MİLLİ
EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
149 |
Ocak,
Şubat, Mart 2001 |
Mustafa Necati’nin Türk Eğitiminin Gelişimine
Katkıları |
Dr. İsmail GÜVEN(*) |
|||
Cumhuriyet
döneminin ilk yılları, gerçekte bir eğitim ve kültür devleti olma yönünde büyük
adımların atıldığı yılları simgeler. Özellikle Atatürk’ün yaşadığı yıllar
eğitimsel gelişmeler açısından önemli ilklerin gerçekleştiği yıllardır.
Atatürkçü eğitime ilişkin tüm uygulama, yöntem ve eğitim kurumlarının
başarıya ulaşmasında eğitimi yönlendiren siyasî iradenin etkisi büyüktür.
Dönemin Eğitim Bakanları bizzat
yeniliklere ve gelişmelere öncülük etmişlerdir. Bu bakanlar içinde Mustafa
Necati’nin önemli bir yeri vardır. Mustafa
Necati 1894’de İzmir’de doğmuştur. İzmir İdadisini bitirdikten sonra İstanbul
Hukuk Mektebine girmiştir. Mezun olduktan sonra, İzmir’e dönmüş, Öğretmen
Okulunda öğretmenliğe başlamış, bir yandan da ailesinin bulunduğu
bölgede avukatlık yapmış, 1915-1918 yılları arasında arkadaşı ve
daha sonra Millî Eğitim Bakanlığı yapacak olan Vasıf Çınar’la birlikte Özel
Şark Mektebini yönetmiştir. 1920’de Manisa (Saruhan) milletvekili olarak I.
Meclis’e katılmış, 20 Aralık 1925’de Millî Eğitim Bakanı olmuştur. 31 Aralık
1929 tarihinde yaşamını yitirmiştir.(1)
Mustafa
Necati çeşitli görevlerde bulunmasına rağmen, eğitim tarihimizde en çok Millî
Eğitim Bakanlığı yaptığı yıllardaki
kararlı uygulamaları ile bilinir. Bakanlığı zamanında güçlü kişiliğini
ve gerçek bir yenilikçi olma özelliğini göstermiş, Millî Eğitim sistemi ve
örgütünün gelişmesi için büyük çabalar göstermiştir. Eğitimci kişiliği incelenirken "eğitimci
bakanlığı" ve "bakanlık eğitimciliği" yönünün dikkate alınması
gereklidir.(2) Gerçekten de Atatürk dönemi eğitimi denildiğinde akla ilk
gelenler Mustafa Necati’nin eğitim bakanlığı döneminde yaptıklarıdır. Mustafa
Necati eğitim sistemine hem dinamizm getirmiş, hem motivasyon kazandırmış,
Atatürk devrimlerinin yerleşmesi için büyük çabalar göstermiştir. Harf
devrimi, yurt dışından uzmanlar getirtilmesi, eğitim sisteminin felsefesinin
oluşturulması gibi birçok yenilik onun bakanlığı dönemine rastlar. Mustafa Necati konusunda yapılan
çalışmalar biyografik inceleme ağırlıklıdır. Mustafa Necati’nin eğitimci
kişiliği ve yaptıkları konusunda en ayrıntılı çalışma eğitimci yazar M.Rauf
İnan tarafından yapılmıştır. (*) Mustafa
Necati’nin bugüne dek unutulmamasının nedeni, öğretmen belleklerinde ve
eğitim tarihimizde özel bir yer almasını sağlayan dört yıllık eğitim
bakanlığıdır. Mustafa Necati’nin bakanlığındaki büyük başarılarının ve
kişiliğindeki niteliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan neden, öğretmene ve
öğretmenliğe kazandırdığı saygınlık, değer ve içtenliklerdir. Mesleğe yeni
başlayanların motivasyonunu artırmak ve öğretmenlik mesleğinin niteliğini
artırmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır.(3) Mustafa
Necati, Türkiye Cumhuriyeti’nin yedinci eğitim bakanıdır. Onun bakanlık
yaptığı yıllarda, devlet yönetiminde
yönetsel kadrolar sürekli değişmiştir. Özellikle eğitim bakanları çok fazla
değişmiştir. Fakat Mustafa Necati ile
birlikte eğitim örgütü en azından bakan düzeyinde istikrar yakalamıştır. Mustafa
Necati bakan olur olmaz eğitimi bir plâna bağlamanın gerekliliği üzerinde
önemle durmuştur. Eğitim yasaları ve yönetmeliklerini hızla çıkarttırmıştır.
