MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 158

Bahar 2003


Okul Öncesi Öğretmenleri ile Okul Öncesi Öğretmen Adaylarının Eğitimde Dramanın Uygulanmasına İlişkin Görüşleri

Aysun GÜROL**

 

1. GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Bilgi çağında öğrenenlere; kazandıkları bilgi ve becerileri uygulayabilme, karar verebilme, sorumluluk alabilme, iletişim kurabilme, ekip halinde çalışabilme gibi yeterlikler kazandırılması gerekmektedir (Doğan, 1997:1). Bu yeterliklerin kazandırılması yöntem sorununu gündeme getirmektedir. Çünkü, amaçlar uygun yöntemin bulunup uygulanmasıyla işlerlik kazanabilmektedir (Oğuzkan, 1989: 54). Çağdaş eğitim yaklaşımında, bireyi öğrenme sürecinde etkili kılan, yaparak ve yaşayarak öğrenmesine olanak sağlayan, kendisini gerçekleştirmesine ve yaratıcı, üretken bir birey olmasına, başkalarıyla olumlu sosyal etkileşim kurmasına, kısaca tüm yönleriyle gelişmesine katkıda bulunan bir yöntem olan eğitsel/yaratıcı drama kullanılmaya başlanmıştır (Kaf, 1999: 2).

Üstündağ (1996), eğitsel veya yaratıcı dramanın bir öğretim yöntemi, sanat eğitimi alanı ve bir disiplin olarak üç boyutta ele alınabileceğini vurgulamaktadır. Bu çalışmada ise eğitsel/yaratıcı dramının bir öğretim yöntemi olarak kullanılışı üzerinde durulmuştur. Ayrıca, ileride değinileceği gibi eğitsel drama ile yaratıcı drama arasında fark olmasına karşın, bu çalışmada ayrım yapılmamış ve eğitsel drama yaratıcı dramayı da kapsadığı için eğitsel drama kavramı tercih edilmiştir. Eğitsel drama, okulöncesi eğitim, ilköğretim ve lise öğretimi sırasında, temel bilgilerden ikinci dil eğitimine, kavram eğitiminden, ordudaki askerlik eğitimine kadar farklı alanlarda, çeşitli ülkelerde uygulanmaktadır (Önder, 1999).

Diğer taraftan, öğretmenler de “öğret-öğren-hatırla” şeklindeki davranışçı yaklaşımı uygulamak durumunda kalmaktadırlar. Bu tür kısır döngüyü değiştirmek için eğitim sistemimizde de girişimlerde bulunulmaktadır. Bunlardan biri ve önemlisi de ilköğretim programına  drama dersinin seçmeli de olsa konması ve okulöncesi eğitim öğretmenlerine yönelik drama kurslarının sayısının artmasıdır. Eğitsel drama yöntemi, gerek hazırlık gerekse uygulama ve değerlendirme aşamalarında öğrenci merkezli eğitimi temel almaktadır. Amaç, çocukları öğrenme süreci boyunca etkin kılmak, bu süreç içerisinde neşeli vakit geçirmelerini ve öğretilenlerin kalıcılığını sağlamaktır.

Görüldüğü gibi eğitsel drama, okulöncesi ve ilköğretime, oldukça geniş olanaklar sunmaktadır. Ancak, bu olanaklardan yararlanmak için uygulamaya dayalı öğretmen eğitiminin ve uygulamada dikkat edilmesi gereken diğer koşulların yerine getirilmesi önemlidir. Bunun yanı sıra, eğitsel dramadan genel ve özel amaçları ile tutarlı olarak eğitim programlarına yerleştirilebildiği oranda beklenen yararlar elde edilebilir. Hem kendisinin hem de başkalarının ihtiyaçlarına ve duygularına karşı duyarlı, sosyal yönden gelişmiş, işbirliğine açık, özgür düşünceli ve yaratıcı kişilikte bireyler yetiştirilmesi, gerçekten isteniyorsa eğitsel drama en uygun yöntemlerden biridir.

