MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 159

Yaz 2003


Okul Öncesi Çocukların Dil Gelişimlerine Etki Eden Faktörlerin İncelenmesi

Yasemin AYDOĞAN*
Nurcan KOÇAK**

 

GİRİŞ

“Sihirli yıllar” olarak nitelendirilen okul öncesi dönem, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin en süratli olduğu yıllar olarak kabul edilmektedir. Yine bu yılların çocuğun duygusal ve sosyal gelişimi ile kişiliğinin oluşumunda en önemli basamak olduğu savunulmaktadır (1).

Bu görüşe göre, okul öncesi dönemdeki etki ve yönlendirmeler çocuğun gelişimini sağladığı gibi toplumların gelişmesine de katkıda bulunmaktadır. Okul öncesi dönemin zengin uyarıcıları olarak kabul edilen anne-baba ve öğretmenler, onların kullandıkları eğitim teknikleri, kullanılan materyaller ve çocuk kitapları çocukların dili öğrenmelerinde ve etkin olarak kullanmalarında vazgeçilmez unsurlar olarak kabul edilmektedir. Çocuğa güzel bir dil ve anlatım yeteneği kazandıran bu unsurlar, diğer gelişim alanlarının, özellikle de zihin gelişiminin desteğiyle daha etkili olmaktadır. Çocukların yeni yeni sözcükler öğrenmesi alıcı dil düzeyini, sözcük dağarcığını zenginleştirerek, ifadelerinin de gelişmesini sağlamaktadır (2, 3).

Özellikle okul öncesi dönemde pek çok çocuk anadilinin temel yapısını öğrenerek, yetişkininkine benzer söz dizimi yapısını kazanabilmekte ve duygularını, düşüncelerini iyi bir biçimde ifade edebilmektedir (4).Yapılan araştırmalara göre de, çocuklar bu erken yaşlarda ses uyumunu ve özümsemesini doğru şekilde kullanmaktadırlar (5). Üç yaşındaki çocuklarla yapılan bir çalışmada da çocukların başlangıçta daha kolay, sonra kuralcı ve son olarak da işlevsel bir dil yapısı kullandıkları belirtilmiştir (6).

Erken çocukluk döneminin dilin kazanılmasında önemli olduğu ve herhangi bir nedenle dil gelişiminde geri kalınmasının tüm yaşamı etkileyebileceği dilbilimciler tarafından vurgulanmaktadır. Ayrıca çocukların zihin ve dil gelişiminden uzak olarak hazırlanmış okul öncesi eğitim programlarının, bu alandaki katkılarının da sanıldığı kadar gerçekleşemeyeceği düşünülmektedir.

Bu nedenle çocuğun dil gelişimini etkileyen faktörlerin incelenmesi, aileye, öğretmenlere, diğer yetişkinlere ve kurumlara düşecek görevlerin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.

MATERYAL VE METOD

Örneklem

Araştırmanın örneklemi Konya Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde bulunan resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumlarından rastgele küme örnekleme tekniği ile seçilen 204 çocuktan oluşmuştur.

Veri Toplama Araçları

Araştırmada çocuk ve ailesiyle ilgili bilgileri toplayabilmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen “Genel Bilgi Formu” ve Descoeudres’in Lugatçe Testinin “Tamamlama İtemi” kullanılmıştır.

A. Descoeudres tarafından geliştirilen Lugatçe Testi Refia Uğurel-Şemin tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. Çocukların dil yeteneğini, kelime bilgisini ölçen ve bireysel olarak uygulanan bu test dokuz bölümden oluşmaktadır (7,8). Bu çalışmada boncuk isminde bir kedi ile ilgili küçük bir öykünün yer aldığı Tamamlama İtemi kullanılmıştır. Bu itemde öykünün okunması sırasında, çocuktan öyküde bulunan eksiklikleri bularak, uygun sözcüklerle doldurması istenmektedir. Çocuğun öyküde yer alan on boşluk için söylediği sözcükler not edilmekte ve her doğru cevap için bir puan verilmektedir.

