Gelişmekte
olan ülkelerde sanayinin alternatifi, ekonomik gelişmenin ve kalkınmanın itici
güçlerinin en önemlisi olarak turizm sektörü görülmektedir. Bu anlamda turizm
hareketlerinden daha fazla pay alabilmek için ülkemizde dahil olmak üzere
birçok ülke, turizm işletmelerinin sayı ve kapasitelerini çeşitli teşvik
tedbirleriyle hızla artırmaya başlamıştır. Sektörel anlamdaki bu hızlı gelişme
trendiyle birlikte 1980’li yıllardan sonra ülkemizde de hızla artan tesis ve
yatak kapasitesi ile sağlanan hizmet çeşitliliği beraberinde, meslekî eğitim
almış nitelikli işgücü açığı sorununu gündeme getirmiştir. Diğer sektörlerdeki
ekonomik mal ve hizmet üretiminde olmadığı kadar, turistik mal ve hizmet
üretiminin kendine özgü özellikleri ve turizm sektörünün emek-yoğun bir özellik
göstermesi nedeniyle, turizm sektöründe genel anlamda insan faktörü bir diğer
ifade ile, eğitilmiş nitelikli işgücü ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Uluslararası
turizm pazarından daha fazla pay almak isteyen ülkelerin, fiyat ve fiyat dışı
unsurlara bağlı olarak rekabete girişmesi, modern turizm anlayışının
gerektirdiği hizmet kalitesinin sağlanması ve turist ile turiste hizmet edenler
arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve kaliteli olarak gerçekleştirilmesi
zorunluluğu, büyük ölçüde sektörde istihdam edilen işgücünün meslekî ve teknik
eğitim düzeylerinin yüksek olmasına bağlıdır (1).
Genel
olarak bir eğitim sistemi, kişilerin beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu
bakımından dengeli ve sağlıklı bir kişiliğe ve karaktere, özgür ve bilimsel
düşünce gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı,
kişilik ve girişimciliğe değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı ve
verimli kişiler olarak yetiştirmeyi, bireylerin ilgi, eğitim ve yeteneklerini
geliştirmeyi amaçlar. Bu ilkeler çerçevesinde, eğitimin toplumsal önemini
belirten bu ilkelerin yanı sıra, asıl fonksiyonu ülkenin ekonomik gücünü
artırmayı ilgilendiren boyutudur. Bu boyut ülkenin kalkınması ve dolayısıyla
refaha ulaşması açısından büyük önem taşır. Çünkü işgücü bir üretim faktörüdür
ve diğer bir üretim faktörü olan sermaye, ne kadar iyi olursa olsun, ancak
nitelikli işgücü ile bir anlam ve değer kazanır (2).
Bu
amaçlara yönelik olarak ilk kez 1953 yılında turizm meslek kursları ve tercüman
rehberlik kurslarının açılmasıyla başlayan turizm eğitimi, 46 yıldan günümüze
kadar toplum düzeyinde ve meslekî formasyon veren turizm eğitimi olmak üzere,
iki aşamalı olarak sürdürülmektedir.
Toplum
düzeyinde verilen eğitimin genel amacını incelendiğimizde toplum bireylerinde
turizm bilincini yerleştirmek, turizmin yaratıcı kaynaklarını koruyarak,
sevgiyi ve anlayışı geliştirmek, turiste karşı eşit ve dürüst hizmet etmenin ahlak
ve terbiyesini vermek, gerçek sevgiye ve konukseverliğe dayalı davranış
biçimini oluşturmaktır.
Meslek
formasyonunu veren turizm eğitiminin amacı ise, bir hizmet endüstrisi olarak
işgücüne dayanan turizmde, verimliliği artırmak, insanlara doğrudan hizmet eden
kişinin insancıl özelliklerini geliştirmek, personelin yetki ve sorumluluğu
arasında denge kurmak, personele karşılaştıkları olayları çözümleyecek ve
sonuçları kontrol edebilecek yeteneği vermektir. Bu eğitim türü, amaçları ve
araçları bakımından birbirinden farklı eğitim kademelerinden oluşmaktadır.
Eğitimde bu tür farklılaşmaya gidilmesinin temelinde;
1)
İşletmelerin ihtiyacı olan ve tüm hizmetleri yürütecek alt kademe elemanlarının
yetiştirilmesi,
2)
İşletmelerde ara işgücünü tamamlayacak orta kademe yöneticilerinin
yetiştirilmesi,
3)
Turizm işletmelerine olduğu kadar, turizm ile ilgili kamu ve özel sektör
kuruluşlarına yönetici, araştırmacı ve planlamacı elemanlar yetiştirilmesi
amacı bulunmaktadır (3).
