İçindekiler

° Editör

° Avrupa Birliği Sürecinde Eğitimi Etkileyen Faktörler / Adil TÜRKOĞLU

° Hollanda Eğitim Sistemi ve Sınıf Öğretmeni Yetiştirmede Aktif Bir Model / Ayfer KOCABAŞ

° Kariyer Rehberliği ve Kariyer Danışmanlığı Açısından Federal Almanya ve Türkiye' deki Hizmetler / Emel ÜLTANIR

° Türkiye ve Avrupa Birliği Ülkelerinde Öğretmen Eğitiminde Yapısal Düzenlemeler ve Öğretmen Adaylarının Seçimi / Mustafa SAĞLAM - Dilruba KÜRÜM

° Avrupa Konseyi Dil Projesi ve Türkiye Uygulaması / Özcan DEMİREL

° AB Ülkelerinden Portekiz ve İspanya Eğitim Sistemlerinin İncelenmesi ve Türk Eğitim Sistemi ile Karşılaştırılması / Semra ÜNAL - Esma ÇOLAK

° AB Sürecinde Rasyonel Eğitime Geçiş: Vizyon ve Misyon / Yunus A. ÇENGEL

° Türk Eğitim Sistemi ile Avrupa Birliği Ülkelerindeki Hümanist-Demokratik Eğitim Modelinin Karşılaştırılması / Yusuf Gürcan ÜLTANIR

° Avrupa Birliği Ülkelerinde Yeni Eğitim Politikaları Yaşam Boyu Öğrenme / Ahmet MAHİROĞLU

° Avrupa Birliğine Giriş Sürecinde Türk-Alman Eğitim Sistemlerinin Karşılaştırılarak Değerlendirilmesi / Kemal TURAN

° Avrupa Birliği Ülkelerinde Okul Öncesi Eğitimin Gelişimi ve Mevcut Durumu / Mehmet ARSLAN

° Türk ve İngiliz Eğitim Sisteminde Matematik Eğitiminin Karşılaştırılması / Ali DELİCE

° Fransa' da Yüksek Öğretimin Örgütsel Yapısı: Paris Akademisi Örneği / Eriman TOPBAŞ

° Türk ve İngiliz Öğretim Programlarının Bilgisayar ve İnternet Okur Yazarlığı Açısından Karşılaştırılması / Nesrin ÖZDENER - Murat ÖZTOK

° Avrupa Birliğine Üye Ülkelerde Beslenme Eğitimi ve Türkiye İçin Öneriler / Nurhan ÜNÜSAN

° Meslek Liseleri-İşletme İşbirliğince Yürütülen Meslek Öğretimine Farklı Bir Bakış Açısı: Yapı Eğitiminde Fransa Örneği / Oktay Cem ADIGÜZEL

° AB Sürecinde Eğitim ve Eğitimin Ekonomiye Etkisi (Türkiye-Avrupa Analizi) / Zahide Ayyıldız ONARAN

° Avrupa' da Anadili Öğretimi Türkçe ve İngilizce Anadili Ders Kitaplarının İncelenmesi ve Karşılaştırılması (Kuzey İrlanda, İskoçya ve İngiltere Örneği) / Z. Canan KARABABA

° Ülkemizde İlköğretim Ders Yılının Diğer Bazı Avrupa Ülkeleriyle Karşılaştırılması ve Farklı Uygulamalar / Asım ARI

° Türkiye' de Eğitimin Sosyal Faydaları: Türkiye-AB Karşılaştırması / Figen EREŞ

° Avrupa Birliği ve Türkiye Eğitim Politikalarında Bilgi ve İletişim Teknolojileri ve Mevcut Uygulamalar / Mustafa BAYRAKCI

° Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Öğretmen Niteliklerinde Yeni Bir Boyut: Bilgi Okur-Yazarlığı / Abdullah ADIGÜZEL

° Avrupa Birliği Ülkelerinde Okul Yöneticileri / Ali ERDEN - Hale ERDEN

° Avrupa Birliği Yüksek Öğretim Alanı ve Yüksek Öğretimde Kalite Çerçevesinin Belirlenmesi / Berna ARSLAN

° Fransa, İngiltere ve Almanya Eğitim Denetimi Sistemlerinin Yapı ve İşleyişi / Hilmi SÜNGÜ

° Türkiye ve AB' de Endüstriyel ve Teknik Okullara Yönlendirme / Necat ÜSTÜN

° Yayın İlkeleri

 

 

Özcan DEMİREL
* Prof. Dr.; Hacettepe Üniversitesi EğitimFakültesi Öğretim Üyesi ve Millî Eğitim Bakanlığı Avrupa Konseyi Yaşayan Diller Projesi Türkiye Koordinatörü
© 2005 T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı
URL: http://yayim.meb.gov.tr
Yorum, öneri ve yazılarınız için;
E-posta: med@meb.gov.tr

AVRUPA KONSEYİ DİL PROJESİ VE TÜRKİYE UYGULAMASI

 


Özet

Bu yazıda, Avrupa Konseyi tarafından yürütülen Avrupa Dil Gelişim Dosyası Projesi genel hatlarıyla tanıtılmış; ayrıca Avrupa Birliğinin ve Avrupa Konseyinin dil politikaları açıklanmıştır. Bu bağlamda, tam üyelik sürecinde Türkiye'nin dil politikası ve yabancı dillerin öğretimi konusu ele alınmış ve gelecek için önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Sözcükler: Kültürlerarası deneyim, Avrupa dil gelişim dosyası, öğrenen özerkliği, kendini değerlendirme


