MİLLİ
EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
148 |
Ekim,
Kasım, Aralık 2000 |
Okul Psikologluğu ve Okul Psikolojik Danışmanlığı
Meslekleri:Karşılaştırmalı Bir Çalışma |
Doç.Dr. Emel ÜLTANIR (*) |
GİRİŞ Bilindiği gibi,
psikolojinin 20. yüzyıl içindeki gelişimi onun eğitim, tıp, adalet ve
endüstri alanlarına yayılmasına neden olmuştur. Bu gelişmelere paralel olarak
yardım veren meslekler içinde yer alan okul psikolojisi, okul psikolojik
danışmanlığı, klinik psikoloji ve sosyal hizmetler gibi uzmanlık alanları
eğitim ve tıp dallarında etkin olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bu
alanların uzmanları da, kurumların özelliklerine göre, birarada ve koordineli
bir şekilde ekip çalışmalarını yürütmeye yönelmişlerdir. Bu makalede,
psikolojinin eğitim alanına uygulanması sonucu doğan okul psikolojisi ve okul danışmanlığı meslek alanları
incelenecektir. Makalenin amacı, farklı toplumlarda okul
psikologluğu ile okul psikolojik danışmanlığı alanlarının birer meslek olarak
ortaya çıkışlarının incelenmesidir. Makalenin yöntemi, Bu makalede, okul
psikologluğu ile okul danışmanlığı meslekleri karşılaştırmalı olarak dikey
yaklaşımla ele alınarak, özellikle Avrupa ve Amerika’da doğuş ve gelişimlerine
ait olan bilgiler üzerinde odaklanılmıştır. Türkoğlu (1983)’na göre, dikey
karşılaştırma yaklaşımı tarihse gelişimin incelenmesi ve geleceğe yönelik
yordamaların yapılması demektir (1). Tarihsel Perspektif Bilindiği gibi “okul
psikolojisi”, “okul psikolojik danışmanlığı” ve “özel eğitim uzmanlığı” gibi
mesleklerin uzmanları, özellikle okul ortamlarında etkinliklerini
yürütmektedirler. Okul psikolojisi alanı
Kratochwill(1981)’e göre, çağdaş psikolojinin çocukluktan olgunluğa hızla
ulaşan en önemli ve aktif alanlarından biri sayılmaktadır. Tüm dünyada 70’li
yılların ortalarında, ortalama 40.000 okul psikoloğu bulunmakta olup tüm
öğrencilerin üçte birinin okul psikolojisi ile ilgili olan gereksinimleri
giderilebilmekteydi (2). 1984’de ise, okul psikologları
sayı olarak 90.000’e yükselmiştir. Bunların çoğunun kadın olduğu ve
yaşlarının da 31 ve 39 arasında değiştiği bilinmektedir (3). Bu alanın doğuş ve
gelişiminde iki önemli etken bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, Galton’un
Londra’daki laboratuvarında okul çocuklarına testler uygulayarak onların
görsel-duyuşsal işlevlerini sınamalarına bağlanır(4). İkincisi ise, Witmer’ın
1986’da Pennsylvania Üniversitesinde çocuklar için psikoloji kliniğini açarak
çocukların öğrenme güçlüklerini tedavi etmeye başlamasıdır. Bunlara Gesell’in
Yale Çocuk Gelişimi Kliniği’ni (Yale Clinic of Child Development) kurarak
bebeklerle ilgili gözlem ve araştırmalar yapması da eklenebilir(5). Okul psikolojisinin
gelişimi,Avrupa’da 1954 yılında özellikle Hamburg’da yapılan UNESCO
konferansı ile başlamıştır. Bu konferansta, okul psikolojisi meslek dalının
tüm ülkelerdeki görev ve kurumlarıyla ilgili genel prensiplerin
geliştirilmesine yönelik araştırmaların yapılması üstlenilmiştir. Buradaki
kararlarda okul psikoloğu yardımına gereksinimi olan öğrenci sayıları 1:6000
olarak önerilmiştir.70’li yıllardan başlayarak okul psikolojisinde uluslar
arası dernekleşme hareketine gidilmiştir. Bu amaçla kurulan UluslarArası Okul
Psikologları Derneğinde (International School Psychology Association-ISPA),
tüm dünyada karşılıklı görüş alış verişi yapılarak çocuğun durumunun daha
iyiye götürülmesi ön görülmüştür (6). Gelişmiş ülkelerde okul
psikologlarının hizmetlerine bakıldığında, farklılıklardan ziyade
benzerliklerin yer aldığı görülmektedir. Catteral (1979)’a göre, tüm
dünyadaki okul psikolojisi hizmetlerindeki farklılıkların doğuş nedenleri
şöyle belirtilmektedir. 1)Toplumların sosyo-ekonomik ve kültürel faktörleri
ile eğitim sistemlerinin standartlarından etkilenme, 2)Öğretmen eğitimi ile
alana ilişkin niteliklerden (mezuniyete ilişkin özelliklerden) etkilenme,
3)Engelliler eğitimi ve özel eğitim kurumlarından etkilenme, 4)Psikoloji
bilimi ve buna ilişkin meslekî kuruluşlarının gelişim standartlarından
etkilenme. Görüldüğü gibi, okul psikologluğu
alanının gelişim standardı, toplumlardaki kültürel faktörlerden ya da başka
bir deyişle, sosyo-ekonomik ve eğitim sistemlerindeki değişmelerden
etkilenmektedir. I.Okul Psikologluğu Mesleği a. ABD’de Okul Psikolojisi Amerika’daki okul
psikolojisi alanının etkin çalışmaları, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra
başlamıştır. 1945’de Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological
Association-APA) çerçevesinde Okul Psikolojisi Dalı (Division of School
Psychology) kurulmuştur. Amerika’da APA’nın başkanlığında 1954 yılında
yapılan Thayer Konferansında okul psikolojisinin bir meslek oluşu üzerinde
durulmuştur (7). Daha sonra, ABD’de Özel Eğitim ”Special Education” adıyla
bir kanunun çıkartılmasıyla 1950 ve 1970 yılları arasında okul psikolojisi
alanında görevli olan elemanların sayısında bir artış görülerek, bu sayı
1974’de 10.000’in üstüne çıkmıştır. Özel eğitimle ilgili öğrencileri kayıda
geçirmek üzere yerleştirilen uzman elemanlara ise okul psikologları ve okul
psikometristi (school psychometrists) adları verilmiştir(8). 1969’da okul psikologları
Ulusal Okul Psikologları Derneği (National Association of School
Psychologists-NASP) ismiyle yeni bir dernek oluşturmuşlardır. Buna göre,
eleman yetiştirmede psikoloji öğrenimi yerine pedagoji öğreniminin gerekliliği
