Eğitimde Örgütsel Yenileşme ve Karara Katılma
 
 

Doç. Dr. Servet ÖZDEMİR (*)

Dr. Necati CEMALOĞLU(**)
 

GİRİŞ

Ekonomik, sosyal ve siyasal alanda meydana gelen gelişmeler, bilimsel araştırma bulguları toplumları etkilemekte ve yenileşmeye zorlamaktadır. Sosyal sistem olarak örgütler, bir şeyi daha iyi yapmanın yolunu bulmak, örgütün içi ve örgütün dışındaki beklentileri karşılamak amacıyla yenileşme uygulamaları yapmaya çalışmaktadırlar. Örgütün kısa dönemde etkililiğini sağlamak ve personelin iş doyumunu artırmak, orta dönemde örgütün çevreye uyumunu geliştirmek, uzun dönemde ise örgütün varlığını sürdürebilmesi, yenileşmeye karşı örgütün sağlayabildiği uyum ile mümkün olmaktadır.

Eğitim örgütleri de bütün örgütler gibi, çevre sistemlerinde meydana gelen değişmelerden etkilenir. Ancak, eğitim örgütlerini diğer örgütlerden ayıran temel özelliklerin başında, eğitim örgütlerinin, değişimi başlatma sorumluluğunun bulunması gelir. Bursalıoğlu(1) “Ekonomik, siyasî, toplumsal sistemlerden etkilenen ve onları etkileyen eğitim sisteminin, bir ulusun sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan devamını sağlama işlevlerini, eğitim örgütleri aracılığıyla gerçekleştireceğini ileri sürmekte ve okulun çocukların sosyalleşmesini gerçekleştirme, onlara toplumun kültürünü aktarma, yetiştirdiği kuşağın toplumun siyasal yapısına uyumunu sağlama, liderlik yeteneklerine sahip gençleri ortaya çıkarma, nitelikli insan gücünü yetiştirme gibi işlevleri gerçekleştirmekle yükümlü olan özel bir konuma sahip olduğunu” belirtmektedir. Eğitim örgütlerinin, kendi yapısal özelliklerine, içinde bulunduğu çevrenin, öğretmen, veli ve öğrencilerin beklentilerine uygun, yenileşme uygulamaları yapmaları, amaçları ve işlevleri açısından zorunlu hâle gelmektedir. Etkili bir değişim yapabilmek için iç ve dış faktörlerin birlikte ele alınması gerekmektedir (2).

Eğitimde başarılı örgütsel yenileşme uygulamalarında en önemli faktörlerden birisi de okuldaki örgütsel davranış biçimidir. Eğitim yöneticileri ya da okul yöneticileri, yetkilerini kullanarak öğretmenlere kararları benimsetebilirler. Bu durumun her öğretmen de benzeri tepkilere sebep olması beklenmemelidir. Çünkü, her öğretmenin okul içindeki konumu, informal gruplarla ilişkisi, meslekî algısı değer ve inançları birbirinden oldukça farklıdır. Bununla birlikte öğretmenlerin karara katılımının eğitim örgütlerinin başarıya ulaşmasında etkili olduğunu gösteren pek çok araştırma da bulunmaktadır(3).

Yenileşme ve Karar

Karar ile ilgili literatür incelendiğinde, amaç ve içerik yönünden birbirine benzeyen pek çok tanımın olduğu görülmektedir. Bursalıoğlu (4) “Kararı, eylemi etkileyen her türlü yargı” biçiminde tanımlamaktadır. Karar, okulda karşılaşılan sorunlarla ilgilidir ve okul yönetiminin görevi de alınan kararlarla okulun sorunlarını çözmektir.

Eğitim örgütlerinin yenileşme ihtiyacını hissetmesi, yeni bir karar almayı gerektirir. Ancak, karar konusunda gerek eğitim yöneticilerinin, gerekse de okul yöneticilerinin, birbiriyle çelişkili bilgilere sahip oldukları görülmektedir. Karar almak için örgütün bir sorunla karşılaşmış olması ve bu sorunun örgütün amaçlarının gerçekleşmesini engelliyor olması gerekir. Sorun olarak görülen durum, örgütün amaçlarını engellemiyorsa, sorun olarak bakmamak gerekir. Bir durumun değiştirilmesi için varolanın dışında başka bir seçenek yok ise, o durumun bir sorun olmadığı, ifade edilmektedir(5).

