul öncesi eğitim almayan çocukların daha çok yardıma ihtiyaç duydukları söylenebilir. Bu konuda ebeveynlerin, çocuğa gerektiği zaman rehberlik edip yönlendirmeleri, onu zaman zaman ödüllendirerek yüreklendirmeleri, gereken fırsatı vererek giyinmesini sabırla gözlemlemeleri fayda sağlayacaktır(10).

Tablo 5’teki çocukların temizlik ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımına bakıldığında, hapşırırken eliyle ağzını kapatma (p<0.05), burnu aktığında mendile silme (p<0.01), hatırlatıldığında burnunu muslukta yardım almadan yıkama (p<0.05) davranışlarında kız ve erkek çocuklar arasında anlamlı bir fark bulunmuş, bu farkların kız çocukların hapşırırken eliyle ağzını kapatma davranışında “sıksık” diğer iki davranışta ise “her zaman” göstermesindeki fazlalıktan kaynaklandığı saptanmıştır. Bu sonuçlar kız çocukların erkek çocuklara göre temizlik kurallarına daha çok uymaları ve kendi bakımlarıyla daha çok ilgilenmelerine bağlanabilir. Saçlarını makineyle kendisinin kurutması davranışında kız ve erkek çocuklar arasında anlamlı bir fark(p<0.05) bulunmuş, bu farkın erkek çocukların bu davranışı “her zaman” göstermesindeki fazlalıktan kaynaklandığı saptanmıştır (p<0.05). Bu durum, erkek çocukların saçlarının kısa olması nedeniyle bu davranışı daha kolaylıkla yapabilmeleri, kızların saçlarının genellikle uzun olması nedeniyle bu davranışı yapmada biraz zorlandıkları veya doğal olarak yardıma ihtiyaç hissettiklerinden  annelerin bu işi tamamen onlara bırakmamalarından kaynaklanabilir.

Tablo 6’da çocukların temizlikle ilgili öz bakım becerilerinin okul öncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımına bakıldığında yemekten önce ve sonra ellerini yıkama, kurulama davranışı ile okulöncesi eğitim alma durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuş okulöncesi eğitim almayanların % 22.3’ünün iki yıldan fazla eğitim alanların % 42.3’ünün bu davranışı her zaman gösterdikleri saptanmıştır (p<0.001). Bu durum okulöncesi eğitim kurumlarında bu davranışların rutin etkinlikler olarak yapılmasından kaynaklanan olumlu bir sonuçtur. Dişlerini yardım almadan günde en az bir kez fırçalama (p<0.001) ve dişlerini hatırlatılmadan günde iki kez fırçalama (p<0.01) davranışları ile okul öncesi eğitim alma durumları arasındaki anlamlı fark, okul öncesi eğitim almayan grubun bu davranışı seyrek göstermesinden kaynaklanmaktadır. Okulöncesi eğitimde kazandırılmak istenen hedeflerden biri, çocukların bedensel temizlik kurallarına gereken önemi göstermeleri ve bu konuda duyarlı olmalarıdır. Araştırmamız sonucunda elde edilen bulgular, okulöncesi eğitim alan çocukların dişlerini fırçalamaya daha fazla özen gösterdikleri ve bu konudaki hedefe ulaşıldığını göstermektedir. Banyoda suyun sıcaklığını ayarlama (p<0.001), saçlarını yardımsız tarama, fırçalama ve makine ile kurutma (p<0.01), giysilerinin kirli veya temiz olduğu ayrımını yapma (p<0.001) davranışları ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında anlamlı fark bulunmuş, bu farkların okul öncesi eğitim almayan gruptan kaynaklandığı saptanmıştır. Duyuşsal ve bilişsel alanla ilgili kavramlar, okulöncesi eğitim programlarında yapılan uygulamalarla kazandırılmaya çalışılmaktadır. Okulöncesi eğitim alan çocukların sıcak-soğuk, kirli-temiz gibi kavramları öğrenip günlük hayatlarında kullanmaları, eğitim almayan çocuklara nazaran daha fazla olasıdır.