öne sürülmüştür. Derneğin her iki bütünleşmesi ile ortaya çıkan görüşler
aşağıdaki sorular ile kristalleşmiştir (9). 1. Okul psikolojisi,
bağımsız ve tek başına bir meslek biçimi midir, yoksa geniş kapsamlı bir alan
olan psikoloji mesleğinde kendine özgü bir yeri mi oluşturmaktadır? 2. Okul psikoloğunun
bağımsız çalışabilmesi için meslek eğitiminde hangi önlemlerin alınması
gerekmektedir? 3. Meslek tanımında “okul
psikoloğu” sıfatını kullanmaya yetkili olanlar kimlerdir? Literatüre bakıldığında
anlaşılacağı gibi Amerika’daki dernekleşme çalışmaları bu alanın bir meslek
olarak tanımında oldukça etkili olmuştur. Ayrıca, özellikle Almanca konuşulan
Avrupa ülkelerine kıyasla Amerika’da, Avrupa’ya göre alandaki bilimsel yayın
ve başvuru kaynaklarının oranının daha fazla olduğu belirtilmektedir. b. Fransa’da Okul Psikolojisi Uluscu bir eğitim yönetimin
yer aldığı Fransa’da 1915’de Alfred Binet’in kavrama yeteneği yönünden zayıf
olan çocuklarda ilk zeka testini geliştirmesi çocuk ve okulla ilgili olan
çalışmaları hızlandırmıştır. 1944’te Wallon ve Langevin ise, her çocuğun
optimal okulsal gelişimini garanti altına almak amacıyla, okul
psikologlarının eğitici önlemler almalarını ayrıca yeni ve işlevsel pedagojik
yöntemlerin denenmesini önermişlerdir(10). Wallon’un diğer bir
çalışması, okul psikolojisi eğitiminde danışmanlık yapması ve buna ilişkin
bir program geliştirmesi olmuştur. Geliştirilen programın temel koşulu,
öğretmenin okul psikolojisi alanında üniversitede yapılan yüksek öğretime
bağlı olarak en az 5 yıl ders uygulaması (staj) yapma gereği olmuştur (11). 50’li yılların
sonunda,Fransa’da özel eğitim kurumlarında psiko-diagnostik araçlar
kullanılarak gerekli görülen çocukların, uygun özel eğitim kurumlarına
gönderilmesine başlanmıştır.Daha sonraki yıllarda ise, giderek yılda ortalama
100 okul psikoloğu yetiştirilerek okullara atanmıştır(12). 1970’li yıllarda
Groupesd’Aide Psycho-Pedagogique’nin(GAPP) kuruluşu gerçekleştirilmiştir.
GAPP’ın ana temasında, Önlem Alma etkinliğine
önem verilerek, ülkenin iç bölgelerinde ortalama 800 ile 1500 öğrenciye
danışmanlık yapacak gruplar oluşturulmuştur. Bunlar, bir okul psikoloğu, bir
psikomotorik terapist ve pedagojik eğitimciden oluşan bir gruptur. Okul
psikologları, bu çalışmalarda öğrencilerin gözlem, tanıma ve tekrar denetleme
gibi işlerini yürütmüşlerdir. GAPP kurumunun yanı sıra, kısmen benzer
işlevleri yerine getiren okuldan bağımsız ve tıbbî yönelişli, başka bir kurum
olarak Psiko-Pedagojik-TıpMerkezi (Centre Medica-Psycho-Pedagoque-CMPP)
hizmete katılmıştır. Bunlar doktor denetimi altında, okul psikoloğu, özel
eğitim pedagogu, psikomotorik terapist ve diğer terapistlerle birlikte görev
yapmışlardır. Psikomotorik terapist, yaşam fonksiyonlarını kaybedenlerde
diyaframın çalıştırılması türündeki hayatî kasları yeniden çalıştırmak için
nefes alıp vermeyi öğrenme amacıyla ten teması ve empati yapma yolu ile
geliştirilen psikomotorik terapi çalışmalarını yürütmektedir. Terapiler,
masaj türündeki uygulamalar olup, hastane ortamı yerine doğal bir ortam
içinde yapılmaktadır. Bu ortamlar, ev odası, havuzlu bir bahçe ya da büro
şeklinde düzenlenebilir. 1986’da Fransa’da ortalama
3000 okul psikoloğu bulunmakta iken, bunların büyük bir çoğunluğu (ortalama
2700’ü)GAPP gruplarında, çocuk psikiatri kliniklerinde veya özel okullarda
görev yapmışlardır. Diğer bir bölümü ise, öğretimde, araştırmalarda veya
eğitim müdürlüklerinde görevlidirler. Aynı yıl içinde yeni okul
psikologlarının yetiştirilmesine belirsiz bir süre için ara verildiğinden,
buna ilişkin olan eğitim merkezlerinin kapatılmasından da endişe duyulmuştur
(13). Merkeziyetçi bir
yapılanmanın yer aldığı Fransa’da, özellikle 70’li yıllardan sonra okul
psikolojisi etkinliklerinin eğitim ve tıbba odaklanmış olan kuruluşlarca
yürütüldüğü görülmektedir. c. Federal Almanya’da Okul Psikolojisi Almanya’da okul psikolojisi
1945’lerde Hamburg’da ‘Schülerhilfe’ye (öğrenci yardımı) yönelik bir amaçla
başlamıştır. Almanya’da okullar, eyaletlere göre farklı nitelikte
yapılanmıştır. Arnhold (1976)’a göre, 50’li yıllarda Hamburg ve Hessen
eyaletlerinde bu hizmetin genişletilmesine gayret edilmiştir. Bu eyaletlerden
Hamburg “bireysel alana”, Hessen ise “okula uyumlandırılmış” nitelikteki okul
psikolojisine yönelmişlerdir(14). Hamburg’daki çalışmalarının
odağı, tek çocuğun mutluluğu ve kendini iyi hissetmesine yönelik olmuştur.
Buna göre, öğrencinin öğrenmeye ilişkin olan sorunları öğretmenin
yapabileceklerini aşarsa psikolojik yardım devreye girmektedir. Bu amaçla
anne-baba görüşmelerinin, testleri içeren açıklamaların, hatta gerektiğinde
özel eğitim işlevinin de yardımıyla “sorunlu çocuğa” bireysel olarak yardım
edilmeye çalışılmıştır. Ingen kamp (1966)’a göre,
60’lı yıllarda Almanya’da ‘Okul psikolojisi’ alanı, Deutscher Psychologen
isimli meslekî derneğin içerisinde daha ziyade bireysel sorunlara odaklanılan
bir anlayışı taşımaktaydı. Bu amaçla 1964’de Dortmund’da yapılan bir
toplantıda alınan, ‘Dortmund Kararları’nda okul psikolojisinin esas görevleri
şu başlıklar altında toplanmıştır: 1.Bireyseldanışmanlık, 2.Okul süresince
yapılan danışmanlık hizmetleri, 3.Okul psikolojisi yöntemlerinin kontrolü ve
düzeltilmesi, 4. Pedagoji alanında okul psikolojisi çalışmaları, 5.Okul
psikolojisi ile ilgili deneyimlerin iletilmesi ve 6. Koordinasyon işlevleri (15).
