MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 153-154

Kış-Bahar 2002


Sınıf Yönetiminde; Öğrencilerle Sağlıklı İletişim Kurabilmenin ve Olumlu Sınıf Ortamı Yaratmanın Rolleri

Duran İPŞİR*

GİRİŞ

Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin, sınıfa girdikleri zaman karşılaştıkları en önemli sorunlardan biri sınıfta düzeni sağlamaktır. Öğrenme-öğretme sürecinden, istenilen verimi elde etmek için, sınıfta düzeni kurmak ve akademik olmayan etkinlikleri en aza indirmek gerekir.Bu da iyi bir sınıf yönetimi ile mümkündür.

Öğretmenin sınıf yönetiminde başarılı olması, öğrencilerle sağlıklı iletişim kurma ve olumlu sınıf ortamı yaratma  becerilerine bağlıdır.Bu çalışmada öğretmen ve öğretmen adaylarının sınıf yönetiminde daha başarılı olmalarını sağlayacak temel bilgi ve ilkeler yer almaktadır.

SINIF YÖNETİMİ

Öğretmenin temel görevi öğrencilerde hedefler doğrultusunda istendik davranış değişikliği meydana getirmektir.Ancak öğretmen bu temel görevini yerine getirirken, derslere devam etmeyenleri belirleme, öğrencilerin sınıf içi etkinliklerini ve ödevlerini kontrol etme, öğretim materyallerini düzenleme, sınıftaki çalışma koşullarını geliştirme, öğretimi engelleyici etmenleri ortadan kaldırma gibi bazı akademik olmayan işlerle de uğraşmak zorundadır.Sınıfta bu tür işlerin düzenlenmesi sınıf yönetimi olarak kabul edilmektedir (1).

Öğretmen sınıfta birçok sorunla karşılaşabilir. Bu sorunlar, öğrencilerin dikkatinin dağılmasına, gereksiz zaman kaybına ve gerginliğe neden olabilir.Bu nedenle öğretmenlerin sürekli beklenmedik bir sorunla karşılaşmaya hazır olması ve bu sorunları en uygun biçimde çözmeye çalışması gerekir.

Öğrencilerin, derslere düzenli olarak devam etmeleri, ev ödevlerini hazırlayarak okula gelmeleri, ders sırasında öğretmenin sunduğu materyallere dikkat etmeleri, düzenlenen öğretim etkinliklerine katılmaları ve sınıfın kurallarına uymaları beklenir. Ancak bazı öğrenciler bu olumlu davranışları gösterirken, bir kısmı yanındaki arkadaşıyla konuşabilir; dersi dinleyeceği yerde hayal kurabilir, daha uzaktaki bir arkadaşına yazılı mesaj gönderebilir, dersle ilgili olmayan bir kitap, dergi okuyabilir.Kuşkusuz bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.

Öğretmenlerin olumsuz öğrenci davranışları ile başa çıkabilmesi için, iyi bir iletişim ve olumlu sınıf ortamı yaratma becerisine sahip olmaları gerekir.Bu etkenlerin sınıf yönetimindeki rolünü şu şekilde inceleyebiliriz.

SINIFİÇİETKİLEŞİM

İletişim sözcüğü kişiler arasında yer alan düşünce ve duygu alışverişini dile getiren bir terim olarak kullanılmaktadır (2). İletişim denilince kimilerinin aklına sadece sözlü iletişim, yani konuşulan dil aracılığıyla kurulan iletişim gelmesine karşın, iletişim sözsüz olarak da kurulabilir.Aynı ortamda birbirlerini algılayan kişiler hiç konuşmasalar bile bakışlarıyla, vücutlarının duruşuyla, aralarında bıraktıkları mesafe ile vb. birbirlerine mesaj yollar; sözsüz bir iletişim kurarlar.İletişime giren kişilerin birbirlerini doğru olarak anlayabilmeleri için hem gönderilen sözlü mesajların içeriğine, hem de sözlü mesaja eşlik eden beden diline, yani kişinin yüz ifadesi, jest ve mimikleri gibi görsel ipuçlarına, dikkat etmeleri gerekmektedir.