Bu
amaçlar doğrultusunda Turizm Geliştirme
Vakıfı’nca 1994 yılında yapılan bir araştırmada 1/2/3/4/5 yıldızlı konaklama
işletmeleri yöneticilerinin üniversite düzeyinde eğitim görmüş işgücünden
beklentilerini beş ana başlık altında toplayabiliriz. Bu beklentiler;
1) Eğitim İçeriği İle İlgili
Olarak;
* Pratiğe dayalı eğitim
yapılması/arttırılması,
* Yabancı dile önem verilmesi,
* Sektörle işbirliği içinde olma,
* İnsan ilişkilerinin
arttırılması ve gereken önemin verilmesi,
*
Temizlik bilincinin aşılanması,
2) Staj İle İlgili Olarak;
* Staj süresinin uzatılması,
* Staj kontrolünün iyi yapılması,
* Staj-eğitim kurumları
ilişkisinin kurulması,
* Staj yerlerinin iyi seçilmesi,
*
Öğrencinin stajı hazırladıktan sonra, işletmelere gönderilmesi,
3) Öğreticiler İle İlgili Olarak;
* Öğretim kadrosunun dikkatli
seçilmesi,
*
Öğreticilerin yenilikleri izlemeleri ve kendilerini geliştirmeleri,
4) Eğitim Politikası İle İlgili
Olarak;
* Sektör ile ilişki kurmak,
* Beceri geliştirici
politikaların seçimi,
* Dünya konjüktürüne uygunluk,
* Mesleğe uygun öğrenci seçimi,
* Uzmanlaşmaya dayalı eğitim,
* Eğitim süresinin turizm
sezonuna uydurulması,
* Modern eğitim yöntemlerinin
kullanımı,
* Az ama kaliteli öğrenci
yetiştirme,
*
Eğitim süresinin uzatılması,
5) Meslek Değerleri Açısından;
Sektörde geçerli meslekî
değerlerin (Güler yüz, saygı, dürüstlük, sebat ve disiplin) öğretilmesi,
* Öğrencilere mesleğin
sevdirilmesi,
* Mesleğin güçlüklerinin
öğretilmesi,
*
Mesleğe alt basamaklardan girileceğinin açıklanmasıdır (4).
Turizmin
ülkemizde daha fazla gelişmesine yönelik söz edilen bu amaçlara rağmen, hala
günümüzde turizm eğitiminin sorunlarını tartışıyor ve turizm sektörü yüz
binlere ulaşan işgücü ihtiyacını meslekî düzeyde eğitim veren okullar yerine,
turizm eğitimi almamış işgücünü istihdam ederek karşılama yoluna gidiyorsa ve
en önemlisi de mezunlarımızın %80’lik bir bölümü, bu sektörde çalışmayıp, diğer
sektörlerde çalışmayı tercih ediyorsa, üniversite düzeyinde özellikle de meslek
yüksekokulları düzeyinde verilen meslekî turizm eğitiminde başarılı olduğumuzu
söylemek fazla iyimserlik olur.
Turizm
sektörünün ihtiyacı olan ön lisans düzeyinde meslekî eğitim almış ara
elemanların yetiştirilmesine ilk kez, 1976 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde
Meslek Yüksekokulu bünyesinde Turizm ve Otelcilik Programı açılarak başlanmıştır
(5).
Ancak
daha sonraki yıllarda okul ve bölüm sayısında yaşayan büyük gelişmelere ve
sektör beklentilerinin bilinmesine rağmen, verilen eğitimde istenilen kalite
düzeyine yaklaşılamamıştır. Yine konu ile ilgili olarak Antalya yöresinde
yapılan bir diğer işgücü araştırmasında da, turizm sektörünün benimsediği
eğitim kurumları sıralamasında dört yıllık Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek
Liseleri ve Turizm Liseleri ve lisans düzeyindeki turizm programlarından sonra,
meslek yüksekokulları Turizm Programlarının üçüncü sırayı aldığı görülmüştür
(6).
Turizm
işletmeleri yöneticilerinin meslekî turizm eğitiminden belirlenen
beklentilerine rağmen, günümüzde özellikle ön lisans düzeyinde verilen meslekî
turizm eğitiminde istenilen sonuçlar elde edilememiştir. Bu durumun ortaya
çıkmasına neden olan unsurları sıralamadan önce, mevcut durumun daha iyi
anlaşılabilmesi için, Turizm Geliştirme Vakfı’nca 1994 yılında yapılan aynı
araştırmaya göre, 1/2/3/4/5/ yıldızlı konaklama işletmelerinde üniversite
düzeyinde eğitim almış işgücünde karşılaşılan eksiklikleri incelememiz gerekir.
TABLO1
1/2/3/4/5 Yıldızlı
Konaklama Tesislerinde Üniversite
Düzeylerinde Meslekî
Eğitim Görmüş Elemanlarda
Karşılaşılan
Eksiklikler
SORUNLAR |
n |
% |
Pratiklik |
58 |
19.5 |
Meslekî tecrübe |
41 |
13.8 |
Yabancı dil |
28 |
9.3 |
Çabuk yükselme isteği |
22 |
7.3 |
Bilgi eksikliği |
15 |
5.1 |
İşe bağlılık |
15 |
5.1 |
Verilen işi küçümseme |
14 |
4.6 |
Sabır ve özveri |
14 |
4.6 |
Sorumluluktan kaçma |
14 |
4.6 |
Yenilikleri benimseme |
13 |
4.3 |
Genel kültür |
11 |
3.6 |
Meslek sevgisinin olmaması |
10 |
3.4 |
İş hayatının temposuna uymama |
9 |
3.0 |
İletişim kuramama |
9 |
3.0 |
Ekip çalışması yapamama |
6 |
2.0 |
Fedakarlık ve mütevazilikten
yoksunluk |
3 |
1.0 |
Teori ve pratiği birbirinden ayırt
edememek |
3 |
1.0 |
Disiplinsizlik |
2 |
0.8 |
Sosyal ilişkiler |
2 |
0.8 |
Müşteri ilişkileri |
2 |
0.8 |
İş akışına uymama |
2 |
0.8 |
Bakımsızlık |
1 |
0.4 |
Esnek olmama |
1 |
0.4 |
İnsiyatif kullanamama |
1 |
0.4 |
Maliyet hesaplamasını bilmeme |
1 |
0.4 |
İkinci lisan |
1 |
0.4 |
Okuma alışkanlığı |
1 |
0.4 |
TOPLAM
|
239 |
100.0 |
Kaynak:
TUGEV. Konaklama Sektörü Yöneticilerinin
Elemanlarda Aradıkları Nitelikler, Turizmi Geliştirme ve Eğitim Vakfı
Yayını, Sayı; 28, İstanbul, 1994, s. 24-25.
