Yrd. Doç Dr. Aysen SOYSALDI (*)
Türk sanatları içinde en eski ve en görkemli geçmişe sahip olanlardan biri de dünyada bir Türk Sanatı olarak tanınan halı sanatıdır.
Nuin-ula keşifleri, halının duvarlara asmak ve döşemeleri örtmek gibi muayyen maksatlar için kullanıldığına dair bize fikir vermektedir. Halının aynı zamanda -altın kaplar müstesna- odalar için yegane teçhizatı teşkil ettiği keyfiyeti de bu keşifler sayesinde aydınlanmaktadır” (1).
Orta Asya’da hakan çadırları ve mezar odalarını süsleyen Türk halıları, gelişmesini günümüze kadar kesintisiz sürdürmüştür.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Anadolu’da mahallî karakterlere sahip halı merkezleri kurulmuştur. Konya Ladik, Uşak, Gördes, Kula, Milas, Sivas, Kayseri, Mucur bu merkezlerin en seçkinleridir. Ayrıca Osmanlı sarayının desteği ve gözetiminde gelişen rengi, deseni ve dokuma tekniği bakımından farklı “Osmanlı saray halıları” grubu vardır. Saray halıları Yavuz Sultan Selim Han’ın(1514) İran seferi dönüşünde Tebriz’den Türk asıllı halı ustaları getirerek İstanbul’da halı tezgahları kurdurmasıyla başlamıştır (2).
Bu halılar Osmanlı sarayı, köşk ve camilerinin taban yaygısı olmakla birlikte,Avrupa’ya da ihraç edilmiştir. Saray halılarının ebatları gerek taban halısı, gerekse seccade olarak çok büyüktür. Saray ihtişamının göstergesi olan bu halılar tamamen yün, tamamen ipek ya da yün, ipek, sırma karışımı ipliklerle dokunmuştur Ayrıca Osmanlı saray nakkaşlarının meydana getirdiği natüralist ve antinatüralist tarzdaki Türk süsleme sanatlarının üslûplaşmış bezeme motifleri olan bitki, çiçek, kuş, yazı, bulut ve ejder figürlerinin çeşitli kompozisyonları ile süslenmiştir.
Osmanlı saray halıları XIX. yüzyılın ikinci yarısında Hereke Fabrika-i Hümayunu ile son gelişme dönemine girmiştir. Bu fabrika Sultan Abdülmecit döneminde 1843 yılında kurulmuştur (3). Fabrikada halı üretimi, 1844 yılında padişahın emriyle kurulan halı tezgâhlarında başlanmıştır(4). Bir başka kaynağa göre ise; bu fabrikada halı üretimine 1891 yılında başlanmıştır(5).
“1833 yılında Defterdarda “Feshane-i Fabrika-i Hûmayun”un kurulduğu ve daha sonra genişletilerek 1843 yılında halı imalatına başladığı da bilinmektedir. Hereke fabrikası atölyelerinde halı dokumalarına 1891’de başlandığına göre, Feshane halıcılığının tarihi daha eski olması gerekir. Ancak Hereke ve Feshane’de daha evvelki tarihlerde de halı dokunduğu ancak bu halılara müessese adı yazılmadığı düşünülmektedir. Hereke halılarının eski örneklerine rastlandığı halde,Feshane halılarının eski örneklerine pek rastlanmamaktadır”(6).
“19. yüzyılda Hereke’de dokunduğu belirlenen ve Topkapı sarayında bulunan bir grup ipek seccade vardır.Bu seccadelerde renkler göz alıcı canlılıkta kullanılmış, sınırlı renk tonu ile çok kuvvetli kontrast etki sağlanmıştır. Anadolu motifleri ile Gördes ve Uşak halı bordür desenlerinin bu seccadelerde görülmesi, geleneksel halı motiflerinin 19. yüzyılda da devam ettiğini göstermesi açısından ilginçtir. İran sanatının tüm dallarında pek bol olarak kullanılan yazı, dekoratif ve mistik anlayışla saray seccadelerinde de kullanılmaya başlanmıştır. Bu seccadeler erken örneklerine göre; daha küçük, teknik bakımdan ise düğümler daha kabadır. Desen ve kompozisyondaki yineleme, motiflerdeki şematik ifade ile bordür desenleri bu halıların, çok kısa bir süre içinde ve aynı tezgâhlarda dokunduğunu göstermektedir”(7).
Hereke ürünleri 1894, 1902,
1910, 1911, 1921 yıllarında yurt içi ve Fransa’daki sanayi ürünleri fuarlarında
ödüller ve madalyalar kazanmıştır. O yıllarda ipek canfes, ipek kemha,
ipek kadife, döşemelik ve perdelik kumaş ile ipek yün halı üretimi yapılmaktadır.
Avrupa ve Amerika’dan da saray ve köşklerin perde ve halıları sipariş üzerine burada dokunmuştur (8).
Alman imparatoru Wilhelm’in Hereke’yi ziyaretinde dinlenmesi için Abdülhamit han tarafından yaptırılan ahşap köşk, bir günde deniz kıyısına kurulmuş ve bugün hâlâ korunmaktadır.
Hereke 1910’lu yıllarda halıcılıkta hatırı sayılır bir noktaya gelmiştir. Hereke Fabrika-i Hümayununda 1 cm’de 6-12 düğümlü yün ve ipek halılar dokunmakta ve dokuyuculara 1400 düğüme 1 kuruş verilmekteydi. O günlerde günde 5-6 bin düğüm yapan ortalama bir işçinin günlüğü Hereke de 4.0 kuruş, Uşak’ta 2.5 kuruş, Isparta’da 2.1 kuruş, Sivas’ta 1.8 kuruşa gelmekteydi (9). Bu da Hereke’nin halı üretimindeki önemini açıklamaktadır.