Eğitim örgütlerinin içinde ve dışında meydana gelen gelişmeler, alınan kararları çok kısa bir zamanda etkisizleştirmekte, yeni ve etkili kararların alınmasını zorunlu hâle getirmektedir. Bu bağlamda öğretmenler, öğrenciler, veliler sürekli değişen kararlarla karşı karşıya kalmaktadır. Kararların sürekli değişmesini sadece yönetimin bir başarısızlığı olarak görmek yerine, sürekli değişen koşulların doğal bir sonucu olarak algılamak, isabetli bir davranış olabilir. Sorunlara rağmen yönetimin karar almama durumunu, bir sorun olarak kabul etmek gerekir.

Eğitim alanında yapılan yenileşme uygulamalarında, ilgili tüm tarafların kararlara katılımının sağlanması, yeniliğin etkililiğini artırmada önemli bir durumdur. Çünkü, yenileşme ile ilgili kararlara katılan öğretmenlerin, yeniliğin başarısının artması için çaba sarf edecekleri (6) beklenmektedir.

Okul yöneticisi ve tecrübeli öğretmenlerin yenileşmenin yönetiminde, okuldaki bütün personele yardım etmesi gerekir. Özellikle okul yöneticileri, karar verme sürecinde, öğretmen katılımını sağlamalı, öğretmenlerin bilgi ve becerilerinden üst düzeyde yararlanmasını bilmelidirler(7). Yenileşme sürecinde öğretmenlerin karara katılımı, öğretmenlerin potansiyellerini kullanma olanağını yaratacağı için, öğretmenlerin güdülenmesinde etkili olabilir.

Yenileşme ve Karara Katılma

Eğitim sisteminde yapılan yenileşme sürecinde, katılmalı yönetimin etkili olabilmesi için, karara katılanların eşit ve yeterli düzeyde yetkilendirilmiş olması gerekir. Katılmalı yönetim, aynı zamanda demokratik yönetim biçiminin de temel gereklerindendir. Mcpike(8) “Kararın sonuçlarından etkilenen o konuda uzmanlığı ve kararları uygulamada sorumluluğu olan, sonuçlarından etkilenen herkesin, karara katılmasını” önermektedir. Blumberg (9) ise, “Katılmalı yönetimin etkili olarak uygulandığı eğitim örgütlerinde, işten doyum ve diğer bazı olumlu tavırların geliştiğini göstermeyen araştırmanın olmadığına dikkat çekmekte, böylesi bir bulgunun da, sosyal bilimlerde ender görülen bir durum” olduğunu ileri sürmektedir.

Eğitimin yenileşme sürecinde kararlara katılma, öğretmenlerin alınan kararlarda, dolayısıyla da uygulamada daha etkili olmalarına uygun ortam yaratabilir. Öğretmenlerin karara katılımı, oylama ya da bilgi toplama aşamasında olduğu zaman, öğretmenler karara katılmış olmakta, fakat kararın üzerinde fazla etkili olamamaktadırlar. Bu durum ise, öğretmenlerin karara katılımı ile elde edilmesi beklenen kazanımın tamamen kaybedilmesine sebep olabilir.

Karara katılma, karara evet ya da hayır demek değildir. Katılım geniş bir alandan, sınırlı bir alana kadar uzanan bir süreçte farklılık gösterebilir. Karar vermeye geniş katılım, bireyin karar verme sürecine olabildiğince, işlemin başından ve uzun bir süre katılımını ifade etmektedir(10). Yenileşme kararı alınırken çoğu zaman geniş kapsamlı bir katılımın sağlanması, bazen uygulama aşamasında uygun olmayabilir. Bu sebeple, öğretmenlerin karara katılımı dengeli ve tutarlı yönetim uygulamalarıyla desteklenmelidir.