İletişim kurarken çoğu kez farkında bile olmadan bizimle konuşan kişinin, mesajı iletmek için seçtiği sözcüklerin türüne, konuşma hızına, araya koyduğu mesafeye, ses tonuna, suskunluk sürelerine ve beden diline dikkat ederek, sözcüklerin arkasındaki duygusal içeriği de algılar ve bize gönderilen mesaja uygun tepkiler veririz. Bununla birlikte zaman zaman, sözlerin ardındaki mesaja hiç dikkat etmediğimiz ya da yanlış algıladığımız için, bize iletilene hiç uygun tepkiler veremediğimiz de olur. Cüceloğlu (1993) tarafından“iletişim kazaları” olarak adlandırılan böylesi durumlarda, kişilerin birbirlerini anlaması güçleşir, kişiler arası ilişkiler bozulabilir.

Kişiler arası iletişimde beceri sahibi olabilmek, dolayısıyla bireyin kendini daha iyi ifade etmesi ve karşısındakileri daha iyi anlayabilmesi için uygun dinleme ve konuşma alışkanlıklarını kazanmış olması önem taşımaktadır. Bir öğretmenin de başarılı olabilmesi, öncelikle sınıfındaki öğrencilerle iyi bir iletişim kurabilmesine  bağlıdır.

Sınıf içinde öğrencilerle kurulan iletişimde, öğretmenlerin başarılı olmasını kolaylaştırabilecek bazı noktalar şunlardır:

Etkin Dinleme

Bir kimsenin ilettiği sözlü mesajların arkasındaki sözel olmayan mesajları da doğru olarak anlayabilmek olarak tanımlanabilecek etkin dinleme becerisini kazanmak, öğretmenlerin öğrencilerini anlamasını kolaylaştıracaktır.

Etkin dinleme öğrencinin ilettiğini, öğretmenin doğru olarak anlamasını sağlar, aynı zamanda da öğrenciye, öğretmeninin de onu anladığını gösterir (3).

Şekil 1

Öğrenciden böyle bir mesaj alındığında, bunu doğru olarak anlayabilmek içinŞekil 1’deki şifrenin çözümlenmesi gerekmektedir.Çözümleme işlemi bir varsayımdır.Varsayımın doğru olup olmadığı, ancak mesajı gönderen kişiye sorularak ya da geri iletişim gönderilerek anlaşılabilir.

Şekil 2

Şekil 2’de görüldüğü gibi yapılan çözümlemede varılan sonucu, öğrenciye geri bildirmek, öğretmenin doğru anlayıp anlamadığını gösterecektir*. Eğer öğrenci doğru anlaşılmış ise “Evet, biraz korkuyorum” türünden bir cevap verecektir. Çözümleme hatalı ise “Hayır, sadece sınavın tarihini unutmuşum” türünden bir cevap vererek, öğretmenin soruya uygun tepki vermesini kolaylaştırır.

Sonuç olarak öğrencinin, öğretmen tarafından algılanan sözel ve sözel olmayan mesajlarını, öğretmenin kendi sözcükleriyle öğrenciye geri iletmesi esasına dayanan etkin dinleme tekniği ile, öğrencileri doğru olarak anlamak kolaylaşacaktır.

Etkili öğretmenlik eğitimi üzerine bir kitap yazan Gordon’a (1993) göre etkili dinleme becerisini kazanan öğretmenler, öğrencilerin düşünme, tartışma, soru sorma ve araştırmada kendilerini özgür hissedecekleri bir ortam yaratarak, öğrenmeyi kolaylaştırmaktadırlar.

