MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
150 |
Mart,
Nisan, Mayıs 2001 |
Hizmet İçi Eğitim Programlarının Değerlendirilmesi
|
Doç. Dr. Halil İbrahim Yalın (*) |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
“Son otuz yılda önceki 5,000
yılda üretilenden daha fazla bilgi üretilmiştir. Dünyada her gün yaklaşık
1,000 kitap yayınlanmakta, mevcut yazılı bilgiler
toplamı her sekiz yılda ikiye katlanmaktadır.” Peter Large Mevcut bilgi birikiminin katlanarak arttığı günümüzde, bireylerin,
bilgi ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak toplumun kültürel, sosyal ve
ekonomik yapısında meydana gelen değişme ve gelişmelere uyum sağlayabilmeleri
ancak, yaşam boyu eğitim görmeleri ile mümkündür. Yaşam boyu eğitimin bir gereği olarak hizmetiçi eğitim,
çalışanlara mesleklerinde daha başarılı, üretici ve mutlu olmasını sağlayacak
bilgi, beceri ve tutumlar kazandırmayı amaçlamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra
teşkilatlarında büyük çoğunluğu öğretmen olmak üzere 500.000’den fazla
personel görev yapmaktadır. Ülkemizde her yıl yüz bin dolayında bakanlık
personeli hizmetiçi eğitimden geçirilmektedir. Bu durum, yürütülmekte olan
hizmetiçi eğitim faaliyetlerinin en azından nicelik açısından yeterli
olmadığını ortaya koymaktadır. Hizmetiçi eğitim, personelin hizmetiçi eğitim
ihtiyaçlarını belirleme, bu ihtiyaçlara uygun programlar geliştirme, bu
programları planlama, uygulama ve değerlendirme gibi kapsamlı bir çalışmayı
içermektedir. Eğitim programlarının değerlendirilmesi iki amaç için yapılır:
Programın etkililiğini belirlemek ve programın daha etkili hale
getirilebilmesine yönelik öneriler geliştirmek için gerekli verileri elde
etmek. Milli Eğitim Bakanlığı, Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından
yürütülmekte olan hizmetiçi eğitim etkinliklerinin etkililiği konusunda
yapılan araştırmalarda, uygulanan hizmetiçi eğitim programlarının yeterli ve
etkili olmadığı (1, 2); hizmetiçi eğitim etkinliklerinin planlanmasında
eğitim ihtiyacı belirleme çalışmalarının hiç yapılmadığı ya da yapılan
çalışmaların ihtiyaç belirleme sürecinde kullanılan bilimsel yöntemlere
dayandırılmadığı tespit edilmiştir (3, 4, 5). Ancak, son yıllarda hizmetiçi
eğitim programlarının etkililiği konusunda bir çalışmanın yapılmamış olması,
bu konuda bir araştırma yapılmasını gerektirmiştir. Bu çalışmanın amacı, Milli Eğitim Bakanlığı
personelinin mesleki bilgi, beceri, tutum ve başarısını geliştirmek ya da bir
üst göreve hazırlamak amacıyla Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanlığı’nca
düzenlenen hizmetiçi eğitim programlarının etkililiğini belirlemek ve bu
konuda geliştirici önerilerde bulunmaktır. Bu araştırmanın evrenini, M.E.B. Hizmetiçi Eğitim
Dairesi Başkanlığının açtığı programlara katılan öğretmen ve yöneticiler
oluşturmaktadır. M.E.B. Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanlığının 1997 yılında
açtığı yaklaşık 500 program arasından tesadüfi örneklem yoluyla seçilen 15
programa katılan toplam 493 personel örnekleme alınmıştır. Bu çalışmada, hizmetiçi eğitim programlarının
etkililiğine yönelik veriler, bir anketle toplanmıştır. Ankette,
kursiyerlerden katıldıkları programın öğretme-öğrenme süreci ve
organizasyonuna ilişkin görüşlerini isteyen toplam 31 madde yer almıştır.
Araştırmaya katılanlardan, her bir maddeyi beş dereceli bir ölçekte (1 =
kesinlikle hayır, 2 = çok az, 3 = kısmen, 4 = oldukça ve 5 = kesinlikle evet)
değerlendirmeleri istenmiştir. Ankette ayrıca, kursiyerlerden katıldıkları
programın genel kalitesini verilen beş seçenekten (zayıf, vasat, orta, iyi,
çok iyi) birini işaretleyerek değerlendirmeleri; genel olarak programın üstün
ve zayıf yanlarını belirtmeleri ve programın iyileştirilmesi için varsa
önerilerini yazmaları istenmiştir. Bulgular
ve Yorumlar 1.
Kursiyerlerle İlgili Kişisel Bilgiler Kursiyerlere ilişkin mesleki bilgilerin frekans ve
yüzde dağılımları Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1’e göre, örneklemi oluşturan
kursiyerlerin % 46.5’i öğretmen; % 27’si okul yöneticisi, % 9.1’i müfettiş, %
7.9’u milli eğitim müdür ya da yardımcısı ve % 4.3’ü de şube müdürü olarak
görev yapmaktadır. Tablo 1:KursiyerlerinGörevlerine Göre Dağılımı
2.
Kursiyerlerin Hizmetiçi Eğitim Programlarının Etkililiği Konusundaki
Görüşleri Kursiyerlerin hizmetiçi eğitim programlarının
etkililiğine ilişkin görüşleri üç grupta toplanarak incelenmiştir. Bunlar: Öğretme-öğrenme
süreçleri, program organizasyonu ile genel görüş ve öneriler. A.
Öğretme-Öğrenme Süreçleri 1.
Amaçlar: Hizmetiçi eğitimin amacı, bireylere
mesleklerinde daha başarılı olmalarını sağlayacak gerekli bilgi, beceri ve
tutumlar kazandırmaktır. Hizmetiçi eğitimin başarısı, program amaçlarının
programa katılanların eğitim ihtiyaçlarına yönelik ve bu amaçların bireylere
en etkili yöntem ve araçlarla kazandırılmasına bağlıdır. Diğer yandan,
program amaçlarının program başlangıcında ilgili programa katılanlar
tarafından açıklıkla bilinmesi gerekmektedir. Bu, katılımcıların öğretim
sonunda neleri, niçin kazanmış olacaklarını bilmeleri, derslere motive
olmaları ve katıldıkları programı ona göre değerlendirmeleri açısından
oldukça önemlidir. Tablo 2, örnekleme giren personelin katıldıkları
programın amaçları ve bu amaçlarla eğitim ihtiyaçları ve öğretim faaliyetleri
arasındaki tutarlılığa yönelik görüşlerini vermektedir. Tablo 2:
Amaçlar, Eğitim İhtiyaçları ve Öğretim Faaliyetleri Arasındaki Tutarlılığa İlişkin
Görüşler
Tablo 3’teki veriler analiz edildiğinde, kursiyerlerin
yarısından fazlası (% 54.6) program başında program amaçlarının kendilerine
yeterli düzeyde (oldukça ve kesinlikle evet) iletildiğini; % 33.8’i
kısmen ya da çok az iletildiğini; % 11.7’si ise, program amaçlarından
kesinlikle haberdar edilmediklerini belirtmişlerdir. Tablo 3: Öğretim Yöntem ve Tekniklerine İlişkin Görüşler
Program amaçlarının eğitim ihtiyaçlarına yönelik olup olmadığı
sorulduğunda, kursiyerlerin 67.6’sı “çoğunlukla” ve “kesinlikle evet”
cevaplarını vermişlerdir. Kursiyerlerin
dörtte birinden az fazlası (% 28) katıldıkları programın eğitim
ihtiyaçlarına “çok az” ya da “kısmen” yönelik, % 4.3’ü ise, programla eğitim
ihtiyaçları arasında hiçbir ilişkinin olmadığını belirtmişlerdir. Kursiyerlerin “Program amaçları eğitim ihtiyaçlarınıza
yönelik miydi?” sorusuna verdikleri cevaplar ile benzer başka bir anket
sorusuna “Program konuları ihtiyaç duyduğunuz kapsamda işlendi mi?”
verdikleri cevaplar arasında oldukça yüksek bir tutarlılık gözlenmektedir.
Benzer şekilde, kursiyerlerin % 65.2’si program konularının genellikle
(oldukça, kesinlikle evet) ihtiyaç duydukları kapsamda işlendiğini
belirtirken; % 30.1’i konuların kısmen ya da çok az ihtiyaç duydukları
kapsamda işlendiğini belirtmişlerdir. Konuların ihtiyaç duydukları kapsamda
işlenmediğini söyleyenlerin yüzdesi ise sadece 4.6’dır. Program amaç ve konuları ile eğitim ihtiyaçları arasındaki
ilişkiyi değerlendiren maddelerden elde edilen sonuçlar, aslında,
kursiyerlerin programlara katılma biçimleri ile izah edilebilir. Hizmetiçi
eğitim programları Bakanlığa bağlı birimlerin tekliflerine bağlı olarak
açılmaktadır. Açılan programlara katılan kursiyerler, genelde programı öneren
birimler tarafından programa başvuranlar arasından seçilmektedir.
Dolayısıyla, açılan programlar ne kadar yararlı ve gerekli olursa olsun,
programa katılanların eğitim ihtiyaçları önceden saptanmadığından, program
amaç ve içeriklerinin programa katılanların tam olarak eğitim ihtiyaçlarına
yönelik olmaması da normaldir. Ancak, kursiyerlerin eğitim ihtiyaçlarını gidermek
amacıyla düzenlenen ve yürütülen hizmetiçi eğitim etkinliklerinin gerçekten
bu ihtiyaçlarla tutarlı olarak yürütülüp yürütülmediğinin program sırasında
belirlenmesi ve buna dayalı olarak gerekli düzenlemelerin yapılması ayrıca
önem taşımaktadır. Halbuki, kursiyerlerin % 20.6’sı program sırasında
kazandırılan bilgi ve becerilerin eğitim ihtiyaçları ile tutarlı olup
olmadığının kendilerine kesinlikle sorulmadığını; % 14.3’ü ise çok az
sorulduğunu belirtmişlerdir. Bu konudaki görüşlerinin kısmen ya da yeterince
sorulduğunu belirtenlerin % 11.1’i, bu görüşlerinin kesinlikle dikkate
alınmadığını; % 8.8’i ise, çok az dikkate alındığını belirtmişlerdir. Öğretim faaliyetleri ile program amaçları arasındaki
tutarlılık incelendiğinde, kursiyerlerin % 34.8’i kesinlikle; % 33.5’i
oldukça; % 16.6’sı kısmen; % 7.8’i de çok az tutarlı olduğunu söylemişlerdir.
Öğretim faaliyetleri ile program amaçları arasında kesinlikle tutarlılık
olmadığını belirtenlerin yüzdesi ise 7.3’tür. 2.
Yöntemler: Tablo 3,
kursiyerlerin derslerde kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerini
katıldıkları program ve konuların amaçlarına ne ölçüde uygun bulduklarını
göstermektedir. Tabloya göre, kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerini
program ve konuların amaçlarına “oldukça” ve “kesinlikle” uygun bulanların
yüzdesi 67, “çok az” ve “kısmen” uygun bulanların yüzdesi ise 28.4’tür.
Kursiyerlerin çok azı ( % 4.6) ise, kullanılan öğretim yöntem ve
tekniklerinin program ve konuların amaçlarına kesinlikle uygun olmadığını
belirtmişlerdir. Ankette ayrıca, kullanılan öğretim yöntem ve
tekniklerini kesinlikle yetersiz bulanlar ile çok az ve kısmen yeterli
bulanların, bu yöndeki görüşlerinin nedenlerini belirtmeleri istenmiştir.
Kursiyerler derslerde öğretim elemanlarının genellikle düz anlatım, zaman
zaman da soru-cevap yöntemlerini kullandıklarını, bu nedenle kendilerinin
derslere fazla katılamadıklarını belirtmişlerdir. Kursiyerlerden bazıları
ise, sınıfların kalabalık olması ve gerekli araç-gereçlerin olmamasından
dolayı, öğretim elemanlarının düz anlatım gibi klasik yöntemleri kullanmak
zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir. Kursiyerler, kendilerinin derste
etkin olarak rol alabilecekleri grup çalışmaları, uygulama faaliyetleri,
tartışma türü etkinlikler ile konuların araç-gereçler kullanılarak daha
zengin ve zevkli hale getirilmeleri gerektiğini belirtmişlerdir. 3.
Öğretim araç-gereçleri: Tablo 4, kursiyerlerin
programın etkililiğini artırmaya yönelik konu ve amaçlara uygun araç-gereç
kullanılıp kullanılmadığı ve kendilerine konularla ilgili yazılı
materyallerin sağlanıp sağlanmadığına ilişkin görüşlerini göstermektedir. Tablo 4: Araç-Gereçlere Yönelik Görüşler
Tablo 4’te görüldüğü gibi, kursiyerlerin yaklaşık beşte
ikisi (% 38.3) kesinlikle konu ve amaçlara uygun araç-gereç kullanılmadığını
belirtirken, % 39.1’i yeterli düzeyde (“oldukça” ve “kesinlikle”) ve % 22.5’i
de “çok az” ve “kısmen” konu ve amaçlara uygun araç-gereç kullanıldığını
belirtmiştir. Diğer taraftan, kursiyerlerin % 87.1’i kendilerine
konularla ilgili yazılı materyal sağlandığını belirtirken, bu kursiyerlerin %
34.8’i sağlanan materyalleri çok az ya da kısmen yeterli bulmuşlardır.
Sağlanan materyallerin tasarım, anlaşılırlık ve veriliş zamanının uygun olup
olmadığı sorulduğunda, kursiyerlerin büyük bir çoğunluğu (% 84.4) “kısmen”, “oldukça” ya da
“kesinlikle evet” şeklinde cevap vermişlerdir. 4.
Paylaşma fırsatı: Kursiyerlerin program öncesinde sahip oldukları
ve program sırasında kazandıkları bilgi ve tecrübelerini birbirleri ile
paylaştıkları ve program sırasında birbirine yardım ettikleri uygulamaları
içeren hizmetiçi eğitim amaçlarının gerçekleşme ihtimali aksi duruma göre daha
fazladır(6). Tablo 5, kursiyerlerin kendilerine önceden sahip oldukları ya da
program sırasında kazandıkları bilgi ve becerileri diğer katılımcılarla
paylaşma fırsatı verilme durumunu göstermektedir. Tablo 5: Bilgi ve Tecrübelerin Paylaşımına Yönelik Görüşler
Tablo 5’de de görüldüğü gibi, kursiyerlerin % 92.1’i
kendilerine program esnasında programdan önce sahip oldukları bilgi ve
tecrübelerini diğer kursiyerlerle tartışma ve paylaşma fırsatı verildiğini
belirtirken, % 36.8’i verilen imkanı yetersiz bulmuşlardır. Kursiyerlerin bu maddeye verdikleri cevaplar ile
“program esnasında edindiğiniz bilgi ve tecrübelerinizi diğer katılımcılarla
tartışma ve paylaşma imkanı verildi mi?” sorusuna verdikleri cevaplar
arasında oldukça yüksek bir tutarlılık gözlenmektedir. Benzer şekilde,
kursiyerlerin % 93.5’i kendilerine program esnasında kazandıkları bilgi ve tecrübelerini
diğer kursiyerlerle tartışma ve paylaşma fırsatı verildiğini belirtirken,
bunlardan % 29.6’sı verilen imkanı çok az ya da kısmen yeterli bulmuşlardır.
Kursiyerlerin % 6.5’i ise, bu fırsatın kendilerine hiç tanınmadığını
söylemiştir. Aslında bu etkinlik, kullanılan öğretim yöntem ve
teknikleri ile doğrudan ilişkilidir. Nitekim, Tablo 4’te özetlenen,
kursiyerlerin katıldıkları programın amaçları ve içeriği ile kullanılan
öğretim yöntem ve teknikleri arasındaki uyuma yönelik soruya verdikleri cevap
ile yukarıdaki iki maddeye verdikleri cevap arasında oldukça yüksek bir
benzerlik bulunmaktadır. Dolayısıyla, kursiyerlerin Tablo 4’teki soruya
verdikleri cevaplara ilişkin gerekçelerinin bu iki madde içinde geçerli
olduğu söylenebilir. 5. Uygulama ve geri bildirim: Etkili
bir öğretimin en önemli unsurlarından biri öğrenilenlerin uygulanmasıdır.
Uygulama, öğrencilere öğrenme sürecine aktif olarak katılma, öğrenme eksiklik
ve yanlışlıklarını görme ve düzeltme imkanı sağlar. Uygulama, aynı zamanda,
öğrenilenlerin hatırlanmasını kolaylaştırır. Kısaca, öğretim öğrenilenleri
uygulama fırsatı verilmediğinde daha az etkilidir. Öğrenenler sadece öğrendiklerini uygulamakla kalmamalı,
kendilerine davranışları hakkında geri bildirim verilmelidir. Öğrenenlerin ne
zaman doğru ve ne zaman yanlış yaptıklarını bilmesi, onların bundan sonraki
denemelerde yanlışlarını düzeltmesine ve daha dikkatli olmalarına yardım
eder. Tablo 6:
Uygulama ve Geri Bildirime Yönelik Görüşler
Tablo 6 , kursiyerlere öğrendiklerini ne derece
uygulama imkanı verildiğini göstermektedir. Tabloya göre, kursiyerlerin
yaklaşık beşte dördü (% 78.1), derslerde kendilerine öğrendiklerini uygulama
fırsatı verildiğini, ancak bunların % 20.7’si yapılan uygulamaları yeterli
bulmadıklarını (çok az ve kısmen) belirtmişlerdir. Programa katılanların yüzde
11.9’u ise, derslerde kesinlikle uygulama etkinliklerine yer verilmediğini
belirtmişlerdir. Aynı tablo, kursiyerlere uygulamaları sonunda geri
bildirim verilip verilmediğine yönelik görüşlerini yansıtmaktadır. Tabloya
göre, öğrendiklerini uygulama imkanı verilen kursiyerlerin yaklaşık tamamına
yakını (% 96.1) uygulama sonunda kendilerine uygulama sonuçları hakkında geri
bildirim sağlandığını, ancak bunların % 30’u sağlanan geri bildirimin yeterli
olmadığını belirtmişlerdir. Hizmetiçi eğitim var olan bir problemi çözmek
(ihtiyaçları gidermek) için yapılır. Bu nedenle hizmetiçi eğitim faaliyetleri
ihtiyaçlar olarak tespit edilen bu problemlerin çözümüne yönelik olarak
organize edilmeli ve programa katılanlara, kazandıkları bilgi ve becerileri
uygulamada karşılaştıkları ya da karşılaşabilecekleri problemlerin çözümünde
nasıl kullanabilecekleri konusunda rehberlik sağlamalıdır. Tablo 7, kursiyerlerin öğrendikleri bilgi ve becerileri nerede ve nasıl kullanabilecekleri ile var olan ya da olabilecek problemlerin çözümünde nasıl kullanabileceklerine yönelik kendilerine ne derece rehberlik sağlandığını göstermektedir. Tablo 7:
Öğrenmede Rehberlik Sağlanmasına Yönelik Görüşler
Tabloda görüldüğü gibi, kursiyerlerin büyük bir
çoğunluğu (% 89.1) programda edindikleri bilgi ve becerileri nerede ve nasıl
kullanabileceklerinin kendilerine gösterildiğini belirtmiş, ancak, grubun %
24.8’i bunu yetersiz (çok az ve kısmen) bulmuştur. Yaklaşık aynı amaca hizmet
eden bir başka soruya kursiyerler yaklaşık benzer cevaplar vermişlerdir.
Diğer bir ifadeyle, kursiyerlerin büyük bir çoğunluğu (% 90.1) programda
edindikleri bilgi ve becerilerle uygulamalarda ortaya çıkabilecek problemleri
nasıl çözebileceklerine yönelik yol gösterildiğini belirtmiş, fakat grubun
23.9’u bu rehberliği yetersiz (“çok az”/”kısmen”) bulmuştur. 6.
Motivasyon: Öğretim faaliyetlerinin başarısını etkileyen bir
diğer önemli faktör ise, öğrenenlerin eğitim faaliyetlerine karşı motive
edilmesidir. Tablo 8, kursiyerlerin program boyunca eğitim faaliyetlerine
karşı gerekli motivasyonlarının ne düzeyde sağlandığına yönelik görüşlerini
göstermektedir. Tabloya göre, kursiyerlerin yaklaşık üçte ikisi (% 59.5)
kendilerinin eğitim faaliyetlerine karşı motivasyonlarının yeterince (oldukça
ve kesinlikle evet) sağlandığını belirtirken, gerekli motivasyonun çok az ve
kısmen sağlandığını belirtenlerin yüzdesi ise 25.1’dir. Geri kalan % 15.4’lük
bir grup ise, eğitim faaliyetlerine karşı gerekli motivasyonun kesinlikle
sağlanmadığını belirtmişlerdir. Tablo 8: Motivasyona
Yönelik Görüşler
7.
Program süresi. Hizmetiçi eğitim programlarının etkili
olabilmesi açısından önemli bir diğer unsur program süresidir. Program süresi
programın amacı ve öğretilecek içeriğin özelliğine göre ayarlanması gerekir.
Gereğinden uzun ya da kısa programların etkili olması beklenemez.
Kursiyerlerin katıldıkları programın süresine yönelik görüşleri Tablo 9’da
gösterilmektedir. Tablo 9: Program Süresine İlişkin Görüşler
Tablodan da anlaşılacağı üzere, örnekleme alınan
hizmetiçi eğitim programlarına katılan kursiyerlerin % 40.5’i katıldıkları
programların süresini kesinlikle yetersiz, çok az yeterli ya da kısmen
yeterli bulmuşlardır. Program süresini yetersiz bulanlardan, program
amaçlarının gerçekleşmesi açısından program süresinin ne kadar olması
gerektiği sorulmuştur. Ancak, bu soruya tutarlı bir cevap alınamamıştır.
Örneğin, beş günlük eğitim yönetimi seminerine katılanların bir kısmı bu
sürenin en az iki hafta olması gerektiğini belirtirken, bir kısım kursiyerler
ise, en az üç haftalık programlar istemişlerdir. Buna karşılık, iki aylık
yabancı dil alan kursuna katılanlardan bazıları bu sürenin en az üç ay,
bazıları ise en az altı ay olması gerektiğini belirtmişlerdir. Aslında,
program sürelerinin belirlenmesinde en geçerli yol, bu süreleri program amaç
ve öğretilecek konu alanı içeriğinin analizine dayalı olarak belirlemektir. Hizmetiçi programlarının etkililiğinde program süresi
kadar önemli bir diğer faktör, tasarlanan sürenin verimli kullanılmasıdır.
Aslında, sürenin uzun ya da kısa olması öğretimin niteliğini olumsuz yönde
etkilemekle birlikte, verimli olarak kullanılmayan sürenin az ya da çok
olmasının da bir anlamı yoktur. Kursiyerlerin katıldıkları program için
ayrılan sürenin verimli olarak kullanılıp kullanılmadığı yönündeki görüşleri
Tablo 10’da verilmektedir. Tabloda görüldüğü gibi, % 68.8’i katıldıkları
programın süresinin verimli olarak kullanıldığını; % 5.8’i bu sürenin
kesinlikle verimli kullanılmadığını; % 8.4’ü çok az verimli kullanıldığını ve
% 17’si de kısmen verimli kullanıldığını belirtmişlerdir. Katıldıkları
programın süresinin kesinlikle verimsiz, çok az ve kısmen verimli
kullanıldığını belirtenlerden, bu yöndeki değerlendirmelerinin nedenlerini
kısaca yazmaları istenmiştir. Buna ilişkin görüşler aşağıda özetlenmiştir: • Program
başında organizasyon yetersizliklerinden dolayı zaman kaybedilmektedir. • Bazı
öğretim elemanlarının işledikleri konu alanlarında yetersiz olmaları ya da
derslere hazırlıksız gelmeleri derslerin ve dolayısıyla program süresinin
verimsiz kullanılmasına neden olmaktadır. • Program
süresi kısa olduğundan konular hızlıca geçiştirilmektedir. • Bazı
öğretim elemanları, konuları dağıtarak dersleri kursiyerlere sundurmaktadır. • Öğretim
elemanları, derslerde programda öngörülen konular yerine kendi istedikleri
konuları işlemektedir. • Bazı
konular için gereğinden az; bazıları için ise gereğinden fazla zaman
harcanmaktadır. 8.
Değerlendirme: Program başında belirlenmiş olan amaçlara ne
derece ulaşıldığını belirlemek; öğretimi, programa katılanların hazır
bulunuşluk düzeyine göre ayarlayabilmek; öğretim sırasında öğrenenlerin
öğrenme güçlük ve eksikliklerini belirlemek, bu eksiklik ve yetersizliklerin
giderilmesine yönelik tedbirler almak için ölçme ve değerlendirmeye gerek
duyulmaktadır. Tablo 10, kursiyerlerin programdaki başarılarının
ölçülmesi ile programın değerlendirilmesine ilişkin görüşlerini içermektedir. Tablo 10: Programların ve Programlardaki Başarılarının
Değerlendirilmesine Yönelik Görüşler
Tabloda görüldüğü gibi, kursiyerlerin yaklaşık yarıya
yakını (% 44.8), program başında programla ilgili giriş yeterliklerinin
kesinlikle ölçülmediğini belirtmişlerdir. Örnekleme katılan kursiyerler
arasında programla ilgili giriş yeterliklerinin yeterince ve kesinlikle
ölçüldüğünü söyleyenlerin yüzdesi 28.6; çok az ve kısmen ölçüldüğünü
belirtenlerin yüzdesi ise 26.5’dir. Aynı tabloda, kursiyerlerin 83.7’si program sırasında
başarı durumlarının ölçüldüğünü belirtirken, bu grubun % 22.6’sı başarı
durumlarının çok az ya da kısmen ölçüldüğünü belirtmişlerdir. Program
sırasında başarı durumlarının ölçülmediğini belirtenlerin yüzdesi ise,
16.3’dür. Program sırasında başarı durumlarının ölçüldüğünü belirtenlere
başarı durumları hakkında geri bildirim alıp almadıkları sorulmuştur.
Kursiyerlerin % 13’ü kesinlikle başarı durumları hakkında kendilerine geri
bildirim sağlanmadığını; % 17.4’ü sağlanan geri bildirimin yetersiz olduğunu
(“çok az” + “kısmen”); % 69.7’si ise,
başarı durumları hakkında kendilerine yeterince geri bildirim sağlandığını
belirtmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi, öğretim sırasında
yapılan değerlendirmenin amacı öğrencenlerin öğrenme güçlük ve eksiklerini
tespit ederek, programın daha etkili hale getirilmesi yönünde tedbirler almaktır.
Bu noktada özellikle katılımcılar eğitimciler olduklarından onların görüşüne
başvurmak çok önemlidir. Bundan dolayı, kursiyerlere program sırasında
programın nasıl daha etkili hale getirilebileceğine yönelik görüşlerine ne
derece başvurulduğu sorulmuştur. Tablo 12’de de görüldüğü gibi, programlara
katılan kursiyerlerin yarısından az fazlası (% 51.5), programın daha etkili
kılınma yolları yönünde görüşlerine yeterince başvurulduğunu belirtmişlerdir.
Tabloya göre, kursiyerlerin yaklaşık beşte biri (19.8)
program sonunda başarı durumlarının kesinlikle ölçülmediğini; % 17.4’ü ise,
program sonunda başarı durumlarının ölçüldüğünü, fakat bunu yetersiz
bulduklarını (çok az ve kısmen) belirtmişlerdir. Kursiyerlerin % 10.1’i
başarı durumlarını ölçmek için kullanılan testteki soruların program
amaçlarıyla kesinlikle tutarlı olmadığını; % 16.3’ü ise, testteki soruların
program amaçlarıyla çok az ya da kısmen tutarlı olduğunu belirtmişlerdir. Kursiyerlerin büyük bir çoğunluğu (% 85.4),
katıldıkları program sonunda programın genel bir değerlendirmesinin
yapıldığını belirtmiş, fakat grubun % 22’si bu değerlendirmeyi çok az ve
kısmen yeterli bulmuşlardır. 9.
Programların genel kalitesi: Kursiyerlere, programda
amaçlanan bilgi ve becerileri ne derece kazandıkları sorulmuştur. Tablo 11’
de görüldüğü üzere, programda amaçlanan bilgi ve becerileri yeterli düzeyde
(“oldukça”/”kesinlikle”) kazandıklarını belirtenlerin yüzdesi 71.2’dir.
Kursiyerlerin çok azı (% 3.7) amaçlanan bilgi ve becerileri hiç
kazanmadıklarını belirtmişlerdir. Programda kazandıkları bilgi ve becerileri
çok az veya kısmen yeterli bulanların yüzdesi ise, 24.3’tür. Tablo 11: Öğrenme Düzeylerine İlişkin Görüşler
Ankette ayrıca, kursiyerlerden katıldıkları programı
genel olarak değerlendirmeleri istenmiştir. Tablo 12’de kursiyerlerin
katıldıkları programa ilişkin değerlendirmelerini içermektedir. Tablo 12: Kursiyerlerin Katıldıkları Programın Genel Kalitesine İlişkin Görüşleri
Tabloda görüldüğü gibi, bütün kursların ortalamalarına
bakıldığında, kursiyerlerin % 70.6’sının katıldıkları programdan memnun
olduğu görülmektedir. Katıldıkları programı “orta” olarak değerlendirenlerin
yüzdesi 21.6; “vasat” olarak değerlendirenlerin yüzdesi ise 2.5’tir. Toplam
kursiyerin sadece 5.4’lük bir bölümü katıldıkları programı zayıf olarak
değerlendirmiştir. Bu % 5.4’lük grubu ise, tamamen bir programa katılanların
oluşturduğu gözlenmiştir. 10.
Sınıf yapısı: Programın verimliliğini etkileyen bir diğer
unsur programa katılanların bilgi, beceri ve eğitim ihtiyaçları arasındaki
benzerliktir. Tablo 13, kursiyerlerin sınıf yapısına yönelik görüşlerini
vermektedir. Tablo 13: Sınıf Yapısına İlişkin Görüşler
Tablodan anlaşılacağı üzere, kursiyerlerin % 61.1’i
programa katılanların homojen bir grup oluşturduğunu belirtirken, % 32.5’i
ise kursiyerler arasında bilgi, beceri ve eğitim ihtiyaçları açısından çok az
ya da kısmen benzerlik olduğunu belirtmişlerdir. 11.
Öğretim Elemanları Yürütülen hizmetiçi eğitim programlarının etkililiğinde
önemli unsurlardan biri de, programı yürütmekle görevli öğretim elemanlarıdır.
Öğretim elemanlarının genel öğretim becerileri yanında sınıflarındaki
öğrenenlerin özelliklerini tanıması, konularına hakim olması, programa
katılanlarla iyi bir iletişim kurması, katılımcıları kazandıkları bilgi ve
becerileri nerede ve hangi problemlerin çözümünde nasıl kullanacakları
konusunda yönlendirmesi gerekir. Tablo 14: Öğretim Elemanlarına İlişkin Görüşler
Tablo 14’te görüldüğü gibi, kursiyerlerin büyük bir
çoğunluğu (% 79.4), öğretim elemanlarının konularına yeterince hakim
olduklarını belirtmişlerdir. Öğretim elemanlarının programdaki konulara kesinlikle
hakim olmadıklarını (% 4.4), çok az hakim olduklarını (% 5.0) ve kısmen hakim
olduklarını (% 11.2) düşünen kursiyerlerden bu yöndeki değerlendirmelerinin
nedenlerini belirtmeleri istenmiştir. Kursiyerler, derse hazırlıksız
gelmeleri, program dışı konuları işlemeleri, sorulan sorulara yeterli cevap
verememeleri, konuları düzensiz işlemeleri, sınıfa hakim olamamaları gibi
nedenlerden dolayı bazı öğretim elemanlarının konularına hakim olmadıklarını
düşündüklerini belirtmişlerdir. Kursiyerlerin % 69.3’lük bir bölümü öğretim elemanlarının programa katılanların eğitim ihtiyaçları, tecrübeleri ve çalışma ortamları hakkında yeterince bilgiye sahip olduklarını belirtmişlerdir. Öğretim elemanlarının öğrencilerin eğitim ihtiyaçları, tecrübeleri ve çalışma ortamları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını düşünenlerin yüzdesi 23.2; kesinlikle hayır diyenlerin yüzdesi ise 7.5’tir. Kursiyerlerin büyük bir çoğunluğuna göre (% 79.8),
öğretim elemanları ile programa katılanlar arasında iyi bir iletişim kurulmuştur.
Öğretim elemanları ile programa katılanlar arasında kurulan iletişimi
kesinlikle yetersiz (% 3.6), çok az yeterli (% 4.3) ve kısmen yeterli (%
12.3) bulanların bu yöndeki görüşlerinin başlıca nedenleri aşağıda
özetlenmiştir. • Öğretim
elemanlarının kursiyerlere lise ya da üniversite öğrencileriymişler gibi
davranması. • Öğretim
elemanlarının kursiyerlerle sadece derste görüşmesi, ders dışında fazla zaman
ayırmaması. • Öğretim
elemanlarının kursiyerlerin ders dışı sorun ya da sorularıyla ilgilenmemesi. B.
Program Organizasyonu Kursiyerlerin katıldıkları programların organizasyonuna
ilişkin görüşleri Tablo 15’de verilmektedir. Tablo 15: Program Organizasyonuna İlişkin Görüşler
Tabloya göre, kursiyerlerin % 65.6’sı katıldıkları
programın fiziki şartlarını (bina, derslik, konaklama, v.b.) oldukça ya da
kesinlikle yeterli bulurken, geri kalan % 34.4’ü ise kesinlikle yetersiz, çok
az yeterli ya da kısmen yeterli bulmuş ve çeşitli sorunlara işaret
etmişlerdir. Bu sorunlardan bazıları şöyle ifade edilmiştir: • Konaklama
yerinin programın yapıldığı yere uzak olması nedeniyle ulaşımda güçlüklerle
karşılaşılması. • Kaldıkları
yerin yeterince temiz olmaması. • Sınıfların
kursiyer sayısına göre küçük olması. • Belirli bir
saatten sonra yemek sıkıntısı çekilmesi. Aynı tabloya göre, kursiyerlerin çoğunluğu (73.8)
programın yapıldığı yerin iyi seçilmiş olduğunu söylemektedir. Programın
uygulandığı yerin iyi seçilmiş olmadığını düşünen (% 26.2) kursiyerlerin
büyük bir çoğunluğu buna neden olarak, programın uygulandığı yerin görev
yaptıkları yere uzak olmasını göstermişlerdir. Aynı tabloda görüldüğü gibi, kursiyerlerin yine büyük
bir çoğunluğu (% 75. 9) program yöneticilerinin kendilerinin programın
işleyişi ile ilgili sorunlarına karşı yeterince (oldukça ve kesinlikle evet)
ilgili olduklarını belirtmişlerdir. Program yöneticilerinin sorunlarına karşı
kesinlikle ilgisiz ya da çok az ilgili olduklarını belirtenlerin yüzdesi ise
sadece 11.3’tür. Tablo 15 ayrıca, kursiyerlerin programın veriliş zamanı
hakkındaki görüşlerini de yansıtmaktadır. Programa katılanların % 66.3’ü
programın veriliş zamanını kesinlikle ya da oldukça uygun; % 21.3’ü çok az ya
da kısmen uygun bulurken % 12.4’ü hiç uygun bulmadıklarını belirtmişlerdir.
Programın veriliş zamanını kesinlikle uygun bulmayanlar ile çok az ve kısmen
uygun bulanlar, programların öğretim yılı içerisinde verilmesinin daha
yararlı olacağını ifade etmişlerdir. C.
Kursiyerlerin Katıldıkları Programların Üstün ve Zayıf yanlarına İlişkin
Görüş ve Önerileri Bu bölümde kursiyerlerin katıldıkları programların
genel olarak üstün ve zayıf yanları ile programların daha nitelikli hale
getirilmesine yönelik görüş ve önerileri verilmiştir. 1.
Programların Üstün Yanları: Kursiyerlerin katıldıkları
programların üstün yanlarına yönelik değindikleri konular arasında benzerlik
olmakla birlikte, belirtilen görüşler arasında programdan programa ve hatta
aynı programa katılanlar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, bir
programa katılanların büyük bir çoğunluğu programın en üstün yanlarından biri
olarak öğretim elemanlarının oldukça nitelikli ve bunun program kalitesi
açısından önemli bir avantaj olduğunu belirtilirken, başka bir programa ya da
aynı programa katılan bazı kursiyerler ise bu görüşün tam tersini
savunmuşlardır. Sonuç olarak, kursiyerlerin katıldıkları programların üstün
yanları hakkındaki görüşleri doğrultusunda ortak bir sonuç çıkarmak mümkün
görünmemektedir. 2. Programların Zayıf
Yanları: Kursiyerlerin katıldıkları programların zayıf
yönlerine ilişkin değindikleri konu ve görüşler arasında genelde bir
benzerlik gözlenmektedir. Kursiyerlerin problem olarak gördükleri konular en
çok tekrar edenden başlamak üzere aşağıda sıralanmıştır: • Sınıfların kalabalık olması • Ders materyallerinin sağlanmaması • Bazı öğretim elemanlarının derslere
hazırlıksız girmeleri, konularında yetersiz olmaları • Kurslara katılacaklara önceden kurs program
ve amaçları hakkında bilgi verilmemesi • Konaklama yerleri ve dersliklerin temiz
olmaması • Gerekli ve yeterli öğretim araç-gereçlerinin
olmaması/kullanılmaması • Kursiyerlerin seviyelerine göre
gruplandırılmaması (özellikle yabancı dil, bilgisayar eğitimi gibi kurslarda) • Program süresinin yetersiz olması • Programın yapıldığı yerin iyi seçilmemesi 3. Kursiyerlerin Hizmetiçi
Eğitim Programlarının Düzenlenmesine İlişkin Önerileri: Kursiyerlerin hizmetiçi eğitim programlarının daha nitelikli hale
getirilmesine ilişkin önerileri aşağıda özetlenmiştir: • Sınıflardaki öğrenci sayısı daha az
olmalıdır. • Dersler uygulama ağırlıklı ve faaliyetler
katılanların görevlerinde karşılaştıkları problemlere yönelik olmalıdır. • Kursiyerler, önceden kurs program ve amaçları
hakkında bilgilendirilmelidir. • Planlamada kursiyerlerin görüş, öneri ve
isteklerine yer verilmelidir. • Kurs materyalleri kurs başlamadan ya da kurs
başında sağlanmalıdır. • Öğretim elemanları akademik yönden yeterli
ve tecrübeli kişilerden seçilmelidir. • Programlar, kursiyerlerin yeme, dinlenme,
sosyal faaliyetlerde bulunma gibi konularda problemle karşılaşmayacakları
yerlerde düzenlenmelidir. • Yatacak yerler ve derslikler temiz
olmalıdır. • Program süresi, gereğinden kısa ya da uzun
tutulmamalıdır. • Kursiyerler seviyelerine göre
gruplandırılmalıdır. Sonuç
ve Öneriler Milli Eğitim Bakanlığı personelinin mesleki bilgi,
beceri, tutum ve başarısını geliştirmek ve/veya bir üst göreve hazırlamak
amacıyla Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen hizmetiçi eğitim
programlarının etkililiğini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada özetle
aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir: Örnekleme alınan kursiyerlerin yaklaşık 1. % 40’ı, katıldıkları programların amaçları, eğitim
ihtiyaçları ve öğretim faaliyetleri arasında hiç, çok az ya da kısmen
tutarlılık olduğunu; 2. % 67’si, derslerde kullanılan öğretim yöntem ve
tekniklerini program ve konuların amaçlarına “oldukça” ve “kesinlikle” uygun
olduğunu; 3. 60.9’u, konu ve amaçlara yeterince uygun araç ve gereç
kullanılmadığını; % 47.8’i kendilerine konularla ilgili ders materyallerinin
hiç, çok az ya da kısmen sağlandığını; 4. % 35’i, kendilerine program öncesinde sahip
oldukları ya da program sırasında sahip oldukları bilgi ve tecrübeleri diğer
kursiyerlerle yeterince tartışma ve paylaşma fırsatı verilmediğini; 5. 60’ı, derslerde kendilerine yeterli düzeyde uygulama
fırsatı verildiğini; 6. 65’i, öğrendikleri bilgi ve becerileri nerede ve
nasıl kullanabilecekleri ile var olan ya da olabilecek problemlerin çözümünde
nasıl kullanabileceklerine yönelik kendilerine yeterli rehberliğin
sağlandığını; 7. % 60’ı, eğitim faaliyetlerine karşı
motivasyonlarının yeterince sağlandığını; 8. % 40’ı, katıldıkları program sürelerinin yeterli
olmadığını; 9. % 45’i, program başında programla ilgili giriş
yeterliklerinin kesinlikle ölçülmediği; % 85’i, program sırasında ve sonunda
başarı durumlarının ölçüldüğünü ve program sonunda programın genel
değerlendirmesinin yapıldığını; 10. % 70’i programda amaçlanan bilgi ve becerileri yeterince
kazandıklarını; 11. % 70’i katıldıkları programın genel olarak iyi ya
da çok iyi kalitede olduğunu; 12. % 40’ı, programa katılan kursiyerlerin bilgi,
beceri ve eğitim ihtiyaçları açısından hiç, çok az ya da kısmen benzerlik
bulunduğunu; 13. % 75’i, öğretim elemanlarının konularına yeterli
düzeyde hakim oldukları ve öğretim elemanları ile programa katılanlar
arasında iyi bir iletişim kurulduğunu; 14. % 70’i katıldıkları programın fiziki şartlarının
veriliş zamanının uygun, programın yapıldığı yerin iyi seçilmiş ve program
yöneticilerinin programın işleyişi ile ilgili sorunlarına karşı yeterince
ilgili olduğunu belirtmişlerdir. Bu araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak
hizmetiçi eğitim programlarının planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi
ile ilgili olarak aşağıdaki öneriler
geliştirilmiştir: 1.
Hizmetiçi eğitim programları personelin eğitim ihtiyaçlarına uygun olarak
planlı ve sistemli olarak geliştirilmelidir. 2.
Kursiyerler, eğitim ihtiyaçları ve program amaçlarına göre seçilmeli ve
etkili bir öğrenme ve öğretme ortamı sağlayacak şekilde gruplandırılmalıdır. 3.
Uygulanacak faaliyetler ve kullanılacak materyaller, kursiyerlerin
öğretme-öğrenme sürecine aktif katılımını ve aynı zamanda anlamlı ve amaçlı
öğrenmelerini sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. 4.
Programların uygulanacağı yerlerin seçimi basit maliyet hesaplarından çok,
maliyet/etkililik ilişkisine göre yapılmalıdır. 5.
Her bir hizmetiçi eğitim programı sistemli olarak değerlendirilmeli,
değerlendirme sürecinde hatasız ve objektif veriler kullanılmalıdır. 6.
Öğretim elemanlarının görevlendirilmesinde konu alanı uzmanlıkları yanında
öğretme becerileri de dikkate alınmalıdır.
(*)Gazi
Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi. (1)Özyürek,
L, Öğretmenlere Yönelik Hizmet İçi
Eğitim Programlarının Etkinliği, Ankara: A.Ü.BasımEvi, 1981. (2)Tanrıöğen,
A.M.E.B.Hizmet İçi Eğitim Etkinlikleri,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:H.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1984. (3)Özyürek,
a.g.e. (4)Tanrıöğen,a.g.e. (5)Gözütok,
D. Orta Öğretim Öğretmenlerinin
Öğretmenlik Formasyonu Açısından Eğitim İhtiyaçlarının Saptanması,
Ankara, 1990. (6)
Harris, B. In-Service Education for
Staff Development, Boston: Allyn
and Bacon Inc., 1989. |
İçindekiler...
o
Küreselleşme ve Milli
Duyarlılıklar o
Öğretmenlerin Sahip
Olmaları Gereken Davranış Olarak Sosyal Beceri o
Öğretmen Yetiştirmenin
Uluslararası Boyutu (UNESCO 45. Uluslararası Eğitim Kongresi) o
Avrupa, Amerika Birleşik
Devletleri, Çin ve Türkiye’de Beden Eğitimi ve Sporun Gelişimi o
Türkiye’de Spor
Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü o
İş Birliğine Dayalı
Öğrenme: Etkili Ancak İhmal Edilen ya da Yanlış Kullanılan Bir Metot o
Okul Alanlarının
Bedelsiz Olarak Kamuya Kazandırılması o
Hizmet İçi Eğitim
Programlarının Değerlendirilmesi o
Üniversite
Öğrencilerinin İnternet Kullanım Düzeyleri ve Beklentilerinin
Değerlendirilmesi o
Avrupa Birliği Eğitim
Programları “Leonardo da Vinci Programı” © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
[ yukarı ] |