MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 153-154

Kış-Bahar 2002


İlköğretim Uygulamalarının Değerlendirilmesi (Normal, Taşımalı ve Yatılı İlköğretim Okullarının Karşılaştırılması)

Asım ARI*

ÖZET

Araştırmanın amacı; Türkiye’de normal, taşımalı ve yatılı olmak üzere üç uygulama şeklinde ortaya çıkan sekiz yıllık ilköğretim uygulamalarını, bu okullardaki öğretmen ve öğrencilerin görüşlerine dayalı olarak değerlendirmektir. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde düzenlenmiştir. Araştırmanın verilerini toplamak amacıyla biri öğretmenlere, biri de öğrencilere olmak üzere iki anket uygulanmıştır.

Araştırma evrenini, Uşak İli merkez ve ilçelerindeki 159 ilköğretim okulu ile bu okullardaki 42.252 öğrenci ve 1.747 öğretmen oluşturmaktadır. Örneklem ise 3 normal ilköğretim, 3 taşımalı ilköğretim, 3 YİBO olmak üzere 9 okul ile bu okullarda görev yapan 115 öğretmen ve bu 536 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın hipotezleri bilgisayarda Kay Kare Testi ile test edilmiştir. Kay Kare Testi için anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edilmiştir. Araştırma ile ilgili tüm hesaplamalar ve çözümlemeler SPSS FOR WINDOWS 7.5 programından yararlanılarak yapılmıştır.

Öğretmenler, okulların fiziksel imkanları (sınıf, kütüphane, laboratuar, revir vs.) öğretim için yetersiz olduğunu; YİBO ve Taşımalı İlköğretim Okullarında görev yapmayı istemediklerini belirtmişlerdir.

Velilerin, okuldaki veli toplantılarına katılım oranının yarıdan fazla olduğunu, öğrenci velilerine ulaşmak istediklerinde genellikle ulaşabildiklerini ve velilerin öğrencilerin öğretimi ile yeterince ilgilendiğini belirten öğretmenlerin oranı bayan öğretmenlerde, erkek öğretmenlerden çok daha düşüktür.

Normal ilköğretim okullarında, öğretmenlerin öğrencileri derse motive etmekte sabah veya öğleden sonra zorluk çekme oranları birbirine eşittir. Öğretmenlerin; taşınan öğrencilerde ve özellikle de yatılı öğrencilerde öğleden sonra derse motive etmekte zorluk çekme oranı daha yüksektir.

Öğretmenlerce, YİBO öğrencilerinde -aile özlemi, isteksizlik, sinirlilik gibi- ruhsal rahatsızlıklar çok yüksek oranda gözlenmiştir.

Öğrencilerin çok büyük bir bölümü normal ilköğretim okullarında öğrenim görmeyi tercih etmektedir. YİBO’ları tercih eden öğrencilerin oranında, sınıf seviyesi düştükçe büyük bir düşüş vardır.

Taşımalı uygulama ile yatılı okulların olumsuzluklarını gidermek için, bu okullarda çok az gerçekleşen okul-aile işbirliği geliştirilmeye çalışılmalıdır. Veliler aydınlatılmalı, öğrencileri ile daha fazla ilgilenmeleri sağlanmalıdır. Normal ilköğretim okullarında öğrenim görme imkanı olmayan öğrenciler, mümkünse taşımalı uygulamaya tabi tutulmalı; en son çare olarak YİBO’lara alınmalıdır. En azından İlköğretim I. kademe öğrencilerinin taşımalı uygulamadan yararlandırılması gerektiği önerilmiştir.

GİRİŞ

Bu araştırmada Türkiye’de uygulanmakta olan normal ilköğretim, yatılı ilköğretim (YİBO ve PİO’lar) ve taşımalı ilköğretim uygulamaları, bu okullarda görevli öğretmen ve öğrenim gören öğrencilerin görüşlerine dayalı olarak değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgulara dayalı olarak öneriler sunulmuştur.

