MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ
   | 
  
   Sayı
  150  | 
  
   Mart,
  Nisan, Mayıs 2001   | 
 
  Yönetici Yetiştirme Sorunu
   | 
  
   Kemal Kayıkçı (*)  | 
 
| 
   Giriş Eğitim örgütlerini amaçlarına ulaştırmak için elde var
  olan insan ve maddî kaynakların en etkili ve en verimli bir şekilde kullanılması
  eğitim yöneticilerinin bir işlevi olarak kabul edilmektedir. Yetişmiş insan
  gücünün ve maddî kaynaklarının kıt olduğu kabul edilen ülkemizde ise eğitim
  yöneticilerinin yetiştirilmesinin daha büyük önem taşıdığı söylenebilir. Bu
  nedenledir ki ülkemizde eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi ve
  yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu
  yönde son zamanlarda atılan adımlar ise olumlu gelişmeler olarak
  değerlendirilebilir.  1887 yılında Amerika'da Woodrow Wilson, insanların
  doğuştan iyi bir yönetici olarak yaratılmadıklarını, yönetim sanatı ve
  ilminin ancak öğrenme yolu ile kazanılacağını öne sürmüştür. Eğitimin her
  alanda önem kazandığı çağımızda, iyi yöneticilik niteliklerini kazanmada,
  kuşkusuz eğitim çok önemlidir (1). Bu bağlamda insan yetiştirme sisteminin
  başarılı olması ise, eğitimin en alt kademesindeki okul yöneticilerinden en
  üst kademeye kadar eğitim yöneticisinin yönetim alanında kuram ve uygulamaya
  yönelik olarak yetiştirilmesine bağlıdır. Bu düşünce ülkemizde de gittikçe
  kabul görmektedir. Örneğin, 30 Nisan 1999 tarih ve 23681 sayılı Resmi
  Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici
  Atama, Değerlendirme, Görevde Yükselme ve Yer Değiştirme Yönetmeliği son
  zamanlarda eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi konusunda atılan önemli bir
  adım olarak nitelendirilebilir.  Bu çalışmada yönetim kavramı, yönetici yetiştirmenin
  anlamı, gereği, yöneticilik mesleği, yönetici yetiştirmenin tarihî gelişimi
  ve yönetici atama ve yetiştirmeye ilişkin Millî Eğitim Bakanlığının yürürlüğe
  koyduğu yönetmelik incelenecek ve yönetici yetiştirme sorunu çeşitli
  boyutlarıyla tartışılacaktır.  Yetiştirme
  Kavramı ve Yönetici Yetiştirme: Amstrong'a göre "Yetiştirme": kişinin işinde
  yapabilecekleri ile yapması gerekenler arasındaki boşluğu dolduran bir
  eylemdir. Daha çok işe yeni giren personeli kapsamakla birlikte temel amacı
  personelin işinde gereken özelliklere ve seviyeye mümkün olduğunca kısa
  sürede ulaşmasını sağlamaktır (2). Eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi
  kısaca, "yönetici adaylarının ve yöneticilerin bilgi, yetenek, tutum ve
  davranışlarını sistemli bir şekilde geliştirerek şimdiki ve gelecekteki
  işlerinde daha başarılı olmalarını sağlamak" anlamını taşımaktadır (3).  Yöneticiliği profesyonel bir meslek olarak kabul eden
  gelişmiş ülkelerde ve özellikle A.B.D. ve Kanada'da Gisberg'in de belirttiği
  gibi; meslek öncesi okul yöneticilerinin yetiştirme programlarının yüzyıla
  yakın bir geçmişi bulunmaktadır. Ülkemizde ise, gerek eğitim yöneticiliğinin
  gerekse eğitim yöneticisi yetiştirmenin istenen düzeye ulaştığı söylenemez.
