MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 162

Bahar 2004


ANADOLU LİSESİ ÖĞRENCİLERİ İLE YURT DIŞI YAŞANTISI GEÇİREN VE ANADOLU LİSELERİNE GELEN ÖĞRENCİLERİN BENLİK TASARIMI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI

Sabiha HAKAN*

 

GİRİŞ

Türkiye 1960-1970 yıllarında yogunlasan Avrupa’ya yönelik isçi göçünün sorunlarıyla bir  kriz yasadıgı gibi, günümüzde de  yogun bir kriz yasa maktadır. 30 Ekim 1961 yılında Almanya ile bir anlasma imzalayarak (Çalısma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı) isçi göndermeye baslayan Türkiye’nin, baslangıçta isçi gönderme egiliminin esas amacı, ülke içinde artan issizlige geçici bir çözüm bulmak ve bu isçilerin gönderecegi dövizlerle Türkiye’nin dıs ödemeler dengesine katkıda bulunmalarını gerçeklestirmektir (Yasa, 1979).

Laver H. Robert  (1974),  göç olgusuna söyle bir yorum getirmektedir. Avrupa ülkeleri, baslangıçta isçi alısverislerini sadece ekonomik açıdan görmüslerdir. Oysa ileride dogacak toplumsal sorunları hiç hesaba katmamıslardı. Özellikle de isçilerin çocuklarının egitimi bu sorunların basında yer almaktadır (Akt. Tezcan, 1987).

Cerit  (1984) ’e göre yurt dısına gönderilen isçilerin çocuklarının önemli bir sorun yaratacagı, ne isçi kabul eden ülkeler ne de ülkemiz tarafından düsünülmedigi için gerekli önlemler zamanında alınamamıstır.

Türk çocukları dil sorunu yasarken, Nartheim Westfalen eyaletinde 1982 yılında yürürlüge konulan yönetmelik geregince, bütünlesme saglayabilmek için Almanca ögrenmek zorunludur diyerek Türkçe hazırlık sınıflarını kaldırılmıstır. Diger yandan anadili derslerinden alınan notların  sınıf geçmeye etkisi de kaldırılmıstır. Bu derslere girmeme sorunu baslamıs ve Türk çocukları giderek kendi dil ve kültürlerinden uzaklasmıslardır.

Abadan Unat ve Kemiksiz (1988), çocukların çogunun yabancılasmadan korunmaksızın, kendi kisilik ve benliklerini gelistirme fırsatını bulamadan, yurt dısındaki Türk çocukları hukuken korunmaksızın, toplumdan tamamen soyutlanmıs bir biçimde ve agır baskılarla çalıstırılmakta olduklarını belirtirler.

1973 yılından itibaren ülkeye dönüsler baslayınca Türkiye’de bu çocukların okul sorunları bas göstermis ve 1982-1984 egitim ve ögretim yılında bu sorun doruk noktasına ulasmıstır.

Yurt dısı yasantısı geçiren ergenlik çagındaki bu çocuklar; dıs göç yasantısının etkisiyle iki farklı kültürün deger yargılarının karmasası içinde bulunmaktadırlar. Ayrıca bu çocuklar her ergen gibi içinde bulundukları gelisim döneminin yarattıgı hızlı gelisen bedenlerine uyum saglama, toplumda kabul gören deger yargıları ve kurallarının neler oldugunu ögrenme, kendi kimliklerini olusturma gelecekte ne olacaklarına karar verme çabaları içinde bulunmaktadırlar (Tufan, 1987).

Ergenler çocuklukla yetiskinlik arasında “marjinal” bir varlık sürdürebilirler. Bu marjinal statü ergenin, ödüller ve degerler için akranlarına dayanmayı gerektirir. Sonuçta ergenler kendilerine özgü bir dili, standartları, kisilik örüntüleri olan bir alt kültür olusturabilirler. Ericson’un belirttigi, ergenlerde beklenen kimlik krizinin göçmen ailelerin çocuklarında daha agır yasanabilecegi söylenebilir. Bu çocuklar “kimlik yoksunlugu” geçirmektedirler. Andolesans çagı genelde, insan yasamının ruh salıgı açısından risk tasıyan dönemlerden biri olarak kabul edilmektedir (Tufan, 1987).

Robert Rock’a göre marjinallik iki yada daha fazla kültürü paylasan ve bunlardan hiçbirinin parçası olmayan demektir (Akt. Abadan, Unat, 1979). Bu kavram ikinci kusak göçmen çocuklar için geçerlidir (Tezcan, 1987).

Ülkeye döndüklerinde ilk bir yılı uyum çabaları ile geçiren yurt dısı yasantısı geçiren çocukların ruh saglıgı açısından Türkiye’deki akranlarından daha çok risk altında oldukları görülmektedir (Tufan, 1985; Hisli, 1986).

Yurt Dısı Göç Sürecinin Bireyin Üzerindeki Etkilerine Iliskin Bazı Görüsler

Göçün bireyin üzerindeki etkilerini açıklamaya çalısan kuramlardan biri “Sosyal izolasyon Kuramı” digeri ise “Kültürel fiok Kuramı’dır” (Akt. Kuo, 1976). “Sosyal izolasyon kuramı”na göre göç; sadece vatandan fizikî bir ayrılıs degil aynı zamanda bireyin alıstıgı bir çok haklardan kurallardan ve sosyal etkilesim örüntülerinden ayrılmasıdır. “Kültürel sok kuramı”na göre ise, bırakılan çevre ile içine girilen çevre arasındaki kültürel benzerlige ya da farklılıga baglı olarak göçmen az ya da çok uyum güçlügü çekmektedir.