Ben Dili Kullanmak

Günlük yaşamda karşımızdakine yönelik olumsuz, kızgın duygularımızı dile getirmek için çoğunlukla “Sen zaten hep böyle davranırsın çok anlayışsızsın” gibi, sen dilinin hakim olduğu ifadeler kullanırız.Öğretmenler, öğrencilerinin istenmedik davranışlarını düzeltmek için sık sık“Neden dikkat etmiyorsun, sınıfın düzenini bozuyorsun” gibi, sen dilinin ağırlıkta olduğu ifadeler kullanırlar.Sen dilinin kullanıldığı mesajlar, çoğu kez mesajın yollandığı kişileri doğrudan suçlayıcı ve olumsuz olarak yargılayan bir ifadeyi içerdiği için, mesajı alan kişilerin savunucu bir tutuma girmelerine ya da kendilerine olan güvenlerinin sarsılmasına neden olur.Oysa öğretmenler sen diliyle öğrencilerini eleştirirken, öğrencilerde gözledikleri istenmedik davranışları ortadan kaldırmayı amaçlarlar. Ancak sonuçta, sen diliyle gönderilen ifadenin, istenmeyen davranışın ortadan kalkmasında çok az olumlu etkisi olmasına karşın, öğrencinin benlik sayısını zedelemesi ve öğretmeni ile olan iletişimini bozması açısından, olumsuz etkilerinin çok daha fazla olduğu görülmektedir (4).

Sen dili yerine ben dili kullanıldığında ise, öğrenciyi olumsuz olarak yargılayan mesajlar yerine, öğretmenin sorun karşısındaki duyguları dile getirilir.Böylece öğrenci, doğrudan kendi kişiliğine yönelik olumsuz bir yargıyla karşı karşıya kalmadığı için, öğrenciyle öğretmen arasındaki iletişim bozulmaz.

Ben dilinin kullanıldığı mesajların etkili olabilmesi için üç ögeyi içermesi gerekmektedir:

(1) Sorun olan davranışın açık bir tanımı yapılmalıdır,

(II) Sorun olan davranışın, öğretmen üzerindeki etkileri belirtilmelidir,

(III) O davranışa yönelik duygular ifade edilmelidir.

Örneğin;

“Ben ders anlatırken, arkadaşınla konuşma” yerine,“Ben ders anlatırken kendi aranızda konuşursanız dikkatim dağılıyor, rahatsız oluyorum” denilebilir. Daha sonra öğretmen, öğrencilerin niçin konuştuklarını da araştırabilir. Öğretmenin açık, yargılayıcı olmayan tutumu, öğrencilerin de açık olarak, doğrudan kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırır. Ben dili ve etkin dinleme tekniklerinin bir arada kullanılmasıyla, sınıf içinde soruna yol açan davranışlar daha çabuk ve doğru saptanarak, gerekli önlemler alınabilir. 

Göz Teması

Kişiler arası ilişkilerde, iletişim kurulan kişinin doğrudan gözlerine bakmak, genellikle “Sana ve senin anlattıklarına önem veriyorum” mesajını, sözsüz bir biçimde diğer kişiye iletir.Öğretmenlerin de öğrencileriyle iletişim kurarken, öğrenciye doğru yönelmiş bir beden duruşu ve ilgili bir yüz ifadesiyle birlikte onların gözlerinin içine bakması, öğrenciye “Ben ve benim anlattıklarım dinlenmeye değer” mesajını vererek, öğrencilerin benlik saygılarını artırıcı etkiler yaratabilir.Ders anlatırken öğrencilerle gözle iletişim kurma, öğrencilerin konu üzerinde dikkatlerini toplamalarını da kolaylaştıracaktır.

Bekleme Süresi

Öğretmenlerin bazıları ders anlatırken konunun anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmek ya da öğrencilerin dikkatini toplamak için öğrencilerden herhangi birine sorular sorarlar. Ancak sorunun cevaplanması için çoğu kez birkaç saniye kadar kısa bir süre bekleyerek, cevap gelmeyecek olursa hemen bir başka öğrenciye yönelirler.Öğretmenin bu tutumu, öğrenciler tarafından da model alınabilir.Onlar da içlerinden birine soru sorulduğunda yeterince beklemeden, cevaplamak için söz istemeye başlarlar. Bu durum, özellikle kendine güveni az ve sıkılgan öğrencilerin iyice kitlenerek, bildikleri konularda bile cevap verememelerine yol açabilir. Oysa yapılan araştırmalar, öğrencilere cevaplamaları için daha uzun süre tanındığında, verilen cevapların daha açıklayıcı ve üst düzeyde olduğunu göstermektedir (5).