PROBLEM DURUMU

İnsanların belli bir çağda (7-14 yaş), belli bir sürede belirli bir eğitim almasını öngören zorunlu eğitim, sekiz yıllık "ilköğretim okulları"nda verilmektedir. Türkiye’de 1997 yılında 4306 Sayılı Kanun ile sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasına geçilmiştir. Köylerde yaşayan, zorunlu eğitim çağındaki çocukların ilköğretimden yararlanabilmeleri için taşımalı ve yatılı ilköğretim uygulanmaktadır. Bu uygulamaların değerlendirilmesi, gelecekte bu okul kademelerinde yapılacak düzenlemelere yol gösterici olacaktır.

İlköğretim kurumları, sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir.(1) İlköğretim, 6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim - öğretimini kapsar. Bu çağ, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 14 yaşını bitirip 15 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter.(2) İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu ve devlet okullarında parasızdır. (Anayasa mad.)

Zorunlu eğitim, örgün eğitimin en fazla önem verilen bölümüdür. İnsanın belli bir çağda, belli bir sürede eğitim almasını öngörür. Temel eğitim ise, hangi yaşta olursa olsun, insanın örgün ve yaygın eğitim sistemi içinde belli bir düzeyde ve nitelikte eğitim görmesini anlatan bir kavramdır.(3)

Zorunlu İlköğretim Uygulamasının Tarihçesi Ve Türkiye'deki Gelişimi

İlköğretimde sekiz yıllık bir okula gereksinme, 1946 yılında yapılan Üçüncü Milli Eğitim Şurası'nda duyularak zorunlu öğrenim süresinin sekiz yıla çıkarılması Şura'ca önerildi. Ama bu öneri 1961 yılına kadar dikkate alınmadı. 1961 yılında çıkarılan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, zorunlu öğrenim süresini 7-14 yaşları arasına koyarak 8 yıla çıkardı.  Yasa, bu öğrenimin beş yılının ilkokulda, geri kalan üç yılının da tamamlayıcı kurs ve sınıflarda görülmesi zorunluluğunu getirdi. Yasa, aynı anda, ilköğretimi "temel eğitim" olarak da nitelendirdi. Yasanın getirdiği bu zorunlu öğrenimin ilkokul kesimi uygulandı; ama üç yıllık kesimi, bölge okullarının dışında uygulanamadı.(4) 

Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim 10. Milli Eğitim Şurası'ndan başlayıp 15. Milli Eğitim Şurası'na uzanan bir süreçte akademik olarak tartışılmış ve 1971-1972 öğretim yılında pilot uygulaması başlatılarak 1973 yılında çıkan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim ilkesi konulmuştur.(5) 1971-1972 öğretim yılında 16 ilde, 18 okulda deneme amacıyla başlatılan bu ilköğretim uygulaması, daha sonra terk edildi. Ancak, 1981-1982 öğretim yılında 6 ilde, 10 okulda tekrar ilköğretim uygulamasına geçilebildi.(6)

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 7. ve 22. maddelerinde 1983'te çıkan 2842 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile temel eğitime "İlköğretim" denilerek, "İlköğretim, 6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğrenimini kapsar. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır" şeklinde yapılan değişiklikle (7) ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 3. maddesi 1983'te çıkan 2917 sayılı kanunla yapılan "mecburi ilköğretim çağı, 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar..."(8) şeklindeki değişiklikle, ilköğretim, 6-14 yaşlarındaki çocuklara zorunlu kılınmıştır. Fakat, 2917 sayılı kanuna "Ortaokullar, planlı bir şekilde ve yeterli düzeyde yurt sathına yaygınlaştırıldıktan sonra, kanunla ayrıca belirleninceye kadar, ilköğretimin sadece ilkokul bölümü mecburidir"(9) şeklinde Geçici Madde 9 konularak ilköğretimin sadece ilkokul kısmı zorunlu eğitim kapsamına alındı. 