Yeniliğe direnme olduğunda, eğer yeniliğin aciliyeti az ise, yenilikten etkilenenlerin, yeniliğin nasıl uygulanacağı kararına aktif olarak katılmalarına izin vererek, yoğun katılımı gerçekleştirmek en uygun yöntemdir. Bu yaklaşımın avantajı, yenilikten etkilenenlerin olayı sahiplenmesi ile motivasyonun artmasının ve yeniliğin büyük olasılıkla başarıyla gerçekleşmesinin, mümkün olabilmesidir(11).

Öğretmenlerin karar süreçlerine katılmaları, okullarda demokratik yönetim biçiminin gelişmesine de katkıda bulunabilir. Aynı zamanda öğretmenlerin okullarını daha fazla sahiplenmelerini ve iş doyumu elde etmelerini sağlayacak, düzenlemelerin yapılması da gerekmektedir.

Eğer öğretmenlerin yeniliğe katkıda bulunmaları için becerileri kısıtlı ve hemen yetiştirilmeleri de imkânsız ise, karara katılım sınırlandırılabilir. Beceri eksikliğinden karara katılımın etkinliği kısıtlandığında, toplu olarak herkesi işe dahil etmek, yoğun ve düzenli iletişimi gerektirir (12). Yenileşme uygulamalarında, özellikle de, iletişim ve eşgüdüm sorunlarının yaşanıyor olması, varolan sorunları daha da artırabilir.

Okul yöneticisinin yönetim biçimi ve tavırları, alınan kararları etkileyecektir. Okul yöneticisinin, otokratik yöntemlere dayalı olarak uygulayacağı sorun çözme yaklaşımlarında, katılım ne kadar olursa olsun beklenen etkililiği sağlamayacaktır. Okul yöneticisinin, öğretmenlerden bilgi toplayıp kararı kendisinin aldığı sorun çözme biçimi ise, oldukça önemli sınırlılıklara sahiptir. Okuldaki yenileşme sorunlarıyla ilgili olarak, okuldaki öğretmen ve yöneticiler, sorunları birlikte tanımlamalı, sorunları analiz etmeli, çözüm yolları üretmeli, olası seçenekleri belirlemeli ve oy birliğiyle verilen kararların uygulanmasında çaba sarf etmelidir.

Yenileşme sürecinde karara katılma ile ilgili olarak, öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, sorun çözme aşamalarına davet edilmiş olmalarına rağmen, kararın okul yöneticisi tarafından çoktan alındığını düşünmekte, yöneticinin aldığı kararları değiştirmenin mümkün olmadığını, zamanlarının boşa harcandığını ileri sürerek kararlara katılmak istememektedirler. Böyle bir durumda, okul yöneticisi karara katılma sürecinin başından itibaren kişisel eğilimlerini ve ön yargılarını öğretmenlere kabul ettirmeye çalışmamalıdır. Okul yöneticisinin beklentilerinin etkili olduğu durumlarda ise, tamamen iyi niyetli olarak başlayan karara katılma süreci, yenileşme uygulamalarına zarar verebilir.

Katılmalı Yönetim İçin Gerekli Örgütsel Şartlar

Türk Eğitim Sistemi’nde yapılan yenileşme uygulamalarında, karara katılma sürecinin etkili olarak gerçekleşmesi için yapısal değişikliğe gidilmesi gerekir. Yenileşme kararlarının merkezî yönetim tarafından alınıp okullara dikte ettirildiği durumlarda, öğretmenlerin karara katılımından söz etmek imkânsızdır. Wood (13) öğretmenlerin okul yönetimine etkili bir şekilde katılmaları için gerekli değer, yapı ve süreç değişikliklerini aşağıdaki gibi özetlemiştir.

Değer

Eğitimde yenileşme uygulamalarında karara katılacak öğretmenler, mesleğine karşı sorumlu, güdülenmiş ve güvenilir olması gerekmektedir. Yenileşme sürecinde rol alan öğretmenlerin, güdülenme düzeyi, uygulamanın da başarısını belirleyici bir özelliğe sahiptir. Berman ve Mclaughlin(14) “Öğretmenler için en önemli özendiricilerin, öğretmenlerin meslekî gelişimlerinin sağlanması” olduğunu ileri sürmektedirler.