Öğretmenlerin hem kendilerini, hem de diğer öğrencileri, soru yöneltildiğinde cevaptan önce bir süre beklemeleri için“eğitmeleri”, gerekir. Bu tutum verilen cevapların daha nitelikli olmasını ve öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmelerini kolaylaştıracaktır. Bunun sağlanabilmesi için öğrencilere “Söze başlamadan önce herkes içinden 10’a kadar saysın” gibi yönergeler vermek yararlı olabilir.Öte yandan, öğrencilerin tartışmalar sırasında birbirlerinin sözünü kesmeleri de önlenmelidir.Öğrencilerin başkalarını dinleme alışkanlığını kazanmalarına yardımcı olmak, sınıf içi iletişimi olumlu yönde etkileyecektir.

Kişiler Arası – Sosyal Mesafe

Birbirleriyle iletişim kuran kişiler, algıladıkları yakınlık derecelerine göre, aralarında “sosyal” bir mesafe bırakırlar.Araya konulan mesafe arttıkça, iletişim kuran kişiler arasındaki ilişkinin resmîleştiği varsıyılabilir. Kırk santimle seksen santim arasında değişen mesafe yakın bir ilişkinin, seksen santimle iki metre arasındaki mesafe sosyal bir ilişkinin göstergesi olarak kabul edilir(6).

Öğretmen-merkezli geleneksel eğitim anlayışı, günümüzde yerini öğrenci-merkezli çağdaş eğitim anlayışına bırakmıştır.Ancak çoğu okullarımızda sınıflarımızın düzenlenişi, hâlen geleneksel eğitim anlayışının izlerini taşımaktadır. Öğrencilerden uzak, yükseltilmiş bir set üzerindeki öğretmen masasında oturarak ders anlatan bir öğretmen “eğitimin merkezi öğretmendir”; mesajını, sözel olmayan bir biçimde vermeye devam etmektedir. Öğretmenin dersleri işlerken, öğrenciyle arasına sürekli sosyal ilişkiye işaret eden bir mesafe koyması, “Ben sadece ders veririm, sizin yakınınız olamam” mesajını da sınıfa iletmektedir.Kuşkusuz öğretmenin masasından ya da tahtanın önünden hiç ayrılmadığı bir sınıf ortamında, sağlıklı bir öğretmen-öğrenci iletişiminden söz edilemez.

Ders işlerken sık sık öğrencilerin arasında dolaşmak, dikkati dağılmış öğrencilere daha da yaklaşarak, rastlantıymış gibi öğrencinin sırasına ya da omuzuna dokunmak, öğrencinin dikkatini öğretmen üzerinde toplamasına; daha da önemlisi, kendisini öğretmene daha yakın hissetmesine yardımcı olacaktır.

OLUMLU SINIF ORTAMI YARATMA

Eğitimde istenilen verimin elde edilebilmesi için, olumlu bir sınıf ortamının yaratılması gerekir.Olumsuz öğrenci davranışlarının olmadığı ya da bu tip sorunların kolayca çözüldüğü sınıflarda öğrenciler kendilerini rahat ve güvende hissederek, dikkatlerini derse yöneltebilir.Olumlu bir sınıf ortamı yaratmak için öğretmenlerin sınıf kurallarını belirlemesi ve istenmeyen öğrenci davranışlarını kontrol etmesi gerekir.

Sınıf Kurallarının Belirlenmesi

Sınıfta düzenin sağlanması için, öğrencilerin kendilerinden beklenen davranışları bilmeleri gerekir.Öğrenciler kendilerinden beklenen davranışları zaman içinde ödül ve ceza yolları ile öğrenebilirler.Ancak bu yaklaşım hem uzun zaman alır, hem de sınıfta hoş olmayan durumlar ortaya çıkarabilir.Bu nedenle öğrencilere, okula başladıkları zaman kendilerinden ne tür davranışlar beklendiğinin duyurulması gerekir.

