MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ | 
  
   Sayı
  150  | 
  
   Mart,
  Nisan, Mayıs 2001   | 
 
  Öğretmenlerin Sahip Olmaları gereken Davranış
  Olarak Sosyal Beceri
       | 
  
   Dr. Galip Yüksel (*)   | 
 
| 
   GİRİŞ
   Öğretmenlerin sahip olmaları gereken davranışlar
  geçmişten günümüze öğretmen yetiştirme çalışmalarının geleneksel konularından
  biri olmuştur. Öğretmenliğin bir bilim mi, sanat mı olduğu farklı çevreler
  tarafından uzun zamandır tartışılmaktadır. Her iki görüşte taraftar
  bulmaktadır. Öğretmenliği sanat olarak görenlere göre, öğretmenlikte yetenek,
  sevgi, yaratıcılık ve ilham gibi nitelikler önem kazanmaktadır. Öğretmenliği
  bilim olarak görenlere göre ise bilgi ve beceri önem kazanmaktadır. İki
  görüşün de haklılık payı vardır. Uygulamada bunları uzlaştırmak da oldukça
  kolaydır, çünkü iki görüşte farklı kavramlardan bahsetmektedir. Bir grup
  kişilik özelliğinden bahsederken, diğer grup becerilerden ve bilgilerden
  bahsetmektedir. Bu iki görüşten şu sonuca varmak olasıdır: Öğretmenlik bir
  takım kişilik özellikleri ile bilgi ve beceriler gerektirir. Kişilik
  özelliklerinin günümüzde öğretilmesi oldukça zor görünmektedir, ama beceri ve
  bilgiler öğretilebilir. Etkili öğretmenlerde bulunması gereken bilgi ve
  beceriler konusunda değişik listeler görmek olasıdır. Örneğin; Reed ve Bergman'ın
  (1) öne sürdüğü etkin öğretmen özellikleri incelendiğinde bu özelliklerin
  çoğu öğrenilebilir, öğretilebilir ve değerlendirilebilir özelliklerdir.
  Öğretmen yetiştiren kurumlarda yapılmaya çalışılan işte bu öğretilebilir,
  öğrenilebilir ve değerlendirilebilir bilgi ve becerileri öğretmen adaylarına
  kazandırmaya çalışmaktadır.  Öğretmenlerde bulunması gerekli olan öğretilebilir,
  öğrenilebilir ve değerlendirilebilir davranışların neler olduğu konusunda
  çeşitli listeler görmek olasıdır. Öğretilebilir, öğrenilebilir olan
  davranışlar etkin öğretmenlerde bulunması gereken özellikler olarak
  görülmektedir. Etkin öğretmen özelliklerinden bazıları şu şekilde
  sıralanmaktadır: 1. Öğretim uzmanı, 2. Yönetici, 3. Güdüleyici, 4. Lider, 5.
  Danışman, 6. Çevre düzenleyici ve 7. Model olarak öğretmen. Bir başka
  yaklaşıma göre ise öğretmenlik mesleği şu boyutları içermelidir: Konu
  uzmanlığı, güdüleyici, öğrenenlerin farklılığı, öğretimin plânlanması,
  öğrenme stratejileri, öğrenme çevresi, iletişim ve değerlendirme (2). Öğretmenlerin rolleri eğitim sürecinin üç unsuru
  dikkate alınarak da ele alınabilir. Bu roller: 1. Öğretimle ilgili, 2.
  Yönetimle ilgili ve 3. Rehberlik ve psikolojik danışma ile ilgili roller
  olarak sıralanmaktadır. Rehberlik ve psikolojik danışma ile ilgili
  öğretmenlerin rolleri arasında ise dinleyici rolü, kurumlara yönetici ve
  kabul edici rolü, insan potansiyelini geliştirici rolü, insan ilişkilerini
  geliştirici rolü ve rehberlik ve psikolojik danışma programını destekleyici
  rolü sayılabilir (3). Son yıllarda öğretmen adaylarında bulunması gereken
  roller konusunda üç alan belirlenmektedir. Bu alanlar: 1.  Organizasyon-plânlama ve öğretim
  yaklaşımları, 2. Meslekî profesyonellik ve 3. Sosyal beceriler (4). Capel ve
  arkadaşları tarafından yeni göreve başlayan öğretmenlerden beklenen üç grup
  davranış aşağıda sıralanmıştır: 1.
