MİLLİ
EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
148 |
Ekim,
Kasım, Aralık 2000 |
Fen Bilimlerinde Değerlendirmenin Önemi |
Doç. Dr. Selma ŞİMŞEK (*) |
|||
Söze, St. Augustine’s Lamet’in ‘‘Ulu Tanrım, ölçer dururum, ama ne
ölçtüğümü bilmem’’sözleriyle başlamak istiyorum. Çünkü; bu söz, maalesef
genellikle bizim (Türkiye’deki eğitimcilerin) yaptığımız ölçme ve
değerlendirmeyi tanımlıyor. Fen
bilimlerinde değerlendirmenin önemini kavramak için; değerlendirmenin ne
olduğunu, önemini, ne için yapıldığını ve bundan kimlerin yararlanması
gerektiğini bilmek gerekir. Deale,
değerlendirmeyi, bir bireyin
eğitiminin her aşamasının, onun öğretmeni veya bir başkası tarafından
ölçülmesini de kapsayan, her şeyi ihtiva eden bir terim, olarak tanımlar (1).
Bunun için gerekli bilgi pek çok değişik şekilde elde edilebilir. Bunların
bazıları klasik imtihanlar veya testler gibi resmi iken; bazıları da
karşılıklı konuşmalar ve tartışmalar şeklinde gayrı resmi ve muhtemelen daha
subjektif olabilir. Oldukça sık olarak kullanılan değerlendirme şekli,
testler ve imtihanlarla yapılır. Bununla ilgili durumu Holt şöyle ifade eder:
İmtihan yapmak yarar sağlamaktan çok zarar verir, öğrenme sürecini engeller,
çarpıtır ve bozar. İmtihanın tehdidi öğrencileri ödev yapmaya zorlar. Okulun
düzeni, pek çok toplumda, hırs ve korkuya dayanır. İmtihanlar korkuyu ortaya
çıkartır ve hırsı tatmin eder. İmtihanların tehdidi ve sınıf geçmek veya
yüksek not almak gayesi, öğrencileri ödev yapmaya zorlar (2). Holt’un bu fikrini doğrulayan olayları
üniversitede bile, ben, hemen hemen her sene yaşadım. Öğrencilerime (öğretmen adayı) birkaç örnek
problemi ödev olarak verip bu ödevlerin çok öğretici olduğunu, bu yüzden belirli bir tarihte toplayacağımı
söyledim. Belirtilen tarihte ödevleri istediğim zaman yapıp getirenlerin
sayısı bir veya iki kişi oluyordu. Aynı sınıflara, ödevleri yapanların
ortalamalarını belirli bir puan yükselteceğimi söylediğim zaman ise,
öğrencilerin hemen hemen tamamı verilen ödevi yapıp getiriyordu. Bu da
gösteriyor ki, öğretmen adayları bile, doğru ve gerekli bilgileri öğrenip
ilerde bunları öğretmek için değil, not almak ve bir an önce mezun olmak
gayesini taşıyorlar. Rowntree, değerlendirmeyi;
doğrudan veya dolaylı olarak biriyle iletişim içinde olan bir insanın, diğer
kişinin bilgi, anlayış, yetenekler ve tavırlar hakkındaki bilgisini aldığının
ve yorumladığının farkına varmasıdır (3), şeklinde tanımlamıştır. Bu tanım,
değerlendirmenin, eğitim dışındaki pek çok yerlerde de yapılabileceğini
anlatır. Fen Bilimlerinde Neden Değerlendirme Yapıyoruz? Fen bilimlerindeki
değerlendirme için aşağıdaki sebepler konabilir ve tartışılabilir: *Öğrencilere akılcı düşünme
yollarını öğretmek. *Öğrencileri motive etmek ve
öğrenmeğe teşvik etmek. *Öğretmenleri ve
ebeveynleri, öğrencinin gelişimi hakkında bilgilendirmek. *Öğretmenlere öğretme
etkinliği için geri itilim (feed’back) sağlamak. *Bireysel yetersizlikleri
ve problemleri tanımlamak. *Hataları ve yanlış
kavramları açığa çıkarmak. *Gelişme gösteren
öğrencileri yönlendirmek. *Standartlara ulaşmak. *Öğrencileri
sınıflandırmak. *Öğrencileri eğlendirmek
(mesela; quiz denen küçük imtihanlarla) Tabii ki daha başka sebepler de olabilir. Değerlendirmenin amaçları
başlıca üç bölümde gruplandırılabilir. i.
İleriye Bakmak Defalarca yapılan
değerlendirmenin sonuçları, öğretmen ve ebeveynlere, öğrencinin kabiliyeti
hakkında fikir verebilir. Bu sayede çocuk, ileriye doğru, doğru bir şekilde
yönlendirilip kendine ve topluma faydalı bir birey olarak kazandırılır. ii. Geriye Bakmak Değerlendirmenin bazı
amaçları da geriye dönüktür. Öğrenci ile ilgili, herhangi bir andaki ve
herhangi bir konudaki başarısızlığının sebebi, daha önce yapılmış olan aynı
konu ile ilgili değerlendirmelerin sonuçlarına bakılarak tespit edilebilir.
Bu da eğitim ve öğretim sürecinin her aşamasında, öğrencilerin
değerlendirilme sonuçlarının sistematik olarak kaydedilmesi ve birbirleriyle
mukayese edilmesi ile mümkündür. iii. Rehberlik Hareketi Değerlendirmenin üçüncü ve
eğitim açısından en önemli amaçları, düzeltme ile ilgili amaçlardır.
Öğrencilerin, öğrenmede eksikliklerinin ve yanlışlıklarının olduğunu
anlaması, onların gelecekteki öğrenimini ve performansını geliştirmenin en
önemli ve ilk adımıdır. Bunu, öğretmenin zorluklarla mücadele etmek için
uygun bir harekete (rehberlik) karar vermesi takip eder. Bu yüzden bu amaçlar
hem ileriye hem de geriye dönüktür. Ülkemizde olduğu gibi;
değerlendirme, kendi içinde bir son gibi, bir "uç" olay
gibi görünür. Aslında değerlendirme; öğrenciler, öğretmenler, öğretim
materyalleri ve değerlendirme araçları arasında sürekli bir etkileşimi ihtiva eden dinamik bir
olaydır. Bu etkileşim, Şekil 1’de görüldüğü gibi şematize edilebilir.
Şekil 1. Şekil 1’de görülen modele
göre; değerlendirmenin başlıca hedefi öğrencinin öğrenmesini geliştirmek
olmalıdır. Geri itilim, o andaki öğrenme için hızlı düzeltici bir hareket ve
gelecekteki alternatif yaklaşımlar için düşünce ile sonuçlanabilir. Değerlendirme ile ilgili
yapılan çalışmalarda, değerlendirmenin sahip olması gereken birçok özellikler
belirtilmiştir. Mesela Thorp, iyi bir değerlendirmenin aşağıdaki özellikleri
sağlaması gerektiğini savunur (4). *Gelecekteki öğrenme ve
öğretmeyi etkilemeli ve şekillendirmelidir. *Öğrencilerin ne bildiğini,
ne anladığını ve ne yapabileceğini göstermelidir. *Öğrenci gelişimini
ölçmelidir. *Öğrenciler, öğretmenler ve
aileler için geri itilim sağlamalıdır. *Öğrencilere başarmakla
ilgili olumlu bir duygu vermeli ve böylece onları motive etmelidir. Değerlendirmenin bütün bu
olumlu sonuçları sağlaması için çok dikkatli ve özenli yapılması gerekir.
Bilhassa fen bilimleri eğitiminde, değerlendirme aracı olarak kullanılan
soruların çok iyi hazırlanması gerekir. Soruların ve bütün değerlendirme
etkinliklerinin ezbere değil, düşünmeye, yorum yapmaya, akıl yürütmeye ve
yeni bilgiler üretmeye yönelik; öğrencilerin neyi bildiklerini ve neyi
bilmediklerini veya yanlış bildiklerini, bilinmeyen veya yanlış bilinen
bilgilerin sebeplerini tam olarak ortaya çıkaran özelliklere sahip olması
gerekir. Türkiye’de fiziki şartların
yetersizliği (sınıfların kalabalık oluşu, bilgisayar ve bilgisayar
kullanımının yetersizliği gibi) ve öğretmenlerin tam gün çalışmaması
yüzünden, değerlendirmeye gereken önem verilmemekte ve yukarıda bahsedilen
özelliklere sahip olamamaktadır. Değerlendirme aracı olarak kullanılan
sorular, ya bütün öğretilenleri ölçemeyen klasik olarak; ya da öğrencinin
neyi bilip neyi bilmediğini tam olarak ölçemeyen, biraz da şansa bağlı bir
sonuç veren, çok fazla sayıda sorudan meydana gelen, test şeklinde
hazırlanmaktadır. Sonuçların teferruatlı kaydı, daha önceki sonuçlarla
karşılaştırılması ve ona göre hataların veya eksikliklerin giderilmesi yoluna
asla gidilmemektedir. Halbuki eğitim seviyesi yüksek, gelişmiş ülkelerde
durum böyle değildir. Mesela İngiltere’de, fen bilimleri öğretmenleri sık sık
ve az sayıda sorudan (çoğunlukla bir sorudan) oluşan, fakat herhangi bir
konunun kavranıp kavranmadığını, kavranmayan ve yanlış olarak algılanan
bilginin sebebini ortaya çıkaran değerlendirmeler yapar ve bunların
sonuçlarını mutlaka kaydederler (5, 6, 7, 8). Değerlendirme soruları test
şeklinde olsa bile, bu testlerde,
"lütfen neden bu cevabı seçtiğinizi yazınız" gibi ifadeler kullanılarak öğrencilere
açıklamalar yaptırılmaktadır. Böylece öğretmenler, işi şansa bırakmayıp,
herkesin neyi doğru ve neyi neden yanlış bildiğini ortaya çıkarmaktadırlar. Sonuç ve Öneriler Türkiye’de fen bilimlerinde
yapılan değerlendirmelere gereken önem verilmemektedir. Hatta yılların
kazandırdığı önemsememe alışkanlığından
olsa gerek, çok ciddi bir değerlendirme merkezinin yaptığı imtihan
sorularında bile yanlış kavramlar kullanılmaktadır. Mesela; 23 Mayıs 1999
tarihinde yapılan LES sınavında sekizinci sayfada bulunan kırk ikinci soruda,
13 Haziran 1999 tarihinde yapılan T.C. Ziraat Bank. Bankc. Ok. XI. Dön. Seç.
sınavında otuz altıncı sayfada bulunan altmış birinci soruda ve 11 Aralık
1999 tarihinde yapılan Makine ve Kimya En. Kur. İst. Ed. Dai. İş. Ad. Seç.
sınavında sekizinci sayfada bulunan kırkıncı soruda, ağırlığın
birimi kilogram olarak yanlış kullanılmıştır. Yine 23 Mayıs 1999
tarihinde yapılan LES sınavında dokuzuncu sayfadaki kırk altıncı soruda
ve 1 Ağustos 1999 tarihinde yapılan
T.C. Mal. Bak. Mal. Müf. Yar. Hes. Uz. Yar. ve Gen. Müd. St. Kon. Giriş
sınavında sekizinci sayfadaki kırk dokuzuncu soruda kilosu, kilosunu gibi
yanlış terimler kullanılmıştır. Böyle ciddi bir kurumda görev yapan
seçkin öğretmenlerimiz, bu kadar ciddi imtihanlarda, bu tür yanlışlıkları
yapıyorlarsa diğer öğretmenlerimizden, değerlendirme sonuçlarından faydalanıp
öğrencilerin eksikliklerini ve yanlış algılamalarını ortaya çıkarıp
düzeltmelerini bekleyebilir miyiz? Ülkemizde, fen bilimlerinde
yapılan ölçme ve değerlendirmeler, genellikle öğrencilerin ezberleme
kabiliyetleri ile elde ettikleri bilgi ve eğitim seviyelerini ortaya çıkarmak
gayesi ile yapılır. Bunun, öğretmene ve öğrenciye olan katkısı göz ardı
edilir. Halbuki, değerlendirme, öğretmenlere öğretimlerinde önemli bir geri
itilim sağlamalıdır. Bu, öğretim stratejileri ve yaklaşımlarının etkinliği
hakkındaki bilginin bir akışıdır. Birçok öğrencinin belirli bir kavram veya
fikri anlayamadığına dair bir gösterge, öğretmenin yaklaşımını, zamanı ve
belirli konulara verilen vurguyu yeniden düşünmesine yardımcı olmalı. Böylece
öğretmenler öğretilenlerden yarar sağlayarak gelecekteki öğretim
stratejilerini geliştirmelidir. Bunun için Türkiye’de yapılması gerekenlerin bazılarını şu
şekilde sıralayabiliriz. *Fiziki şartlar (sınıf
mevcudu, laboratuar imkanları, araç-gereç ve kaynak materyaller gibi) yeterli
hale getirilerek ve öğretmenler maddi yönden desteklenerek tam gün
çalıştırılmalı. *Öğretmenler, değerlendirme
konusunda doğru bir şekilde bilgilendirilmelidir. Bu yüzden ölçme ve değerlendirme ile ilgili dersler
ve bilgiler mutlaka belirli bir
alana göre anlatılmalı. Bu konudaki gelişmelerin takip edilmesi için,
okullara örnek materyaller (araç-gereç, kitap, dergi, film gibi) sürekli
olarak sağlanmalı. *Değerlendirme
sonuçlarının, değerlendirmeği yapan kişiler (genellikle öğretmenler)
tarafından teferruatlı ve herkesin, her zaman görebileceği bir şekilde
kaydedilmesi sağlanmalı. *Fen bilimleri
öğretmenleri, her öğrenci için değerlendirme sonuçlarını ve öğrenci
gelişimlerini gösteren notlar ve teklifler ihtiva eden, ayrı ayrı defterler
tutmalı. *Okullar, bilgisayar,
fotokopi makinesi, tepegöz, video, slayt makinesi gibi araç ve gereçler
yönünden donatılmalı ve hizmet içi eğitim kursları düzenlenerek, öğretmenlere
bunların etkili bir şekilde kullanımı mutlaka
öğretilmeli. *Okul-aile işbirliği
sağlanarak, öğretmenlerin, öğrencilerin gelişimi hakkındaki izlenimlerinin
ailelere iletilmesi ve onlarla ortak
kararlar alınması sağlanmalıdır. *Objektif bir denetleme ve
değerlendirme mekanizması ile başarılı olan öğretmenler ve okullar tespit
edilerek ilan edilmeli ve bunlar maddi ve manevi olarak mükafatlandırılmalı.
Böylece öğretmenler çalışmaya ve başarılı olmaya teşvik edilip okullar
arasında da rekabet sağlanmalıdır.
(*) Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi
Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Bölümü. (1) Deale, R.N., "Assesment and
testing" in Secondary School Council Examinations Bulletin, 32, 1975,
19-27. (2) Holt, J.The Underachieving School,
London: Pitman. (3) Rowntree, D. Assesing Students: How
Shall We Know Them?, London: Harper and
Row. (4) Thorp, S. (ed.) Race, Equality and
Science Teaching, Hatfield: ASE (useful activity on the "principles of
good assesment"), 1991, 101-2. (5) Driver, R., Guesne, E., Tiberghein, A.,
Children’s Ideas In Science, Buckingham: Open University, 1985. (6) Scott, P., A Constructivist View of
Learning and Teaching In Science, Leeds, University of Leeds, 1987. (7) Osborne, R., Freyberg, P., Learning In
Science, Hong Kong, 1985. (8) Holding, B., Johnston, K. And Scott, P.,
Interactive Teaching In Science: Workshops For Training Courses, Workshop 9:
Diagnostic Teaching In Science Classrooms, CLIS Project, Hatfield:
Association For Science Education, 1990. |
İçindekiler...o
Kâzım
Karabekir Eğitim Fakültesinde “Okul Deneyimi” Uygulaması ve Sonuçlarının
Değerlendirilmesi o
Fizik
Konularının Kavratılmasında Görsel Öğretim Materyallerinin Önemi o
Okul Psikologluğu
ve Okul Psikolojik Danışmanlığı Meslekleri: Karşılaştırmalı Bir Çalışma o
Fen Bilimlerinde
Değerlendirmenin Önemi o
Bazı
Avrupa Ülkelerinde ve Türkiye'de Zorunlu Eğitimde Yönlendirme Çalışmalarının
Değerlendirilmesi o
Türkiye’de
Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi Süreci o
Yirmibirinci
Asrın Başında Balkanlarda Yaşayan Türkçe o
Divan
Şiiri Öğretimi Üzerine o
Lise
Resim Dersi Öğretim Programının Çağdaş Sanatsal Eğitim Bağlamında
Değerlendirilmesi o
İlköğretim
Öğretmeni Adaylarına İlkokuma-Yazma Çalışmaları ile İlgili Pratik Öneriler o
Eşrefzâde
Mehmet Şevketi’nin Medrese Talebelerinin Durumlarına İlişkin Görüşleri ve
Çözüm Önerileri © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
|||
[ yukarı ] |