Bu nedenlerden dolayı, eğitsel drama etkinliklerinin, eğitim amaçları doğrultusunda, eğitim programlarında daha yoğun olarak yer almasının ve halen görev yapmakta olan öğretmenlerin bu konudaki hizmet öncesi ve içi eğitimlerinin sağlanması gerekmektedir. Hem eğitimi hem de uygulaması zor olan ve okulöncesinde önemli bir yere sahip olan dramanın uygulanması ve drama dersine ilişkin öğretmenlerin görüşleri ve bilgi-beceri düzeyleri önem kazanmaktadır. Çünkü, hem ilköğretimde hem de eğitim fakültelerinde verilen drama dersleri yeni programa konmuştur. Diğer taraftan, ulaşılabilen yurt dışı ve yurt içinde yapılan araştırmalar incelendiğinde, gnellikle dramanın etkililiğine yönelik olduğu görülmektedir (Adıgüzel, Ö. 1993; Akın, M. 1993; Ay (Onat), S. 1997; Beyazıtoğlu, E.N. 1996; Eğitmen, A. 1995; Girgin, T. 1999; Gönen, M. 1988; Kaf, Ö. 1999; Kara, Ö. T. 2000; Karabacak, N,1996; Kocayörük (Koca), A. 2000; Koç, F. 1999; Metin, G. G.1999; Okvuran, A. 1993; Okvuran, A. 2000; Ömeroğlu, E. 1990; Öztürk, F. 1996; Uysal, F.N. 1996; Üstündağ, T. 1988; Üstündağ, T. 1997; Yağcı, Ç. 1995) ve yurt dışında yapılan araştırmalar (Davis, B. W. 1987; Farris, J. P. ve Parke, J. 1993; Garcia, L. 1993; Goodwin, D. A. 1985; Yassa, N. 1997; Kaaland-Wells, C. 1994; Mc Kerracher, W. 1982; Müller, R. 1997). Yapılan bu araştırmaların amaç ve sonuçları incelendiğinde, eğitsel dramanın uygulamalarının değerlendirildiği bir çalışmanın bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle, eğitsel dramanın uygulanmasına ve drama dersinin değerlendirmesine yönelik çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu araştırmada, eğitsel drama ve drama dersine ilişkin öğretmen, öğretim elemanları ve öğretmen adaylarının görüşlerine dayalı bir değerlendirme yapılarak Milli Eğitim Bakanlığı’na ve öğretmen yetiştiren kurumların ilgili birimlerine yol göşterici sonuç ve önerilerde bulunulmaya çalışılmıştır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı okulöncesinde eğitimde dramanın uygulanmasına ilişkin hizmetiçi eğitime katılan okulöncesi öğretmenleri, okulöncesi öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarının ve bu programda görev yapan öğretim elemanlarının görüşleri nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Ülkemizde dramanın etkililiği ve yararlarına bağlı olarak MEB, 1998-1999 öğretim yılından itibaren, ilköğretimde 4. sınıftan 8. sınıfa kadar, haftada 1-2-3 saat olmak üzere “Drama” adı altında bir seçmeli dersi programa yerleştirmiştir. Dersin seçmeli olmasına karşın, öğretmenlerin de bu derse ve yönteme hazır olmamaları olumsuz etki yapmaktadır. Bu durum, dersin, öğretmenler ve yöneticiler tarafından açılmamasına neden olduğu kanısını doğurmaktadır. Öğretmenlerin hizmet öncesinde drama konusunda yeterli düzeyde eğitilmedikleri yönünde görüşler bulunmaktadır (Okvuran, 2000). Eğitim fakültelerinin programları yenilenirken, okulöncesi öğretmenliği programına “Okul Öncesi Eğitiminde Drama (2 2 3)” ve sınıf öğretmenliği öğretmenliğinin programına “İlköğretimde Drama (2 2 3)” adı altında dersler konmuştur. Ancak, bu dersleri alan öğretmen adayları da yeni mezun olmaktadır. Daha önceki programlarda bu dersler bulunmamakta idi. Diğer taraftan da MEB son yıllarda, özellikle okulöncesi eğitim öğretmenlerine yönelik drama kursları düzenlemeye başlamıştır. Fakat, bu tür girişimler hem yeni hem de yeterli görünmemektedir. Dolayısıyla, hem eğitimi hem de uygulaması zor olan ve okulöncesinde önemli bir yere sahip olan dramanın uygulanması ve drama dersine ilişkin öğretmenlerin görüşlerinin belirlenmesi önem kazanmaktadır. Çünkü, hem ilköğretimde hem de eğitim fakültelerinde verilen drama dersleri, yeni programa konmuştur. Bu çalışmayla, bu alandaki ilk çalışma olarak uygulamalara yol gösterici sonuçlar elde edilmeye çalışılmıştır.

1.4. Sınırlılıklar

Araştırma, örneklemi oluşturan drama konusunda hizmetiçi eğitime katılan öğretmenler ile eğitim fakültelerinin okulöncesi öğretmenliği programının son sınıfında öğrenim gören öğrenciler ve öğretim elemanlarıyla sınırlıdır.

2. YÖNTEM

2.1. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini, drama konusunda hizmetiçi eğitime katılan öğretmenler ile Eğitim Fakültelerinin Okulöncesi Öğretmenliği programında öğrenim gören ve “Okulöncesi Eğitiminde Drama” dersini alan son sınıf öğrencileri ile bu programda görev yapan öğretim elemanları oluşturmaktadır.

Araştırmanın örneklemi şu şekilde oluşmaktadır: 1. Öğretmenler: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1998-2001 yılları arasında düzenlenen ve drama ağırlıklı olan hizmetiçi eğitim kurslarına katılanlar oluşturmaktadır. Bu kurslara 560 kursiyerin katıldığı anlaşılmış ve hepsi de örnekleme alınmıştır. Örnekleme alınan 560 öğretmene anket gönderilmiş ve 432’si geri dönmüş, bunlardan da 377’si işleme alınmıştır. İşleme alınan anket oranı yüzde 67,3’dür. 2. Öğretmen Adayları: Eğitim fakültelerinin Okulöncesi Öğretmenliği Programının son sınıflarında öğrenim görenler oluşturmaktadır. Toplam 16 eğitim fakültesinin okulöncesi öğretmenliği programının son sınıfında öğrenci bulunduğu belirlenmiştir. Bu fakültelerin kontenjanlarının toplamı 860’dır. Her fakülteden 40 öğrenci örnekleme alınmıştır. Kontenjanı 40 ve altı olanların tamamı örnekleme alınmıştır. Buna göre 630 öğrenciye anket uygulanmış ve bunlardan 514’ü işleme alınmıştır. Öğretmen adaylarından gelen ve işleme alınan anket oranı yüzde 73,4’tür.  3. Öğretim Elemanları: Örnekleme giren Eğitim Fakültelerinin Okulöncesi Öğretmenliği ile Sınıf Öğretmenliği programlarında görev yapan ve drama dersine giren öğretim elemanları oluşturmaktadır. Öğretim elemanlarına yönelik anketler de öğrencilere gönderilen anketlerle birlikte gönderilmiştir. Toplam 16 üniversiteye 63 anket gönderilmiş, bunlardan 11 üniversiteden 22 anket geri dönmüştür. Bazı öğretim elemanlarının anketleri doldurarak, bireysel olarak postaya verdikleri görülmüştür.

Hazırlanan anketin, özellikle hizmetiçi eğitime katılan öğretmenlere uygulanmasında bir takım zorluklarla karşılaşılacağı düşünülerek Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi’nin desteği alınmış, ilgili birim anketleri çoğaltmış, uygulamış ve geri dönüşü sağlamıştır. Öğretmen adaylarına anketler ise araştırmacı tarafından posta ile gönderilerek uygulanmıştır.

