MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 161

Kış 2004


TÜRK KÜLTÜR TARİHİ İÇERİSİNDE KAYSERİ HALKEVİ VE FAALİYETLERİ (1932-1950)

Mustafa ŞANAL*

 

 

Halkevleri 19 subat 1932’de Cumhuriyet rejimini ve devrimleri halka götürmek amacıyla kurulmus, 1932-1951 yılları arasındaki zaman diliminde toplumu Cumhuriyetin ortaya koymus oldugu ilkeler dogrultusunda yetistirme ve gelistirme yolunda önemli roller oynamıs olan bir kültür kurumudur. 19 subat 1932’de 14 Halkevi’nin açılması ile baslayan gelisme, 1951’de 478 Halkevine ulasmıstır. Halkevleri, 882 sayılı ve 11 Agustos 1951 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 5830 nolu yasa ile Demokrat Parti tarafından kapatılmıstır.

Türk Ocaklarının Kapatılısı

Türk Ocakları, Osmanlı Imparatorlugu’nun son döneminde “Osmanlıcılık” akımının önemini kaybetmesiyle birlikte canlanmaya baslayan “Türkçülük” akımının en canlı temsilcilerinden birisi olmustur. Fiilen 20 Haziran 1327 (1911) yılında kurulmasına ragmen tüzügünün birinci maddesinde kurulus tarihi 12 Mart 1328 (1912) olarak gösterilmistir1.

Türk Ocakları kurulduktan sonra yeni yayına baslayan “Türk Dernegi” ile “Türk Yurdu” dergilerini bünyesine almıstır. Türk milliyetçiligi fikrini yaymak amacıyla faaliyet gösteren Türk Ocakları, Ahmet Agaoglu, Yusuf Akçura, Mehmet Fuat Köprülü, Halide Edip Adıvar, Hüseyin Cahit Yalçın, Akil Muhtar, Hüseyinzade Ali, Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi dönemin ünlü düsünür ve aydınlarını bünyesinde toplamıstır. Türk Ocaklarının amacı, tüzügün ikinci maddesinde su sekilde belirtilmistir2:

“Cemiyetin maksadı, akvâm-ı islamiyenin bir rüknü mühimmi olan Türklerin millî terbiye ve ilmi, içtimaî, iktisadi seviyelerinin terakki ve ilâsıyla Türk ırk ve dilinin kemaline çalısmaktır.”

Bu ifadelerden anlasılacagı üzere Türk Ocakları, Türk kültürünü yüceltme ve Türk suurunu gelistirmeyi kendisine hedef olarak kabul etmistir. Birinci Dünya Savası’nda Türk Ocagı Pan-Türkist bir stratejiye öncülük etmistir. Isgal kuvvetlerinin baskısına maruz kalmıs, mütakere döneminde ise canlı ve eylemci bir çizgide yer almıstır. Üzerindeki baskıların artması ile çalısmalarını geçici olarak tatil etmis, ocak üyeleri millî mücadeleye katılmak üzere Anadolu’ya geçmistir. Cumhuriyetin ilanından sonra ise yeni rejim içinde tekrar ortaya çıkarak yeniden örgütlenmistir3.

Cumhuriyet ile birlikte yaratılmak istenen ulus-devlet yapılanması ve bu yöndeki çalısmalar ile Anadolu kitleleri için öngörülen kimligin “Türklük” olması, yeni rejim ile Türk Ocagını ilk zamanlarda birbirine yakınlastırmıstır. Ancak Türk Ocagının “Türklük” konusundaki eylem sahası misak-ı millî sınırlarını asmaya baslaması ile4 yeni rejim ile Türk Ocakları arasında çesitli anlasmazlıklar belirmeye baslamıstır. Iste bu noktada geçerli olmak üzere yaygın olan görüs, Türk Ocaklarının Türkiye sınırlarını asan millîyetçilik ideolojisinden dolayı kapatıldıgı kanaatidir. Türk Ocaklarının bu tarzdaki millîyetçilik ideolojisi yeni rejimle bagdasmamıstır. Bu durum C.H.P. ile Türk Ocakları arasında belirgin sosyal ve siyasal sorunların ortaya çıkmasına neden olmustur. Türk Ocaklarının C.H.P. ile birlikte hareket etmesi istenmis, C.H.P.’nin bir kültür subesi konumuna getirilmesine çaba gösterilmistir. Ancak çesitli nedenlerden dolayı Türk Ocakları üzerinde tam bir denetim saglanamamıs, ocakların asırı millîyetçi bir izlenim yaratması, kültürel bütünlesmeyi engellemistir. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk, 24 Mart 1931’de bir genelge yayınlayarak tüm ulusu ve Cumhuriyetçi güçleri bir çatı altında birlestirmek amacıyla Türk Ocaklarının kapatılarak C.H.P. ile birlestirilmesini istemistir. Nitekim Türk Ocakları Kurultayı 10 Nisan 1931’de toplanarak Merkez Heyeti’nin raporunu dinlemis ve raporun incelenmesi için biri “Raporları Tetkîk” digeri “Hesapları Tetkîk” olmak üzere iki encümen olusturmus, Resit Galip, Hakkı Tarık, Dr. Fuat, Necip Ali ve Mükerrem Bey’lerden kurulu olan birinci encümenin kurultaya sundugu öneriyi oybirligi ile benimseyerek Türk Ocaklarının  kapatılması ve tüm mal varlıgının C.H.F’na devredilmesini kararlastırmıstır5. Bu kapatma ve birlesme islemleri, yukarıda da belirtildigi gibi, Atatürk’ün istegi üzerine gerçeklestirilmistir. Atatürk bu istegini ilk olarak demeç biçiminde Rusen Esref’e açıklamıstır. Bu demecinde Atatürk, ulusun ortak amacı için toplumsal güçlerin birlesmesi gerektigini ortaya koymustur. söyle ki6;

“Milletin tarihinde bazı devirler vardır ki muayyen maksatlara erebilmek için maddi ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete sevk etmek lazım gelir...Memleketin ve inkılabın içeriden ve dısarıdan gelebilecek tehlikelere karsı masuniyeti için bütün millîyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lazımdır...Aynı cinsten olan kuvvetler müsterek gaye yolunda birlesmelidir.”

Türk Ocaklarının kapatılması, dönemin siyasal yapısı içinde degerlendirildiginde dogal bir gelisme olarak kabul edilebilir. Türk Ocaklarının siyasal bir güç niteligi kazanmaya baslamıs olması, bu kurumun kapatılmasının temel nedeni olmustur. Ne var ki Türk Ocaklarının siyasal nitelik kazanması C.H.P. çizgisininde degil, ona karsı bir yönde olmustur. Dolayısıyla Türk Ocaklarının kapatılması karsıt bir gücün varlıgına son verilmesi anlamını tasımaktadır7.

Özetle, Türk Ocaklarının kapatılısı iki açıdan degerlendirilebilir. Bunlardan birincisi “genel nedenler”, ikincisi “özel nedenler”dir.  Tüm güç odaklarının tek elde toplanması politikasının geregi olarak Türk Ocaklarının C.H.P. içersine alınıp bu parti içinde eritilmesi genel nedenleri” olusturmaktadır.   “Özel nedenler”  ise  Türk  Ocaklarının C.H.P. karsısında siyasal bir kurulus niteligini kazanması, “Türkçülük” görüsünü giderek Pan-Türkist bir sekle dönüstürmesi, bunun o günün Türk-Sovyet iliskilerine ters düsmesi, örgütlenmede fasizme karsı bir egilimin olması ve Atatürk’ün devlet anlayısına, siyasal görüslerine Türk Ocaklarının aykırı bir çizgide hareket etmesidir8.

Halkevlerinin Açılma Nedenleri

Halkevlerinin açılma nedenleri incelenirken resmi bildiri ve sözlerin ötesinde o günlerin ekonomik ve toplumsal kosullarının yarattıgı ihtiyaçların da göz önünde tutulması gerekmektedir9. 1923 yılında kurulan Cumhuriyetin toplumsal yasamda belirleyici olan iki ana özelliginden birisi olan ulusallık kavramı, bagımsızlık ile es anlamlı olarak nitelendirilmistir. Çagdaslık ise batı örnegine uygun olarak gerçeklesen kuramsal ve toplumsal degismeleri vurgulamak için kullanılmıstır10. Bilindigi gibi 1930 yılı Büyük Dünya Ekonomik Bunalımı’nın tüm etkilerinin yurdumuzda  da hissedildigi bir dönemin baslangıç noktasıdır. Diger yandan basarısız bir Serbest Cumhuriyet Fırkası deneyiminin ve Menemen Olayı’nın getirdigi bir takım siyasi ve sosyal sorunlar da gündemdeki yerini korumaktaydı. Bütün bu sorunlar yapılan inkılâpların halka yeterince inemedigini, halk ve bürokratlar arasındaki kopuklugun biraz daha arttıgını açıkça ortaya koyuyordu. Böyle bir durumda ya demokratik hak ve özgürlükler genisletilerek rejim bir ölçüde yumusatılacak, ya da devlet, toplumsal ve ekonomik yasamın her alanında “müdahaleci” bir politika izleyecekti. Yönetici kadro ikinci yolu seçmis ve ülkede parti devlet bütünlesmesinin hedeflendigi “müdahaleci” ve “otoriter” bir yönetim modeli uygulanmaya konulmustur.  Iste bu noktada Halkevleri önemli islevler gören kurumlar olarak dikkatleri çekmektedir. Halkevleri ile Cumhuriyet ideolojisinin ve yapılan inkılâpların genis halk kitlelerine yayılması ve benimsetilmesi, bürokratlar ile halk arasındaki kopuklugun giderilmesi sürecinde rejime ve partiye baglı olan bir örgütün kurulması hedeflenmistir11.