Tablo 7’deki tuvalet alışkanlığı ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlere göre dağılımına bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bu sonuç, ebeveynlerin cinsiyet ayrımı yapmadan tuvalet alışkanlığı ile ilgili becerileri kazandırmada gereken hassasiyeti göstermelerinden kaynaklanabilir.

Tuvalet alışkanlığı ile ilgili öz bakım becerilerinin okul öncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımını gösteren Tablo 8 incelendiğinde, zamanında tuvalete gitme ve giysilerini indirme (p<0.01), tuvalet ihtiyacını giderme (p<0.001), tuvaletten sonra ellerini sabun ile yıkama (p<0.001) davranışları ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında anlamlı fark bulunmuş, farkın okul öncesi eğitim almayan gruptan kaynaklandığı saptanmıştır. Tuvalet kâğıdı kullanarak yardımsız temizlenme davranışı ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında anlamlı bir fark bulunmuş farkın iki yıldan fazla eğitim alan gruptan kaynaklandığı saptanmıştır(p<0.001). Sifonu çekme davranışı ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında da istatistikse olarak anlamlı bir fark bulunmuş, okul öncesi eğitim almayanların% 19.7’sinin iki yıldan fazla eğitim alanların%61.9’unun bu davranışı “her zaman” gösterdikleri saptanmıştır (p<0.001).Tuvaleti geldiğinde uykusundan uyanma veya bütün gece altı kuru kalma davranışı ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında da istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuş, okul öncesi eğitim almayanların % 41.4’ünün iki yıldan fazla eğitim alanların %79.8’inin bu davranışı her zaman gösterdikleri saptanmıştır (p<0.001). Tuvalet alışkanlığı ile ilgili öz bakım becerilerinin hemen hemen tümünün kazanılmasında, okulöncesi eğitimin önemli bir faktör olduğu ve okul öncesi eğitim alma süresi artıkça tuvalet alışkanlığı ile ilgili öz bakım becerilerinde çocukların daha başarılı oldukları söylenebilir.

Tablo 9’da çocukların tertip-düzen ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı görülmektedir. Günlük işlerden birinden(yemek masası hazırlamak vb.) sorumlu olma davranışı ile cinsiyet arasında anlamlı fark bulunmuş, farkın kız çocukların bu davranışı “sık sık” göstermesindeki fazlalıktan kaynaklandığı saptanmıştır(p<0.05).Toplumsal rol gereği annenin evdeki günlük işleri daha fazla yapması, kız çocuğunu bu işlere daha çok yönlendirmesi ayrıca gelişim dönemi özelliği olarak kız çocuğun anneyi model alarak bu sorumluluğu daha kolay kabullenmesi bu sonucu ortaya çıkarmış olabilir.

Tablo 10’daki çocukların tertip-düzen ile ilgili öz bakım becerilerinin okulöncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımına bakıldığında oyuncaklarını toplama ve düzenli olarak yerine yerleştirme davranışı ile okulöncesi eğitim alma durumları arasında anlamlı bir fark bulunmuş, farkın okulöncesi eğitim almayan grubun bu davranışı daha seyrek göstermesinden kaynaklandığı saptanmıştır(p<0.05). Okul öncesi eğitim yaşantısının, çocukların sınıfı toplama, oyuncakları yerleştirme vb. davranışları kazanmalarını olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Eğitimcilerin, kararlı ve tutarlı davranışlarının çocuklardaki bu davranışların kazanılmasında etkili olduğu da unutulmamalıdır. Pijamalarını katlama davranışı ile okul öncesi eğitim alma durumları arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuş, okul öncesi eğitim almayanların % 9.6’sının iki yıldan fazla eğitim alanların% 16.7’sinin bu davranışı her zaman gösterdikleri saptanmıştır(p<0.01). Okul öncesi eğitim alan çocukların dinlenme saatinde kendi pijamalarını katlayıp yerleştirmelerinin bu alışkanlığı kazanıp günlük hayata geçirmelerinde etkili olduğu söylenebilir. Ebeveynlerde çocuğun bu konulardaki öz bakım becerilerini geliştirmek için aileye özgü, evdeki günlük işlerden bazılarında çocuğun katılımını sağlamalıdır(11).