3. BULGULAR

3.1. Kişisel Özelliklere İlişkin Bulgular

• Araştırmaya katılan deneklerin yüzde 57,7’si öğretmen adaylarından, yüzde 42,3’ü de öğretmenlerden oluşmaktadır. Öğretmenlerin tamamına yakını (yüzde 99,7), öğrencilerin de yüzde 87’9’u bayandır. Özellikle öğretmenlerin bayan olması normal bir durumdur. Çünkü, öğretmenlerin mezun olduğu programlar genellikle bayan ağırlıklıdır. Deneklerin yüzde 91,2’sinin tiyatro eğitimleri bulunmamaktadır. Tiyatro eğitimi bulunanların oranı da yüzde 8,2’dir. Bu da beklenen bir sonuçtur. Çünkü, öğretmenlik eğitiminde tiyatro eğitimi bulunmamaktadır. Tiyatro eğitimi alan 33 öğretmenin 21 tanesi, 43 öğrenciden 34’ü kısmen kendilerini yeterli görmektedir.

• Öğretmenlerin yüzde 63,4’ü Gazi Üniversitesi’nden mezundur. İkinci sırada yüzde 15,1 ile Selçuk Üniversitesi gelmektedir. Öğretmenlerin yarıdan fazlası Mesleki Eğitim Fakültesi (yüzde 55,2) mezunudur. Eğitim fakültesi mezunları ise yüzde 11,4’de kalmıştır. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 86,6) anaokulu/çocuk gelişimi/okulöncesi gibi alana yönelik bölümlerden mezun olmuşlardır. Aslında, bu sonuç beklenmekteydi. Çünkü, okulöncesine öğretmen, yıllarca Gazi ve Selçuk Üniversitelerinin ilgili fakülte ve bölümlerinden mezun olanlardan atanmıştır. Eğitim fakültelerinin okulöncesi öğretmenliği programları yeni açılmıştır.

• Öğretmenlerin yaklaşık 2/3’ü (yüzde 69) hizmetiçi eğitimin dışında başka bir eğitim almamışlardır. Buna lisans eğitimleri de dahildir. Özellikle 10 yıl ve üstü deneyime sahip öğretmenlerin alanıyla ilgili bölümde öğrenim görürken, eğitsel dramaya ilişkin eğitim almadıkları belirlenmiştir. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 80,7) bir kez hizmetiçi eğitime katılmıştır. Öğretmenlerin 2/3’ü (yüzde 65,5) katıldıkları hizmetiçi eğitim kursunu kısmen (orta) yeterli görmüştür. Az/düşük görenlerin oranı yüzde 19,9 iken, çok/yüksek görenlerin oranı da yüzde 11,4 ‘tür. Görüldüğü gibi öğretmenlerin büyük çoğunluğu da bir kez hizmetiçi eğitime katılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dramaya ilişkin açtığı kurs sayısının az olması, bu sonucu normal karşılamamıza neden olmaktadır. Yine, öğretmenlerin 2/3’ü kursu kısmen (orta düzeyde) yeterli görmüşlerdir.

• Öğretmenlerin yüzde 24,4’ü 1-5 yıl, yüzde 27,1’i 6-10 yıl, yüzde 19,9’u 11-15 yıl, yüzde 26,3’ü 16-20 yıl arası hizmeti bulunmaktadır. Buna göre öğretmenlerin 1-20 yıl arası hizmeti bulunmakta ve bu da yaklaşık olarak eşit dağılım göstermektedir.

• Öğretmenlerin yüzde 41,6’sı A, yüzde 31,0’ı B ve yüzde 27,3’ü C tipi okulda görev yapmaktadır.

• Öğretmenlerin yüzde 62,9’u sosyo-ekonomik düzeyi orta olan okullarda çalışmaktadır. Yüzde 17,8’i düşük ve yüzde 19,4’ü de yüksek olduğunu belirtmiştir. Öğretmenlerin yarıya yakını (yüzde 46,4)okul düzeyinin kısmen, yüzde 24, 9’u çok etkilediğini belirtirken, yüzde 28,6’sı da hiç etkilemediğini belirtmiştir. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan okullarda dramayı uygulamak daha güç olabilmektedir. Çünkü, okulun fiziki yapısının yanında, ekonomik durumu, ailelerin ekonomik durumu, öğrencilerin giriş davranışları vb. faktörler dramanın uygulanmasını olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir. Öğretmenlerin yarısının okulunun sosyo-ekonomik düzeyini orta görmeleri ile yine yarısının bunun dramayı kısmen etkilediğini belirtmeleri arasında da paralellik bulunmaktadır.

• İlköğretimde drama dersine giren öğretmenlerin oranı yüzde 10,8 iken (41 kişi), girmeyenlerin oranı yüzde 89,2’dir. Derse giren öğretmenlerin yüzde 88’i (36 kişi) isteyerek verirken, yüzde 12’si de isteyerek vermemektedir. İsteyerek vermeyen hepsi de drama konusunda eğitimlerinin yetersiz olduğunu neden olarak göstermişlerdir. İlköğretimde drama dersi, seçmeli olup genellikle sınıf öğretmenleri vermektedir. Bu nedenle, araştırmaya katılan öğretmenler, okulöncesinde ve anasınıfında görev yaptıkları için bu sonucun çıkması bekleniyordu.