   Kemalist devrimin halkçılık ilkesi, yeni yönetimin halk yönetimi olmasını ve yöneticilerin de halkın içinden gelmesini ve halkla bütünlesmesini öngörüyordu. Bu ilke dogrultusunda yeni bir düzenlemenin, yeni bir kurulusun olusması ile yeni bir örgütlemeye gereksinim duyuldugu  gerçegi ortaya çıkmaya baslamıstır. Yöneticilerin yanında halk kesiminden bazı kimseler de,  yeni bir örgütlenmenin yapılmasını devletle halk bütünlesmesi için gerekli görmekteydi. Atatürk, yurt gezilerinde Cumhuriyetin ve demokrasinin ana ilkelerini halka anlatıyor, bunun gereklerinin yerine getirilmesini istiyordu. Aydınların, yöneticilerin ve egitim kurumlarının çabalarının Atatürk devrimlerinin halka götürülmesinde yetersiz oldugu yavas yavas görülmeye baslanmıstı. Atatürk’ün talimatı ile ülke aydınlarından bazıları degisik Avrupa ülkelerindeki yetiskinlerin egitimi konusundaki çalısmaları gözden geçirmek için yurt dısına gönderilmis, bu ülkelerin demokrasiyi tabana yaymak için halk egitimi konusunda yapmıs oldukları çalısmalar ve çabalar Türkiye için örnek olusturmustur12.  Nitekim halkevlerinin kurulması sırasında Sovyetlerden esinlenildigi sık sık ileri sürülmüstür. Örnegin 20.02.1932’de Resit Galip Bey, halkevlerinin  açılıs töreninde  yapmıs oldugu konusmada bu gerçegi su sözleri ile dile getirmistir13:

“... Talimatname hazırlanmadan önce uzak-yakın birçok memleketlerin mümasil kültür ve gençlik tesekkülleri tetkîk edilmistir, fakat hiçbirisi taklit olunmamıstır. Memleketimizin muhtelif mıntıkaları, içtimaî bünyesi, ihtiyaçları ve umumî kültür seviyesi faal vazifeye girebilecek mesai unsurlarının meslek ve ihtisasları islerinden ayırabilecekleri zamanlar göz önüne alınmıs ve 19 yıl millî kültür sahasında çalısmıs olan Türk Ocaklarında geçirilen tecrübelerden istifade edilmistir. Bu itibarla teskilat ve mesai programımız tamamıyla millîdir ve orjinaldir...”

Halkevlerinin kurulusunda hiç kuskusuz yapılan devrimler de rol oynamıstır. Devrimlerin genis halk kitlesine anlatılması ve beninsetilmesi için her türlü yönteme bas vurulmus, farklı faaliyetler uygulamaya konulmustur. Devrimlerin yalnızca kurumlarda yapılması amaçlanmamıs, düsünce ve ideallerde de yapılması için gayret gösterilmistir. Hedeflenen bu kollektif amaç için köklü ve hızlı bir degisimin yapılması gerekiyordu. Planlı, rasyonel ve toplumsal yapının tepki göstermeyecegi yöntemlerle gerçeklesecek olan bu devrimler; giyimden hukuk alanına kadar çok genis bir alanı kapsamaktaydı. Geleneksellesmis toplumsal degerlerle çatısma içinde bulunan evrensel degerlere sahip bu yeniliklere halkın kısa sürede uyum saglaması sosyolojik olarak mümkün degildi. Cumhuriyet yönetimi bu degisimi halkevleri, millet mektepleri gibi faaliyetlerle halka dogrudan yine halk aracılıgı ile anlatmayı hedeflemisti. O dönem Türkiyesi’nde pratik tedbirlerle amaçlanmıs olan bu ulusal, egitimsel ve kültürel degisim; Atatürk’ün önderligini yaptıgı atılımlarla halk tarafından benimsenmeye baslanmıstır. Iste bu açıdan halkevleri Atatürk devrimlerinin ve devrim ideresinin önemli bir egitim ve kültür kurumu olarak karsımıza çıkmaktadır14.

Halkevlerinin Açılısı

Halkevlerinin açılısına Cumhuriyet Halk Fırkasının 10 Mayıs-18 Mayıs 1931 tarihleri arasında yapılan III. Büyük Kongresi’nde karar verilmistir. Bu kararı izleyen devrede açılmıs olan ilk halkevleri, Türk Ocaklarından devralınan  binalarda açılmıstır15. 19 subat 1932 tarihinde basta Ankara olmak üzere Afyon, Aydın, Bolu, Bursa, Çanakkale, Izmir, Konya, Samsun, Malatya, Denizli, Diyarbakır, Eskisehir ve Istanbul illeri olmak üzere toplam 14 merkezde düzenlenen törenlerle ilk halkevleri açılmıstır. 14 ilde Halkevi’nin açıldıgı 19 subat 1932 tarihli Hakimiyet-i Millîye gazetesinde su ifadeler ile okuyucuya duyurulmustur16:

“Ankara Halkevi bugün saat 15’de merasimle açılıyor. Aynı zamanda diger vilayetlerde de teskilatlarını ikmal eden 14 halkevi açılacaktır... Halkevi’nin bugünkü açılıs merasimine istirak edecek zevat için ayrıca davetiye gönderilmemis ve kimseye yer tahsis edilmemistir...Maahaza halkevi tiyatro salonuna konulan radyo teçhizatı vasıtasıyla bugünkü merasimi karilerimiz  için gerek Ankara’nın radyo tesisatı mevcut umumî yerlerinde gerekse memleketin diger yerlerinde dinlemek ve takip etmek kabil olacaktır.”

Ankara Halkevi’nin açılısına basta Meclis Baskanı Kazım Karabekir’in yanısıra bakanlar ve milletvekillleri ile kalabalık bir halk toplulugu katılmıstır. Ankara Halkevi’nin açılıs programı su seyri takip etmistir17:

1-Istiklâl Marsı

2-Cumhuriyet Yemini

3-Canlı Levha

4-C.H.F. Genel Sekreteri ve Kütahya Milletvekili Recep Bey’in Nutku

5-Behçet Kemal’in Açılıs siiri

6-Aydın Milletvekili Resit Galip’in Halkevlerinin Müstakbel Faaliyetine Ait Hasbihali

7-“Çoban” Piyesinin Temsili.

19 subat 1932’de Ankara Halkevi’nin açılısında temsil edilen “Çoban” adlı piyesin yazarı Behçet Kemal Çaglar’dır. Törende Behçet Kemal Çaglar “Açılıs” adlı siirini de okumustur18.  Recep Bey, törende yapmıs oldugu konusmada, C.H.F’nın halkevlerini kurarak halkı ulusal amaçlar içerisinde yeniden örgütlemek istedigini, halkevlerinin parti ve politik düsünceler dısında ulusal amaçlar için çalısmalar yapacagını, kitlelerin gelecek için yetismesinde rehbere gereksinim duyuldugunu, Türk toplumunun gelecek için hazırlanması gerektigini, bu nedenle halkevlerinin Türk toplumunu gelecege hazırlayacagını ve bu sayede ülkemizin uygar ülkeler seviyesine ulasacagını vurgulamıstır19.  Resit Galip Bey ise yapmıs oldugu konusmada halkevlerinin niçin kuruldugunun üzerinde durmus, halkevlerinin dokuz sube üzerinden faaliyet gösterecegini ve bu subelerin isimleri ile görevlerinin neler oldugunu açıklamıstır20.

20 subat 1932’de Hakimiyeti Millîye Gazetesi’ndeki “Dün Halkevi Açıldı” baslıklı yazıda Ankara Halkevi’nin açılıs töreninin nasıl yapıldıgı anlatılmıstır21. 

Recep Peker, Resit Galip ve Ismet Inönü’nün çesitli vesilelerle yapmıs oldukları konusmalar ısıgında halkevlerinin kurulus amacının  su noktalar çevresinde toplanması mümkün görülmektedir22:

1-Ulusu bilinçli, birbirini anlayan, birbirini seven, aynı ideale baglı halk kütlesi halinde örgütlemek,

2-Kültür, ülkü, amaç ve düsünce birligini güçlendirecek bir toplum olmayı saglamak,

3-Ulusal birligi olusturan, millî ruhu biçimlendiren ve kuvvetlendiren kültür ögelerini ortaya çıkarıp gelistirmek,

4- Köylü ve kentli, köylü ile aydın zümreleri arasındaki iliskileri düzenleyip  arttıracak köycülük çalısmalarının yapılmasını saglamak,

5-Cumhuriyet Halk Fırkası’nın ilkelerini ve bu ilkelerin ülke düzeyinde nasıl uygulandıgını anlatmak için kullanılan bir merkez olusturmak.

Kayseri Halkevi’nin Açılıs Hazırlıkları ve Açılısı

Kayseri Halkevi’nin  24 Haziran 1932’de törenle açılacagı haberine Kayseri Vilayet Gazetesi’nin23 23 Haziran 1932 tarihli  664 nolu nüshasında su cümleler ile yer verilmistir24:

“Kayseri Halkevi’nin açılma merasimi yarın saat on beste eski Türk Ocagı binasında yapılacaktır. Bu münasebetle makamı vilayetten bütün merkez daireleriyle devlet müesseselerine birer tezkere yazılmıs ve bilûmum devair rüesasiye memurlar ve muallimlerin hazır bulunmaları rica edilmistir. Halk Fırkası Türk milletinin tekâmül ve terakkisi için simdiye kadar takip ettigi mesâi sahalarında nasıl müspet eserler vücuda getirmis ise halk evlerini teskil ve tesis etmekle de vatanımıza çok mühim ve çok yüksek bir feyiz kapısı açmıstır. Halkevinde bilâistisna her sınıf halkımız toplanacak millî ve içtimaî bütün ihtiyaçlarımızı ortaya koyacak, feyizli neticeler elde etmege çalısacaktır. Bu evde ilmin, fennin her subesine mensup olan zevat meslek ve ihtisasları dairesinde vatana faydalı olan faaliyet sahasına atılacaklar ve bütün kudretlerini sarf edeceklerdir. Alimlerimiz, fen müntesiplerimiz, sairlerimiz, ediplerimiz, muharrirlerimiz, pedagoglarımız, muktesitlerimiz, tacirlerle sanatkarlar ve çiftçilerimiz hep bir yerde bir emel, bir gaye için çalısacaklar, vatanın ikbal ve istikbalini düsünen dimaglar nurlarını saçacaklardır. Hülasa:halkevi tarihi hayatımızda millî ve içtimaî tekamüllerimizi temin eden mühim bir amil olacaktır. Halkımızı bu mukaddes ve mukaddes emellerimiz ve gayelerimiz için davet ederiz. Bu daveti büyük bir vazife telakki ettik.”