1988-1989 öğretim yılına kadar ilköğretim okulların yıllık artış oranı %10'u geçmediği halde, 1991-1992 öğretim yılında %300'lük bir artışla 2.651'e, 1992-1993 öğretim yılında 3.143'e, 1993-1994 öğretim yılında 4.149'a(10) ve 1998-1999 öğretim yılında da 44.525'e(11) ulaştı.

Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Uygulamasına Geçiş

10. Milli Eğitim Şurası'ndan 15. Milli Eğitim Şurası'na kadar geçen zaman süresince üzerinde görüşülen "sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim"i, uygulamaya koyma çalışmaları 55. Hükümet tarafından başlatıldı. Bu amaçla, 55. Hükümet tarafından, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim yasa tasarısı hazırlanarak görüşülmesi için TBMM'ye sunuldu.

1997-1998 öğretim yılından itibaren sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretime geçilmesini sağlayan "İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24.03.1988 Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kağıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkındaki 4306 Sayılı Kanun" 18.08.1997 tarih ve 23084 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

4306 Sayılı Kanun ile; 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 9. maddesi ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 23. maddesi "İlköğretim Kurumları sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir." şeklinde değiştirildi.(12)

5.1.1961 tarihli ve 222 sayılı, 14.6.1973 tarihli ve 1739 sayılı, 5.6.1986 tarihli ve 3308 sayılı kanunlarda birlikte veya ayrı ayrı geçen "ilkokul" ve "ortaokul" ibareleri "ilköğretim okulu" olarak değiştirildi.(13) Mevcut kanunlardaki, sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasına ters düşen maddeler ya değiştirildi ya da kaldırıldı.

Taşımalı İlköğretim Uygulaması

Nüfusu az ve dağınık yerleşim birimlerinde bulunan ve birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan mecburi öğrenim çağındaki öğrencilerin merkezi yerlerdeki ilköğretim kurumlarına günübirlik taşınarak, eğitim öğretim verilmesini sağlamak amacıyla(14); MEB İlköğretim Genel Müdürlüğü’nce 1989-1990 öğretim yılının ikinci yarısından itibaren Kırıkkale ilinde 3, Kocaeli ilinde 2 merkezde olmak üzere, deneme mahiyetinde pilot uygulama olarak "Taşımalı İlköğretim Uygulaması" başlatıldı. Bu öğretim yılında, 2 ilin 12 okul ve yerleşim biriminden 305 öğrenci 5 merkez okula taşındı. MEB, arzuladığı verimi elde etmesi üzerine de 1990-1991 öğretim yılından itibaren fiilen "Taşımalı İlköğretim Uygulaması"na geçti.

1990-1991 öğretim yılında 9 ilin 35 ilçesine bağlı 258 okul ve yerleşim biriminden 3289 öğrenci 78 merkez okula, 1991-1992 öğretim yılında 29 ilin 160 ilçesine bağlı 1094 okul ve yerleşim biriminden 18256 öğrenci 408 merkez okula taşındı. Bu uygulama ülke geneline yaygınlaştırılarak devam etti.

Ülkemizde, küçük yerleşim birimlerinin çok ve dağınık oluşu ilköğretimde istenilen başarıya ulaşılamamasının en büyük sebeplerinden biri olmuştur. Sekiz yıl kesintisiz ve zorunlu ilköğretim uygulamasına geçilmesiyle birlikte, küçük yerleşim birimlerindeki öğrencilerin, bu uygulamadan nasıl yararlandırılacağı gündeme geldi. Bu gibi yerleşim birimlerine eğitim öğretim hizmetlerinin (okul, öğretmen, araç-gereç vb.) yeterli seviyede götürülmesi, eğitim ekonomisi açısından pahalı olmakta, maliyeti azaltma çabaları da hizmetin niteliğini düşürmektedir. Her şeyden önce, bu küçük yerleşim birimlerinden her birine, bir ilköğretim okulunun götürülüp götürülemeyeceği de ortadadır. Sonuç itibariyle, küçük yerleşim birimlerinde nitelikli bir ilköğretimin verilebilmesi için "taşımalı ilköğretimin" gerekliliği de ortadadır.