Verilerin Analizi

Genel Bilgi formundaki bilgiler çocukların dosyalarından elde edilmiştir. Descoeudres’in Tamamlama İtemi ise çocuklara araştırmacı tarafından bireysel olarak uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler betimsel tablolar halinde sunulmuş ve çapraz tablolarda gözlenen frekans ve yüzde değerleri üzerinden yorumlamalar yapılmıştır.

BULGULAR VE TARTIŞMA

Okul öncesi çocukların dil gelişimine etki eden faktörlerin incelenmesi amacı ile yürütülen araştırmada elde edilen bulgular ve yorumlara bu bölümde yer verilmiştir.

Tablo 1. Çocukların Metinde Aranan Sözcüklere Doğru Cevap Verme Oranları (n:204)

Metinde Aranan Sözcükler

Doğru Cevap Verenler
Sayı
%

Güzel

131

64.2

İsmi, Adı

93

45.5

Beyaz, Temiz

119

58.3

Tüyleri, Bıyıkları, Kuyruğu

158

77.4

Yemek, Ekmek

139

68.1

Süt, Çorba

189

92.6

Geldi, Koştu, Gitmiş

135

66.1

Miyavladı, Bağırdı, Seslendi

105

51.4

Aç, Acıktı, Ağrıyor

141

69.1

Oynarız

177

86.7

Tablo 1’e göre çocuklar, metinde aranan sözcüklerden; süt-çorba sözcüğüne %92.6, oynarız sözcüğüne %86.7, tüyleri sözcüğüne %77.4, aç sözcüğüne %69.1, yemek sözcüğüne %68.1, geldi sözcüğüne %66.1, güzel sözcüğüne %64.2, beyaz sözcüğüne %58.3, miyavladı sözcüğüne %51.4 ve ismi sözcüğüne % 51.4 oranında doğru cevap vermişlerdir.

Tablodan anlaşılacağı gibi sözcüklerin doğru kullanımlarının sırasında belirgin bir ayırım olmamakla birlikte, isim ve fiillerin daha doğru bir şekilde kullanılmış olduğu gözlenmektedir. Acarlar ve Dönmez’ in yaptıkları çalışmada çocukların erken dönemde en çok fiil ve ismi kullandıkları, en düşük oranda da ünlem ve edatı kullandıkları ortaya konmuştur (9).

Tablo 2. Çocukların Metinde Aranan Sözcüklere Doğru Cevap Verme Oranlarının Yaşlara ve Cinsiyetlere Göre Dağılımı

Yaş Grupları

N

Çocuk sayısı
X
Kelime sayısı

Doğru cevap
N

Doğru cevap
%

5 Yaş

75

750

485

64.7

6 Yaş

113

1130

788

69.7

7 Yaş

16

160

114

71.2

Cinsiyet

       

Kız

101

1010

709

70.1

Erkek

103

1030

678

65.8

Tablo 2 incelendiğinde metinde aranan sözcüklere 7 yaşındaki çocukların %71.2, 6 yaşındaki çocukların %69.7, 5 yaşındaki çocukların ise %64.7 oranında doğru cevap verdikleri görülmektedir.

Sonuçlardan da anlaşılacağı gibi 5 yaşından itibaren, sözcüklere doğru cevap verme oranları yaşla orantılı bir şekilde artış göstermiştir. Burada yaşın dil gelişimi üzerinde etkili bir faktör olduğu gözlenmekle birlikte, iyi hazırlanmış eğitim programlarının bu gelişimi daha da hızlandıracağı ve erken dönemde başarıyı arttıracağı düşünülmektedir. Yapılan pek çok araştırma, sözcük kullanımının yaşla birlikte arttığı sonucunu destekler niteliktedir (10,11).

Yine tablo 2’ye bakıldığında kızların metindeki sözcüklere %70.1, erkeklerin ise %65.8 oranında doğru cevap verdikleri görülmektedir. Metinde aranan on sözcükten sadece miyavladı (bağırdı, seslendi) sözcüğünde erkekler kızlardan daha yüksek puan elde etmişlerdir.