• Öğretim elemanları için gönderilen 63 anketten 22’si geri dönmüştür. Geri dönen anketlerin üniversitelere göre dağılımı şöyledir: Çukurova : 4, Ankara: 2, Uludağ: 2, Onsekiz Mart: 2, Atatürk: 2, Selçuk: 2, Gazi: 2, Anadolu: 2, Sakarya: 1, Pamukkale: 1, Marmara: 1 ve KTÜ: 1. Öğretim elemanlarına ilişkin diğer kişisel bilgiler şu şekildedir: Öğretim elemanlarının 13’ü eğitim fakültesi mezunudur. Altısı sınıf öğretmenliği, üçü eğitim programları ve öğretim, üçü çocuk gelişimi ve eğitimi, üçü de okulöncesi programı mezunudur. 21 öğretim elemanından 16’sı 11 yıl ve üzeri deneyime sahiptir. Öğretim elemanlarından 17’si bayan olup 18’i öğretim görevlisi ve araştırma görevlisidir. Öğretim elemanlarının çoğunluğunun drama ile ilgili eğitim aldıklarını (genellikle yüksek lisans düzeyinde), hizmetiçi eğitim veya benzeri etkinliklere (wokshop) katıldıkları, drama dersini verdikleri veya verebilecek bilgi/beceriye sahip oldukları (özellikle araştırma görevlileri derse girebileceklerini belirtmişlerdir) anlaşılmaktadır. Drama dersini verenlerin tamamı da isteyerek vermektedir. Öğretim elemanlarının yarıdan fazlasının da tiyatro eğitimleri vardır.

• Öğretmenlerin büyük çoğunluğu ilköğretimde drama dersine girmemektedir. Derse giren öğretmenlerin de çoğunluğu bu dersi isteyerek vermektedir. İsteyerek vermeyenlerin hepsi de drama konusunda eğitimlerinin yetersiz olduğunu neden olarak göstermişlerdir.

3.2. Öğretmenlerden Elde Edilen Bulgular

Hizmetiçi eğitime katılan öğretmenlerin drama dersini verecek öğretmenlerin yetiştirilme biçimi, dramayı uygularken karşılaştıkarı sorunları ve bunlara ilişkin çözüm öneleri ile hizmetiçi eğitime ilişkin görüş ve önerileri alınmıştır.

•  Drama Öğretmenini Yetiştirme Biçimi

Öğretmenlerin 2/3’ü (yüzde 69,7) eğitim fakültesinde bulunan bölümlere drama dersinin konmasıyla ve aynı oranda (yüzde 68,4) hizmetiçi eğitim yoluyla ile yarıdan fazlası (yüzde 58,6) eğitim fakültesine drama bölümün açılmasıyla yetiştirilmesini istemişlerdir.

•  Karşılaşılan Sorunlar

Öğretmenlerin tamamına yakını dramanın uygulanmasında çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır (yüzde 91,6). Öğretmenlerin yarıdan fazlası (yüzde 62,5) uygulamaların yetersizliği (uygulamanın zorluğu), araç-gereç temini (yüzde 62,1) ve araç-gereç üretimi (yüzde 54,1) gibi konularda sorun yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bu üç sorun, öğretmenlerin karşılaştıkları sorunların en önemlileridir diyebiliriz. Bu üç sorundan sonra, yüzdelik açısından önemli sorunlar olarak maliyet, grubun büyük olması ve öğrencilerin durumunun drama için uygun olmamasıdır. Başka seçeneğini işaretleyen  76 öğretmenin tamamına yakını fiziksel ortamın yetersiz olduğunu/uygun olmadığını belirtmiştir. Bunların dışında, maliyet, öğrenci grubunun büyük olması ve öğrencilerin eğitim durumlarının yetersiz görülmesi karşılaşılan en önemli diğer sorunlardır.

•  Sorunlara Çözümler

Öğretmenlerin çoğunluğunun bu sorunlara çözümleri ise yüzde 76,6 ile uygulamaları gösteren videoların olması, yüzde 69,8 ile hizmetiçi eğitimin verilmesini ve yüzde 68,7’si de araç-gereç sağlanması şeklinde olmuştur.

•  Hizmetiçi Eğitim

Öğretmenlere bu sorun ve çözümlerin yanında, genel olarak cevap verebilecekleri açık uçlu bir soru yöneltilmiş ve 101’i bu soruya genelde hizmetiçi eğitime yönelik cevaplar vermiştir. Cevap veren öğretmenlerin yarıdan fazlası (yüzde 51,4) hizmetiçi eğitimin süresinin çok kısa olduğunu, sürenin mutlaka artırılması gerektiğini belirtmiştir. Bunun yanında, öğretmenlerin tamamına yakınının hizmetiçi eğitimi yeterli görmemekle birlikte, oldukça gerekli olduğunu anketin farklı sorularında ifade etmişlerdir. Ancak, hizmetiçi eğitimin yılda bir kez ve belli bir yerde yapılmasına karşı çıkmaktadırlar. Çünkü, cevap veren 36 öğretmen (yüzde 35,6) hizmetiçi eğitimi dönüşümlü olarak tüm illerde veya farklı bölgelerde verilmesini istemişlerdir. Bunun da düzenli olmasını istemektedirler. Çünkü cevap veren öğretmenlerin yüzde 29,7’si hizmetiçi eğitime katılamadıkları için şikayetçidirler. Bunun için düzenli ve sürekli hizmetiçi eğitimin verilmesini istemektedirler. Cevap veren öğretmenlerin çok azı hizmetiçi eğitime katılan kişilerin ve eğitimi verenlerin işi daha ciddiye almalarını istemişlerdir. Hizmetiçi eğitimin dışında, öğretmenlerin yüzde 39,6’sı araç-gereçler, malzeme ve üretiminde sorun yaşamaktadırlar. Ayrıca, öğretmenler görev yaptıkları anaokulu ve anasınıflarının fiziksel ortamlarının yetersiz olduğunu ve dramayı olumsuz etkilediğini belirtmektedirler (yüzde 37.6). Özellikle, ilköğretim bünyesindeki anasınıfı öğretmenlerinin bundan şikayetçi oldukları görülmüştür.

3.3. Öğretmen Adaylarından Elde Edilen Bulgular

Okulöncesi öğretmenliği programının son sınıfında öğrenim gören ve drama dersini alan öğrencilerin; drama dersini veren öğretim elemanını yeterli görme düzeyleri, drama dersinin programına, drama dersini verecek öğretim elemanlarının kimlar olacağına ve dramayı uygularken karşılaşılan sorunları ve bunlara ilişkin çözüm önerileri belirlenmeye çalışılmıştır.