Eğitim örgütünün işleyişinde, kurumsallaşmasında çok önemli olan bu
uygulamaları yaparak, eğitim sisteminin asgari düzeyde de olsa kişisel
insiyatiften kurallara bağlanmasını sağlamaya yönelik bir çabadır bu. Mustafa Necati bu amaçla bakan olur olmaz,
uzmanları toplamış, on yıllık bir eğitim plânı yaptırmıştır. Cumhuriyet’in
ilk yıllarından beri hazırlanmakta olan yeni eğitim örgütü yasasını da
çıkarttırmış ve bakanlığı sırasında bütün gücüyle bu yasada öngörülen eğitim
örgütünü kurmaya çalışmıştır.(4) Bunun yanısıra Türk eğitiminin felsefî
temellerini yeniden oluşturma yolunda ilerlemiş ve eğitim politikasının
oluşturulması ve yeni bir anlayış kazandırılmasına çaba göstermiştir. Bu
amaçla 1924’de Türkiye’ye davet edilen ve Türk Eğitim Sistemi konusunda rapor
yazan John Dewey’nin sunduklarını uygulamayı başarmıştır. Böylece Türk Eğitim
Sistemi pragmatizm çizgisinde bir yöne oturtulmuştur. Mustafa Necati bununla
da yetinmeyerek meslekî ve teknik öğretimin de düzenlenmesi için yabancı
uzmanlar getirtmiş, raporlarını uygulamaya çalışmıştır. Bu çabalarında 1927 sonrasındaki Avrupa
gezisindeki gözlemlerinin etkisi büyük olmuştur. 3
Şubat 1927’de Avrupa’daki incelemelerinde, yurda dönüşünde İstanbul
gazetecilerine verdiği demeçte, özellikle iş eğitim, uygulamalı eğitim,
deneye ve gözleme dayanan eğitim, beden eğitimi gibi konulara değinmiş,
eğitimin değeri ve güzel sanatlar üzerinde açıklamalarda bulunmuştur. 12
Mayıs’ta TBMM’de bakanlık bütçesi görüşülürken bu konudaki görüşlerini de
konuşmasına yansıtmıştır. "Yirminci yüzyıl yaşamı o durumu almıştır ki,
her demokratik ulus genel eğitim ile birlikte, her sınıf halkı mesleğe
hazırlayacak önlemleri almayı ödev bilmiştir"(5) Bu sözler aslında onun daha sonra yapacaklarına
ilişkin ipuçlarını da vermektedir. Hayatta işe yarar bilgilerin verilmesi,
uygulamada kullanılacak şekilde bilginin plânlanması gibi pragmatik anlayışı
yansıtan uygulamaların yapılması, o dönemde J.Dewey’den etkilenmiş olduğunu
göstermektedir. Bir konuşmasına
söylediği sözler bu savı doğrular niteliktedir. Atatürk’ün 1923’de söylediği
" ...Türkiye millî eğitiminin amacı bilgiyi insan için gereksiz bir süs,
bir baskı aracı ya da uygarlık zevkinden çok, hayatta başarıya ulaşmayı
sağlayan işe yarar kullanılabilir bir araç durumuna getirmektir."(6) sözünü
eğitim ve öğretim ana kural olarak alan Mustafa Necati eğitimde pratik
bilginin önemini özellikle vurgulamıştır. Avrupa’dan
döndükten sonra üzerinde önemle durduğu konulardan biri de sanat eğitimi
olmuştur. Saniyi-i Nefise (Güzel Sanatlar) programı ve beden eğitimi
programlarının yeniden ele alınmasını sağlamış ve bu konuda çalışacak
komisyonlar kurmuştur. Sanat eğitimi üzerinde dururken çevre üzerinde durarak
sanatın toplumsal boyutunu vurgular.