Kleman (1962) ’e göre, dıs ülke yasantısı ev sahibi ülke hakkında bilgileri, bu ülkenin insanları ile olumlu iliskileri çerçevesinde saglarsa, kisinin olumlu tutum gelistirme olasılıgını arttırmıs olur. Almanya’da yasayan Türk isçileri için bu kosulların gerçeklesmedigi söylenebilir.

Morris (1960) dili iyi bilme ile uyum düzeyi arasında olumlu bir iliski bulmustur (Akt. Dönmez, 1991).

Göç edilen ülkenin halkı ile dil bilmeme ve sosyal nedenlerle iletisim kuramayan göçmenler ayrıldıkları ülkenin bir uzantısı olarak gettolar hâlinde bir arada yasamayı seçtigi, yabancı kültürün farklılıklarını olabildigince aza indirdigi ve birinci kusagın “kültür sokuna “ karsı buldugu bir çözüm yolu oldugu ileri sürülmektedir (Hisli, 1986). Yalnız ikinci kusak için bu durum daha farklıdır. ikinci kusak genellikle yabancı ülkenin çocuklarının gittikleri okullarda egitilmektedir. Bu egitim ne kadar küçük yaslarda baslamıs ve ne kadar uzun sürmüsse ögrencilerin ögrenecekleri ve benimseyecekleri seyler de o kadar fazla olacaktır. Yani çocugun yası göç sırasında ne kadar küçük ise kabul edildigi ülkenin egitim olanaklarından yararlanma açısından sansı o oranda artacaktır. Eppink (1979), Krupinski (1984), Church (1982)’e göre, çocugun yası ne kadar ileri ise kabul edildigi ülkenin kültürü kendisini toplumsallasma süreci sırasında o derece az etkileyecek, çocugun yası ne kadar küçük ise kabul edildigi ülkenin kültürü o derece belirleyici olacaktır. O halde ikinci kusagın kültür soku ile basa çıkma yolunun o kültürü benimseme ve onun bir parçası haline gelmeye çalısma oldugu düsünülmektedir.

Ashwrorth, Derhyshire, Faraspo, Naditch ve Morrisey, B.Nann ve R.Nann eski ve yeni kültürel degerler ve kimlikleri arasında kendini bir seçim yapma zorunlulugu içinde hisseden ergen göçmenler arasında akut kimlik krizi oldugunu ileri sürmektedir (Akt. Aronowitz, 1986).

Kimlik kargasası ya da kimlik belirsizligi diyebilecegimiz bu durum ülkemizde gözlemlenen hızlı kentlesme ve yabancı ülkelere göç gibi olgularla daha net bir biçimde varlıgını hissettirmeye baslamıstır (Geçtan, 1984). Bu durumda ergen göçmenlerde düsük benlik tasarımı, kimlik çatısması ve ana baba ile çatısma görülmektedir. Ancak, kaynaklarda, ergen göçmenlerden göç yasantısının ve kültür degisiminin yol açtıgı bu kriz normal ergen krizlerinden daha ciddi boyutlarda oldugu vurgulanmaktadır.

Aslında göçmenlerde genel sorunların yarattıgı gerilim, anksiyete, depresyon ve korku tamamen normal tepkilerdir. Ancak, bu durum uzun sürdügünde bu kisiler nevrotik olarak kabul edilebilirler. Çünkü göçmenlik, kisiligin tamamını ilgilendiren ve benligi zorlayan, zorlamalı bir yasam dönemidir. Takac isviçre’de yaptıgı arastırmada, Gotenberg kentinde göçmen çocuklarıyla, isveç çocuklarının uyum durumlarını karsılastırdıgında göçmen çocuklarının isveçli çocuklara göre daha kaygılı, saldırgan güçsüz ve bagımlı olduklarını ve de akranları ile zayıf iliskiler kurduklarını, benlik saygılarının düsük düzeyde olduklarını bulmustur (Akt. Aronowitz, 1984).

Geri Dönüs Yasantısının Çocuk ve Gençler Üzerindeki Etkisine iliskin Görüs ve Arastırmalar

“Geri dönüs” üzerinde yapılan çalısmalar “geriye dönüsün” bir ülkeye gidisten daha zor ve daha çok zaman alıcı bir uyum süreci gerektirdigini ileri sürmektedirler.

Kılıçkaya (1988)’nın yaptıgı, yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen lise ögrencilerini kendini gerçeklestirme düzeyleri ile ilgili bir arastırmada, yurt dısı yasantısı geçiren ögrencilerin kendini gerçeklestirme düzeyleri geçirmeyenlere göre anlamlı düzeyde düsük bulunmustur.

Dogan (1988), yaptıgı arastırmada, yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen lise ögrencilerinin sorunlarını karsılastırmalı olarak incelemistir. Bu arastırmanın bulgularına göre; yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen lise ögrencilerinin en çok isaretledikleri sorun alanları okul yasamı, gelecekteki ögrenim ve is yasamı ile ilgili sorun alanları oldugu bulunurken, yurt dısı yasantısı geçiren gurubun çok sayıda sorun isaretledigi belirlenmistir.

Tufan (1985), bir arastırmasında Federal Almanya’dan kesin dönüs yapan isçi çocuklarının Türkiye’de karsılastıkları güçlükleri lisede okuyan gençler üzerinde yapmıstır. Bu gençlerin Türkiye’de karsılastıkları güçlüklere çesitli degiskenlerin etkili oldugu sonucuna varmıstır.