1970’de Giessen’de yapılan
kongrede ‘eğitim danışmanlığı’ kavramını savunanlar, ‘okul psikolojisi’
kavramını genelde eğitim danışmanlığının yerine kullanmışlardır. Eğitim
danışmanlığının amacı, eğitimde fırsat eşitliği anlayışı içinde öğrenme
güçlükleri olan çocuğa yardım edilmesi ve eğitim sisteminin
iyileştirilmesidir. 1973’de Eyaletler Üstü Eğitim Plânlaması Komisyonu,
öğrenme ve davranış bozuklukları gösteren öğrencilerle ilgili hizmetlerin
eğitim danışmanlarınca desteklenilmesini önermiştir (16). Eğitim danışmanları, tüm
okullarda bulunan ve haftada 5 saat dersle yükümlü olan öğretmenlerdir.
Bunlar, öğrenme davranışında karşılaşılan güçlük ve çatışmalarda, öğretim
sorunlarında okula öğretmenlere yardım ile meslekî danışmanlık, eğitim
danışmanlığı ve okul psikolojisi hizmeti gibi farklı danışmanlık hizmetlerini
yerine getirmekle yükümlü olmuşlardır (17). Mason ve ark. (1989)’a
göre,Federal Almanya’da son yıllardaki okul psikolojisi alanındaki araştırma
konuları, 1. Farklı kültürel çevrelerden gelen Almanca bilgileri eksik olan
çocuklar, 2.Eğitim-öğretimde anne-baba etkileri ve sistematik aile
terapileri, 3. Okul psikologlarının rolleri ve okul alanında kuramsal
gelişmelerle ilgili üç farklı konuda odaklanmaktadır(18). Almanya’da okul psikolojisi
başlangıçta okula uyumlandırmak için bireysel yardım amacıyla başlamış ancak
giderek eğitimsel ve mesleksel danışmanlık yardımlarını da kapsamıştır. d. İsviçre’de Okul Psikolojisi İsviçre’de farklı okul
sistemlerinden oluşan 25 kanton ve farklı kültürel kökenli dört farklı dil
bölgesi de yer aldığından okul psikolojisinin tarihsel gelişimlerini çizmek,
kolay olmamaktadır. Caglar (1983)’a göre, İsviçre’de okul psikolojisinin
etkinlikleri (1946) yılında Bösch tarafından belirlenmiştir. için,“Hangi çocuklara karşı haksız
yapıların yer verildiğini, bulmaya çabalayacak olan okul psikologlarının
öğretim sisteminin yan elemanları olarak görüldüğü” bir dönem olmuştur.
Ayrıca okul psikologları psikolojik testler yardımıyla seçme işlevleri
yaparak çocukların eksiklikleri yönünde düzeltici yardımlarda
bulunmuşlardır(20). Seksenli yılların en önemli
olayı, psikologların tüm İsviçre’de üniversite mezuniyetine gereksinim
duymaları olmuştur. Tüm bunlara rağmen bu alanın, özellikle teorik
konularında boşluk ve eksiklikler bulunmaktadır. Öte yandan Kaeser(1993)’in
kişisel bakış açısından İsviçre okul psikolojisinin güncel sorunları şu
başlıklar altında özetlenmiştir. 1. Kimlik; Yaklaşık on yıldan beri, okul psikologlarının okul
psikoloğu olduklarını çekinmeden söyleyebilmeleri ve psikolojik terapiler
yardımıyla hizmetlerinin kalitesinin artması, bu meslek grubunun
bilinçlenmesine yardımcı olmuştur. 2. Teşhis ve İş Yüklenme; Okul psikologları için halen,
psikolojik testler yardımıyla teşhis ve danışma yaparak yeni ve alışılmamış
unsurları deneyememeleri olası bir tehlike yaratabilir. 3. Okul psikolojisi
hakkında bir öğretim kitabı
bulunmamaktadır ve bu alandaki bilimsel araştırmalar da oldukça
geridir. 4. Okul psikolojisi alanında
pedagoji ya da psikoloji alanlarından hangisine yöneleceği konusunda, netlik
kazanma yönünde bir disiplin
hâlen üniversitelere uygun bir yapılanma
içinde yerleştirilememiştir. 5. Konulara uygun teorik eksiklikleri: okul
psikolojisi ile ilgili sistem ve içeriğe yönelik teoriler bulunmamaktadır. II.Okul Psikolojik Danışmanlığı Mesleği Bu kısımda, okul psikolojik
danışmanlığı mesleğinin özellikle Amerika’daki doğuş ve gelişimine ilişkin ana
etkenler ele alınacaktır. Amerika’da psikolojik danışmanlar hastanelerde, ruh
sağlığı merkezlerinde, endüstri kurumlarında, aile merkezlerinde, okullarda
ve diğer kuruluşlarda çalışmaktadırlar. Psikolojik Danışmanların
tümü, hizmet alanları ve etkinliklerinin doğasına göre farklılık
göstermelerine rağmen, esas amaç ve niyetleri birbirlerine benzemektedir.
Benzer bir karşılaştırma ilk, orta ve lise gibi farklı öğretim düzeylerine
hizmet eden okul psikolojik danışmanları arasında da yapılmaktadır. Bunun nedeni,
bu öğretim kademelerindeki psikolojik danışma ve rehberlik etkinliklerin
niteliklerinin farklı olmasına rağmen, okul pikolojik danışma
programlarındaki amaç ve genel süreçlerinin aynı olmasından
kaynaklanmaktadır. Okul psikolojik
danışmanları, öğrencilerin gelişimlerine yardım eden uzmanlardır. Onlar,
öğrenci, ana-baba ve öğretmenlere, öğrencilerin eğitimsel açıdan eşit
olanaklara ulaşabilmeleri, kendilerine uygun meslekleri seçebilmeleri ve
demokratik bir toplumda tümüyle fonksiyonda bulunan üyeler olarak gelişmeleri
için hizmetler sunarlar. Okul psikolojik danışmanlığının özellikle Birleşik
Devletler’deki gelişimi, 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bu alanın daha geniş
tanınabilmesi için ‘Psikolojik
Danışmanlıkla isimlendirilen alanın ne olduğu’ ve ‘Psikolojik Danışman olarak isimlendirilenlerin kimler olduğuna’
bakılması gerekmektedir (21). Bir Meslek Olarak Okul Psikolojik Danışmanlığı Öteden beri bireyin
kendisine “Ben kimim?”, “Nereye aitim?”, “Yaşamımda neler yapmalıyım?” diye
sorular sorduğu bilinmektedir. Psikolojik Danışmanlık mesleği, insanın
gereksinimlerini, plânladığı kararları yerine getirebilmesi, problemlerini
çözebilmesi ve kendine ait farkındalığı geliştirerek ve daha sağlıklı olarak
yaşayabilmesine yardım sağlama sürecidir.Bu süreçte, insanı etkileyen olumsuz
olaylardan kaçınarak gelişim ve büyüme engellerini önleyici sağlıklı
ortamların oluşmasına yardımcı olunmaktadır. Okullarda psikolojik
danışmanlar, bireyin yaşamındaki ilerleme ve gelişmenin devamlılığını garanti
altına alan stratejilerin plânlanmasına yardım ederek, potansiyellerinin en
yüksek düzeyde gelişmesi için onları cesaretlendirirler. Bugünün çocuğu,
eğitim ve günlük yaşamını etkileyen bir dizi çocuk istismarı, toplumsal
şiddet gibi çeşitli etmenlerle mücadele içindedir.Bireylerin tüm yaşam
gerçekleri içinde psikolojik danışma hizmetleri, problemlerin önlenebilmesi
için gelişimsel konulara odaklanarak duyuşsal, sosyal ve psikolojik sağlığın
oluşturulmasını amaçlarlar. Danışma mesleğinin
gelişimine ilişkin ilk hareket,William Haley ve eşinin 1909’da Şikago’da
çocuk rehberliği kliniğini kurarak Şikago’nun kenar semtlerinde hasta
çocuklarla çalışmalar yapması ile başlamıştır. Bu klinik daha sonra, 20.