Tablo
1’deki araştırmanın sonucunu dikkate alarak, sektörün beklentilerine rağmen
neden istenilen düzeyde meslek yüksekokullarında başarı sağlanamadığını
incelediğimizde, sektörden kaynaklanan staj uygulamalarına gereken önemin
verilmemesi, eğitim kuruluşlarıyla gerekli işbirliğine gidilmemesi, maddi
açıdan uygulamaya olanak sağlayacak malzemelerin ve araçların alınamaması,
öğrencilerin iyi yetiştirilebilmesi için çeşitli konferans, panel ve benzeri
bilimsel ve meslekî faaliyetlerin gerçekleştirilmemesi ve işe alımlarda meslekî
eğitim almamış işgücüne önceliğin verilmemesi sorunları ön plana çıkmıştır.
Ancak incelediğimiz konu gereği, bu sorunlar içinde eğitim kurumlarından
kaynaklanan sorunlar üzerinde durmamız gerekmektedir.
II- MESLEKÎ TURİZM
EĞİTİMİ VEREN OKULLARDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR
A) GENEL SORUNLAR
1)
Eğitim kurumlarının araç, gereç, malzeme ve bina eksikliğinin devam etmesi,
2)
Öğrencilere meslekî eğitim açısından uygulama olanağı sağlayacak tesislerin
olmaması ve bu nedenle istenilen düzeyde uygulama yapılmaması,
3)
Öğrenci kontenjanlarının yüksek olması,
4)
Uygulamayı iyi bilen ve sektörel gelişmeyi takip edecek düzeyde, uygulamalı
eğitimin içinden gelmiş öğretim elemanı sıkıntısının olması,
5)
Öğretim elemanlarının maddi yetersizlikler nedeniyle, kendilerini geliştirme
olanağı bulamamaları,
6)
Öğrencilerin sosyal hizmetten yararlanamamaları (7),
7)
Turizm eğitim yılının sektörün gerçekleri göz önüne alınmadan, birçok okulda
hala turizm sezonunun başlamasından sonra bitmesi,
8)
Günümüz koşularında turizm sektöründe çalışabilmek için en az iki yabancı dil
bilgisi gerekirken, turizm eğitimi alan öğrencilere hala bir yabancı dilin
öğretilememesi,
9)
Turizm sektörü ile okul işbirliğinin ve koordinasyonunun istenilen düzeyde
gerçekleştirilememesi,
10)
Meslekî turizm eğitimi veren yüksekokullarda ders programlarının günün
gerçeklerine göre düzenlenmemesi ve ortak ders programlarının oluşturulamaması,
11)
Staj sürelerinin az olması ve bu sürelerde de gerekli becerinin kazanılmaması,
12)
Staj sürelerinde gerekli rotasyon imkanlarının işletmelerce sağlanamaması,
13)
Staj yapmak amacıyla değişik yörelere giden öğrencilerin, gerek eleman azlığı,
gerekse de yeterli ödenek yokluğu nedeniyle, yeterince denetlenememesi ve bu
durumun da suistimal edilerek naylon stajlara yol açması,
14)
Ayrıca açık öğretime aşırı oranda alınan turizm öğrencilerinin, sektöre
ilerideki yıllarda darbe vurabileceği de göz önüne alınmalıdır.
B) MESLEK
YÜKSEKOKULLARININ KENDİNE ÖZGÜ YAPISINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR
1) Meslek
yüksekokullarında turizm eğitimi veren programların plansız ve programsız olarak
çok sayıda açılması, meslekî turizm eğitiminin kalitesini düşürmektedir. Bir
çok üniversite, politik nedenlerden veya il ve ilçelerin ekonomik gelişmesine
katkı sağlamak amacıyla, çeşitli kişi ve kuruluşlarca yapılan baskılar sonucu,
okul açma yoluna gitmektedir. Bu okulların özellikle kuruluş aşamasında, hiçbir
ilave yatırım ve harcama gerektirmediği düşüncesiyle öncelikle turizm
programları açılması yoluna gidilmektedir. Bugün 70 adete ulaşan meslekî turizm
eğitimi veren bu okulların günümüzde artık açılmasına sıcak bakılmamalı ve
mevcutların nitelik ve nicelik açısından iyileştirilmesi yoluna biran önce
gidilmelidir.