Bu konuda bir konuşmasında şöyle demektedir: "Herhangi bir sanat
gereksinimini okul değil, toplumsal çevre doğurur. Okul, gereksinmeyi kısa
bir zaman ve en iyi biçimde sağlamak için çalışır... Demokrat her devlet için
en temel ödev, hiç kuşku yok ki, her yurttaş için temel eğitimi sağlayacak
ilk öğretimi genelleştirmektir."(7) İlköğretimin kitlelere yayılmasına
ilişkin bu anlayış daha sonra Millet Mektepleri ve harf devrimiyle de ivme
kazanacaktır. Güzel
sanatlar eğitimi konusuna önem veren Mustafa Necati, bakanlığı döneminde
bakanlık örgütü içinde Güzel Sanatlar Müdürlüğü (Sanayi-i Nefise Müdürlüğü)
ayrıca bu konuda alınacak önlemleri belirlemek için de Güzel Sanatlar
Komisyonu kurulmuştur. Mustafa
Necati, milletin estetik eğitimi konusunda etki yapacak kurumların
güçlendirileceğini, güzel sanatların yalnız bir süs değil, bir gereksinim
olduğunu, eğer halk sanat gereksinimi duyarsa, yüksek sanatçı yetişecek bir
ortam doğacağını belirtmiştir. Ona
göre halk arasında sanat zevkini yaymak, Maarif Vekaleti (Eğitim Bakanlığı)’nin
görevidir. Bu nedenle okullarda sanat zevkini yerleştirmek ve sanat
gereksinimi uyandırmak için batının ilkeleri aynen kabul edilecektir. Resim,
heykel ve süsleme alanlarında Güzel Sanatlar akademisinde gerekli önlemler
alınacak, gerekirse batıdan uzmanlar getirtilecektir.(8) Devrim
yapan milletlerin ülkülerini sanat eserleriyle kalıcı hâle getirebilecekleri
görüşünde olan Mustafa Necati ressamların ve resim sergilerine devletçe sahip
çıkılmasını, güzel resimlerin devletçe satın alınmasını, pek çok şehirlerde
Atatürk’ün heykellerinin dikilmesini de sağlamıştır. 3
Şubat 1927 tarihinde Avrupa’dan döndükten sonra İstanbul’da gazetecilere
vermiş olduğu demeçte, eğitimde yapılacakları ve Türk eğitim sisteminde
ortaya çıkabilecek değişiklikleri bir anlamda özetlemiştir. "Türkiye
eğitimi, özellikle Cumhuriyet yönetimimizden beri en doğru, en bilimsel, en
olumlu yolu bulmuştur. Başlanması gereken ana noktalar hangisi ise, onlara
ulusumuzun kabul ettiği bilimsel
yöntemler ile başlanmıştır. Ancak başladığımız temeller bellidir.
Bunların birkaç tanesini sayarsam, temel noktalar üzerinde durmuş olurum: "1.
İlkokul programları üzerindeki uygulamalı ve yaşamsal ilkelerimiz
düzenlenmiş, uygulamaya geçilmiştir. 2.
Öğretmen gereksinmemiz için aldığımız önlemler tam zamanında alınmış en iyi
önlemlerdir. Özel idarelerden alınan yüzde onlar ile beş yıl içerisinde
yapacağımız bilimsel kurumlarımız ve bunlardan hızla yetiştireceğimiz güçlü
öğretmenlerimiz her hâlde yurdumuz için yaşam ve güç kaynağı olacaktır. 3.
Çeşitli kaynaklardan, özellikle yabancı uzmanlarımızın yönettikleri
programlardan çok geniş yararımız vardır. Beden eğitimi öğretmeni sorunu
İsveç’ten getirdiğimiz öğretmenler aracılığı ile bu yıl sonunda çözülmüş
olacaktır. Alman profesörleriyle açtığımız elişleri programları ve buna
benzer programlar yakın zamanda istediğimiz öğretmenleri sağlayacaktır. Güzel
sanatlara ve müziğe verdiğimiz önemle bu işe başlamış bulunmaktayız."(9)
Mustafa
Necati, Millî Talim ve Terbiye Heyeti ile, eğitim politikasına önemli
yenilikler getirmiştir. Bakanlığa öğretmen örgütü başkanı iken gelmiştir. Hem
bakanlığı hem de başkanlığı bir arada yürütmüştür. Bunun öğretmenlik
mesleğinin gelişmesine büyük katkıları olmuştur. Öğretmenleri,
müfettişleri yetiştirmek için pek çok kurs ve hizmet içi kursları
açtırmıştır. Bir yandan eldeki olanakları düzeltmeye çalışırken, devrimleri
de kararlılıkla uygulamaya çalışmıştır. Kız, erkek meslek okullarına, ortaokul ve lise, öğretmen ve ilkokullara müfettiş yetiştirmek üzere
Avrupa ve çeşitli ülkelere öğretmen ve öğrenci göndermiştir. Ortaokullara çeşitli dallarda öğretmen yetiştirerek
müfettiş ihtiyacını karşılamak, araştırmalar, incelemeler yaparak sonuçlarını
yayınlayarak, yeni eğitim akımlarını, yöntemlerini izleyerek okullara
yayılması için Gazi Öğretmen Okulunun kurulmasını da sağlamıştır.(10) Mustafa
Necati, eğitim politikasının oluşturulması konusunda da önemli adımlar
atmıştır. Cumhuriyet Halk Fırkasının
gittikçe etkin bir biçimde devlet yönetimini üstlenmesi, partinin uzun
vadede değişmez, tutarlı bir eğitim politikası olmasını gerektirmiştir.