Kayseri Halkevi 24 Haziran 1932’de saat 15.00’de eski Türk Ocagı binasında parlak bir törenle açılmıstır. Halkevi’nin açılıs programı söyle olmustur25:

1-Istiklâl Marsı,

2-C.H.F. Müfettisi ve Aydın Mebusu Agah Sırrı Levend’in açılıs nutku,

3-Kurdele kesilmesi ve davetlilerin Halkevi salonunda dinlenmesi,

4-Radyodan Basvekilin konusmasının dinlenmesi,

5-Halkevi Baskanı Resit Özsoy’un açılıs konusmasının dinlenilmesi

6-sair Behçet Kemal Çaglar’ın siir okuması

Nitekim Kayseri Halkevi yukarıdaki gazete ilanından da anlasılacagı üzere 24 Haziran 1932 günü saat 15.00’da eski Türk Ocagı binasında26 faaliyete geçmistir. Aynı gün C.H.Fırkası Umumî Kâtibi Kütahya Mebusu Recep Peker’in bir nutkuyla 19 halkevi  daha açılmıstır. Bu halkevleri sunlardır27: Antalya, Bilecik, Içel, Edirne, Kastamonu, Kırklareli, Kütahya, Rize, Sinop, sebinkarahisar, Trabzon, Giresun, Ordu, Zonguldak, Gaziantep, Kocaeli, Yozgat, Van ve Tekirdag Halkevi. Böylece 1933’ün 24 Haziran’ında açılan 20 halkevi ile tüm ülkede o vakte kadar açılmıs ola halkevlerinin sayısı 55’i bulmustur.

Kayseri Halkevi’nin  Idari Yapısı

Kayseri Halkevi ilk açıldıgı gün itibarıyla dokuz subesini de faal olarak hayata geçirmistir28. Ancak kurulusunun ilk aylarında kayıtlı üye sayısında bazı sıkıntılar yasandıgı Kayseri Vilayet Gazetesi’ne verilen “Halkevine Çagrı” ilanlardan anlasılmaktadır29. Halkevi’nin ilk Idare Heyeti su isimlerden olusmustur30:

1932-1934 yılları arasında Halkevi’nin aktif olarak faaliyet gösteren 9 subesinin baskan ve üyeleri su isimlerden olusmustur31:

Kayseri Halkevi Baskanları

24 Haziran 1932’de açılan Kayseri Halkevi’nin ilk baskanı Resit (Özsoy) Bey’dir. Resit Bey, V, VI, VII ve VIII. dönemlerde C.H.P. Kayseri Milletvekilligi de yapmıstır. Resit Özsoy 1932, 1933 ve 1934 yıllarında Halkevi Baskanlıgı görevini sürdürmüstür. 1935 yılında ise Halkevi’nin Baskanlıgına Kayseri’nin ilk avukatlarından birisi olan Naci Özsan getirilmistir. Halkevinin açık oldugu 1932-1950 yılları arasında en uzun süreyle Halkevi Baskanlıgı görevini sürdüren kisi Naci Özsan olmustur. Naci Özsan 1935’den 1940 yılının Mart ayı baslarına kadar bu görevini devam ettirmistir. 1940 yılının Mart ayında ise Halkevi Baskanlıgı görevine Hayrullah Ürkün getirilmistir. Hayrullah Ürkün, 1900 yılında Kayseri’de dogmus, 06.02.1974 yılında vefat etmistir. 30.09.1936-16.04.1938 yılları ile 04.02.1938-29.03.1939 yılları arasında Kayseri Belediye Baskanlıgı görevinde de bulunmustur. Ayrıca sekizinci dönem  Kayseri Milletvekili olarak da mecliste görev yapmıstır32. 1941 tarihinden itibaren Kayseri Halkevi Baskanlıgı görevini dönemin Kayseri Lisesi Müdürü Ömer Sıtkı Erdi33 üstlenmistir. Ömer Sıtkı Erdi’nin Halkevi’nin baskanlıgına seçilmesi “Erciyes”’te su cümleler ile dile getirilmistir34:

“Lise direktörü Ömer Sıtkı Erdi sempati ve sevgilerini kazandıgı bütün kültür ailesi ile birlikte Halkevi’nin basına geçmistir. Sayın reise islerinde muvaffakiyet temenni ederken eski baskanımız Hayrullah Ürkün’e de birkaç yıllık feregatkar çalısmalarından dolayı tesekkür etmeyi de bir borç biliriz”

Ömer Sıtkı Erdi’nin Halkevi Baskanlıgı yaklasık iki yıl kadar sürmüstür. Ömer Sıtkı Erdi’nin Bursa’ya tayin edilmesi nedeniyle Halkevi Baskanlıgı’na 1942 yılının Kasım ayından itibaren C.H.P. Il Idare üyelerinden Fevzi Kızıklı getirilmistir35. Fevzi Kızıklı’nın Halkevi Baskanlıgı görevi uzun süreli olmamıstır. 1943‘ün baslarında Halkevi Baskanlıgı’na vekaleten Nazmi Akyurt getirilmisse de 1943 yılının Mayıs ayının son günlerinde  Halkevi Baskanlıgı’na C.H.P. Vilayet Idare Heyeti Baskanı Feyzullah Karakimseli getirilmistir. Feyzullah Karakimseli, elli yıla yaklasan meslek hayatında çesitli okullarda ögretmenlik ve yöneticilik görevlerinde bulunmus deneyimli bir kisi olarak bu göreve seçilmistir36. Feyzullah Karakimseli’nin de Halkevi Baskanlıgı uzun süreli olmamıs, 1944 yılının sonuna, 1945 yılının basına dogru Halkevi Baskanlıgı’na o vakitte Kayseri Lisesi Müdürü olan Resat Oguz37 getirilmistir. Resat Oguz da yaklasık olarak iki yıl kadar bu görevde kalmıs ve 1947’de Halkevi Baskanlıgı görevine Tacettin Tacettinoglu getirilmistir. 1948 yılının Nisan ayının baslarında Halkevi Baskanlıgı görevine C.H.P. Il Idare Heyeti tarafından Kazım Özyedekçi getirilmistir38. 1919 dogumlu olan Kazım Özyedekçi, 1937 yılında Sivas Ögretmen Okulu’nu bitirerek ögretmenlige  baslamıs, 1939 yılında da Gazi Egitim Enstitüsü’nü bitirerek Mus, Bartın ortaokullarında, Kayseri ve Gaziantep Erkek Sanat Enstitülerinde Türkçe ögretmenligi yapmıstır. Önceleri soyadı “Özyedekçi” iken daha sonra “Yedekçioglu” soyadını almıstır39. 1949 yılında Halkevi Baskanı Kazım Özyedekçi’nin tayininin bir baska ile çıkması üzerine Halkevi Baskanlıgı görevine o dönemde Kayseri’nin genç hukukçulardan birisi olan C.H.P. Merkez Ilçe Idare Kurulu Baskanı Mustafa Tütüncü getirilmistir. Mustafa Tütüncü bu görevine 1949 yılının Mayıs ayında baslamıstır40. C.H.P. Il Idare Kurulu’nun 10.07.1950 tarihinde almıs oldugu bir karar ile Kayseri Halkevi’nin 01.08.1950 tarihinden itibaren faaliyetini durdurmasına kadar geçen süre içersinde Halkevi Baskanlıgı görevini Mustafa Tütüncü üstlenmistir.

Kayseri Halkevi subelerinin Faaliyetleri (1932-1950)

Dil ve Edebiyat subesi: Halkın “umumî” bilgisini arttırmak, parti ilkeleri dogrultusunda  yurt sevgisi ve yurttaslık anlayısını yükseltecek konusma ve konferanslar hazırlamak, halk arasında yasayan ancak yazı ve edebiyat dilinde kullanılmayan kelimeleri, terimleri, masalları, atasözlerini arastırmak, Türkçe söz ve tabirleri derlemek; çesitli sahalarda ün yapmıs Türk büyüklerini anmak, dergi ve benzeri yayınlarla Türk dilinin gelismesine çalısmak ve bu yayınları çevreye dagıtarak halkın bilinçlenmesini saglamak bu subenin en önemli görevi olarak kabul edilmistir. sube, bu görevini yerine getirebilmek amacıyla çok sayıda ve çesitli konularda konferanslar düzenlemis, 1932-1937 yılları arasında 284, 1937-1950 yılları arasında da 113 konferans tertiplemistir. 1941 yılından itibaren Halkevi’nde “Serbest Konusmalar Geceleri”ni düzenleyerek isteyen herkese diledigi bir konuda konusma fırsatını vermistir. Ayrıca yine 1940’lı yıllardan sonra sehrin belirli noktalarına tesis edilen hoparlörler vasıtasıyla Halkevi’nde verilen konferans, söylev ve temsiller ile radyodaki önemli haberler Halkevi’ne gelemeyenlere dinlettirilmistir. Belirli gün ve haftalarda ünlü Türk büyüklerini  anma ve önemli tarihi günleri kutlama programları da düzenlenmis, basta Çanakkale Zaferi, Atatürk’ün Kayseri’ye ilk gelisi (Atatürk Günü), I. ve II. Inönü Zaferleri, Sakarya Savası, 30 Agustos Zaferi, Montrö Antlasması gibi önemli tarihi olayların yıldönümleri kutlanmıs, Atatürk, Ziya Gökalp, sinasi gibi Türk tarihine damgasını vurmus olan sahsiyetler için anma programları düzenlenmistir. Bu faaliyetlere ek olarak halkın dil ve edebî sahada yeteneklerini gösterebilmesi ve yeni Türk alfabesinin yaygınlasması amacıyla hikaye, güzel yazı yazma ve siir yarısmaları da tertiplenmistir41.