2)
Turizm eğitimi veren okulların kuruluş yerinin iyi seçilmemesi de önemli bir
sorundur. Meslek yüksekokulları turizm programlarının kuruluş yerlerini
incelediğimizde, bu okulların kurulduğu yörelerin sektör için turistik çekim
unsuruna sahip olmadığı gibi, turizm sektörünün gelişmiş olduğu Ege ve Akdeniz
Bölgeleri’ne de uzak olduğu görülmektedir. Bu fiziki uzaklık, öğrencilerin sektör
beklentileri doğrultusunda istenilen düzeyde yetiştirilmesini engellemektedir
(8).
Konu
ile ilgili örnek vermek gerekirse, Dinar, Beypazarı, Çankırı, Çermik, Sivrice,
Niksar, Reşadiye, Kale, Iğdır, Gülnar, Ulukışla, Keşan, Adilcevaz ve Ahlat’ta
birer turizm eğitimi veren meslek yüksekokulları bulunmaktadır. Bu okullarda
öğrenim gören öğrencilerin hangi düzeyde uygulama yapacağı, kaç adet turizm
işletmesi gezeceği ve sonuç olarak da nasıl iş bulacağı tartışılması gereken
sorulardır. Meslekî turizm eğitimi veren meslek yüksekokullarını kuruluş
yerlerini Tablo 2’ye göre incelediğimizde,
TABLO 2
Meslek
Yüksekokularının Bölgelere Göre Dağılımı
BÖLGELER |
n |
% |
Marmara
Bölgesi |
19 |
27.2 |
İç
Anadolu Bölgesi |
15 |
21.4 |
Ege
Bölgesi |
11 |
15.7 |
Karadeniz
Bölgesi |
11 |
15.7 |
Doğu
Anadolu Bölgesi |
7 |
10.0 |
Akdeniz
Bölgesi |
4 |
5.7 |
Güneydoğu
Anadolu Bölgesi |
3 |
4.3 |
TOPLAM |
70 |
100.0 |
Bakanlık
turistik belgeli işletme sayısında üçüncü sırada olan Marmara Bölgesi 19 meslek
yüksekokulu ile %27.2’lik oranla birinci sırayı, işletme sıralamasında bölgesel
dağılımda dördüncü sırada olan İç Anadolu Bölgesi 15 meslek yüksekokulu ile %
21.4’lük oran ile ikinci sırayı, ülkenin en fazla turistik işletmesine sahip
Ege Bölgesi 11 meslek yüksekokulu ile % 15.7’lik oran ile okul sıralamasında
üçüncü sırayı, işletme sayısında beşinci sırada olan Karadeniz Bölgesi ise 11
meslek yüksekokulu ile 15.7’lik oran ile okul sayısında dördüncü sırayı,
işletme sayısında ülke sıralamasında ikinci sırada olan Akdeniz Bölgesi 4
meslek yüksekokulu ile % 10’luk oran ile okul sayısında ilginçtir ki altıncı
sırayı, sahip olunan işletme sıralamasında son iki sırayı alan Doğu ve
Güneydoğu Bölgeleri ise okul sayılarında % 5.7 ve % 4.3’lük oranlar ile beşinci
ve yedinci sıraları paylaşmaktadır.
Bu
ortaya çıkan düşündürücü durum, turizm eğitiminin neden istenilen seviyeye
ulaşamadığının ve sektör beklentilerine cevap veremediğinin açık bir
göstergesidir.
3) Meslekî
turizm eğitiminde branşlaşmanın olmaması nedeniyle, okullardan mezun olan
öğrenciler iş bulmakta zorlanmaktadırlar. Ülkemizde 70 adet meslek
yüksekokulundan 55 adeti yalnızca turizm ve otelcilik genel eğitimi
vermektedir. Ara kademe işgücü yetiştirme amacında olan bu okullarda genel
olarak, önbüro, servis ve kat hizmetleri konularında hiçbir uzmanlaşmaya
gidilmeden öğrenci yetiştirilmesi sonucu, bu okullardan mezun olan öğrencinin
iş bulması mümkün olmamaktadır.
Bu
nedenle tüm meslek yüksekokullarında biran önce branşlaşmaya gidilerek,
öğrencilerin iki yıllık eğitimleri için belirli branşlarda uzmanlaşmaları
sağlanmalı ve böylece eğitimin kalitesi arttırılmalıdır.
4)
Meslek yüksekokullarının tümünün Dünya Bankası projeleri kapsamına alınmaması,
başta uygulama yapmaya olanak sağlayacak araç ve gereç eksikliğinin yanı sıra
eğiticilerin yurt dışına giderek bilgi ve tecrübelerini arttırmalarını
zorlaştırmaktadır.
Halen
Dünya Bankası Projesi kapsamında, Antalya, Mersin, Ordu, Amasya, Balıkesir,
Bursa ve Elazığ meslek yüksekokulları turizm ve otelcilik programları olmak
üzere, toplam yedi okul eğitimlerine devam etmektedirler.
Bu
proje kapsamına giren okullarda öğretim kadroları belirli süreler içinde yurt
dışına giderek, meslekî açıdan kendilerini yetiştirmelerinin yanı sıra,
okullara sağlanan maddî yardımlar ile tüm uygulama laboratuvarları için gerekli
malzemelerin alınması mümkün olmuştur. Bu nedenle gerekli şartları yerine
getiren diğer okulların proje kapsamına alınarak mevcut okul sayısının
arttırılmasıyla eğitimin kalitesinin yükselmesi mümkün olacak ve uygulamaya
yönelik bir çok sorunun ortadan kalkmasına fayda sağlayacaktır.