Necati Bey, kendinden önce yapılanları dikkate alarak, eğitim politikasına
yeni bir yön verilmesine öncü olmuştur. Mustafa
Necati bakan olduktan sonra ilk iş olarak bir "Heyet-i İlmiye"
toplamış, bu kurulun bütün toplantılarına kendisi de katılarak geceli
gündüzlü çalışmalarla yeni bir Genel Eğitim Kanunu Tasarısı hazırlatmıştır.
Bakanlığın tasarı 24-28 Ocak tarihleri arasında Bakanlar Kurulunda
görüşülerek onaylanmıştır. 20 Mart
1926 yılında kesinleşen bu yasaya göre, eğitim politikasını oluşturmak için
Eğitim Bakanlığı bünyesinde iki bilimsel kurul oluşturulmuştur. Birisi dil ve
diğer bilimsel sorunlarla uğraşacak "Dil Heyeti" diğeri ise
eğitim-öğretim işleriyle uğraşacak olan "Talim Terbiye Dairesi"
dir. Bunun yanısıra Maarif Eminlikleri
de kurulmuştur.(11) Mustafa
Necati’nin eğitim örgütüne kazandırdığı Maarif Eminliklerinin J. Dewey’nin
raporundan izlere rastlanmaktadır. J.Dewey, raporunda, “Genel eğitim ve
öğretimi henüz bulunmayan, yalnız kâğıt üzerinde değil halkta genel ve zorunlu
eğitimin gelişmesini amaç edinen, birçok yerleri henüz öğretim yüzü görmeyen,
öğretmen ihtiyacı bulunan bir ülkede, Eğitim Bakanlığı yönetimi ele
almalıdır."(12) demektedir. Buradan
hareket eden Bakan, genel eğitim ve kültür ihtiyacını karşılayacak bir
bakanlığın bütün yetki ve araçlarını hakkıyla elinde bulundurması gerektiğini
belirtmiştir. Fakat o dönemde bakanlığın
yetkileri çeşitli ellerde paylaştırılmış durumda bulunuyordu.
İlköğretimin yaygınlaştırılması işi valilere bırakılmıştı. Bakanlık bu nedenle,
bir veya daha çok valilikleri birleştirerek bir eğitim bölgesi yapmaya ve o
bölgenin bütün eğitim-öğretim işlerini
Bakanlığa bağlı bir "Maarif Emini"nin yönetimine vermeyi
kararlaştırmıştır. Bu aynı zamanda Türk eğitim tarihinde bakanlığın eğitimi merkezileştirme
yolundaki çabalarından biri olmuştur. Eğitime ilişkin uygulamalarda merkezin
rolünün artmasını beraberinde getirmiştir.(13) Mustafa
Necati’ye göre eğitimin amacı, yeni nesli bedenen ve fikren olduğu kadar
seciye ve millî heyecan yönünden de yeni hayata ve demokrasinin gereklerine
hazırlamaktır. Türk kültürü bu şekilde içinde bulunduğu uygarlık içinde
yüksek bir yer elde edecekti. Bakan olduğu dönemde sık sık görülen öğrenci
grevleri ve çeşitli disiplinsizlikler karşısında, okullarda kuvvetli ve
bilinçli bir disiplin ve erdemli bir manevî hayatın hâkim olmasını
istemiştir. Yeni Türkiye devletine devamlı bir eğitim politikası oluşturmaya
çalışmıştır.(14) Türk
millî eğitimini yeni bir yörüngeye getirmeye çalışan Mustafa Necati yazı
alanındaki devrim ve dil alanındaki gelişmeler için yaptıklarını özetlerken
eğitim politikasının ne yönde gelişeceğini de belirlemiştir. Eğitime, millî
eğitime getirdiği gelişmenin batı çizgisinde olduğu, eğitim sisteminde
istikrarın önemi ve öğretmenlik mesleğinin genel durumunun yükseltilmesi gibi
çalışmaları bunların başındadır. Fakat en önemli çabalarından birisi de laik
öğretimin uygulamaya geçmesi için verdiği mücadeledir. İlk ve orta öğretimde
karma öğretimi uygulamış ve uygulanması için büyük çabalar göstermiştir.