•  Öğretim Elemanlarının Yeterliliği

Öğretmen adaylarının yüzde 46,3’ü öğretim elemanlarını yeterli, yüzde 43,4’ü kısmen yeterli ve yüzde 10,3’ü yetersiz görmüştür. En yeterli görülen üniversitelerdeki öğretim elemanları yüzde 97,4 ile Ankara, yüzde 89,5 ile Gazi, yüzde 71,8 ile Dokuz Eylül, yüzde 63,2 ile de Anadolu üniversiteleridir. Kısmen yeterli görenler ise yüzde 75,0 ile Yüzüncü Yıl, yüzde 73,3 ile Onsekiz Mart, yüzde 59,0 ile Atatürk üniversiteleridir. Öğretim elemanlarını yetersiz gören üniversiteler ise yüzde 42,1 ile Çukurova, yüzde 31,6 ile Uludağ, yüzde 26,3 ile Sakarya ve yüzde 23,7 ile Ondokuz Mayıs üniversiteleridir. 

•  Drama Dersi

Öğretmen adaylarının tamamına yakını (yüzde 97,4) drama dersinin programda bulunmasını istemiştir. Öğretmen adaylarının yüzde 78,7’si drama dersinin zorunlu, yüzde 20,7’si de seçmeli olmasını istemiştir. Öğretmen adaylarının yüzde 61,9’u dersin kredisi ve saatinin aynen devam etmesi, yüzde 32,8’i de artması yönünde görüş bildirmiştir.

•  Drama Dersini Verecek Öğretim Elemanları

Öğretmen adaylarının çoğunluğu drama dersini verecek öğretim elemanlarının yüzdelik sırasıyla drama öğretmenliği alanında yetişenler (yüzde 79),  tiyatro eğitimi alanlar (yüzde 68), okulöncesi (yüzde 63) ile sınıf öğretmenliğinde yetişenlerin (yüzde 61) vermesini istemişlerdir. Resim, müzik, folklorcular (halk bilimciler), beden eğitimi ile iş ve teknik öğretmenlerinin vermesini istememişlerdir. İsteyen herkesin vermesini isteyenlerin oranı da çok düşüktür. 

•  Karşılaşılan Sorunlar

Öğretmen adaylarının karşılaştıkları en önemli üç sorun yüzdelik sırasına göre şunlardır: Fiziksel ortamın yetersizliği (yüzde 66), araç-gereçlerin üretimi (yüzde 61) ve materyal temini-kitap, malzeme vb. (yüzde 56).

3.4. Öğretim Elemanlarından Elde Edilen Bulgular

Okulöncesi öğretmenliği programında görev yapan öğretim elemanlarının dramayaya ilişikin görüşleri alınmıştır. Bunun için açık uçlu soru yöneltilmiştir.

•  Drama Dersi

Öğretim elemanlarının tamamı drama dersinin programda bulunmasını ve zorunlu olmasını istemişlerdir. Öğretim elemanlarının, drama dersini verecek öğretmenlerin kimler olacağı konusunda kesin bir birliktelik bulunmamaktadır. Ayrıca, öğretim elemanları, YÖK tarafından belirlenen programın geliştirilmesini gerektiğini; okulöncesi, sınıf öğretmenliğinde zorunlu olan ve seçmeli olarak bazı bölümlerde verilen drama dersinin kredi ve saatinin yetersiz olduğunu; özellikle, okulöncesi ve sınıf öğretmenliğinde verilen drama dersinin ikiye ayrılmasını ve bunun “dramaya giriş ile okulöncesinde/ilköğretimde drama” biçiminde olmasını istemişlerdir.

Bunun yanında, drama liderliği konusunda nitelikli öğretim elemanlarının sayısının azlığı, öğretim elemanları arası uyumsuzluğun olması, fiziksel ortamın yetersizliği, uygulamaları gösteren video kasetli, CD’li kitapların bulunmaması, drama konusunda lisansüstü eğitimin sadece Ankara’da bulunması öğretim elemanlarınca sorun olarak belirtilmiştir.

4. SONUÇLAR

4.1. Öğretmenlerden Elde Edilen Sonuçlar

• Öğretmenlerin çoğunluğu, drama dersini verecek öğretmenlerin eğitim fakültelerine drama dersinin konarak ve hizmet içi eğitim verilerek yetiştirilmesini istemişlerdir.

• Öğretmenlerin tamamına yakını dramanın uygulanmasında çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunlar sırasıyla; uygulamaların yetersizliği (uygulamanın zorluğu), araç-gereç temini ve araç-gereç üretimi konularındadır. Bu üç sorundan sonra, yüzdelik açısından önemli sorunlar olarak maliyet, grubun büyük olması ve öğrencilerin durumunun drama için uygun olmamasıdır. Ayrıca, öğretmenler görev yaptıkları anaokulu ve anasınıflarının fiziksel ortamlarının yetersiz olduğunu ve dramayı olumsuz etkilediğini belirtmektedirler. Özellikle, ilköğretim bünyesindeki anasınıfı öğretmenlerinin bundan şikayetçi oldukları görülmüştür. Bu beklenen bir durumdur. Çünkü, anasınıflarının büyük çoğunluğu ilköğretim bünyesindeki normal sınıflardan yapılmıştır. Bu durum, okulöncesi eğitimin diğer etkinliklerinin yapılmasını da güçleştirmektedir.

• Öğretmenlerin çoğunluğunun bu sorunlara çözümleri ise uygulamaları gösteren videoların olması, hizmetiçi eğitimin verilmesi ve araç-gereç sağlanması şeklinde olmuştur. Özellikle, uygulamaları gösteren video kasetlerin istenmesi önemlidir. Çünkü, çeşitli kitaplarda etkinlikleri anlatan kitaplar bulunmaktadır. Ancak, drama etkinlikleri görmeden uygulamak zor olmaktadır. Bu nedenle, öğretmenlerin bu önerisi önemlidir.

• Öğretmenlerin yarıdan fazlası hizmetiçi eğitimin süresinin çok kısa olduğunu, sürenin mutlaka artırılması gerektiğini belirtmiştir. Bunun yanında, öğretmenlerin tamamına yakınının hizmetiçi eğitimi yeterli görmemekle birlikte, oldukça gerekli görmektedir. Ancak, hizmetiçi eğitimin yılda bir kez ve belli bir yerde yapılmasına karşı çıkmaktadırlar. Bunun yerine hizmet içi eğitimin dönüşümlü olarak tüm illerde veya farklı bölgelerde verilmesini, bunun da düzenli olmasını istemektedirler. Çünkü cevap veren öğretmenlerin bir kısmı hizmetiçi eğitime katılamadıkların şikayetçidir.

4.2. Öğretmen Adaylarından Elde Edilen Sonuçlar

• Öğretmen adaylarının yarıya yakını öğretim elemanlarını yeterli ve diğer yarısı da kısmen yeterli görmüştür. Öğretmen adaylarının yarıya yakınının öğretim elemanlarını yeterli görmeleri, bu dersin programa yeni konması ve bu alanda öğretim elemanlarını yetiştirecek birimlerin/bölümlerin yeni kurulması açısından bakıldığı zaman iyi bir sonuçtur. En yeterli görülen üniversitelerdeki öğretim elemanları yüzdelik sırasına göre Ankara, Gazi, Dokuz Eylül, ve Anadolu Üniversiteleridir. Kısmen yeterli görülenler ise yine yüzdelik sırasına göre Yüzüncü Yıl, Onsekiz Mart ve Atatürk Üniversiteleridir. Öğretim elemanlarının en çok yetersiz görüldüğü üniversiteler ise sırasıyla Çukurova, Uludağ, Sakarya ve Ondokuz Mayıs Üniversiteleridir. Bu cevapların nedenleri sorulmadığı için yorumlamak zor olmaktadır. Ancak, Ankara, Gazi ve Dokuz Eylül Üniversiteleri, özellikle Ankara Üniversitesi yaratıcı ve eğitsel drama konusunda öncü durumundadırlar. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Tezsiz Yüksek Lisans ile öncülük yapmaktadır. Bu nedenle, bu üniversitelerin öğretim elemanlarının yeterli görülmesi normal karşılanmalıdır. Yetersiz görülen üniversitelerin öğretim elemanı/elemanlarının yetersiz görülme nedenleri incelenmelidir.

• Öğretmen adaylarının tamamına yakını  drama dersinin programda bulunmasını istemiştir. Buna göre öğretmen adayları, drama dersini gerekli ve yararlı görmektedirler diyebiliriz. Öğretmen adaylarının çoğunluğu da drama dersinin zorunlu olmasını istemiştir. Zaten mevcut durumda da drama dersi zorunludur. Yani, öğrenciler mevcut durumun devam etmesi yönünde görüş belirtmişlerdir. Öğretmen adaylarının yarıdan fazlası dersin kredisi ve saatinin aynen devam etmesi, yönünde görüş bildirmiştir. Buna göre öğretmen adaylarının, dersin kredisi ve saatinin aynen kalması yönünde görüşe sahip oldukları, değişiklik yapılacak ise de ders saatinin ve kredisinin artması gerektiği  yönünde görüşe sahiptir denilebilir.

• Öğretmen adaylarının çoğunluğu drama dersini verecek öğretim elemanlarının yüzdelik sırasıyla drama öğretmenliği alanında yetişenler, tiyatro eğitimi alanlar, okulöncesi ile sınıf öğretmenliğinde yetişenlerin vermesini istemişlerdir. Resim, müzik, folklorcular (halk bilimciler), beden eğitimi ile iş ve teknik öğretmenlerinin vermesini istememişlerdir. İsteyen herkesin vermesini isteyenlerin oranı da çok düşüktür. Yurt dışındaki uygulamalara baktığımız zaman (Almanya, Kanada, İskoçya gibi), ilk ve ortaöğretimde drama dersini verebilmek için ayrı bir eğitim alındığını görmekteyiz. Lisans eğitiminde bu dersi verebilmek için alanında yetişmiş olmak gerekmektedir. Öğretmen adaylarının drama alanında yetişenlerin ve tiyatro eğitimi alanların bu dersi vermelerini istemeleri istenen bir sonuçtur. Ancak, ilköğretimde bulunan drama dersinin programa konulmadan önce altyapısının hazırlanmadığı gibi (özellikle öğretmenin eğitilmesi), Eğitim Fakültelerinin ilgili bölümlerine de bu ders konmadan önce altyapısı hazırlanmamıştır. İlköğretimde öğretmen, kendini yeterli görmediği için dersi açmamaktadır. Ancak, öğretmen yetiştiren kurumlarda drama dersi zorunlu olduğu için açılmak zorundadır. Dolayısıyla, uygun görülen öğretim elemanları bu dersi verme durumunda kalmışlardır. Bu durum, anketi cevaplandıran öğretim elemanlarının verdiği cevaplardan anlaşılmaktadır. Hatta drama dersinde folklor çalışmasını yaptıran öğretim elemanlarının olduğu bile yazılmıştır.

• Öğretmen adaylarına okulöncesi eğitimde drama dersini alırken karşılaşılan en önemli üç sorunun ne olduğuna  yönelik soru yöneltilmiştir. Buna göre öğretmen adaylarının karşılaştıkları en önemli üç sorun yüzdelik sırasına göre fiziksel ortamın yetersizliği, araç-gereçlerin üretimi ve materyal temini-kitap, malzemedir.