Benlik Tasarımına iliskin kuramsal Görüs ve Yaklasımlar

Benlik tasarımı bireyin kendi benligine iliskin algılarıdır. Kendini nasıl gördügüdür. Benlik çesitli kisilik kuramlarının temel ögelerinden birini olusturur. Kisinin öznel yanı olarak tanımlanan benlik, kisiligin temel gücü olan ve insanın uyumunda önemli  rol oynar. Benlik özellikle ergenin sahip oldugu en degerli varlıktır (Özoglu, 1975).

Benlik kavramını ayrıntılı ve sistematik olarak inceleyen ilk psikolog James’tir. James (1968) benligi “görgül ego” ve “salt ego” olarak iki grupta düsünmüstür.

James’ten sonra benlik üzerinde duran önemli kisilerden biri de Coley’dir. Coley (1968) “ayna benlik” kavramını getirmistir. Bu yaklasımda; a- Bireyin baskalarınca algılanıs biçimi ile ilgili kavramlar, b- Baskalarının bireyin bir davranısı hakkında olusturdugu yargının bireyde yarattıgı tepki,  benlikle ilgili gelistirilen duygular olan utanma, gurur duyma vb. olmak üzere benlik kavramı üç unsur olusturmaktadır.

Benlik kavramı ile ilgili olarak Mead (1968)’de çalısmalarında Coley’in “ayna benlik” yani benligin toplumsal bir görüntü oldugunu vurgulamıs ve benliginin iki yanından söz etmistir. Baskalarının tutum ve görüslerine deger veren (me) ve içinden geldigi gibi davranan yaratıcı etkin yanı ( I ) vardır. Eger bireyin yasadıgı toplum katı ve sınırlayıcı ise (m) ( I )’ın üzerinde egemenlik kurar. Benligin ikinci yanı olan ( I ) toplumsal kosullar iyi oldugunda yaratıcı ve etkin olur. Mead kisiye, benlik kavramını örgütlenmis toplumsal yapının kazandırdıgını da ileri sürmüstür.

Adler’e göre,  benlik yaratıcı bir güçtür. Bütünlesmis ve bagdasıklık saglamıs olan yaratıcı ben, kisiligin öncüsüdür. Benligi kisiligin bütün sistemlerini çevresinde toplayan bir merkez gibi gören Jung (1953) bu sistemleri bir arada tutarak kisiligin bütünlügünü koruyan bir güç oldugunu da vurgulamaktadır. Horney ise, benligin yetiskinlik dönemlerde de gelisimini sürdürdügünü belirtir ve bireylerde dogustan kendini gerçeklestirme gücü oldugunu da vurgular (Akt. Geçtan, 1981).

Allport (1968) benligin gelisimini bebeklik, okul öncesi, okul yılları ve ergenlik dönemleri içinde ele alıp inceler. Benlik ile egoyu esanlamda kullanır.

Rogers (1951) ise, benlige görüngüsel açıdan yaklasmıstır. Yani toplam algısal alanın bir bölümü giderek benlik olarak ayrımlastıgını belirtir. Rogers’e göre kisilik ile ilgili en önemli kavram benliktir. Benlik tasarımı ya da benlik yapısı, benlik ile ilgili alanların örgütlenmis bir biçimdir.

Benlik konusuna katkıda bulunan Maslow (1968) ise her insanda iç varlık diye adlandırılan bir “özben” vardır. Bu “özben” içsel olup,  bir dereceye kadar da degismez. Özben herkes de kendine özgüdür. Özben güven duyma, saygı, sevgi, ait olma ve kendini gerçeklestirme gibi gereksinmeleri içerir.

Benlik Tasarımı ile ilgili Yurt Dısında Yapılan Bazı Arastırmalar

Halpin (1981) ’in beyaz ve yerli lise ögrencileri üzerinde yaptıgı arastırmada beyaz ögrencilerin yerli ögrencilere göre anlamlı derecede yüksek olumlu benlik tasarımı gelistirdigi bulunmustur.

Liseye giden 16-18 yasları arasındaki kız ögrenciler üzerinde arastırma yapan Shavit ve Shouval (1980) bireyin benligi ile ilgili olumlu ya da olumsuz degerlendirmelerde bulunmanın bireyin benlik tasarım düzeyine etkisini arastırdıklarında, olumlu degerlendirmelerin, olumsuz degerlendirmelere göre bireyin benlik tasarım düzeylerini arttırıcı türden etkisinin oldugunu buldular.

Powers ve Sanchez (1982) lise ögrencileri üzerinde yaptıkları arastırmada ana babasından en az birinin Meksika kökenli Amerikalı olan ögrencilerin dil, aile reisinin egitim ve mesleki düzeyi ile ögrencinin basarısı gibi degiskenlerle benlik tasarımı arasındaki iliskiyi incelemisler. Benlik tasarımı ile aile reisinin egitim düzeyi, benlik tasarımı ve  meslekî düzeyi arasında iliski oldugu bulunmustur.

Benlik Tasarımı ile ilgili Türkiye’de Yapılan Bazı Arastırmalar

izci (1988) “Lise son sınıf ögrencilerinin Benlik ve ideal Benlik Kavramlarının Tercih Edilen ve Seçilen Meslek Kavramları ile Bagdasım Düzeyleri”ni arastırdıgında ögrencilerin meslek seçimlerini benliklerine göre degil, ideal benliklerine göre yaptıkları görülmüstür. Arastırıcı Super’in savundugu su görüsünü ileri sürerek; bireylerin kendilerini ideal benliklerine göre seçtikleri mesleklerle özdesim saglayarak gerçeklestireceklerini umduklarını belirtmektedir.