Yatılı İlköğretim Bölge Okulları

Yatılı devlet okullarının varlığı çok eskilere dayanır. Fakat, yatılı ilkokuldan 1926'da çıkarılan 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun'da söz edilmektedir.(15) İlköğretim, 1961 yılında çıkarılan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile sekiz yıla çıkarıldı ve "temel eğitim" sıfatını aldı. Uzmanlardan oluşan bir çalışma grubu kurularak Temel eğitim Modeli geliştirildi. Temel eğitim modeli, 1971-1972 öğretim yılında denenmek üzere 16 yatılı bölge okulunda ve 2 ilkokulda uygulanmaya konuldu. Uygulamanın başarılı olduğu değerlendirme araştırmalarıyla saptanınca, 1976 yılına kadar, tüm yatılı bölge okullarında Temel Eğitim Modeli'nin uygulanmasına geçildi.(16) 1983'te temel eğitim okullarının adı ilköğretim okulu haline getirilmesiyle, yatılı bölge okullarının adı da "Yatılı İlköğretim Bölge Okulu" (YİBO) haline geldi.

İlköğretimin yurt geneline yayılma çabalarına paralel olarak YİBO'ların sayısı da arttı. Nüfusu az ve dağınık yerleşim birimlerindeki çocuklar ile taşıma olanağı olmayan yerleşim birimlerindeki çocuklara eğitim öğretim imkanları YİBO'larla sağlandı. Bu öğrencilerin yiyecek, giyecek, kitap, kırtasiye, sağlık ve yatılılık gibi her türlü okul ihtiyaçları Devlet tarafından karşılandı. YİBO'ların yanında hem yatılı öğrencilerin hem de gündüzlü öğrencilerin devam ettikleri "Pansiyonlu İlköğretim Okulu" PİO'lar açıldı.

ARAŞTIRMANIN AMACI

Ülkemizde ilköğretim okullarına, bazı şartların gereği olarak "Taşımalı İlköğretim Uygulaması" ve "Yatılı İlköğretim Bölge Okulları" da eklenir. 1997'de "Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Uygulaması"na geçilmesi ile daha da önem kazanan bu iki uygulama şekli ile birlikte, ilköğretim uygulamaları üç uygulama şekli olarak ortaya çıkar.

Bu araştırma, Uşak İli ilköğretim okullarındaki öğretmen ve öğrencilerin mevcut durumla ilgili görüşlerine dayalı olarak, "İlköğretim Uygulamaları"nı (bu üç uygulama şekliyle) değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu genel amaca ulaşabilmek için, alt problemlerde yer alan sorulara cevap aranmıştır.

YÖNTEM

Araştırmanın Modeli

Araştırma, tarama (ilişkisel tarama) modeli ile yapılmıştır.Mevcut ilköğretim uygulamaları, bilgi toplanarak betimlenmeye çalışılmış, örneklem olarak alınan okullardaki öğretmen ve öğrenci örneklemine öğretmen ve öğrenci anketi (1998-1999 öğretim yılı Haziran ayında) uygulanarak, toplanan verilerde karşılaştırma ile ilişki aranmıştır.

Evren ve Örneklem 

Araştırma evrenini, Uşak ili merkez ve ilçelerindeki 159 ilköğretim okulu ile bu okullardaki 42.252 öğrenci ve 1062'si sınıf, 685'i branş olmak üzere toplam 1747 öğretmen oluşturmaktadır.

Örneklemi belirlemede, aynı yerleşim biriminde bulunan normal ilköğretim, taşımalı ilköğretim ve yatılı ilköğretim bölge okulu (YİBO) olma şartı aranmış, bu şarta da il merkezi, Banaz ve Eşme ilçelerindeki okullar uymuştur. YİBO'lar birer tane olduklarından aynen alınmış; normal ve taşımalı okullar kura ile belirlenmiştir. Belirlenen her okuldan 60 öğrenci 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflardan kız ve erkek aynı sayıda olacak şekilde alınmıştır. 1, 2 ve 3. sınıfların anketi cevaplamada güçlük çekebilecekleri düşünülerek örnekleme alınmamıştır. Bu okullarda görev yapan tüm öğretmenler de örnekleme dahil edilmiştir.