Tablo 11’deki çocukların tehlikelerden korunma ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımına bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Çocukların tehlikelerden korunma ile ilgili öz bakım becerilerinde kız ya da erkek olmaları fark etmeksizin kendilerini korumaya yönelik davranışları kazanmaya çalışmaları oldukça sevindirici bir sonuçtur.

Çocukların tehlikelerden korunma ile ilgili öz bakım becerilerinin okulöncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımı Tablo 12’de görülmektedir. Çocuk parkında kendini tehlikelerden koruma davranışı ile okul öncesi eğitim alma davranışı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamakla birlikte (p>0.05), tüm zararlı şeylerden(sivri uçlu, kesici, yanıcı, zehirli madde vb.) kendini koruma (p<0.01), arabada arka koltukta oturma (p<0.001), arabada emniyet kemerini takma (p<0.001) davranışları ile okulöncesi eğitim alma durumları arasında da istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Okulöncesi eğitim almayan çocukların % 31.2’sinin, iki yıldan fazla eğitim alanların % 75.6’sının arabada arka koltukta oturduğu, okulöncesi eğitim almayanların% 18.5’inin iki yıldan fazla eğitim alanların% 47’sinin arabada emniyet kemerini taktıkları görülmektedir. Bu sonuçlara göre okulöncesi eğitim alan çocukların aldıkları eğitim ile kendilerini tehlikelerden daha bilinçli olarak korudukları söylenebilir. Gümüş tarafından çocukluk kazalarını belirlemek amacıyla yapılan araştırmada, zehirlenmeler, yanıklar ve yabancı cisimlerden yaralanmaların yaklaşık olarak % 90’ı evde gözlenmiştir (12).0-6 yaş grubunda en sık görülen ev kazaları arasında düşmelerin% 74.2 ile ilk sırada yer aldığı, bunu % 19.1 ile yanıkların izlediği bulunmuştur (13). Erkal ve Şafak ta yaptıkları çalışma ile okulöncesi grubunda zehirlenmelerin(% 43.9) çok görüldüğünü ortaya koymuşlardır(14). Ünlü, 562 kişiye eğitim vererek, eğitimin kazaların önlenmesi konusundaki etkisini araştırmış ev kazalarını önleme hakkında önlem açısından eğitime ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur (15).

SONUÇ VE ÖNERİLER

5-6 yaş grubu çocukların öz bakım becerilerinin cinsiyet ve okulöncesi eğitim alıp almama durumlarına göre dağılımlarının incelendiği bu araştırmada; özbakım toplam puanları cinsiyete göre karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunmamıştır(p>0.05). Çocukların okulöncesi eğitim alıp almadıkları ve eğitim alma sürelerine göre öz bakımla ilgili becerileri incelendiğinde ise toplam puanlara göre istatistiksel olarak anlamlılık bulunmuştur (p<0.001). Bu sonuçlar bize çocukların öz bakım becerilerini kazanmasında okulöncesi eğitim almanın ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, çocuğun tüm gelişim alanlarını destekleyen ve bazı temel alışkanlıkları rutin etkinliklerle kazandırmayı hedef alan, kısacası çocuklara sadece bilgi vermeyi değil, gün içindeki yaşantıları ile öğrenmelerini amaç edinen eğitimin önemi vurgulanmalı, okulöncesi eğitim kurumlarında verilecek olan bu eğitimden tüm çocukların yararlanması sağlanmalıdır.

Geleceğin büyükleri olan çocukları topluma hazırlayan okulöncesi eğitim kurumları, onlara öz bakım becerilerini geliştirecek davranışları oyun ortamında sunmaktadır. Böylece çocuklar, minyatür yemek araç gereçleri ile oynama, düğme ilikleme, çıt çıt, fermuar açma kapama deneyimleri ile öz bakımla ilgili bazı becerileri hoşlandıkları bir ortam içerisinde kazanmaktadır. Kuruma devam etme şansı olmayan çocukların ebeveynleri de evde çocuklarının oyun şeklinde yapacakları bu tür etkinlikleri plânlayarak öz bakım becerilerinin kazanılmasını destekleyebilirler.