Türker  (1977) sosyo-ekonomik yönden avantajsız ögrencilerin, çesitli özellikleri ile ilgili bulunan bir arastırmasında bu durumdaki zihinsel yetenek ve kavrama güçlerine iliskin olarak benlik tasarım düzeylerinin avantajlı olan ögrencilere göre daha düsük oldugunu vurgulamıstır.

Can (1986) “Lise ögrencilerinin Benlik Tasarım Düzeylerini Etkileyen Bazı Etmenler”adlı arastırmasında çesitli bölümlerden elde edilen bulgulara göre, lise ögrencilerinin benlik tasarım düzeyleri özlük niteliklerinden ve kültürel nitelikleri ve ana- babalarının davranıssal özelliklerinden degisik derecelerde etkilenmektedir.

MATERYAL VE YÖNTEM

Yöntem

Bu arastırma yurt dısı (Almanya) yasantısı geçiren ve geçirmeyen lise ögrencilerinin bazı degiskenlere göre “Benlik Tasarımı” açısından karsılastırılması yapılmıs betimsel nitelikte bir arastırmadır.

Evren

Arastırma 1992-1993 egitim ve ögretim yılında Anadolu Liselerinde yapılmıstır. Yurt dısı  yasantısı  geçiren 1993  yılında ve 1993 yılından  önceki  yıllarda Türkiye’ye   gelen  ögrenciler ile yurt dısı yasantısı  geçirmeyen Anadolu lisesi  ögrencileri üzerinde yapılmıstır.

Örneklem

Bu arastırmanın evrenini iki alt grup olusturmaktadır. Bu alt gruptan birisini yurt dısından döndükten sonra Ankara il merkezindeki Anadolu liselerinin lise kısmına giden ögrenciler, diger grubu ise sınavla Anadolu Liselerine giden ögrenciler olusturmaktadır. Toplam 238 lise ögrencisi arastırmanın evreninden yansız olarak seçilmistir. Örneklemi de evren gibi yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen iki alt grup olusturmaktadır.

Veri Toplama Araçları

Arastırmada “Benlik Tasarımı Ölçegi” ile “Ögrenci Kisisel Bilgi Formu” kullanılmıstır. “Benlik Tasarımı Ölçegi”nin geçerlik ve güvenirlik çalısmaları Baymur ve arkadasları tarafından (1978, s.4) Erkan (1986), Öner (1982) tarafından degisik zaman ve kosullarda yapılmıstır.

Verilerin Çözümlenmesi

Arastırmada çift yönlü varyans analizi ve tek yönlü varyans analizi ile “t” testi kullanılmıstır.

BULGULAR VE TARTIfiMA

Yurt Dısı Yasantısı Geçiren ve Geçirmeyen Ögrencilerin Bazı Degiskenlere Göre Karsılastırılması

Bu bölümde yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen lise ögrencilerinin Benlik Tasarımı Envanteri’nden aldıkları puanların ortalamaları altı degiskene göre ele alınıp incelenmis ve buna iliskin bulgular tartısılarak yorumlanmıstır.

Yurt dısı yasantısı geçiren grup ile geçirmeyen grup cinsiyet açısından, Benlik Tasarımı Envanteri’nden aldıkları puanların ortalaması karsılastırıldıgında bir fark elde edilmemistir. Ancak grup açısından yurt dısı yasantısı geçirmeyen grubun lehine anlamlı düzeyde bir fark elde edilmistir (P<.05). Yani yurt dısı yasantısı geçirmeyen grup, yurt dısı yasantısı geçiren gruptan daha  olumlu benlik tasarımına sahiptir denilebilir. Hisli (1986) yurt dısı yasantısı geçiren ögrencilerin geçirmeyenlere göre kaygı ve depresyon düzeylerinin daha yüksek oldugunu belirtmistir. Çünkü yıllarca almıs oldukları kültür ve çevreden farklı bir yerde kendilerini yabancılasmıs tedirgin, pisman  ve kayıplara ugramıs gibi görülebilecegini vurgulamıstır. Bu arastırma sorunların arastırılması olmamakla beraber arastırmanın benlik tasarımı degiskeninin sorunlarla yakından ilgili oldugu söylenebilir.

Yurt dısı yasantısı geçiren grup ile geçirmeyen grup yas açısından Benlik Tasarımı Envanteri’nden aldıkları puanların ortalamaları karsılastırıldıgında ayrı ayrı her yas grubu açısından bir fark elde edilmemistir. Ancak grup açısından bakıldıgında yurt dısı yasantısı geçirmeyen   grubun lehine anlamlı düzeyde bir fark elde edilmistir (P<.05). Bu olumlu benlik tasarımı puan ortalaması, yurt dısına gitmeyenlerde, gidenlere göre daha yüksek bulunmustur. Göç edilen çevreye çocukken girenlerin ergenlere göre daha kolay uyum sagladıkları kabul edilmektedir. Tomanbay (1985) Türkiye’de yaptıgı bir arastırmada; yas büyüdükçe eski toplumlarına uymada gençlerin sayısında bir azalma oldugunu belirtmektedir. Yas büyüdükçe uyum sorunu artmakta oldugu için denence olarak alınmıstır.

Yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen ögrenciler annenin egitim düzeyi açısından benlik tasarımı envanterinden aldıkları puanların ortalaması karsılastırılıp grup açısından bakıldıgında yurt dısı yasantısı geçirmeyen ögrencilerin yurt dısı yasantısı geçiren ögrencilerden daha olumlu benlik tasarımına sahip oldukları görülmektedir (P<.05). Ancak annenin egitim düzeyi açısından ise bir fark elde edilmedigi görülmektedir.

Yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen ögrenciler babanın egitim düzeyi açısından, benlik tasarımı envanterinden aldıkları puanların ortalaması karsılastırıldıgında, yurt dısı yasantısı geçirmeyen ögrencilerin, yurt dısı yasantısı geçiren ögrencilerden daha olumlu benlik tasarımına sahip oldukları görülmektedir (P<.05). Ancak babanın egitim düzeyi açısından ise bir fark elde edilmedigi görülmektedir. Ergen ile olan iletisimin benlik kavramına etkisini arastıran Rosalind (1978) ergenin ana babası ile olan uyumsuz iliskisinin, olumsuz benlik yapısına sahip olmasına neden oldugunu vurgulamıstır.

Ailenin gelir düzeyine göre, yurt dısı yasantısı geçiren ve geçirmeyen grup benlik tasarımı açısından karsılastırıldıgında, yurt dısı yasantısı geçirmeyen grubun, geçiren gruptan daha olumlu benlik tasarımına sahip oldugu görülmektedir. Elde edilen sonuçlara göre ailenin gelir düzeyi ne olursa olsun yurt dısı yasantısı geçirmeyenlerin benliklerini daha olumlu olarak gelistirdikleri görülmektedir. (P<.05).

Yurt dısı yasantısı geçiren grup ile yurt dısı yasantısı geçirmeyen grubun ailenin, alt, orta ve üst sosyal yapısına göre benlik tasarımları karsılastırıldıgında yurt dısı yasantısı geçirmeyen gurubun, yurt dısı yasantısı geçiren gruba göre daha olumlu benlik tasarımına sahip oldugu görülmektedir (P<.05). Ailenin sosyal yapısına göre ise bir fark elde edilmedigi görülmektedir. Can (1986) “Lise Ögrencilerinin Benlik Tasarım Düzeylerini etkileyen bazı etmenler adlı arastırmasında avantajlı konumda olan ögrencilerin daha avantajsız olanlara göre benlik tasarım düzeylerinin daha yüksek oldugunu ortaya koymustur. Sosyal hak ve ekonomik yönden avantajın ögrencilerin çesitli özellikleri ile ilgili bulunan bir arastırmasında Türker (1977) bu durumdaki ögrencilerin zihinsel yetenek ve kavrama güçlerine iliskin olarak benlik tasarım düzeylerinin avantajlı olan ögrencilere göre daha düsük oldugunu vurgulamıstır.

B- Yurt Dısı Yasantısı Geçiren Ögrencilerin Benlik Tasarımlarını Etkileyen Bazı Degiskenler

Bu bölümde sadece yurt dısı yasantısı geçirerek yurda dönen ögrencilerin, Benlik Tasarım Envanteri’nden, aldıkları puanların ortalamaları 11 (onbir) degiskene göre ele alınıp incelenmis ve buna iliskin bulgular tartısılarak yorumlanmıstır.

Yurt dısında dogmus veya okul öncesi yaslardayken yurt dısına gitmis ögrencilerle daha büyük yaslardayken yurt dısına gitmis ögrenciler arasında benlik tasarımları açısından bir fark elde edilmemistir. Bu arastırmada ögrencilerin üçte ikisinden çogunun 0-5 yaslarda yani birincil sosyallesme sürecinde, yurt dısına gitmislerdir. Bu da bir fark yaratmamıs olabilir. Yurt dısına çıkıs yasları, somut ve soyut düsünme yaslarına göre ele alınmıstır. 11 (Onbir) yasından sonra baslayan soyut düsünme bireyin kendini ve çevresindeki insanları nesnel (Objektif) olarak algılamasını etkileyecegi düsünülerek bu sınıflama yapılmıs ve denence olusturulmustur.

Yurt dısında yedi yıldan daha uzun bir süre kalan ögrencilerle, daha az bir süre yurt dısında kalan ögrenciler arasında, benlik tasarımı açısından bir fark elde edilmemistir. Arastırma bulgularında yurt dısında kalıs süresinin kendini degerlendirme üzerinde önemli bir farklılık olusturmadıgı görülmektedir. Ögrencilerin yaklasık üçte ikisinden fazlasının yurt dısında yedi ve daha fazla yıl yasadıgı saptanmıstır. fiimsek (1988), Tomanbay (1985), Dogan (1987) bes yıldan fazla bir süre yurt dısında kalanların daha çok uyum sorunlarıyla karsılastıklarını belirtmislerdir.

Yurt dısındayken anaokuluna devam eden ögrencilerle, anaokuluna devam etmeyen ögrenciler arasında, benlik tasarımı açısından bir fark elde edilmemistir. Epink’e (1979) göre çocugun yası göç sırasında ne kadar küçükse okul egitimi ne kadar erken baslarsa kabul edildigi ülkenin toplumsal degerlerini ögrenmesi de o denli hızlı ve çok olur.

Yurt dısındayken  okula en az altı yıl devam eden ögrencilerle, okula daha az süre devam eden ögrenciler arasında belik tasarımı açısından bir fark elde edilmemistir. Ancak yurda geri dönüs yapan ögrencilerin yurt dısında okula devam edis süreleri sorunlarla karsılasmayı etkileyebilecek önemli bir degisken olarak karsımıza çıkmaktadır. Dogan ve Hisli (1987)’nin yaptıkları arastırmalarda bu görüsümüzü destekler niteliktedir.