Öğrenciden beklenen davranışlar en iyi kurallar yoluyla belirtilir.Kurallar, önceden verilmiş hazır kararlardır.Deneyimlere dayanarak, gelecekteki belirli durumlarda nelerin nasıl yapılmasının iyi olacağını, nelerin beklendiğini, uyulmadığında nelerin olacağını açıklamak, yöneticinin ve öğretmenin işini kolaylaştırır (7). Kurallar öğrencilerin okul ve sınıf içindeki davranışlarını düzenler, benzer ve istendik davranışlarda bulunmalarını sağlar.Her okulun, yöneticiler tarafından belirlenmiş bazı kuralları vardır.Okula devam etme, derslere zamanında girme, arkadaşlarına ve okul eşyalarına zarar vermeme, derslere hazırlanarak gelme tüm bu kurallara örnek verilebilir.Bu kurallar okuldaki tüm öğrenciler için geçerlidir.Yönetim tarafından belirlenen bu kurallara uymamanın bazı yaptırımları vardır.Öğrenciler yönetim tarafından belirlenen kuralları ilkokulun birinci sınıfından itibaren öğrenirler.

Okulun genel kurallarının yanı sıra, her öğretmenin öğrenciden beklediği bazı davranışlar vardır.Bir öğretmen öğrencilerin oturduğu yerde söz almasını uygun görürken, bir başkası ayakta söz almasını bekleyebilir.Öğretmenler arasındaki bu görüş farklılıkları sınıfta olumsuz bir havanın oluşmasına neden olabilir.Bu nedenle her öğretmen, sınıfta kendi kurallarını da açık seçik ortaya koymalıdır.

Öğretmen kendi sınıfı için kuralları belirlerken, aşağıdaki hususlara dikkat etmelidir(8).

a)Kurallar belirlenirken, öğrencilerin görüşleri alınmalıdır.Öğrenciler kendi koydukları kuralları daha kolay benimserler.

b)Kural sayısı çok fazla olmamalıdır.Kurallar belirlenirken sınıf düzenini en çok bozan davranışlar göz önünde bulundurulmalıdır.

c)Kurallar öğrencilerin anlayabileceği bir biçimde ifade edilmelidir.

d)Öğrencilere kuralların neden önemli olduğu ve bu kurallara uymanın kendileri için yararları anlatılmalıdır.

e)Kurallar öğrencilerin görebileceği bir yere asılmalıdır.

Kuralların Uygulanması

Okula yeni başlayanlar dışında, öğrenciler genellikle okul ve sınıf kurallarını bilirler. Ancak çevrelerindeki kişilerin davranışlarını ve sonuçlarını gözleyerek bu kurallara uyar ya da uymazlar.Okullarda aynı öğrenci grubunun farklı öğretmenlerde farklı davranışlar sergiledikleri sıkça görülmektedir. Bir öğretmenin dersinde sınıf düzenini bozucu davranışlarda bulunmayan öğrenciler başka bir öğretmenin dersinde düzeni bozabilmektedirler.

Öğrencilerin sınıfın kurallarına uymasını sağlamak için, öğretmenin öğrenci davranışlarını sürekli izlemesi ve kurallara uymayanları uyarması, uyanları ise ödüllendirmesi gerekir.Aksi takdirde giderek kurallara uyan öğrenciler de uymayan arkadaşlarının davranışlarını model alabilirler.

İstenmeyen Öğrenci Davranışlarının Kontrol Edilmesi

Hemen hemen her sınıfta önemli ya da önemsiz pek çok istenmeyen öğrenci davranışı gözlemek mümkündür.İstenmeyen davranışlar, davranışı yapana, karşısındaki kişiye, kültürün özelliklerine göre değişebilir. Ancak okulda, eğitsel çabaları engelleyen her türlü davranış, istenmeyen davranış olarak kabul edilir (9). Bu davranışlar çocuğun ailesinden, sosyal çevresinden, okuldan, öğretme ortamından kaynaklanabilir.

Okullarda gözlenen istenmeyen davranışlardan bir kısmı öğrencinin kendisine zarar verirken; bazıları öğretim ortamını da olumsiz yönde etkileyerek, sınıftaki diğer öğrencilere de zarar verebilir.Örneğin derste hayal kuran ya da sessizce başka bir etkinlikte bulunan öğrencinin davranışı yalnız kendisine zarar verir. Sınıfta arkadaşıyla konuşan bir öğrenci ise öğretim etkinliğinin verimini düşürerek, tüm öğrencilere zarar verir.