Ayrıca ilk ve orta öğretimin parasız gerçekleşmesini sağlamıştır. Bunlar
eğitimde fırsat eşitliği ve sosyal devlet anlayışını simgeleyen uygulamalar
olmuş hem yurtiçi hem de yurt dışında büyük yankı uyandırmıştır.(15) Cumhuriyet’in
ilân edilmesiyle beraber ülkemizdeki büyük okuma yazma bilmeyen kitlenin
cumhuriyet ilkelerine göre nasıl yetiştirileceği en azından nasıl okutulacağı
tartışılmaya başlanmıştı. O dönemden itibaren yapılan uygulamalardan biri de
"Halk Mektepleri" ya da "Halk Dershaneleri"nin kurulması
olmuştur. Mustafa Necati’nin oluşturduğu yeni eğitim örgütünde bakanlığa
bağlı bir Halk Eğitim Birimi kurulması
önemli bir gelişmedir.(16) Bu birimin oluşturulmasında da John
Dewey’nin raporunun etkisi olmuştur. Dewey, raporunda Halk Dershaneleri’nin
kurulmasını önermiştir.(17) Bu
dershanelerin kuruluşu 1927 yılı içerisinde tamamlanmıştır. Açıldıktan sonra
sayıları oldukça artan bu
dershanelerde büyük halk kitlelerinin okuma-yazması
gerçekleştirilmiştir. Harf Devriminden sonra ise bu dershanelerin
"Millet Mektepleri" adı altında örgütlenmesi ve işlevinin daha
ziyade halkta yeni harfleri öğretmek olarak belirlenmesi kesinleşmiştir. Mustafa
Necati dil devriminin başarıya ulaşması için büyük çabalar göstermiştir. Onun
bakanlığı döneminde kurmuş olduğu Dil Komisyonunun çalışmaları devam
etmiştir. Komisyon büyük dil sorunları üzerinde durmuş, Türkçenin bilimsel
incelemesini yapacak, dil bilgisi oluşturup, Türkçe sözler derleyecek ve
büyük bir Türkçe sözlük hazırlayacaktı. Fakat bu kurum çeşitli nedenlerle pek verimli çalışamamıştır. Bütün
bunların ötesinde Mustafa Necati
öğretmenlerin çalışma koşulları, öğretmenlik mesleğinin geliştirilmesi,
öğretmenlerin sorunlarının çözülmesi konusunda büyük çabalar göstermiş ve önemli başarılara ulaşmıştır. Bir konuşmasında şöyle demektedir;
"Yeterli meslek bilgisiyle kuşanmış öğretmenler yetişinceye kadar,
elimizde bulunan ögelerden yararlanacağız. Eldeki öğretmenlerin meslek
bilgilerini pekiştirmek için 11 yerde yeni programlar açtık. Hizmet içi eğitim
programları ile öğretmenlerin gelişmesini sağladık... Öğretmen sayısında
büyük gelişmeler sağladık. Öğretmenlerimizin ders saatlerini uygun şekilde
oluşturduk..."(18) diyerek doğrudan öğretmen sorunlarına eğitilen Mustafa Necati öğretmenlerin karar süreçlerine katılmaları ve
eğitimdeki uygulamaları yönlendirme konusunda da önemli uygulamalara imza
atmıştır. Eğitimde deneyimin önemini kavramış olan Mustafa Necati, bir
konuşmasında şöyle diyor: "... genel eğitim sorunlarında danışmasız