yüzyılın başlarında U.S.A.’daki 100’ün üzerinde çocuk rehberliği kliniğinin
kurulmasında da öncü olmuştur(22). Diğer yardım meslekleri de
kendi etkinlikleri içinde, danışma süreçlerini kullanmaktadırlar. Klinik
sosyal çalışmacılar, psikiatrik hemşireler ve danışma psikologları ile
hastanelerdeki, ruh sağlığı merkezlerindeki, hapishane, endüstri ve okullarda
psikolojik danışmanlar tarafından kullanılan danışma ve konsültasyon
süreçleri becerileri birbirlerine benzemektedir. Bu konuda, Amerikan Danışma
Derneğinin (American Counseling Association-ACA) bazı üyelerinin aynı zamanda
Amerikan Psikoloji Derneğinin(American Psychological Assosiation-APA)de
üyeleri oldukları belirtilebilir. Bu üyeler, kendilerini, hem psikolojik
danışman ve hem de psikolog olarak yetişen bireyler olarak meslekler arasında
özel bir konumda görmektedirler. Okul Psikolojik Danışmanlığının Gelişimi Okul psikolojik
danışmanlığı mesleği,Amerikan okullarında 20. yüzyılın başlarında Endüstri
Devrimi sonucunda oluşan rehberlik hareketi olarak başlamıştır. Bu dönemin
önemli sayılabilecek olumsuz sonuçları, kenar mahallelerin oluşması, etnik
gettolar ve çalışanların yeterince karşılığını alamamalarından kaynaklanan
istismar edilmeler olmuştur. Endüstriyel değişimin bu olumsuz gelişmesine
tepki olarak da ‘Meslekî Rehberlik’ doğmuştur. 1985’te mesleksel rehberlik
alanında George Merill tarafından SanFransisco’daki Mekanik Sanatlar
Okulu’nda işe yerleştirme ve izleme hizmetlerine başlanmıştır. Bu dönemdeki
rehberlik hareketi, okul çocuklarını, ergenleri ve genç yetişkinleri moral
gelişimi, kişiler arası ilişkiler ve çalışma dünyası hakkında eğitmeye
yönelmiştir. Ayrıca Jesse Davis devlet okullarındaki rehberlik programlarının
ilk başlatıcısı olmuştur. 1898 ile 1907 yılları arasında Detriot Merkez
Lisesi’nde çalışarak 11. sınıftaki gençlerin eğitsel ve meslekî danışmanlığını
yapmıştır(23). “Rehberliğin Babası” olarak
anılan Frank Parsons 1908’de, gençlerin meslek seçmelerine yardım
içinBostonMeslekBürosu’nu organize etmiştir. Parsons’un meslekî gelişime
odaklanması toplumun kaynak gelişimindeki yetersizliği ile insanın büyüme ve
gelişme hizmetleri çerçevesinde olmuştur. Parsons, okul yıllarından sonra,
gençlere uygun olan mesleklerin seçiminde üç esas faktöre dikkat çekmiştir.
Bunlar; 1. Bireyin kapasite, yetenek, ilgi, kaynak ve sınırlılıkları hakkında
açıkça kendini anlaması, 2. İstekler, avantajlar, dezavantajlar ile işin
farklı tiplerini karşılama bilgisi ve 3. Bu iki grupta yer alan gerçekler
arasındaki ilişkilerin birbirlerine uyumlandırılmasıdır. Parsons’ın plânı,
gençlere meslekî gelişimde yardım edecek olan danışmanların eğitimini
kapsamaktaydı. Parsons’un Meslek Bürosu’nu kurmasından dokuz ay sonra
okullarda ve tüm ülkedeki iş yerlerinde meslekî danışman ve yönetici
yetiştiren programa başlanmıştır. Daha sonra bu programHarvard
Üniversitesi’nce benimsenerek, ilk danışman sertifika eğitim programı
doğmuştur (24). Rehberlik hareketindeki ilk
gelişmeler 1913’de Millî Meslekî Rehberlik Derneği (National Vocational
Guıdance Association-NVGA) ile başlayarak 1952’de NVGA’nın Amerikan Personel
ve Rehberlik Derneği (American Personnel and Guidance Association-APGA)ile
birleşmesi ile devam etmiştir. Ayrıca 1950’lerin ilk yıllarında Millî Savunma
Eğitimsel Eylemi (National Defense Educational Act-NDEA) çeşitli millî
çalışmalarda Eğitim Bürosu (Office of Education), Millî Bilim Vakfı (National
Science Foundation) ve Yüksek Eğitimde Parasal İşler Komiteleri ile birarada
(Comittee on Financing Higher Education) koordineli çalışarak danışmanlar
için şu çalışmaları desteklemişlerdir:1. Öğrencilerin meslek eğitimlerinin
gelişmesi için yetenek testlerinin oluşturulması, 2. Öğrencileri okulda
kalıp, akademik kurslara konsantre etmeye ve üniversiteye başlamaya
özendirme, 3. Liseden sonra üniversiteye devam edecek olan maddî bakımdan
yetersiz fakat yetenekli öğrenciler için gereken bursların sağlanması (25). Okul Psikolojik Danışmanlığının Yayılması Çağdaş anlamda okul
psikolojik danışmanlığı, 1950’lerin sonu ile 1960’ların başlarında NDEA
tarafından eğitim kurumlarına ve özellikle ilkokullara psikolojik
danışmanlığın odaklandırılması ile başlanmıştır. Bununla birlikte ilkokul
danışmanlığı okul sistemlerinde ve halkta genel olarak yavaş kabul
edilmiştir. İlkokul danışmanlığının okullardaki farklı rolü, İlkokul
Danışmanlarına İlişkin Birleşmiş Komitenin (ACSE-ASCA, 1966) raporlarına
dayanmaktadır. Bu rapor ilkokul danışmanlarının rollerini Danışma,
Konsültasyon ve Koordinasyon sözcükleri ile özetlemiştir(26). 1960 sonrasında psikolojik
danışman mesleği gelişip yayılmaya devam etmiştir. Birleşik Devletler ve
diğer gelişmiş ülkelerdeki teknolojik değişmeler sonunda kişisel, sosyal
zorluklarla karşılaşıldığında ya da meslek kararı vermek amacıyla bireylerin
danışmanların yardımını aramaya yönelmişlerdir. Endüstrideki otomasyon,
okullardaki öğrencilerle birlikte, yetişkinlerin iş ve meslek danışmanlığını
da etkilemiştir. Bu konuda yazılan C.H. Patterson(1962)’un “Okullarda Danışma
ve Rehberlik” ile E.C. Roeber(1963)’ın “Okul Danışmanlığı” adlı kitapları
okullardaki psikolojik danışmanların meslekî rol ve işlevlerini
tanımlamışlardır. Ayrıca bu dönemde, okul
psikolojik danışmanlarının rol ve işlevleri hakkında kapsamlı program
geliştirme stratejilerine önem verilmiştir. 1967’de yapılan ulusal bir
araştırmada 48 eyalette hemen hemen 4.000 kadar ilkokul danışmanının
bulunduğu görülmüşken, 4 yıl sonra 1971’de ilkokul danışmanları sayısı 8000’e
ulaşmıştır (27). Faust (1968)’a göre, okul
psikolojik danışmanlığı mesleğinde ilkokul hareketi, çocuk ve ergenlerin
eğitimine gelişimsel bir güç olarak daha açık bir kimlik kazandırmıştır(28).