Örneklemi; 3 normal ilköğretim, 3 taşımalı ilköğretim, 3 yatılı ilköğretim bölge okulu olmak üzere toplam 9 okul; bu okullarda görev yapan 115 öğretmen; 264 kız ve 272 erkek toplam 536 öğrenci oluşturmaktadır. 

Verilerin Çözümlenmesi

Öğretmen ve öğrenci anketleri uygulanıp toplandıktan sonra, sorulara verilen cevaplar veri kotlama kartlarına kaydedildi. Kodlanan veriler bilgisayara aktarılarak, istatistiksel işlemlerin yapılması için hazır duruma getirildi. SPSS FOR WINDOWS 7.5 programından yararlanarak araştırma ile ilgili tüm hesaplamalar ve çözümler yapıldı.

Öğretmen ve öğrenci anketinde yer alan kişisel özelliklere ilişkin maddelere ve sorulara verilen cevapların frekans dağılımları, yüzdeleri, geçerli yüzdeleri ve toplam yüzdeleri çıkarıldı.

Araştırmanın hipotezleri Kay Kare (Chi-Square, X_) Testi ile test edildi. Her iki ankette de belirlenen hipotezleri test edecek soruların çapraz tabloları alındı. Tablolarda beklenen değer 5’ten küçük ve %20’yi aşıyor ise, bu tablolar Kikare ile test edilmedi. Kikare Testi’nin uygulanmadığı hipotezler de dikkate alınmadı. Kay Kare Testi için anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edildi. Hipotezlerden elde edilen çıktılar tablolar halinde sunularak; Kay Kare değeri (X_), serbestlik derecesi (df) ve anlamlılık değeri (S) olarak verildi.

SONUÇLAR ve ÖNERİLER

Sonuçlar

1. Öğrencilerde aile özlemi, isteksizlik, sinirlilik gibi- ruhsal rahatsızlıkların en yüksek oranda gözlendiği okul YİBO’lar olup, yatılı öğrencilerin tamamında genellikle veya bazen bu rahatsızlıklar gözlenmiştir. En yüksek oranda rahatsızlık gözlenen ikinci okul Taşımalı ve üçüncü okul da Normal İlköğretimdir.

2. Çocukların öğretimleriyle en az ilgilenen veliler, YİBO öğrenci velileri olup, ikinci sırada Taşımalı İlköğretim velileri gelmektedir.

3. Normal İlköğretim okullarında, öğretmenlerin öğrencileri derse motive etmekte çektikleri zorluk, sabah ve öğleden sonraki derslerde eşit orandayken; Taşımalı İlköğretim ve özellikle de YİBO öğrencilerinde öğleden sonra derse motive etmekte çekilen zorluk, sabah derslerinden daha yüksektir. 

4. Velilerin, okuldaki veli toplantılarına katılım oranlarının yarıdan fazla olduğunu belirten öğretmenlerin oranı ile öğrenci velilerine ulaşmak istediklerinde, genellikle ulaşabildiklerini belirten öğretmenlerin oranı erkek öğretmenlerde bayan öğretmenlerden çok daha yüksektir.

5. Velilerin öğrencilerinin öğretimi ile yeterince ilgilendiğini belirten öğretmenlerin oranı; erkek öğretmenlerde bayan öğretmenlerden çok daha yüksektir.

6. Okulun fiziki imkanlarını öğretim için yeterli bulan öğretmenlerin oranı; erkek öğretmenlerde bayan öğretmenlerden çok daha yüksektir.

7. Öğrencileri sabah ilk derste derse hazırlamada zorluk çektiğini belirten öğretmenlerin oranı ile öğleden sonra öğrencileri derse motive etmekte zorluk çeken öğretmenlerin oranı bayan öğretmenlerde erkek öğretmenlerden çok daha yüksektir.

8. Öğrencilerinin başarılı olduğunu belirten öğretmenlerin oranı; erkek öğretmenlerde bayan öğretmenlerden çok daha yüksektir.

9. Öğrencilerde -aile özlemi, isteksizlik, sinirlilik gibi- ruhsal rahatsızlık gözleyen öğretmenler, fakülte mezunlarında diğer okul mezunlarından çok yüksek oranda olup; en düşük oran da eğitim enstitüsü mezunlarındadır.

10. Öğrencilerde -aile özlemi, isteksizlik, sinirlilik gibi- ruhsal rahatsızlık gözleyen öğretmenler, kıdem yılı 0-9 yıl olanlarda diğer öğretmenlere oranla çok daha yüksektir. 0-9 yıl kıdeme sahip öğretmenlerin, fakülte mezunu oldukları unutulmamalıdır.

11. Kıdem yılı yükseldikçe, velilerin okuldaki veli toplantılarına katılım oranlarının %50 ve üzeri olduğunu belirten öğretmenlerin oranında yükselme vardır.

12. Sabah ilk derste rahatsızlık hisseden öğrenciler, Taşımalı İlköğretim ve YİBO öğrencilerinde, Normal İlköğretim öğrencilerinden çok yüksek orandadır.

13. Okuldayken (günün genelinde) rahatsızlık hisseden öğrencilerde en yüksek oran YİBO, ikinci Taşımalı İlköğretim ve en düşük de Normal İlköğretimdedir. Okuldayken en fazla hissedilen rahatsızlık türü baş ağrısı olup, öğrencilerde en yüksek görülme oranı aynı sıralamayı izler (YİBO, Taşımalı, Normal).

14. 0-4 gibi çok az okul veya sınıf arkadaşına sahip öğrenciler en yüksek oranda Taşımalı İlköğretimde, ikinci Normal İlköğretimde olup, en düşük oran YİBO’dadır. Yatılı öğrenciler en fazla arkadaşa; taşımalı öğrenciler de en az arkadaşa sahip öğrencilerdir.

15. Taşımalı öğrencilerinde, ev ödevlerini yapmakta -vaktin kalmaması, yorgunluk, isteksizlik gibi- nedenlerden dolayı zorluk çekenlerin oranı, yatılı ve normal ilköğretim öğrencilerinden daha yüksektir.

16. Velisinin okuldaki durumuyla yeterince ilgilendiğini söyleyen öğrenciler, en yüksek oranda Normal İlköğretimde, en düşük oranda da Taşımalı İlköğretimdedir.

17. Öğrencilere göre sınıftaki başarı durumları çok iyi-iyi olanlar; Normal İlköğretim öğrencilerinde en yüksek, YİBO öğrencilerinde en düşük orandadır. Ayrıca, bütün öğrencilerin yaklaşık %20’si, başarı durumları hakkında hiçbir bilgiye sahip değildir.

18. Öğrenciler tarafından en fazla tercih edilen ilköğretim uygulaması "Normal İlköğretim Okulları"dır. Taşımalı İlköğretim, kendi öğrencilerince çok az tercih edildiği gibi, diğer okul öğrencilerince de en az tercih edilen okullardır. YİBO’lar ise, sadece kendi öğrencileri tarafından en yüksek oranda tercih edilen okullardır.

19. Öğrencilerin, öğrenim gördükleri sınıf ile ev ödevlerini yapmakta –vaktin kalmaması, yorgunluk, isteksizlik gibi- nedenlerden dolayı zorluk çeken öğrenciler, ilköğretim II. kademe (6.-7.-8. sınıflar) öğrencilerinde, I. kademe (4.-5.sınıflar) öğrencilerinden daha yüksek orandadır.