  Ancak, 23 Eylül 1998 tarih ve 23742 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan ve
  yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları
  Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik ile
  ülkemizde yönetici atama ve yetiştirme konusunda çağdaş bir adım atıldığı
  söylenebilir.  Yönetim
  Bilimi ve Tarihsel Gelişimi Yönetimin tanımı hakkında literatürde farklı tanımlara
  rastlanmaktadır. Tabi ki bu tanımların farklılıkları tanımları yapanların da
  yönetsel felsefelerinin birbirinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır.  Aslında örgüt ve yönetim birlikte var olan iki
  kavramdır. Formal örgüt bir yapı olarak kabul edilirse, yönetim bu yapının
  harekete geçirilmesi sürecidir. Belli amaçları gerçekleştirmek üzere
  oluşturulan formal bir örütün amaçları, örgütteki insan ve maddî kaynakların
  amaçlar doğrultusunda yönlendirilmesi, denetlenmesi ve değerlendirilmesi gibi
  eylemlerle gerçekleştirilir. Bu eylemler bütününe yönetim denir (4). Görülmektedir
  ki yönlendirme, denetleme ve değerlendirme çalışmaları yönetimin işlevleri
  arasındadır. Ülkemizde ise özellikle ilköğretim kurumlarında ilköğretim
  müfettişleri, orta öğretim kurumlarında ise bakanlık müfettişleri bu sayılan
  yönetsel işlevlerin yerine getirilmesinde yer almaktadırlar.  Waldo, Gulick, Pfifner ve Presthus gibi yazarlar ise,
  örgütün amacını vurgulayarak, yönetimi, örgüt amaçlarının gerçekleştirilmesi
  için insan ve madde kaynaklarının etkili bir biçimde eşgüdümlenerek işlerin
  yapılmasını sağlamak olarak görürler. Bu yazarlara göre grup çabası ve
  eşgüdüm yönetimin can damarıdır (5).  Yönetimin
  Tarihsel Gelişimi: I. Bilimsel Çalışmalar Öncesi Dönem: Eski Mısır'da
  piramitlerin bir esir ordusunun yardımıyla yapılması, büyük bir eşgüdüm eseri
  ortaya çıkarılmıştır. Piramitlerin taşları millerce uzaktaki Aşağı Nil
  dolaylarındaki taş ocaklarından çıkarılmış ve orada parçalanarak
  şekillendirilmiştir. Bu büyük eserin sahibi olan Mısırlıların, yönetimin bazı
  ilkelerini bildikleri kuşkusuzdur. Eski Babil'de Hamurabi Kanunları yönetsel
  düşünceye ilişkin birçok izleri yansıtır.  II. Yönetimde Klâsik Kuramcılar Dönemi: Bilimsel
  Yönetim ve Taylor: Klâsik akım içerisinde Friedric W. Taylor'un 1895 yılında
  yayınladığı "Parça Başı Sistemi" makalesi Yönetim bilimine önemli
  katkılar sağlamıştır. Taylor 1911'de "Bilimsel Yönetim İlkeleri"
  adlı kitabını yayınladı. 1924'te yapılan Uluslar Arası Yönetim Kongresiyle
  Bilimsel Yönetim uluslar arası bir nitelik kazanmıştır. Fransa'da yayınlanan
  "Genel ve Endüstriyel Yönetim" adlı eseriyle Hengi Fayol bu akımın
  Amerika dışındaki öncülerinden biriydi.  Yönetim Kuramı temsilcilerinden birisi de yönetim
  süreçlerini bir bütün olarak düşünen ve bunları POSDCoRB olarak formüle eden
  Luter Gulick'tir. Bu yazara göre yönetim süreçleri; plânlama, örgütleme,
  personel alma, yöneltme, eşgüdümleme, rapor etme ve bütçeleme şeklinde
  sıralanmaktadır.  Yönetim kuramında yer alan bir başka kuramcı da Lyndall
  Urwick'tir. Urwick'e göre tepeden tabana açık ve net bir otorite çizgisi
  olmalıdır. Bu durum bilinmeli ve tanınmalıdır. Her konumun görevleri, yetki
  ve sorumlulukları ve diğer konumlarla ilişkileri yazılı olarak tanımlanmalı
  ve ilgili herkese bildirilmelidir. Yetki sorumluluk denkliği uygulanmalıdır.