Bu sayede, danışmanlar, ana-baba, öğretmen ve çocuklara verilecek olan en
uygun gelişimsel güveni elde etme mücadelesine özendirilmişlerdir. Bu çabalar
okul psikolojik danışmanlarının konsültan rollerinin amaçlarıdır.Bunlar,
öğretmenlerin etkinliklerinde yardımcı olma, ana-baba danışması, eğitim
programları sunma ve diğer öğrenci hizmetlerindeki mesleklerle ekip çalışması
yapabilme şeklinde belirtilmektedir. 1970 ve 1980’li yıllarda
psikolojik danışmanlar, öğrencilerin gelişim ve performanslarında farklılık
yaratabilmeye motive olmuşlardır. Baker(1992)’a göre, 1983’de okul psikolojik
danışmanları, lise düzeyinde ergenlerin problemlerini sistematik ve dikkatli
olarak organize edemediklerinden pek çok öğrenci okuldan uzaklaşınca halkın
eleştirisini almışlardır. Yine, 80’li yıllarda okul psikolojik
danışmanlarının kimlik gelişiminin açıklığa kavuşması ile onların rol ve
etkinliklerinin farklı okul düzeylerine uygulanması mücadeleleri de verilmeye
başlanmıştır. Meslek Kimliği Son yıllarda, psikolojik
danışmanların kimliklerinin bir meslek olarak açıkça netleşmesinde ve
okullardaki görevlerindeki belirsizliğin hâlen devam ettiği görülmektedir. Bu
nedenle rehberlik sözcüğünün farklı kullanımları olan “psikolojik
danışmanlık”, “rehberlik hizmetleri”, “rehberlik programları” ve “rehber
uzmanı” kavramlarının tanımlanmasındaki karışıklık devam etmektedir.Bu
nedenle okul psikolojik danışmanlarının kim oldukları, ne yardım yaptıklarına
ilişkin rol ve fonksiyonlarının ortaya konulmasında da tutarsızlıklar
bulunmaktadır. Bu tartışmalar 1983’den
beri APGA(Amerikan Personel Rehberlik Derneği) iken bugün adı değişerek
Amerikan Danışma Derneği (American Counseling Association-AGA)olan kurumda
devam etmiştir. Tartışmalarda,“İnsanın gelişimini yaşam alanı boyunca ele
almak ve mesleğinin kalitesini artırmak” konusunda odaklanılmıştır (29). Okul psikolojik
danışmanlarında “gerçek danışman” kapasitesinde yüksek eğitim aldıklarını
kavramada algılama eksiklikleri bulunmaktadır. “Meslek danışmanları”,
“yaşlılık danışmanları” (gerontological counselors) ve “okul danışmanları”
farklı sertifikasyon standartlarına sahiptirler. Ayrıca okullardaki yönetici
ve öğretmenlerin de bu konudaki algılarında tutarsızlıkların olması, okul
psikolojik danışmanlarının rollerinin karmaşıklığına eklenmektedir. Bu
durumda yöneticilerin psikolojik danışmanlara bakışı da, onların sadece
okulun kapsamlı psikolojik danışma programlarını oluşturan sınıf öğretmenleri
gibi düşünülmesine yol açmaktadır(30). Sınıf rehberliği, okulun
programını bütünleştirmede, danışman ve öğretmenler için önemli ve gerekli
olmakla birlikte kapsamlı okul psikolojik danışmanlığı programları içinde,
eşit önemde olan diğer hizmetlere daha az zaman bırakabilir. Schmidth (1996)’e göre,
mesleksel kimliği geliştirmek için okul psikolojik danışmanları şunlara gereksinim
duymaktadırlar(31) 1.Okul psikolojik
danışmanlığının tarihçesinde yer alan gelişmeye götürücü nitelikteki belirli
olayları, anlayarak mesleğin gelecekteki gelişimini aydınlatacaklardır. 2. Diğer kuruluşlarda çalışan
okul psikolojik danışmanları arasındaki farkı kaldırmak için, eğitim
standartlarını tutarlı şekilde yerleştirmek gerekmektedir. Çünkü eğitim
düzeyleri arasında uyumsuzluk bulunduğunda, kurumlarda farklı danışmanlık
tipleri sergileneceğinden danışmanların rolleri de yanlış anlaşılabilecektir.
3. Danışmanların
eğitimlerindeki sertifikasyon standartları belirlenmesi, okul psikolojik
danışmanlarının rehberlik standartları ile tutarlılık gösterecektir.Bu
görevi, Danışmada Eşkredilendirme ve Eğitim Programları Konseyi ‘Counsil for
the Accreditation of Counseling and Related Educational Programs (CACREP)’
yürütmektedir. Hollis ve Wantz (1993)’a göre, Amerika’da 450’nin üzerinde
danışman eğitimi programı bulunmaktadır (32). Son yıllarda ulusal nitelikte psikolojik
danışma programı standartları geliştirilmiştir. Bunlar,Ulusal Uzman
Danışmanlar Kurulu ‘NationalBoard for
Certificated Counselors-NBCC’ ve CACREP’tir. Daisley ve Hubbard(1989)’ın
bulgularında ise, Amerika’da % 90’dan daha fazla eyalette, NBCC ulusal
sertifikalaşma standartlarının okul psikolojik danışmanlarının
görevlendirilmelerinde önemli bir fark oluşturmadığı açıklanmaktadır. 50
eyalette ise,CACREP standartları açısından okul psikolojik danışmanlığının
sertifikasyon tüzüğünün yerleştirilip kullanılmasında aynı değerlere bağlı
olunduğu belirtilmektedir. Kaynaklarda, okul psikolojik danışmanlığı
etkinlikleri ile öğretmenlik deneyimi arasında ilişki bulunmamakla birlikte
Amerika’daki bazı eyaletlerde, psikolojik danışmanlardan ayrıca öğretimde de
deneyimli olmanın da istendiği belirtilmektedir (33). Okul Danışmanlarının Rolleri Okul psikolojik
danışmanları genellikle esas yardım süreçleri olan psikolojik danışma,
konsültasyon, koordinasyon ve değerlendirme etkinliklerini yerine
getirmektedirler. Bunların okullardaki rol ve işlevleri de öğretim
kademelerinin farklılığından ve çeşitli niteliklerdeki okulların kendilerine
has gereksinimlerinden etkilenmektedir. Buna göre, ilköğretim okullarındaki
çocukların lise öğrencilerinden farklı gereksinimleri olduğu için onlara
özellikleri doğrultusunda ve gerekli olan rehberlik yardımları yapılmaktadır.