Giriş

Avrupa Konseyi fikrini ilk ortaya atan kişi Winston Churchill olmuş ve 1946 yılında Zürih'te “Avrupa Birleşik Devletleri” konulu bir konuşmasında ilk kez ‘Avrupa Konseyi' kavramını dile getirmiştir. Churchil'in bu konuşmasından tam üç yıl sonra 5 Mayıs 1949 yılında 10 Avrupa ülkesinin (Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda İngiltere, İrlanda, İsveç, İtalya, ve Norveç) kurucu üye olarak katıldığı Avrupa Konseyi örgütü kurulmuş ve örgütün merkezi Fransa'nın Strasbourg kenti olmuştur. Türkiye, Avrupa Konseyine 1949 yılında katılan ilk ülkelerden biri olmuş ve kurucu üye statüsünde Konseyin tüm çalışmalarına kesintisiz katılmıştır. şu anda Konseyin toplam 48 üyesi bulunmaktadır. Konseyin amacı, demokrasi ve insan haklarını korumak, Avrupa toplumunun karşılaştığı, ırkçılık, etnik ayırımcılık, çevrenin korunması ve organize suçlar gibi temel sorunlar için çözüm yolları bularak Avrupalı vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmek, farklı kültürlere sahip Avrupa vatandaşları arasında karşılıklı anlayışı geliştirmek ve tüm bireylere Avrupalılık kimliğini kazandırmaktır. Bu amaçlar doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Konsey, 5 Mayıs 1999 yılında 50. Yılını görkemli bir şekilde kutlamıştır. Konseyin Strasburg'daki toplantı yeri ‘Palais de l'Europe'dur. Konseyin resmî dilleri İngilizce ve Fransızca'dır. Ancak konseye üye 48 ülkede çok farklı diller konuşulmakta ve farklı kültürler yer almaktadır (Council of Europe, 1997).

Avrupa Birliği, Avrupa Konseyinde çalışma dilleri olarak kabul edilen İngilizce ve Fransızcanın kullanımına karşın Birliğe tam üye ülkelerin tüm dillerinin kullanılmasını kabul etmiştir. şu anda AB'ye üye 25 ülke bulunmakta ve Birlik toplantılarında 20 dilde iletişim kurulmakta ve her toplantıda 20 dilde simultane çeviri yapılmaktadır.

Avrupa Konseyinin Avrupanın geleceği için belirlediği eğitim ve kültür politikaları içinde en ağırlıklı konu dil politikası olmaktadır. Bunu Tarih Eğitimi, İnsan Hakları ve Vatandaşlık Eğitimi ile Bilgi İletişim Teknolojileri (ICT) eğitimi izlemektedir. Konsey, Avrupanın geleceği için “çok kültürlü, çok dilli“ bir toplum yaratma anlayışını vazgeçilmez bir eğitim hedefi olarak belirlemiş ve bu hedefe ulaşma konusunda üye ülkeleri yönlendirmeye başlamıştır. Bu yönlendirmeyi ve çok dillilik bilincini yaymak için Avrupa Konseyi, 2001 yılını ‘Avrupa Diller Yılı' olarak ilan etmiştir (Sheils, 2001).

Avrupa Birliğinin eğitim ve kültür politikalarını yürüten en önemli örgüt, Avrupa Konseyidir (The Council of Europe). Bu örgütün dışında ayrıca, Avrupa Birliğine bağlı Avrupa Birliği Konseyi (European Council) ve Avrupa Komisyonu (European Commision) bulunmaktadır (Başbakanlık, 2002). Ancak Avrupa Birliğinden önce kurulan Avrupa Konseyi, Birliğin eğitim ve kültür politikalarını yürütmekten sorumludur. Avrupa Konseyi ile T.C. Millî Eğitim Bakanlığı arasındaki eğitim uygulamaları ve özellikle de yabancı dil eğitimi konusundaki bağlantılar 1950 yılından beri bu örgütle iş birliği içinde devam etmektedir.

Avrupa Konseyi ile İlişkiler

Avrupa Konseyi ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında yabancı dil öğretimi bağlamında yapılan en somut çalışmalar 1968 yılında başlamıştır. O yıllarda yabancı dil öğretiminin daha etkili yapılabilmesi için bir komisyon kurulmuş ve Avrupa Konseyinin katkıları ile 1972'ye kadar devam eden bir zaman dilimi içinde eğitim programlarının gözden geçirilmesi ve ders kitaplarının hazırlanması çalışmalarına başlanmıştır.

1950'li ve 60'lı yıllara kadar okullarımızda kullanılmakta olan “E. V. Gatenby” tarafından yazılmış İngilizce ders kitapları yerine, 1972'den itibaren “An English Course for Turks” dizisi İngilizce dersleri için, “Wir Lernen Deutsch” Almanca dersleri için ve “Je Parle Français” Fransızca dersleri için hazırlanmıştır. Bu ders kitapları ile Avrupa Konseyi standartlarında dil öğretiminde yeni yaklaşımların uygulanmaya başladığını görüyoruz.

Orta dereceli okullarda yabancı dil öğretiminin geliştirilmesi ve modernleşmesi çalışmaları, 1972 yılında MEB Talim ve Terbiye Kuruluna bağlı kurulan “Yabancı Diller Öğretimini Geliştirme Merkezi” ile başlamıştır. Bu merkez ile Avrupa Konseyi arasında geliştirilen iş birliği çerçevesinde yabancı dil öğretim programları ve ders kitapları hazırlanmıştır. Hazırlanan program 1973 yılında 1747 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanmştır. 1974-75 öğretim yılından itibaren kademeli olarak önceki program ve ders kitapları kaldırılmış yerine yeni program ve ders kitapları devreye girmesi ve bu işlemin 1977 yılına kadar tamamlanması karar altına alınmıştır.

