MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı
150 |
Mart,
Nisan, Mayıs 2001 |
Öğretmenlerin Sahip Olmaları gereken Davranış
Olarak Sosyal Beceri
|
Dr. Galip Yüksel (*) |
GİRİŞ
Öğretmenlerin sahip olmaları gereken davranışlar
geçmişten günümüze öğretmen yetiştirme çalışmalarının geleneksel konularından
biri olmuştur. Öğretmenliğin bir bilim mi, sanat mı olduğu farklı çevreler
tarafından uzun zamandır tartışılmaktadır. Her iki görüşte taraftar
bulmaktadır. Öğretmenliği sanat olarak görenlere göre, öğretmenlikte yetenek,
sevgi, yaratıcılık ve ilham gibi nitelikler önem kazanmaktadır. Öğretmenliği
bilim olarak görenlere göre ise bilgi ve beceri önem kazanmaktadır. İki
görüşün de haklılık payı vardır. Uygulamada bunları uzlaştırmak da oldukça
kolaydır, çünkü iki görüşte farklı kavramlardan bahsetmektedir. Bir grup
kişilik özelliğinden bahsederken, diğer grup becerilerden ve bilgilerden
bahsetmektedir. Bu iki görüşten şu sonuca varmak olasıdır: Öğretmenlik bir
takım kişilik özellikleri ile bilgi ve beceriler gerektirir. Kişilik
özelliklerinin günümüzde öğretilmesi oldukça zor görünmektedir, ama beceri ve
bilgiler öğretilebilir. Etkili öğretmenlerde bulunması gereken bilgi ve
beceriler konusunda değişik listeler görmek olasıdır. Örneğin; Reed ve Bergman'ın
(1) öne sürdüğü etkin öğretmen özellikleri incelendiğinde bu özelliklerin
çoğu öğrenilebilir, öğretilebilir ve değerlendirilebilir özelliklerdir.
Öğretmen yetiştiren kurumlarda yapılmaya çalışılan işte bu öğretilebilir,
öğrenilebilir ve değerlendirilebilir bilgi ve becerileri öğretmen adaylarına
kazandırmaya çalışmaktadır. Öğretmenlerde bulunması gerekli olan öğretilebilir,
öğrenilebilir ve değerlendirilebilir davranışların neler olduğu konusunda
çeşitli listeler görmek olasıdır. Öğretilebilir, öğrenilebilir olan
davranışlar etkin öğretmenlerde bulunması gereken özellikler olarak
görülmektedir. Etkin öğretmen özelliklerinden bazıları şu şekilde
sıralanmaktadır: 1. Öğretim uzmanı, 2. Yönetici, 3. Güdüleyici, 4. Lider, 5.
Danışman, 6. Çevre düzenleyici ve 7. Model olarak öğretmen. Bir başka
yaklaşıma göre ise öğretmenlik mesleği şu boyutları içermelidir: Konu
uzmanlığı, güdüleyici, öğrenenlerin farklılığı, öğretimin plânlanması,
öğrenme stratejileri, öğrenme çevresi, iletişim ve değerlendirme (2). Öğretmenlerin rolleri eğitim sürecinin üç unsuru
dikkate alınarak da ele alınabilir. Bu roller: 1. Öğretimle ilgili, 2.
Yönetimle ilgili ve 3. Rehberlik ve psikolojik danışma ile ilgili roller
olarak sıralanmaktadır. Rehberlik ve psikolojik danışma ile ilgili
öğretmenlerin rolleri arasında ise dinleyici rolü, kurumlara yönetici ve
kabul edici rolü, insan potansiyelini geliştirici rolü, insan ilişkilerini
geliştirici rolü ve rehberlik ve psikolojik danışma programını destekleyici
rolü sayılabilir (3). Son yıllarda öğretmen adaylarında bulunması gereken
roller konusunda üç alan belirlenmektedir. Bu alanlar: 1. Organizasyon-plânlama ve öğretim
yaklaşımları, 2. Meslekî profesyonellik ve 3. Sosyal beceriler (4). Capel ve
arkadaşları tarafından yeni göreve başlayan öğretmenlerden beklenen üç grup
davranış aşağıda sıralanmıştır: 1.