5) Meslek
yüksekokullarında okuyan öğrencilerin dört yıllık eğitim alma istekleri eğitimi
ve öğrencilerin yetiştirilmesini olumsuz olarak etkilemektedir. Turizm eğitimi
alan öğrencilerin büyük çoğunluğu dört yıllık bir okula devam etmek
istemektedir. Bu nedenle ilk yıl derslere devam edip mesleği öğrenmek yerine,
derslere devam etmeyip veya yeterince ilgilenmeden tekrar üniversite sınavına
girebilmek için ders çalışmakta ve sınavlara girmektedirler. Ancak sınava girip
kazanamamaları durumunda ise, ikinci yıl tekrar okula yoğunlaşmak istemelerine
rağmen, meslekî düzeydeki eğitimi tam alamadıkları için başarısız
olmaktadırlar. Bu açıdan meslekî turizm eğitimi veren okullar verecekleri
nitelikli ve kaliteli eğitimin sonucu, mezunlarını iyi ücretler ile sektörde
çalıştırdıklarında, bu okullara girecek öğrencilerin dört yıllık okula gitme
heveslerinin azalmasına yol açacak ve istekli öğrencilerin bu okullarda eğitim
görmeleri mümkün olacaktır.
6) Meslek
yüksekokulu öğrencilerinin büyük çoğunluğunun turizm programlarını son
sıralarda seçmiş olmaları da eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Turizm sektöründe çalışma isteğine mesleğin tanıdığı gerekli fiziksel
özelliklere ve meslek hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları sonucu adaylar
bu programları son sıralarda tercih etmektedirler.
Bu
amaçla Trabzon Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otelcilik Programı öğrencilerine
yönelik bir anket çalışması yapılmıştır. Bu çalışmanın sonuçları, öğrencilerin
bu programları istemeden ve bilinçsiz bir şekilde geldiğini ortaya koymuştur.
Tablo
3’ü incelediğimizde, 50 öğrencimiz tercihlerini 9. tercihten sonra yapmışlar ve
ilk sırayı da 19. tercihin % 25.6’lık yüzdeyle aldığı görülmüştür.
Turistik
yöreler ile büyük şehirlerde bulunan turizm programlarının dışındaki diğer
okulların öğrencilerinin çoğunluğu, bu programları son sıralarda tercih
etmektedir. Bu olumsuz koşullar ve isteksizlik, bu okullarda verilen eğitim
düzeyini düşürmektedir. Alınacak özendirici tedbirler ile eğitimin kalitesini
yükselterek, bu olumsuz durumun ortadan kalkması sektörün geleceği açısından
hayati öneme sahiptir.
TABLO 3
Trabzon Meslek
Yüksekokulu Öğrencilerinin
Turizm ve Otelcilik
Programını Tercih Sıralamaları
TERCİH SIRASI |
n |
% |
19.
Tercih |
14 |
25.6 |
1.
Tercih |
5 |
9.3 |
16.
Tercih |
5 |
9.3 |
17.
Tercih |
4 |
7.2 |
22.
Tercih |
4 |
7.2 |
15.
Tercih |
3 |
5.4 |
18.
Tercih |
3 |
5.4 |
24.
Tercih |
3 |
5.4 |
Ek
kontenjan |
3 |
5.4 |
12.
Tercih |
2 |
3.6 |
13.
Tercih |
2 |
3.6 |
14.
Tercih |
2 |
3.6 |
21.
Tercih |
2 |
3.6 |
9.
Tercih |
1 |
1.8 |
10.
Tercih |
1 |
1.8 |
11.
Tercih |
1 |
1.8 |
TOPLAM
|
55 |
100.0 |
7) Meslek
yüksekokulları turizm programı öğrencileri arasında lise düzeyinde turizm
eğitimi almış öğrenci sayısının azlığı da, eğitimin kalitesini ve mezunların
büyük çoğunluğunun başka sektörlerde çalışmasına neden olmaktadır.
İki
yıllık meslek yüksekokulları ve lisans düzeyinde eğitim veren okullarda,
belirli kontenjan dahilinde turizm ve otelcilik meslek liselerinin
öğrencilerine öncelik tanınmalıdır. Çünkü bu liseler meslekî eğitim vermeleri
nedeniyle üniversite giriş sınavlarındaki başarı ortalamaları sadece %1düzeyindedir
(9). Turizm meslek liselerinde verilen eğitimin kalitesini yükselterek, başarı
oranı artırılmalı ve bunun sonucunda da mezun olan öğrencilerin turizm
programlarını kazanmaları sağlanmalıdır.
Trabzon
Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otelcilik Programı öğrencilerine yönelik yapılan
aynı ankette, çarpıcı sonuçları ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, Trabzon
Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otelcilik Programını oluşturan % 98’lere yaklaşan
bölümün, turizm eğitimi vermeyen diğer liselerden gelen öğrencilerin oluşturduğu,
sadece %18’lik oran ile yalnızca bir Anadolu Turizm ve Otelcilik Lisesi mezunu
öğrencinin olduğu görülmüştür. Bu oranın yükseltilebilmesi için, turizm eğitimi
alan öğrencilere tanınacak kontenjan ile mesleği bilen ve öğrenmeye istekli
öğrenciler ile başarı oranı turizm programlarında daha da arttırılacaktır.
TABLO 4
Trabzon Meslek
Yüksekokulu Turizm ve Otelcilik
Programı
Öğrencilerinin Bitirdikleri Lise Türü
TERCİH
SAYISI |
n |
% |
Normal Lise |
43 |
78.4 |
Endüstri Meslek Lisesi |
4 |
7.2 |
Ticaret Lisesi |
2 |
3.6 |
İmam Hatip Lisesi |
2 |
3.6 |
Sağlık Meslek Lisesi |
1 |
1.8 |
Çok programlı Lise |
1 |
1.8 |
Anadolu Lisesi |
1 |
1.8 |
Anadolu Turizm ve Otelcilik |
1 |
1.8 |
TOPLAM
|
55 |
100.0 |
8) Lisans
düzeyinde özellikle de ön lisans eğitimi veren okullarda askerlik sorunu veya
bir süre daha okuyarak oyalanma gibi nedenlerle isteksiz olarak gelen
öğrencilerin varlığı da, meslekî eğitimin başarı şansını düşürmektedir. Bu
nedenle önemli bir mezun grubu zaten gönülsüz tercih yapmış oldukları için,
turizmle ilgili bir alana yönelmemektedir.
9)
Turizm sektörünün kendine özgü özellikleri de öğrenciler üzerinde olumsuz
etkide bulunmaktadır. Turizm sektöründe çalışmanın çabuk yükselebilme, yüksek ücretler
ile ve dinamik bir meslekte çalışabilme ve her şeyden önemlisi, değişik
insanları ve kültürleri tanımanın yanı sıra bir dizi avantajları öğrencilerin
sektörde çalışmalarına neden olmaktadır. Ancak sektörün kendi yapısından
kaynaklanan bazı dezavantajları da mesleği zorlaştırmaktadır.
Bu
dezavantajlar şunlardır:
a) Staj döneminde ortaya çıkan ağır çalışma koşulları ve
bazı sorunlar nedeniyle öğrencilerin yılgınlığa kapılarak turizm alanında
çalışmak istememeleri (10).
b)Yoğun ve yorucu, bazen de düzensiz çalışma saatleri,
c) İstihdamın mevsimsel özelliği nedeniyle, uzun vadeli bir
meslek olarak kabul edilmeyip, geçici iş olarak görülmesi,
d) Başkalarına hizmet etme olayının kolaylıkla kabul
edilmemesi ve küçümsenmesi,
e) Değişik ülke insanlarını, bazı önyargılar nedeniyle
kolaylıkla benimseyememe ve isteksiz hizmet etme,
f) Mesleği iyi bilmeyen işverenlerle çalışma,
g) Sektörde alaylı olarak kabul edilen işgücünün varlığı ve
onların turizm eğitimi almış öğrencilere karşı olumsuz davranışları ve yaklaşımları,
h) Düzensiz çalışma saatleri nedeniyle, aileden uzak kalma
veya aile oluşturamama,
ı) Sektörün büyük ölçüde yabancı dil bilmeyi gerektiren bir
özellik taşıması ve yabancı dil bilmeyenlerin yükselme şansının az olması,
i) Sektörde talebin ekonomik, politik ve sosyal faktörlere
karşı aşırı esnek olması nedeniyle, ani talep düşmeleri karşısında işgücünün
işsiz kalma tehlikesi,
j) Sektör içinde çok sık iş değiştirmeler nedeniyle, belirli
bir işletmeye tam olarak bağlanamama,
k) Birçok ülkede otelcilik ve
restaurant hizmetlerinin saygın olmayan işler olarak kabul edilmesi nedeniyle,
sektördeki kişilerin mesleği geçici veya daha iyisi bulunana kadar belirli bir
süre yapılan işler olarak nitelendirmesi.
Yukarıda sıralanan sektörel
istihdamın bu özellikleri, sektör için gerçekten nitelikli olduğu kadar
istekli, hevesli ve fedakar insanların çalışmasını zorunlu kılmakta ve bu
nedenle birçok öğrencinin bu sorunlar nedeniyle sektörde çalışmak
istememelerine yol açmaktadır (11). Meslek yüksekokulları turizm programlarının
başarısı, bu sektörde çalışmayı seven öğrencilerinin turizm programlarına
çekilebilmeleri ile mümkündür.
10)
Öğrencilerin bilgi ve görgülerini artıracak meslekî teknik gezilerin maddî
imkansızlıklar nedeniyle düzenlenememesi, öğrencileri meslekî bilgi ve görgü
açısından olumsuz etkilemektedir. Turizm bölgelerine uzakta kurulu bulunan ve
çevrelerinde yeterli düzeyde turizm işletmesi bulunmayan meslek yüksekokulları
turizm programlarının öğrencilerini iyi şekilde yetişmelerine yardımcı olacak, teknik
gezileri maddî imkansızlıklar ile birlikte çeşitli sorunlar nedeniyle
düzenleyememektedirler.
Teknik amaçlı geziler, turizm
eğitim ve öğretiminde önemli bir yer tutmaktadır. Bu geziler turizm sektörünün
değişik görev yerlerine hazırlanmakta olan iş gören adaylarının eğitilmeleri ve
meslekî bilgi ve görgülerini artırmaları açısından önemli bir faaliyettir. Bu
nedenle öğrencilerin sektördeki tüm teknik gelişmeleri yakından
gözlemlemelerine olanak sağlayacak gezilerin düzenlenmesine çalışılmalıdır.
11-
Meslekî turizm eğitimi veren okullara girişlerin
düzenlenmemesi de, mesleğin kendine özgü özellikleri olması nedeniyle önemli
sorunlar arasındadır.
Liseden mezun olan gençlerin
birçoğu, turizmin gerektirdiği iş koşullarını bilmeden, tesadüfen ve meslek sevgisi
aşılanmadan bu okullara başvurmaktadır. Buna karşın turizm sektörü ise, fiziki
görünümleri iyi, meslek sevgisi ile yetişmiş, turizm bilgisi yanında bir
yabancı dili çok iyi bilen ve turizmin özelliklerini benimseyen özverili
gençler aramaktadır. Bu amacın gerçekleştirilmesi için ya öğrenciler kesin ön
kayıt sistemi ile veya ÖSYM sınavından sonra mülakat ile bu okullara
alınmalıdır (12).
Sözü edilen bu öğrenci alma
sistemine geçildiği zaman, turizm eğitiminden kaynaklanan bir çok sorunun
ortadan kalktığını göreceğiz. Meslek yüksekokulları Turizm programlarının
başarısı, öğrenmeye istekli ve eğitim alarak istediği alanı bilinçli olarak
seçmiş öğrencilere bağlıdır.
III-
SONUÇ
Meslekî turizm eğitiminde var
olan sorunların çözümlenebilmesi üç aşamalı bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır.
İlk aşamada turizm eğitimi ile ilgili eğitim politikası oluşturulmalı ve bu
politika paralelinde gerek ekonomik, gerekse politik nedenlerle okul sayıları
arttırılmadan, mevcut okulların yetersizliklerinin giderilmesi ve önceki
bölümlerde açıklanan sorunların çözümlenmesi gerekir.
İkinci aşamada, turizm sektörünün
meslekî eğitim veren okullara karşı olan bakış açısı değiştirilerek, onların da
maddî ve manevî olarak eğitime katkılarının ve ilgilerinin sağlanabilmesi için çalışmalar
yapılmalıdır. Bu amaçla başta TÜRSAB ve TÜROB olmak üzere turizm meslek
örgütleri ile çeşitli görüşmeler yapılarak, ortak kararlar alınmalıdır.
Üçüncü aşamada ise, meslekî
turizm eğitimi gören işgücünü, turizm eğitimi almamış halen sektörde varolan
işgücünden, haklarını koruyacak meslekî standardizasyonları sağlayacak yasal
düzenlemelerin, bir an önce gündeme alınması gerekir.
Sonuç olarak turizm ile ilgili
olan kamu, özel sektör kuruluşları ile eğitim kurumları yıllardır meslekî
turizm eğitiminin sorunlarını tartıştığına ve çözüm yollarını bildiğine göre,
bu üç aşamalı yaklaşımın kolaylıkla gerçekleştirilerek, meslekî turizm
eğitiminin kalitesinin arttırılması mümkün olacaktır.
KAYNAKLAR
1-
Akoğlan Meryem-Kozak Nazmi. “Meslek
Yüksekokulu Bünyesindeki Turizm Bölümlerinde Uygulanan Müfredat Programları
Üzerine Bir Durum Değerlendirmesi”, Turizmde
Seçme Makaleler, Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı yayınları, Sayı: 23,
İstanbul, 1995.
2-
Aktaş Ahmet-Boyacı Cemil.” Konaklama Sektöründe İnsan Gücü Araştırması ve
Antalya Örneği” Anatolia Bilimsel
Araştırmalar Dergisi, No: 3-4, Eylül-Aralık 1995.
3-
Denizer Dündar. “Turizm Eğitimi Veren Yüksekokulların Sorunları ve Çözüm
Önerileri”, Dört Yıllık Turizm
Yüksekokullarında Eğitim-Öğretim Sorunlar ve Çözüm Yolları, Nevşehir Turizm
İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Hafta Sonu Semineri I, Özkan
Matbaacılık Ltd.Şti., Ankara 1994.
4-
Hacıoğlu Necdet. “Örgün Turizm Eğitimi ve Sorunları”, T.C.Dokuz EYlül Üniversitesi İ.İ.B.F. Aydın Turizm İşletmeciliği ve
Otelcilik Yüksekokulu 1. Ulusal Turizm Kongresi, Kuşadası Belediyesi
Yayınları, 1990.
5-
İçöz Orhan. “Turizm Sektörünün Gelişmesinde “İnsan
Faktörünün Önemi”, T.C. Dokuz Eylül
Üniversitesi İ.İ.B.F. Aydın Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, 2.
Ulusal Turizm Kongresi, Kuşadası Belediyesi Yayınları, 1991.
6-
İçöz Orhan. ”Türkiye’de Turizm Eğitimi Veren Yüksekokullarının Temel Sorunları
ve Öğrencilerin Okul Sonrası Meslekî Yaşama Uyumu Konusunda Bir Değerlendirme”,
Dört Yıllık Turizm Yüksekokullarında
Eğitim-Öğretim Sorunları ve Çözüm Yolları Nevşehir Turizm İşletmeciliği ve
Otelcilik Yüksekokulu Hafta Sonu Semineri I, Özkan Matbaacılık Ltd.Şti.,
Ankara, 1994.