Karara katılanların, alınan kararların kalitesini artıracak yeterliliklere sahip olması bakımından oldukça önemlidir. Çünkü, yeniliğin başarısı yeniliği yürüten öğretmen ve yöneticilerin yeterlilikleri ile doğrudan ilişkilidir. Bu sebeple, yenileşme ile birlikte, eğitim örgütlerinde personel geliştirme eylemlerine ağırlık verilmesi gerekir.

Karara katılmada sağlıklı bir iletişim mekanizması kurulmalıdır. Yenileşme hakkındaki bilgi sağlıklı bir iletişim yoluyla anlatılmalıdır. Öğretmen ve okul yöneticilerine, bilgi ve deneyimlerini açıklama olanağı verilmelidir(15).

Okul yöneticisi karar sürecinde okul ortamında meydana gelen çatışmadan kaçınmamalı, çatışmayı bir bilgi üretme aracı olarak ele almalıdır. Okul yöneticisi çatışmayı yönetebilmelidir. Karar sürecinde etkili olan, karar sürecine katılan kişilerin statüleri değil, uzmanlıkları esas alınmalıdır. Bu duruma göre, ast ve üst ilişkilerinin formal esaslara bağlı olarak yürütüldüğü bir karar sürecinin etkililiğinden söz etmek imkânsızdır.

Yapı

Örgüt politikaları, öğretmenlerle kendilerini etkileyen karara katılma hakkı sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Karara katılanlar, yeni bir konuyu gündeme getirebilme ve tartışmanın seyrini etkileyebilme gücüne sahip olmalıdırlar.

Okul ortamında, okul yöneticisi ile öğretmen arasındaki emir-komuta zincirinin ve hiyerarşik farklılıkların etkisini yok edecek prosedürler hazırlanması gerekir. Eğer alışılmış, sorunlu örgüt yapısında yenileşme uygulaması yapılıyorsa, yeniliğin başarıya ulaşma olasılığı oldukça düşük olabili.

Karara katılanları sınırlayan, örgütsel kural ve düzenlemeler, etkili karar sürecini engelleyebilir. Bu sebeple, daha geniş yetkili, daha serbest karar alma birimleri oluşturulmalıdır.

Süreç

Karara katılanlar, karar alınan konu hakkında bilgi sahibi olmalı ve fikirlerini ikna edecek bir şekilde savunabilmelidir. Karara katılanların güvenilir, sağlam ve yeterli düzeyde bilgiye sahip olmaları gerekir. Karar verilecek konu hakkında karara katılanların sınırlı düzeyde bilgi sahibi olması, yenileşme uygulamalarına zarar verebilir.

Katılımcıların birbiriyle ilişkilerinde ve etkileşimlerinde, açıklık ve dürüstlük egemen olmalıdır. Özellikle de, eğitim yöneticileri açık iletişim önemine inanmalı ve bunun gereğini yapmalıdırlar. Savunmacı iletişim ve aşırı gizlilikten vazgeçilmelidir. Eğitim yöneticisi her türlü iletişim girişimini kendisi başlatarak çevrenin negatif yönlendirmesinin de önüne geçmelidir.

Karar sürecinde çatışma yaşanabilir. Çatışmanın olması örgütün yaşamasının en önemli işaretlerinden birisidir. Çatışmayı zararlı görmek örgütlere zarar verebilir. Okul yöneticisi çatışmayı iyi yönetip yönlendirdiğinde, örgüte çok önemli kazanımlar(16) sağlayabilir.

Örgütteki statüsü ne olursa olsun, her personel kendini ilgilendiren konularda, karar sürecine katılması sağlanmalı ve ast-üst ilişkilerinde serbest ve güdüleyici bir karar ortamı yaratılmalıdır.

Kabul Alanı

Kabul alanı kavramı, emir alan kimselerin o emri kabul edilebilir değerde görmeleri ve kabul etmeleri (17) şeklinde ifade edilmektedir. Karar katılma kavramı içerisinde, okulda alınan her karara öğretmenlerin katılması gerektiğine yönelik bir kabul bulunmaktadır. Özden(18) “Her öğretmenin okulda alınan her karara katılma beklentisi içinde olamayacağını”, ileri sürmektedir. Okulda alınacak olan karar, öğretmeni ilgilendiriyorsa, öğretmen kararlara katılmak isteyecektir. Okulda her olup biten için öğretmenin karara katılması, öğretmenin görev tanımı içerisinde bulunan işlerin yapılmasını engelleyebilir. Karar katılma konusunda öğretmenlerin tutum ve davranışlarını belirleyen bir başka durum ise, Özden(19)’e göre “Aldırmazlık alanı” kavramıdır. Bu kavram genellikle öğretmenlerin ilgilenmedikleri alanlarla ilgilidir. Owens (20) öğretmenlerin kişisel olarak ilgi duydukları ve kolay kolay vazgeçmek istemedikleri karar alanları için“Duyarlılık alanı” kavramını kullanmaktadır. Bunlara ek olarak Owens ve Lewis(21) ise “Kararsızlık alanı” kavramından söz etmektedirler. Bütün bu alanlar okul yöneticisine yenileşme sürecinde, neyi, nerede, nasıl, ne zaman, kiminle yapacağını iyi bilmesinin ne kadar zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Alınan kararlar öğretmenleri ilgilendirdiğinde, öğretmenin alandaki uzmanlığı, yeterliliği sorunun çözümü aşamasın9da sağlayabileceği katkı söz konusu olduğunda, öğretmenler yetkilendirildiğinde, karara katılım daha etkili olarak gerçekleşebilir.

Sonuç

Eğitimde karara katılma süreci, sadece yenileşme süreciyle sınırlandırılamayacak kadar geniş bir konudur. Bu sebeple karara katılma, eğitim kurumlarının tüm iş ve eylemlerinde işe koşulabilir. Öğretmenlerin yaptıkları işten doyum elde etmelerini sağlamak, eğitim örgütleriyle bütünleşmelerini sağlamanın yollarından birisi de, hiç şüphesiz öğretmenlerin karara katılımının sağlanmasıdır. Okulda yenileşme uygulamalarını yürüten okul yöneticileri, öğretmenleri kararlara katılmaya teşvik etmelidir. Okul yöneticileri, öğretmenlerin kararlara katılma sürecini iyi plânlamalı ve uygulamalıdır. İyi plânlanmadığında, öğretmenlerin zamanları boşa harcanacaktır. Böyle bir duruma maruz kalan öğretmenler, etkisiz bir karar eylemine katıldıkları yönündeki yargıları ile yenileşme sürecini olumsuz olarak etkileyebilecek tutumlar içerisine girebilirler. Böyle bir durum kurum kültürünü de olumsuz olarak etkileyecek özellikle yeni katılan üyeler hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Bu durumda olmaması gereken bir durum sergilendiği için olumsuz bir sosyalleşme süreci yaşanacaktır. Yeni üyeler yapılmaması gereken ama yapılan şeyleri isteyerek veya istemeyerek öğrenerek eski kültürün bir devam ettiricisi olacaklardır.

Bütün bu sebeplerden dolayı, öğretmenlerin okulda alınan yenileşme ile ilgili kararlara katılımı sağlanmalı, öğretmenlerin duyarlılık alanları genişletilmelidir.

Okulda alınan kararlara katılan öğretmenlerin güdülenme düzeylerinin yüksek olacağına yönelik bir beklenti vardır. Aynı zamanda okul yönetimine karşı direnme eğilimi içerisinde bulunan informal gruplar, karara katılma sürecinde okul yönetimi ve diğer gruplarla daha yakın ilişki kurma ve onları daha iyi tanıma fırsatı bulabilirler. Karar katılma süreci, okullardaki örgütsel öğrenme sürecini de artırabilir. Karara katılan öğretmenler, bireysel amaçları ile örgütsel amaçları dengeleme yoluna gidebilirler. Çünkü, karara katılma öğretmenlere kişisel doyum olanağı sağlayabilir. Kararlara katılan öğretmenler okullarında daha kaliteli eğitim ortamı sağlamaya yönelik çaba içerisine girebilir. Karar katılan öğretmenlerin moral düzeyi yükselebilir. Bu durum ise, öğretmen hareketliliğini engelleyebilir ve okullarda daha dengeli ve daha istikrarlı öğretmen kadroları oluşturulmuş olabilir. Okulunda alınan kararlara katılan öğretmenler, alınan kararların amacına ulaşması için daha fazla çaba sarfedip, alınan kararların savunuculuk rolünü üstlenebilirler.

Öneriler

Eğitimde yapılan yenileşme sürecinde, okullarda alınan kararların etkililiğini sağlamak için şu önerilere uygun düzenlemeler yapılabilir.

1.Eğitimde yenileşme uygulamaları başlamadan önce öğretmenlerin yenileşmeye karşı tutumları bilinmeli ve tutum değişikliği sağlanmalıdır. Hizmetiçi eğitim imkânlarından bu amaçla yararlanılmalıdır.

2. Yenileşme konusu ile ilgili alanlarda öğretmenlerin yeterlilikleri artırılmalıdır.

3.Öğretmenleri ilgilendiren tüm alanlarda öğretmenlerin kararlara katılımı sağlanmalıdır.

4.Öğretmenlerin katılımı ile alınan kararlar istikrarlı bir şekilde uygulanmalıdır.

5.Ast-üst ilişkileri karara katılım sürecinde, etkili karara katılmayı engellemesine izin verilmemelidir.

6. Öğretmenlerle açık iletişim kurulmalıdır.

7. Demokratik bir örgüt ortamı yaratılmalıdır.

8. Eğitim örgütlerinde yaşanan insan ilişkileri sorunları ortadan kaldırılmalıdır.


(*)Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi.

(**)Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Araştırma Görevlisi.

(1)Ziya Bursalıoğlu, Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. (Genişletilmiş 7. Baskı), A.Ü.Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları 1987, s.55.

(2)Temel Çalık, “Türk Millî Eğitiminin Örgütsel Değişme İhtiyacı”. G.Ü.Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 17, Sayı 2 (1997), s.51-62.

(3) Paul Hersey ve Kenneth H.Blanchard, Management of Organizational Behavior. Englewood Cliffs, N.J.:Prentice Hall.

(4) Ziya Bursalıoğlu, OkulYönetiminde Yapı Yapı ve Davranış. PegemYayınNo:1 Ankara, 1991, s.51.

(5)Aytaç Açıkalın, Toplumsal Kurumsal ve Teknik Yönleriyle Okul Yöneticiliği.(Genişletilmiş 2.Baskı), Pegem YayınNo:11, Ankara, 1992, s.52-53.

(6)Richard Elmore,“Organizational Models of Social Program Implementation”,Public Policy.Sayı: 26, 2. S. 185-228.

(7)Lawrence Lezotte, Creating The Total Quality Effective School, Oklohoma, 1992, s.52.

(8)Leonard Mcpike, “Shared Decision Making at The School Site:Moving Toward a Prefessional Model”, American Edutor,(Spring)10-17, s.46.

(9)Paul Blumberg, Industriyal Democracy The Sociology of Participation, Constable, London, 1968, s.123.

(10) Cevat Celep, “Okullarda İşbirlikçi Karar Verme ve Yöneticinin Rolü”,Eğitim Yönetimi, 2,19-1996, 57, s.57.

(11)John Wood, “Participatory Decision-Making:Why Doesn’t it Seem to Work?The Educational Forum, 49-1: 55-64.

(12)D.E.Hussey, Kurumsal Değişimi Başarmak, Rota Yayınları,İstanbul, 1997, s.17.

(13)Wood, ön.ver., s.59.

(14)Paul Berman ve Milbrey Mclaughlin, Federal Programs Supporting Educational Change Implementing and Sustaining Innovations, C:Rand Corp. Santa Monica, 1977, s.136.

(15)Michael Fullan, The New Meaning of Edicational Change, Teachers College Press.New York: 1982, s.67.

(16) Laurie Mullins, Management and Organizational Behavior,PitmanPublishing, 1992, s.67.

(17) Mustafa Aydın, Eğitim Yönetimi,(2. Baskı), Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 1988, s.17.

(18)Yüksel Özden, “Okullarda Katılmalı Yönetim”, Sayı:3, (Yaz 1996), s.427-438.

(19) Özden, a.g.e.

(20)Ronald Owens, Organizational Behavior in education. Englewood. Cliff, NewJersey 1981, s.53.

(21)Ronald Owens ve E.Lewis, Managing Participationin Organizational Decision. Group and Organization Studies, 1976, 1, s.55-66.