KOSOVALI VE SIRP ÇOCUKLARINA
TÜRKİYE EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI bu yıl ki 23 NİSAN KUTLAMALARI kapsamında iki kampanya açtı. Bunlardan ilki, bugün onların içinde bulunduğu durumu 1920’de onların yaşında olan dedelerimizin, ninelerimizin yaşadığı Kosovalı çocuklara, Türk çocuklarının “23 Nisan Sevgi ve Dayanışma Mektubu” yazıp göndermelerini ve bu mektupla birlikte Kosovalı kardeşlerine “kendilerinin en çok sevdikleri oyuncakları ve giysilerini” armağan etmelerini kapsıyor.
Türk çocukları, dedelerinin ve ninelerinin anlattıkları acıları bugün Kosovalı kardeşlerinin yaşadıklarını görmekten büyük üzüntü duyuyorlar; bu nedenle onları çok iyi anlıyorlar. Aynı zamanda, Kosovalı çocukların yaşadıklarını televizyonlardan, radyo ve gazetelerden izlerken; dedelerinin ve ninelerinin Kurtuluş Savaşı yıllarında çektiklerinin de daha çok bilincine varıyorlar. Büyük Atatürk’ün “YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” ülküsünün ne denli doğru ve evrensel olduğunu yaşanan bütün bu acıların bir kez daha ortaya koyduğunu anlıyorlar.
Bu yüzden, isteyen her Türk çocuğunun, bir Kosovalı arkadaşına yazacağı, “onu ve kardeşlerini düşünen ve seven, onların acılarını paylaşan ve bu acıları gidermek için ellerinden geleni yapan Türk çocukları bulunduğunu” belirten mektuplarını TEGV alıp Kosovalı kardeşlerine iletti.
İkincisi ise, gözleri kin ve nefretle kararmış kötü Sırp politikacıların insanlık dışı plân ve uygulamaları yüzünden bombalanan“Sırbistan’daki çocuklara mektup” yarışması. Türk çocukları, Kosovalı kardeşlerinin yaşadıklarını görmekten büyük üzüntü duyuyorlar; aynı zamanda,Sırp çocuklarının da dünyalarının karardığını biliyorlar.
Yine bu nedenle, TEGV yarışmasına, Büyük Atatürk’ün “YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” ülküsünü aklında tutan her Türk çocuğunun, bir Sırp çocuğuna yazacağı,“Yerlerinden, yurtlarından edilen; annesi, babası, kardeşleri öldürülen Kosovalı kardeşleri kadar onu ve Sırbistan’daki tüm çocukları da düşünen ve seven, onların acılarını paylaşan ve bu acıları gidermek için çaba gösteren Türk çocukları bulunduğunu” belirten mektuplar katıldı. Yarışmaya katılanlar arasından en güzel üç mektubun yazarlarına birer ödül verildi.
“SIRP ÇOCUĞUNA MEKTUP YARIŞMASI” BİRİNCİSİ
Koç Özel İlköğretim Okulu
Sınıfı :2-F
Üsküdar/İSTANBUL
28 Nisan 1999
Sevgili Sırp Arkadaşım,
Ne kadar zor durumda olduğunuzu düşünebiliyorum. Bir yandan savaşın içinde yaşıyorsunuz, bir yandan da savaşı çıkaran ülke olarak suçlanan bir ülkenin çocuklarısınız. Aslında bu savaş Sırp çocuklarının suçu değil. Eee!... Büyüklerin kararını değiştirmek kolay değil. Bölme işlemini en iyi onlar yaparlar, bize hep paylaşma ile ilgili öğütler verirler ama kendileri hiçbir şeylerini paylaşmazlar. Büyükleriniz fazla toprak istediği için NATO yurdunuzu bombalıyor. Hedef sapmaları yüzünden anne, babalarınız ölüyor. Eminim siz Sırp çocukları da tüm dünya çocukları gibi, isterSırp, ister Kosovalı olsun, insanların ölmesini istemiyorsunuzdur. Ama, dediğim gibi, bazen büyükler anlaşılmaz oluyor.
Bu savaşın çok yakında bitmesi ve herkesin barışla, sevgiyle ve sonsuza kadar Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün“Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesiyle yaşaması en büyük dileğim.
En iyi, en güzel, en barışçı ve en içten
dileklerimle...
“KOSOVALI ÇOCUĞA MEKTUP YARIŞMASI” BİRİNCİSİ
Suzan ÜSTÜN
Mehmetçik İlköğretim Okulu
Sınıfı :7-A
27 Nisan 1999
Sevgili Kosovalı kardeşlerimiz, size bu mektubu yazarken içinde bulunduğunuz durumu düşünüyorum.
Ama bu, dünyanın sonu değil, bu yıllar önce bizim de başımıza gelmişti. Kurtuluş Savaşı’mızı inandığımız için kazandık. Mustafa Kemal Atatürk yurdumuzu düşmanlardan kurtardı. Ama biz bu savaşı kadın, erkek, yaşlı, genç, küçük, büyük demeden savaştık. Ama bunun sonucunda yılmadık savaşarak kazandık. Eğer ki içinde bulunduğunuz duruma üzülüyorsanız haklısınız. Ama yılmadan yılmadan savaşsanız kazanırsınız. Bizler yani Türkiye size elimizi uzatarak yardım edeceğiz. Sizlerin durumunu her akşam televizyondan ve gazetelerden öğreniyoruz. İçinde bulunduğunuz duruma bizde en az sizin kadar üzülüyoruz.
İnşallah içinde bulunduğunuz durumdan çok çabuk kurtulup tekrar eskisi gibi okullarınıza dönersiniz. Bütün Türkiye de biliyor ki içinde bulunduğunuz durum içler acısıdır.