Organizasyon-plânlama ve öğretim yaklaşımı Ders için gerekli olan kitapları, diğer materyalleri
hazırlamak ve öğrencilerin gelişim süreçleri ve kendi çalışmaları hakkında
yöneticilerle konuşmak, temizlik ve güvenlik önlemlerini kontrol etmek için
okula zamanından önce gelmek. Sınıfın özelliklerine göre hangi konuları öğreteceğini
plânlama ve hazırlamak. Kendi dosyasında düzenli kayıtları tutabilmek ve bu
kayıtları güncelleştirmek. Kendi özel alan bilgisine sahip olmak. Değişik öğretim teknikleri denemek. 2.
Meslekî Profesyonellik Yeni öğrenmelere açık olmak. Esnek olmak. Uygun kıyafet giymek. Okul işleyişi ve politikası hakkında bilgili olmak. Liderlik rolü almak. Kendini geliştirme ile ilgili sorumluluk almak. Özel alan bilgisini güncelleştirmek. Öğrencilerin öğrenmelerini sağlayacak etkinlikleri
kullanmak. Öğrenci aileleri ile çocukların gelişim süreçlerini
tartışmak. 3.
Sosyal Beceriler Öğrenciler ve diğer görevlilerle iyi iletişim
geliştirmek. Espri anlayışına sahip olmak. Takımla iyi ilişkiler kurarak çalışmak. Çocukların yanısıra yetişkinlerle de iyi iletişim
kurmak. Güç durumları zararsız hâle getirmeyi öğrenmek. Bu yazıda öğretmenlerde bulunması gereken üç unsurdan
biri olan "sosyal beceriler" ele alınıp incelenmiştir. Sosyal
Beceri Başkalarının olumlu tepkiler vermesine yol açabilecek
ve olumsuz tepkileri önleyebilecek becerilere sahip olmak birey için oldukça
önemlidir. İnsan, başkalarıyla etkileşimi mümkün kılacak sosyal açıdan kabul
edilebilir olan davranışlara sahip olmak ister. Bu davranışlar genel olarak
sosyal beceri olarak adlandırılmaktadır. Sosyal beceriler bireyin yaşamında
önemli bir role sahiptir, çünkü diğer insanlarla iletişimde bulunmayı
kolaylaştırıcı önemli bir özelliktir. Her insan yaşamı; diğer bir deyişle başarılı ve mutlu
olmayı, kolaylaştırıcı becerilere sahip olmak ister. Giblin'e göre (5) başarı
ve mutluluğun, bir ortak paydası vardır: Diğer insanlar. Eğer diğer
insanlarla başarılı ilişkiler kurabilmek öğrenilirse, tüm iş kollarında,
kariyerde ve uğraş alanlarında işin yüzde 85'i ve kişisel mutluluk yolunda da
işin yüzde 99'u halledilmiş olacaktır. Bu görüş çeşitli araştırmalarla
kanıtlanmıştır. Carnegie Teknoloji Enstitüsü'nde 10 000 kişiye ait veriler
analiz edilerek, başarının yüzde 15'inin yapılan işle ilgili bilgi ve beceri
geliştirme çalışmalarına ve yüzde 85'inin de kişilik faktörlerine, insanlarla
başarılı ilişkiler kurmaya bağlı olduğu görülmüştür. Benzer diğer bir çalışmada
Harvard Üniversitesi Meslekî Yönlendirme Bürosu tarafından yapılmıştır. Bu
araştırma da işine son verilen binlerce kadın ve erkek araştırma kapsamına
alınmıştır. Araştırma kapsamına giren bireyler arasında işine son verilen her
bir kişiye karşılık, insanlarla iyi ilişkiler kuramadığı için işine son
verilen iki kişi olduğu rapor edilmiştir. Kişiler arası ilişkilerin iyi olması bazı değişkenlerle
ilişkilidir. Değişkenlerden birisi de sosyal becerilerdir. Sosyal beceriler
tüm insanlar için önemli olmasına rağmen bazı meslek mensupları için daha da