1980'li yılların başında yabancı dil öğretim programlarıyla ilgili çalışmalara tekrar hız verilmiş ve bu kez Anadolu liselerinin programı hazırlanması için bir komisyon kurulmuştur. Hazırlanan program 1984 yılında 2170 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanmıştır. Bu çalışmayı Anadolu Teknik ve Meslek liseleri için hazırlanan programlar izlemiştir.

1988-90 yıllarında yabancı dil öğretiminde basamaklı kur sistemi uygulamasına geçilmesi kararlaştırılmıştır. Bu uygulamanın başarılı olması, yabancı dil öğretmenlerinin hizmet içinde yetiştirilmesi ve öğretim materyallerinin hazırlanması amacıyla MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığına bağlı “Yabancı Dil Eğitimini Geliştirme Merkezi” (YADEM) kurulmuş ve 1988 yılında ülke genelinde çalışmalarına başlamıştır. Basamaklı kur sisteminin sistem bütünlüğü içinde başarılı olması hedeflenmiş ancak, uygulamadan kaynaklanan sorunların çözümlenememesi nedeniyle bu uygulamaya 1989-90 öğretim yılı başında son verilmiştir.

1990'lı yılların başında ise yabancı dil ağırlıklı program uygulamasına geçilmesi kararlaştırılmıştır. Bu uygulamanın temel amacı lisenin önüne yoğun bir yıl yabancı dil hazırlık sınıfının konulması ve liselerde öğretimin Türkçe devam etmesidir. 1992-93 öğretim yılında 28 okulda başlayan bu uygulama, 1997-98'de 662 okula ulaşmıştır.

1997 yılında 8 yıllık zorunlu ilköğretim uygulamasına geçilmiş, Anadolu liselerinde devam eden altıncı sınıf öncesi yabancı dil hazırlık sınıfı uygulaması kaldırılmış ve yabancı dil açısından oluşan bu boşluğu doldurmak amacıyla tüm ilköğretim okullarında yabancı dil öğretimine 4. sınıftan başlanmasına karar verilmiştir.

2000 ‘li yılların başında yabancı dil öğretimine ilişkin olarak Avrupa Konseyi ile ortak yürütülen son uygulamalardan biri 2001 - Avrupa Diller Yılı kutlamaları olmuştur.

Diller yılını ilan etmedeki temel amaç, Avrupa Konseyine üye ülkelerin dil ve kültür miraslarına sahip çıkmaları ve bunu diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte paylaşmalarıdır; bunun yanı sıra çok kültürlü, çok dilli Avrupalı olma bilincini yayarak birden çok dil öğrenmeyi teşvik etmektir. Bu yolla çok dil öğrenmenin farklı dil ve kültürel geçmişleri olan insanlar arasında hoşgörüyü arttıracağı ve bireylerin birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlayacağı beklenmektedir. Avrupa kıtasında 150 ile 200 farklı dilin konuşulduğu belirtilmektedir. Avrupa Birliğine üye 15 ülkede yaşayan bireyler arasında yapılan bir araştırma sonucuna göre , öğrencilerin % 89'u İngilizce, % 32'si Fransızca, % 18'i Almanca ve % 8'i de İspanyolcayı yabancı dil olarak öğrendiklerini söylemişlerdir. Aynı araştırmanın sonuçlarına göre bu ülkelerdeki bireylerin yarısından fazlası da çok dilli olduğunu ifade etmiştir (Council of Europe, 1998).

Avrupa Konseyi bu yılı ilan ederken sadece Avrupa‘yı ve Konsey'e bağlı ülkelerde konuşulan dilleri dikkate aldığı için tüm dünyada konuşulan diğer diller bu kutlama etkinliklerinin dışında tutulmuştur.

Bugün yeryüzünde değişik toplumların kullandıkları konuşulan dil sayısının ne kadar olduğunu kesin olarak belirtmenin olanaksız olduğu, buna karşın ortalama bir sayının üç bin beş yüz ile dört bin arasında olduğu söylenmektedir. Kimi dilbilimciler bu sayının altı bine ulaştığını öne sürmektedir. Ancak bu kadar çok dilin bulunmasına karşın gittikçe artan uluslararası ilişkiler, ulusların kendi ana dilleriyle iletişim sağlamalarını yetersiz kılmakta ve bu nedenle diğer ülkelerin dillerini öğrenme gereksinmesi ortaya çıkmaktadır. Bugün, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere NATO ve Avrupa Konseyi gibi birçok uluslararası örgütlerde ortak iletişim aracı olarak birkaç ulusun dili kullanılmaktadır. Birleşmiş Milletler örgütünde kullanılan resmî çalışma dilleri, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça , İspanyolca ve Arapça'dır. Çince ve Arapça hariç diğer tüm diller Avrupa dilleri arasında yer almaktadır. Bu diller sadece Avrupa'da değil, diğer dünya ülkelerinde de en çok öğrenilmek istenen dillerdir.