Yemek saatinde masa hazırlama, ekmek veya yiyecek servisi yapma, bardaklara su doldurma vb. çocukların hoşlandıkları etkinliklerdir. Evde ve okulda bu fırsatların verilmesi onların bu konudaki becerilerinin gelişmesini destekleyecektir.

Oda toplama, eşyalarını ve oyuncaklarını yerleştirme alışkanlığı konusunda erken yaşlardan itibaren verilecek küçük sorumluluklar çocuğun ileriki yaşamında düzenli bir birey olmasını sağlayacaktır.

Çocukların öz bakımlarıyla ilgili olarak diş sağlıklarını korumaları da çok önemlidir. Özellikle ebeveynler bu konuda çok duyarlı davranarak çocuklarının bu alışkanlığı kazanmasına özen göstermelidirler. Eğitimciler de konunun önemini vurgulayarak doğru diş fırçalamaya yönelik süreklilik gösteren uygulamalara yer vermelidirler.

Çocukların öz bakım gereksinimlerini anne-baba ve eğitimcilerin karşılaması kolay ve çabuk olabilir, ancak, bu durumun çocukların özgüvenden yoksun bağımlı bireyler olmasına yol açabileceği unutulmamalı, bu bilinçle çocuklara öz bakım becerilerini geliştirebilecekleri fırsatlar verilerek bağımsız, sorumluluk sahibi, kendine yeten bireyler olma yolunda ilk adım olacağı hatırdan çıkarılmamalıdır. Bu fırsatlar verilirken çocuğun gelişim özelliği, yetenekleri dikkate alınmalı, gelişim düzeyinin üstünde beceriler beklenmemelidir.

Anne-baba ve eğitimciler erken yaşlardaki model olarak öğrenmenin etkililiğini hatırdan çıkarmayarak temizlik, düzen, yemek yeme vb. konularda örnek davranışlar sunmalıdır.

Yaygın eğitim kursları, kurumlarda verilecek seminerler, anne-baba eğitimine yönelik projeler, basın yayın organları aracılığı ile konunun önemi ve yapılabilecekler hakkında toplumun aydınlatılmasına gereken önem verilmelidir. Böylece geleceğin, kendine güvenen, bağımsızlığını kazanan, ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilen, sağlıklı kuşaklarının yetiştirilmesi konusunda önemli adımlardan biri belkide en önemlisi atılmış olacaktır.

 

Tablo1: Çocuklara yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı (n=514)

Tablo 2:  Çocuklara yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinin eğitim alma durumlarına göre dağılımı (n=514)

Tablo 3:  Çocuklara yemek yeme ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı (n=514)

Tablo 4:  Çocukların giyinme soyunma ile ilgili öz bakım becerilerinin okulöncesi eğitim alma durumlarına gore dağılımı (n=514)

Tablo 5:  Çocukların temizlik ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı (n=514)

Tablo 6:  Çocukların temizlik ile ilgili öz bakım becerilerinin eğitim alma durumlarına göre dağılımı (n=514)

Tablo 7:  Çocukların tuvalet alışkanlığı ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı (n=514)

Tablo 8:  Çocukların tuvalet alışkanlığı ile ilgili öz bakım becerilerinin okulöncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımı (n=514)

Tablo 9:  Çocukların tertip-düzen ile ilgili öz bakım becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı (n=514)

Tablo 10:  Çocukların tertip-düzen ile ilgili öz bakım becerilerinin okulöncesi eğitim alna durumlarına göre dağılımı (n=514)

Tablo 11:  Çocukların tehlikelerden korunma ile ilgili becerilerinin cinsiyetlerine göre dağılımı (n=514)

Tablo 12:  Çocukların tehlikelerden korunma ile ilgili becerilerinin okulöncesi eğitim alma durumlarına göre dağılımı (n=514)

 


 


(*) Bu çalışma VII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongre’sinde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.

(**)Gazi Üniversitesi Meslekî Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

(***)Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Okulöncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

(1)A.Oktay. Yaşamın Sihirli Yılları:Okul Öncesi Dönem, Epsilon Yayınları, İstanbul, 1985, s.176.