Yurt dısına çıkmadan önce aileleri köy ve kasabada yasayan ögrencilerle, aileleri küçük ve büyük kentte yasayan ögrenciler arasında, benlik tasarımı açısından bir fark elde edilmemistir. Bu denence olusturulurken benzer aileden ve benzer çevrede yasayan ögrencilerin kendilerini ve baskalarını algılamalarının yaklasık degerlerle dile getirilecegi düsüncesinden hareket edilmisti. Ancak Parer ve arkadaslarının (1969) Philadelphia’da kırsal ve kentsel kesimden gelen göçmenler arasında yaptıkları bir arastırmada benlik saygısı açısından bir fark elde etmedikleri görülmektedir (Akt. Dogan, 1988).

Yurt dısında bulundukları süre içinde Türkiye’ye bir kaç yılda bir gelen ve hiç gelmeyen ögrencilerle, yılda bir ve birkaç kez gelen ögrencilerin arasında, benlik tasarımı açısından bir fark görülmemistir. Dogan (1988) ’ın yaptıgı arastırmada ise Türkiye’ye yılda bir kez gelenlerin hiç gelmeyenlere göre daha sorunlu oldukları bulunmustur. Sorunların benlik tasarımını olumsuz etkiledigi düsünüldügünden bu denence olusturulmustur.

Yurt dısından 1993 yılında Türkiye’ye dönüs yapan ögrencilerle 1993 yılından önceki yıllarda dönüs yapan ögrencilerin arasında benlik tasarımı açısından bir fark elde edilmemistir. Bu denence olusturulurken Kagıtçıbası (1975) dıs ülke yasantısından sonra yurda döndügünde kisinin yeni bir uyum sürecinden geçtigini ve yeniden bir ögrenme süreci yasandıktan sonra uyum saglayabildigini belirttigi de göz önünde bulundurulmustur.

Yurt dısından Türkiye’ye dönüs yaptıklarında 15 ve daha büyük yaslarda olan ögrencilerle daha küçük yaslarda olan ögrencilerin arasında benlik tasarımı açısından da bir fark elde edilmemistir. Bu arastırmada, 15 ve daha büyük yasta dönenler üçte iki oranında daha fazladır. Ancak, ortalamaları biraz daha yüksek olmasına karsın anlamlı düzeyde bir fark elde edilmemistir. Bu denence kurulurken su görüslerden hareket edilmistir. Bastan beri vurgulandıgı gibi göçe katılıstaki yas önemlidir. Çocuk göçmenlerin ergen göçmenlerden dolayı kolay uyum sagladıkları bilinmektedir. Çocuklar gittikleri ülkenin dilini, özellikle birinci sosyallesme sürecinde daha çabuk ögrenirler, kültürlesmeden daha kolay etkilenirler.

Türkçe’yi kullanma becerisi zayıf ve orta olan ögrencilerle Türkçe’yi kullanma becerisi iyi ve çok iyi olan ögrencilerin arasında benlik tasarımları açısından bir fark elde edilmemistir. Literatür taramalarında kültürel kimligin en önemli unsurlarından birinin dil oldugu vurgulanmaktadır. Çünkü dil aracılıgı ile birey çevresiyle iliski kurar, kendi tarihini, geleneklerini tanır, kendini ve dünyayı anlar. Diger bir görüse göre, kültürel degerlerin benimsenmesinde dilin önemi büyüktür. Yalnız insanda ikinci bir dili ve bu dili konusan toplumun davranıs biçimlerini ögrenme yetenegi vardır. Sonradan ögrenilen davranıs biçimleri kültürel benlige katılabilir (Akt. Abalı, 1987).

Yurt dısından yeni dönen ve Türkiye’de en çok üç ve daha az yıl okula devam eden ögrencilerle daha uzun süre okula devam eden ögrenciler arasında benlik tasarımları açısından bir fark elde edilmemistir. Türkiye’de üç ve daha az yıl okula gidenler tüm örneklemin üçte ikisini olusturmasına karsın bir fark elde edilmemistir. Bu bulgu arastırmanın 7. denencedeki Türkiye’ye dönüs yılı ile de paralellik göstermektedir. iki denencedeki ortak yön olarak, yurt dısı yasantısı geçiren gençlerin Türkiye’de bulunus yılı ve okula gidis yılı ne olursa olsun sorunlarının boyutu aynı, kendini ve baskalarını algılayısı aynı denebilir.

Yurt dısına yeniden dönmek isteyen ögrencilerle, dönmek istemeyen ögrencilerin arasında benlik tasarımı açısından bir fark elde edilmemistir. Bu arastırmada örneklemin yarısından biraz fazla olan ögrenciler yurt dısına yeniden dönmek istediklerini, yarısından birazı ise, yeniden yurt dısına dönmek istemediklerini belirtmislerdir. Tufan (1985), Tomanbay (1985), Dogan (1988)’ın yaptıkları arastırmalarda lise ögrencilerinin çogunun yeniden yurt dısına dönmek istedikleri görülmüs ve problem envanterinden aldıkları puanların ortalamaları yüksek çıkmıstır.