Güzel Sanatlar subesi: Halkın güzel sanatlara karsı ilgisini arttırmak, bunlarla ilgilenenleri bir çatı altında toplamak, millî ve mahalli türküleri tespit ve derlemenin yanısıra halk arasında çagdas ve çok sesli müzigin yerlesmesini saglamak bu subenin baslıca görevi olarak kabul edilmistir. Halkevi’nin bu subesi 1932-1950 yılları arasında özellikle müzik ve resim alanlarında faaliyet göstermis, 1932-1937 yılları arasında 133 konser vermis, müzige hevesli gençlere, caz, alaturka ve alafranga müzik alanında nota, keman, saz kursları açmıs, Gesi Bagları, Germir Bagları, serif Hanım, Kar Bürümüs, Erkilet gibi 14 mahalli türkünün derlenerek notaya geçirilmesini saglamıstır. Özellikle kadınlara yönelik olarak onbes günde bir Halkevi salonunda ücretsiz sinema filmleri gösterilmis, ayrıca umuma yönelik filimler de seyrettirilmistir. Bu tür faaliyetler sayesinde çok sayıda vatandasın Halkevi’ne gelmesi temin edilmistir. 1940 yılı içersinde 7 konser verilmis, ayrıca Gösteri subesi’nin düzenledigi müsamerelere de istirak edilmistir. Bundan baska keman, san, nota kursları açılarak yetenekli ve istekli olanların bu kurslara devam etmeleri temin edilmistir. 1942 yılında  nota, keman ve san kursları  ile müzige ilgi duyan kabiliyetli vatandasların bu ilgilerinin arttırılmasına çalısılmıstır42. Bir yıl içersinde 2700 kisiye 9 konser dinletilmistir. Yine 60 kisinin kursiyer olarak katıldıgı bir resim kurusu açılmıstır. Halkevi’nde açılan resim yarısması neticesinde derece alan bir resim Ankara’ya gönderilmis ve Ankara Halkevi’nin resim sergisinde de bu resme ödül verilmistir43. 1944 yılında  nota, keman ve caz kurslarına devam edilmis, muhtelif gün ve tarihlerde alaturka ve alafranga 8 konser verilmis ve diger subelerin faaliyetlerine yardımcı olunmus, iki resim sergisi açılmıs, 10 aile toplantısı tertiplenmistir44. Bu sube 1946 yılında üç kol üzerinden çalısmalarına devam etmistir. Müzik kolu, yapılan her toplantıya aktif olarak katılmıs, gerek solo ve gerekse de koro olarak çesitli programlar hazırlamıstır. Resim kolu tarafından bir resim sergisi açılmıs, Ingiliz Kültür Heyeti tarafından gönderilen resimler Halkevi’nin salonunda teshir edilmistir. Yine Halkevi’nin üst katında bulunan salonlardan birisinde Atatürk ve Ismet Inönü kösesi, idareciler ve yazarlar kösesi gibi daimi bir resim sergisi açılmıstır45. 1949 yılı  Güzel Sanatlar subesi’nin en aktif oldugu bir dönem olmustur . Bu yılda;

1-Üçer ay devam eden iki devre saz kursu açılmıs ve otuz kisiye nota ile saz dersi verilmistir.

2-Iki defa halk gecesi tertip edilmistir.

3-On defa saz gecesi düzenlenmistir. Her ayın onbesinde  bu gecelerin yapılmasına devam edilmistir.

4-Hoparlör tesisatının tamamlanmasından sonra Cumartesi günleri saat 14:00-16:00 arası, pazar günleri 13:00-15:00 arası düzenli olarak müzik, siir yayını yapılmıs ve bu yayınların yapılmasına devam edilmistir.

5-Gösteri subesi tarafından verilen altı müsamerede görev alınmıstır.

6-Bes kisilik bir ihtisas kolu teskil edilmis, on iki yerli türkü notaya alınmıstır. Bu türkülerin bazıları sunlardır: Germir Bagları, serif Hanım, Kar Bürümüs, Süpürgesi Yoncadan, Sabah Olur, Gesi Bagları, Erkilet, Talas Altı Haymana, Mezar Arasında46.

7-Klasik Türk Musiki Kolu, sesi güzel üç çocuga usul ve makam ögretmis ve bütün müzik faaliyetlerinde görev almıstır. Haftada üç gün çalısmalarına düzenli olarak devam etmistir.

8- Caz kolu da dügün ve temsillerde, toplantılarda çesitli görev almıs ve bu görevleri yerine getirmistir47.

Gösteri subesi: Halkı güzel ve serbest konusmalara alıstırmak, onların fikir, sanat ve dil terbiyelerine yardım etmek, ülke ve toplum için faydalı telkinlerde bulunmak maksadıyla C.H.P. Genel Idare Heyeti tarafından tespit edilen oyunları ve filmleri halka sunmak, kukla ve Karagöz gibi sahne ve halk sanatlarının gelistirilmesini saglamak bu subenin baslıca görevi olarak kabul edilmistir. Gösteri subesi tarafından 1932-1937 yılları arasında 136 temsil verilmis, 1932-1950 yılları arasında da 27 farklı oyun sahneye konulmustur. Bu oyunların bazılarının isimleri sunlardır: Istiklâl, Akın, Kahraman, Köy Muallimi, Mete, Inkılâp Çocukları, Mavi Yıldırım, Devrim Yolcuları, Kozanoglu, Bir Doktorun Ödevi, Tas Parçası, Egitmen, Hasbahçe, Babür sahın Seccadesi, Akıl Taciri, Imralının Insanları, Yanlıs Yol, Gördügüm O Cihan, Istiklâl, Akıl Taciri, Istiklâl Ugrunda. Bu subenin 1938 yılı içerisinde vermis oldugu temsillerin sayısı 29 olmustur. Bu gösterileri toplam 19.434 kisi izlemistir. Bu subenin 1938’de yapmıs oldugu faaliyetlerden Behçet Kemal Çaglar tarafından “Ülkü”de yazılan bir yazıda övgüyle bahsedilmistir48. 1940 yılında C.H.P. tarafından halkevlerinde oynanması kararlastırılan piyeslerden 7 tanesi Halkevi salonunda sahneye konulmustur. Bu piyeslerin bir çogu izleyicilerden gelen yogun istek üzerine birkaç kez oynanmıstır. Ayrıca halka ücretsiz olarak 3 sinema filmi gösterilmistir. 1941 yılının en aktif ve en çok faaliyette bulunan subesidir. Yaz sıcaklıgında çesitli köylere gidilmis, bayan eleman bulmakta duyulan sıkıntıya ragmen bir yıl boyunca toplam 22 gösteri sahneye konulmustur49. 1944 yılı içerisinde halkevi sahnesinin birçok eksikligine ve bayan eleman bulmakta yasanan sıkıntıya ragmen 14 piyes sahneye konulmustur. Bu piyeslerden bazıları iki veya üç defa tekrarlanmıstır. 1946 yılında ise muhtelif günlerde 8 temsil verilmistir. Ayrıca millî bayramlarda hazırlanan programlara istirak edilmistir. 1948 yılının son sekiz aylık dilimi içerisinde sube üyeleri tarafından “Alparslan”, “Istiklâl Ugrunda”, “Vatan ve Vazife”, “Kozanoglu” piyesleri oynanmıstır. Bunlardan “Alparslan” ve “Istiklâl Ugrunda” piyesleri Bünyan’da ve Pazarören’de de sahnelenmistir. Ayrıca her hafta Pazar günleri, gerek bu subenin üyelerinin ve gerekse de hevesli ve yetenekli gençlerin hazırladıkları skeçlerin hoparlörlerle yayınlanmasına karar verilmis ve bu sube Baskan Nedime Ergül’ün nezaretinde çalısmalarını sürdürmüstür50.

Spor subesi: Gençlerin spora karsı egilim ve heveslerini kuvvetlendirmek, sporun bilimsel temellere oturtulmasını ve planlı olarak yapılmasını saglamak ve böylece ülkeye saglıklı, ahlâklı ve dürüst insanlar yetistirmek, ulusal spor bayramları düzenleyerek halkın spora ilgisini arttırmak bu subenin görevleri arasında sayılmıstır. Spor subesi tarafından bir futbol takımı kurulmus, Erciyesspor ve Yılmazspor adlı iki futbol kulübünün kurulmasına da yardımda bulunulmustur. Kayseri’de bulunan spor takımları arasında çesitli müsabakalar tertiplenmis, dereceye giren kulüp ve sporculara çesitli ödüller verilmistir. Ayrıca futbolun yanısıra dagcılık ve kayak gibi diger spor branslarında da  faaliyet gösterilmis, Kayseri Dagcılık ve Kıs Sporları Kulübü’nün kurulusuna katkıda bulunulmustur.  Hem spor ve hem de saglık amacıyla Erciyes’e tırmanıslar düzenlenmis, Tekir’e, Talas’a çesitli geziler ve yürüyüsler yapılmıstır. 1942 yılının Agustos ayı içersinde Ankara’dan gelen kafile ile Erciyes’in zirvesine tırmanma gezisi yapılmıs ve bu gezi üç gün devam etmistir. Kıs döneminde 5 defa kayak gezisi düzenlenmistir51. Yaz aylarında dag, kıs aylarında ise kayak gezilerine devam edilmistir. 11 defa kayak, 4 defa da dag gezisi düzenlenmis, bir defa da Erciyes’in zirvesine 35 kisilik grup ile çıkılmıstır52. 1947 yılında Bölge Spor Müdürlügü ile isbirligine devam edilmis, bilhassa kıs ve dag sporlarına önem verilmis 7 defa dag, 13 defa kayak gezisi yapılmıs ve diger spor kulüplerine yardımcı olunmustur. Tertiplenen Halkevi kupa maçları sonunda birinci gelen kulübe çesitli ödüller verilmistir53.