Acarlar ve Dönmez tarafından yapılan araştırmada dil gelişiminde cinsiyetler arasındaki fark önemli bulunmuştur (12). Ataç tarafından özürlü çocuklarda yapılan çalışmalarda da, zihinsel özürlü kız çocukların zihinsel özürlü erkek çocuklara göre konuşmayı daha kolay öğrendikleri, en büyük farkın ise 13-14 yaşlarında ortaya çıktığı belirlenmiştir (13). Kızların dil gelişiminde, daha erken bir gelişim süreci yakaladıkları pek çok araştırmayla ortaya konulmasına rağmen, bunun çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabileceği de düşünülmektedir (14).

Tablo 3. Çocukların Metinde Aranan Sözcüklere Doğru Cevap Verme Oranlarının Devam Ettikleri Kurumların Niteliğine ve Devam Sürelerine Göre Dağılımı

Kurum

N

Çocuk sayısı
X
Kelime sayısı

Doğru cevap
N

Doğru cevap
%

Resmi

152

1520

1065

70.0

Özel

52

520

322

61.9

Devam Süresi

       

1 Yıl

136

1360

862

63.3

2 Yıl

68

680

525

77.2

Tablo 3’ e göre resmi bir okul öncesi eğitim kurumuna devam eden çocuklar %70.0, özel bir okul öncesi eğitim kurumuna devam eden çocuklar ise %61.9 oranında metinde aranan sözcüklere doğru cevap vermişlerdir. Tablodan anlaşılacağı gibi, özel kurumlar reklamını yaptıkları etkinliklere paralel bir başarı gösterememişler, aksine ilköğretim okullarına bağlı ana sınıflarından seçilen çocuklar sözcüklerin seçiminde ve doğru kullanılmasında daha başarılı olmuşlardır. Bunun resmi okul öncesi eğitim kurumlarında ekonomik kaygıdan uzak olarak yürütülen, düzenli eğitim programlarının ve öğretmenlerin öğrenim düzeylerinin niteliğinin bir sonucu olduğu düşünülmektedir. Öztürk’ün yaptığı bir çalışmada da niteliği iyi olan kurumların, çocuğun dil gelişimlerine etkilerinin olumlu olduğu belirtilmiştir (15). 

Yine aynı tabloya bakıldığında kuruma devam süreleri iki yıl olan çocuklar %77.2, bir yıl olan çocuklar ise %63.3 oranında metinde aranan sözcüklere doğru cevap vermişlerdir. Tabloda gözlendiği gibi çocukların okul öncesi eğitim kurumuna devam süreleri arttıkça, tamamlama itemindeki başarı oranları da artmıştır. Bal’ ın  anaokuluna giden ve gitmeyen çocuklar üzerinde yaptığı araştırma sonuçları da bu bulguları destekler niteliktedir (16).

Tablo 4. Çocukların Metinde Aranan Sözcüklere Doğru Cevap Verme Oranlarının Anne-Babaların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı

Annelerin Öğrenim Düz.

N

Çocuk sayısı
X
Kelime sayısı

Doğru cevap
N

Doğru cevap
%

İlkokul

63

630

392

62.2

Ortaokul

18

180

107

59.4

Lise

45

450

313

69.6

Üniversite

78

780

575

73.7

Babaların Öğrenim Düz.

       

İlkokul

33

330

194

58.8

Ortaokul

20

200

128

64.0

Lise

44

440

310

70.5

Üniversite

107

1070

750

70.0

Tablo 4’ te metinde aranan on sözcüğe üniversite mezunu annelerin çocukları %73.7, lise mezunu annelerin çocukları %69.6, ilkokul mezunu annelerin çocukları %62.2 ve son olarak ta ortaokul mezunu annelerin çocukları %59.4 oranında doğru cevap vermişlerdir. Babaların öğrenim durumlarına göre çocukların doğru cevap verme oranlarına bakıldığında, lise mezunu babaların çocukları %70.5, üniversite mezunu babaların çocukları %70.0, ortaokul mezunu babaların çocukları %64.0 ve ilkokul mezunu babaların çocukları ise %58.8 oranında başarı elde etmişlerdir.