7- Kızılırmak İsmail. “Meslek Yüksekokulları
Turizm Programı Mezunlarının İstihdamında Karşılaşılan Sorunlar”, 21. Yüzyıla Doğru Meslek Yüksekokullarının
Yeniden Yapılanması Konulu Uluslararası Sempozyum, Çankırı, 22-23 Mayıs
1996.
8-
Timur Alp. “Türkiye’de Turizm Eğitiminin Yapısı Uygulanan
Politikalar ve Sonuçlar”, Turizm Eğitimi: Konferans-Workshop, Turizm Bakanlığı
Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü. Yorum Basın Yayın San.Ltd.Şti. Ankara, 1992.
9-
Timur Alp. “Turizm Eğitiminde Darboğazlar”, Dört Yıllık Turizm Eğitim-Öğretim Sorunlar ve Çözüm Yolları, Nevşehir
Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Hafta Sonu Semineri I, Özkan
Matbaacılık Ltd.Şti., Ankara, 1994.
10.
TUGEV. Konaklama Sektörü Yöneticilerinin
Elemanlardan Aradıkları Nitelikler, Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı
Yayını, Sayı: 28, İstanbul, 1994.
(*)Karadeniz
Teknik Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Fatih Kampüsü.
(1)
Alp Timur. “Turizm Eğitiminde Darboğazlar”, Dört Yıllık Turizm Yüksekokullarında Eğitim-Öğretim Sorunları ve Çözüm
Yolları Nevşehir Turizm İşletmeciliği Ve Otelcilik Yüksekokulu Hafta Sonu
Semineri 1, Özkan Matbaacılık Ltd.Şti., Ankara, 1994, s. 44.
(2)
Orhan İçöz. “Türkiye’de Turizm Eğitimi Veren Yüksekokulların Temel Sorunları Ve
Öğrencilerin Okul Sonrası Meslekî Yaşama Uyumu Konusunda Bir Değerlendirme”, Dört Yıllık Turizm Yüksekokullarında
Eğitim-Öğretim Sorunları ve Çözüm Yolları Nevşehir Turizm İşletmeciliği Ve
Otelcilik Yüksekokulu Hafta Sonu Semineri 1, Özkan Matbaacılık Ltd.Şti.,
Ankara, 1994, s. 85.
(3)Alp
Timur, “Türkiye’de Turizm Eğitiminin Yapısı Uygulanan Politikalar ve
Sonuçları”, Turizm Eğitimi:
Konferans-Workshop, Turizm Bakanlığı Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü, Yorum
Basın Yayın San.Ltd.Şti., Ankara, 1992, s. 49.
(4)
TUGEV, Konaklama Sektörü Yöneticilerinin
Elemanlardan Aradıkları Nitelikler, Turizm Geliştirme Ve Eğitim Vakfı
Yayını, Sayı: 28, İstanbul, 1994,
s. 52-53.
(5)
Meryem Akoğlan-Nazmi Kozak, “Meslek Yüksekokulu Bünyesindeki Turizm
Bölümlerinde Uygulanan Müfredat Programları Üzerine Bir Durum Değerlendirmesi”,
Turizmde Seçme Makaleler, Turizm
Geliştirme ve Eğitim Vakfı Yayınları, Sayı:23, İstanbul, 1995, s.5.
(6)Ahmet
Aktaş-Cemil Boyacı, “Konaklama Sektöründe İnsan Gücü Araştırması ve Antalya
Örneği”, Anatolia Bilimsel Araştırmalar
Dergisi, No:3-4, Eylül-Aralık 1995, s.60.
(7)
İçöz, a.g.e., s. 88.
(8)
İsmail Kızılırmak. “Meslek Yüksekokulları Turizm Programı Mezunlarının
İstihdamında Karşılaşılan Sorunlar”, 21.
Yüzyıla Doğru Meslek Yüksekokullarının Yeniden Yapılanması Konulu Uluslararası
Sempozyum, Çankırı, 22-23 Mayıs 1996, s.280.
(9)
Necdet Hacıoğlu, “Örgün Turizm Eğitimi ve Sorunları”, T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F. Aydın Turizm İşletmeciliği ve
Otelcilik Yüksekokulu 1. Ulusal Turizm Kongresi, Kuşadası Belediyesi
Yayınları, 1990, s. 40
(10)
İçöz, a.g.e., s. 89.
(11)
Orhan İçöz “Turizm Sektörünün
Gelişmesinde ‘İnsan’ Faktörünün Önemi”, T.C.Dokuz
Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F. Aydın Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu
2. Ulusal Turizm Kongresi, Kuşadası Belediyesi Yayınları, 1991, s. 28-29.
(12)
Dündar Denizer. “Turizm Eğitimi Veren Yüksekokulların Sorunları ve Çözüm
Önerileri”, Dört Yıllık Turizm
Yüksekokullarında Eğitim-Öğretim Sorunlar ve Çözüm Yolları, Nevşehir Turizm
İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Hafta Sonu Semineri I, Özkan
Matbaacılık Ltd.Şti. Ankara 1994, s.
61.