MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
148 |
Ekim,
Kasım, Aralık 2000 |
Nesne Kavramı Üzerine |
Doç.Dr. İsmet CEMİLOĞLU (*) |
“Dil Bilgisi, Türk Dil Bilgisi,Türkçenin
Sözdizimi” gibi adlarla Türkiye Türkçesinin gramerini anlatan çeşitli
eserlerde “cümle” ve “cümle ögeleri” ile ilgili olarak bilgiler
verilmektedir. Bu arada cümlenin yardımcı ögelerinden biri olan nesne
hakkında da çeşitli açıklamalar yapılmaktadır. Biz bu yazımızda, başlıca
gramer kitaplarımızda nesne ile ilgili olarak verilen bilgiler üzerinde
duracak, bu konuya yeni yaklaşımlar getirmeye çalışacağız. Muharrem Ergin, Türk Dil
Bilgisi’nde nesne ile ilgili olarak“Fiilin tesir ettiği nesneyi, şahsı, şeyi
karşılayan cümle unsurudur. Fiillerin bir kısmı geçişli, bir kısmı
geçişsizdir. Yani bir kısmı yapma, bir kısmı olma ifade eder. Yapma ifade
edenlerin hareketi fiilden başka bir nesneye yönelir, ona tesir eder. Olma
ifade edenlerin hareketi ise faile yönelir, onun üzerinde kalır. Demek ki
geçişli fiiller tesir edecek bir nesne isterler. İşte bu nesneyi karşılayan
cümle unsuru nesnedir. Şu hâlde nesne yalnız fiili geçişli cümlelerde
bulunur. Nesne unsuru daima akkuzatif hâlinde bulunur, fiile akkuzatifle
bağlanır. Bu akkuzatif ya ekli, ya eksiz olur...” demektedir (1). Tahsin
Banguoğlu,“Türkçe’nin Grameri”nde “Cümlede kimsenin, dolayısıyla yüklemin
etkilediği kişiyi veya şeyi temsil eden kelimeye nesne adını veririz... Adlar
cümlede kimi ve kim hâlleriyle nesne olurlar(Mehmet tavuğu kesti. Mehmettavuk
kesti). Bunlardan birincisi yüklemin belli bir kişiyi veya şeyi etkilediğini
anlatır ve belirsiz nesne (complement direct determine) adını alır.İkincisi
ise yüklemin belirtilmemiş bir kişi veya şeyi etkilediğini anlatır ve
belirsiz nesne (complement direct indetermine) adıyla anılır.”(2)
açıklamasını yapmaktadır. Aynı yazar, konuyla ilgisi dolayısıyla,
fiilleri anlam bakımından değerlendirirken de onları geçişli fiiller(verb
transitive) ve geçişsiz fiiller(verb intransitive) şeklinde
sınıflandırmaktadır. Banguoğlu geçişli fiili “söz içinde bir varlık üzerinde
etkisi olan fiillere geçişli fiiller(verb transitive) deriz.Etkilenen
varlığın adı söz içinde çoğu zaman kimi, kim bazen de kime hâllerinde bulunur
ve cümlede nesne (object) adını alır.” şeklinde açıklar(3) ve şu örnekleri
verir:“Ali motoru getirdi. Birlikte çorba içeceğiz, çok paraya
kıymışsınız.”(4) Vecihe Hatiboğlu,
“Türkçe’nin Sözdizimi”nde “Eylemin anlamını, çok yakından tamamlayan, etkileyen
yalın veya belirtme durumunda bulunan tümlece nesne denir. Buna göre nesne
yalın veya belirtme durumunda bulunarak iki türlü kullanılabilir:“Ev aldı.”,
“Kitap okumalı.”, “Defter; kalem getirdiniz mi?” gibi tümcelerde yalın
durumda bulunan“ev”, “kitap”, “defter, kalem” sözcükleri “belirtisiz nesne”
adını alırlar.Aynı sözcükler belirtme durumunda kullanılırsa “belirtili
nesne” olurlar.”(5)demekle nesne kavramı hakkındaki düşüncelerini dile
getirmektedir. Hikmet Dizdaroğlu
“Tümcebilgisi”nde nesne ile ilgili olarak “Yüklemin etkisini üzerine alan,
öznenin yaptığı eylemden etkilenmiş varlık ya da niteliği gösteren tümce
ögesine nesne denir:”(6) demektedir. Dizdaroğlu da nesneleri “belirtisiz” ve
“belirtili” nesne olarak iki şekilde değerlendirmekte “Geçişli eylemlerle
kurulu tümcelerde yalın durumdaki nesneye belirtisiz nesne”,“Geçişli
eylemlerle kurulu tümcelerde-i durum takısı almış olan nesneye belirtili
nesne denir.”(7) şeklinde görüş ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibi
gramercilerimizin çoğu nesnenin, “öznenin yaptığı işten etkilenen varlık veya
nesne” olduğu konusunda birleşmekte ve bu ögenin ya yalın hâlde ya da yükleme
hâlinde olabileceğini söylemektedirler. Yalnız Tahsin Banguoğlu nesnenin
yönelme hâli eki de alabileceğinden bahisle (bkn. 3. dipnot) konuya farklı
bir boyut getirmektedir. Gerçekten de nesne öznenin
yaptığı işten etkilenen varlık olduğuna göre bugün dilimizde çift şekilleri
bulunan“atı binmek veya at binmek” ayrıca “ata binmek” şekillerinden“at-a”
kelimesini de nesne olarak kabul etmek gerekir (8). Bugünkü Türk lehçelerinin
bir kısmında “at-nı min-” şeklinde olan bu şeklin Türkiye Türkçesi yazı
dilinde “at-a bin-” şekline gelmesi kanaatimizce bir analoji (andırma,
benzeme)dir. Zira Türkiye Türkçesindeki fiiller üzerinde yapı bakımından
yeterli çalışmalar bulunduğu hâlde, anlam açısından tatmin edici çalışmalar
henüz yapılmış değildir.“Bin-” fiilini bu yönden değerlendirdiğimizde
“bulunduğumuz seviyeden, yerden yükselmek, yukarı çıkmak” anlamlarına
geldiğini söyleyebiliriz .Dilimizde aynı anlamı ifade eden “çık-, uç-,
zıpla-, yüksel-, tırman-, sıçra-” gibi fiiller yazı dilimizde kullanılırken
yönelme hâli eki almış tamlayıcılar istemektedir (dağa çık-, havaya uç-,
yukarıya zıpla-, göğe yüksel-, ağaca tırman-, göğe sıçra- gibi). Bu bakımdan“bin-” fiili de
anlamca aynı özelliği gösteren bahsettiğimiz fiillerin kullanılışlarına
analojik olarak benzemiş ve “at bin-, atı bin-” şekilleri “ata bin-” şekline
gelmiştir kanaatindeyiz.
(*)Gazi Üniversitesi, Öğretim Üyesi. (1)Muharrem Ergin. Türk Dil Bilgisi,İstanbul, 1962, s.377-378. (2)Tahsin Banguoğlu. Türkçe’nin Grameri, Ankara, 2000, s.527. (3)a.g.e.,
s.409 (4)a.g.e.,
s.409. (5)V.Hatiboğlu. Türkçe’nin Sözdizimi, Ankara, 1972, s.129. (6)H.Dizdaroğlu,Tümce Bilgisi,Ankara, 1976, TDK Yay., s.77-81. (7) a.g.e.
s.79. (8)Başka örnekler için
bkn.:L.Karahan,Fiil-Tamlayıcı İlişkisi Üzerine,Türk Dili, Sayı: 549, Eylül 1997, s.209-213. |
İçindekiler...o
Kâzım
Karabekir Eğitim Fakültesinde “Okul Deneyimi” Uygulaması ve Sonuçlarının
Değerlendirilmesi o
Fizik
Konularının Kavratılmasında Görsel Öğretim Materyallerinin Önemi o
Okul
Psikologluğu ve Okul Psikolojik Danışmanlığı Meslekleri: Karşılaştırmalı Bir
Çalışma o
Nesne Kavramı Üzerine o
Fen Bilimlerinde
Değerlendirmenin Önemi o
Bazı
Avrupa Ülkelerinde ve Türkiye'de Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Çalışmalarının
Değerlendirilmesi o
Türkiye’de
Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi Süreci o
Yirmibirinci
Asrın Başında Balkanlarda Yaşayan Türkçe o
Divan
Şiiri Öğretimi Üzerine o
Lise
Resim Dersi Öğretim Programının Çağdaş Sanatsal Eğitim Bağlamında
Değerlendirilmesi o
İlköğretim
Öğretmeni Adaylarına İlkokuma-Yazma Çalışmaları ile İlgili Pratik Öneriler o
Eşrefzâde
Mehmet Şevketi’nin Medrese Talebelerinin Durumlarına İlişkin Görüşleri ve
Çözüm Önerileri © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
[ yukarı ] |