SONUÇ VE ÖNERiLER

insan kendini gerçeklestirme dogrultusunda dogustan bir güdüye sahiptir. Benlik ve yasantıların birbiriyle bagdasım içinde oldugu zamanlarda bu gelisme söz konusudur. Bagdasım bireyin saglıklı bir benlik tasarımı gelistirebilmesi için temel bir ilkedir. Ancak birey çevrenin engellemeleri ve korku veren durumlarla karsılastıgı zaman benlik tasarımında olumsuz degismeler olur. Yurt dısına, kisilik ve benliklerini gelistirme fırsatını bulamadan giden Türk çocuklarının bu engellemelerle karsılastıkları görülmektedir. Dogal olarak bu ve buna benzer bireyi yabancılastıran etmenler olumsuz benlik algısı yaratabilmektedir.

Rogers (1951) kisilik ile ilgili en önemli kavramın benlik oldugunu vurgulamıs ve “benlik tasarımı” ya da “benlik algısı”, benlikle ilgili algıların örgütlenmis bir biçimidir, demektedir. Benlik tasarımı genis anlamıyla bireyin özellikleri ve yetenekleri diger insanlarla çevresi ile ilgili benlik algısı ve tasarımları, olumlu, olumsuz amaç ve idealleri gibi ögelerden olusur.

Kimlik kargasası ya da kimlik belirsizligi diyebilecegimiz bu durum ülkemizde gözlenen hızlı kentlesme ve yabancı ülkelere göç gibi olgularla daha net bir biçimde varlıgını hissettirmeye baslamıstır (Geçtan, 1984).

Bireyde içgörü gerçek yasantıların çarpıtılmadıgı yabancılasmanın olmadıgı durumlarda kazanılabilir. içgörünün kazanılması kendini anlamaya ve oldugu gibi kabul etmeye giden yoldur. Kendini kabul eden insan dogal olarak baskalarını da daha iyi anlayacak ve kabul edecektir. Bu kabul kendini gerçeklestirmeye götüren süreci baslatır.

Ergen göçmenlerin yasadıgı olumsuzlukların düsük benlik tasarımına ve kimlik çatısmasına neden oldugu pek çok arastırma ile de ortaya konmustur. Göçmenligin kisiligin tamamını ilgilendiren ve benligi zorlayan bir yasam dönemi oldugunu da vurgulamak gerekmektedir.

Buna göre su öneriler ile ögrenciler desteklenmelidir.

•  Yurt dısı yasantısı geçiren ögrencilerin önemli eksiklerinden birisinin de benliklerine iliskin algılarının olumsuz oldugu anlasılmaktadır. Bu nedenle ögrencilerin hem Türkiye’de hem de Almanya’da yardım gereksinimleri oldugu ortaya çıkmaktadır. Yasamlarını kolaylastıracak her türlü yardımın dısında psikolojik destek hizmetlerine de gereksinmeleri vardır.

•  Dil gelisimi kisiligin gelismesinde ve saglıklı algılayıp kendini ifade edebilmede çok önemli bir öge oldugu için hazırlık sınıflarında Türkçe’nin ögretimi üzerinde önemle durulmalıdır.

•  Bu liselerin Rehberlik ve Psikolojik Danısma hizmeti veren servisleri güçlendirilmelidir.

•  Yurt dısında lise, gidilen ülkenin dilinin iyi ögrenilebilmesi için ilgililer dil programlarının göçmen çocuklara göre düzenlenmesini saglamaya çalısmalıdırlar.

 

 

KAYNAKÇA

Abadan, Unat, Nermin. Batı Avrupa ve Orta Dogu’ya Göç Eden isgücünün Sosyal Yasalar ve Toplum Yapısı Üzerindeki Etkisi. Prof. Dr. Abadan Unat Nermin. ibrahim Yasa’ya Armagan. Ayrı Basım Ankara Üniversitesi Basımevi. 1983.

——-, Göçmen isçi Çocuklarının Sosyo-Psikolojik ve Egitimsel Sorunları, Yurt Dısındaki Türk Çocuklarının Egitim Sorunları T.C. Ankara Üniversitesi Egitim Arastırmaları Merkezi. 1979.

——-, Unat. N. Ve N. Kemiksiz. Türk Dıs Göçü 1960-1084 Yorumlu Bibliyografya-Ankara Üniversitesi. Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Basın Yayın Yüksek Okulu Basımevi 1986.

Abalı, Ünal. “Almanya’daki Türk ögrencilerinin Kültürel Benligi “ Türkoloji Çalısmaları ve F.Almanya’daki Türk Çocuklarının Egitim-Kültür Problemleri Sempozyumu, Ankara1987.

Allport. G.W…”Is The Concept of Self Necessary” In C.Gordon and K.J. Gergen (Eds) The Self in Social Interaction. Vol. I Classic and Contemporary Perspectives. N.Y: John Wiley and Sons. Inc., S 25-35. 1968.

Ana Britanica Genel Kültür Ansiklopedisi. Cilt. H9. 1990.

Aronowitz, Mihael. The Social and Emotional Adjustment of immigrant Children; a Review of Literature International Migration. Reviw Cilt. XVIII. 2.5: 237.257.1976.

Can, Gürhan. Lise ögrencilerinin Benlik Tasarım Düzeylerini Etkileyen Bazı Etmenler Yayınlanmamıs Doktora Tezi. S. 114-115 Ankara Hacettepe Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü 1986.

Cerit, Hasim. Federal Almanya’da çalısan Türk isçi Çocuklarının Egitim Ögretim Problemleri ve Çözüm Yolları M.E.B. Yayınları Ankara 1984.

Çalısma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı 1987 Yılı, Yurt Dısı isçi Hizmetleri Raporu. Ankara Çalısma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı Yayını No: 32.