Sınıfta sıklıkla gözlenen istenmeyen öğrenci davranışları aşağıdaki gibi özetlenebilir.

a)Derse devam etmeme ya da derslere geç gelme.

b)Derse hazırlıksız gelme.

c)Sınıfta uygun olmayan yer ve zamanda konuşma.

d)Arkadaşlarına, kendisine ve eşyalarına zarar verme.

e)Derste hayal kurma ya da ders dışı bir etkinlikle uğraşma.

Yukarıdaki istenmeyen davranışları hemen hemen tüm öğrenciler gösterebilir.Ancak bir öğrenci bu davranışları sıklıkla gösterirse, o öğrencide bir uyum sorunu olduğu söylenebilir.Böyle durumlarda ilgili kişilerden yardım alınması gerekir. Zaman zaman gösterilen istenmeyen davranışlar ise, iyi bir öğretmen tarafından sorun olmadan düzeltilebilir.

İstenmeyen Davranışlara Neden Olan Bazı Etmenler

Sınıfta gözlenen istenmeyen öğrenci davranışları, büyük ölçüde öğrencilerin derste sıkılmasından, otoriteye karşı gelme ve dikkat çekme ihtiyacından, kuralları bilmemesinden kaynaklanır(10).

Sınıfta sıkılan, kendisine sunulan öğretim materyallerinden hoşlanmayan öğrenci, doğal olarak kendisini oyalayacak başka etkinliklere yönelir. Örneğin arkadaşıyla konuşur, roman okur, dışarısını seyreder vb. Bu nedenle öğretim etkinliklerini öğrenciler için çekici hâle getirmek, onların öğrenme işine aktif olarak katılmalarını sağlamak gerekir. Öğrenciler, genellikle kendi ihtiyaç ve amaçlarına uygun olmayan, öğrenme güçlüğü çektikleri, başarısız oldukları derslerde sıkılırlar. Ayrıca, öğrencinin edilgen olduğu, öğretmen-merkezli öğretim ortamları da öğrencinin sıkılmasına neden olabilir.

Otoriteye karşı gelme isteği, genellikle ergenlik dönemindeki öğrencilerde gözlenir.Sınıf kurallarının ve sınıf içi etkinliklerin belirlenmesinde öğrencilerin görüşlerinin alınması, sınıfta demokratik ortamın sağlanması, öğrencilerin ilgi ve beklentilerine uygun eğitim verilmesi, öğretmenin öğretme sürecine birrehber olarak katılması, öğrencilerin otoriteye karşı gelme isteğini azaltabilir.

Dikkat çekme amacıyla yapılan istenmeyen davranışlar, genellikle ilkokul çağında gözlenmekle birlikte, sevgi ve ilgi görme ihtiyacı olan her yaştaki öğrencide gözlenebilir.Bu tip öğrenciler öğretmenin ya da arkadaşlarının dikkatini çekmek için istenmeyen davranışlarda bulunabilirler.Öğretmen bu öğrencilerin istenmeyen davranışlarını görmezlikten gelip, istendik davranışlarını ödüllendirirse, istenmeyen davranışlar giderek azalabilir.

Sınıfta istenmeyen davranışların ortaya çıkmasının diğer bir nedeni de daha önce üzerinde durulduğu gibi, sınıfın kurallarının olmaması ya da bu kuralların öğrenci tarafından bilinmemesidir.Bu sorun da kurallar belirlenerek ya da öğrencilere duyurularak çözümlenebilir.

İstenmeyen Öğrenci Davranışlarının Önlenmesi

Öğretmen istenmeyen öğrenci davranışlarını önlemek için, öğrencilerin davranışlarına neden olan etmeni belirlemeli ve ona göre bir taktik geliştirmelidir.

Öğretmen sınıfta olumsuz öğrenci davranışlarını engellemek için aşağıdaki etkinliklere yer verebilir.