(2) N.Nelson. Çev:N.Güven, S. Bal,N.Metin. Potage Erken Çocukluk Dönemi Eğitim Programı, Hacettepe Üniversitesi ÇocukSağlığı ve Eğitimi Bölümü,Ankara, 1992, s.10-12.

(3)N.Güven. TemelGelişimsel Materyaller ve YöntemlerDersi Yayınlanmamış Lisans Ders Notları, Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü, Ankara, 1983, s.1-3.

(4)B.Anlar ve K.Yalaz. Denver II Gelişimsel Tarama Testi Türk Çocuklarına Uyarlanması ve Standardizasyonu, Hacettepe Çocuk Nörolojisi Gelişimsel Tıp Araştırmaları Grubu, Ankara, 1996, s.19-21.

(5)İ.E.Özgüven. Bireyi Tanıma Teknikleri, PDREMYayınları, Ankara, 1998, s.237-244.

(6)E.D.Lawatsh. “A Comparisonof Two Teaching Strategies on NutritionKnowledge, Attitudes and Food Behavior of Preschool Children”, Society for Nutrition Education, 1990, 22.p.117.

(7)U.Güneyli. “4-6 Yaş Grubu Çocuklarında Beslenme Alışkanlıkları ve Bunu Etkileyen Etmenler Konusunda Bir Araştırma”, Beslenme ve DiyetDergisi, 1988, 17, s.37.

(8)B.Shannon & A.Chen. “A Three-Year School-Based Nutrition Education Study”, Journal of Nutrition Education, 1988, 20-3. p.114.

(9)B. Cunningham, Child Development. I.Tittle. II.Series. New York. p.153.

(10)A.Gesell. The Fırst Five Years of Life,A Guide to the Study of the Pre-School Child. Methuen & Co.Ltd. London, 1978.

(11)T.L.Glass. “Is Your Child Ready to Be in Self-Care?”Children Today, 1990, Val.19 N:5. p.4-5.

(12)H.Gümüş. Çocukluk Çağı Kazaları (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 1979, s.10.

(13)L.Algıer. 0-6 Yaş Grubu Çocuğu Olan Annelerin En Sık Görülen Ev Kazalarına İlişkin Bilgi Tutum ve Davranışlarının Araştırılması (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 1985, s.12.

(14) S.Erkal ve Ş.Şafak. “Ev Kazalarına Neden Olan Konut Faktörlerinin İncelenmesi”, Sağlık Dergisi, Sağlık Bakanlığı Yayınları, 1994, 66-1,2., s.33.

(15)C.Ünlü. Ev Kazalarının Önlenmesinde Eğitimin Rolü,(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),Gazi Üniversitesi, Ankara, 1988, s.59.

 

İçindekiler...

o        Küreselleşme ve Milli Duyarlılıklar

o        Yaratıcı Tarih Öğretimi

o        Öğretmenlerin Sahip Olmaları Gereken Davranış Olarak Sosyal Beceri

o        5-6 Yaş Çocuklarının Öz Bakım Becerilerinin Cinsiyet ve Okulöcesi Eğitim Alma Durumlarına Göre İncelenmesi

o        Öğretmen Yetiştirmenin Uluslararası Boyutu (UNESCO 45. Uluslararası Eğitim Kongresi)

o        Yönetici Yetiştirme Sorunu

o        Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Türkiye’de Beden Eğitimi ve Sporun Gelişimi

o        Türkiye’de Spor Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü

o        İş Birliğine Dayalı Öğrenme: Etkili Ancak İhmal Edilen ya da Yanlış Kullanılan Bir Metot

o        Okul Alanlarının Bedelsiz Olarak Kamuya Kazandırılması

o        Hizmet İçi Eğitim Programlarının Değerlendirilmesi

o        Üniversite Öğrencilerinin İnternet Kullanım Düzeyleri ve Beklentilerinin Değerlendirilmesi

o        Avrupa Birliği Eğitim Programları “Leonardo da Vinci Programı”

o        Yazım Esasları

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

[ yukarı ]

Arşiv