önemli görülmektedir. Bu mesleklerden birisi de öğretmenliktir. Öğretmenler de, başkalarıyla etkileşimi mümkün kılacak
sosyal açıdan kabul edilebilir olan davranışlara sahip olmak ister. Bu
davranışlar genel olarak sosyal beceri olarak adlandırılmaktadır. Öğrenilmiş
davranışlar olarak ele alınan sosyal becerilerle ilgili literatürde çok
sayıda tanıma rastlanmaktadır. Burada, bu tanımlardan bazıları ele alınarak
incelenmiştir. Michelson ve arkadaşları (6) sosyal beceri tanımlarında
altı ortak noktanın bulunduğunu belirtmektedirler. Bunlar: 1. Öğrenme ile
kazanılır, 2. Sözel ve sözel olmayan özel davranışlardan oluşur, 3. Tepki ve
davranışları başlatmada etkilidir, 4. Diğerlerinden gelen olumlu sosyal
pekiştireçleri arttırır, 5. Karşılıklı ilişkilerde gerekli zamanlamaya ve
etkileşime dayalı davranışlardır ve 6. Diğerlerinin sosyal statüsü, cinsiyeti
ve yaşı gibi faktörlerden etkilenir şeklinde sıralanmaktadır. Kelly (7) sosyal beceriyi, çevreden olumlu pekiştireç
sağlayan veya devam ettiren kişilerarası ilişki durumlarında kullanılan
öğrenilmiş davranışlar olarak görmektedir. Bu tanımda, sosyal beceriler; 1.
Olumlu pekiştireçlere neden olacak davranış, 2. Kişilerarası ilişkilerde
sergilenebilir davranış ve 3.Tanımlanabilir davranış olarak ele alınmaktadır.
Cartledge ve Milburn(8), sosyal beceri tanımlarının
çoğunda şu ögelerin ortak olduğunu belirtmektedirler:1.Başkalarının olumlu
tepkiler vermesine yol açacak ve olumsuz tepkileri engelleyecek, başkalarıyla
etkileşimi mümkün kılacak, sosyal olarak kabul edilebilir olan öğretilmiş
davranışlar olarak sosyal beceriler, 2. Çevrede etki bırakan, hedefe yönelik
davranışlar olarak sosyal beceriler, 3. Duruma özgü ve sosyal içeriğe göre
değişen sosyal beceriler ve 4. Hem belirli gözlenebilir davranışlar, hem de
gözlenemeyen bilişsel ve duyuşsal ögeler içeren davranışlar olarak sosyal
beceriler. Marlowe (9) ise sosyal becerileri, kişiler arası
durumlarda, kişinin kendisi dahil insanların duygu, düşünce ve davranışlarını
anlama ve bu anlayışa uygun davranma yeteneği olarak tanımlamaktadır. Hargie ve arkadaşları (10) sosyal beceriyi "hedefe
yönelik, ilişkiler arası duruma özgü, öğrenilebilir ve bireyin kontrolü
altındaki davranışlar" olarak görmektedir. Onlara göre sosyal beceri
davranışları ile ilgili altı temel öge şöyle sıralanabilir: 1. Hedefe
yöneliklik, 2. İlişkiler arası, özel hedeflere ulaştırıcı, 3. Duruma uygun,
4. Tanımlanabilir davranış ünitesi, 5. Öğrenilebilir ve 6. Bireyin bilişsel
kontrolü altında olan davranışlar. Yukarıda verilen tanımlar incelendiğinde sosyal beceri,
kişiler arası ilişkilerde sosyal bilgiyi alma, çözümleme ve anlamanın
yanısıra uygun tepkilerde bulunma, hedefe yönelik ve sosyal bağlama göre
değişen, hem gözlenebilir hem de gözlenemeyen bilişsel ve duyuşsal ögeleri
içeren ve öğrenilebilir davranışlar olarak anlaşılmaktadır. Sosyal becerileri oluşturan çeşitli yapılardan söz
edilmektedir. Riggio (11, 12) sosyal becerileri oluşturan altı yapı olduğunu
belirtmektedir. Riggio'nun geliştirmiş olduğu Sosyal Beceri Envanteri'nde
(Social Skills Inventory) sosyal beceri ve sosyal becerileri oluşturan
yapılar aşağıdaki gibi ele alınmaktadır: 1. Duyuşsal anlatımcılık (emotional expressivity), 2. Duyuşsal duyarlık (emotional sensitivity), 3. Duyuşsal kontrol (emotional control), 4. Sosyal anlatımcılık (social expressivity), 5. Sosyal duyarlık (social sensitivity) ve 6. Sosyal kontrol (social control) olarak
adlandırılmaktadır. Bu özellikler özet olarak şu şekilde açıklanmaktadır: Duyuşsal
Anlatımcılık Duyuşsal anlatımcılık bireylerin sözel olmayan iletişim
becerilerini, özellikle duyuşsal mesajları gönderme becerilerini ifade
etmektedir. Bu yapı ayrıca bireyler arası etikleşimde eğilimlerin sözel
olmayan anlatım yönünü ve duyuşsal durumları tam olarak ifade etme becerileri
olarak tanımlanmaktadır. Duyuşsal anlatımcı birey, canlı ve neşelidir bu
becerileri ile diğer insanları etkileyebilir. Duyuşsal
Duyarlık Duyuşsal duyarlık, başkalarının sözel olmayan
iletişimlerini alma, anlama ve yorumlama becerilerini ifade etmektedir.
Duyuşsal yönden duyarlı bireyler, başka bireylerin duyuşsal imalarını doğru
ve tam olarak yorumlarlar. Başka bireyler, duyuşsal olarak duyarlı bireyleri
çabuk etkileyebilirler. Bu yapıya sahip olan bireyler, başkalarının duyuşsal
durumlarını empatik olarak ifade edebilirler. Duyuşsal
Kontrol Duyuşsal kontrol, bireylerin duyuşsal ve sözel olmayan
tepkilerini düzenleme ve kontrol becerilerini içermektedir. Duyuşsal kontrol,
belli başlı duyguları yetenekle birleştirme ve bu duyguları bir maske altında
gizleme becerilerini kapsar. Örneğin, bir şakaya uygun ortamda gülmek veya
üzüntüyü gizlemek için neşeli bir yüz ifadesi sergilemek gibi. Bu yapıya
sahip olan bireyler duygularını göstermeye karşı kontrol etme
eğilimindedirler. Sosyal
Anlatımcılık Sosyal anlatımcılık, sözel anlatımcılığı ve bireylerin
birbirleriyle sosyal iletişim kurma ve iletişime katılma becerilerini ifade
etmektedir. Diğer bir deyişle sosyal yakınlaşmadaki becerileri
göstermektedir. Bu yapıya sahip olanlar, cana yakın sosyal ya da herhangi bir
konuda sohbeti başlatma ve yönlendirme becerilerine sahiptirler. Ayrıca bu
yapı sözel akıcılıkla da ilişkilidir. Sosyal anlatımcı bireyler söylemek
istediklerini içeriğe bağlı olmaksızın kendi başlarına konuşmayı kolaylıkla
yönlendirebilirler. Diğer bir deyişle spontan bir şekilde konuşmayı
sürdürebilirler. Sosyal
Duyarlık Bu yapı, başkalarının sözel iletişimlerini alma, anlama
ve yorumlama becerilerini içermektedir. Bunun yanısıra, bireylerin uygun
sosyal davranışları yönlendiren normları anlamak ve bireysel duyarlılığı da yansıtmaktadır. Sosyal
duyarlı bireyler, sosyal davranışları sergilerken sosyal normlara özen
gösterirler ve ortama uygun hareket etme bilincindedirler. Bu yapı sosyal
etkileşime katılmayı engelleyen bireysel bilinci de yansıtabilmektedir. Sosyal
Kontrol Bu yapı, sosyal rol oynama ve bireyin sosyal olarak
kendini ortaya koyma becerilerini ifade etmektedir. Sosyal kontrol becerisi
gelişmiş bireyler, herhangi bir sosyal durumda ortama uygun hareket eden,
kendinden emin ve sosyal durumlara kolayca ayak uydurabilen bireylerdir.
Sosyal kontrol becerisi aynı zamanda, sosyal etkileşim sırasında yapılan
iletişimin içeriği ve yönlendirilmesi konusunda da bireylere yardımcı
olmaktadır. Etkili
Öğretmenlerin Rolleri ve Sosyal Beceriler Arasındaki İlişki Yukarıda öğretmenlerin çeşitli rolleri üzerinde
durulmuştur. Burada ise bu roller ile sosyal beceriler arasındaki ilişki ele
alınıp tartışılacaktır. Öğretmenin, öğrencinin kişisel problemleri ve
endişeleriyle ilgilenirken duyuşsal ve sosyal yönden duyarlılığı ön plâna
çıkar. Duyuşsal yönden duyarlı olan öğretmen öğrencilerin içinde bulunduğu
dönemin kültürünü anlar ve ona göre davranır. Gelişmeye açık etkin bir
öğretmen öğrencilerin duygularına değer verir, onların olumlu benlik kavramı
geliştirmelerine yardımcı olur.
Öğrencilerin sözel ve sözel olmayan tepkilerine değer verir ve dinler.
Öğretmenlerin dinleyici ve ilk iletişimi kuran kişi olarak adlandırılan rolü
duyuşsal ve sosyal yönden duyarlı olmasını gerektirir. Öğretmen bütün sınıfı içeren faaliyetler organize
ederken, dersi öğrenciyi aktif kılacak şekilde plânlarken, grup
etkinliklerini organize ederken, beklenmeyen bir durumla ya da plânların
bozulması halinde ortama ayak uydururken sosyal kontrol becerilerine
gereksinme duyar. Her öğrenciye beklentilerini açıkca belirtirken sosyal
ve duyuşsal anlatımcılık söz konusudur. Sosyal ve duyuşsal anlatımcılık aynı
zamanda iletişimde netlik, beklenileni tam olarak açıklama, duygu ve
düşüncelerini açıklamada gerekli olan beceri unsurlarıdır. Öğrenci ve diğer
personelle iyi iletişim kurabilmesi, duyuşsal ve sosyal yönden anlatımcı ve
duyarlı olması ile ilgilidir. Waller, 1967'de öğretmenlerin ders kitapları içerisinde
bulamayacakları ancak öğrenmeleri zorunlu olan bir kavram ortaya koymuştur.
Bu kavram sosyal içgörü (social insight) olarak adlandırılmaktadır. Sosyal
içgörü, sınıfta neyin olup bittiğini kavrama şeklinde tanımlanmaktadır.
Waller'e göre bu basit bir kavram gibi gelebilir, fakat, bunun etkili bir
şekilde üstesinden gelebilmek için öğretmenlerin öğrencilerin kültüründen
haberdar olması ve öğrenci davranışını anlaması gerekir (13). Öğrenci kültürü
konusunda da çok sayıda liste görmek olasıdır, öğrenci kültürünün sekiz
unsuru Hall tarafından 1981'de genel olarak şöyle sıralanmaktadır: 1. Konuşma
dili, 2. Sözsüz iletişim, 3. Genel kültür, 4. Dünya görüşü, 5. Davranış
stili, 6. Değerler, 7. Akıl yürütme biçimleri ve 8. Kültürel kimlik gibi
özelliklerden oluşmaktadır. Bir öğretmenin sosyal içgörüsü eksikse, öğrencilerle
iletişimi daha az etkili olabilir. Bu durumda araştırmacılar öğretmenlere çeşitli önerilerde
bulunmaktadır. Bunlar arasında; 1. Öğrencinin içinde bulunduğu dönemin
kültürünü anlamak, 2. Öğrencilerin havasını anlamak; bu bazı günler
öğrencilerin neden enerji dolu olduklarını veya bazı günler neden sınıfla hiç
ilgilenmediklerini anlamada yardımcı olur, 3. Konuyu çocukların okul dışı
yaşantılarıyla ilişkilendirmek, 4. Öğrenciyi tanımak ve 5. Öğretmenin
insanlığını öğrencilerle paylaşması gibi değişkenler yer almaktadır (14). Sosyal içgörü ile ilgili faktörler dikkate alındığında,
bu faktörlerden sosyal beceri ve sosyal beceriyi oluşturan unsurlarla
ilişkileri görülebilir. Öğrencinin içinde bulunduğu dönemin kültürünü anlamak
ve öğrencinin havasını anlamak, sosyal ve duyuşsal duyarlı olmayı
gerektirmektedir. İnsanlığınızı öğrencilerle paylaşın değişkeninde ise;
başarılı öğretmenler uygun koşullarda güçlü ve zayıf taraflarını öğrencilerle
paylaşmaktan korkmazlar anlayışı vardır. Öğretmenler sosyal becerileri oluşturan değişkenlere
bir bütün olarak sahip olmalıdır. Bu değişkenlerden biri ya da bazılarına
sahip olmak sosyal yeterlik için yeterli değildir. Çünkü sosyal beceriyi
oluşturan unsurlar birbirleri ile ilişkilidir. Diğer bir deyişle öğretmen
sosyal ve duyuşsal yönden anlatımcı, duyarlı ve kontrol becerilerine sahip
olmak durumundadır. Bunlardan bazılarına sahip olup diğerlerine sahip olmamak
eksiklik olarak görülmektedir. Riggio'a göre (15): "Her
sosyal beceri ve sosyal etkililik arasındaki ilişki her zaman aynı düzeyde
değildir. Diğer sosyal beceri unsurları ile bağlantılı olarak temel sosyal
beceri unsurlarından sadece birine sahip olmanın herhangi bir işlevi
olmayabilir. Örneğin; bazı bireyler anlatımcıdır, fakat düzenleme ve kontrol
becerileri olmadığından dolayı, diğer bireylerin dikkatlerini çekseler ve
olumlu tepkiler alsalar bile, çabuk kızabilirler ve son derece huysuz
olabilirler. Sonuç olarak, genel sosyal becerilerle ilgili özel unsurlardan
söz edebiliriz. Ancak, bunlar diğer beceri unsurları ile birleştiğinde önemli
unsurlar hâline gelebilirler". Sonuç
Öğretmenler sosyal becerileri oluşturan değişkenlere
bir bütün olarak sahip olmalıdır. Örneğin, öğretmen kendisini ifade edebilir,
sınıfı kontrol edebilir ancak duyarlı değilse öğrencileri anlamak konusunda
yetersizlik sergileyecektir. Bu da öğretimle ilgili plânladığı bazı hedeflere
ulaşmasını engelleyebilir. Öğrenci kendisini dinlemeyen ve/veya denleyemeyen
öğretmenden ders dinlemek istemeyebilir. Öğretmen anlatımcı, duyarlı olabilir
ancak kontrol becerisi yoksa sınıfta en küçük bir olaya öfkelenip kendisini
güç durumda bırakacak tepkiler sergileyebilir. Ancak duyuşsal ve sosyal
yönden kontrol becerilerine sahip olmakla olumsuz tepkilerden kaçınabilir. Özet olarak öğretmenler, duyuşsal kontrol, duyuşsal
duyarlık vb. gibi sosyal becerilere sahip olabilirler. Bunlar önemlidir.
Fakat genel olarak sosyal becerilerin varlığı için yeterli değildir. Örneğin,
öğretmenin duyuşsal ve sosyal duyarlık becerileri yüksek, sosyal kontrol ve
anlatımcılık becerileri düşük ise, öğrencilerin sosyal davranışlarını
anlarlar ve etkileşim normlarını bilirler ancak öğrencilerle sosyal etkileşim
kuramazlar. Bunun sonucu olarakta öğrencilerine istendik davranışları
kazandırmada yetersiz kalabilirler. Öğretmenlerde gözlemlenen bu yetersizliği
giderebilmek için şu etkinliklere yer verilebilir: Öğretmen yetiştiren kurumlarda, öğretmen adaylarına ve
Hizmet içi eğitim programlarında da öğretmenlere sosyal becerileri
kazandıracak şekilde plânlamalar yapılabilir, bu programlar doğrultusunda
sosyal becerileri kazandıracak derslere yer verilebilir.
(*) Gazi Üniversitesi
Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi. (1)
Reed.A. J. S, ve Bergeman.V. E, (1992) In
the Classroom: An Introduction to Education on Guilford, C T: the Dushkin Publishing Group Millî
Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Dökümanı:
Öğretmen Değerlendirme, Ankara, 1995 (2)
Özdemir, Servet. (1997) Eğitimde
Örgütsel Yenileşme Pegem yayınları. Ankara. (3)
Gibson. Robert L, ve Mitchell. Marranne, H. (1995) Introduction to Counseling and Guidanca. Fourth Edition. Merrill
an imprint of Prentice Hall Englewood Cliffs, New Jersey Columbus, Ohio. (4)
Capel. S e arkadaşları (1996) Learning
to Teach in the Secondary School. A. Companion to School Experience Routledge
11. New Fetter Lane, London. (5)
Giblin. Les, (1995) İnsan İlişkilerinde Kendine Güven ve Güç Elde Etmenin
Yolları (Çvr: İdil Güpgüpoğlu) Sistem yayıncılık. İkinci baskı, İstanbul. (6)
Michelson. L. ve diğerleri. (1981) "Social skills assessment of
hildren"In B B Lahey ve A.E. Kazdin (Eds) Advances in clinical child psychology. N Y Plenum Press. (7)
Kelly. Jeffrey. A. (1982). Social-Skills
Training: A Practical Guide For Interventions Springer Publishing Company
Inc. Newyork. (8)
Cartledge. G. ve Milburn, J.F. (1983). "Social Skills Assessment and
Teaching in the Schools", Advances
in School Psychology (Ed. T.R.Kratovhwili) London Lawrene Vol.3, 175-235. (9)
Marlowe. H.A, Jr. (1986) "Social Intelligene: Evidence for
Multidimensionality and Construct Independence. Journal of Educational Psychology 78, 52-58. (10)
Hargie. Owen ve diğerleri. (1994). Social
Skills in Interpersonal Communiation Third Edition. New York. (11)
Riggio. R.E. (1986) "The Assessment of Basic Social Skills" Journal of Personality and Social
Psychology. 51, 649-660. (12)
Riggio. R.E. (1989). Social Skills
Inventory Manual. (Research Edition) Palo Alto, CA: Consulting
Psychologists Press. USA. (13)
Gordon. L. Robin, (1997) "How Novice Teacher Can Succeed with
Adolescents" Eduational
Leadership Vol. 54. No: 7 April (pp: 56-58) (14)Gordon.
L.Robin, a.g.e. (15)Riggio.
R.E.,a.g.e. |
İçindekiler...
o
Küreselleşme ve Milli Duyarlılıklar o
Öğretmenlerin Sahip
Olmaları Gereken Davranış Olarak Sosyal Beceri o
Öğretmen Yetiştirmenin
Uluslararası Boyutu (UNESCO 45. Uluslararası Eğitim Kongresi) o
Avrupa, Amerika Birleşik
Devletleri, Çin ve Türkiye’de Beden Eğitimi ve Sporun Gelişimi o
Türkiye’de Spor
Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü o
İş Birliğine Dayalı
Öğrenme: Etkili Ancak İhmal Edilen ya da Yanlış Kullanılan Bir Metot o
Okul Alanlarının
Bedelsiz Olarak Kamuya Kazandırılması o
Hizmet İçi Eğitim
Programlarının Değerlendirilmesi o
Üniversite
Öğrencilerinin İnternet Kullanım Düzeyleri ve Beklentilerinin
Değerlendirilmesi o
Avrupa Birliği Eğitim
Programları “Leonardo da Vinci Programı” © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı |
[ yukarı ] |