  Organizasyon-plânlama ve öğretim yaklaşımı  Ders için gerekli olan kitapları, diğer materyalleri
  hazırlamak ve öğrencilerin gelişim süreçleri ve kendi çalışmaları hakkında
  yöneticilerle konuşmak, temizlik ve güvenlik önlemlerini kontrol etmek için
  okula zamanından önce gelmek.  Sınıfın özelliklerine göre hangi konuları öğreteceğini
  plânlama ve hazırlamak.  Kendi dosyasında düzenli kayıtları tutabilmek ve bu
  kayıtları güncelleştirmek.  Kendi özel alan bilgisine sahip olmak.  Değişik öğretim teknikleri denemek.  2.
  Meslekî Profesyonellik  Yeni öğrenmelere açık olmak.  Esnek olmak.  Uygun kıyafet giymek.  Okul işleyişi ve politikası hakkında bilgili olmak.  Liderlik rolü almak.  Kendini geliştirme ile ilgili sorumluluk almak.  Özel alan bilgisini güncelleştirmek.  Öğrencilerin öğrenmelerini sağlayacak etkinlikleri
  kullanmak.  Öğrenci aileleri ile çocukların gelişim süreçlerini
  tartışmak.  3.
  Sosyal Beceriler  Öğrenciler ve diğer görevlilerle iyi iletişim
  geliştirmek.  Espri anlayışına sahip olmak.  Takımla iyi ilişkiler kurarak çalışmak.  Çocukların yanısıra yetişkinlerle de iyi iletişim
  kurmak.  Güç durumları zararsız hâle getirmeyi öğrenmek.  Bu yazıda öğretmenlerde bulunması gereken üç unsurdan
  biri olan "sosyal beceriler" ele alınıp incelenmiştir.  Sosyal
  Beceri  Başkalarının olumlu tepkiler vermesine yol açabilecek
  ve olumsuz tepkileri önleyebilecek becerilere sahip olmak birey için oldukça
  önemlidir. İnsan, başkalarıyla etkileşimi mümkün kılacak sosyal açıdan kabul
  edilebilir olan davranışlara sahip olmak ister. Bu davranışlar genel olarak
  sosyal beceri olarak adlandırılmaktadır. Sosyal beceriler bireyin yaşamında
  önemli bir role sahiptir, çünkü diğer insanlarla iletişimde bulunmayı
  kolaylaştırıcı önemli bir özelliktir.  Her insan yaşamı; diğer bir deyişle başarılı ve mutlu
  olmayı, kolaylaştırıcı becerilere sahip olmak ister. Giblin'e göre (5) başarı
  ve mutluluğun, bir ortak paydası vardır: Diğer insanlar. Eğer diğer
  insanlarla başarılı ilişkiler kurabilmek öğrenilirse, tüm iş kollarında,
  kariyerde ve uğraş alanlarında işin yüzde 85'i ve kişisel mutluluk yolunda da
  işin yüzde 99'u halledilmiş olacaktır. Bu görüş çeşitli araştırmalarla
  kanıtlanmıştır. Carnegie Teknoloji Enstitüsü'nde 10 000 kişiye ait veriler
  analiz edilerek, başarının yüzde 15'inin yapılan işle ilgili bilgi ve beceri
  geliştirme çalışmalarına ve yüzde 85'inin de kişilik faktörlerine, insanlarla
  başarılı ilişkiler kurmaya bağlı olduğu görülmüştür. Benzer diğer bir çalışmada
  Harvard Üniversitesi Meslekî Yönlendirme Bürosu tarafından yapılmıştır. Bu
  araştırma da işine son verilen binlerce kadın ve erkek araştırma kapsamına
  alınmıştır. Araştırma kapsamına giren bireyler arasında işine son verilen her
  bir kişiye karşılık, insanlarla iyi ilişkiler kuramadığı için işine son
  verilen iki kişi olduğu rapor edilmiştir.  Kişiler arası ilişkilerin iyi olması bazı değişkenlerle
  ilişkilidir. Değişkenlerden birisi de sosyal becerilerdir. Sosyal beceriler
  tüm insanlar için önemli olmasına rağmen bazı meslek mensupları için daha da
