Yas tutmuyoruz Atam, ölmüşe yas tutulur,
Biz seni unutmadık, ölmüşler unutulur.
Kalbimizde yaşayan sonsuza dek anıtsın
Dünyayı bilmem ama, Türkler nasıl unutsun.
Ölüm, maddî bir olay, ölümsüzlük başka şey
Eserinle yaşıyor, kalplerimizdesin hey...
Yurdumuzda al bayrak, şanla dalgalanırken,
Sana öldü denir mi, Cumhuriyet var iken...
Denizlerde gemiler, gökyüzünde uçaklar,
Kurduğun orduların hürriyeti kucaklar.
Devrimlerin ayakta hepsinde imzan var,
Adın unutulamaz inan sonsuza kadar.
Senin olduğun yerde, kurtuluş filizlenir
Ulusun var oldukça, ilkelerin izlenir...
Demek ki, sen ölmedin, ölümsüzlüğe denksin,
Tarih sayfalarında altın yazıyla teksin.
Güneş gibi ışıksın, mehtap gibi hâle
Senin sayende geldik, çalışarak bu hale.
Sana bayrak indirdik serenlerden yarıya,
Ama, başlarımız dik, göğsümüz yukarıya...
Yaşıyoruz gururla, bir vatan sahibiyiz,
Toprağını işleyen, fabrika ülkesiyiz.
Senin nurlu ışığın aydınlatıyor yurdu,
Her yılın kasımında halkım bunu duyurdu.
“Ne Mutlu Türk’üm” dedin soyumu anımsattın
Yok olduğumuz anda bizi tekrar yarattın...
Demek ki yaşıyorsun, bu yurdun her yerinde,
Var olmak sevinci var, lâik ilkelerinde...
Seni öldü diyene, yargın yanlış diyoruz,
Devrimlerin sürüyor, biz de götürüyoruz.
Ondan yas tutmuyoruz yas ölene tutulur,
Sevgini taşımayan çok çabuk unutulur.
Yurdun her karışında, akan ırmaklarında,
Yaşıyorsun ey Atam, asil olan kanımda...
On kasımlar yas değil, seni seven ulusa,
Seni anlamıyanlar, başlasın kara yasa.
Sanatta ve kültürde büyük izler bıraktın,
Gerilere dönmeyip, yeni çağlara aktın.
Eğer ki, yeryüzünde varsa bir Türkiye,
Bütün cihan biliyor, o sendendir hediye.
Yas tutmuyoruz Atam, çünkü varsın ölmedin,
Kalbimize gömüldün, toprağa gömülmedin.
Yattığın Anıt-kabir ulusunla sana yar,
Ey Büyük Atatürk’üm, “Vatan sana minnettar”
Mustafa ÖZÇİÇEK