Dogan, Süleyman. Yurt Dısı Yasantısı Geçiren ve Geçirmeyen Lise Ögrencilerinin Problemleri, Yayınlanmamıs Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara 1988.

Dönmez, Ali Yurt Dısı Yasantısı ve insan Dogası Anlayısı. Ankara Üniversitesi. Egitim Bilimleri Fakültesi Dergisi Cilt 24.5.1.Ankara 1991.

Eppink. Andreas. “ Social-Pysachological Problem Of Migrant Children An Coultural Coflicts” International Migration, Fourth Seminar On Adaptation And Integration Of Permanent Immigrants 87.117.

Geçtan. Engin Psikanaliz ve Sonrası. Hür Yayın-istanbul 1981

——-, insan Olmak. S.19. istanbul 1984.

Halpin, G. Ve G. Lindzey. Theories of personality.  NewYork. John Wiley and Sons Inc. 1978.

Hisli, Nesrin. Yurda Dönen isçi Çocuklarının uyum Sorunları. Yayınlanmamıs Arastırma. Ege Üniversitesi . izmir 1986.

izci, Ayse. Lise Son Sınıf Ögrencilerinin Benlik ve ideal Benlik Kavramlarının Tercih Edilen Ve Seçilen Meslek Kavramları ile Bagdasım Düzeyleri, Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1988.

James, W. “The Self”: Inc. Gordon ve .J. Gergen (Eds), The Self in Social Interaction Vol. I. Classic And Confemporary Perspectives N.Y. John Wiley And Sons inc. 1968.

Kagıtçıbası, Çigdem. Dıs Ülke Yasantısının Etkileri. Bir Uluslararası  Egitim Mübadelesi Programı Sonuçlarının Sosyal Psikolojik Açıdan Degerlendirilmesi. istanbul Bogaziçi Üniversitesi Yayınları, s.234-235. 1975.

Kılıçkaya, Nilgün. Yurt Dısı Deneyimi Geçirmeyen Lise Ögrencilerinin Kendini Gerçeklestirme Düzeyleri. Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi. Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara. 1988.

Kuo, Wen. “Theories of Migicition and Mental Healt An Empericial Testing on Chinese Americans” Social Science and Medicine 10:297-336. 1976.

Maslow, Abraham Ha Toward a Psychology Second Edition. NewYork: D.V an Nostrand Company. 1968.

Mead, G.H. “The of the Self in C.Gergen (Eds), The Self in Social Interaction Vol. I Classic And Comtemporary Perspetcives, N.Y. John Wiley and Sons Inc., 1968.

Onur, Bekir. Ergenlik Psikolojisi. Derleyen ve Yayınlayan (Bekir Onur) Ergenlikte Kültür ve Yabancılasma: Poraty Rogers: Çeviren:ipek Gürkaynak. Ankara Hacettepe Tas Kitapçılık Ltd. fiti. 1985.

Özoglu, Süleyman. “Psikolojik Danısmada Benlik Kavramı” Ankara Üniversitesi E.B.Fakültesi Dergisi Sayı: 8. S.93-112. 1975.

Powers. S. And Sancez. V.V. “Correlates of Self Esteem of Mexican American Adolescont” Psychological Reports, 1982. 51,771-774.

Rogers, Carl. Client Centered Theraphu its Current Practice Implications and Theory Boston: Houghton Miftlin Company. 1951.

Rosland, F.R. “The Effect at Self Concept Upon Adolescent Communication With Parents” Journal at School Healt, (Feb) Vol. 48.100-102. 1978.

Saglam, Mustafa. Yurt Dısından Dönen Ögrenciler içim Uyum Programı Model. Yayınlanmamıs Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 1985.

Shavit, H. And Shouaval, R. “Self Esteem and Copnitive Consistency Ettectson salt other Evaluation” Journal of Experimental Social Psychology. 198016417.425.

Tezcan, Mahmut. Yurt Dısından Dönen Gençlerin Uyum Sorunları. Egitim Sistemi ve Topluma Uyum. Engin Kitabevi. S.1.-10. Ankara. 1987.

Tomanbay, ilhan. Yurt Dısından Dönen ve Ankara’daki Bazı Üniversitelerde Okuyan Gençlerin Türkiye’de karsılastıkları Uyum Güçlükleri. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Dergisi. Cilt III. Eylül 3 165. 177- Ankara. 1985

Tufan, Beril. Türkiye’ye Dönen ikinci Kusak Göçmen isçi Çocuklarının Pisiko-Sosyal Durumları. Ankara; D.P.T. Sosyal Planlama Baskanlıgı. Planlama Dairesi Yayınları. No. DPT. 2071 S.P.B. 405. Ankara. 1987.

——-, Federal Almanya’dan Dönen isçi Çocuklarının Türkiye’ye Döndükten Sonra karsılastıkları Güçlükler. Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Dergisi Cilt III. Eylül 3. 153-163. Ankara. 1985.

Türker. A.U. “Avrupa’daki üç Lisede Sosyo-Ekonomik Bakımdan Avantajsız Ögrencilerin Çesitli Özellikleri ve Belli Baslı Egitim ve Rehberlik sorunları “Doktora Tezi Ankara Hacettepe Üniversitesi Yayınları C.19. Ankara. 1977.

Yasa, ibrahim. Yurda Dönen isçiler ve Toplumsal Degisme Ankara: TODAiE Yayınları No. 182. Ankara 1979.

 

 


 

*Dr.; Talim ve Terbiye Kurulu Baflkanlıgı,Program Dai.Bsk.

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv