Yrd.Doç.Dr.
Murat ALTUN (*)
GİRİŞ
Bu makalede problem ve problem çözmenin
ne olduğu tanıtılmış daha sonra problem türlerinin ve problem çözmenin doğası
üzerinde durulmuştur.
Problem
ve Problem Çözme:
Problem deyince, çoğunlukla ilkokul
matematik ders kitaplarından elde edilen bir anlayışla konu sonlarında verilen
dört işleme dayalı matematik problemleri akla gelmektedir (1). “Aralarında
140 km mesafe olan iki bisikletli karşılıklı yola çıkıyorlar. Birincinin
saatteki hızı 15 km dir ve iki bisikletli 5 saat sonra karşılaştıklarına göre
ikinci bisikletlinin satteki hızı kaç km dir?” örneğinde olduğu gibi.
Problem kavramı burada sözü edilenden daha geniş bir anlama sahiptir ve
problemin matematikle ilgili olması şart değildir.
Problem kavramıyla ilgili verilen bir
tanım şöyledir.
Problem zor ya da sonucu belirsiz bir
sorudur. Çözümü bir araştırma veya tartışma gerektirir. Kişi çözümü bulma
konusunda hazırlıksız fakat isteklidir (2)
Bu tanım problemin üç temel özelliğini
ortaya koymaktadır. Bunlar (1) Problemin karşılaşan kişi için bir güçlük
olduğu, (2) kişinin onu çözmeye ihtiyaç duyduğu ve (3) kişinin bu problemle
daha önce karşılaşmamış olduğu, çözümle ilgili bir hazırlığının bulunmadığıdır.
Bu özellikle problem kavramıyla ilgili bazı sınırlamalar getirmektedir. Bunlar,
birkez karşılaşılıp çözüldükten sonra aynı durumun problem olmadığı, bazı
kişiler için problem olan bir durumun diğer bazılarına göre olmadığı, çözümün
aniden ortaya çıkmadığı ve bir çaba gerektirdiğidir.
Problem çözme ise problem kavramına
bağlı olarak “Ne yapılacağının
bilinmediği durumlarda yapılacak olanı bilmektir” şeklinde tanımlanabilir.
Bir problemle karşılaşıldığı zaman onun anlaşılması çok önemlidir. Birey
anlayamadığı bir problem için, çözüm öneremez, herhangi bir strateji tespit
edip bunu uygulamaya koyamaz. Bu açıklamalara göre problem çözme süreci; “Net
olarak tasarlanan fakat hemen ulaşılamayan bir hedefe varmak için kontrollü
etkinliklerle araştırma yapmadır” şeklinde açıklanabilir.
Problemlerin
Sınıflandırılması
Problemlerin değişik yaklaşımlarla
sınıflandırılmaları yapılabilir. Öğretimindeki amaçlar esas alınarak problemler
iki sınıfa ayrılabilir. Rutin ve rutin olmayan problemler.
Rutin
(Dört İşlem) Problemler: Bunlar matematik ders
kitaplarında çokça yer alan ve dört işlem problemleri olarak bilinen
problemlerdir. Yabancı literatürde word problem ya da story problem olarak
adlandırılırlar. Rutin problemler bir ya da çok işlemli olabilirler. “Ali 212 sayfalık bir kitabın birinci gün
30, ikinci gün 42 sayfasını okudu. Üçüncü gün kitabın yarısına geldiğine göre
üçüncü gün kaç sayfa okumuştur?” bu türden bir problemdir. Dört işlem
problemlerinin öğretiminin amacı, çocukların günlük hayatta çok gerekli olan
işlem becerilerini geliştirmeleri, problem hikayesinde geçen bilgileri
matematik eşitliklere aktarmayı öğrenmeleri, düşüncelerini şekillerle anlatmaları,
yazılı ve görsel yayınları anlamaları ve problem çözmenin gerektirdiği temel
becerileri kazanmalarıdır.
Rutin
Olmayan (Gerçek) Problemler: Rutin olmayan
problemlerin çözümleri işlem becerilerinin ötesinde, verileri organize etme,
sınıflandırma, ilişkileri görme gibi becerilere sahip olmayı ve bir takım
aktiviteleri arka arkaya yapmayı gerektirir (3). Örneğin; “Bir adam bir oyundan bir tilki, bir ördek ve bir çuval mısır
kazanıyor. Bunlarla birlikte bir nehrin bir kıyısından öbür kıyısına geçmek
zorunda fakat, bir kayık var ve çok küçük. Adamla birlikte bu kayık ancak
birini alabiliyor. Mısırı geçirse tilki ördeği yiyebilir, tilkiyi geçirse ördek
mısırı. Hiçbir zayiyat olmadan bunları karşıya nasıl geçirebilir?” sorusu
bu türden bir problemdir. Bu problemler ya gerçek hayatta karşılaşılmış ya da
karşılaşılabilecek bir durumun ifadesidirler. Bundan ötürü bunlara gerçek hayat problemleri de denir.
Matematik, fizik ve diğer bazı
derslerde üzerinde çalışılan formüllerin ve genellemelerin herbiri de bir gerçek
hayat problemi olarak ele alınabilir. 1’den itibaren n tane tek sayının toplamı
n2 dir. Üçgenin alanı A=1/2 a. h dir. Serbest düşen bir cismin aldığı yol l=2 gt2 dir gibi. Çağdaş bir öğretim, bu
genellemelerin veya formüllerin problem çözme yaklaşımı ile ele alınmasını ve
öğrencilere buldurulmasını gerektirir. Rutin olmayan problemleri çözmeyi
öğrenen öğrenciler sayısal ilişkileri ve sistematik yapılan görme bakımından
gelişirler. Verilerden hareket ederek verilmeyen ya da bilinmeyen kısımlar
hakkında tasarım ve kestirimde bulunabilirler.
Rutin olmayan problemlerin,
çözümlerinin amacı ise problem çözmenin mantığını ve doğasını kavrama, bir
problemle karşılaşıldığında uygun stratejiyi seçme, kullanma ve sonuçları
yorumlama yeteneklerini geliştirmektir. Bu amaç problem çözme öğretiminin en
temel amacıdır.
İnsan ve toplum hayatında, ne zaman ne
tür güçlüklerle karşılaşılacağı ya da ne tür ihtiyaçların doğacağı önceden
bilinmediği için, çağdaş eğitim kendi kendine güçlüklerin üstesinden gelebilen
insanı yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu bakımdan problem çözme öğretimi
önemlidir. Eğitim öğretim faaliyetlerinde problem çözme sadece bir matematik
konusu olarak ele alınıp sonra terkedilmemeli, bütün eğitimin odak noktası
olmasıdır. Yani öğretimde problem çözme yaklaşımı, en temel yaklaşım olarak
benimsenmelidir.
Problem
Çözmenin Doğası
Hayatta karşılaşılan bir problemin
çözümü aşağıdaki döngüye uygun olarak gerçekleşir. Önce problemin matematik
ifadesi elde edilmekte daha sonra problemin matematiksel çözümü yapılmakta son
olarak bu çözüm gerçek hayat için yorumlanmaktadır.
Her gerçek hayat problemi için bu döngü
geçerlidir. Bu döngü basit bir problem üzerinde şöyle açıklanabilir (4).
* Gerçek hayat problemi: Öğrenciler
pikniğe gidecek. Nasıl?
* Problemin matematiksel anlatımı:
Okulun 102 öğrencisi ve 16 kişi taşıyabilecek bir aracı var. Kaç sefer
yapmalıdır?
* Matematik problemin çözümü
102:16=6,375
* Gerçek hayat probleminin çözümü: Araç
7 sefer yapmalıdır.
Dört işlem problemlerinin çoğu
“matematiksel olarak ifade edilmiş” şekilleriyle verildiklerinden yukarıdaki
döngüye tam olarak uymazlar. Döngünün ilk ve son safhası ihmal edilmiş olur.
PROBLEM
ÇÖZME ÖĞRETİMİ
Bütün problemlerin çözümünde kullanılan
belirli bir yol ya da yöntem yoktur. Eğer böyle bir yöntem olsaydı sorun
kökünden halledilirdi.
Çocuklar bir problemle
karşılaştıklarında çoğu kez kullanılacak bir kural hatırlamaya çalışırlar. Bu
iyi bir girişim değildir. Çünkü problem çözmenin kuralları yok, ancak
sistematiği vardır. Öğretmenin temel görevi öğrenciye problem çözmeyle ilgili
bu sistematiği ve stratejileri tanıtmak ve bunları kullanabilmeyi öğretmektir.
Rutin olan ve olmayan problemlerin
çözümleri konusunda en çok kabul gören süreç George Polya (1887-1985)
tarafından verilen dört basamaklı süreçtir. Bu basamakların bilinmesi, problem
çözmeyi sağlamaz, ancak problem çözerken bu dört basamağa uygun çalışma biçimi
çözümü kolaylaştırır.
Bu basamaklar ve bu basamakların
kapsamındaki başlıca etkinlikler şunlardır:
1)
Problemin Anlaşılması
(1) Neler verilmiştir?
(2) Neler istemektedir?
Eğer öğrenci bu iki soruya tam olarak
cevap verebiliyorsa problemi anlamış demektir. Problemi anlamanın başka
göstergeleri de vardır. Öğretmen bunları kullanmak suretiyle öğrencilerin
problemi anlayıp anlamadıklarının kontrol edebilir. Bunlar;
(1) Öğrenci problemi vurgu düzeyine
uygun okuyabiliyor mu?
(2) Problemde eksik ya da fazla bilgi
varmıdır?
(3) Problemden ne tür bilgiler elde
edilmektedir?
(4) Problemdeki olaylara ve ilişkilere
uygun şekil ya da diyagram çizebiliyor mu?
(5) Problemi parçalara (alt
problemlere) ayırabiliyor mu?
2)
Çözümle İlgili Stratejinin Seçilmesi
Problem anlaşıdıktan sonra sıra çözümde
kullanılacak olan stratejinin seçilmesine gelir. Bu safhada öğretmenin rolü,
bazı sorular yönelterek öğrencilerin uygun stratejileri seçmelerini
sağlamaktır. Ancak sorular öğrencilerin bağımsız düşünme ortamını zedelememelidir.
Şu sorular kullanılabilir.
(1) Bu problemde neyin bulunması
isteniyor?
(2) Hangi bilgiler verilmiştir? Neyi
biliyorsun, hatırla.
(3) Buna benzer, daha önce başka bir
problem çözdün mü? Orada ne yaptın, hatırla?
(4) Bu problemi çözemiyorsan, buna benzer
daha basit bir problem ifade edip çözebilir misin?
(5) Tasarladığın çözümde bütün
bilgileri kullanabiliyor musun?
(6) Bu problemin cevabını tahmin
edebiliyor musun? Hangi değerler arasındadır?
Buradaki soruların problemin anlaşılmasıyla
çok yakından ilişkili olduğu açıktır. Çünkü uygun stratejinin seçilmesi,
problemi anlamaya ve stratejileri tanımaya bağlıdır. Bir problemin çözümünde
bazen bir, bazen birkaç strateji birlikte kullanılır. Bazen de aynı bir
problemin çözümüne farklı stratejiler uygun düşebilir. Bu stratejilerin
başlıcaları şunlardır:
1) Sistematik Liste Yapma
2) Tahmin ve Kontrol
3) Diyagram Çizme
4) Bağıntı Bulma (Veriler arasında
ilişki arama)
5) Eşitlik Yazma
6) Tahmin Etme
7) Benzer Basit Problemlerin Çözümünden
Faydalanma
8) Geriye Doğru Çalışma
9) Elemine Etme
10) Tablo Yapma
11) Muhakeme Etme
3)
Stratejinin Uygulanması
Bu aşamada seçilen strateji
kullanılarak problem çözülmeye çalışılır. Çözülmez ise problemin bir veya
ikinci adımına, anlamada bir eksik olup olmadığına bakılır. Yine çözülmez ise
strateji değiştirilir. Gerekli aritmetik işlemlerin yapılması da bu safhada yer
alır.
4.
Çözümün Değerlendirilmesi
Bu son aşamada elde edilen sonuçların doğru
ve anlamlı olup olmadığına bakılır. Bunun için elde edilen sonuç tahmin
edilenle karşılaştırılır veya işlemlerin sağlamaları yapılır. Sonuçların
anlamlı olup olmadığı ise çıkan cevabın gerçek hayata uygunluğunun kontrol
edilmesiyle anlaşılır. Benzer bir problemle karşılaşılırsa onun nasıl
çözüleceği tartışılır. Başka bir çözüm yolunun olup olmadığı araştırılır.
Kullanılan stratejinin neden seçildiği açıklanır.
Problemin çözümüne uygun bir başka
strateji var ise, bu stratejilerden hangisinin daha iyi olduğu tartışılır.
Problemdeki verilenler ve istenenler değiştirilerek, böyle durumlarda elde
edilen problemin nasıl çözüleceği üzerinde durulur. Bu basamaktaki etkinlikler;
o problemi çözmekten daha çok genel anlamda problem çözme gücünü geliştirmeye
yöneliktir.
Dört işlem problemlerinin çözümleri, bu
dört basamağın esaslı bir uygulaması olmayıp daha çok, onların uygulanmasında
gerekli olan temel becerilerin kazandırılmasıyla ilgilidirler. Çocuklar ilkokul
yıllarında bu rutin problemlerle daha çok meşgul edilmeli, zaman içinde artarak
gerçek problemlerle yüzyüze getirilmelidir. Bu zamanlama aşağıdaki gibi bir
şema ile gösterilebilir.
Şekil 2: İlköğretimde problem
türlerinin yeralışı
Bu düşünceyle, burada problem çözme
öğretimini iki ayrı başlık altında ele alınmasında yarar vardır.
Dört
İşlem Problemlerinin Çözümünün Öğretimi
Dört işlem problemleri bir çözüm
bekleme, öğrenilen bilginin yeniden düzenlenmesi, ne yapılacağına öğrencinin
karar vermesi bakımından gerçek hayat problemlerine benzerler. Bir çeşit
onların minyatürü gibidirler. Dolayısıyla çözümlerinde izlenen yol da hemen
hemen aynıdır. Çocuklar ilkokula yeni başladıklarında bu tür problemlerle
karşılaşır ve bunların çözümünü öğrenirken problem çözmeyle ilgili verileni
isteneni yazma, şekil çizme, işlemleri yapma, sağlama yapma, sonuçları
listeleme, benzer problemler yazma gibi temel becerileri kazanırlar.
Bazı matematik kitapları hatalı bir
tutumla sadece tek doğru cevabı olan dört işlem problemleri içerirler. Konular
arasındaki ilişkileri, problemlerin karşılaşılabilen çeşitliliğini, yorumlama
ve uygulamayı gözardı edip sadece işlem becerilerini geliştirmeyi amaçlarlar.
Gerçek hayatla pek ilgileri yoktur. Bu
bakımdan ders kitapları hazırlanırken veya ders hazırlıkları yapılırken tek
doğru cevabı olan soruların yanısıra aşağıdaki tür sorulara da yer verilmesi
gerekir.
* Çözümsüz (çözümü olmayan),
* Birden çok çözümü olan,
* Eksik ya da fazla bilgi içeren,
* Bir formülün uygulanmasını
gerektiren,
* Sayısal veri içermeyen,
* Şekil ya da çizim yapmayı gerektiren,
* Gerçek hayatın bir uygulamasını konu
edinen,
* Veri toplamayı ve ders dışında
araştırma yapmayı gerektiren,
* Tablo ve grafiklerin yorumunu
gerektiren problemlere yer verilmelidir.
Ayrıca bir problemin çözümünün
arkasından verilerin değişmesi hâlinde çözümün nasıl olacağı öğrencilerle
tartışılmalıdır(5).
Öğrencilerin gerek zihinden gerek
yazılı problem çözmede ihtiyaç duydukları en temel beceri işlem yapmadır.
Yazılı işlem yapma, sayı sisteminin ve basamak kavramının, zihinden işlem yapma
ise işlem kolaylıklarının iyi bilinmesine bağlıdır. İşlem kolaylıklarının
herbiri işlemlerin özelliklerinin bir sonucu olup, çoğu öğrenci bu özellikleri
bilmese de, işlem kolaylıklarını sezgisel olarak kavrayabilir. Özellikle
ilköğretimin ilk yıllarında problem çözmede zihinden işlem yapmaya sık
başvurulur. Zihinden işlem yapmada sayıların 10 ile ilişkileri önemlidir ve
bunun kavranması, öğrencilerde zihinden işlem yapmanın eğilimini artırır.
Zihinden problem çözmenin en etkili araçlarından biri boş sayı doğrusudur. Aşağıda “48 sayfa olan bir hikayenin 26
sayfasını okudum. Okuyacak kaç sayfa daha var?” probleminin zihinden çözümünde
boş sayı doğrusunun kullanımına iki örnek verilmiştir.
Şekil 3: Zihinden problem çözmede boş
sayı doğrusunun kullanımı
Özetle zihinden işlem yapma ve problem
çözme, kağıt kalem kullanmadan işlem yapmanın ötesinde birşeydir ve bir tekniği
vardır.
İlköğretim Matematik Programı (s.28),
çocukların iyi bir problem çözücü olması için, problem çözerken aşağıdaki
adımlara uymalarının uygun olacağını ve bu davranışlardaki eksikliklerin
giderilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bunlar sırasıyla aşağıdaki gibidir.
1- Problemde verilen ve istenenleri
söyleme, yazma,
2- Problemi özet olarak yazma,
3- Probleme uygun şema ya da şekil
çizme,
4- Problemin çözümünde başvuracak işlem
ya da işlemleri sebepleri ile birlikte sırasıyla söyleme yazma,
5- İşlem sonuçlarını ve problemin
sonucunu tahmin edip söyleme yazma,
6-İşlemleri yapma, sonucu söyleme,
yazma
7-Problemin çözümünün doğru yapılıp
yapılmadığını, yanlış yapılmış ise yanlışını belirterek söyleme yazma,
8-Problemin çözümünü, varsa değişik
yolla yapma ve sonucu söyleme yazma,
9- Öğrenilen bilgileri kullanabilecek
şekilde bir problem söyleme yazma,
Bu davranışlar dört işlem
problemleriyle ilgilidir ve yukarıda verilen genel açıklamalarla birlikte ele
alınması halinde problem çözme öğretiminin daha etkili olması beklenir.
Gerçek
Hayat Problemlerinin Çözümlerinin Öğretimi
Bu tür problemler hayatta karşılaşılan
veya karşılaşma olasılığı bulunan problemlerdir. Bunların çözümleri Polya’nın
verdiği dört aşamanın tam bir uygulamasıdır. İlköğretimde çocukların yaş ve
sınıf düzeylerine göre bu tür problemlerle karşılaştırılmaları onların problem
çözmeden beklenen amaçlara ulaşmasına önemli katkılar sağlar, bağımsız
düşünebilme güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirir. Problemlerin üzerinde,
3-4 kişilik gruplar halinde birlikte düşünülmesi ve tartışılması düşüncenin
devinimi ve öğrencilerin birbirlerinin eksiklerini gidermeleri bakımından
önemlidir.
Aşağıda gerçek hayat problemlerinin
çözümlerinde kullanılan stratejilerin herbirinin öğretiminin açıklanmasının bu yazının
kapsamını genişleteceği düşüncesiyle sadece iki örnek verilmiştir.
(1)
Sistematik Liste Yapma Stratejisi
Bazı problemlerin çözümü bir işle
ilgili mümkün olan bütün hallerin bilinmesini gerektirir. Böyle durumlarda
çözüme ulaşmak için verilerin veya bulguların, dikkatli seçilmiş bir yöntemle listesini yapmak gerekir.
Aşağıda bu strateji ve bu stratejinin
sınıf içinde nasıl öğretileceğini gösteren bir etkinlik sunulmaktadır.
Etkinlik:
Sistematik liste yapma stratejisini tanıma ve problem çözmede kullanma.
Grup: 3-4 kişi
Problem: “Şekildeki atış tahtasına üç
atış yapan bir kimse kaç değişik toplam puandan birini almış olur?” probleminin
grupta çözülmesi, sonra çözümün aşağıdaki çözümle karşılaştırılması.
*
Problemin anlaşılması
Atış levhasındaki puanlar biliniyor.
Bir kişi arka arkaya 5,5,5 veya 10,5,1 vs. gibi bir puan serisi elde edecektir.
Problemde kaç değişik toplam puandan birisinin alınmış olduğu istenmektedir.
* Stratejinin seçimi ve kullanımı: Liste yapma. Atış yapan en az 3 (1+1+1), en çok 30
(10+10+10) puan alır. Yapılacak liste bu aralıkta alınabilecek tüm puanları
göstermelidir. Liste yapmada üçü de aynı olan, sonra ikisi aynı olan, daha
sonra üçü de farklı olan atışlar şeklinde bir sıra izlenebilir. Aşağıdaki
çözümde bu yaklaşım ile bir liste yapılmıştır.
Atış |
Atış |
Atış |
Toplam Puan |
10 |
10 |
10 |
30 |
5 |
5 |
5 |
15 |
1 |
1 |
1 |
3 |
10 |
10 |
5 |
25 |
10 |
10 |
1 |
21 |
5 |
5 |
10 |
20 |
5 |
5 |
1 |
11 |
1 |
1 |
10 |
12 |
1 |
1 |
5 |
7 |
10 |
5 |
1 |
16 |
*
Çözümün değerlendirilmesi:
Böyle bir problemin çözümünde en önemli
nokta sıralamaya nereden başlanacağını iyi kestirmektir.
Eğer dördüncü bir puan söz konusu
olsaydı kaç satırlı bir liste oluşurdu?
Bu problemi çözmeseydiniz, iki puan
içeren bir benzer problemden yararlanabilirmiydiniz? Böyle bir problem yazınız?
sorularının tartışılması.
(2)
Diyagram Çizme Stratejisi
Bir problemle ilgili olarak verilerin arasındaki
ilişkileri gösteren temsili şemaya diyagram denir. Diyagram çizme çözümü
görmeyi kolaylaştırır. Aşağıda bu strateji ve bu stratejinin sınıf içinde nasıl
öğretileceğini gösteren bir etkinlik verilmiştir.
Etkinlik:
Diyagram çizme stratejisini tanıma ve problem çözmede
kullanma.
Grup: 3-4 kişi
Problem: “Bir pasta 5 bıçak hareketi ile en çok kaç parçaya ayrılır?” probleminin
grupta çözülmesi ve çözümün aşağıdaki çözümle karşılaştırılması.
*
Problemin anlaşılması:
Bir pasta 5 bıçak hareketiyle kesilecek.
Parçaların aynı büyüklükte olması söz konusu değil. En çok kaç parça elde
edilebileceği sorulmaktadır.
*
Stratejinin seçimi ve kullanımı: Diyagram
çizme. Bir pasta şeması ve bir, iki bıçak kesimi ile elde edilen parça
sayılarının bulunması çözümü kolaylaştırır. Parça sayısının en çok olabilmesi
için her kesimin diğerlerini kesmesi gerekir.
Yukarıdaki tabloda bıçak kesim
sayılarının artmasına bağlı olarak parça sayılarının her seferinde bir önceki
artışa göre 1 daha fazla arttığı gözlenmektedir. 5. kesim ile en fazla 15+5=16
parça elde edilecektir.
*
Çözümün değerlendirilmesi
Bu problemde kesim sayısı 5 yerine 10
veya daha fazla olsa, parça sayıları arasındaki yukarıdaki ilişki görülebildiği
takdirde çözüm kolaydır. Kesrin sayısının en çok olması aynı noktadan ikiden
çok kesimin geçmemesi ile elde edilmektedir.
Not: Bu problemde birkaç strateji
birlikte kullanılmıştır. Diyagram çizme
yanında parça sayıları arasındaki ilişki görüldüğü ve bundan yararlanıldığı
için bağıntı bulma, 5 bıçak yerine,
1,2 ve 3 bıçak kesimleri ile ilgili problemler çözüldüğü için küçük örneklerden yararlanma stratejileri
kullanılmıştır. Yani bu çözüm üç stratejinin kullanımına örnek oluşturmaktadır
(6).
SONUÇ
VE ÖNERİLER
İlköğretimde
problem çözme ile ilgili çalışmaların dört işlem problemlerinin yanısıra gerçek
hayat problemlerini konu edinmesi, batı ülkelerinde de çok eski değildir. Bu
çalışmalar son 20-30 yılın çalışmalarıdır ve bu konudaki literatür oldukça
gelişmiştir. Artık gelişmiş ülkelerde matematik öğretiminin odak noktası
problem çözme öğretimidir ve problem çözme öğretimi dört işlem problemlerinin
yanısıra veri analizi, çözüm stratejilerini tanıma ve kullanma, araştırma
yapma, grupla çalışma etkinliklerini de içeren gerçek hayat problemlerinin
çözümüne çokça yer vermektedir. Tahminde bulunma, veri toplama, ölçme ve
hesaplama becerileri gibi problem çözmeye katkı veren çalışmalar
önemsenmektedir.
Matematik evrensel olduğu için öğretimi
de evrenseldir. Bu yüzden, ülkemizde problem çözme öğretiminin bu çalışmada
önerilen biçimiyle uygulanmasında herhangi bir güçlük söz konusu değildir.
Türkiye’de öğretmen yetiştirme programları ilköğretim öğretmenleri bu
çalışmaları tanıma ve uygulamaya, daha fazla geç kalmadan geçmeli, deneysel
araştırmalarla her sınıf ve yaş düzeyine uygun problem çözme yaklaşımları
ortaya konmalı ve öğretim programları buna göre yeniden gözden geçirilmelidir.
(*)
Uludağ Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü.
(1)Heddens
JamesW. adl William R.Speer, Today’s
Mathematics Merril Publishing Co. 1997.
(2)
Van De Walle John A., Elementary School
Mathematics, Virginia Commenralth Universitl, Longman, 1994.
(3)Souviney,Randall
J., Learning to Teach Mathematichs,
Merril Publishing Company, 1989, s.66.
(4)Kennedy
Leonard M. and StevenTipps, Guiding
Children’s Learning of Mathematics Wadsworth pb. Co, Belmount, CA; 1991,
s.126.
(5)Billstein
Rich and Sholomo Libeskind, Johny W. Loft, A
Problem Solving Approaht to Mathematics ForElementary School Teachers, The
Benjamin Cummings Publishing Company. Inc. 1990.
(6)Murat
Altun, Matematik Öğretimi,Alfa
Yayıncılık, 1997, s.135.