20. Sınıflarda en yüksek oranda, öğrencilerin öğrenim görmek istediği okul türü 4, 5, 6 ve 7. sınıflarda Normal İlköğretim okullarıyken; 8.sınıflarda YİBO’lardır. Sınıf yükseldikçe YİBO’ları tercih eden öğrencilerin sayısında büyük bir artış vardır. Başka bir deyişle YİBO’lar, küçük öğrencilerce daha az tercih edilmiştir. Sınıflarca en az tercih edilen, Taşımalı İlköğretim Okullarıdır

21. Kız öğrencilerde, erkek öğrencilere oranla okulda veya sınıfta samimi olduğu arkadaşı az sayıda (0-4 arkadaş) olanların oranı daha yüksektir. Başka bir deyişle, kız öğrenciler daha az arkadaşa sahiptir.

22. Öğrencinin okuldaki durumuyla yeterince ilgilenen velilerde en yüksek oran, baba mesleği memur olanlarda, en düşük oran diğer meslek sahipleri ile çiftçi olanlardadır.

23. Baba mesleği çiftçi olan öğrenciler, başarı durumları en düşük olan öğrencilerdir. Başarı durumu en yüksek olanlar ise baba mesleği memur olan öğrencilerdir.

24. Baba mesleği memur, esnaf, işçi ve diğer meslek sahibi olan öğrencilerde, Normal İlköğretim okulunda öğrenim görmeyi isteyenler çoğunluktayken, baba mesleği çiftçi olan öğrencilerde YİBO’larda öğrenim görmeyi isteyenler çoğunluktadır. Taşımalı İlköğretim, en az tercih edilen okuldur.

25. Sabah ilk derste, kendilerinde rahatsızlık hisseden öğrencilerin oranında, evlerinin okula olan uzaklığının artmasına bağlı olarak yükselen bir artış vardır.

26. Okuldayken (günün genelinde) kendilerinde rahatsızlık hisseden öğrenciler (en fazla hissedilen rahatsızlık baş ağrısı), evinin okula uzaklığı fazla (1km’den yukarı) olan öğrencilerde, az olan öğrencilerden daha yüksek orandadır.

27. Ev okul arası uzaklığın 5km’nin üzerine çıkmasıyla, okulda kendilerini genellikle mutlu hisseden öğrenci oranında büyük bir düşüş görülür.

28. Başarı durumu çok iyi-iyi olanlar ile orta olanlar arasında uzaklığa bağlı olarak ters bir orantı vardır. Ev okul arası uzaklık artarken, başarı durumu çok iyi-iyi olanların oranı düşmekte; orta olanların oranı yükselmektedir. (Başarı durumları hakkında hiçbir bilgiye sahip olmayan öğrencilerin oranı da, ev okul arası uzaklık arttıkça yükselmektedir.)

29. Öğrenci evlerinin okula uzaklığı arttıkça; Normal İlköğretim okullarında öğrenim görmeyi isteyen öğrencilerin oranı düşerken, YİBO’da öğrenim görmeyi isteyen öğrencilerin oranı yükselmektedir. Evinin okula uzaklığı 5km’nin altında olan öğrencilerde Normal İlköğretimi tercih edenler en yüksek oranda olup; 5km’den yukarı olan öğrencilerde YİBO’ları tercih edenler en yüksek orandadır.

Öneriler

1. Okulların fiziksel imkanları (sınıf, kütüphane, laboratuar, revir vs.) öğretim için öğretmenlerce yeterli bulunmadığından, okulların fiziki imkanlarında iyileştirme çalışması yapılmalıdır.

2. Öğretmenler, YİBO ve Taşımalı İlköğretim Okullarında görev yapmayı istemediğinden; bunun nedenleri araştırılarak çözülmeli ve bu okullar öğretmenlerce görev yapmak istenir hale getirilmelidir.

3. Normal İlköğretim Okullarında öğrenim görme imkanı olmayan öğrenciler, mümkünse Taşımalı Uygulamaya tabi tutulmalı; en son çare olarak YİBO’lara alınmalıdır. En azından İlköğretim I. kademe öğrencileri taşımalı uygulamadan yararlandırılmalıdır. 

4. Taşımalı Uygulama ile yatılı okulların olumsuzluklarını gidermek için, bu okullarda çok az gerçekleşen okul-aile işbirliği geliştirilmeye çalışılmalıdır. Veliler aydınlatılmalı, öğrencileri ile daha fazla ilgilenmeleri sağlanmalıdır.