Ayrıca, her düzeydeki danışma programlarının, belirli nitelikteki nüfusa
hizmet ettiği de düşünülmektedir. Örneğin, eğitimsel başarı beklentileri
yüksek olan zengin ailelere hizmet veren programlar, önemli ölçüde fakirleşen
ve okulda başarısızlık riskini taşıyan öğrencilerin programlarına göre bazı
farklar gösterebilmektedir. BULGULAR a. Okul Psikolojisine İlişkin Bulgular Bu makalede ele alındığı
şekliyle okul psikolojisinin oluşum ve gelişimine, tarihsel olarak
bakıldığında farklı ülkelerin, dil, kültürel yapı ve örgütsel biçimleri
nedeniyle bir beraberlik göstermedikleri anlaşılmaktadır. Bu nedenle, okul
psikolojisinin ülkeleri aşan konu ve sorunlarından bazıları burada tekrar
özetlendiğinde, bu alanın güncel yapısını anlamaya, analiz etmeye ve yeni
perspektifler geliştirmeye yardımcı olacağı düşünülmektedir. 1. Okul psikolojsinin
oluşum ve gelişimi özel eğitim kurumlarının gelişim tarihi ve hizmetleriyle
sıkı bir ilişki hâlindedir. Bu alanın temel görevi, özel eğitim gereksinimi
olan çocukların saptanması ve bu tür kuruluşların alan açısından geliştirilip
desteklenmesidir. 2. Okul psikologları, diğer
meslek gruplarından doktorluk, özel eğitim uzmanlığı, sosyal hizmet uzmanlığı
alanlarının yaptıkları görev ve işlevleri de üstlenmektedirler. Bu durum ise,
son yıllarda alanın meslekî kimliğinin oluşumunu ve mesleğin tanınmasını
etkilemektedir. 3. Bu alanda mesleksel
rolle ilgili olarak asla bağlayıcı bir tanım verilmemiş olup, mesleksel
görünüş hakkında sunulan yüzeysel düşünceler sert tartışmalar yaratmıştır.
Ayrıca, okul psikolojisi derneklerinin kapatılma süreçlerine gitmeleri okul
psikolojisinin yasal temellerini de sarsmıştır. 4. Okul psikolojisinin
özellikle pedagojide (eğitim bilimi) mi yoksa psikolojide mi yapılanması
gerektiği sorusu üzerinde tartışılmaktadır. 5. Okul psikolojisinde,
öncelikle bireysel vak’alarla mı yoksa okula ilişkin işlevlerin anlaşılması
ile mi çalışılması gerektiği konusunda durulmaktadır. 6. Almanya ve Fransa’da
okul psikolojisi kısmen resmî makamların eğitim reformu yapma aracı şeklinde
anlaşıldığından sürekli olarak sosyal güçlerle okul psikologları arasında
tartışma oluşmaktadır. b. Okul Psikolojik Danışmanlığına İlişkin Bulgular Bu alanda karşılaşılan
temel güçlüklerden bazıları incelendiğinde, okul psikolojik danışmanlarının
mevcut sorunları netlik kazanacaktır. Buna göre okul psikolojik
danışmanlarının, 1. kimlik gelişiminin henüz açıklığa kavuşamadığı, rol ve
etkinliklerinin çeşitli okul düzeylerine uyumlandırılmaya çalışıldığı, 2. kim
olup ne yaptıklarına ilişkin konulardaki tartışmaların sürekli olarak
dernekler çerçevesinde ele alındığı ve 3. eğitim ve sertifikalarında belirli
yeterliliklerin aranılması gerektiği konularında bazı güçlüklerinin olduğu
görülmektedir. YORUM VE KARŞILAŞTIRMA Bu çalışmada topluma yardım
veren mesleklerden olan okul psikoloğu ve okul psikolojik danışmanlığı meslek
alanlarının farklı ülkelerdeki doğuş gelişimleri incelenmiştir. Önceleri her
iki meslek alanına girenler arasında çocuk doktorları, nörologlar,
psikiatristler, özel eğitim okulu öğretmenleri, okullardaki psikolojik
danışmanlar ve psikologlar bulunmuşlardır. 21. yüzyıl başlarında ise artık
her iki meslek alanın da ayrı ayrı birer meslek hâline geldikleri
görülmektedir. Okul psikoloğu, çocuğun
zihinsel işlevlerini, sosyal-duygusal durumunu değerlendirir. Bu amaçla
uyguladığı testlerin sonuçlarını ana-babalara iletir, çocuğun sınıftaki
davranışlarının sonucu olan başarı örüntüsünün, eğitim geçmişinin ve iletişim
becerilerinin değerlendirilmesinde yardımcı olur. Kabler ve ark. (1981)’ın Çoklu Disiplin yaklaşımına göre, özel
eğitimde engellilik koşulları değerlendirilirken, alınan kararlarda ekip
üyelerinin aktif rol oynaması önemlidir. Ekip uzmanları arasında da okul
psikoloğu, eğitim uzmanı, okul yöneticisi gibi elemanlar yer almalıdır (34).
Buradan anlaşıldığına göre, okul psikoloğunun etkili çalışabilmesi ekip
çalışması ile olasıdır. Başarılı olan okul
psikolojik danışmanları, meslekdaşlarının öğretmenlik becerilerini öğrenmede
usta olup, onlara diğer bireysel desteklerin verilmesinde ise yaratıcıdırlar.
Ayrıca, okula yönelik yardım hizmetlerini yerine getirirken sosyal çalışmacı
ve okul psikologları gibi diğer uzmanlarla birlikte öğrenci hizmet ve
etkinliklerini yürütürler. Schmidt (1996)’e göre, okul
psikolojik danışmanları, okuldaki yıllık değerlendirme süreçlerinin
bulgularının yanısıra öğretmenlerin önerilerini de dikkate alırlar. Böylece,
sağlıklı okul iklimini yaratmak için, kişiler arası ilişkileri geliştirmeye,
öğrencileri sorumluluklarının bilincinde olmaları yönünde güdülendirerek
benliklerinin farkında olmalarını sağlamaya çalışırlar. Buna göre, okul psikolojik danışma
programında bireylerin gelişimsel amaçlarının ve kurumların özelliklerinin
dikkate alınması gerekmektedir. Her iki meslek alanında da
farklı ülkelerde yapılan dernekleşme çalışmalarının, meslekteki elemanlarının
mesleksel rol ve kimliklerinin netleşmesinde etkisi olmaktadır. Ayrıca,
literatürde okul psikolojik danışmanlarının da bazı durumlarda okul
psikologları ya da özel eğitim uzmanlarının etkinliklerine benzer
etkinliklerinin olduğu da görülmektedir. Bu konuda Humes(1978)’a göre,
özel eğitim gerektiren çocuklara yönelik okul psikolojik danışmanlarının
rolleri şu şekillerde özetlenebilir (35). 1.Bu çocuklar için uygun
hizmet programları belirleme ve okuldaki toplantılara katılımlarını sağlama,
2. Her öğrencinin gelişimine, Bireysel EğitimPlânı-(Indıvıdual Education
Plan-IEP) ile yardım etme, 3. Öğrenciler için doğrudan danışma hizmetlerini
sağlama, 4. Ana-babalarla danışma ve konsültasyon yapma, 5. Özel eğitim
öğretmenleri ve sınıflarla konsültasyon yapma, 6.Öğretmenlerle birlikte
hizmet programlarını plânlama, koordine etme ve sunma, 7.Ders programı
dışında kalan özel eğitim öğrencileri için plânlama yapma, 8. Öğrenciler için
uygun kayıt hizmetlerini tutabilme. Buradan anlaşılabileceği
gibi okulların, özel eğitim işlevleri ile sorumlu olmadıkları zaman büyük bir
olasılıkla, daha geniş öğrenci populasyonunda danışma programlarını
sunamayacakları da söylenebilir.Tüm bu nedenlerle, öğretim ortamlarında
öğretimin etkili olabilmesi için yardım veren meslek elemanlarından oluşan
bir ekip çalışmasına gereksinim duyulmaktadır. ÜLKEMİZDEKİ DURUM VE ÖNERİLER Her iki meslek alanının
genel durumuna ülkemiz açısından bakıldığında, bazı önemli gelişmelere
rastlanmaktadır. Ülkemizde okul psikolojisi adıyla üniversitede lisans
düzeyinde eğitim veren bilim dalı olmamakla birlikte alanın kapsadığı dersler
çeşitli bölüm ya da ana bilim dallarında okutulmaktadır. Bunlar içinde, Çocuk
Gelişimi ve Eğitimi ile ÖzelEğitim anabilim dalı gibi alanlardan
sözedilebilir. Örneğin Hacettepe
Üniversitesinde Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü 1968 yılında kurulmuştur.
1986 yılından itibaren Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) kararı ile bölüm hâline
gelmiştir. Aynı bölüm 1982’den itibaren özel eğitim çalışmalarına
başlamıştır. 1982’den beri de iki ayrı alan şeklinde,Çocuk Gelişimi ve
Eğitimi ve Özel Eğitim Anabilim Dalları olarak üniversitelerde çalışmalarına
devam etmektedirler. Hâlen Üniversitelerdeki Psikoloji Bölümü ile Psikolojik
Danışma ve Rehberlik Anabilim dallarının lisans programlarında da okul
psikolojisi alanının bazı derslerine zorunlu ya da seçmeli dersler olarak yer
verilmektedir. Ülkemizde Okul Psikolojik
Danışmanlığı alanı, Psikolojik Danışma ve Rehberlik adıyla yaygınlaşmıştır.
Eğitimdeki yenileşme çabaları, ilk olarak 1952-53 ders yılında Gazi Eğitim
Enstitüsünde özel eğitime muhtaç özürlü çocukların eğitimi konusunda personel
yetiştirmek üzere “Özel Eğitim Bölümü’nün” açılması ile başlamıştır. 1953-54
ders yılında aynı üniversitede “Rehberlik” ve “Rehberlik Teknikleri” dersleri
okutulmaya başlanmıştır. Bu derslerde okutulan“Okullarda Rehberlik” ve
“Rehberlik Programında Gözetilecek Hususlar” (H.Tan, Mathiasen’den çeviri)
gibi bazı kaynaklar, 1967 yılında lisans üstü akademik programların
açılmasına kadar, alanın tanınmasına yardımcı olmuştur (Özgüven, 1999) (36). 1982 yılında 2547 sayılı
Yükseköğretim kanunu ile rehberlik alanında personel yetiştirmek için, birçok
üniversitede lisans programları başlatılmış yüksek lisans ve doktora
programları genişletilmiştir. Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında
oluşturulan en önemli meslekî kuruluş Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneğidir.
Derneğin amacı, alanın
temel kavramlarının doğru anlaşılması, etik kurallarının belirlenmesi,
psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi,
meslekdaşların meslek birliği ve bütünlüğüne ulaşmalarının sağlanması, alandaki
gelişmelerin incelenmesi ve mezunların haklarının korunması gibi amaçlar
doğrultusunda faaliyet göstermektir. Ayrıca, yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe
rağmen Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında tutarlı bir meslek kimliğinin
oluşumundan bazı olumsuz faktörler nedeni ile pek söz edilememektedir(Doğan,
1998)(37). Ültanır(1998)’a göre,
ülkemizde psikolojik danışma ve rehberliğin gelişmesine paralel olarak
öğretim alanında da bazı gelişmeler olmuştur. Bunlar, öğrencilerin gelişim
düzeylerinin testler yoluyla ölçülmesi, yetenek ve ilgileri doğrultusunda
meslek seçebilmeleri için rehberlik hizmetlerinin geliştirilmesi, okul
psikolojik danışmanlarının ad, rol ve statülerinin belirlenmesi ile eğitsel
ve kişisel rehberlik etkinliklerinin uzman personel tarafından yürütülmesi
gibi etkinlikler olmuştur (38). Ülkemiz açısından özellikle Okul Psikolojik Danışmanlığı alanının öğretim, meslek kimliği ve roller açısından bağımsız bir bilim dalı ve mesleği olma yolunda gelişmekte olduğunu söylemek olasıdır. Okul psikolojisi alanının rolleri ise, çocuk gelişimi, özel eğitim ve psikolojik danışma gibi diğer anabilim dallarında yerine getirilmektedir. Öneriler 1.Okullarda etkili öğretim
hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için, okul psikolojik danışmanları, okul
psikologları ve özel eğitim uzmanlarının birarada koordineli hizmet vererek
öğrencilerin sorunlarında yardımcı olmaları, 2. Her iki alandaki
elemanların meslekî kimlik ve rollerinin, bu alanlardaki dernekler yardımıyla
belirli standartlara ulaşabilmesi, 3. Ülkede alanlarında
çalışacak olan psikolojik danışman ve okul psikologlarının eğitimlerinde
eşkredilendirme (accreditation) uygulamasına gidilerek onlarda belirli beceri
ve özelliklerin kazandırılması, 4. Ayrıca bu derneklerin
bilimsel çalışmaların kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olmaları
gerekmektedir.
(*) Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim
Fak.Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi.
(1) Türkoğlu, A. Fransa İsveç ve Romanya
Eğitim Sistemleri Karşılaştırmalı Bir Araştırma. Sevinç Matbaası, Ankara.