Avrupa Birliğinin normlarına göre genç kuşak Avrupalıların en az üç dil bilerek yetişmeleri beklenmektedir. Bu amaçla, Avrupa Eğitim Komisyonu 1995 yılında yayınladığı ‘Öğrenen Topluma Doğru' başlıklı bildirisinde Avrupa Birliği vatandaşlarının anadillerinin dışında en az iki Avrupa dilini yeter düzeyde bilmelerini ilke olarak benimsemiş ve bu konuda bireylere yardım edilmesi kararlaştırılmıştır.

Avrupa'da çok dilliliği yayma ve bunu üye ülkelerin eğitim politikalarına yansımalarını sağlamak amacıyla Konseyin bünyesinde yer alan ‘Yaşayan Diller Bölümü', ‘Dil Politikası Birimi'ne dönüştürülmüştür. Birimin temel görüşü, demokratik vatandaşlık hakları bağlamında herkesin dil öğrenme hakkı vardır. Bu hak o ülkenin resmî dilinin dışında yer alan tüm dilleri de içermektedir. Diller zenginliğine sahip Avrupa kıtasında yaşayan insanlar için çok dil öğrenmek kültürel mirası yeni kuşaklara devretmek için ve mevcut dilleri yaşatabilmek için bir zenginliğin doğurgusudur. Bu dil zenginliğine sahip çıkılmalıdır. Bu bağlamda dil politikası birimi Avrupa kıtasında çok dilliliği yaygınlaştırmak için çalışmalar yapmakta seminerler düzenlemekte ve projeler üretmektedir. Avrupa Konseyine üye toplam 48 ülkede yürütülen en yaygın dil eğitim politikası projesi “Avrupa Dil Gelişim “ projesidir.

Avrupa Dil Gelişim Dosyası Projesi

Avrupa Diller Yılını kutlama etkinlikleri nedeniyle Avrupa Konseyi, Dil Politikaları Birimi tarafından geliştirilen Avrupa Dil Gelişim Dosyası projesi, 15-17 Ekim 2000 tarihleri arasında Polonya'nın Cracow kentinde düzenlenen Eğitim Bakanları Daimi Konferansı sonunda imzalanan sonuç bildirgesiyle Konseye üye tüm ülkelerde uygulanması karar altına alınmıştır. Bu bağlamda, 2004-2005 öğretim yılına kadar önce pilot okullarda uygulamaların yapılması, 2004-2005 öğretim yılından sonra da, tüm Avrupa Konseyi üye ülkelerinde bu uygulamanın yaygınlaştırılması planlanmıştır. Avrupa Birliği bu projeye parasal destek sağlamaktadır.

Bu proje ile, Avrupa yurttaşları arasında karşılıklı anlayışın geliştirilmesi, değişik kültürlere saygı gösterilmesi, kültür ve dil farklılıklarının korunması, farklı ülkelerdeki dil öğretim programlarının birbirine uyumunun sağlanması ve dil öğretimine standartların getirilmesi amaçlanmaktadır.

Bu projenin temel amacı, her Avrupa vatandaşının bir dil pasaportuna sahip olmasıdır. Bu pasaportu taşımaktaki temel amaç, Avrupa vatandaşlarının çok dilli yetiştirmelerini sağlamak ve onları çok dil öğrenmeye teşvik etmektir. Başka bir anlatımla, çok dillilik ve çok kültürlülük bağlamı içerisinde her Avrupa vatandaşı, ilköğretimde birinci yabancı dili, orta öğretimde ikinci yabancı dili ve üniversitede de üçüncü yabancı dili öğrenmesi gerektiğini vurgulamak ve onları dil öğrenmeye teşvik etmektir.

Avrupa'da serbest dolaşım hakkını ve iş izni alabilmek için her Avrupa vatandaşın bu pasaportu yanında taşıması gerekli olacaktır. Başka bir anlatımla, normal pasaport yerine, sadece dil pasaportu geçerli olacak ve dil pasaportunda o ülkenin dilini bildiğinizi belgelendirmeniz gerekecektir. Bu bağlamda, dil pasaportu olanlar Avrupanın herhangi bir ülkesinde uzun süreli iş ve oturma izni alma şansına sahip olacaktır.

Dil öğrenim geçmişi - dil biyografisi ise âdeta bir öz geçmiş görünümünde ve bu bölüme dil öğrenim geçmişi yazılmaktadır. Bu bölümde daha çok o dili öğrenmek için harcanan süre, dili öğrenmedeki amaç, nerede ve nasıl öğrenildiği ve bu dilin kültürüyle olan etkileşim düzeyi açıklanmaktadır. Söz gelimi , İstanbul'da Özel Eyüboğlu Lisesine devam eden bir öğrenci, yaz tatilinde İngiltere'de bir yaz okuluna gidiyor, kaç ay süreyle İngiltere'ye gitmiş, o kültürle etkileşimi ne kadar olmuş, ne tür etkinliklere katılmış , her yaptığını dil biyografisi bölümünde belirtmesi gerekiyor.

Dil dosyası ise kişinin öğrendiği yabancı dilde aldığı tüm belgelerin yer aldığı bölümdür. Bireyin amaç dilde yazmış olduğu yazılar ya da yapmış olduğu her türlü çalışmalar, bildiri, kitap gibi yayınlar, aldığı diploma ve sertifikaların bu bölümde yer alması istenmektedir. Bu dökümanları tarih ve adlarıyla ya da örnekleri ile dosyasında bulundurması gerekmektedir.