5. Yatılı okullara eğitimli personel verilmeli, mevcut personel özel eğitimden geçirilmelidir. Taşımalı İlköğretim öğretmenleri, bu okullarda karşılaşılabilecek sorunlar hakkında bilgilendirilmelidir.

6. Bayan öğretmenlerin, veliler ile ilişkisinin zayıf oluşunun nedenleri araştırılarak giderilmeye çalışılmalıdır.

7. Taşımalı İlköğretim Okullarında, az sayıda arkadaşa sahip öğrenci yüksek oranda olduğundan, öğrencileri birbirine kaynaştırıcı etkinliklere fazlaca yer verilmelidir

8. Taşımalı İlköğretim Okulları ve YİBO’larda rahatsızlık hisseden öğrenciler yüksek oranda olduğundan, bunun nedenleri araştırılmalı ve çözümüne gidilmelidir.

KAYNAKÇA

AŞICI Halil, "İlköğretim Uygulamasına Geçilen Okullarda Ortaya Çıkan Problemler", Çağdaş Eğitim 201, (Temmuz-Ağustos 1994), s.41-45.

BAŞARAN İbrahim Ethem, Türkiye Eğitim Sistemi, Ankara, 1994.

BOLAYIR Fethi, Milli Eğitim İle İlgili Mevzuat I. Cilt, Bolayır Yayınları, Ankara, 1994.

"İlköğretim ve Eğitim Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi, Bazı Maddelerinin... Dair Kanun (2917 sayılı kanun)", Resmi Gazete, 18192; 15 Ekim 1983.

"İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık... Hakkında Kanun (4306 sayılı kanun)", Resmi Gazete, 23084; 18 Ağustos 1997.

MEB, Cumhuriyetin 75. Yılında Gelişmeler ve Hedefler, Ankara, 1998.

MEB, Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Uygulaması İle İlgili Sorunlar ve Cevaplar, Ankara, 1997.

MEB, Sayısal Veriler, Ankara, 1999.

MEB, Taşımalı İlköğretim Yönergesi, Ankara, 1994.

 

 

* Gazi Üniversitesi EğitimBilimleri Enstitüsü Araştırma Görevlisi.

(1) "İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık... Hakkında Kanun (4306 sayılı kanun)", Resmi Gazete, 23084; 18 Ağustos 1997, s.2.

(2) "İlköğretim ve Eğitim Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi, Bazı Maddelerinin... Dair Kanun (2917 sayılı kanun)", Resmi Gazete, 18192; 15 Ekim 1983. s.6.

(3) MEB, Cumhuriyetin 75. Yılında Gelişmeler ve Hedefler, Ankara, 1998, s.9.

(4) İbrahim Ethem Başaran, Türkiye Eğitim Sistemi, Ankara, 1994, s.79.

(5) MEB, Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Uygulaması İle İlgili Sorunlar ve Cevaplar, Ankara, 1997, s.3.

(6) Halil Aşıcı, "İlköğretim Uygulamasına Geçilen Okullarda Ortaya Çıkan Problemler", Çağdaş Eğitim 201, (Temmuz-Ağustos 1994),s.41.

(7) Fethi Bolayır, Milli Eğitim İle İlgili Mevzuat I. Cilt, Bolayır Yayınları, Ankara, 1994, s.206-207.

(8) Resmi Gazete 1983, sayı 18192; a.g.e. s.6.

(9) Resmi Gazete 1983, sayı 18192; a.g.e. s.10.

(10) Aşıcı a.g.e. s.41.

(11) MEB, Sayısal Veriler, Ankara, 1999, s.4.

(12) Resmi Gazete 1997, sayı 23084, a.g.e. s.2-3.

(13) Resmi Gazete 1997, sayı 23084, a.g.e. s.3.

(14) MEB, Taşımalı İlköğretim Yönergesi, Ankara, 1994, s.4.

(15) Başaran, a.g.e. s.78.

(16) Başaran, a.g.e. s.79-80.

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv