MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 159

Yaz 2003


Öğrencilerin Atom Yapısı-Güneş Sistemi Pedagojik Benzeştirme (Anoloji) Modelini Analiz Yeterlilikleri

Çağlar GÜLÇİÇEK*
Necati BAĞI**
Selma MOĞOL*

 

1. Giriş

Soyut kavramların öğrenciler için açık ve anlaşılır hale getirilebilmesi sıkıntı verici bir meseledir. Bu durumla, özellikle soyut tabiatından dolayı, fizikte çok sık karşılaşılır. Bununla birlikte, aynı sıkıntı bazen somut kavramlar içinde geçerli olabilmektedir. Örneğin, atom yapısı somut olmasına karşın bu yapının anlaşılır hale getirilerek öğrencilere kavratılması güçtür. İncelenecek atom yapısına ve öğretimin çeşitli kademelerindeki öğrencilerin öğrenme seviyelerine bağlı olarak güçlük derecesi de değişecektir. Güçlüğü aza indirebilmenin alışagelmiş yollarından biri, öğrencilerin öğrenme düzeyleri de dikkate alınarak atom yapısı ile ilgili açıklayıcı bilgilere olabildiğince değinmektir. Açıklayıcı bilgileri, çoğu zaman atomun özellikleri ve yapı taşları (elektron, nötron, proton) ile ilgili tanımlayıcı ya da tasvir edici cümleler oluşturur. Ama tüm açıklayıcı bilgilere rağmen, öğrencilerin atom yapısı hakkındaki kavramları araştırıldığında, bazı eksikliklerle, yanlışlıklarla ve yanılgılarla karşılaşmak mümkün olabilmektedir. Yani, öğrencilerin bu gibi kavramlar için tanımlamalardan ve tasvirlerden fazlasına ihtiyaçları vardır. Bu sebeple, bir çok konuda olduğu gibi, atom yapısı ile ilgili olarak doğru, anlamlı ve birbirleriyle ilişkilendirebilir kavramların öğrencilere kazandırılması için yeni öğretim stratejileri geliştirmek zorunlu hale gelir.

Soyut kavramların veya atom gibi gözlenemeyen varlıkların öğretilmesinde kullanılan etkili stratejilerinden biri de model oluşturma stratejisi yani modellemedir. Bu strateji başlığı altında oluşturulan modellerden öğretim sürecinde en çok başvurulan pedagojik benzeştirme modelleridir. Pedagojik benzeştirme modelleri anlayabilmek için öncelikle “model”, “modelleme” ve “benzeştirme (analoji)” terimlerinin analiz edilmesi gerekir. Ancak bu sayede pedagojik benzeştirme modellerinin yeterliliği ve etkinliği hakkında karar verilebilir. Dikkat edilmeden, gelişi güzel ya da eksik olarak geliştirilmiş modellerin, öğrencilerin ileriki akademik yaşantılarında, telafisi güç olan yanılgılara neden olduğu unutmamalıdır.

Modeller fen eğitiminde önemli rol oynar ve fen içerisinde modeller için bir çok rol tanımlanmıştır. Modellerin işlevlerinden birisi, kompleks olguların basitleştirilerek tanımlanmasıdır. Buna, soyut varlıkları somut olarak temsil etmek, deneysel sonuçlara temel oluşturmak gibi bir çok rol ilave etmek mümkündür (1). Van Driel ve Verloop, yaptıkları literatür araştırmaları sonucunda, çoğu araştırmacının modelin genel bir tanımını yapmak yerine tüm bilimsel modellerce paylaşılan ortak karakteristiklerin tanımlanmasının daha açıklayıcı olduğunu ifade ettiğini tespit etmiştir (2). Bilimsel modellerin tümünde paylaşılan karakteristikler şunlardır:

• Bir model, her zaman model tarafından temsil edilen hedef veya hedeflerle ilişkilidir. Hedef terimi bir sistemi, bir nesneyi, bir olguyu veya bir süreci kapsayabilir.

• Bir model, doğrudan gözlenemeyen veya ölçülemeyen bir hedef hakkında bilgi elde etmek için kullanılan bir araştırma aracıdır. Bu nedenle ölçeklendirme modelleri, ki bu modeller bir nesnenin başka bir ölçekteki kopyasıdır (ev, köprü modelleri gibi), bilimsel model olarak düşünülmez.

• Bir model hedefin temsil ettikleri ile doğrudan etkileşmez. Bu nedenle bir fotoğraf veya spektrum bir model olarak nitelendirilmez.

• Bir model hedefe uygun benzetmelere dayanır ve bu nedenle araştırmacıların modellenen hedef kavramla ilgili çalışmaları süresince test edilebilir hipotezler üretebilmelerine imkan verir. Bu hipotezlerin test edilmesi hedef hakkında yeni bilgiler ortaya çıkarır.

• Bir model her zaman hedeften belirgin ayrıntılarla farklılık gösterir. Genel olarak bir model olabildiğince basite indirgenir. Yapılacak araştırmanın özel amaçlarına bağlı olarak hedefin bazı ayrıntıları kasıtlı olarak model dışında bırakılabilir.

• Bir model oluşturulurken, hedef ile model arasındaki benzerlik ve farklılıklar arasında araştırmacılara özel seçimler yapabilmelerine imkan veren bir uygunluk olmalıdır. Bu süreç araştırma soruları ile yönlendirilir.

• Bir model karşılıklı olarak birbirini etkileyen süreçler sonucunda geliştirilir ve hedefle ilgili yeni çalışmalar ortaya çıktıkça modellerde revizyona gidilir (3).

Modellerden farklı olarak modelleme, belli bir süreç sonunda ortaya bir ürün (model) koymayı veya daha önceden varolan ürünün revizyonunu ifade eder. Bir başka ifadeyle, modelleme, hangi ayrıntının nasıl ve ne şekilde yer alacağının belirlendiği, bir çok kısımdan oluşan aktiviteleri kapsayan kompleks bir süreçtir. Bunun için bir model, belirli bir modelleme yeterliliği ile birlikte belirli bir süreç sonunda oluşturulur. Modellemeyi, tanımlamaların yanı sıra, kısaca bilimsel düşünme ve çalışma olarak ifade etmek yanlış olmaz (4). Model/modelleme, bilimsel bilgi gelişiminin zorunlu kıldığı önemli, dinamik ve lineer olmayan bir bileşendir.

Justi ve Gilbert, model oluşturabilmek için üç aşamalı teorik bilgi gelişiminin sağlanması gerektiğini vurgulamıştır (5). Bu gelişim, aşağıdaki aşamaları kapsamaktadır:

• Olgu ile hedef arasındaki paylaşılan ve paylaşılmayan özelliklerin ayırt edilmesi.

• Bir sistemin kendine özgü bileşenlerinin gelişimi ve konuşlandırılmasının temsil edilmesi.

• Basitleştirilmiş temsiller kullanarak tahmin edilebilir bir fikir ortaya konulması.

Eğer teorik bilgi gelişiminin aşamaları öğrencilere kazandırılırsa, öğrencilerin gelişimini destekleyecek yönde model/modellemeyi çeşitli şekillerde öğretmek mümkün olacaktır.

Benzeştirme ise modellerin ve modelleme işleminin temelini oluşturur. Herhangi bir konu ile ilgili bir model kullanmanın veya bir model oluşturmanın amacı, öğretilmesi-öğrenilmesi güç olan olguların uygun benzetmeler kullanarak anlaşılır hale getirilmesi ya da basite indirgenmesidir. Bu nedenle benzeştirme modelleme stratejisinin vazgeçilemez bir bileşenidir. Benzeştirme, yabancılık çekilen bir olgunun, yabancılık çekilmeyen bir olguya benzetilerek açıklanmasıdır. Tanıdık olmayan olgu hedef, tanıdık olan olgu ise kaynaktır. Benzeştirmeler, kavramları öğrencinin zihninde somutlaştırır ve daha kolay anlaşılmasını sağlar. Anlaşılması zor, kompleks konuları basite indirgeyerek akılda kalacak şekilde açıklar ve ayrıca öğrencinin derse olan ilgisini ve katılımını arttırır. Fakat unutmamak gerekir ki, benzeştirmelerde kaynak ve hedef asla yüzde yüz bir benzerlik göstermez ve daima birbirinden ayrılan noktaları vardır. Bu nedenle, benzetme yüzeysel kalırsa yani ayrıntıya girilmez ise yanıltıcı olabilir. Benzetmeler, öğrenciler tarafından iyi anlaşılamadığı zamanlarda da yanıltıcı olabileceği gibi kavram yanılgılarına bile yol açabilir. Benzeştirmeler direk bir şeyi başka bir şeye benzetme şeklinde, hikaye şeklinde veya şekiller ya da deneyler şeklinde olabilmektedir (6).

Benzetmeler karşılaştırma için ardışık olarak sunulan benzer temsil serileri gerektirir. Newton’ un 3. kanundan bir örnek bu noktayı açıklamak için bize yardımcı olabilir: Masa üzerinde duran bir kitabı, yerçekimi kuvveti yerin merkezine doğru çeker (etki kuvveti). Çoğu öğrenci, masada duran kitabın etki kuvvetine karşı sergilediği tepki kuvvetini tanımlayamamaktadır. Eğer öğretmen yay üzerindeki el benzetme örneğini kullanılırsa kavramı açıklığa kavuşturmak daha kolay olacaktır. Bu olayda kitap el ile, yay ise masa ile karşılaştırılmıştır. Benzeştirme düşünce tarzı; öğretmen, yay üzerindeki el örneğini (asıl kavram) kavrattıktan sonra, öğrencilerin masa üzerindeki kitap örneğini anlamalarını daha kolay sağlayacaktır (hedef kavram). Benzeştirme yaklaşımı, düşünülen kavram ne olursa olsun, somut örnekler ve temsillerle yoğun bir biçimde yüklüdür. Bu nedenle, kavramların görsel ve pedagojik modellenmelerini anlamalarında öğrencilere yardımcı olur (7).

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde pedagojik benzeştirme modellerini daha iyi anlamak kolaylaşacaktır. Bu modelin benzeştirme olarak isimlendirilmesinin nedeni, modelin bilgiyi hedefle paylaşmasından ileri gelir. Pedagojik olarak isimlendirilmesinin nedeni ise, atom ve molekül gibi gözlenemeyen varlıkları öğrenciler için ulaşılabilir yapmak üzere öğretmenler veya ders kitabı yazarları tarafından açıklayıcı olarak geliştirilmelerinden kaynaklanmaktadır. Benzeştirmenin yapısına bir veya birden fazla özellik hükmeder, örnek olarak molekül modellerindeki top ve çubuklardan oluşan gösterim verilebilir. Çünkü, benzeştirme modelleri hedefle benzerlik arasındaki uyumu kesin özellikler için tek tek yansıtırlar. Benzetmeler kavramsal niteliklere dikkat çekmek için genellikle aşırı basitleştirilmiş veya genişletilmiştir Örneğin, elmasın atomik yapısında, atomlar aşağıdaki şekildeki gibi katı bir top gibidir ve kimyasal bağlar katı bir çubuk olarak gösterilmektedir (8).

2. Araştırmanın amacı

Atom yapısı-güneş sistemi pedagojik benzeştirme modelinde amaç, öğrenciler için tanıdık olan güneş sistemi (kaynak) ile tanıdık olmayan atom yapısı (hedef) arasında uygun benzetmeler inşa edilerek, öğrencilerin atom yapısını anlamalarını kolaylaştırmaktır. Atom yapısı-güneş sistemi pedagojik benzeştirme modeli, fen/fizik öğretiminin çeşitli kademelerindeki öğrenci seviyeleri dikkate alınarak, fen/fizik öğretmenleri ve fen/fizik ders kitabı yazarları tarafından kullanılan bir modeldir. Bununla birlikte, öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarında, alan eğitimi dersleri kapsamında bu ve benzeri modellerin kullanımına veya oluşturulmasına yönelik etkinliklere de yer verilmeye başlanmıştır.

Çoğu öğretmen ve ders kitabı yazarı, model kullanımının ve modelleme stratejisinin doğası hakkında yeterli düzeyde bilgi sahibi olmaksızın, bu pedagojik modeli kullanmaktadır. Bu durumun bir neticesi olarak, öğrencilerin modele temel oluşturan kaynak olgu (güneş sistemi) ile modelle temsil edilen hedef olgu (atom yapısı) arasındaki benzerliklere anlam kazandırma teşebbüsleri eksik veya yanlış sonuçlar çıkarma ve bazı yanılgılar geliştirmeleriyle sonuçlanabilmektedir.

Bu çalışmada, öğrencilerin atom yapısı-güneş sistemi pedagojik benzeştirme modelini analiz yeterliliklerinin incelenmesi ve bu modelle ilgili eksikliklerinin tespiti amaçlanmıştır.

3. Yöntem

Çalışma kapsamında, atom yapısı-güneş sistemi pedagojik benzeştirme modeli hakkında daha önceki akademik yaşantılarında fen/fizik öğretmenlerinin veya fen/fizik ders kitaplarının bilgilendirmeleri dışında, model kullanma ya da model oluşturma stratejisi eğitimi almamış olan 22’si üniversite 1. sınıf ve 22’si üniversite 4. sınıf öğrencisi olmak üzere toplam 44 öğrencinin bu modeli analiz etme yeterliliği incelenmiştir. Bu inceleme doğrultusunda, öğrencilere atom yapısı ile güneş sistemi arasında benzerlik kurulup-kurulamayacağı sorulmuştur. Bununla birlikte, öğrencilerden cevaplarının nedenlerini yazılı olarak açıklamaları istenmiştir. Öğrencilerin açıklamalı cevapları tek tek incelenerek analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarından hareketle, öğrencilerin paylaştığı ortak açıklamalar sınıflandırılmış ve sınıflandırma sonuçları tablo haline dönüştürülerek yorumlanmıştır. Sınıflandırma dışında kalan açıklamalar ise ayrıca ifade edilerek yorumlanmıştır.

4. Bulgular ve Yorum

Üniversite 1. sınıf ve 4. sınıf öğrencilerinin tamamı, atom yapısı ile güneş sistemi arasında pedagojik benzeştirme modeli oluşturulabileceği ve bu model yardımıyla atom yapısının açıklanabileceği fikrini paylaşmıştır. Öğrencilerin, bu fikri paylaşma nedenlerine ilişkin açıklamalarının analizi sonucunda aşağıdaki bulgular elde edilmiştir.

a) Üniversite birinci sınıf öğrencilerinin açıklamalı cevaplarından elde edilen bulgular

Güneş sistemi ile atom yapısı arasında paylaşılan özellikler:

1. sınıf öğrencilerinin tamamı, güneş sisteminin ve atom yapısının bazı özellikleri arasında benzerlik kurarak, güneş sistemi yardımıyla atom yapısının açıklanabileceğini ifade etmiştir. Bu öğrencilerin, güneş sistemi ile atom yapısı arasında benzerlik kurmak için seçtikleri özelikler ve bu özellikleri benzeştirme biçimleri Tablo 1.’de verilmiştir. Benzeştirmeleri yapan öğrenci sayıları ise Şekil 1. yardımıyla belirtilmiştir.

Tablo 1.Üniversite 1.Sınıf Öğrencilerinin,Güneş Sistemi ile Atomun Yapısı Arasında Yaptığı Benzeştirmeler

Güneş Sistemi
(Kaynak)

Atomun Yapısı
(Hedef)

I.

Güneş sisteminin merkezinde güneş vardır.

Atomun merkezinde çekirdek vardır.

II.

Güneş sisteminde, güneş etrafında yö­rüngelerde gezegenler dolanır.

Atomda, çekirdek etrafında yörüngeler­de elektronlar dolanır.

III.

Güneş sisteminde, güneş ile gezegenler arasında çekim kuvveti vardır.

Atomda, çekirdek ile elektronlar arasın­da çekim kuvveti vardır.

Şekil 1.Güneş Sistemi ile Atomun Yapısı Arasında Benzeştirme YapanÜniversite 1. Sınıf Öğrencilerinin, Yaptıkları Benzeştirmelere Göre Sayısal Dağılımları

1. sınıf öğrencilerinin, güneş sistemi ile atom yapısı arasında yaptığı benzeştirmelerin üç özellik üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin, bu özellikleri kullanarak yaptıkları benzeştirmeler, Tablo 1.’de, sırasıyla I, II, III olarak numaralandırılmıştır. Şekil 1.’de ise, I, II, III olarak numaralandırılan benzeştirmelerden sadece birini, herhangi ikisini ya da her üçünü yapan öğrenci sayıları gösterilmiştir. Tablo 1. ve Şekil 1.‘deki bulgular doğrultusunda, I. benzeştirmeyi yapan 19 öğrenci, güneşi çekirdeğe benzeterek, güneş sisteminin merkezinde güneş ve benzer şekilde atom yapısının merkezinde çekirdek olduğunu belirtmiştir. 14 öğrenci, II. benzeştirmeyle, gezegenleri elektronlara benzeterek, güneş sistemindeki gezegenlerin yörünge hareketlerine benzer şekilde atom yapısındaki elektronların da yörüngelerde hareket ettiğini ifade etmiştir. 5 öğrenci ise III. benzeştirmeyi yaparak, güneş ile gezegenler arasındaki çekim kuvvetine benzer şekilde çekirdek ile elektronlar arasında çekim kuvveti olduğunu vurgulamıştır. Bununla birlikte,  I. ve II. benzeştirmenin her ikisini yapan öğrenci sayısı 14, I. ve III. benzeştirmenin her ikisini yapan öğrenci sayısı 3, II. ve III. benzeştirmenin her ikisini yapan öğrenci sayısı 3’tür. Her üç benzeştirmeyi yapan öğrenci sayısı ise 2’dir.

Güneş sistemi ile atom yapısı arasında paylaşılmayan özellikler:

1. sınıf öğrencilerinden 2’si, Tablo 1.’de verilen üç benzeştirmeyi yapmakla beraber, güneş sistemi ile atom yapısı arasında paylaşılmayan özelliklere de dikkat çekmiştir. Bu öğrencilerden biri, güneş sisteminde gezegenler ile güneş arasındaki çekim kuvvetinin kütle çekim kuvveti fakat atom yapısında elektronlar ile çekirdek arasındaki çekim kuvvetinin elektrostatik çekim kuvveti olduğunu ifade etmiştir. Diğer öğrenci ise, güneş sistemindeki bazı gezegenlerin uydularının olduğunu ve gezegen-elektron benzeştirmesinde gezegenlerin uydularına karşılık gelecek bir benzeştirme yapılamayacağını belirtmiştir.

b) Üniversite dördüncü sınıf öğrencilerinin açıklamalı cevaplarından elde edilen bulgular

Güneş sistemi ile atom yapısı arasında paylaşılan özellikler:

1. sınıf öğrencileri gibi 4. sınıf öğrencilerinin tamamı da, güneş sisteminin ve atom yapısının bazı özellikleri arasında benzerlik kurarak, güneş sistemi yardımıyla atom yapısının açıklanabileceğini ifade etmiştir. Bu öğrencilerin, güneş sistemi ile atom yapısı arasında benzerlik kurmak için seçtikleri özelikler ve bu özellikleri benzeştirme biçimleri Tablo 2.’de verilmiştir. Benzeştirmeleri yapan öğrenci sayıları ise Şekil 2. yardımıyla belirtilmiştir.

Tablo 2.Üniversite 4.Sınıf Öğrencilerinin,Güneş Sistemi ile Atomun Yapısı Arasında Yaptığı Benzeştirmeler

 

Güneş Sistemi
(Kaynak)

Atomun Yapısı
(Hedef)

I.

Güneş sisteminin merkezinde güneş vardır.

Atomun merkezinde çekirdek vardır.

II.

Güneş sisteminde, güneş etrafında yö­rüngelerde gezegenler dolanır.

Atomda, çekirdek etrafında yörüngeler­de elektronlar dolanır.

Şekil 2.Güneş Sistemi ile Atomun Yapısı Arasında Benzeştirme Yapan Üniversite 4. Sınıf Öğrencilerinin, Yaptıkları Benzeştirmelere Göre Sayısal Dağılımları

4. sınıf öğrencilerinin, güneş sistemi ile atom yapısı arasında yaptığı benzeştirmelerin iki özellik üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin, bu özellikleri kullanarak yaptıkları benzeştirmeler, Tablo 2.’de, sırasıyla I, II olarak numaralandırılmıştır. Şekil 2’de ise, I, II olarak numaralandırılan benzeştirmelerden sadece birini ya da her ikisini yapan öğrenci sayıları gösterilmiştir. Tablo 2. ve Şekil 2.‘deki bulgular doğrultusunda, I. benzeştirmeyi yapan 18 öğrenci, güneşi çekirdeğe benzeterek, güneş sisteminin merkezinde güneş ve benzer şekilde atom yapısının merkezinde çekirdek olduğunu belirtmiştir. 21 öğrenci, II. benzeştirmeyle, gezegenleri elektronlara benzeterek, güneş sistemindeki gezegenlerin yörünge hareketlerine benzer şekilde atom yapısındaki elektronların da yörüngelerde hareket ettiğini ifade etmiştir. Bununla birlikte, I. ve II. benzeştirmenin her ikisini yapan öğrenci sayısı ise 17’dir.

Bir öğrenci, Tablo 2.’deki benzeştirmelere ilave olarak, güneş sistemindeki gezegenlerin güneş etrafında dolanmalarının yanı sıra kendi etraflarında da döndüğü ve bu özelliğe karşılık atom yapısındaki elektronların da, çekirdek etrafında dolanmalarının yanı sıra kendilerine özgü spin hareketlerine sahip olduğu benzeştirmesini yapmıştır.

Güneş sistemi ile atom yapısı arasında paylaşılmayan özellikler:

4. sınıf öğrencilerinden 2’si, Tablo 2.’de verilen iki benzeştirmeyi yapmakla birlikte, güneş sistemi ile atom yapısı arasındaki paylaşılmayan özelliklere de dikkat çekmiştir. Bu öğrencilerden biri, atom yapısında çekirdek merkezde olmasına rağmen, güneş sisteminde, güneşin eliptik yörüngenin odaklarından birinde olduğunu ifade etmiştir. Diğeri ise, güneş sistemindeki gezegenlerin izledikleri yörünge üzerinde nerede olduğu fiziksel kanunlar kullanılarak kesin olarak belirlenebilmesine karşılık atom yapısındaki elektronların bulunduğu yörüngelerde nerede olduklarının kesin olarak belirlenemeyeceğini ancak nerede bulundukları ile ilgili olasılık hesaplarından söz edilebileceğini vurgulamıştır.

5. Sonuç ve Öneriler

Yukarıdaki bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, üniversite 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin tamamının, güneş sistemi ile atom yapısının birkaç özelliğini kullanarak benzeştirme yaptığı tespit edilmiştir. 1. sınıf öğrencilerinin yaptığı benzeştirmeler üç özellik üzerinde yoğunlaşmıştır. 4. sınıf öğrencilerinin yaptığı benzeştirmelerinse, 1. sınıf öğrencilerine kıyasla güneş sistemi ve atom yapısı konularını içeren daha fazla alan dersleri almış olmalarına karşın, iki özellik üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Bununla birlikte, her iki öğrenci grubunda sadece iki öğrenci, güneş sistemi ile atom yapısı arasındaki benzerliklerin yanında farklılıklara da dikkat çekmiştir. Yani öğrencilerin büyük bir kısmı model oluşturma işleminde, sadece kaynak ile hedefin paylaştığı özellikleri belirleme eğilimini göstermiştir.

Öğrencilerin, güneş sistemi-atom yapısı pedagojik benzeştirme modeli ile ilgili olarak az sayıda benzeştirme yapmaları, model kullanımı ve modelleme stratejisi hakkında yeterli bilgi donanımına sahip olmamalarından kaynaklanmaktadır. Çünkü, gerek 1. sınıf gerekse 4. sınıf öğrencileri, güneş sistemiyle atom yapısı arasında ilişkilendirilebilir bazı benzerlikleri ve vurgulanması gereken bazı farklılıkları modelin dışında bırakmıştır. Örneğin, güneş sisteminde kütlenin çoğunluğuna güneş sahiptir. Benzer biçimde, atom yapısında kütlenin çoğunluğuna çekirdek sahiptir. Ayrıca, güneş sistemi ve atom yapısının çoğunluğu boşluktur. Güneş sisteminde gezegenlerin kütlelerinin farklı olması, atom yapısında ise elektronların kütlelerinin aynı olması modelde ifade edilmesi gereken kaynak ile hedef arasındaki farklılıklara örnek olarak verilebilir. Bununla beraber, güneş sistemindeki her gezegen bir tek yörünge üzerinde dolanır ama atom yapısında, bir yörüngede birden fazla elektron dolanabilir.

Pedagojik benzeştirme modellerinde amaç, kaynak ile hedef arasında uygun benzetmelerin inşa edilerek, hedef kavramın anlaşılmasını kolaylaştırmaktır. Bu nedenle, kaynak ile hedef arasında ilişkilendirilebilir özelliklere mümkün olduğunca yer vermek gerekir. Fakat, pedagojik benzeştirme modellerinin yanlış ya da eksik anlamalara meydan vermemesi açısından kaynağın hedeften ayrılan yönlerinin ortaya konması ihmal edilmemelidir. Yapılan açıklamaların uygulamasına örnek teşkil etmesi bakımından, güneş sistemi-atom yapısı ile ilgili olarak model oluşturma stratejisine uygun şekilde oluşturulan bir pedagojik benzeştirme modeli, Harrison ve Treagust (9) tarafından oluşturulan model geliştirilerek, aşağıda verilmiştir. Bu model örneği, öğrenci grubunun seviyesine ve öğretimin çeşitli kademelerine bağlı olarak gözden geçirilerek uyarlanabilir.

Tablo 3. Atom yapısı-güneş sistemi pedagojik benzeştirme modeli

Kaynak=”Güneş Sistemi” 

Hedef=”Atom Yapısı” 

Paylaşılan özellikler

 

Güneş, kütlenin çoğunluğuna sahiptir. 

Çekirdek, kütlenin çoğunluğuna sahiptir.

Güneş merkezdedir. 

Çekirdek merkezdedir.

Gezegenler güneşten küçüktür. 

Elektronlar çekirdekten küçüktür.

Gezegenler güneşin etrafında dolanırlar. 

Elektronlar çekirdeğin etrafında dolanırlar.

Güneş sisteminin çoğunluğu boşluktur. 

Atomun çoğunluğu boşluktur.

Paylaşılmayan özellikler

 

Gezegenlerin kütleleri farklıdır. 

Elektronların kütleleri aynıdır.

Her gezegen bir yörüngede dolanır. 

Her elektron çeşitli yörüngelerde dolanabilir.

Gezegenlerin yörüngeleri eliptiktir. 

Elektronların yörüngeleri gezegenlerinkine benzemez.

Güneş ile gezgenler arasındaki kuvvet kütle çekim kuvvetidir

Elektron ile çekirdek arasındaki kuvvet elektrostatik kuvvettir.

Bazı gezegenlerin uyduları vardır. 

Elektronlarda uydulara karşılık gelecek bir cisim yoktur.

Gezegenler bir çok maddeden oluşur. 

Elektronlar temel yapıdadır.

Bir yörüngede sadece bir gezegen dolanır. 

Bir yörüngede birden fazla elektron dolanabilir.

Fen/fizik öğretmenleri ve fen/fizik ders kitaplarının büyük bir kısmı, modellerin içerikleri ve öğretilmesi üzerine odaklanmıştır. Bunun bir sonucu olarak, günümüzde yapısalcı (constructivistic) öğretim stratejilerinin önemle vurgulamasına rağmen, öğrencilerin aktif olarak model oluşturmalarına ve varolan modelleri gözden geçirmelerine fırsat verilmemektedir (10). Bunun yerine, ders kitapları ve öğretmenler modelleri genellikle öğrenilmesi gereken, durağan gerçekler olarak öğrencilere sunmaktadırlar. Oysa ki, model/modellemenin fen eğitiminde merkezi rolü dikkate alındığında, öğrencilere bilimsel temel modellerin doğasını, işlevini ve sınırlılıklarını anlamaya ihtiyaçları vardır. Bununla birlikte, öğrencilere kendi modellerini yaratabilme, ifade edebilme ve test edebilme imkanı sağlanmalıdır.


* Gazi Ü. Gazi Eğt. Fak. Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğt. Böl. Fizik Eğt. ABD.

** Balgat Anadolu Teknik Lisesi Fizik Öğretmeni.

1 Justi, S. R. and Gilbert, K. J. “Modelling, Teachers’ Views on the Nature of Modelling, and Implications for the Education of Modellers.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 24, No. 4, 369-387, 2002.

2 Van Driel, H. J. and Verloop, N. “Teachers’ Knowledge of Models and Modelling in Science.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 21, No. 11, 1141-1153, 1999.

3 Van Driel, H. J. and Verloop, N. “Teachers’ Knowledge of Models and Modelling in Science.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 21, No. 11, 1141-1153, 1999.

4 Harrison, G. A. and Treagust, F. D. “A Typology of School Science Models.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 22, No. 9, 1011-1026, 2000.

5 Justi, S. R. and Gilbert, K. J. “Modelling, Teachers’ Views on the Nature of Modelling, and Implications for the Education of Modellers.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 24, No. 4, 369-387, 2002.

6 Geban, Ö., Ertepınar, H., Topal, T., Önal, M. A. “Asit-Baz Konusu ve Benzeşme Yöntemi.” III. Ulusal Fen Bil. Semp. 176-186, 1999.

7 Robert D. “Strategies for Assisting Students Overcome Their Misconceptions in High School Physics.“ Memorial University of Newfoundland Education 639, 2000.

8 Harrison, G. A. and Treagust, F. D. “A Typology of School Science Models.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 22, No. 9, 1011-1026, 2000.

9 Harrison, G. A. and Treagust, F. D. “A Typology of School Science Models.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 22, No. 9, 1011-1026, 2000.

10 Van Driel, H. J. and Verloop, N. “Teachers’ Knowledge of Models and Modelling in Science.” Int. J. Sci. Edu. Vol. 21, No. 11, 1141-1153, 1999.

 

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

 

[ yukarı ]

Arşiv