Dil gelişim dosyasının iki işlevi mevcuttur. Birincisi, bilgilendirme işlevi yani kişinin dil öz geçmişi hakkında bütün bilgilerin bu dosyada yer almasıdır. Yabancı bir dili öğrenmek için ayrılan süreden, öğrenim yaptığı kuruma, öğrendiği dille ilgili aldığı sertifikalar, diplomalar hepsi bu işlevi yerine getirmektedir. İkincisi, dil gelişim dosyasının eğitsel işlevidir. Eğitsel işlev, bireyin dil öğrenme konusundaki kararları kendisinin vermesine yardımcı olması ve bir dil öğrenme konusunda öğrencinin özerk olması yani öğrenme otonomisine sahip olmasıdır. Bu anlayışla, dil öğrenen kişi kendisini öğrenme sürecinde bağımsız hissedecek ve kendi kendini değerlendirme şahsına sahip olacaktır. Bu eğitsel yararların yanı sıra dil öğrenmenin saydam olması, dil düzeylerinin belirlemesi, öğrenmiş olduğu bu bilgileri aktarabilmesi, transfer edebilmesi açısından da bireye önemli katkılar getirmektedir. Bu anlamda öğrenen özerkliği (learner autonomy) kavramı devreye girmekte ve dil öğrenme sürecinin bireye dönük olduğu ve bunun sınıf içinde değil yaşamın her aşamasında olduğu gerçeği ön plana çıkmaktadır.

Dil pasaportunda belirlenen dil düzeyleri, başlangıç, orta ve ileri düzey olmak üzere altı aşamada ele alınmaktadır. Bu düzeyler aşağıda gösterilmiştir.

I. Başlangıç düzeyi A1 ( Breakthrough )
(Temel kullanıcı), A2 ( Waystage )

II. Orta düzey B1 ( Threshold )
(Bağımsız Kullanıcı), B2 ( Vantage )

III. İleri düzey C1 ( Proficiency )
(Yetkin Kullanıcı) C2 ( Mastery )

Bu düzeylerle dil öğrenimine Avrupa Konseyi tarafından yeni standartlar getirilmekte, her mesleğin standartları olduğu gibi dil öğretiminde de bu standartlar işe koşulmaktadır. Bireylerden bu standartlara ne kadar ulaştıklarını belgelendirmeleri gerekiyor. Standartlaşma, belgelendirme işlemiyle bir anlamlılık kazanmış oluyor.

Dil yeterlilik alanları da dil öğrenmede dört temel dil becerleri olan dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerine göre belirlenmektedir. Dil becerileri anlama bağlamında dinlediğini anlama ve okuduğunu anlama olmak üzere ikiye ayrılmakta; konuşma becerisi de karşılıklı konuşma ve sözlü anlatım olmak üzere ikiye ayrılmakta ve yazma becerisi de yazılı anlatım olmak üzere dil becerileri üç aşamada ele alınmaktadır.

Dil öğrenme ve öğretme sürecindeki bu belirlemelere ek olarak değerlendirme boyutunda da bazı değişmeler söz konusu olmaktadır. Dil gelişim dosyası uygulaması ile kendini değerlendirme (self-assessment) kavramı gündeme gelmektedir. Bu değerlendirme yaklaşımı ile birey kendini ve dil gelişim sürecini sürekli değerlendirme imkanı bulabilmektedir. Bunun yanı sıra bireyden öğrenmeyi öğrenmesi de beklenmektedir. Bu bağlamda öğretmenlerin öğrencilere dil öğrenme sürecinde daha çok yardımcı olmaları beklenmektedir.

Avrupa Dil Projesinin Türkiye'de Uygulanması

Türkiye'de bu proje, Millî Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında 2001 tarihinde alınan bir Makam Onayı ile başlatılmıştır. Bu uygulamanın özellikle özel okullarımızda yani yabancı dille eğitim yapan özel Türk okulları, Anadolu liseleri ve süper liselerde başlaması, giderek kademeli bir yaklaşımla daha sonra genel liselerimize doğru yaygınlaştırılması uygun görülmüştür. Dil projesinin ilk aşamasında Ankara ile Antalya'dan 20 devlet okulu ile dört özel okul pilot okul olarak alınmış ve bu okullarda pilot uygulamalara başlanmıştır. 2004 yılında pilot okul sayısı Tablo 1'de gösterildiği gibi 30'a çıkarılmıştır. 2005 ve daha sonraki yıllarda kademeli olarak bu uygulamanın ülke genelinde yaygınlaşmasına geçilmesi planlanmıştır.

Tablo 1: Avrupa Dil Gelişim Dosyası Projesi Pilot Grupların Sayısal Dağılımı

Tablo 1'de gösterildiği gibi bu proje orta dereceli 30 okulda denenmekte, 60 öğretmen ve 1357 öğrenci projede yer almaktadır. Pilot okullarda uygulamaya geçmeden önce bu okullarda görevli İngilizce öğretmenleri hizmet içi eğitime alınmış ve dil dosyası projesi ayrıntılı bir şekilde tanıtılmıştır. Farklı Avrupa ülkelerinde geliştirilen örnekler incelenmiş, dil betimleyicileri (language descriptors) analiz edilmiş ve uygulama sürecinin nasıl olacağı konusu üzerinde durulmuştur.

Yapılan dört farklı seminer sonucunda, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında bir çalışma grubu oluşturulmuş ve Liselerde okuyan 15-18 yaş grubu öğrenciler için Avrupa Dil Gelişim Dosyası modeli geliştirilmiştir.