1-Öğretmen öğrencileri ders anlatırken ve çalışırlarken sürekli izlemelidir.Öğretmenlerin ders anlatırken önde oturan birkaç kişiyi izlemesi, dersi tahtaya anlatması, küçük bir grup öğrenci ile tartışması, sınıftaki diğer öğrencilerin davranışlarını kaçırmasına neden olabilir.Bu nedenle öğretmen gözleri ile sınıfın tümünü kontrol altında tutmalı, gezinerek ders anlatmalı ve öğrencilerin tümünü görebileceği yerlerde durmalıdır. Öğrenciler izlenirken bir sorun ortaya çıktığı zaman büyümesine izin vermeden hemen durdurmalıdır.

2-Öğretmen sınıfta öğrencilere aktif olma olanağı sağlamalıdır.Derse aktif katılan öğrenci sıkılmaz, farklı uyarıcılarla ilgilenmez.Bu amaçla öğrenci-merkezli öğretim yöntemleri tercih edilmeli, mümkün olduğunca farklı öğrencilere söz hakkı verilmelidir.

3-Öğretmen öğrencilerin derste sıkılmaması için, öğretimin öğrenci düzeyine uygun olmasını, öğretilecek materyalin onlar için anlamlı olmasını ve öğrenmeye karşı güdülenmelerini sağlamalıdır.

İstenmeyen Öğrenci Davranışları Karşısında Gösterilmesi Gereken Öğretmen Tepkileri

Öğretmen sınıfta olumsuz bir öğrenci davranışı ile karşılaştığında sorunu aşağıdaki yaklaşımları kullanarak çözebilir (11).

1-Olumsuz davranan öğrenciye bakılması: Bazı durumlarda öğretmenin, konuşarak yanındaki kişiyi rahatsız eden, gürültü yapan, dersi dinlemeyen bir öğrenci ile göz göze gelmesi, olumsuz davranışı durdurabilir.

2-Olumsuz davranışın belirtilmesi: Öğretmen olumsuz davranışta bulunan öğrenciyi sözel olarak da uyarabilir. Uyarma sırasında öğretmen“Arkadaşınla konuştuğunu görüyorum”, “Ödevinle ilgilenmediğini görüyorum” vb. biçiminde gördüğü davranışı söylemelidir. Bu tür ifadeler öğrencinin uygun davranış yapmasını sağlayabilir.

3-Soru: Öğrencinin olumsuz bir davranışı hakkında öğretmen daha detaylı bilgi isteyebilir.Örneğin, “Niçin ödevini yapmıyorsun?”, “Neden arkadaşınla konuşuyorsun?” gibi sorular öğrenci tarafından ceza olarak algılanmaz. Ortada bir sorun varsa ortaya çıkar ve davranış düzelebilir.

4-Yönlendirici cümleler: Bazı durumlarda öğretmen, olumsuz davranış gösteren öğrenciye ne yapması gerektiğini de söyleyebilir.Örneğin“Ali, lütfen yazı yazma beni dinle.” Bu tür yaklaşımla öğrenci kendisinden ne beklendiğini daha kolay anlar.

5-Öğrenci için iyi bir model olma: Öğretmen sınıf tartışmalarında, olumsuz davranan öğrencileri uyarmak yerine, kendisi olumlu davranışları sergileyerek onlara iyi bir model oluşturabilir.

6-Ödüllendirme ve görmezlikten gelme: Öğretmen olumsuz davranış gösterenleri uyarma yerine, olumlu davranış gösterenleri ödüllendirip olumsuz davranış gösterenleri görmezlikten gelerek de, bu öğrencilerin giderek olumlu davranışları göstermelerini sağlayabilir.

SONUÇ

Öğretim etkinliklerinden istenilen verimin elde edilebilmesi için sınıfta düzenin sağlanması gerekir.Öğretmen sınıfta akademik olmayan birçok sorunla karşılaşabilir.Öğretmenin bu sonuçlarla başa çıkabilmesi için, iyi bir iletişim ve olumlu sınıf ortamı yaratma becerisine sahip olması gerekir.

Öğretmenin öğrencilerle sağlıklı iletişim kurabilmesi için, kendini iyi ifade edebilmesi ve karşısındakini anlaması gerekir.