1983. (2) Kratochwill, T.R. Advances in the Schools Psychology. Vol. 1. New Jersey: Erlbaum.
1981. (3) Oakland & Cunnıgham, "A Brief
Report On The Status of School Psychology İn The World." World Go Round. 16 (3), 1989, s.8. (4) Bennett, V.C. "School Psychology".
In: Altmeier E.M.; Meyer, M.E. (Eds.): Applied
Specialities in Psychology. Hillstale, New Jersey: Erlbaum
1985.s.(129-153). (5) Fagan, T.K. "A Brief History of
School Psychology in the United States". In: Thomas, A.; Grimes, J. : Best Practices in School Psychology. Washigton
D.C.: NASP 1990\ (913-929). (6) Kaeser, R. "Bestandsaufnahme der
aktuellen Schulpsychologie". Neue
Perspektiven in der Schulpsychologie auf ökosytemischer Grundlage Verlag. Paul,H.
Bern. Stuttgard-Wien. 1993, (21-39). (7) Bardon, J.I. School Psychology in the
U.S.A. İn: Catteral. Psychology in the
Schools in İnternational Perspective, Vol. 3, Colombus, Ohio. Calvin D.
Catteral. 1977 s. (183-210). (8) Sabatino, D.A. "School Psychology:
An Instrumental Service for the Handicapped." İn: Kratochwill, T.R.
(Ed.): Advances in the School Psychology, Vol.1 New
Jersey: Erlbaum. 1981, s. 187. (9) Reynolds, C. R., Guthin, T.B., Elliot
S., Witt, J.C. School Psychology:
Essentials of Theory and Practice. New York: Wiley & Sons. 1984, 335. (10) Caglar, H. La Psychologıe Scolaire. Paris: Presses Universitaires de France.
1983, s.43. (11) Guillemard, J C."School Psychology
in France": SAIGH.P.H. & Oakland. T. (ed.) International Perspectives on Psychology in the Schools. Hillsdale.
New Jersey: Erlbaum. 1989, s. 11. . (12) Caglar, a.g.e. s.43. (13) Guillemard, a.g.e. s.44. (14) Arnhold, W. "School Psychology in
Western Germany: Past-Present-Future". İn Catteral. Psychology in the Schools in İnternational Perspective, Vol. 3,
Colombus, Ohio. 1976. (15) Kaeser, a.g.e. s.31. (16) Keupp, H. Abweichung und Altagsroutine. Hamburg: Hofmann & Campe. 1976,
s. 138. . (17) Lukesch, H., Nöldner W., Peez, H., Beratungsaufgaben in der Schule. München:
Reinhardt. 1989. (18) Mason, E.J.; Mietzel, G.; Hoffler, K.W.
"Research in School Psychology in the Federal Republic of Germany".
Professional School Psychology. 4,
1989,.(219-226). (19) Caglar, a.g.e. s.48. (20) Heyer, A. "Schulpsychologische
Arbeit im wandel". Jahresbericht
des Schulpsychologischen Beratungsdienstes im bezirk Meilen, 1988.
(25-34). (21) Schmıdt, J.J. Counseling in Schools: Essential Services and Comprehensive Programs.
by Allyn Bacon, Needham Heights, Massachusetts. 1996, s. 23. (22) Nugent, F.A. An Introductıon to Professional Counselıng (2nd ed.) (New York:
Merrill). 1994, 54. (23) Gladdıng, S.T. Counseling: A Comprehensive Profession (2nd ed.) (New York:
Macmillan). 1992. (24) Schmıdt, J.J. a.g.e. 1996, s. 24. (25) Schmıdt, J.J. a.g.e. 1996, s. 24. (26) Gibson, R. L., Mitchell, M. H., &
Basile, S.K. Counseling in the
Elementary School: A Comprehensive Approach (Boston: Allyn and Bacon).
1993. (27) Myrick, R.D., & Moni, l. "A
Status Report of Elementary School Counseling", Elementary School Guidance and Counseling, 33, (244-252). 1976. (28) Faust, V. The Counselor-Consultant in the Elementary School (Boston:
Houghton Mifflin). 1968. (29) Sacs, j. I. AACD to become ACA. Guidepost, 34 (12), 1, 10. 1992. (30) Vacc, N.A., & Loesch, L. C. Counseling as a Profession (2nd. ed.)
(Muncie, IN: Accelerated Development). 1994. (31) Schmıdt, J.J. a.g.e. 1996, s. 28. (32) Hollis, J.,& Wantz, R. Counselor
Preparation 1993-95: Programs,
Personnel Trends (8 th. ed.) (Muncie,IN: Accelerated Development). 1993. (33) Schmıdt, J.J. a.g.e. 1996, s.23. (34) Kabler, M., Carlton, G. & Shewood,
M. Guide for Conductıng
Multıdiscplinary Team Evalutıons of Suspected Handicapped Children. Colombus Ohio:
Natıonal Center, Educational Media and Materials for the Handicapped . Ohio
State Foundation. 1981. (35) Humes, C. W. "School Counselors
and PL 94-142," The School
Counselor, 25, (193-195). 1978. (36)Özgüven,İ.E.Çağdaş Eğitimde Psikolojik Danışma ve Rehberlik. Psikolojik
Danışma ve Rehberlik EğitimMerkezi (PDREM), Ankara, 1999. (37)Doğan, S. “Türkiye’de Psikolojik Danışma
ve RehberlikKimliği:Gelişmeler ve Sorunlar” Millî Eğitim, Sayı:139, s.69-76. (38)Ültanır,E. “2000’li yıllara girerken
ülkemiz eğitim kurumlarında Psikolojik Danışma ve Rehberliğin gelişiminde
alınan kararların önem ve etkileri”. Millî
Eğitim. Sayı:139, s.52-57. |
İçindekiler...o
Kâzım
Karabekir Eğitim Fakültesinde “Okul Deneyimi” Uygulaması ve Sonuçlarının
Değerlendirilmesi o
Fizik Konularının
Kavratılmasında Görsel Öğretim Materyallerinin Önemi o
Okul Psikologluğu ve
Okul Psikolojik Danışmanlığı Meslekleri: Karşılaştırmalı Bir Çalışma o
Fen
Bilimlerinde Değerlendirmenin Önemi o
Bazı
Avrupa Ülkelerinde ve Türkiye'de Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Çalışmalarının
Değerlendirilmesi o
Türkiye’de
Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi Süreci o
Yirmibirinci
Asrın Başında Balkanlarda Yaşayan Türkçe o
Divan
Şiiri Öğretimi Üzerine o
Lise
Resim Dersi Öğretim Programının Çağdaş Sanatsal Eğitim Bağlamında
Değerlendirilmesi o
İlköğretim
Öğretmeni Adaylarına İlkokuma-Yazma Çalışmaları ile İlgili Pratik Öneriler o
Eşrefzâde
Mehmet Şevketi’nin Medrese Talebelerinin Durumlarına İlişkin Görüşleri ve
Çözüm Önerileri ©
T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
[ yukarı ] |