Hazırlanan dil gelişim dosyası modeli, 2002-2003 öğretim yılı başında denenmek amacıyla okullara gönderilmiş ve böylece proje pilot okullarda uygulanmaya başlamıştır. Pilot okullarda denemesi yapılan dil gelişim dosyası modeli, Avrupa genelinde geçerlilik alabilmek amacıyla Mayıs 2003'te Avrupa Konseyine sunulmuştur. Avrupa Konseyine üye 48 ülke içersinde yer alan Türkiye, Dil Gelişim Dosyasını hazırlayarak ödevini zamanında yapmış ve bu projede ilk 15 ülke arasında yerini almıştır. Avrupa ülkeleri tarafından hazırlanan dil gelişim dosyalarının geçirliliğini onaylayan “Geçerlilik Komitesi” (Validation Committee), Türkiye tarafından hazırlanan dosyayı incelemiş, Avrupa Konseyi dil öğrenme standartlarına uygun bulmuş ve 47.2003 geçerlilik numarası vererek bu çalışmayı Avrupa çapında tescil etmiştir. Akredite (tescil) edilen Avrupa Dil Gelişim Dosyasının CD formatında digital kopyası da hazırlanmış, yabancı dil öğretmenlerinin ve öğrencilerin kullanımına sunulmuştur.

Bu proje bağlamında, Millî Eğitim Bakanlığı, 23-25 Ekim 2003 tarihleri arasında Avrupa Konseyinin geleneksel olarak her yıl düzenlediği Uluslararası Avrupa Dil Gelişim Dosyası toplantısına İstanbul'da ev sahipliği yapmıştır. Bu toplantının organizasyonu, Millî Eğitim Bakanlığı, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmüş ve Millî Eğitim Vakfı ile Özeller Okullar Derneğinden parasal katkı alınmıştır.

2004 - 2005 öğretim yılı başında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında iki ayrı komisyon oluşturulmuş ve Avrupa Dil Gelişim Dosyasıyla ilgili çalışmalar devam etmiştir.

Birinci Komisyon, 15-18 yaş grubu öğrenciler için hazırlanmış dil dosyasında yer alan dil betimleyicileri için öğrenme etkinlikleri ve test maddeleri hazırlamayı amaçlamıştır. Komisyon orta dereceli okullara uygunluğu nedeniyle B1 ve B2 düzeyi için örnek test maddeleri ve öğrenme etkinlikleri hazırlamıştır.

İkinci Komisyon ise 05-09 ve 10-14 yaş grubları için yeni bir Avrupa Dil Gelişim Dosyası modeli geliştirmeyi hedeflemiştir. Modelin hazırlanması aşaması tamamlanmış ve pilot okullarda denenmek üzere uygulanmasına başlanmıştır. Pilot okullardaki öğretmen ve öğrencilerden gelecek görüşler doğrultusunda yeni modele son şekli verildikten sonra Eylül 2005'te Avrupa Konseyine akredite edilmesi için gönderilmesi planlanmıştır.

İlköğretim öğrencileri için hazırlanan dil dosyasını kullanan pilot okulların illere göre dağılımı Tablo 2'de verilmiştir.

Tablo 2: İlköğretim öğrencileri için Avrupa Dil Gelişim Dosyası Projesi Pilot Grupların Sayısal Dağılımı

Tablo 2'de görüldüğü gibi ilköğretim öğrencileri için yeni hazırlanan Avrupa Dil Gelişim Dosyası, 15 ilköğretim okulunda toplam 884 öğrenci ve 56 öğretmenle pilot olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Avrupa Dil Gelişim Dosyası projesinin temelini oluşturan “Common European Framework of Reference for Languages: Teaching, Learning, Assessment” başlıklı kitabın Türkçeye çevirisi için de Avrupa Konseyine başvurulmuş ve olumlu cevap alınmıştır. Bu kitabın Türkçeye çeviri hakkı Millî Eğitim Bakanlığına verilmiş ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının koordinatörlüğünde bir çeviri ekibi oluşturulmuştur. 2005 yılı içinde çeviri işleminin tamamlanıp kitabın basıma hazır hâle getirilmesi planlanmıştır.

Sonuç

Avrupa Birliği dil politakasını çok dilliliğe göre düzenlemiştir. Dil zengini Avrupa kıtasında yaşayan her Avrupa vatandaşının en az üç dil bilmesi ve bunu günlük yaşamında kullanması beklenen bir olgudur. Çok kültürlü çok dilli Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde dil politikasının belirlenmesi aynı doğrultuda olması beklenmektedir. Ancak çok dil bilerek yetişen gençlerimiz öncelikle Türkiye'de daha sonra da Avrupa'da daha iyi iş ve çalışma olanaklarına kavuşması bu düşüncenin ülke genelinde yaygınlaşmasına ve kabul görmesine neden olacaktır. Gereksinim duymadığı ve kullanmadığı bir dili, kişiler doğal olarak öğrenmek istemeyeceklerdir. Bireyin çok dil öğrenmeye güdülenmişlik düzeyi toplumsal ve ekonomik istemlerle doğru orantılı olarak gelişecektir. Ancak, genç kuşakları yabancı dil öğrenmenin önemini ve daha çok Avrupa dili öğrenmenin gerekliliğini vurgulayarak yetiştirmeliyiz. Bu bağlamda Avrupa dil gelişim dosyası uygulaması Türkiye'deki yabancı dil öğretimini olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

Her şeyden önce bu uygulama, birden çok Avrupa dilini öğrenmeyi ön plana çıkaracaktır. Bu süreç yaşamboyu devam edecek ve bireyler ihtiyaç duyduğu her yaşta bir Avrupa dilini öğrenebilecektir. Avrupa Birliği'ne tam üye olduğumuz zaman serbest dolaşım hakkını kazanabilmek ve çalışma izni alabilmek için dil pasaportu taşımak her Avrupa vatandaşı için zorunlu olacaktır. Başka bir anlatımla, herhangi bir Avrupa ülkesinde iş bulan kişiler işverene bu pasaportu gösterdikleri takdirde o ülkede çalışma olanağına kavuşmuş olacaktır. Bunun yanı sıra, bireylerin bildikleri diller ve düzeyleri dil pasaportunda belirtilmiş olacaktır. Dil pasaportu olan kişi, yaşamını sürdürmek istediği ülkenin dilini biliyorsa o ülkede oturma ve çalışma izni almış olacaktır.