hiçbir karar vermemek ve her zaman en genç öğretmenden en büyük üstatlara dek
bütün meslektaşlarımızın görüşlerini toplamak temel ilkelerimizdendir ve bu
ilkeler içinde yürütmekteyiz."(19)
Mustafa
Necati öğretmenlerin gelişmesi için yapılması gerekenleri sıralarken,
öğretmenlerin büyük bölümünün meslekî yayınları okuyamadığını öğrenmiş ve
öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri için yayınlar hazırlatmış ve öğretmenlere ulaştırmıştır. Öğretimde
kendini geliştirmenin önemini iyi bilen Mustafa Necati "okuttuğundan
daha çok okumayan bir öğretmen çabuk yıpranır, ihtiyarlar ve bezginlik
getirir. Dikkat ediniz, araştırma, irdelemeye düşkün ak saçlı bir öğretmen
hep dinç ve gençtir." diyerek öğretmenlerin kendilerini
geliştirmelerinin önemi üzerinde durmuştur. Bu amaçla öğretim araç ve gereçlerinden
oluşturulan "Okul Müzesi" içinde bir de Gezici Öğretmen Kitaplığı
kurulmuştur. Öğretmenlerin istedikleri kitapları onlara posta ile
göndermiştir.(20) Bunların yanısıra öğretmenlerle bizzat ilgilenmiş, sağlık
sorunlarından maddî sorunlarına kadar birçok konuda iyileştirmeler
yapmıştır. Eğitimin gerçekleşmesi
için Köy Enstitütleri’nin öncüsü olan iki köy öğretmen okulunun da açılmasını sağlamıştır. Mustafa
Necati, Bakanlığı zamanında büyük saygınlık kazanmış, bugüne kadar
öğretmenlerce unutulmamıştır. Bunun en önemli nedeni, onun öğretmenlerle
dolaysız ilişkiye önem vermesi, onlarla mektuplaşması, onlarda kendisine
gönderecekleri bir mektup veya telgrafla, karşılaşacakları haksızlıkların ve
güçlüklerin giderileceği kanısının yerleşmesidir. Başka bir deyişle, Mustafa
Necati öğretmene güven veren bir bakan olmuştur. Onun döneminde öğretmenler
gereksiz, zamansız nakledilmemiştir. Haksızlık, insafsızlık, saygısızlığa
uğramaları düşünülemezdi. Maarif müdürleri, müfettişler, valiler,
politikacılar öğretmene karşı keyfi girişimlerde bulunmaya cesaret edemezdi.
Özellikle yeni mesleğe atılan, hasta ya da sorunu olan öğretmenlerle doğrudan
ilgilenirdi.(21) Sonuç Türk
eğitim sisteminin gelişmesi için çok kişi seferber olmuştur. Ama özellikle
bakanlar içinde Mustafa Necati ve Hasan Ali Yücel’in özel bir yeri vardır.
Mustafa Necati bakanlığı döneminde eğitime, millî eğitime getirdiği atılım,
gelişme ve hız, eğitim örgütüne getirdiği uyum, içtenlik ve bağlılık,
öğretmenliğe sağladığı büyük saygınlık, değer ve güven gibi önemli katkılar
sağlamıştır. Ülkenin en yoksul olduğu dönemde eğitime büyük yatırımlar
yaptırmış, millî eğitimin laik ve Atatürkçü yolda ilerlemesini sağlamıştır.