Tablodan da anlaşılacağı üzere ilkokul ve ortaokul mezunu olan anne babaların çocukları daha düşük puanlar elde etmişler ve özellikle babalarda öğrenim düzeylerinin artışına paralel olarak çocukların başarısında bir artışın olduğu gözlenmiştir. Bu konuda yapılan farklı çalışmalarda da benzer sonuçlar elde edilmiştir (17,18). 

Tablo 5. Çocukların Metinde Aranan Sözcüklere Doğru Cevap Verme Oranlarının Kardeş Sayılarına Göre Dağılımı

Kardeş Sayısı

N

Çocuk sayısı
X
Kelime sayısı

Doğru cevap
N

Doğru cevap
%

Kardeş yok

54

540

353

65.4

1 kardeş

98

977

699

71.5

2 kardeş

37

373

223

59.7

3 kardeş ve üzeri

15

150

112

74.6

Tablo 5 incelendiğinde üç ya da daha fazla  kardeşe sahip olan çocuklar tamamlama itemine % 74.6, bir kardeşe sahip olanlar %71.5, kardeşi olmayanlar % 65.4 ve iki kardeşe sahip olanlar %59.7 oranında doğru cevap vermişlerdir.

Sonuçlar incelendiğinde, sahip olunan kardeş sayısının dil gelişimi üzerinde etkili bir faktör olmadığı anlaşılmaktadır. Tek çocuklarda dil gelişiminin çok kardeşi olanlara göre daha avantajlı olduğu belirtilen araştırma sonuçları burada ortaya çıkmamıştır (19, 20).

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu araştırmada okul öncesi çocukların dil gelişimlerine etki eden faktörler incelenmeye çalışılmış ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.

• Çocukların yaşı arttıkça tamamlama itemindeki başarıları da artmıştır

• Cinsiyetin pek çok araştırma sonucunda ortaya konduğu gibi dil gelişiminde etkili bir faktör olduğu saptanmıştır.

• Çocukların devam ettikleri okul öncesi eğitim kurumunun resmi oluşunun ve devam süresinin uzunluğunun tamamlama iteminde ki başarıyı arttırdığı gözlenmiştir.

• Anne-baba öğrenim düzeyi ile çocukların tamamlama itemindeki başarıları arasında pozitif bir ilişkinin olduğu gözlenmiştir.

• Çocukların sahip oldukları kardeş sayısı çocukların tamamlama itemine verdiği cevaplar üzerinde etkili olmamıştır.

Bu sonuçlar çerçevesinde sunulan öneriler aşağıdaki şekilde özetlenmiştir.

• Erken yaşlarda dil kazanımına ilişkin olarak yapılacak araştırmaların, dilin bütün öğelerini kapsaması yerine, özel konularda gerçekleştirilmesinin daha ayrıntılı ve sağlıklı bilgiler edinilmesini sağlayacağı umulmaktadır.

• Türkçe’nin kazanımına ilişkin çalışmalar yoğunlaştırılarak, standardizasyonu yapılmış, alanda kullanılabilecek ölçeklerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle yapılan araştırmalarda objektifliğin sağlanabileceği ve karşılaştırmaların yapılabileceği umulmaktadır.

• Dil gelişiminin desteklenmesi açısından, pek çok araştırmacı tarafından önemi vurgulanan okulöncesi eğitim kurumlarından, tüm çocukların yararlanması ve ihtiyacı olanlara öncelik verilerek yaygınlaştırılması ve okul öncesi eğitim kurumlarının dil gelişimine daha çok katkıda bulunabilmesi için, dil eğitim programlarının aile ile işbirliği yapılarak yürütülmesinin daha yararlı olacağına inanılmaktadır.

• Anne-babaların öğrenim düzeylerinin, yaşam koşullarının ve gereksinimlerinin göz önünde bulundurulmasının, hazırlanacak dil eğitim programların başarısını arttıracağı düşünülmektedir.

• Dil eğitiminin çocuklara doğdukları andan itibaren bilinçli olarak verilmesinin, gelecekteki başarılarını arttıracağına inanılmaktadır.


* Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Y.O. ÇocukGelişimi AnabilimDalı Araştırma Görevlisi.

** Yard. Doç. Dr.; SelçukÜniversitesi Meslekî EğitimFakültesi ÇocukGelişimi ve Okulöncesi Eğitimi AnabilimDalı ÖğretimÜyesi.

1 W.M. Pratt.1992.”Family World, Couple Satisfaction, Parenting Style and Mothers’ and Fathers’ Speech to Young Children”, Merril Palmer Quarterly, 38 (2), s.245.

2 D.L.Spiegel; J.Fitgerrald and J.W.Cunnigham. 1993.” Parental Perceptions of Preschoolers Literacy Development, İmplications for Home-School Partnerships”, Young Children, (July), s.88.

3 Hamiyet Öztürk, 1995.”Okulöncesi Eğitim Kurumlarına Giden ve Gitmeyen İlkokul Birinci Sınıf Öğrencilerinin Alıcı ve İfade Edici Dil Düzeyleri”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü),s.13.

4 N.B.Dönmez ve M.Arı,1992.”12-30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması”, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi.8(3):Ankara, s.115-161.

5 D.Aksu, Koç ve D.;İ.O. Slobin, 1985.”The Acquisition of Turkish”, The Croslinguistic Study of Language Acquisition (Ed.İ.D.Slobin), Volume 1, The Data, Lawrance Eribaun Associates Publishers, Londan, s.30-47.

6 K.S.Ebeling and S.D.Gelman,1990.”Flexibility İn Semantik Representations; Children’s Ability to Switch Among Different İnterpretations of Big and Little”, Jul,Ed.338645,s.38.

7 Ümit Davaslıgil,1985. Farklı Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Çevreden Gelen Birinci Sınıf Çocukların Dil Gelişimine Okulun Etkisinin İncelenmesi, İstanbul Üniversitesi Yayını, Ankara.

8 Necla Öner,1997. Türkiye’de Kullanılan Psikolojik Testler, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 3. Basım, Eylül, İstanbul,s.196.

9 F.Acarlar ve B.Dönmez,1992.”30-47 Aylar (2,5-4 Yaş)Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi”, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 8(3):Ankara,s.163-203.

10 Dönmez ve Arı, a.g.e., s. 115.

11 F.Acarlar ve B.Dönmez, a.g.e.,s.163.

12 F.Acarlar ve B.Dönmez, a.g.e.,s.199.

13 Füsun Ataç, 1991. İnsan Yaşamında Psikolojik Gelişim, Basım,Ankara,s.249.

14 Haluk Yavuzer ve Ark.,1993.Ana-Baba Okulu, Remzi Kitabevi, 5.Basım, İstanbul,s.94.

15 Öztürk,a.g.e.,s.13.

16 Servet Bal,1988 “Kütahya İl Merkezinde Anaokuluna Giden ve Gitmeyen 4-6 Yaşlar Arasındaki Çocukların Kullandıkları İfadelerin Söz Dizimi Yönünden İncelenmesi”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi), s.83.

17 Ümit Davaslıgil,1980.”Farklı Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Çevreden Gelen Birinci Sınıf Öğrencilerinin Dil gelişimlerini Etkileyen Faktörler”, İstanbul Üniversitesi, Pedagoji Dergisi:1, İstanbul, s.168.

18 Ayhan Bayrak,1989.”Katmanlara Göre Çocuklarda Dil Kullanım Farklılıkları”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi), s.85.

19 Öztürk, a.g.e.,s.17.

20 Gülseren Günce,1984. Çocukta Zihin Gelişimi, Piaget Kuramına Toplu Bakış, Ankara,s.497.

 

 

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

 

 

 

 

 

[ yukarı ]

Arşiv