Türkiyede kalmak isteyen yabancılardan da aynı şekilde dil pasaportu taşımaları ve Türkçe bildiklerini belgelendirmeleri istenecektir. Avrupa Birliğine üye ülkeler için geçerli standartlar ve uygulamalar, Birliğe aday ülkeler için de aynı şekilde uygulanacaktır. İşte o zamandır ki Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi Avrupa vatandaşları arasında daha da önemli olacaktır.

Bu uygulamanın yabancı dil öğrenmeye getirdiği yeni kavramlar; öğrenen özerkliği (learner autonomy), kendini değerlendirme (self-assessment), öğrenmeyi öğrenme (learning to learn) ve kültürlerarası deneyim (cross-cultural experience) olmuştur (Little, 1999). Bunların yanısıra yabancı dil öğretimine de bu proje köklü bir değişim getirmektedir.

Yıllardır uygulanmakta olan dilin kurallarını yani grameri öğretmek yerine dil becerilerini öğretmek daha çok önem kazanmaktadır. Öğrenci başarısını ölçerken, gramer testleri yerine dört temel dil becerilerini ölçen testler önem kazanmakta ve öğretme-öğrenme sürecinde öğrencinin kendini değerlendirmesi giderek önem kazanmaktadır. Bu anlayışın yabancı dil öğretmenlerinin rolünü ve sınıf içi uygulamalarını etkilemesi beklenmektedir.

Çağdaş öğretim yöntemlerini iyi uygulayamadığımızdan, başarılı olamadığımızdan, nitelikli bir öğretim düzenini kuramadığımızdan ve her şeyden öte öğretmen yetiştirme düzenimizden ve sistemden dem vurup kendimizi suçlamadan vazgeçip eğitim sistemimiz içinde bunu başarmanın yollarını bulmamız ve başarılı olmamız gerektiğine kendimizi inandırmamız gerekir. Başarılı olmaya, en iyiyi yapmaya ve etkili öğretim yapmaya mecbur olduğumuzu bilerek bu projeye gereken önemin verilmesi başarının sırrı olacaktır.

Öneriler

1. Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde Türk eğitim sisteminde yabancı dil öğretim politikası tekrar gözden geçirilmelidir. Çok kültürlü-çokdilli Avrupa vatandaşı olma özelliği bizim için de geçerli olmalı ve çok dilliliği temele alıp en az iki ya da üç Avrupa dili öğretilmelidir. Türkiye'de şu anda örgün eğitim kurumlarındaki öğrencilerin % 99'u İngilizce, % 1'i de Fransızca ve Almanca öğrenmektedir. Bu açıdan olaya bakıldığında, ülke genelinde çok dil öğrenmeyi teşvik etmek amacıyla birinci yabancı dil öğrenmeye ilköğretim aşamasında, ikinci yabancı dil öğrenmeye de orta öğretimde başlanmalıdır.

2. Yabancı dil öğretim programları, ilköğretim kademesinden başlayarak Avrupa Konseyinin belirlediği standartları gerçekleştirecek şekilde yeni baştan düzenlenmelidir. şu anda Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu böyle bir çalışmayı başlatmıştır.

3. Her eğitim kademesinin sonucunda ulaşılacak dil yeterlik düzeyleri belirlenmelidir. Bu amaçla, MEB'da bir komisyon çalışması başlamıştır. Genel politika olarak ilköğretimi bitiren öğrencilerin A2 düzeyine, orta öğretimin B1, Anadolu meslek lisesi mezunlarının B2 ve Anadolu liseleri ile özel lise mezunlarının da B2 ya da C1 düzeyine ulaşmaları genel hatlarıyla benimsenmelidir.

4. Yabancı dil ders kitapları Avrupa Dil Gelişim Dosyasında temele alınan tümleşik dil becerilerinin geliştirilmesi yaklaşıma göre yeniden hazırlanmalıdır. Ders kitapları, dil bilgisi kurallarını öğretmekten çok dört dil becerilerini geliştirici ve Avrupa Dil Gelişim Dosyasında yer alan dil betimleyicilerini (language descriptors) gerçekleştirici etkinliklere yer verecek şekilde hazırlanmalıdır.

5. Yabancı dil öğretmenlerinin eğitimi bu projenin başarıya ulaşması için en temel koşul olarak görülmektedir. Bu amaçla; Millî Eğitim Bakanlığı, tüm okullarda Avrupa Dil Gelişim Dosyası uygulamasına geçeceği için bu değişimi gerçekleştirecek yabancı dil öğretmenlerini hizmet içi eğitimden geçirmelidir. YÖK de hizmet öncesi eğitim yoluyla, eğitim fakültelerinin yabancı diller eğitim bölümlerinden mezun olan öğretmen adaylarının eğitimine bu açıdan önem vermeli ve programlarda buna göre düzenleme yapılmasını sağlamalıdır.

6. Türkiye'de çok dilli vatandaş yetiştirmek için daha çok Fransızca, Almanca, hatta İtalyanca ve İspanyolca öğretmenlerine ihtiyacımız olacaktır. Bu nedenle Eğitim Fakültelerinde bu öğretmenlerin yetiştirilmesine daha çok önem verilmeli, Edebiyat Fakülteleri ile Eğitim Fakülteleri ortak programlar düzenlemeli ve MEB tarafından bu öğretmenlere iş olanakları açılmalıdır.

7. Edebiyat Fakültelerinin Batı Dilleri Edebiyatı bölümleri ile Eğitim Fakültelerinin Yabancı Diller Eğitimi bölümünde okuyan öğrencilerin çok dilli yetişmeleri için program değişikliğine gidilmeli ve en az iki Avrupa dili öğrenmeleri teşvik edilmelidir. Bu bölümlerde okuyan öğrencilerin yan alanları ikinci hatta üçüncü dil olmalıdır.

8. Avrupa Birliğinin eğitim projelerinden destek alınmalı; özellikle, Socrates projesi içinde yer alan dil öğretimi ile ilgili Lingua projesinden destek sağlanmalıdır.

9. Yabancı dil öğrenmenin yaşam boyu bir öğrenme süreci olduğu ve herkesin her yaşta arzu ettiği taktirde birden çok dil öğrenebileceği vurgulanmalıdır. Özellikle, Avrupa ile bütünleşme sürecinde bunun bir gereklilik olacağı şimdiden kabul edilmelidir. Bu nedenle yetişkinler eğitimine de giderek önem verilmeli, ayrıca kendi kendine öğrenme ve internetten öğrenme yolu teşvik edilmelidir. Yabancı dil öğreten özel dershaneler de dil pasaportundaki düzeylere uygun kurslar açmalıdır. Özel okullarımız da yabancı dil öğretiminde Avrupa standartlarına uygun bir yol izleyerek mezunlarını B2 ya da C1 düzeyine ulaşacak şekilde yetiştirmeyi bir hedef olarak ortaya koymalıdır.

10. Avrupayla bütünleşme sürecinde Türkiye'ye ve Türkçeye olan ilgi giderek artmaktadır. Türkçeyi sadece Avrupa'da yaşayan Türk kökenli kişiler değil, Türkiye'de çalışmak isteyen, Türkiye'ye ilgi duyan herkes öğrenmek istemektedir. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde Avrupa Konseyinin geliştirdiği dil öğretimindeki ortak ölçütler yaklaşımı temele alınmalıdır. Bu amaçla, Türk dilinin işlevleri ve her dil işlevi için uygun tümce yapıları belirlenmelidir. Türkçe öğretimi ders kitapları, bu işlevleri kazandırıcı nitelikte hazırlanmalı, uluslararası ölçekte standart Türk dil testleri ile Türkçe Kelime Kullanım Sıklığı sözlüğü hazırlanması çalışmasına gidilmelidir Bu çalışmalar, Millî Eğitim Bakanlığında, Üniversiteler, Türk Dil Kurumu ve TÖMER ile iş birliği içinde yürütülmelidir.

11. Türkçe'nin de yer alacağı Avrupa dil gelişim dosyasındaki bilgiler daha pratik bir şekilde tutulmalı ve kişilerin beraberinde rahatça taşıyabileceği elektronik dil pasaportu uygulamasına geçilmelidir.

Kaynakça

Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı (2002). Avrupa Birliği ve Türkiye Ankara, Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü.

Council of Europe (1997). European language portfolio : proposals for development. Strasbourg , Council of Europe.

Council of Europe (1998). Modern languages: learning, teaching, assessment . A common European framework of reference. Strasbourg , Council of Europe.

Demirel,Ö. (2004). Yabancı Dil Öğretimi. Dil Pasaportu, Dil Byografisi, Dil Dosyası. Ankara, PegemA Yayıncılık.

Demirel,Ö. (2003). ELT Methodology. Ankara, PegemA Publication.

Demirel, Ö. (2002). “Portfolio-Oriented Foreign Language Education in Turkey”, Famagusta, North Cyprus, Eastern Mediterranean University, First International Education Conference: Changing Times, Changing Needs.

Dobson, A. (1999). The challenge of a European language portfolio (ELP) Babylonia 1/1999 p.14-15.

Little, D. (1999). The European language portfolio and self-assessment . Strasbourg , Council of Europe.

Little, D. & Perclova, R. (1999). The European language portfolio . Guide for teachers and teacher trainers. Strasbourg , Council of Europe.

MEB, (2001 ). 2002 Yılı Başında Millî Eğitim . Ankara, MEB, APK Kurulu Başkanlığı.

Sheils, J. (1999). European Year of Languages 2001 : Towards a language portfolio for all. Babylonia, 1/1999, p.62-63.


LANGUAGE PROJECT OF EUROPEAN COUNCIL AND APPLICATION IN TURKEY

Abstract

The paper aims at introducing the European Language Portfolio Project in general; but mainly expresses the language policy of the European Union and the Council of Europe. In this context, foreign language education and language policy of Turkey, in the harmonization and integration process with the European Union, had taken into consideration and some remarks are stated for the future planning.

Key Words: Cross-cultural experience, European language portfolio, learner autonomy, self-assessment

 

 

özel sayı