Öğretmenleri, müfettişleri geliştirmek için kurslar açmış, yurt dışından
uzmanlar getirtmiş, ders araç-gereçlerinin okullara dağıtılmasını
sağlamıştır. Öğretmenlerin meslekî bilgilerini artırmaları için Terbiye
dergisinin çıkartılması, karma eğitim ve harf devrimi gibi bazı yenilikler
Mustafa Necati’nin bakanlığı döneminde gerçekleşmiştir. Ortaokullara
öğretmen, ilkokullara müfettiş yetiştirmek, araştırmalar, incelemeler yaparak
sonuçlarını yayınlamak, dünyanın her yanındaki yeni eğitim ve öğretim
akımlarını, yöntemlerini devrimlerini izleyerek yaymak için "Gazi Orta
Öğretmen Okulu" ve “Eğitim Enstitüsünü" kurdurmuş, öğretmen
okullarının kontenjanlarını
artırmıştır. Öğretmen örgütlerinin bizzat başkanlığı ve kuruculuğunu
yaparak öğretmenlerin ülke düzeyinde örgütlenmelerini sağlamıştır. Öğretmenlerin
hem maddî hem de manevî yönden geliştirilmesi için çalışmış, yasal haklarında
önemli iyileştirmeler yapmıştır. Millî Eğitim örgütünün yeni bir yapıya
kavuşmasını sağlamış, Eğitim Kanunu ile
Maarif-i Umumiye Nizamnamesi (1869)’nden sonra en kapsamlı kanun
tasarısının gerçekleştirilmesine öncü olmuştur. Eğitimin bilimsel temellere
dayalı olarak gelişmesine önem vermiş, eğitim politikasını oluşturmada yerli
ve yabancı uzmanlardan da yararlanmıştır. Bütün bunların yanısıra Mustafa
Necati alınan kararları uygulamaya geçirmede hiç tereddüt etmemiştir.
(*) A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi,
İlköğretim Bölümü (1) MEB, Millî Eğitim Bakanları, 1982, İstanbul :47. (2) M. Rauf İnan "Mustafa Necati" Cumhuriyet Dönemi Eğitimcileri, 1987:354. (*) Rauf İnan’ın Mustafa Necati Konusunda yapmış
olduğu başlıca çalışmalar, İş Bankası yayınlarından Mustafa Necati başlıklı
eseri, MEB yayını Cumhuriyet Döneminde Eğitim başlıklı kitaptaki makalesi,
Yine UNESCO yayınlarından Cumhuriyet Dönemi Eğitimcileri adlı eserdeki
biyografik makale ile, Mustafa Ergün’ün Atatürk Devri Türk Eğitimi başlıklı
eserde Mustafa Necati’nin yaptıkları geniş olarak ele alınmıştır. Bunların
yanısıra, Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi eserinde Mustafa Necati hakkında
önemli bilgiler vermiştir. (3) M.Rauf İnan "Mustafa Necati”, Türkiye
İş Bankası Yayınları, Ankara, 1980:10-13 (4) Mustafa Ergün, Atatürk Devri Türk
Eğitim, A. Ü. DTCF Yayınları: Ankara, 1982:38. (5) İnan, Cumhuriyet Dönemi
Eğitimcileri...:361. (6) İnan, a.g.m. :363. (7) İnan, a.g.m.:362. (8) Ergün, a. g. e.:137-138. (9) Akt. İnan, Mustafa Necati, İş Bankası Yayınları, 1980:117. (10) İnan, a. g. m. :358-359. (11) Ergün, a. g. e. s. 41. (12) J.Dewey, Türkiye Maarif-i Hakkında Rapor, İstanbul, 1939:s.13. (akt.
Ergün, a. g. e. s. 43) (13) Ergün, a. g. e.:43. (14) Ergün, a. g. e. :38-39. (15) İnan, a. g. m.:367. (16) Ergün, a. g.e :101. (17) Bak. Dewey, a. g. e. (18) İnan, Mustafa Necati, :165. (19) Akt. İnan, Mustafa Necati:169. (20) Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Anı Yayıncılık, İstanbul, 1999. (21) Akyüz, a.g.e.:357. |
İçindekiler...
o
Geleceğimizin Teminatı
Dilimizdir o
Mustafa Necati’nin Türk
Eğitiminin Gelişimine Katkıları o
Atatürkçü Düşüncede Eğitim
Sistemi ve Boyutları o
Sınıf Öğretmenlerinin
Kendi Meslekî Gelişimleriyle İlgili Görüşleri,Beklentileri ve Önerileri o
İdeal Öğretmen Üzerine Bir
Araştırma o
Eylem Boyutuyla
İlkokuma-Yazma ve Ezberleme o
Bilişim Teknolojisi Işığı
Altında Matematik Eğitiminin Değerlendirilmesi o
Lise
Öğrencilerinin Işık Hakkındaki Yanlış Kavramları o
Avrupa Birliği Eğitim
Programları “Sokrates Programı” o
Öğretmen Yetiştirmede
Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Uygulaması o
Sanat Eğitiminde
Yaratıcılık o
Cumhuriyetin
Kuruluşundan Plânlı Döneme Kadar Eğitimin Finansmanı:1923-1960 © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
|||
[ yukarı ] |