4.4.Öğretim Elemanlarından Elde Edilen Sonuçlar

Öğretim elemanlarının tamamı drama dersinin programda bulunmasını ve zorunlu olmasını istemişlerdir. Bunun nedeni olarak eğitsel dramanın yararlarını yazarak belirtmişlerdir. Öğretim elemanlarının, drama dersini verecek öğretmenlerin kimler olacağı konusunda kesin bir birliktelik bulunmamaktadır. Genellikle, “drama öğretmenliği olmalı ve sınıf öğretmenleri ile okulöncesi öğretmenleri vermelidir” görüşü hakim olmaktadır. Bunun yanında “eğitsel drama/drama liderliği konusunda yeterli olan ve isteyen bütün öğretmenler, tiyatro eğitimi alanlar da vermelidir” diyenler de vardır. Eğitim fakültelerde verilen drama derslerine ise “drama konusunda lisans üstü eğitimde yetişme” görüşü ağır basmaktadır. Ayrıca, “eğitim fakültelerinde drama konusunda bir bölüm açılmalıdır” görüşü de öğretim elemanları arasında benimsendiği görülmektedir. Bu görüşlerden hareket ederek şu sonuç çıkarılabilir; okulöncesi ve ilköğretimde verilen drama dersini, drama liderliği konusunda yeterli alan öğretmenler vermelidir. Bununla birlikte, eğitim fakültelerine drama bölümü açılmalı ve isteyenlere yüksek lisans yaptırılarak ayrı bir drama öğretmeni yetiştirilmeli ve zamanla bunlar drama dersini vermeye başlamalıdırlar. Bu dersi verecek öğretim elemanları ise drama konusunda lisans üstü eğitim yapmalıdır.

Ayrıca, öğretim elemanları, YÖK tarafından belirlenen programın geliştirilmesini gerektiğini; okulöncesi, sınıf öğretmenliğinde zorunlu olan ve seçmeli olarak bazı bölümlerde verilen drama dersinin kredi ve saatinin yetersiz olduğunu; özellikle, okulöncesi ve sınıf öğretmenliğinde verilen drama dersinin ikiye ayrılmasını ve bunun “dramaya giriş ile okulöncesinde/ilköğretimde drama” biçiminde olmasını istemişlerdir.

Bunun yanında, drama liderliği konusunda yeterlilikli öğretim elemanlarının sayısının azlığı, öğretim elemanları arası uyumsuzluğun olması, fiziksel ortamın yetersizliği, uygulamaları gösteren video kasetli, CD’li kitapların bulunmaması, drama konusunda lisansüstü eğitimin sadece Ankara’da bulunması öğretim elemanlarınca sorun olarak belirtilmiştir.

5. ÖNERİLER

• Öncelikle, drama eğitiminin önemi; toplantı, seminer, panel ve basın yoluyla velilere, öğretmenlere, öğrencilere ve topluma benimsetilmelidir.

• Milli Eğitim Bakanlığı hizmetiçi eğitim kurslarının sayısını ve niteliğini artırarak devam etmelidir. Bunun için hizmetiçi eğitim kursları belli merkezlerde düzenli/planlı yapılmalı, öğretmenlerin istekleri dikkate alınarak zamanı ve süresi belirlenmelidir.

• Eğitim fakültelerinde görev yapan öğretim elemanları, öncelikle drama eğitimi konusunda hizmetiçi eğitime alınmalıdır. Bunun yanında, drama eğitimi konusunda lisans üstü eğitim veren anabilim dallarının sayısı da artırılmalıdır.

• Drama eğitimi konusunda hazırlanan ders kitapları ya oldukça kuramsal ya da uygulamaları yeterince verememektedir. Özellikle, çeviri ağırlıklı olması da bunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, hem kademelere göre (okulöncesi, ilk ve yükseköğretim) hem de uygulayıcılara göre (öğretmen ve öğretim elemanları gibi) ders kitapları ve materyaller ayrı ayrı hazırlanmalıdır. Bu yapılırken mutlaka uygulamaları gösteren CD, DVD’ler hazırlanmalıdır. Çünkü öğretmen ve öğretmen adaylarının eğitsel dramaya ilişkin yeterlilikleri bilme ve gerekli görme düzeyleri yüksektir. Ancak, öğretmenlerin uygulama düzeyleri bilme ve gerekli görmeye göre daha düşüktür. Bu eksikliğin bu şekilde giderilebileceği umulmaktadır.

• Eğitsel dramanın yapıldığı ortamın özellikleri belirlenmeli ve fiziksel ortam buna göre hazırlanmalıdır. Bunun için okul yönetimleri ve öğretmenler ve diğer ilgililer bilgilendirilmelidir.

• Eğitsel dramanın uygulanabilmesi için çeşitli materyallerin teminine ve üretilmesine gereksinim vardır. Bunun için de uygulayıcılar eğitilmeli ve gerekli mali destek yönetim tarafından sağlanmalıdır.

• Okulöncesi ve sınıf öğretmenliği programında bulunan ve zorunlu olan drama dersinin kredisi ve saati yeniden gözden geçirilmelidir. Dersin iki aşamalı (teori ve uygulama) olması konusunun araştırılması yararlı olacaktır. Bunun yanında, drama dersine yönelik program geliştirme çalışmalarına ihtiyaç bulunmaktadır. YÖK’ün hazırladığı içerik yetersiz olmakla birlikte, uygun da değildir. Çünkü, her iki dersin içeriği de aynı hazırlanmıştır.

• Özellikle, okulöncesi ve ilköğretime yönelik öğretmen yetiştiren programlara seçmeli/zorunlu drama dersi konmalı veya öğrencilerin bu dersi ilgili bölümlerden aldırılmalıdır. Çünkü, drama yöntemi, bütün derslerdeki farklı konularda uygulanabilmektedir. Ayrıca, drama öğretmenliği bölümünün açılması konusunda öncelikle çeşitli araştırmalar yapılmalı, özellikle yurt dışı uygulamalar incelenmelidir.

• Drama öğretmeninin yeterlilikleri hakkında araştırmalara devam edilmelidir. Araştırmacı tarafından hazırlanan yeterlilikler listesi, yeniden incelenerek yeterlilikler boyutunda yeniden araştırılmalı ve geliştirilmelidir.

• Drama öğretmenliği konusunda ilgili taraflar tartışma açmalı, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmalıdır. Bunun için özellikle, ilgili öğretim elemanlarının birlikçe çalışması yararlı olacaktır. Çünkü, drama öğretmenliğinin alan öğretmenliği olması konusu ülkemizde yenidir ve kurumsallaşması için zamana ihtiyaç vardır.

• “İlköğretimde drama” dersine ilişkin mevcut uygulamaları belirleyen araştırmalar yapılmalıdır. Çünkü, bu dersin öğretmenler tarafından verildiği şüphelidir. Bunun nedenleri belirlenmeli ve gerekli program geliştirme çalışmaları yapılmalıdır.

 KAYNAKLAR

Adıgüzel, Ömer. “Oyun ve Yaratıcı Drama İlişkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1993).

Akın, Meryem. “Farklı Sosyo ekonomik Düzeylerdeki İlkokul 3. Sınıf Öğrencilerinin Sosyalleşme Düzeylerine Yaratıcı Drama Eğitiminin Etkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1993).

Ay (Onat), Sıla. “Yabancı Dil Öğretiminde Dramanın Kullanımı. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1997).

Beyazıtoğlu, E.N. “İlköğretim İkinci Sınıf Hayat Bilgisi Dersinde Eğitsel Oyunlar, Erişi ve Kalıcılık”. (Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1996).

Davis, Barbara, W. “ Some Roots and Relatives of Creative Drama as an Enrichment Activity for Older Adults”. Educational Gerontology, Vol. 3, No.4. (1987). p. 297-306.

Doğan, Hıfzı. Eğitimde Program ve Öğretim Tasarımı. Ankara Önder Matbaası. Ankara. 1997. s. 1.

Eğitmen, Aynur. “Arkeoloji Müzelerinin Eğitim Ortamı Olarak Etkinliğinin Artmasında Yaratıcı Dramanın Yeri ve Önemi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1995).

Farris, John. P. ve Parke, John. “To be or to be: What Student Think About Drama”. The Clearing Hause. (March/April 1993). p. 231-232.

Garcia, Lorenzo. “Theacher Beliefs, About Drama”. Youth Theatre Journal. Vol: 8, No: 2. (1993).

Girgin, Tuğba. “Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Yaratıcı Drama Etkinlikleri”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1999).

Goodwin, David. A. “An Investigation of the Efficacy of Creative Drama as a Method for Teaching Social Skills to Mentally Retarded Youth and Adults”. Dissertation Absracts International. DAI-A, Vol: 46, No: 2. (1985).

Gönen, Mübeccel. “Anaokuluna Giden Dört-Beş Yaş Çocuklarına Resimli Kitaplarla Yapılan Eğitimin Dil Gelişimine Etkisinin İncelenmesi”. (Yayınlanmış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. 1988).

Kaaland-Wells, Christi. “Classroom Theachers Perceptions and Uses of Creative Drama”.

Youth Theatre Journal. Vol: 8, No: 4. (1994).

Kaf, Özlem. “Hayat Bilgisi Dersinde Bazı Sosyal Becerilerin Kazandırılmasında Yaratıcı Drama Yönteminin Etkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1999).

Kara, Ömer Tuğrul. “Türkçe Öğretiminde Yaratıcı Drama”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2000).

Karabacak, N. “Sosyal Bilgiler Dersinde Eğitsel Oyunların Öğrencilerin Erişi Düzeyine Etkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1996).

Kocayörük (Koca), Ayşe. “İlköğretim Öğrencilerinin Sosyal Becerilerini Geliştirmede Dramanın Etkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2000).

Koç, Filiz. “Yaratıcı Dramanın Öğrenmeye Etkisi (Sosyal Bilgiler Öğretiminde Bir Yöntem Olarak)”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1999).

Mc Kerracher, Williams. Changing Children’s Attitudes Toward the Physically Disabled. Research Report. Victoria Educaiton Department. Australia.  (1982).

MEB. Hizmetiçi Eğitim Planı-1998. Milli Eğitim Basımevi. Ankara. 1998.

MEB. Hizmetiçi Eğitim Planı-1999. Milli Eğitim Basımevi. Ankara. 1999.

MEB. Hizmetiçi Eğitim Planı-2000. Milli Eğitim Basımevi. Ankara. 2000.

MEB. Hizmetiçi Eğitim Planı-2001. Milli Eğitim Basımevi. İstanbul. 2001.

Metin, Gülçin Güven. “Dramanın 5-6 Yaş Çocuklarının Sosyal-Duygusal Gelişimlerine

Etkisinin İncelenmesi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi  Eğitim Bilimleri Enstitüsü. 1999).

Müller, Renee. “The New South Africa-A Rebirth for Drama in Eduvation”. Researching Drama and Theatre in Education. International Conference. University of Exeter, April 8th-12th. (1997).

Oğuzkan, Ferhan. Orta Dereceli Okullarda Öğretim (Amaç, İlke, Yöntem ve Teknikler). Emel Matbaacılık. Ankara. 1989. s.54.

Okvuran, Ayşe. “Yaratıcı Drama Eğitiminin Empatik Beceri ve Empatik Eğilim Düzeylerine Etkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü. 1993).

Okvuran, Ayşe. “Yaratıcı Dramaya Yönelik Tutumlar”. (Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2000).

ÖSYM.  Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu. ÖSYM Yayınları. Ankara. 1998.


* Doktora tezi özetidir (MEBEARGED) tarafından desteklenmiştir.

** Yrd.Doç.Dr.; Fırat Üniversitesi EğitimFakültesi Okulöncesi Eğitimi ABD, Elazığ.

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

[ yukarı ]

Arşiv