Sınıf içinde öğrencilerle iletişim kurulurken, öğretmen;

• Önce dinlemeyi bilmeli,

• Ben dili kullanmalı,

• Öğrencileriyle göz teması kurmalı,

• Öğrencilere soru sorduğu zaman yanıt için onlara zaman tanımalı,

• Öğrencilerle yakın mesafeden ilişki kurmalıdır.

Olumlu bir sınıf ortamı yaratabilmek için, öğretmenlerin sınıf kurallarını belirlemesi ve bunları öğrencilere duyurması, istenmeyen öğrenci davranışlarını kontrol etmesi gerekir.Sınıf kuralları, öğrencilerin okul ve sınıf içindeki davranışlarını düzenler, benzer ve istendik davranışta bulunmalarını sağlar.Öğretmen sınıf kurallarına uyulmasını sağlamak için, kurallara uyanları pekiştirmeli, uymayanları uyarmalıdır.

Öğrenciler genellikle, canları sıkıldığı, otoriteye karşı çıkma ve dikkat çekme ihtiyacı duydukları zaman, kuralları bilmedikleri için istenmeyen davranışlarda bulunurlar.Öğretmen, ders anlatırken öğrencileri sürekli izleyerek, derslere etkin katılımlarını sağlayarak, öğrenmeye karşı güdüleyerek istenmeyen davranışları azaltabilir.

Öğretmen sınıfta istenmeyen bir öğrenci davranışı ile karşılaşınca, davranışı gösteren öğrenci ile göz teması kurarak olumsuz davranışı öğrenciye duyurarak, davranışın nedenini sorarak, davranışı görmemezlikten gelerek istenmeyen davranışı durdurabilir.

KAYNAKÇA

N.R. Brown, E.F.Oke ve P.D.Brown, Curriculum andInstruction.(London:Mac.Millan, 1982)

CÜCELOĞLU,Doğan.Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitabevi,İstanbul, 1993.

T.Gordon.Etkili Öğretmenlik Eğitimi,YA-PA Yayınları, İstanbul, 1993.

L.K.Seifert, Educational Psychology.(Second Edition.U.S.A.:Houghton Mifflin Company, 1991)

BAŞARAN,Hüseyin.Sınıf Yönetimi,Pegem Yayınları,No:13,Ankara, 1994.

M.C.Evertson ve Arkadaşları,Classroom Menagment for Elementary Teachers (Third Edition, U.S.A.:Allyn and Bacon, 1994)

ERDEN, Münire ve Yasemin AKMAN.Eğitim Psikolojisi, Arkadaş Yayınevi,Ankara, 1998.

* Güzin Dinçkök İlköğretim Okulu Öğretmeni Maltepe/İSTANBUL.

1 ) N.R.Brown, E.F. Oke ve P.D.Brown, Curriculum and Instruction. (London:Mac Millan, 1982).

2) Doğan Cüceloğlu, Yeniden İnsan İnsana (İstanbul:Remzi Kitabevi, 1993).

3) T.Gordon,Etkili Öğretmenlik Eğitimi (İstanbul:YA-PAYayınları, 1993).

* Örnek ve ilgili şekiller Gordon’un Etkili Öğretmenlik Eğitimi Kitabı, s.54-55’den alınmıştır.

4) Gordon, 1993, Ön.ver.

5) L.K.Seifert, Educational Psychology (Second Edition.U.S.A.:Houghton Mifflin Company, 1991)

6) D.Cüceloğlu, İnsan İnsana (İstanbul:Altın Kitaplar, 1979)

7) H.Başaran, Sınıf Yönetimi (Ankara:Pegem Personel Eğitim Merkezi Yayınları No:13, 1994)

8) M.C.Evertson ve arkadaşları,Classroom Management for Elementary Teachers(Third Edition,U.S.A.:Allyn andBacon, 1994)

9)H.Başaran, 1994, Ön.Ver.

10) L.K. Seifert, 1991, Ön.Ver.

11) L.K.Seifert, 1991. Ön.Ver.

 

* Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Programları ve Öğretimi Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

** Abant İzzet Baysal Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi.

 

İçindekiler...

 

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

[ yukarı ]

Arşiv