  önemli görülmektedir. Bu mesleklerden birisi de öğretmenliktir.  Öğretmenler de, başkalarıyla etkileşimi mümkün kılacak
  sosyal açıdan kabul edilebilir olan davranışlara sahip olmak ister. Bu
  davranışlar genel olarak sosyal beceri olarak adlandırılmaktadır. Öğrenilmiş
  davranışlar olarak ele alınan sosyal becerilerle ilgili literatürde çok
  sayıda tanıma rastlanmaktadır. Burada, bu tanımlardan bazıları ele alınarak
  incelenmiştir.  Michelson ve arkadaşları (6) sosyal beceri tanımlarında
  altı ortak noktanın bulunduğunu belirtmektedirler. Bunlar: 1. Öğrenme ile
  kazanılır, 2. Sözel ve sözel olmayan özel davranışlardan oluşur, 3. Tepki ve
  davranışları başlatmada etkilidir, 4. Diğerlerinden gelen olumlu sosyal
  pekiştireçleri arttırır, 5. Karşılıklı ilişkilerde gerekli zamanlamaya ve
  etkileşime dayalı davranışlardır ve 6. Diğerlerinin sosyal statüsü, cinsiyeti
  ve yaşı gibi faktörlerden etkilenir şeklinde sıralanmaktadır.  Kelly (7) sosyal beceriyi, çevreden olumlu pekiştireç
  sağlayan veya devam ettiren kişilerarası ilişki durumlarında kullanılan
  öğrenilmiş davranışlar olarak görmektedir. Bu tanımda, sosyal beceriler; 1.
  Olumlu pekiştireçlere neden olacak davranış, 2. Kişilerarası ilişkilerde
  sergilenebilir davranış ve 3.Tanımlanabilir davranış olarak ele alınmaktadır.
   Cartledge ve Milburn(8), sosyal beceri tanımlarının
  çoğunda şu ögelerin ortak olduğunu belirtmektedirler:1.Başkalarının olumlu
  tepkiler vermesine yol açacak ve olumsuz tepkileri engelleyecek, başkalarıyla
  etkileşimi mümkün kılacak, sosyal olarak kabul edilebilir olan öğretilmiş
  davranışlar olarak sosyal beceriler, 2. Çevrede etki bırakan, hedefe yönelik
  davranışlar olarak sosyal beceriler, 3. Duruma özgü ve sosyal içeriğe göre
  değişen sosyal beceriler ve 4. Hem belirli gözlenebilir davranışlar, hem de
  gözlenemeyen bilişsel ve duyuşsal ögeler içeren davranışlar olarak sosyal
  beceriler.  Marlowe (9) ise sosyal becerileri, kişiler arası
  durumlarda, kişinin kendisi dahil insanların duygu, düşünce ve davranışlarını
  anlama ve bu anlayışa uygun davranma yeteneği olarak tanımlamaktadır.  Hargie ve arkadaşları (10) sosyal beceriyi "hedefe
  yönelik, ilişkiler arası duruma özgü, öğrenilebilir ve bireyin kontrolü
  altındaki davranışlar" olarak görmektedir. Onlara göre sosyal beceri
  davranışları ile ilgili altı temel öge şöyle sıralanabilir: 1. Hedefe
  yöneliklik, 2. İlişkiler arası, özel hedeflere ulaştırıcı, 3. Duruma uygun,
  4. Tanımlanabilir davranış ünitesi, 5. Öğrenilebilir ve 6. Bireyin bilişsel
  kontrolü altında olan davranışlar.  Yukarıda verilen tanımlar incelendiğinde sosyal beceri,
  kişiler arası ilişkilerde sosyal bilgiyi alma, çözümleme ve anlamanın
  yanısıra uygun tepkilerde bulunma, hedefe yönelik ve sosyal bağlama göre
  değişen, hem gözlenebilir hem de gözlenemeyen bilişsel ve duyuşsal ögeleri
  içeren ve öğrenilebilir davranışlar olarak anlaşılmaktadır.  Sosyal becerileri oluşturan çeşitli yapılardan söz
  edilmektedir. Riggio (11, 12) sosyal becerileri oluşturan altı yapı olduğunu
  belirtmektedir. Riggio'nun geliştirmiş olduğu Sosyal Beceri Envanteri'nde
  (Social Skills Inventory) sosyal beceri ve sosyal becerileri oluşturan
  yapılar aşağıdaki gibi ele alınmaktadır: 1. Duyuşsal anlatımcılık  (emotional expressivity),  2. Duyuşsal duyarlık (emotional sensitivity), 3. Duyuşsal kontrol (emotional control),  4. Sosyal anlatımcılık (social expressivity),  5. Sosyal duyarlık (social sensitivity) ve  6. Sosyal kontrol (social control) olarak
  adlandırılmaktadır. Bu özellikler özet olarak şu şekilde açıklanmaktadır:  Duyuşsal
  Anlatımcılık Duyuşsal anlatımcılık bireylerin sözel olmayan iletişim
  becerilerini, özellikle duyuşsal mesajları gönderme becerilerini ifade
  etmektedir. Bu yapı ayrıca bireyler arası etikleşimde eğilimlerin sözel
  olmayan anlatım yönünü ve duyuşsal durumları tam olarak ifade etme becerileri
  olarak tanımlanmaktadır. Duyuşsal anlatımcı birey, canlı ve neşelidir bu
  becerileri ile diğer insanları etkileyebilir.  Duyuşsal
  Duyarlık Duyuşsal duyarlık, başkalarının sözel olmayan
  iletişimlerini alma, anlama ve yorumlama becerilerini ifade etmektedir.
  Duyuşsal yönden duyarlı bireyler, başka bireylerin duyuşsal imalarını doğru
  ve tam olarak yorumlarlar. Başka bireyler, duyuşsal olarak duyarlı bireyleri
  çabuk etkileyebilirler. Bu yapıya sahip olan bireyler, başkalarının duyuşsal
  durumlarını empatik olarak ifade edebilirler.  Duyuşsal
  Kontrol Duyuşsal kontrol, bireylerin duyuşsal ve sözel olmayan
  tepkilerini düzenleme ve kontrol becerilerini içermektedir. Duyuşsal kontrol,
  belli başlı duyguları yetenekle birleştirme ve bu duyguları bir maske altında
  gizleme becerilerini kapsar. Örneğin, bir şakaya uygun ortamda gülmek veya
  üzüntüyü gizlemek için neşeli bir yüz ifadesi sergilemek gibi. Bu yapıya
  sahip olan bireyler duygularını göstermeye karşı kontrol etme
  eğilimindedirler.  Sosyal
  Anlatımcılık Sosyal anlatımcılık, sözel anlatımcılığı ve bireylerin
  birbirleriyle sosyal iletişim kurma ve iletişime katılma becerilerini ifade
  etmektedir. Diğer bir deyişle sosyal yakınlaşmadaki becerileri
  göstermektedir. Bu yapıya sahip olanlar, cana yakın sosyal ya da herhangi bir
  konuda sohbeti başlatma ve yönlendirme becerilerine sahiptirler. Ayrıca bu
  yapı sözel akıcılıkla da ilişkilidir. Sosyal anlatımcı bireyler söylemek
  istediklerini içeriğe bağlı olmaksızın kendi başlarına konuşmayı kolaylıkla
  yönlendirebilirler. Diğer bir deyişle spontan bir şekilde konuşmayı
  sürdürebilirler.  Sosyal
  Duyarlık Bu yapı, başkalarının sözel iletişimlerini alma, anlama
  ve yorumlama becerilerini içermektedir. Bunun yanısıra, bireylerin uygun
  sosyal davranışları yönlendiren normları anlamak ve bireysel  duyarlılığı da yansıtmaktadır. Sosyal
  duyarlı bireyler, sosyal davranışları sergilerken sosyal normlara özen
  gösterirler ve ortama uygun hareket etme bilincindedirler. Bu yapı sosyal
  etkileşime katılmayı engelleyen bireysel bilinci de yansıtabilmektedir.  Sosyal
  Kontrol Bu yapı, sosyal rol oynama ve bireyin sosyal olarak
  kendini ortaya koyma becerilerini ifade etmektedir. Sosyal kontrol becerisi
  gelişmiş bireyler, herhangi bir sosyal durumda ortama uygun hareket eden,
  kendinden emin ve sosyal durumlara kolayca ayak uydurabilen bireylerdir.
  Sosyal kontrol becerisi aynı zamanda, sosyal etkileşim sırasında yapılan
  iletişimin içeriği ve yönlendirilmesi konusunda da bireylere yardımcı
  olmaktadır.  Etkili
  Öğretmenlerin Rolleri ve Sosyal Beceriler Arasındaki İlişki  Yukarıda öğretmenlerin çeşitli rolleri üzerinde
  durulmuştur. Burada ise bu roller ile sosyal beceriler arasındaki ilişki ele
  alınıp tartışılacaktır. Öğretmenin, öğrencinin kişisel problemleri ve
  endişeleriyle ilgilenirken duyuşsal ve sosyal yönden duyarlılığı ön plâna
  çıkar. Duyuşsal yönden duyarlı olan öğretmen öğrencilerin içinde bulunduğu
  dönemin kültürünü anlar ve ona göre davranır. Gelişmeye açık etkin bir
  öğretmen öğrencilerin duygularına değer verir, onların olumlu benlik kavramı
  geliştirmelerine yardımcı olur. 
  Öğrencilerin sözel ve sözel olmayan tepkilerine değer verir ve dinler.
  Öğretmenlerin dinleyici ve ilk iletişimi kuran kişi olarak adlandırılan rolü
  duyuşsal ve sosyal yönden duyarlı olmasını gerektirir.  Öğretmen bütün sınıfı içeren faaliyetler organize
  ederken, dersi öğrenciyi aktif kılacak şekilde plânlarken, grup
  etkinliklerini organize ederken, beklenmeyen bir durumla ya da plânların
  bozulması halinde ortama ayak uydururken sosyal kontrol becerilerine
  gereksinme duyar.  Her öğrenciye beklentilerini açıkca belirtirken sosyal
  ve duyuşsal anlatımcılık söz konusudur. Sosyal ve duyuşsal anlatımcılık aynı
  zamanda iletişimde netlik, beklenileni tam olarak açıklama, duygu ve
  düşüncelerini açıklamada gerekli olan beceri unsurlarıdır. Öğrenci ve diğer
  personelle iyi iletişim kurabilmesi, duyuşsal ve sosyal yönden anlatımcı ve
  duyarlı olması ile ilgilidir.  Waller, 1967'de öğretmenlerin ders kitapları içerisinde
  bulamayacakları ancak öğrenmeleri zorunlu olan bir kavram ortaya koymuştur.
  Bu kavram sosyal içgörü (social insight) olarak adlandırılmaktadır. Sosyal
  içgörü, sınıfta neyin olup bittiğini kavrama şeklinde tanımlanmaktadır.
  Waller'e göre bu basit bir kavram gibi gelebilir, fakat, bunun etkili bir
  şekilde üstesinden gelebilmek için öğretmenlerin öğrencilerin kültüründen
  haberdar olması ve öğrenci davranışını anlaması gerekir (13). Öğrenci kültürü
  konusunda da çok sayıda liste görmek olasıdır, öğrenci kültürünün sekiz
  unsuru Hall tarafından 1981'de genel olarak şöyle sıralanmaktadır: 1. Konuşma
  dili, 2. Sözsüz iletişim, 3. Genel kültür, 4. Dünya görüşü, 5. Davranış
  stili, 6. Değerler, 7. Akıl yürütme biçimleri ve 8. Kültürel kimlik gibi
  özelliklerden oluşmaktadır. Bir öğretmenin sosyal içgörüsü eksikse, öğrencilerle
  iletişimi daha az etkili olabilir. Bu durumda araştırmacılar  öğretmenlere çeşitli önerilerde
  bulunmaktadır. Bunlar arasında; 1. Öğrencinin içinde bulunduğu dönemin
  kültürünü anlamak, 2. Öğrencilerin havasını anlamak; bu bazı günler
  öğrencilerin neden enerji dolu olduklarını veya bazı günler neden sınıfla hiç
  ilgilenmediklerini anlamada yardımcı olur, 3. Konuyu çocukların okul dışı
  yaşantılarıyla ilişkilendirmek, 4. Öğrenciyi tanımak ve 5. Öğretmenin
  insanlığını öğrencilerle paylaşması gibi değişkenler yer almaktadır (14). Sosyal içgörü ile ilgili faktörler dikkate alındığında,
  bu faktörlerden sosyal beceri ve sosyal beceriyi oluşturan unsurlarla
  ilişkileri görülebilir. Öğrencinin içinde bulunduğu dönemin kültürünü anlamak
  ve öğrencinin havasını anlamak, sosyal ve duyuşsal duyarlı olmayı
  gerektirmektedir. İnsanlığınızı öğrencilerle paylaşın değişkeninde ise;
  başarılı öğretmenler uygun koşullarda güçlü ve zayıf taraflarını öğrencilerle
  paylaşmaktan korkmazlar anlayışı vardır.  Öğretmenler sosyal becerileri oluşturan değişkenlere
  bir bütün olarak sahip olmalıdır. Bu değişkenlerden biri ya da bazılarına
  sahip olmak sosyal yeterlik için yeterli değildir. Çünkü sosyal beceriyi
  oluşturan unsurlar birbirleri ile ilişkilidir. Diğer bir deyişle öğretmen
  sosyal ve duyuşsal yönden anlatımcı, duyarlı ve kontrol becerilerine sahip
  olmak durumundadır. Bunlardan bazılarına sahip olup diğerlerine sahip olmamak
  eksiklik olarak görülmektedir. Riggio'a göre (15): "Her
  sosyal beceri ve sosyal etkililik arasındaki ilişki her zaman aynı düzeyde
  değildir. Diğer sosyal beceri unsurları ile bağlantılı olarak temel sosyal
  beceri unsurlarından sadece birine sahip olmanın herhangi bir işlevi
  olmayabilir. Örneğin; bazı bireyler anlatımcıdır, fakat düzenleme ve kontrol
  becerileri olmadığından dolayı, diğer bireylerin dikkatlerini çekseler ve
  olumlu tepkiler alsalar bile, çabuk kızabilirler ve son derece huysuz
  olabilirler. Sonuç olarak, genel sosyal becerilerle ilgili özel unsurlardan
  söz edebiliriz. Ancak, bunlar diğer beceri unsurları ile birleştiğinde önemli
  unsurlar hâline gelebilirler".  Sonuç
   Öğretmenler sosyal becerileri oluşturan değişkenlere
  bir bütün olarak sahip olmalıdır. Örneğin, öğretmen kendisini ifade edebilir,
  sınıfı kontrol edebilir ancak duyarlı değilse öğrencileri anlamak konusunda
  yetersizlik sergileyecektir. Bu da öğretimle ilgili plânladığı bazı hedeflere
  ulaşmasını engelleyebilir. Öğrenci kendisini dinlemeyen ve/veya denleyemeyen
  öğretmenden ders dinlemek istemeyebilir. Öğretmen anlatımcı, duyarlı olabilir
  ancak kontrol becerisi yoksa sınıfta en küçük bir olaya öfkelenip kendisini
  güç durumda bırakacak tepkiler sergileyebilir. Ancak duyuşsal ve sosyal
  yönden kontrol becerilerine sahip olmakla olumsuz tepkilerden kaçınabilir.  Özet olarak öğretmenler, duyuşsal kontrol, duyuşsal
  duyarlık vb. gibi sosyal becerilere sahip olabilirler. Bunlar önemlidir.
  Fakat genel olarak sosyal becerilerin varlığı için yeterli değildir. Örneğin,
  öğretmenin duyuşsal ve sosyal duyarlık becerileri yüksek, sosyal kontrol ve
  anlatımcılık becerileri düşük ise, öğrencilerin sosyal davranışlarını
  anlarlar ve etkileşim normlarını bilirler ancak öğrencilerle sosyal etkileşim
  kuramazlar. Bunun sonucu olarakta öğrencilerine istendik davranışları
  kazandırmada yetersiz kalabilirler. Öğretmenlerde gözlemlenen bu yetersizliği
  giderebilmek için şu etkinliklere yer verilebilir: Öğretmen yetiştiren kurumlarda, öğretmen adaylarına ve
  Hizmet içi eğitim programlarında da öğretmenlere sosyal becerileri
  kazandıracak şekilde plânlamalar yapılabilir, bu programlar doğrultusunda
  sosyal becerileri kazandıracak derslere yer verilebilir.    
 (*) Gazi Üniversitesi
  Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi. (1)
  Reed.A. J. S, ve Bergeman.V. E, (1992) In
  the Classroom: An Introduction to Education on Guilford, C T:  the Dushkin Publishing Group  Millî
  Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Dökümanı:
  Öğretmen Değerlendirme, Ankara, 1995 (2)
  Özdemir, Servet. (1997) Eğitimde
  Örgütsel Yenileşme Pegem yayınları. Ankara.  (3)
  Gibson. Robert L, ve Mitchell. Marranne, H. (1995) Introduction to Counseling and Guidanca. Fourth Edition. Merrill
  an imprint of Prentice Hall Englewood Cliffs, New Jersey Columbus, Ohio.  (4)
  Capel. S e arkadaşları (1996) Learning
  to Teach in the Secondary School. A. Companion to School Experience Routledge
  11. New Fetter Lane, London.  (5)
  Giblin. Les, (1995) İnsan İlişkilerinde Kendine Güven ve Güç Elde Etmenin
  Yolları (Çvr: İdil Güpgüpoğlu) Sistem yayıncılık. İkinci baskı, İstanbul.  (6)
  Michelson. L. ve diğerleri. (1981) "Social skills assessment of
  hildren"In B B Lahey ve A.E. Kazdin (Eds) Advances in clinical child psychology. N Y Plenum Press.  (7)
  Kelly. Jeffrey. A. (1982). Social-Skills
  Training: A Practical Guide For Interventions Springer Publishing Company
  Inc. Newyork. (8)
  Cartledge. G. ve Milburn, J.F. (1983). "Social Skills Assessment and
  Teaching in the Schools", Advances
  in School Psychology (Ed. T.R.Kratovhwili) London Lawrene Vol.3, 175-235. (9)
  Marlowe. H.A, Jr. (1986) "Social Intelligene: Evidence for
  Multidimensionality and Construct Independence. Journal of Educational Psychology 78, 52-58.  (10)
  Hargie. Owen ve diğerleri. (1994). Social
  Skills in Interpersonal Communiation Third Edition. New York.  (11)
  Riggio. R.E. (1986) "The Assessment of Basic Social Skills" Journal of Personality and Social
  Psychology. 51, 649-660. (12)
  Riggio. R.E. (1989). Social Skills
  Inventory Manual. (Research Edition) Palo Alto, CA: Consulting
  Psychologists Press. USA.  (13)
  Gordon. L. Robin, (1997) "How Novice Teacher Can Succeed with
  Adolescents" Eduational
  Leadership Vol. 54. No: 7 April (pp: 56-58) (14)Gordon.
  L.Robin, a.g.e. (15)Riggio.
  R.E.,a.g.e.   | 
  
  İçindekiler...
  o       
  Küreselleşme ve Milli Duyarlılıklar o       
  Öğretmenlerin Sahip
  Olmaları Gereken Davranış Olarak Sosyal Beceri o       
  Öğretmen Yetiştirmenin
  Uluslararası Boyutu (UNESCO 45. Uluslararası Eğitim Kongresi) o       
  Avrupa, Amerika Birleşik
  Devletleri, Çin ve Türkiye’de Beden Eğitimi ve Sporun Gelişimi o       
  Türkiye’de Spor
  Yöneticisi Yetiştirme Faaliyetlerinin Görünümü o       
  İş Birliğine Dayalı
  Öğrenme: Etkili Ancak İhmal Edilen ya da Yanlış Kullanılan Bir Metot o       
  Okul Alanlarının
  Bedelsiz Olarak Kamuya Kazandırılması o       
  Hizmet İçi Eğitim
  Programlarının Değerlendirilmesi o       
  Üniversite
  Öğrencilerinin İnternet Kullanım Düzeyleri ve Beklentilerinin
  Değerlendirilmesi o       
  Avrupa Birliği Eğitim
  Programları “Leonardo da Vinci Programı” © T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı   | 
 
| 
   [ yukarı ]  |