Birinci Dünya savaşında halı bölümü önemini kaybederek 40 işçiye düşmüştür.Savaştan sonra hızla üretim artışı yapan fabrikada 1939’da 200 kız işçi çalışmakta ve 60 tezgâh da çevre köylerde fabrikaya bağlı üretim yapmaktadır(10).
Fabrika 107 tezgâhla üretim yapan devrin modern bir işletmesi olarak 1933 yılında Sümerbank’a bağlanmıştır. Kopukluk olmadan devam eden halıcılık üretimi yapan fabrika 1986 da yeniden yapılanmıştır. Bugün ise Devlet Kamu İktisadi Teşekkülü olarak Türkiye çapında faaliyet gösteren Sümerhalı’nın bölge kuruluşu olarak üretim yapmaktadır.
Sümerhalı’nın Hereke bölgesinde yılda 18.000 m2 halı üretilmektedir.
Türkiye’nin en ince kalite halısı olarak üretilen halılar;
Yün; dm2’de 60x60 düğüm
Ayrıca yıkama ve ışık kaslığı yüksek boyu grupları ile boyanmaktadır(11).
Hereke halıları daima Türk(Gördes, düğümü, çift bağlama) düğümü ile dokunmaktadır.Hereke’de saray halı desenlerinin yanında, Uşak, madalyon halı, Feshane (Çift kesimli) kabartmalı halı, kafkas, bademli gibi desenler de dokunmaktadır.
Hereke halı desenleri bugün hâlâ Osmanlı döneminde başlayanTürk süsleme sanatları üslûbu geleneğini sürdürmektedir. Bitkisel, formda üslûplaşma çiçek ve yapraklar, efsanevi kuş figürleri nesnel formda vazo sütun ve mihraplar, oryantal çizgilerle fakat sade ve dinlendirici kompozisyonlarla biçimlendirilmektedir. Desenler tepki kopya yöntemi ile çoğaltılarak dokuyuculara verilmektedir.
Ayrıca fabrikada kalite kontrolü titizlikle yapılmakta, desen hataları ve diğer dokuma hataları önlenmektedir. Halıcılığın inceliklerini bilen görevliler Türk halıcılığını yücelten titizlikle çalışmaktadırlar. Atölyelerde ihracata ve siparişe göre istenilen ebatlarda yün ve ipek halılar üretilmektedir.
Hereke halılarında desen numaraları ve adları vardır.Bunlardan seccade örnekleri şunlardır. 1011-Çeşmi Bülbül, 4014-Zümrüdüanka, 1272-Çinili Bahçe, 1245-Bahardalı, 12-Kufili, 10-Güzelleme, 1024-Kandilli, 1009-Sultanahmet,14-Asmalılale, 17-Saray Kandili,
Taban halıları ise 1002-Yedi Dağın Çiçeği, 1061-Erik Dalı, 1042-İnce Lalezar, 1077-Hasbahçe, 1070-Bademli, 21-Zengin, 1072-Laleli, 1021-Eskilalezar, 1037-Tebriz, 1078-Ferhan, 1003-Polonez, 1098-Kırçiçeği, 1085-Lalezar, 1108-Müzelik, 1062-Bindallı, 1026-Kafkas, 1109-Pençeli, 1094-Rozet, 1296-Meram, 1055-Kafesli gibi hala üretilen desenlerdir (13).
Not:Bu çalışma; 1982’de üç haftalık halı atölyesi stajı ile görevlendirilmem dolayısıyla bizzat yerinde tarafımdan incelenerek hazırlanmıştır.
(*)G.Ü.Meslekî Yaygın Eğitim Fakültesi, El Sanatları Yaygın Eğitimi Bölümü,Dokuma Yaygın Eğitimi Ana Sanat Dalı Başkanı
(1)Strzygowski, H.Glück, F.Köprülü, Çeviren A.C.Köprülü,Eski TürkSanatı ve Avrupa’ya Etkisi, İş Bankası KültürYayınları:152, Ankara 1974, s.30.
(2)C.Ergene:Türk Saray Halıları, Kültür ve Sanat Dergisi, Yıl, 4 Sayı 13, Mart,Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1992, s.26-27.
(3)Ö.Küçükerman; Hereke Fabrikası, Sümerbank Genel Müdürlüğü,Ankara, 1986, s.50.
(4)C.Ergene; a.g.m., s.27.
(5)Ö.Küçükerman; a.g.e., s.51.
(6)H.Arseven;Feshane Halıları, Türkiyemiz, Yıl 16, sayfa 47. Ekim,Akbank Yayınları, İstanbul, 1985, s.16-19.
(7)Ü.Bilgin; XIX.Yüzyıl Seccadeleri, Sanat Dünyamız, Yıl 6, Sayı 17, Eylül,Yapı ve Kredi Bankası Yayını, İstanbul, 1979, s.18-22.
(8)Ö.Küçükerman; a.g.e., s.51.
(9)Ö.Küçükerman; a.g.e., s.47-55.
(10) Ö.Küçükerman; a.g.e., s.57.
(11)Halı Kataloğu, Sümerhalı, İstanbul, 1992, s.Giriş.
(13)Halı Kataloğu, a.g.e.