Içtimaî Yardım subesi: Kimsesiz ve muhtaç ögrencilerin koruma altına alınması, yardıma muhtaç kimselerin ihtiyaçlarının temini, issizlere is bulunması  bu subenin görevleri arasında sayılmıstır. 1932-1937 yılları arasında 1500 kisiye toplam 3.585 TL yardımda bulunulmus, 2486 hastanın muayene ve tedavisi yaptırılmıstır. Yardıma muhtaç ögrencilere yiyecek, giyecek ve egitim-ögretim araçlarının temin edilmesi hususunda yardımcı olunmustur. 1938 yılında 356 yoksul ögrencinin elbise ihtiyacı karsılanmıs, ihtiyaç sahiplerine  750 liraya kadar varan nakdî yardımda bulunulmustur. 1940 yılında ülkemizde yasanan deprem felaketi nedeniyle Kayseri’de iskan edilen depremzedelere çesitli yardımlarda bulunulmustur. Açılan poliklinikte bir sene boyunca 764 fakir hasta ücretsiz olarak muayene edilmis, birçok hastanın da Memleket Hastanesi’nde tedavi edilmesi saglanmıstır. Halkevi’nin himayesinde egitimini sürdüren ve bu sene ortaokul ikinci sınıfa birincilikle geçen Kemal Özgen adlı ögrencinin tüm masrafları karsılanmıstır. Ayrıca Kız Enstitüsü’nde 6, Lise ve Ortaokulda 4 fakir ögrencinin zarurî masrafları yine Halkevi’nin Içtimaî Yardım subesi tarafından karsılanmıs, bu ögrencilerin 3 tanesine elbise diktirilmistir. Diger illerden halkevlerinin yardımı ile Kayseri’ye gelen 4 vatandasın zarurî masrafları karsılanarak gidecekleri yerlere gönderilmistir54. 1941 yılında ilk, orta ve lise ögrencilerinden olusan toplam 15 kisiye malzeme yardımında bulunulmus, 7 çocuga elbise ve ayakkabı alınmıstır55. 1944 yılında hayırseverlerin yaptıgı yardımlar ile müsamerelerden elde edilen 5000 liraya yakın bir para ile 72 kisi ve fakir talebeye 1000 lira kadar bir para yardımı yapılmıstır. 23 Nisan’da bütün okullardaki 600 ögrenciye Vilayet yardımı ile elde edilen kaput bezinden yapılan iç çamasırı ve gömlek yardımında bulunulmustur. Ayrıca 1000’den fazla aileye birer kilo bulgur, pekmez, birer kalıp sabun ve yarımsar kilo yag ile bazı ailelere de iç çamasırı vermek sureti ile yardımda bulunulmustur. Yine ilk, orta ve lisedeki fakir ögrencilere 400 metre kırzel, bazılarına ayakkabı ve bir kaçına da elbise yardımı yapılmıs, Kız Enstitüsü’ndeki 15 yoksul ögrenciye ders malzemesi verilmistir56. 1946 yılında 30 kisiye 520 lira para yardımında bulunulmustur. 26 ögrenciye zorunlu gider olarak 675 lira nakdî yardımında bulunulmus, 10 fakir hastanın reçete bedeli ödenmis  ve 95 fakir ögrenciye iç çamasırı yardımında bulunulmustur. Mahalle muhtarları ile Halkevi’nin salonunda toplantı yapılarak her mahalledeki fakirlerin listesi çıkarılmıstır57. 1947 yılında ise bütçesinden ayırdıgı 1500 lira ile ögrenci yurdunda kalan ögrencilere yiyecek ve odun-kömür yardımında bulunulmus, 13 kisinin yol masrafları karsılanmıs, bir çok yoksul hasta ücretsiz olarak tedavi ettirilmistir58.

Halk Dershaneleri ve Kurslar subesi: Halk egitimine yönelik olmak üzere Türkçe okuma ve yazma kursları düzenlemek, halkın bilgisini ve görgüsünü arttıracak, belirli meslekleri ögretecek, el becerilerini gelistirecek kurslar düzenlemek bu subenin görevleri arasında sayılmıstır. Bu nedenle öncelikle okuma ve yazma kursları düzenlenmis, okuma yazma bilmeyen vatandaslara bu kurslar aracılıgı ile okuma-yazma ögretilmistir. Bütünlemeye kalan ögrencileri sınavlara hazırlamak amacıyla Ingilizce, Fransızca, Almanca, Fizik, Kimya ve Matematik derslerinden kurslar açılmıstır.  Halka yönelik, muhasebe, motor bilgisi ile belediyede çalısanlara ve esnafa yönelik olmak üzere yeni ölçü ve tartıların ögretildigi çesitli kurslar açılmıstır. Bayanlara yönelik olarak da biçki, dikis ve steno kursları açılmıstır. Ayrıca Güzel Sanatlar subesi ile birlikte nota, saz, keman gibi çesitli kurslar da düzenlenmistir. 1941 yılında bu sube tarafından birisi bayanlara ait olmak üzere üç adet okuma-yazma kursu, bir Almanca, bir Fransızca, bir muhasebe, bir de biçki-dikis kursu açılmıstır. Bayanlar için açılan okuma-yazma kursuna 36 kisi, erkekler için düzenlenen okuma-yazma kurslarının ilkine 42, ikincisine 17 kisi katılmıstır. Almanca kursuna 47, Fransızca kursuna 31, muhasebe kursuna 69 ve biçki-dikis kursuna toplam 34 kisi istirak etmistir. Bunlardan kadınlar için açılan okuma-yazma kursunun sınavına 30 kisi girmis, 17’sine belge verilmistir. Erkekler için açılan kursunun ilkinin sınavlarına 25 kisi girmis, 10’una belge verilmistir. Ikinci kursun sınavlarına ise 15 kisi girmis bunların 8’ine belge verilmistir. Almanca kursunun sınavlarına 10 kisi girmis, sınava giren adayların tamamına belge verilmistir. Fransızca kursunun sınavlarına 15 kisi girmis, bunların 11’ine belge verilmistir. Biçki-dikis kursunun sınavlarına ise 22 kisi girmis 15’ine belge verilebilmistir. Neticede Halkevi’nin bu subesi tarafından düzenlenen kurslara 1941 yılının ilk altı aylık döneminde toplam 286 kisi kaydolmus, bunların 139’u sınavlara girmis, sınavlara girenlerin 79’una da belgeleri verilmistir59. 1942 yılında Halkevi’nde ve cezaevinde açılan okuma-yazma kurslarına 85 kisi devam ederek  bu kurslarda okuma-yazma ögrenmislerdir. Iki devre seklinde açılan Ingilizce, Almanca ve Fransızca kurslarına 275 erkek ve 18 bayan kursiyer katılmıstır60. 1944 yılında Bir devre Fransızca kursu açılmıstır. Okuma-yazma kurslarına devam edilmis, 75 kisiye okuma-yazma ögretilmeye çalısılmıstır61. 1946 yılında açılan okuma-yazma kurslarında dört ay içersinde hiç okuma-yazma bilmeyen 45 kisiye okuma-yazma ögretilmistir. Ayrıca bir de Ingilizce kursu açılmıs ve bu kursta 25 kisiye Ingilizce ögretilmistir. Halk Dershaneleri ve Kurslar subesi’nin 1946 yılında yapmıs oldugu çalısmalar,  “C.H.P. 1946 Yılında Halkevleri ve Halkodaları” adlı eserde taktirle karsılanmıstır62.

Kütüphane ve Nesriyat subesi: Bu sube, Halkın okuma ihtiyacını karsılamak için büyük kütüphaneler kurmak, gezici kütüphaneler olusturmak Halkevi’nin yayınlarını bastırmak amacıyla görevli kılınmıstır. 1932 yılında Halkevi ilk açıldıgı zaman  Kütüphane ve Nesriyat subesi’nde 210 kitap ve 312 mecmua bulunmaktaydı. Bu sayı zaman içersinde 6464 kitap ve mecmuaya kadar çıkmıstır. sube tarafından üç adet gezici kütüphane kurulmus, Zincidere Köyü ve Kayseri Cezaevi’nde okuma odaları açılmıstır. 1 Mart 1938 tarihinden Mart 1950 tarihine kadar  toplam 85 sayı çıkacak olan Halkevi’nin yayın organı olma özelligini tasıyan “Erciyes Dergisi” çıkarılmıstır. Nesriyat Kolu tarafından 1950 yılına kadar 21 eser yayınlanmıs, çesitli brosürler bastırılarak bu brosürler köylülere, çiftçilere ücretsiz olarak dagıtılmıstır. 1942 yılı içersinde 5173 ögrenci, 382 ögretmen ve 4000 diger meslek sahibi birey kütüphanedeki kitaplardan yararlanmıs, 7000’den fazla vatandas da gazete ve mecmua okumustur63.

Köycüler subesi: Köylerin iktisadi, sosyal, saglık ve estetik açılardan gelismesi, kentli ile köylü arasında dayanısma duygularının güçlendirilmesi ile görevli olan bu sube üyeleri, bu amaçları yerine getirebilmek üzere köylere gitmis, köylülerin ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek bu ihtiyaçlara çesitli çözümler getirmis ve temsiller, gösteriler ve konferanslar yoluyla onları bilinçlendirmeye çalısmıstır.  Tavlusun, Argıncık, Talas, Kıranardı, Gesi, Erkilet gibi Kayseri’ye yakın köylere geziler tertip edilmistir. Köylerden sehre gelen köylülere sehirdeki islerinde yardımcı olunmus, Halkevi’nde açılan poliklinikte (muayene odası) ihtiyaç sahibi hastalar ücretsiz olarak muayene ve tedavi ettirilmis, ilaçları karsılanmıs, gerektiginde köylülere nakdî yardımda bulunulmustur. 1941 yılı içerisinde toplam 8 köy gezisi yapılmıstır. Bu köylere doktor ve ilaç götürülmüstür. Köylü ile bu geziler vasıtasıyla yakın temas kurulmus, onların sorunları, ihtiyaçları belirlenmis ve beklentilerinin neler oldugu tesbit edilmistir64. 1944 yılında 3 köy gezisi tertip edilmis, çiftçiye ve bahçe sahiplerine her zaman zarar veren tırtır ve kevzi hasaratının imhası ile zararlarından korunma çarelerini belirten birer brosür bastırılarak dagıtılmıstır65. 1947 yılında ise bagcılık ve bahçecilik hakkında küçük brosürler hazırlanarak köylü ve çiftçilere ücretsiz olarak dagıtılmıstır. sehre gelen köylünün isleri takip edilmis, hastaları tedavi ettirilmistir. Toprak bayramı programının zengin bir sekilde hazırlanmasına ve uygulanmasına çalısılmıstır66.

Tarih ve Müze subesi: Bu sube, bulundugu bölgedeki tarihsel ve kültürel zenginliklerin ortaya çıkarılması ve korunması ile görevlendirilmistir. Kayseri’de bulunan Hitit ve Selçuklu dönemlerine ait eser ve kalıntılar tespit edilerek tetkîkleri yapılmıs ve bunların koruma altına alınarak Kayseri Müzesi’ne kazandırılması için çaba gösterilmis, Kayseri Vilayet Gazetesi ile Erciyes Dergisi’nde bu tarihi eserler ile ilgili çok sayıda makale ve güncel yazılar yayınlanmıstır67. 1941 yılında millî folklör üzerinde yapılan çalısmalara hız verilmis atasözleri, halk hikayeleri ve masallar derlenmistir. Mahalli oyunların neler oldugu tesbit edilmeye çalısılmıstır. Özellikle köylere yapılan gezilerde derleme faaliyetleri ön planda tutulmustur. Eski ve mahalli dokumalar ile kostümlerden olusan bir müzenin 1942 yılında açılabilmesi için çalısmalara hız verilmistir68.  1942 yılında ise Kayseri ve civarında bulunan tarihi eser ve abidelerin tetkîkine devam edilmis, millî ve tarihi eserlerin müzeye konulması için çalısmalara devam edilmistir69. Tarih ve Müze subesi’nin 1942 yılında Dil, Edebiyat subesi ile isbirligi içinde yapmıs oldugu faaliyetlerden 1943 yılında C.H.P. tarafından çıkarılan bir eserde övücü sözlerle bahsedilmistir70. Yine Halkevi’nin yapmıs oldugu tarihi ve folklorik çalısmalar, bir baska eserde de taktir ile karsılanmıstır71.

Kayseri Halkevi’nin Yayınları

“Kayseri Halkevi Armaganı”: Eser, 29 Birincitesrin (Ekim) 1933 yılında Kayseri’de Yeni Matbaa tarafından basılmıstır. Halkevi tarafından yayınlanan ilk eser olma özelligi tasımaktadır. Toplam 28 sayfadan ibarettir.

“Kayseri Halkevi Armaganı”: Eser, 29 Birincitesrin 1934 yılında Kayseri’de Yeni Matbaa tarafından basılmıstır. 49 sayfadan ibaret olan küçük bir eser olma niteligi tasımaktadır.

“Kayseri Sözlügü”: Dil, Tarih, Edebiyat subesi Baskanı H. Hüsnü Irkılata tarafından 1934 yılında yazılmıs ve Kayseri Yeni Matbaa’sı tarafından 95 sayfalık bir eser olarak basılmıstır

“Tavlusun Köyü”: Halkevi’nin Müze ve Sergiler subesi üyelerinden Ögretmen Kazım Özdogan tarafından 1936 yılında yazılmıs ve Kayseri Vilayet Matbaası tarafından basılmıstır.

“Germir Köyü”: Kayseri Valisi Adli Bayman’ın baskanlıgı altında Halkevi’nin tertip ettigi köy gezileri serisinin ikinci kitabıdır ve Ögretmen Kazım Özdogan tarafından 1937 yılında yazılmıs olup Kayseri Vilayet Matbaası tarafından 13 sayfalık bir kitapçık olarak basılmıstır.

“Mimarsinan Köyü”: Kayseri Valisi Adli Bayman’ın baskanlıgında 15.11.1936 Pazar günü 11’ibayan 30’u erkek toplam 41 kisilik kafilenin Mimarsinan Köyü’ne yapmıs oldugu yaya gezisinin kafilede bulanan Halkevi Müze ve Sergiler subesi üyelerinden Etiler Ilkokulu Basögretmeni Kazım Özdogan tarafından kaleme alınması ile olusan bir eserdir.

“Argıncık Köyü”: Halkevi Idare Heyeti’nin Kayseri Valisi Adli Bayman’ın baskanlıgında 18.0.1936 Pazar günü tertip ettigi yaya köy gezisi serisinin dördüncü kitabıdır. 1937 yılında Kayseri Vilayet Matbaası  tarafından 17 sayfalık küçük bir eser olarak basılmıstır.

“Talas”: Kayseri Valisi Adli Bayman’ın baskanlıgı tarafından Halkevi tarafından 29.11.1936 ‘da Talas’a yapılan yaya köy gezileri serisinin besinci kitabı olan bu eser,1938 yılında Kayseri Vilayet Matbaası tarafından 26 sayfalık bir kitapçık olarak basılmıstır.

“Üç Devrin Hülasası”: Eser, 1938 yılında Kayseri’de Vilayet Matbaası tarafından 16 sayfa olarak basılmıstır. Ferruh Akdamar’ın 1938 yılında Halkevi’nde vermis oldugu konferansın metninin Halkevi tarafından kitap haline getirilmesi ile bu eser ortaya çıkmıstır.

“Adabı Muaseret”: Eser, Kayseri Maarif Müdürü (Il Millî Egitim Müdürü) Hüsnü Savascin’in 1938 yılında Halkevi’nde vermis oldugu konferansın metninin Kayseri Vilayet Matbaası tarafından basılması ile ortaya çıkmıstır. 23 sayfalık küçük bir kitapçıktır ve ücretsiz olarak Halkevi Idare Heyeti tarafından okuyuculara dagıtılmıstır.

“Riyazi Kadınlar”: Halkevi’nde verilen konferansların kitap haline getirilmesi ile tesekkül eden serinin üçüncü kitabıdır. 1938 yılında Kayseri Vilayet Matbaası tarafından 11 sayfalık küçük bir eser olarak basılmıstır.

“Yunus Emre, Kayseri Halkevi Baskanı Avukat Bay Naci Özsan”: Bu eser, Halkevi’nde 1938 yılında verilen iki ayrı konferansın metinlerinin bir kitap içerisinde bir araya getirilmesi ile ortaya çıkmıstır. 10 sayfalık bir brosür niteligi tasıyan bu kitap, 1938 yılında Kayseri Vilayet Matbaası tarafından basılmıstır

“Arzın Mensei”: Halkevi’nde verilen konferansların kitaplastırıldıgı serinin altıncı eseridir. Kayseri Lisesi Terbiye Ögretmeni sefik Baykal’ın “Arzın Mensei” adlı konferansının yine aynı isimle Halkevi tarafından Kayseri Vilayet Matbaası’na 1938 yılında 10 sayfalık bir kitapçık olarak bastırılması ile ortaya çıkan bir eser olma özelligi tasımaktadır.

“Anadolu Selçuklularından Kayseri Ve Civarını Ilgilendiren Notlar”: Bu eser, Hüseyin Hüsnü Kılkıs’ın Halkevi’nde vermis oldugu konferansın Halkevi Idare Heyeti tarafından 1939 yılında Halkevi yayını olarak kitap haline getirilmesi ile olusmustur. Kayseri Vilayet Matbaası tarafından 24 sayfalık küçük bir kitap olarak basılmıstır.

“Anadolu Türk Beylikleri Devrinde Kayseriyi Ilgilendiren Notlar”: Bu eser de Hüseyin Hüsnü Kılkıs’ın Halkevi’nde vermis oldugu konferansın Halkevi Idare Heyeti tarafından 1939 yılında Kayseri Vilayet Matbaası’na bastırılması ile olusan bir kitapçık olma  niteligi tasımaktadır. Kitap, toplam 13 sayfalık küçük bir brosür halinde basılmıstır

“Takvim Ve Tarihi”: Lise Tarih-Cografya ögretmenlerinden sefik Türker tarafından yazılmıs olup Halkevi tarafından 1940 yılında Sümer Matbaası’na 108 sayfalık bir eser olarak bastırılmıstır. Bu eser de sefik Türker’in Halkevi’nde vermis oldugu konferansın kitap haline getirilmesi ile (muhtemelen genisletilerek) ortaya çıkan bir eser olma niteligi tasımaktadır

“Halk Kürsüsünden Akisler”: Aydın Milletvekili Agah Sırrı Levend’in muhtelif yerlerde ve tarihlerde yapmıs oldugu konusmaların Kayseri Halkevi Dil ve Edebiyat subesi tarafından derlenip kitap haline getirilmesi ile olusan 144 sayfalık bir eserdir. 1941 yılında Bürhaneddin Matbaası tarafından Istanbul’da basılmıstır

“Kayseri Takvimi”: Eser, Lise Tarih-Cografya ögretmenlerinden sefik Türker tarafından yazılmıs, Halkevi Kütüphane ve Yayınlar subesi tarafından 1943 yılında 47 sayfalık bir kitapçık olarak Sümer Basımevi’ne Kayseri’de bastırılmıstır.

“Erciyes”: Kayseri Halkevi tarafından Mart 1938’de yayınlanmaya baslayan son sayısı Mart 1950’de çıkan dergidir. 12 yıllık süre ile içerisinde toplam 85 sayı yayınlanmıstır. Dergi, yayınlanmaya basladıgı Mart 1938 tarihinden Mart 1940 tarihine kadar Kayser Sümer Matbaası daha sonra ise Kayseri Vilayet Basımevi, Kayseri Erciyes Matbaası ve Kayseri Sümer Matbaası tarafından basılmıstır. Ilk sayısı 10 kurus olan derginin fiyatı daha sonra önce 15, sonra da 25 kurusa kadar çıkmıstır. Kapandıgında fiyatı 30 kurus idi. Dergide yayın hayatı boyunca ikinci hamur kagıt kullanılmıstır. Fotografların basıldıgı sayfalar kuse kagıttır. Ilk sayılarda fotograflara özellikle yer verilmis olup, son sayılara dogru kullanılan fotografların sayısı azalmıstır. Bu fotograflar da iyi bir baskı kalitesine sahip degildiler. Fotografların konusunu devlet ve il büyükleri olusturmustur. Fotograflardaki görüntü kaybı, görüntüdeki nesnenin net olarak anlasılmasını güçlestirmistir72.    

Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü Cumhuriyet Arsivi Belge No:409.1.838.311.1 numaralı arsiv belgesinde Kayseri Halkevi yayınları arasında 1945 tarihinde yayınlandıgı belirtilen “Belleten-I” ve “Belleten-II” adlı eserlerden de bahsedilmektedir. Ancak  tüm aramalara ragmen, küçük bir brosür seklinde basıldıgı tahmin edilen bu eserlere ulasılamamıstır73.

SONUÇ

Kayseri Halkevi 1932-1950 yılları arasında aktif olan dokuz subesi ile o dönemde Kayseri’nin önde gelen kültür merkezlerinin basında yer almıstır. Yaklasık 20 yıllık bu zaman dilimi içersinde Halkevi, Kayseri’de sosyal ve kültürel alanlarda devlet-halk bütünlesmesini temin etmek, aydın-halk yakınlasmasını saglamak, resmi devlet  ideolojisini ve cumhuriyet inkılaplarını daha genis kitlelere benimsetebilmek amacıyla önemli görevler üstlenmistir. Açmıs oldugu çesitli kurslarla, yapmıs oldugu çesitli yardımlarla toplumsal dayanısma ve isbirliginin güçlendirilmesi yönünde azımsanamayacak bir rol oynamıstır. Kayseri ve çevresinde yasatılan kelime, deyim, atasözü ve türküleri derlemis, halk egitimine yönelik mesleki ve ögretici nitelikte kurslar düzenleyerek zengin bir kütüphane kurmus ve Halkevi’nin süreli yayını olan “Erciyes” dergisini çıkararak bir egitim ve kültür kurumu olma niteligini de tasımıstır. Toplamıs oldugu yardımlar ve bagıslar ile yoksul halkın yiyecek, giyecek gibi temel ihtiyaçlarını karsılamaya çalısmıs, fakir ve yardıma muhtaç ögrencilerin de beslenme, barınma, araç-gereç gibi ihtiyaçlarını karsılamak için büyük bir özveriyle çalısmıstır.

Kayseri Halkevi, yukarıda dile getirilen bu nitelikleri nedeniyle, 1932-1950 yılları arasında Kayseri’de bir kültür yuvası, bir aydınlanma ve toplumsal dayanısma merkezi olarak faaliyette bulunmustur. Kayseri Halkevi C.H.P. Il Idare Kurulu’nun 10.07.1950 tarihinde almıs oldugu bir karar ile 01.08.1950 tarihinden itibaren faaliyetini durdurmustur.

 

KAYNAKLAR

A-Gazete ve Süreli Yayınlar

Hakimiyeti Milliye

Kayseri Vilayet Gazetesi

Erciyes

 

 

 

B-Arsiv Belgesi

Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü Cumhuriyet Arsivi, Belge No:409.1.838.811.1, Dosya No: 5. Büro.

C-Diger Birinci ve Ikinci Dereceden Kitap ve Makaleler

Ali Nejat Ölçen: Halkevlerinin Yokedilisi, Halkevleri Genel Merkezi Yayını, Ankara 1988.

Ali Rıza Önder: Kayseri Basın Tarih, Kayseri Isçi Kredi Bankası Kültür Yayınları No.2, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1972.

C.H.P. 1946 Yılında Halkevleri ve Halkodaları, Ankara 1947.

C.H.P. Halkevleri ve Halkodaları (1932-1942),  Aleaddin Kral Matbaası, Istanbul (Tarihsiz).

C.H.P. Halkevleri ve Halkodalarının 1940 Çalısmaları, Ankara 1941.

C.H.P. Halkevleri ve Odalarının 1942 Çalısmaları, Ankara 1943.

Cemalettin Canlı: Halksız ve Insansız  Bir Tarihin Halkevleri, Halkevleri Yayınları, Sezai Ekinci Matbaası, Ankara 1999.

Çetin Yetkin:Türkiye’de Tek Parti Yönetimi(1930-1945), Altın Kitaplar Yayınevi, Birinci Baskı, Nisan 1983.

Enver Behnan sapoyyo: “Atatürk ve Halkevleri”, Atatürk ve Halkevleri Atatürkçü Düsünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1974, s.65-69.

Esat Öz: Tek Parti Yönetimi ve Siyasal Katılım, Gündogan Yayınları, Ankara 1992.

Ferit Celal Güven: “Halkevlerinin Kurulus Nedeni”, Atatürk ve Halkevleri Atatürkçü Düsünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1974, s.59-64.

Füsun Üstel:Imparatorluktan Ulus Devlete Türk Millîyetçiligi:Türk Ocakları (1912-1931), Iletisim Yayınları. Birinci Baskı, Istanbul 1997.

Halit Erkiletlioglu:Kayseri Yakın Tarihinden Notlar,  Kayseri, Kasım 1998.

Kadri Kaplan: “Halkevleri”, Atatürk ve Halkevleri Atatürkçü Düsünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1974, s.131-141

Kayseri Halkevi Armaganı, 9 Birincitesrin, Kayseri 1933.

Kayseri Halkevi Armaganı, Sayı:3, Kayseri Yeni Matbaa, 29 Birincitesrin 1934.

Mustafa Ergün: Atatürk Devri Türk Egitimi, Ocak Yayınları, Ankara 1997.

Necmettin Çalıskan: Kurulusundan Günümüze Kayseri Belediyesi, Kayseri Büyüksehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kayseri 1995,

Nese G. Yesilkaya:”Halkevleri”,  Türkiye’de Siyasi Düsünce:Kemalizm, Cilt:2, Iletisim Yayınları, Istanbul 2002, s.113-118.

Nihan Yükseliman: Parti Devlet Bütünlesmesi, Gelenek Yayınları, Kurtis Matbaası, Istanbul 2002.

Nuray Bayraktar:Halkevlerinin Ülke Kültürüne Insanın Gelisimi ve Dönüsümü Açısından Katkıları, Halkevleri Yayınları, Sezai Ekenci Matbaası, Ankara 1999.

Nurettin Güz: Tek Parti Ideolojisinin Yayın Organları Halkevleri Dergileri, Bilge Iletisim Dizisi No:1, Ankara

Nurhan Karadag:Halkevleri Tiyatro Çalısmaları, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Filiz Matbaacılık, Ankara 1998. Necdet Sakaoglu: Cumhuriyet Dönemi Egitim Tarihi, Iletisim Yayınları, Istanbul 1993.

Orhan Özacun: Halkevlerinin Dramı, Kebikeç, Sayı:3, Yıl:2, Ankara 1996, s.87-95.

Ömer Türkoglu: Halkevlerinin Kurulus Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı Uygulamaları, Kebikeç, Sayı:3, Yıl:2, Ankara 1996.

Önder Duman: Kayseri’nin Sosyo-Kültürel Yasamında Halkevi’nin Yeri (1932-1950) (Yayınlanmamıs Teblig),  Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu, Kayseri, 2003.

Resul Yigit: Mersin Halkevi (Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi), Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin 2001.

Sekizinci Izmir Fuarında Kayseri 1938, Kayseri Sanayi ve Ticaret Odası Yayını, 1938.

Süleyman Ünüvar: Gaziantep Halkevi ve Faaliyetleri, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:V, Sayı:1, Ocak-2002, s.259-285.

Tarık Zafer Tunaya: Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt:I, Iletisim Yayınları, Istanbul 1998.

Tevfik Çavdar;Halkevleri, Iletisim Ansiklopedisi, Cilt:IV, Istanbul 1983.

Yahya Akyüz: Türk Egitim Tarihi (Baslangıçtan 1997’ye), Istanbul Kültür Üniversitesi Yayınları No.1, Istanbul 1997.

Zerrin Bayraktar:Ülkü Dergisi:Halkevleri Merkez Yayın Organına Bir Bakıs, Iletisim, A.I.T.T.I.A. Gazetecilik ve Halkla Iliskiler Yüksek Okulu Yayın Organı, Ankara Iktisadi ve Ticari Ilimler Akademisi Yayın No:173, 1981/3, s.114.

 


 

*          Yrd. Doç. Dr.; Erciyes Üniversitesi EGitim Fakültesi ilkögretim Bölümü Ögretim Üyesi, KAYSERi,

*           e-mail: sanalm@erciyes.edu.tr.

1    Resul Yigit: Mersin Halkevi (Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi), Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin 2001, s.5; Esat Öz: Tek Parti Yönetimi ve Siyasal Katılım, Gündogan Yayınları, Ankara 1992, s.108.

2    Füsun Üstel:imparatorluktan Ulus Devlete Türk Millîyetçiligi:Türk Ocakları (1912-1931), iletisim Yayınları. Birinci Baskı, istanbul 1997, s.100; Tevfik Çavdar; Halkevleri, iletisim Ansiklopedisi, Cilt:IV, istanbul 1983, s.879.

3    Tarık Zafer Tunaya: Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt:I, iletisim Yayınları, istanbul 1998, s.465.

4    Yigit, a.g.t., s.7.

5    Çetin Yetkin: Türkiye’de Tek Parti Yönetimi (1930-1945), Altın Kitaplar Yayınevi, Birinci Baskı, Nisan 1983, s.52.; Enver Behnan sapoyyo: “Atatürk ve Halkevleri”, Atatürk ve Halkevleri Atatürkçü Düsünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1974, s.65-69.

6    Nihan Yükseliman: Parti Devlet Bütünlesmesi, Gelenek Yayınları, Kurtis Matbaası, istanbul 2002, s.50.

7    Yükseliman, a.g.e., s.51.

8    Yigit, a.g.t.,  s.8; Yetkin, a.g.e., s.63.

9    Çeçen, a.g.e., s.106.

10 Nuray Bayraktar: Halkevlerinin Ülke Kültürüne insanın Gelisimi ve Dönüsümü Açısından Katkıları, Halkevleri Yayınları, Sezai Ekenci Matbaası, Ankara 1999, s.20.

11 Nese G. Yesilkaya: “Halkevleri”,  Türkiye’de Siyasî Düsünce. Kemalizm, Cilt:2, iletisim Yayınları, istanbul 2002, s.113-118.

12 Karagün, a.g.t., s.21; Ferit Celal Güven: “Halkevlerinin Kurulus Nedeni”, Atatürk ve Halkevleri Atatürkçü Düsünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1974, s.59-64.

13 Hakimiyeti Millîye, 20 subat 1932; Mustafa Ergün: Atatürk Devri Türk Egitimi, Ocak Yayınları, Ankara 1997, s.189-192.

14 Azcan, a.g.t., s.7-8; Orhan Özacun: Halkevlerinin Dramı, Kebikeç, Sayı:3, Yıl:2, Ankara 1996, s.87-95.

15 Kadri Kaplan: “Halkevleri”, Atatürk ve Halkevleri Atatürkçü Düsünce Üzerine Denemeler, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1974, s.131-141; Cemalettin Canlı: Halksız ve insansız  Bir Tarihin Halkevleri, Halkevleri Yayınları, Sezai Ekinci Matbaası, Ankara 1999, s.81; Nurhan Karadag:Halkevleri Tiyatro Çalısmaları, Kültür Bakanlıgı Yayınları, Filiz Matbaacılık, Ankara 1998, s.58-59; Necdet Sakaoglu: Cumhuriyet Dönemi Egitim Tarihi, iletisim Yayınları, istanbul 1993, s.51-55;Yahya Akyüz: Türk Egitim Tarihi (Baslangıçtan 1997’ye), istanbul Kültür Üniversitesi Yayınları No.1, istanbul 1997, s.350-351; Ali Nejat Ölçen: Halkevlerinin Yokedilisi, Halkevleri Genel Merkezi Yayını, Ankara 1988, s.20-25; Süleyman Ünüvar: Gaziantep Halkevi ve Faaliyetleri, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:V, Sayı:1, Ocak-2002, s.259-285; Zerrin Bayraktar:Ülkü Dergisi:Halkevleri Merkez Yayın Organına Bir Bakıs, iletisim, A.i.T.T.i.A. Gazetecilik ve Halkla iliskiler Yüksek Okulu Yayın Organı, Ankara iktisadi ve Ticari ilimler Akademisi Yayın No:173, 1981/3, s.114.

16 “Büyük ideal Yolunda”, Hakimiyeti Millîye Gazetesi, 19 subat 1932.

17 “Büyük ideal Yolunda”, Hakimiyeti Millîye, 19 subat 1932;Ömer Türkoglu: Halkevlerinin Kurulus Amaçları, Örgütsel Yapısı ve Bazı Uygulamaları, Kebikeç, Sayı:3, Yıl:2, Ankara 1996, s.100.

18 “Halkevlerinde Yeni Bir Piyes”, Hakimiyeti Millîye, 19 subat 1932.

19 “Recep Bey’in Nutku”, Hakimiyeti Millîye, 20  subat 1932.

20 “Resit Galip Bey’in Nutku”, Hakimiyeti Millîye, 20  subat 1932.

21 “Dün Halkevi Açıldı” Hakimiyeti Millîye, 20  subat 1932.

22 Çavdar, a.g.m., s.880.

23 Kayseri Vilayet Gazetesi, ilk olarak 1914 yılında yayınlanmaya baslanmıstır. 1949 yılına kadar Pazartesi ve Persembe günleri yayınlanmıs, bu yıldan itibaren ise hafta sonları hariç günlük olarak yayınlanmıstır. 1952 yılında “Yeni Kayseri” Gazetesinin yayınlanması ile Kayseri Vilayet Gazetesi’nin yayınlanmasına son verilmistir. (Ali Rıza Önder: Kayseri Basın Tarih, Kayseri isçi Kredi Bankası Kültür Yayınları No.2, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1972, s.53-56.)

24 Kayseri Vilayet Gazetesi, Sekizinci Sene, No: 664, 23 Haziran 1932.

25 Halit Erkiletlioglu:Kayseri Yakın Tarihinden Notlar,  Kayseri, Kasım 1998, s.68-69.

26 Bu bina eski bir Ermeni kiliseydi ve Türk Ocagı Binası olarak kullanılmaktaydı. Kayseri Halkevi Türk Ocaklarının kapatılarak yerlerine halkevlerinin açılması ile bu binada faaliyete baslamıstır. Bu bina Osman Kavuncu’nun belediye baskanlıgı yaptıgı dönemde yıkılmıs ve yerine “Belediye is Hanı” yapılmıstır.

27 Kayseri Halkevi Armaganı, 9 Birincitesrin, Kayseri 1933, s.9.

28            Sekizinci izmir Fuarında Kayseri 1938, Kayseri Sanayi ve Ticaret Odası Yayını, 1938, s.49-54.

29 Önder Duman: Kayseri’nin Sosyo-Kültürel Yasamında Halkevi’nin Yeri (1932-1950) (Yayınlanmamıs Teblig),  Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu, Kayseri, 2003, s.6.

30 Kayseri Halkevi Armaganı, Sayı:3, Kayseri Yeni Matbaa, 29 Birincitesrin 1934, s.49.

31 Kayseri Halkevi Armaganı, Sayı:3, Kayseri Yeni Matbaa, 29 Birincitesrin 1934, s.48.

32 Necmettin Çalıskan: Kurulusundan Günümüze Kayseri Belediyesi, Kayseri Büyüksehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kayseri 1995, s.116-121.

33 Ömer Sıtkı Erdi, 26.09.1938-19.09.1942 yılları arasında Kayseri Lisesi Müdürlügü görevinde bulunmustur.

34 Halkevleri, Erciyes, Sayı:17, Mayıs, 1941, s.494.

35 “Yeni Halkevi Reisimiz”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 16 ikincitesrin (Kasım) 1942,  No:1685.

36 “Halkevi Baskanı Degisti”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 31.05.1943, No: 1740.

37 Resat Oguz, 19.10.1944-25.09.1947 yılları arasında Kayseri Lisesi Müdürlügü yapmıstır.

38 “Halkevi Baskanlıgı”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 08.04.1948.

39 Ali Rıza Önder: Kayseri Basın Tarihi, Kayseri isçi Bankası Kültür Yayınları No.2, Ankara 1972, s.181-182.

40 “Yeni Halkevi Baskanımız”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 13.05.1949.

41 Önder Duman: Kayseri’nin Sosyo-Kültürel Yasamında Halkevi’nin Yeri (1932-1950) (Yayınlanmamıs Teblig),  Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu, Kayseri, 2003, s.7.

42  “Halkevlerinin 11’inci Açılıs Yıldönümü Münasebetiyle Halkevi Reisimizin Söylevi”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 25.02.1943, No.1713.

43 “Halkevimizin Açılmasının 11’inci Yıldönümü Münasebetiyle Halkevi Reisi Nazmi Akyurt’un Nutku”, Erciyes, Sayı:20, Mart 1943, s.611.

44 Erciyes, Sayı:26-27, Mart-Nisan 1945, s.31-32.

45 Tacettin Tacettinoglu: “Halkevimizin Yıllık Çalısması”,  Erciyes, Sayı:50, Yıl:5, Mart 1947, s.24-25.

46 Erciyes (Özel Sayı), Sayı:72, Yıl:7, Ocak 1949, s.55.

47 Erciyes, Sayı:73, Yıl:7, subat 1949, s.24.

48 “Halkevlerinde Göze Çarpan Çalısmalar ve Beliren Degerler”, Ülkü, Sayı.68, Cilt:12, s.183.

49 “Halkevlerinin Açılısının 10’uncu Yıldönümü sehrimizde Görülmemis Tezahürle Kutlandı”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 23.02.1942, No:1611.

50            Erciyes (Özel Sayı), Sayı:72, Yıl:7, Ocak 1949, s.64.

51  “Halkevlerinin 11’inci Açılıs Yıldönümü Münasebetiyle Halkevi Reisimizin Söylevi”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 04.03.1943, No.1715.

52 Erciyes, Sayı:26-27, Mart-Nisan 1945, s.31-32.

53 Erciyes,  Sayı: 61-62, Yıl:6, subat-Mart 1948, s.1.

54 C.H.P. Halkevleri ve Halkodalarının 1940 Çalısmaları, Ankara 1941, s.44.

55 “Halkevlerinin Açılısının 10’uncu Yıldönümü sehrimizde Görülmemis Tezahürle Kutlandı”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 23.02.1942, No:1611.

56 Erciyes, Sayı:26-27, Mart-Nisan 1945, s.31-32.

57 Tacettin Tacettinoglu: “Halkevimizin Yıllık Çalısması”,  Erciyes, Sayı:50, Yıl:5, Mart 1947, s.24-25.

58 Erciyes,  Sayı: 61-62, Yıl:6, subat-Mart 1948, s.1.

59 “Halkevimiz Binasına Kavusuyor”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 22.05. 1941, No:1534.

60  “Halkevlerinin 11’inci Açılıs Yıldönümü Münasebetiyle Halkevi Reisimizin Söylevi”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 04.03.1943, No.1715.

61 Erciyes, Sayı:26-27, Mart-Nisan 1945, s.31-32.

62 C.H.P. 1946 Yılında Halkevleri ve Halkodaları, Ankara 1947,  s.14.

63 “Halkevimizin Açılmasının 11’inci Yıldönümü Münasebetiyle Halkevi Reisi Nazmi Akyurt’un Nutku”, Erciyes, Sayı:20, Mart 1943, s.611.

64  “Halkevlerinin Açılısının 10’uncu Yıldönümü sehrimizde Görülmemis Tezahürle Kutlandı”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 23.02.1942, No:1611.

65 Erciyes, Sayı:26-27, Mart-Nisan 1945, s.31-32.

66 Erciyes,  Sayı: 61-62, Yıl:6, subat-Mart 1948, s.1.

67 Duman, a.g.m., s.7-10.

68 “Halkevlerinin Açılısının 10’uncu Yıldönümü sehrimizde Görülmemis Tezahürle Kutlandı”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 23.02.1942, No:1611.

69  “Halkevlerinin 11’inci Açılıs Yıldönümü Münasebetiyle Halkevi Reisimizin Söylevi”, Kayseri Vilayet Gazetesi, 04.03.1943, No.1715.

70 C.H.P. Halkevleri ve Odalarının 1942 Çalısmaları, Ankara 1943, s.17.

71 C.H.P. Halkevleri ve Halkodaları (1932-1942),  Aleaddin Kral Matbaası, istanbul (Tarihsiz), s.16.

72 Nurettin Güz: Tek Parti ideolojisinin Yayın Organları Halkevleri Dergileri, Bilge iletisim Dizisi No:1, Ankara 1995, s.129.

73         Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü Cumhuriyet Arsivi, Belge No:409.1.838.811.1, Dosya N

 

 

 

İçindekiler...

 

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv