MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ
|
Sayı
150 |
Mart,
Nisan, Mayıs 2001 |
Türkiye’de Spor Yöneticisi Yetiştirme
Faaliyetlerinin Görünümü
|
Prof. Dr. A. Azmi Yetim (*) Doç. Dr. Ömer Şenel (**) |
|||
GİRİŞ Çağdaş toplumlarda, fertlerin refahı bir bakıma beden
ve ruh sağlığının tam ve devamlı olmasına bağlıdır. Spor, ferdin tabî
çevresini beşeri çevre hâline getirirken elde ettiği kabiliyetleri
geliştiren, belirli kurallar altında araçlı veya araçsız, ferdî veya toplu
olarak, boş zaman faaliyeti kapsamı içerisinde veya tam zamanını alacak
şekilde bütünleştirici, beden ve ruh sağlığını geliştiren, rekabetçi,
dayanışmacı ve kültürel bir olgudur(1). Dünyada spor, millî ve milletler arası alanlardaki çok
yönlü etkinliğini sürdürmektedir. Bu nedenle bütün toplumlar spor alanında
başarılı olmak için büyük çaba sarfetmektedirler. Spor alanında başarılı
olunabilmesi, büyük ölçüde spor politikalarını tespit ve bu politikaların
uygulanması için gerekli, spor hizmet ve faaliyetlerinin sevk ve idaresini
yüklenen spor adamlarının ve özellikle spor yöneticilerinin başarılı
olmalarına bağlıdır. Spor politikalarının millî ve milletler arası düzeyde,
ülke çıkarları doğrultusunda çağdaş spor anlayışına uygun olarak
yürütülmesinde çok önemli roller üstlenen spor yöneticileri, spor kurum ya da
organizasyonlarında, spor hizmet ve faaliyetlerini önceden belirlenmiş amaç
ve ilkeler doğrultusunda yürüten kişilerdir. Eğitilmiş insan unsuru, her alanda olduğu gibi spor
alanında da önemli bir yer tutar. Spor kurum ya da organizasyonlarının amaçlarını
başarı ile yerine getirebilmeleri, diğer unsurların yanında, ancak eğitimli
spor yöneticileri ile mümkün olabilir. Bu çalışma ile; Türkiye’deki spor yöneticisi yetiştirme
faaliyetlerinin belirlenmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan problemlere çözüm
önerileri getirilmesi amaçlanmaktadır. YÖNETİM VE SPOR YÖNETİMİ
Yönetim, en geniş anlamda, amaçların etkili ve verimli
bir biçimde gerçekleştirilmesi maksadıyla bir insan grubunda iş birliği ve
koordinasyon sağlamaya yönelik faaliyetlerin tümünü ifade eder(2). Daha geniş
bir anlatımla yönetim; örgüt amaçlarının etkili ve verimli olarak
gerçekleştirilmesi için plânlama, örgütlenme, yürütme, koordinasyon ve
kontrol fonksiyonlarına ilişkin, kavram, ilke, teori, model ve tekniklerin
sistematik ve bilinçli bir biçimde maharetle uygulanması ile ilgili
faaliyetlerin tümüdür(3). Spor yönetimi ise, toplum genelinde kurumlaşmış
yöneten-yönetilen ayırımını spor özelinde yönetici-sporcu ayrımı olarak
sürdürülen hiyerarşik bir otoriter düzenlemeyle spor yaptıran bir makine
(kurum, organizasyon vb.) şeklinde tanımlanabilir(4). Genel yönetimin bir parçası olan spor yönetimini, genel
yönetimden ayırmak mümkün değildir. Bir başka ifade ile, genel yönetimde
kullanılan kavram ve yöntemler spor yönetimi içinde aynen geçerlidir. Bu
noktadan hareketle spor yönetimi, genel yönetimin ilke, yönetim ve
kurallarının spor alanına uygulanması olarak da kabul edilebilir. Temel amacı
da, spor faaliyetlerinin akılcı ve bilimsel bir biçimde yürütülmesinin
yollarını araştırmak, bulmak ve bunları genel ilkelere dönüştürüp
uygulamaktır. Başka bir ifade ile spor yönetimi, spor alanına ilişkin karar
ve hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetlerle ilgilenir. Ayrıca,
beden eğitimi ve spor programlarının geliştirilmesi, personel sağlanması ve
yetiştirilmesi, spor kurum ve tesislerinin sevk ve idare edilmesi,
denetlenmesi gibi konuları kapsar(5). Spor kurum ve organizasyonlarının etkili ve verimli
çalışabilmesi büyük ölçüde yönetimlerine bağlıdır. En küçük spor
kuruluşlarından en büyük spor organizasyonlarına kadar başarılı olmak ancak,
çağdaş yönetim ilke ve fonksiyonlarının bilinçli ve maharetli bir biçimde
spor yönetimine uygulanmasıyla mümkün olabilir. YÖNETİCİ
VE SPOR YÖNETİCİSİ Bilindiği gibi teşkilâtlanmış her insan grubunun birtakım
amaçlarla, belli işleri gerçekleştirme çabası gösterdiği her yerde yönetim
söz konusudur. Yönetimin söz konusu olduğu her yerde ise yöneten ve yönetilen
vardır. Yönetici, bir teşkilâtın hedeflerini gerçekleştirirken,
teşkilâtın en etkili ve en yeterli bir biçimde işlemesini sağlayabilen
akıllı, tecrübeli, bilgili ve liderlik vasıflarından yararlanılan kişidir
(6). Spor yöneticisi, beden eğitimi ve spor alanlarında
amaçlanan hedeflere ulaşılabilmesi ve işlerin yerine getirilebilmesi için,
spor kurumlarında çalışan insanları teşkilâtlandıran, emirler veren, grup
çalışmalarını aynı amaca yönlendirip düzenleyen, her türlü sorumluluğu
üzerine alan ve işleyişi denetleyen kişidir. Bir başka ifadeyle spor yöneticisi, spor hizmet ve
faaliyetlerinin sevk ve idaresinde çeşitli şekillerde görev alan ve spor
teşkilâtlarını, kuruluş amaçları doğrultusunda başarıya götürecek işleri
yürüten yetkili ve sorumlu kişidir. Sporun her yönüyle kalkınabilmesi, amaçlarını
gerçekleştirebilecek seviyeye çıkması, iyi bir teşkilâtlanmanın varlığına
bağlı olduğu kadar, meselelerine bilimsel ve objektif bir bakış açısı
getirecek, pratik yönü ağır basan yetenekli spor yöneticilerinin bulunmasına
da bağlıdır(7). Her alanda olduğu gibi, spor kurum ve
organizasyonlarında kaliteli, personele duyulan ihtiyaç, özellikle yönetici
pozisyonunda bulunanlar açısından daha da önem arz etmektedir. Günümüzde artık, spor yöneticiliği bir meslek olarak
kabul edilmekte ve bugünkü spor potansiyeline rağmen sporun amatörce, sadece
hevesle ya da sevgiyle yönetilemeyeceği bilinmektedir. Bu nedenle, spor
alanında görev alacak spor yöneticilerinin, bu işi sevmelerinin yanısıra,
kişisel beceri, tecrübe, meslekî bilgi ve spor yöneticiliği eğitimine sahip
olmaları gerekir. Kısacası; spor yöneticisi, çağdaş yöneticide bulunması
gereken tüm özelliklere sahip olmanın yanında, sporu, yönetimi bilen, insanı,
sporcuyu ve toplumu tanıyan, spor örgütlerinin amaçları doğrultusunda
severek, isteyerek ve bilinçli bir şekilde fedakârca sevk ve idare görevini
yerine getiren kişidir (8). SPOR
YÖNETİCİSİNİN ÖZELLİK VEGÖREVLERİ Spor yöneticilerinin görevlerinde başarılı
olabilmeleri, bir çok meslekî, kişisel nitelik ve özelliklere sahip olması,
bu nitelikleri, maharetle uygulamaya koymaları ile mümkün olur. Yönetme ve liderlik
kabiliyeti, tecrübe, diplomasi, esneklik, özeleştiri, liyakat, ileri
görüşlülük, cesaret, saygı uyandırabilme, güven verme, motive etme ve ekip
çalışması bu niteliklerden bazılarıdır. İyi bir spor yöneticisi, yönetsel dikkat, doğruluk,
beşerî ve sosyal ilişkileri düzgün, karar alma yeteneği, meslek için sağlık
ve fiziksel uygunluk, gönüllü sorumluluk kabul etme, iş anlayışı, yönetim
tekniklerini kullanma ve entellektül kapasite vb. gibi özellikler
taşımalıdır. Çünkü, spor kurum ve organizasyonlarının başarısı büyük ölçüde
yöneticilerinin nitelik ve özelliklerine bağlıdır. Bu sebeple, spora yön verecek ve çağdaş anlamda spor
yönetiminin gerçekleşmesini sağlayacak olan spor yöneticisinin; yönetimin
plânlama, teşkilâtlanma, koordinasyon, haberleşme ve denetim fonksiyonlarını
bir alet gibi kullanarak, teşkilâtın insan ve maddî kaynaklarını israf
etmemesi gereklidir. Bunun için de spor yöneticisinin, alan bilgisine sahip
olması gerekir (9). Günümüzde gerçekleri korkmadan irdeleyen, sporda gelişmek
için neler yapılması gerektiğini bilen, ileriye dönük uygulamalara geçen
yöneticilere ihtiyaç vardır. Toplumun yapısını iyi bilen, spor potansiyelini
anında değerlendiren, günlük konuların yanında uzun süreli sorunlara da çözüm
arayan yöneticiler, sporumuzu sağlam temeller üzerine oturtabilir. Hızlı değişmelerin zorlayacağı ani kararları almak,
yeniliklere hazırlıklı olmak spor yöneticiliğinin gereklerindendir. Spor
yöneticisi geniş görüş alanına sahip olmalı, toplumsal olgular içinde
olayları değerlendirebilmelidir. İyi bir yönetici bulunduğu yörede sportif heyecanı
artırabileceği gibi kişisel çabalarıyla da büyük potansiyel yaratabilirler.
Bürokrasinin dar kalıpları içerisinde sıkışıp kalmayan, görevini seven,
atılımcı yöneticiler, sporumuzun yararına özel gelişmeler sağlayabilirler. Spor yöneticileri, sürekli yenilik arayan,
sorumluluklarını bilen, sorunları çok yönlü değerlendiren, güncel konulara
olduğu kadar gelecekteki konulara da eğilen, tutarlı, atak özellikler
taşımalıdır (10). Spor yöneticisi, antrenör, sporcu, hakem, personel,
veliler, seyirci, kendi teşkilâtının ve diğer teşkilâtların yöneticileri,
gazeteciler, milletler arası kuruluşların temsilcileri, politikacılar gibi
çeşitli eğitim ve kültür düzeylerinde, farklı beklentiler içerisinde bulunan elemanlarla
ilişki kurmak ve onların çeşitli beklentilerine cevap verecek yönetimi
gerçekleştirmek zorundadır. Spor politikalarının milletler arası seviyede ve ülke
içinde en küçük birimine kadar her kademede, ülke çıkarları doğrultusunda ve
çağdaş spor anlayışına uygun olarak yürütülmesinde spor yöneticilerinin
önemli bir rol üstlendikleri bilinmektedir. Spor yöneticileri, spor kurumlarının amaç ve ilkeleri
doğrultusunda politikalar tespit edecek, plân ve programlar yapacak, kararlar
alacak, koordinasyon sağlayacak, değerlendirme ve denetlemeler yapacaktır. Spor yöneticisi, bir taraftan teşkilâtın işleyişini
sağlarken, diğer yandan teşkilâta ya da yönlendirdiği alana, ülke içinde veya
ülke dışında meydana gelen değişme ve gelişmeleri uyarlamak durumundadır. Antrenör ve diğer yardımcı yöneticilerin, meslekî
gelişmelerine katkıda bulunmak, diğer yöneticilerle iş birliği yapmak,
programların hazırlanmasında yardımcı olmak ve uygulanmasını sağlamak, çevre
ile sıkı iş birliği içinde olmak, değerlendirme ve denetlemelerde bulunmak,
personele insanca yaklaşımda bulunmak, teşkilâtı onlar için sıcak bir ortam
hâline getirmek, personel arasında güven duygusunu ve kaynaşmasını sağlamak,
spor ortamının(sporcu, antrenör, hakem, tesis, malzeme) oluşmasını ve
zenginleşmesini sağlamak spor yöneticisinin diğer görevleridir(11). Kuruluşlar belirlenen amaçlarına ulaşabilmek için,
yeter sayıda ve nitelikte yöneticiye ihtiyaç duyarlar (12). Bunun için yöneticilerin
bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi çok önemlidir. Yöneticilerin bilgi ve
becerilerinin geliştirilmesi, kuruluşun amaçları doğrultusunda rasyonel
çalışabilmelerinin sağlanması ise ancak eğitim ile mümkün olur. Çünkü,
yöneticilerin eğitimi ile, yöneticilik ve liderlik tutum ve davranışları
kazandırıldığı gibi, yöneticilerin, hızla değişen ve gelişen şartlara uyum
sağlanmasında gerekli bilgi ve beceriyle donatılması da mümkün olmaktadır
(13). Yönetici eğitimi diğer alanlarda olduğu gibi, spor alanı
içinde çok önemlidir. Sporun ve spor organizasyonlarının kendine has yapısı
ve işleyişiyle ve de bu alanda görülen hızlı gelişme ve değişmeler, yeterli
kapasite ve beceriye sahip spor yöneticilerine ihtiyaç göstermektedir. SPOR
YÖNETİCİSİNİN EĞİTİMİ Yöneticilik görevi, niteliği bakımından geniş ve derin
bilgi, yetenek ve tecrübeyi gerektirir. Örgütlerin yaşama, gelişme ve
başarılı olma güçleri, yöneticilerinin nicelik ve niteliklerine bağlıdır. Bu
nedenle her kuruluş yeter sayı ve nitelikte yöneticileri hazır bulundurmak
zorundadır. Yeter sayı ve nitelik derken, sadece bugünü değil, geleceğe
uzanan bir zaman süresini anlamak gerekir. İhtiyaç duyulan sayı ve nitelikte
yöneticileri kurum içinden veya dışından hemen sağlamak mümkün olmadığından
önceden tedbir almak gerekir. Çünkü, yönetici personelin yetişmesi için uzun
bir zamana ihtiyaç vardır. Yönetici eğitimi kurumlar için çok önemlidir.
Konunun önemi ve duyulan ihtiyaç son yıllarda daha iyi anlaşılmış olduğundan
yönetici yetiştirme bazı yönetim bilimcilerce ayrı bir yönetim fonksiyonu
olarak ele alınmaya başlamıştır (14). Eğitim kavramı değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Her
tanımda söylensin ya da söylenmesin eğitim, bir amaç doğrultusunda plânlanan
ve ferdin davranışlarında olumlu değişmeler meydana getiren devamlılık arz
eden faaliyetler bütünü olarak ifade edilebilir. Bu açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere, kalıplaşmış bir tarifi olmamakla beraber eğitim, “her
biri özel mahiyet arz eden, fertlerin mensubu bulunduğu toplumun nizam
kalıplarına uygulanmak suretiyle ona, önceden plânlanan ve belirtilen amaç
doğrultusunda, yeni davranışlar kazandırma yetiştirme ve geliştirme
işidir.”(15) Son zamanlarda bilim ve teknik alanındaki hızlı
gelişmeler, insanları bu gelişmeleri yakından izlemeye zorlamaktadır. İyi bir
eğitim görmüş insanların bile edindikleri bilgiler bütün ömürleri boyunca
yeterli olmamaktadır. Başarı için sürekli bir biçimde yenilikleri,
değişiklikleri ve gelişmeleri izleme zorunluluğu vardır(16). Bilindiği gibi yöneticilerin eğitim ihtiyaçları hizmet
öncesi ve hizmet içi olmak üzere iki ayrı programla karşılanmaktadır. Hizmet
öncesi eğitim, genellikle meslekî ve teknik okullar olarak adlandırılan
eğitim kurumlarında verilmekte ve öğrencilere meslekî formasyon ve
gelecekteki görevleri ile ilgili teknik bilgiler kazandırmaktadır (17). Hizmet içi eğitim ise, toplumsal ve teknolojik
gelişmelere paralel olarak yönetici ve personele yeni bilgiler ve davranışlar
kazandırma ihtiyaçlarından doğmaktadır. Burada önemli olan hizmet öncesi
eğitim ile hizmet içi eğitimin birbirini tamamlayan ve rasyonelliği amaçlayan
faaliyetler olmasıdır. Hem hizmet öncesi, hem de hizmet içi eğitim
programlarının esas hedefi, belirlenen amaçlar doğrultusunda görev ve
sorumluluklarını etkili ve başarılı bir biçimde gerçekleştirecek ve topluma
faydalı hizmetlerde bulunacak yönetici ve personelin yetiştirilmesidir. Yönetici eğitiminin gerekliliğini tartışmaktan çok
yöneticilerin daha iyi nasıl yetiştirilebilecekleri yollarının aranması
gerekir. Sporun kendine has yapısı, işleyişi ve bu alanda görülen hızlı
değişme ve gelişmelere ayak uydurabilecek yeterli kapasite ve sayıda spor
yöneticisine ihtiyaç vardır. TÜRKİYE’DE
SPOR YÖNETİCİSİ YETİŞTİRME
FAALİYETLERİ Spor yöneticileri, spor kurum ve organizasyonlarının
başarıyla yönetilmesi, sporun kitlelere yayılması ve bilimsel temellere
oturtulmasında çok önemli rol oynayan kişilerdir. Yukarıda da belirtildiği
gibi yöneticilerin bu fonksiyonları yerine getirebilmeleri onların nitelikli
bir biçimde hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim programlarından geçirilmesi
ile mümkündür. Bu alanda plânlı, sistemli ve tutarlı çalışmalar yapıldığı
söylenemez. Ancak, alanla ilgili hizmet öncesi eğitimi yüksek öğretim
kurumları, hizmet içi eğitimi ise GSGM’nün yürütmeye çalıştığını görmekteyiz.
Bu alanda yüksek öğretim kurumlarındaki ilk çalışmalar
1932 yılında “Gazi Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü”nün kurulması ve
1933 yılında “Beden Terbiyesi” bölümünün açılması ile başlamıştır(18). Bu okulun adı 1947 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Beden
Eğitimi Bölümü olarak değiştirilmiştir. Daha sonra bu eğitim kurumlarının
ihtiyaca paralel olarak artırıldığı görülmektedir. Bunlar; 1967-68 İstanbul
Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi, 1974-75 İzmir-Buca Eğitim Enstitüsü Beden
Eğitimi ve 1978 Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümüdür. Bu okullarda yönetimle ilgili Teşkilât ve İdare,Gençlik
Liderliği, Serbest Zaman Eğitimi ve Eğitim Yönetimi gibi dersler
okutulmuştur. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı olarak 1974-1975
öğretim yılında Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor Akademisi, 1975-1976 öğretim
yılında İstanbul Anadoluhisarı Gençlik ve Spor Akademisi ve Manisa Gençlik ve
Spor Akademisi kurulmuştur. Bu akademilerin amaçları aşağıdaki gibi
belirlenmiştir(*). “Öğrencilerini, bilim anlayışı kuvvetli millî tarih
şuuruna sahip, vatana, örf ve âdetlerine bağlı, milliyetçi ve sağlam
düşünceli, bilgi ve tecrübe sahibi, dil, din, ırk, sınıf ve mezhep
ayrılıklarına meydan vermeyen, insan hak ve hürriyetlerine saygılı, devletin
milleti ve cumhuriyeti ile bölünmez bütünlüğe inanan, kanun, tüzük,
yönetmelik ve tüm kurallara bağlı sağlam karakterli vatandaşlar olarak
kalkınma plânlarına uygun gençlik, beden eğitimi ve spor hizmetleri için 3530
sayılı Beden Terbiyesi Kanunu’nun öngördüğü monitör, antrenör, gençlik lideri,
yönetici, uzman yetiştirmek, hizmet içi eğitim programları düzenlemek ve
uygulamak, gençlik sorunları ile beden eğitimi ve sporun tüm alanlarında,
sporcu sağlığı konuları da akademice ihtiyaç duyulan ya da ilgili devlet
kuruluşlarıyla iş birliği anlayışı içinde istenecek bilimsel inceleme ve
araştırmalarla plânlama çalışmaları yapmak ve yayınlarda bulunmaktır.” Gençlik ve Spor Akademilerinin amaçlarından da
anlaşılacağı gibi bu kurumlarda spor adamı ve spor yöneticisi yetiştirilmesi
hedeflenmektedir. Akademiler bünyesinde iki bölüm yer almıştır. Bunlar; Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri ile Beden Eğitimi ve Spor Yönetimi bölümleridir.
Beden Eğitimi ve Spor Yönetimi bölümünde, Yönetim Bilimi, Türk Spor
Teşkilâtı, Spor Organizasyonları, Spor Tesisleri İşletmeciliği, Plânlama ve
Bütçe,Büro ve Yazışma Teknikleri, Basın ve Halkla İlişkiler vb. dersler
okutulmuştur. Takip edilen programlar ve okutulan dersler göz önüne
alındığında mezun öğrencilerin “Spor Yöneticiliği” konusunda iyi bir alt
yapıya kavuşturulduğu söylenebilir (19). Ancak,Gençlik ve Spor Akademilerinin
1982 yılında kapatılmaları Türkiye’de spor yöneticisi yetiştirme
kaynaklarında önemli bir azalmaya neden olmuştur. Türkiye’de hâlen 38 üniversiteye bağlı 33 Beden Eğitimi
ve Spor Yüksekokulu, Eğitim Fakültelerine bağlı 11 ve Fen-Edebiyat
Fakültelerine bağlı 3 Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü
eğitim-öğretim vermektedir. Bunların 18’inde ikinci öğretim uygulaması
sürdürülmektedir. Türkiye’de beden eğitimi ve spor alanında
eğitim-öğretim yapan 33 yüksekokulun 32’si Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
1’i ise Spor Bilimleri Teknolojisi Yüksekokulu (H.Ü.) adı ile faaliyet
göstermektedir. Bu yüksekokullarda Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
Bölümlerinin dışında Akdeniz ve Celâl Bayar Üniversitelerinde Spor
Yöneticiliği,Cumhuriyet,Çukurova, Dicle,İstanbul ve Kırıkkale
Üniversitelerinde Antrenörlük Eğitimi, Gazi ve Marmara Üniversitelerinde ise
Spor Yöneticiliği ve Antrenörlük Eğitimi Bölümleri eğitim-öğretim
yapmaktadır. H.Ü. Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu ise Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü ile Spor Bilimleri Bölümü eğitim-öğretimini
sürdürmektedir(*). Türkiye’de beden eğitimi ve spor alanında
eğitim-öğretim yapan yüksekokul ve bölümlerde okutulan ders programlarında,
spor yönetimi alanında ve spor yöneticisi yetiştirilmesi konusunda birçok
ders okutulmaktadır. Bugüne kadar okutulan programlara bakıldığında bu
alanda, Spor Yönetimi, Spor Tesisleri İşletmeciliği, Yönetim Bilimine
Giriş,Spor Basın Yayın ve Halkla İlişkiler,Kamu Yönetimi,Rekreasyon vb.
derslerin okutulduğunu görmekteyiz. Yukarıda belirtilen Üniversitelerin Beden Eğitimi ve
Spor Yüksekokullarına bağlı Spor Yöneticiliği Bölümleri ise yoğun olarak spor
yöneticisi yetiştirmeye yönelik programlar uygulamaktadır. Örneğin Gazi
Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümünde bu
alanla ilgili zorunlu olarak Yönetim Bilimine Giriş,Hukuka Giriş, Kamu
Yönetimi, Genel İşletme, Türk Spor Teşkilâtı Yapısı ve İşleyişi, Türkiye’nin
Yönetim Yapısı, Spor Hukuku, Halkla İlişkiler, Personel Yönetimi, Beden
Eğitimi, Sporda Yönetim ve Organizasyon, Spor Yönetimi Uygulaması,Spor
Yönetiminde Araştırma ve Proje; seçmeli olarak Ekonomiye Giriş, Çağdaş
Yönetim Düşüncesinin Gelişimi, Sosyolojiye Giriş, İnsan Hakları ve
Demokrasi,Mahallî İdareler ve Spor, Spor Organizasyon Teknikleri, Spor
Ekonomisi, Spor Tarihi, Spor ve Medya, Yönetimde İnsan İlişkileri, Spor
Psikolojisi,Spor Felsefesi ve Olimpizm, Karşılaştırmalı Spor Yönetimi, İdarî
Yargı, Spor İşletmeciliği,Grup Dinamiği ve Liderlik, Spor Sosyolojisi,Spor ve
Çevre, Anayasa Hukuku, Spor ve Turizm, Spor Yönetiminde Güncel Konular ve
Gelişmeler,Siyaset Bilimi, Spor Politikaları ve Örgütsel Değişme dersleri
okutulmaktadır (*). Öte yandan öğretim üyesi yeterli üniversitelerin Sağlık
Bilimleri Enstitülerinde yürütülen Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalındaki
yüksek lisans ve doktora programlarında spor yöneticiliği alanında uzun
yıllardır dersler verilmekte ve tezler yapılmaktadır. Örnek olarak, Gazi
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı
yüksek lisans programında; Beden Eğitimi ve Spor Yönetimi, Spor Tesislerinde
Modern Plânlama ve İşletmecilik, Rekreasyon Faaliyet ve Alanlarının
Plânlanması, Organizasyon ve Yönetimi, Yönetim Bilimi, Türkiye’nin Yönetim
Yapısı ve Spor Teşkilâtlanması, Sporda Basın ve Halkla İlişkiler,Yönetim
Psikolojisi vb., doktora programında ise; Çağdaş Yönetim Teorileri, Spor
Yönetiminde İnsan İlişkileri,Spor Turizm ve Çevre, Spor ve Politika, Spor
Ekonomisi ve Pazarlama, Yönetim Psikolojisi, Personel Yönetimi, Spor
Kulüpleri Yönetimi,Spor Hukuku, Beden Eğitimi ve Sporda Liderlik, Türk
Kültüründe Beden Eğitimi ve Sporun Yeri vb. yönetim alanındaki dersler
okutulmaktadır (*). Spor yöneticisi yetiştirilmesi açısından yukarıda
belirtilen lisans ve lisansüstü faaliyetlere bakıldığında özellikle son
yıllarda spor yönetimi ve spor yöneticisi yetiştirilmesi konularında önemli
gelişmelerin yaşandığı, sonuçları değerlendirildiğinde ise bir hayli mesafe
alındığı söylenebilir. Ayrıca, spor eğitiminin gelişmiş ülkeler seviyesinde
takip edilmesi amacıyla devlet tarafından lisansüstü çalışmalar yapmak üzere
yurt dışına 1937-1973 yılları arasında 16, 1973-1983 yılları arasında 14 kişi
gönderilmiştir. Bunların dördü Spor Yönetimi alanında eğitim görmüştür.
1984-1985 yıllarında 5 kişi Spor Eğitimi ve Spor Yönetimi dalında (20), 1993
yılında 4, 1994 yılında ise 8 kişi Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK
kontenjanından yurt dışına gönderilmiştir. Yöneticilerin yetiştirilmesinde hizmet içi eğitimin
önemi tartışılmaz. Türkiye’de spor yöneticisi yetiştirilmesi amacıyla
düzenlenen hizmet içi eğitim faaliyetleri büyük çapta GSGM tarafından
yürütülmektedir. Ancak, Türkiye’de spor yöneticilerinin plânlı ve düzenli
olarak hizmet içi eğitime tâbi tutuldukları söylenemez. Belli programların
olmamasına ve konunun öneminin yeterince kavranamamasına rağmen, özellikle
1980 yılı sonlarında kamu spor yöneticilerine ve kulüp yöneticilerine hitaben
bazı “genel yönetici” yetiştirmeye yönelik meslekî alan bilgileriyle,
yöneticilik bilgilerini içeren kurslar, seminerler ve benzeri faaliyetler
yapılmaya başlanmıştır. Bu faaliyetlerden bazıları aşağıda gösterilmiştir. Üst kademe spor yöneticilerine genel yöneticilik
verilmek üzere 15-26 Aralık 1990 tarihleri arasında Ankara’da, BTGM’lüğü ile
TODAİE ortak bir kurs yürütülmüştür. Kursa BTGM’lüğünden 50 üst kademe
yöneticisi katılmıştır. Kursta Çağdaş Yönetim, Türk Personel Sistemi ve
Sorunları, Denetim, Örgütte İnsan İlişkileri, Örgütlenme ve Örgütsel
Sorunlar,Yönetimde Haberleşme, Yönetim ve Halkla İlişkiler,Yönetimde Nicel
Yöntemler, Personelin Değerlendirilmesi ve Spor Yönetimi ve Sorunları adlı
dersler üçer saat okutulmuştur. 4-7 Ekim 1982 tarihlerinde Ankara’da Almanya’dan davet
edilen Prof.Klaus Ulbrich tarafından, Almanya’daki spor yönetim modelleri ve
spor organizasyonlarının yönetimi ağırlıklı yönetim kursu düzenlenmiştir. 24-31 Mayıs 1982 tarihlerinde “Açık Yüzme Havuzu
İşletme ve Bakım Kursu”, 7-14 Haziran 1982 tarihlerinde “Kapalı Yüzme Havuzu
İşletme ve Bakım Kursu” düzenlenmiştir. 1986 yılında “Spor Kulüpleri Yönetmelik Semineri” adı
altında 7 Nisan’da Adana, 20 Mayıs’ta Kocaeli’de, 20 Kasım’da Bursa’da, 11
Aralık’ta Ankara’da ve 26 Aralık’ta Konya’da birer günlük seminerler
verilmiştir (21). GSGM 1990’lı yıllardan itibaren spor yöneticiliği,
eğitim faaliyetlerini daha plânlı bir şekilde organize etmeye başlamış ve
hemen her yıl spor yöneticilerinin eğitimi için spor kulüpleri sevk ve idare
ile spor yöneticiliği seminerlerine ağırlık verilmiştir. Bu amaçla GSGM tarafından 1990 yılından itibaren her
yıl düzenli olarak teşkilâtça tescilli spor kulüplerinin sevk ve idaresinde
görev alan yöneticilerin bu hizmet faaliyetlerini en iyi şekilde
yürütmelerine katkıda bulunmak, Spor Kulüpleri ile Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü Merkez ve Taşra Teşkilâtı ile sporla ilgili diğer kurum ve
kuruluşlar arasında koordinasyon ve iş birliğini sağlamak ve geliştirmek
amacıyla seminerler düzenlemiştir (1999 Yılı Eğitim Plânı, s.14). Bu
seminerlerde aşağıdaki konuların işlenmesi öngörülmüştür:Spor kulüpleri
yönetimi ve yöneticiliği, spor kulüpleri, basın ve yayın organları
ilişkileri, spor kulüplerinde yöneticilik ilke ve prensipleri, spor
kulüpleri, amatör spor kulüpleri, federasyon ve konfederasyon ilişkileri,
spor kulüpleri, Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri İlişkileri, spor kulüpleri
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü İlişkileri (1991 Yılı Spor Eğitim Plânı,
s.44-45). Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü kendi personeli için de
spor yöneticiliği seminerleri düzenlemiştir. Bu seminerden amaç, genel
müdürlük merkez ve taşra teşkilâtında görev yapan şube müdürleri, uzmanlar,
ilçe müdürleri ile diğer spor elemanlarının spor yöneticiliği konularında
bilgilerini artırmak ve yeni gelişmelere daha rahat uyumlarını sağlamaktır
(1999 Yılı Spor Eğitim Plânı, s.15). Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce yukarıda belirtilen
amaçlar doğrultusunda düzenli olarak yapılan spor yöneticiliği seminerleriyle
hem spor kulüpleri yöneticileri hem de teşkilât mensupları bu alanda
yetiştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmalarda, zaman zaman üniversitelerle iş
birliği yapılmış ve öğretim üyelerinden istifade edilmiştir. 1990 ve 1999
Spor şûralarının da önemli birer organizasyon olduğu ve spor yöneticiliği
alanına büyük katkı sağladığı muhakkaktır. Bugün Türkiye’de tarihsel gelişim incelendiğinde spor
yöneticisi eğitimi çalışmalarının hem hizmet öncesi, hem de hizmet içi
düzeyde yeterli olduğunu söylemek zordur. Ancak, spor yöneticisi eğitimi
alanında son yıllarda önemli mesafeler katedildiği söylenebilir. Hem
üniversitelerin lisans ve lisansüstü, hem de GSGM’nin hizmet içi eğitim
faaliyetlerinde program, nitelik ve sayı bakımından önemli ölçüde
gelişmelerin olduğu bir gerçektir. Bütün bu çabalar ülkenin spor yöneticisi
ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Ayrıca, bu alanda yetişmiş insan gücünün
spor yöneticiliği kadrolarında istihdam edilmemesi de ayrı bir sorundur.
Bugün ülkemizde birçok alanda aşırı meslek taassubu anlayışı hâkimken, spor
alanında bu durum büyük çapta farklılık göstermektedir. Örneğin, 1989 yılı
itibarıyla Türk Spor Teşkilâtında görev yapan yöneticilerin %90’ının başka
mesleklerden geldiği tespit edilmiştir(22). SONUÇ Spor teşkilât ve organizasyonlarının hedeflerine
ulaşabilmesi büyük ölçüde yönetim biliminin kural, ilke ve metotlarının
uygulanmasına bağlıdır. Bunun sağlanabilmesi ise, spor yönetiminin sistemli,
etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi ile mümkün olabilir. Spor
yönetiminde başarı, sporu yönetenlerin performansına bağlıdır. Bugünün spor
yöneticisi, çok değişik nitelik, beceri ve sporun ilişkili olduğu disiplinler
hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Daha da önemlisi, pratik
tecrübelerini sürekli yenileyerek, bu tecrübelerini teoik bilgilerle
destekleyerek, spor gibi karmaşık bir olguyu ve onun organizasyonunu kazanmış
olması gerekir. Çünkü spor alanında bir yandan bilimsel ve teknolojik spor
yöneticilerini daha nitelikli, çok yönlü, dikkatli ve başarılı olmaya
zorlamaktadır. Bütün bu gelişmeler, spor yöneticilerinin çağdaş manada
eğitimini daha güncel ve kaçınılmaz hâle getirmektedir. Spor yöneticilerinin başarılarında, amaçlara yönelik
etkili hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim programlarının önemi tartışmasız
kabul edilmektedir. Tüm gelişmelere rağmen ülkemizde spor yöneticilerinin
eğitimi ile ilgili faaliyetlerin günümüzde istenilen seviyede olduğunu
söyleyebilmek oldukça zordur. Aslında sporu yönetenlerin tamamının beden eğitimi ve
spor tahsili yapmaları gerektiği gibi bir görüşün savunulması çağımızın
modern yönetim anlayışına uymamaktadır. Çünkü farklı branşlardan spor ve
yönetim formasyonu ile donatılmış spor yöneticilerinin de, spor eğitimi
almış, sporcu kökenli yöneticilerle beraber çalışmaları, spor teşkilât ve
yönetimlerine daha geniş bir perspektifin kazandırılmasını sağlayabilir. Ancak,
yukarıda da belirtildiği gibi,Türk Spor Teşkilâtında spor eğitimi görmüş
insanların yönetim kademelerinde çok düşük oranda temsil edilmesi alan için
bir handikap olarak değerlendirilebilir. Bu sebeple, spor teşkilâtlarında görev alan yöneticiler
içerisinde spor eğitimi alanlara daha yüksek oranda şans tanınmasının
rasyonel bir davranış olacağı söylenebilir. Türk Spor Teşkilâtında spor
tahsili yapmış insanların yönetim kademelerinde ve teşkilâtta çok düşük
oranda temsil edilme nedenlerinden birisi, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunun’da Spor Hizmetleri Sınıfının bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Bu
durumun ortadan kaldırılabilmesi için ivedilikle 657 sayılı kanunda yeniden
düzenleme yapılarak, Spor Hizmetleri Sınıfının ihdas edilmesi ya da 3289
sayılı yasada yapılacak düzenlemeyle spor yöneticiliği eğitimi almış
kişilerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü teşkilâtında yöneticilik görevi
almasına öncelik tanınmasının, sorunun çözülmesinde etkili olabileceği
söylenebilir. Ayrıca, spor yönetimi ve yöneticiliği alanında eğitim yapan
kurumların desteklenmesi ve bu kurumlardan mezun olan ve spor yönetimi
formasyonu almış kişilere spor yöneticiliği alanında öncelik tanınması ülke
sporunun çağdaş seviyeye ulaştırılması açısından önemlidir.
(*)Gazi
Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu. (1)Mustafa
Erkal, Sosyolojik AçıdanSpor, 1981,
s.199. (2)
Kemal Tosun, İşletme Yönetimi,
1974, s.5. (3)Howard,
M.C., Management Concepts and
Situations, 1976, s.21. (4)Kurthan
Fişek, Spor Yönetimi, 1983, s.84. (5) Faik
İmamoğlu,“Fonksiyonel Açıdan Spor
Yönetiminin Anlam ve Önemi”, 1992, s.22. (6)Bucher,
C.A., management of Physical Education,
1987, s.3. (7)DPT,
V.Beş Yıllık Kalkınma Plânı,Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 1983, s.22. (8)Azmi
Yetim,“Başarılı Bir Spor Yöneticisinin
Özellikleri”, 1991, s.15-18. (9)
Suat Karaküçük, Beden Eğitimi
Öğretmeninin Eğitimi, 1989, s.362-363. (10)A.Karasüleymanoğlu,
Yeni Boyutları İle Spor, 1989,
s.18-19. (11)
Suat Karaküçük, a.g.e., s.362-363. (12)Kemal
Tosun, a.g.e., s.276. (13)Y.Kemal
Kaya, Eğitim Yönetimi, 1984,
s.214. (14)Kemal
Tosun, a.g.e., s.274-276. (15)Yöneticiler
Seminer Notları, 1987, s.31. (16)Nuri
Tortop, Halkla İlişkiler, 1994,
s.236. (17)Y.Kemal
Kaya, a.g.e., s.220. (18)
Suat Karaküçük, a.g.e., s.47. (*)Gençlik
ve Spor Akademileri Kuruluş,Öğretim ve Sınav Yönetmeliği, 11 Temmuz 1980
tarih ve 17044 sayılı Resmî Gazete. (19)Suat
Karaküçük,“Türkiye’de Spor
Yöneticilerinin Eğitimi”, 1988, s.368-369. (*)Bu
bilgilerÖSYM1999 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılâvuzundan
alınmıştır. (*)Bu
bilgiler Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor
Yöneticiliği ders programından alınmıştır. (*)Bu
bilgiler Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor
Ana Bilim Dalı Ders Programlarından alınmıştır. (20)Nalan
Bilge, Beden Eğitimi Öğretmeninin
Yetiştirilmesi, 1989, s.156-160. (21)
Suat Karaküçük, a.g.e., s.370-375. (22)Suat
Karaküçük, a.g.e., s.376. |
İçindekiler...
o
Küreselleşme ve Milli
Duyarlılıklar o
Öğretmenlerin Sahip
Olmaları Gereken Davranış Olarak Sosyal Beceri o
Öğretmen Yetiştirmenin
Uluslararası Boyutu (UNESCO 45. Uluslararası Eğitim Kongresi) o
Avrupa, Amerika Birleşik
Devletleri, Çin ve Türkiye’de Beden Eğitimi ve Sporun Gelişimi o
Türkiye’de Spor
Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü o
İş Birliğine Dayalı Öğrenme:
Etkili Ancak İhmal Edilen ya da Yanlış Kullanılan Bir Metot o
Okul Alanlarının
Bedelsiz Olarak Kamuya Kazandırılması o
Hizmet İçi Eğitim
Programlarının Değerlendirilmesi o
Üniversite
Öğrencilerinin İnternet Kullanım Düzeyleri ve Beklentilerinin
Değerlendirilmesi o
Avrupa Birliği Eğitim
Programları “Leonardo da Vinci Programı” © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
|||
[ yukarı ] |