  Denetim alanı beş kişiyi aşmamalı, en fazla altı olmalıdır. Çünkü yönetici
  sadece astları değil aynı zamanda onlar arasındaki karşılıklı ilişkileri de
  denetlemek zorundadır (6). 1864-1920 yılları arasında yetişmiş olan Alman
  toplum bilimcisi Max Weber "Protestan ahlâkı ve Kapitalizmin esprisi
  adlı eserinde "Bürokrasi" konusunda ortaya attığı görüşlerle örgüt
  ve yönetim konusunda, alana önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle 1950'den
  sonra Amerika'da keşfedilmesiyle birlikte Weber'in ünü yayılmıştır (7).  III. Neo Klâsik Kuramcılar Dönemi: 1920'li yıllarda
  bilimsel ve genel yönetim kuramlarının varsayımlarını denemek üzere ABD'de
  Chicago kenti yakınlarındaki Hawthorne kasabasında yerleşik bulunan Western
  eleştrik şirketinde yapılan ve uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda
  oluşmuştur. Elton Mayo'nun yürüttüğü bu araştırmaların en önemli sonucu,
  insan, doğal grup ve doğal liderleri ile insan ilişkilerinin öneminin
  yönetsel anlayışta önem kazanmasıdır.  IV. Çağdaş Yönetim Kuramcılar Dönemi (Sistem
  Yaklaşımcıları): Klâsik ve Neoklâsik örgüt kuramcılarının üzerinde
  durmadıkları bir nokta "Sistem Yaklaşımında" vurgulanmaktadır. Bu
  nokta, formal bir örgütün kuramsal boyutu ile insan boyutu arasındaki
  uyuşmazlıktır. Barnard 1938 yılında yayınladığı "yöneticinin
  İşlevleri" adlı eserinde örgüt ve yönetimin ilk çağcıl ve kapsamlı
  açıklamalarını yapmıştır. Barnard, örgütü bireylerin gereksinimlerini
  karşılamayı amaçlayan, iş birliğine dayalı etkileşimlerden oluşan dinamik bir
  toplumsal sistem olarak tanımlamıştır (8).  Eğitim
  Yöneticisi Yetiştirme Gereksinimi Eğitim alanı, kalkınma açısından kamu yönetimi içinde
  en etkili bir alandır. Eğitim sisteminin ürünleri öteki alanları da
  etkilemektedir. Bu nedenle merkez ve taşra yöneticileriyle okul müdürlerini ve
  eğitimsel eylemleri değerlendirerek eğitimin gelişmesine katkıda bulunması
  beklenen müfettişlerin görevlerinde başarılı olabilmeleri için yöneticilik
  eğitiminden geçirilmeleri zorunludur (9).  Kayıkçı'nın İstanbul'daki genel liselerde yaptığı bir
  araştırmada, genel listelerde görev yapmakta olan 102 okul yöneticisinden
  sadece 19'unun yönetim ile ilgili herhangi bir kursa katıldıkları ortaya
  çıkmıştır (10). 102 yöneticiden 83'ü yönetime ilişkin herhangi bir kurs
  görmemiştir ki bu sayı yaklaşık yöneticilerin beşte dördüdür. Kaya'nın (11)
  belirttiğine göre, Bilgen'in 1975 yılında yaptığı araştırma bulguları,
  Kayıkçı'nın araştırma bulgularını desteklemektedir.  Yönetimin bilim, yöneticiliğin profesyonel bir meslek
  olarak kabul edilmemesinin, yöneticilerin yönetsel etkililiğini azalttığı
  gibi, yönetici başarısını raslantısal hâle getirdiği söylenebilir.  Yukarıda kısaca sözü edilen yönetim kuramlarını bilen
  profesyonel bir yönetici diğerlerine göre şu avantajlara sahiptir.  1. Yönetimin tarihsel gelişimini bilerek daha bilinçli
  bir yönetsel politika izler.  2. Yönetici, değişik yönetsel davranış ve kuramı
  inceleyerek kendisi için en uygun olanını seçme fırsatını yakalar. Örneğin,
  Weber'in "en etkin örgüt ve yönetim şekli" olarak tanıttığı (12)
  bürokrasinin, gerçekte bu günkü anlamda ülkemizde görüldüğü gibi sadece
  patolojilerle var olmadığını öğrenir. Bürokrasiyi okuyan bir yönetici
  bürokrasinin olumsuz yönlerini azaltmanın ve olumlu yönlerinden faydalanmanın
  yollarını bulur ve uygulamaya çalışır. Bundan yoksun olan bir yönetici
  bürokrasiye ayak uydurarak yönetsel etkililiklerini kaybetmektedirler.  3. Hangi yönetsel davranışın hangi sonuçlara neden
  olduğunu tekrar denemesine ve zaman harcamasına gerek kalmadan veya kurumu
  deneme tahtası hâline getirmeden ve daha fazla enerji harcamadan bilir ve ona
  göre yönetsel stratejiler geliştirir. Motivasyon ilkelerini bilen bir
  yönetici, işgörenlerini tanır ve onların ihtiyaç beklenti ve yeteneklerine
  göre bir iş kolunda çalışmalarını sağlarlar, işgörenlerin amaçları ile işin
  amaçlarını birleştirmeye çalışır, amaçların gerçekleştirilebilir olmasına
  dikkat edilir, ödül ile performans arasında bir ilişki kurulmaya çalışılır
  (13).  Gregor'a göre Y kuramına inanan yöneticiler, insanların
  tembel ve beceriksiz olduklarına ilişkin her hangi bir işaretin, örgütlerle
  ilgili deneyimlerin bir sonucu olduğunu bilerek bu kişilerin gizil güçlerini
  ortaya çıkaracak ortamı yaratırlarsa, çalışmak, işgörenlere oyun ya da
  dinlenmek kadar doğal görünecek, uğrunda çalıştıkları amaçlar doğrultusunda
  kendilerini yönlendirecek ve öz denetim uygulayacaklardır. Yöneticilerin rolü
  insanların gizil güçlerinin ortaya çıkabileceği bir ortam ve çevre
  sağlamaktır (14).  4. Yönetim alanında kendini geliştiren yönetici yönetim
  bilimi literatürünü daha kolay takip eder, ondan yararlanır ve ona katkı
  yapmayı da öğrenir.  Eğitim
  Yöneticisinin Sahip Olması Gereken Beceriler:  Eğitim örgütlerinde çalışanların morali, iş doyumu,
  stres, çatışma ve örgüt iklimi yöneticilerin insan ilişkileri alanındaki
  bilgi, beceri, tutum ve davranışlarından etkilenir. Yönetim, artan bilgi
  birikimine bağlı olarak sanat yanı, yani kişinin kişisel yeteneklerin bağlı
  yanı giderek küçülen bir bilimdir (15). Yöneticilerin sahip olmaları gereken
  becerileri; teknik beceriler, insansal beceriler, kavramsal beceriler olarak
  sınıflandırılır.  Teknik Beceriler: Bir teknik yeterliliğin sağlanması,
  çoğu kez bir başka teknik yeterliliğin kazanılmış olmasına bağlıdır. Aynı
  şekilde bir ilişki, teknik yeterliklerle, insancıl ve karar yeterlikleri
  arasında da görülebilir. Kendinden beklenenleri ve eleştiri yapabilme,
  bireyin ve durumun özelliklerine göre iletişim kurma, yakınmaları
  yönetebilme, durumu çok yönlü olarak görebilme sorunu olabildiğince çabuk ele
  alma konusundaki yeterlilikler iletişime ilişkin teknik yeterliliklere
  bağlıdır (16).  İnsansal Beceriler: Öğretmenler, okul müdürünü, örgütün
  biçimsel yönüne ve yönetmeliklere ağırlık veren, öğretmenlerinin gereksinim
  ve sorunlarını göz önüne almayan özerklik ve yeteneklerini kabul etmeyen biri
  olarak algıladıklarında, en az düzeyin ötesinde çaba göstermeyecekleri,
  göreve, yöneticilere, diğer çalışanlara karşı olumsuz tutum içine girecekleri
  ve duyumsuzluk gösterecekleri düşünülebilir (17). Bu durum, yöneticinin insan
  ilişkileri açısından sahip olduğu bilgi, beceri, davranış ve tutumun örgütsel
  çalışmaları ve çalışanları nasıl etkilediğini ortaya koymak açısından
  önemlidir.  Kavramsal Beceriler: Okul yöneticisinin okulu bulunduğu
  toplum içinde, eğitim sistemi içerisinde ve evrensel ölçüler içerisinde görebilme;
  okulu bütünleyen tüm parçaları karşılıklı etkileşim içerisinde görebilme,
  eğitim alanındaki kuramsal gelişmeleri izleyebilme, kavrayabilme ve
  karşılaştığı örgün eğitim durumlarını bu kuramsal ve kavramsal bakış açısı
  ile değerlendirebilme yeteneğidir. Bu yetenek başta yönetim kuramı, örgüt,
  insan davranışı ve eğitim felsefesi olmak üzere eğitim alanına kuramsal bakış
  yeteneği kazandıracak bilim dallarının bilgi birikimine sahip olmayı
  gerektirir (18).  Okul yöneticisinin karar süreci bakımından yapacağı ilk
  girişim, okul yönetimini etkileyen ögelerin her birini birer karar organı
  olarak görebilmek ve kabul edebilmektir. İkinci olarak karar sürecine katılma
  ilkesinin önemini kavramalı ve bu ilkeyi uygulamalıdır (19).  Enderun Mekteplerinden TODAİE'ne Yönetici Yetiştiren
  Kurumlar:  Ülkemizde yönetici yetiştirme çalışmalarının tarihî
  Osmanlı'nın kamu yönetimi anlayışına dayanır. Enderun mektepleri, esas olarak
  Hıristiyan tebaasından alınan yetenekli çocuklar gerçek Müslüman, iyi,
  güvenilir devlet adamı ve asker yapma, sanatkâr ruhlu olanların yeteneklerini
  geliştirme amacı güdüyordu. Gelişimi Fatih ile başlayan Enderun 1909'a kadar
  çalışmalarını sürdürmüştür (20).  Kamu yönetimin hukuk dışında ayrı bir bilim dalı olarak
  incelenmeye başlanması, asıl olarak Birleşmiş Milletlerin yardımıyla kurulan
  TODAİE ile olmuştur (21).  Eğitim Yönetimi Alanında Eğitim Veren Kurumlar ve
  Projeler:  I. Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE)
  Uzmanlık Programı:  II. Merkezî Hükûmet Teşkilâtı Araştırma Projesi (MEHTAP): III. MEB'nın Hizmetiçi Eğitim Çalışmaları: IV. Üniversiteler:  Ülkemizde, yönetici ve denetici yetiştirme misyonunu
  taşıyan Eğitim Yöneticiliği ve Deneticiliği-Plânlaması bölümleri Ankara,
  Gazi, Hacettepe, İnönü, Dokuz Eylül, Çanakkale 18 Mart, Bolu Abant İzzet
  Baysal ve Van 100. Yıl Üniversitesinde lisans kapandığından sadece yüksek
  lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir. Böylece yönetici yetiştirme
  konusunda değişik kaynaklara yönelme sağlanmıştır.  Ülkemizde
  Yönetici Yetiştirmede Çağdaş Bir Anlayışa Doğru 30 Nisan 1999 tarih ve 23681 sayılı Resmî Gazete'de
  yayınlanarak yürürlüğe giren "Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama,
  Değerlendirme, Görevde Yükselme ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" Türk
  eğitim tarihinde eğitim yöneticilerinin hizmet öncesi yönetim alanında
  yetiştirilmelerini öngören ilk yönetmelik olarak yerini alacaktır.  Bu yönetmelikte:  a.    Şu
  ilkeler benimsenmiştir (Madde 5):      1.
  Kurumsal etkinlik ve verimlilik ile personele yöneticilik bilgi formasyonu, göreve
  bağlılık iş doyumu ve yüksek moral sağlamak,      2.
  Atama, yükselme ve yer değiştirmelerde görev tanımına uygunluk, kariyer,
  liyakat, sicil, meslek içi eğitim ve kıdemi gözetmek,      3.
  Yöneticilikte kariyer imkânı sağlamak ve geliştirmek,      4.
  Görev öncesi hazırlık eğitimi vermek,      5.
  Yöneticilerin iş başarım düzeylerinin (performanslarının) ölçülmesini
  sağlamak,      6.
  Değerlendirmeyi tarafsızlık, güvenirlik, geçerlik ve açıklık ilkelerine göre
  yapmak,  b. Yöneticilere kendi kariyer alanlarında hizmet bölgesi,
  il-ilçe sınıfı hizmeti ile yeteneklerini geliştirme ve yeni beceriler edinme
  yolu ile yeni bir kariyer geliştirme imkân ve fırsatı vermek amacıyla yönetim
  görevlerinde denkliği belirleyen "Eş Değer Görev" uygulaması
  getirilmiştir (Madde: 4). c. Bu uygulama ile Millî Eğitim Bakanlığında her
  düzeydeki yönetsel kademeler belirlenerek görevler arasındaki hiyerarşi
  açıkça ortaya konarak görevlerin denklik, ast ve üst ilişkileri daha net hâle
  getirilmiştir (Madde: 6). d. Bu yönetmelik ile yönetici adaylarına ilk defa
  "Değerlendirme Sınavı" ve "Seçme Sınavı" uygulanarak
  (Madde: 3), yöneticilerin daha güvenilir ve geçerli kıstaslara göre
  değerlendirilmesi, seçilmesi ve yükseltilmesi hedeflenmiştir.  e. Yönetmelikte, ilk defa yöneticiler, bulundukları
  kademede belli süreler görev yapan ve de kendilerini geliştirmeleri ölçüsünde
  yükselme olanağına sahip oldular. Böylece çalışanlar için kıdem yerine daha
  çağdaş bir değerlendirme ölçütü olan "Performans" ön plâna
  alınmıştır.  f. Yönetmelik ile her yöneticinin her yönetsel
  kademelerde "yönetim görevinde geçirilecek en az hizmet süresi"
  (Madde: 11) konmuştur. Böylece haksız ve düzensiz kademe atlama veya kademe
  indirimi önlenecektir. Örneğin; öğretmen iken birden millî eğitim müdürü veya
  üst düzey yönetici olarak atanmak veya tersine yönetici iken birden
  öğretmenliğe dönmek gibi yönetsel istikrarsızlıkların yolu kapanmaktadır. Bu
  durum yöneticinin daha rahat ve güvenli bir ortamda görev yapmasını
  sağlayabilir. Başkalarına olan kişisel bağımlılığını da azaltabilir.  g. Bu yönerge ile liyakat ilkesi daha net bir şekilde
  uygulama olanağına kavuşmuştur. Devlet Memurları Kanunu'nun temel ilkeler
  başlığını taşıyan 3. maddesinin C fıkrası olan "LİYAKAT" şöyle
  tanımlanmaktadır: "Devlet kamu hizmetlerine girmeyi, sınıflar içerisinde
  ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine
  dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında devlet memurlarını
  güvenliğe sahip kılmaktır." Sonuç Gerek dünyada yönetim biliminin sağladığı gelişmeler,
  gerekse eğitim yönetimi alanındaki bilimsel çalışmaların ülkemizde
  kurumsallaşması son zamanlarda Millî Eğitim Bakanlığı'nı "Yönetici
  Yetiştirme" konusunda harekete geçirmiştir. Bu hareket en son 30 Nisan
  1999 tarih ve 23681 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren
  "Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama, Değerlendirme, Görevde Yükselme
  ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin yayımlanmasıyla sonuçlanmıştır (22).  Bu yönetmelik, ülkemizde eğitim yöneticiliğinin bir
  bilim ve yöneticiliğin öğretmenlikten ayrı profesyonel bir meslek hâline
  gelmesi için atılan ilk ve çok önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.     
 (*)
  İlköğretim Müfettişi. (1)
  Tortop, Nuri. Personel Yönetimi. Ankara:
  Yargı Yayınları, 1999.  (2)
  Deniz, (Döşoğlu) Nevin. Global Eğitim.
  İstanbul: Türkmen Kitabevi, 1999.  (3)
  Kaya, Y. Kemal. Eğitim Yönetimi, Kuram
  ve Türkiye'deki Uygulama. Ankara: Bilim Yayınları, 1993.  (4)
  Aydın, Mustafa. Eğitim Yönetimi. Ankara:
  Hatiboğlu Yayınevi, 1992.  (5) a.g.e., Kaya. (6) a.g.e., Aydın. (7)
  Eryılmaz, Bilal. Bürokrasi. İzmir:
  Anadolu Matbaası, 1993.  (8) a.g.e., Aydın. (9) a.g.e., Aydın. (10)
  Kayıkçı, Kemal. "Genel Liselerde
  Yönetici-Öğretmen İletişimi Engellerine İlişkin Yöneticilerle Öğretmenlerin
  Algı ve Beklentileri (İstanbul İli Örneği)." İzmir: D.E.Ü.
  Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 1997.  (11) a.g.e., Aydın.  (12)a.g.e., Aydın.  (13)
  Robbins, Stephan. Örgütsel Davranışın
  Temelleri. (Çev. A. Öztürk) Eskişehir ETAM A.Ş. 1994.  (14)
  Davis, Keith. İşletmelerde İnsan
  Davranışı, (Çev: K. Tosun ve ark.) İstanbul İşl Fak. Yayını, 1988.  (15)
  Açıkgöz, Kemal. Eğitimde Etkili
  Yönetici Davranışları. İzmir: Kanyılmaz Matbaası, 1994.  (16)
  Başar, Hüseyin. Eğitim Denetçisi:
  Rolleri, Yeterlikleri, Seçilmesi, Yetiştirilmesi. Ankara: Pegem Yayını,
  1993.  (17)
  Kabadayı, Reşide. "Okul Müdürlerinin
  Liderlik Davranışları ve Öğretmenlerin Güdülenmesi" Ankara: H.Ü.
  Basılmamış Doktora Tezi, 1982.  (18) a.g.e., Açıkgöz. (19)
  Bursalıoğlu, Ziya. Okul Yönetiminde
  Yeni Yapı ve Davranış. Ankara: Pegem Yayını, 1991. (20)
  Akyüz, Yahya. Türk Eğitim Tarihi. Ankara:
  A.Ü. Basımevi, 1989.  (21)
  Ergun, Turgay. Kamu Yöneticilerinin
  Yetiştirilmesi. Ankara, TODAİE Yayını, 1988.  (22)
  Bakanlar Kurulu, "M.E.B. Yönetici Atama, Değerlendirme, Görevde Yükselme
  ve Yer Değiştirme Yönetmeliği", Resmî
  Gazete, 23681 (30 Nisan 1999) s. 11-50.  M.E.B.,
  "M.E.B. Yönetici Atama, Değerlendirme, Görevde Yükselme ve Yer
  Değiştirme Yönetmeliği", Tebliğler
  Dergisi, 2504 (Eylül 1999), s. 507-552.   | 
  
  İçindekiler...
  o       
  Küreselleşme ve Milli
  Duyarlılıklar o       
  Öğretmenlerin Sahip
  Olmaları Gereken Davranış Olarak Sosyal Beceri o       
  Öğretmen Yetiştirmenin
  Uluslararası Boyutu (UNESCO 45. Uluslararası Eğitim Kongresi) o       
  Avrupa, Amerika Birleşik
  Devletleri, Çin ve Türkiye’de Beden Eğitimi ve Sporun Gelişimi o       
  Türkiye’de Spor
  Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü o       
  İş Birliğine Dayalı Öğrenme:
  Etkili Ancak İhmal Edilen ya da Yanlış Kullanılan Bir Metot o       
  Okul Alanlarının
  Bedelsiz Olarak Kamuya Kazandırılması o       
  Hizmet İçi Eğitim
  Programlarının Değerlendirilmesi o       
  Üniversite
  Öğrencilerinin İnternet Kullanım Düzeyleri ve Beklentilerinin
  Değerlendirilmesi o       
  Avrupa Birliği Eğitim
  Programları “Leonardo da Vinci Programı” © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı   | 
 
| 
   [ yukarı ]  |