MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı 159 |
Yaz 2003 |
İlköğretim Öğrencilerinin Gelişim Alanları, Gelişim Alanlarının İşaretçisi Olan İhtiyaçlar ve Geliştirilmesi Gereken Beceriler: Bu Süreçte Rehber Öğretmenin İşlevleri:Kurumsal Bir İnceleme |
Galip YÜKSEL* |
Giriş İlköğretimde rehberlik ve psikolojik danışma programı, öğrenme–öğretme sürecini etkileyen öğrencinin gelişim alanları, gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken beceriler ve öğrencinin içinde yaşadığı toplumun sosyo-ekonomik değişkenlerinin sistemli olarak sınıflandırılmasına bağlı olarak geliştirilir. Öğrencinin gelişim alanları; (1) fiziksel , (2) sosyal, (3) benlik kavramı, (4) bilişsel ve (5) kariyer gelişim alanı olarak beş grupta toplanmaktadır. Sosyo-ekonomik değişkenler ise, çocuğun yaşamını geçirdiği yerdeki eğitim düzeyi, sağlık hizmetleri, demografik, politik, yasal, teknolojik ve eğitim seviyesidir(1). Bu değişkenlerin ilköğretim rehberlik ve psikolojik danışma programının geliştirilmesinde dikkate alındığı görülmektedir. Öğrencinin tüm duygularını sağlıklı bir biçimde kullanabilmesi, başkalarıyla kolay etkileşime girebilmesi, kendisini daha iyi tanıyabilmesi, daha iyi kararlar verebilmesi, fiziksel , bilişsel, estetik, sosyal ve duygusal açıdan gelişebilmesi önemlidir. Geştalt teorinin temel taşını oluşturan bir ilkeye göre, “Bütün parçaların toplamından farklıdır.” Birey bir bütündür ve bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bireyin bir bütün olması dengeli beslenme ile örneklendirilebilir. Tek yönlü beslenme gelişim açısından nasıl istenilen bir durum değilse, gelişimi de bir yönlü olarak ele alıp incelemek doğru değildir. Tek yönlü beslenme nasıl metabolizma üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyorsa, tek yönlü gelişim anlayışı da gelişim ve kendini gerçekleştirme üzerinde olumsuzluklar yaratabilir. Birey, fiziksel, sosyal, bilişsel, benlik ve kariyer gelişim alanları ile birlikte düşünülmelidir. Eğitim evrimimiz içerisinde yer alan psikolojik danışman ve rehberlik hizmetlerinin de vizyonu bireylerin bir bütün olarak gelişmesine yardımcı olmaktır. Rehberlik modelleri arasında yer alan gelişimsel/kapsamlı rehberlik de bu anlayışa dayanır. Bu modelde, birey bir bütün olarak ele alınmakta ve bireyin doğal gelişim sürecinde zihinsel, duygusal, sosyal, psikolojik ve fiziksel olan bütün yönleri ve kapasiteleri ile en uygun bir gelişim düzeyini gerçekleştirebilmesi için ona rehberlik yapılması gereğine inanılmaktadır. Yapılacak rehberlik çalışmalarının da organize olmuş, plânlı bir müfredatı gerektirdiği bilinmektedir (2). Bu bağlamda çalışan rehber öğretmenin kendi yıllık çalışma plânını hazırlarken, öğretmenlere ve velilere konsültasyon hizmeti verirken gelişimsel/kapsamlı rehberlik anlayışını temel almalarının önemli yararları bulunmaktadır. İlköğretimde çocuğun bir bütün olarak gelişmesini sağlayacak, değişik yaşantılar denemesi sonucu zihinsel, duygusal, sosyal, psikolojik ve fiziksel olan bütün yönleri ve kapasiteleri ile en uygun bir gelişim düzeyine ulaşması beklenmektedir.. Fiziksel Gelişim Alanı Fiziksel gelişim genel olarak bedensel gelişimi ifade eder. Kişinin doğum öncesinden itibaren bedensel yapı olarak geçirmiş olduğu değişikliklerdir. Çocuğun fiziksel gelişimi başarılı bir öğretimi önemli ölçüde etkiler. Çünkü, fiziksel olgunlaşma ile öğrenme biriyle ilişkilidir. Bu durum özellikle ilköğretimde belirginleşir. Fiziksel gelişimi yavaş olan çocuklar, yavaş gelişimin sonucu olarak çeşitli zorluklar yaşayabilir. Fiziksel gelişimi olumlu yönde etkileyebilmek amacıyla kazandırılacak davranışlar, çocukları sosyal açıdan geliştirmeye ve daha gerçekçi bireysel hedefler belirlemelerine de yardımcı olur. Araştırmalar fiziksel etkinliklerin kişiler arası ilişkilerin kurulması ve devam ettirilmesinde önemli olduğunu göstermektedir. Bu etkinliklerde çocuklar, grubun ortak amacı doğrultusunda beraber çalışma imkânı bulurlar. Grup içinde arkadaşlıkları gelişir. Arkadaşlıkları geliştikçe sosyalleşme hızlanır. Aktif katılım ile fiziksel gelişim arasında ilişki vardır. Öğrenmede aktif katılımın önemli olduğu konusunda eğitim bilimciler arasında ortak bir anlayış vardır. Aktif katılımla, öğrenci hem katılımdan zevk alır, hem de daha kalıcı öğrenmeler gerçekleştirilebilir. Aktif katılım uygulamaları iyi değerlendirilirse kendi kendini pekiştiren bir işleyiş oluşturulabilir. Rehber öğretmen ve psikolojik danışma programı, çocukların fiziksel gelişim ihtiyaçlarına duyarlı olacak programların geliştirilmesinde, fiziksel gelişimi olumlu yönde etkileyecek davranışların kazandırılmasında yönetici, öğretmen ve velilere yardımcı olabilir. Fiziksel gelişim, beden imajı, dokunma, fiziksel bakım, egzersiz, dinlenme, görsel ve işitsel algı, fiziksel koordinasyon, denge, okula hazırlık, stres yönetimi, göz el koordinasyonu, büyük ve küçük kas gelişimi, büyüme değişiklikleri, cinsel farklılıklar, cinsiyet kimliği algısı, cinsiyet rol tanımları (3), v.b. ile ilişkilidir. Bu değişkenlerin gelişimine dersler, ders dışı etkinlikler önemli katkılarda bulunur; önemli olan fiziksel gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin gündeme getirilmesi, davranış olarak ele alınması, gündemde tutulması ve ilgili davranışların kazandırılmasıdır. Bu noktanın gündeme getirilmesi ve gündemde tutulması rehber öğretmenin görevleri arasında yer almaktadır. Öğrencileri teneffüs saatlerinde sessizce sınıfta bekletmek, ders sürecinde, grup çalışmalarında çocukların yerlerinden kalkıp arkadaşlarıyla bir konuyu paylaşmalarını ve okul bahçesinde koşmalarını engellemek aynı zamanda fiziksel gelişimi olumsuz yönde engellemek anlamına da gelir. Bu durum istenmeyen bir davranışı farkında olmadan pekiştirme olarak ta düşünülebilir. Çocukların öğrenme ihtiyaçları kadar konuşmak, koşmak ihtiyaçları da vardır. “6-9 yaş çocukları yazmaktan çok konuşma kolaylığına sahip olmak isterler”. Bu ihtiyaçlarını giderirken gösterilen olumlu davranışların görülmesi ve pekiştirilmesi önemlidir. İlk sınıflardaki (1-3) çocuklar oldukça aktiftirler. Sık sık oturarak bir şeyler yapmak zorunda kaldıkları için, enerji, sinirli alışkanlıklar biçiminde boşaltılır (4). Bu durumu önleyebilmek için fiziksel gelişim etkinliklerinden yararlanılabilir. Hem enerji bir gelişim alanına yönlendirilir, hem de sinirli alışkanlıklar görülmez. Fiziksel etkinlikler çocuğun araştırma ve eğlenerek öğrenme sürecini deneyimlemesini olanaklı kılar. İlk sınıflardaki çocuklar hâlâ ara vermeye ihtiyaç duyarlar, fiziksel ve zihinsel çabalarının sonucu kolay yorulurlar. Büyük kas denetimi hâlâ ince koordinasyona üstündür. Küçük yazı ve nesnelere odaklanmada zorluk çekebilir. Tahtayı izlemede güçlük yaşayabilirler. Öğretmenler sık sık öğrencilerin oturma biçimlerini değiştirerek tahtayı rahat izleme şanslarını artırabilir. Fiziksel gelişim alanı ihtiyaçları: 1. Okulda geçirilen bir günde çeşitli deneyimleri yaşama ihtiyacı: İlköğretim öğrencisi için okulda farklı öğrenme etkinliklerinin bulunması önemlidir. Planlı yapılan fiziksel etkinlikler, programda hoş bir değişiklik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda belirli bir takım fiziksel koordinasyon becerilerinin gelişimini de sağlar. 2. Arkadaşlarıyla küçük grup çalışması yaparken fiziksel becerileri kullanma ihtiyacı: Çocuğun okuldaki bir günü daha çok akademik çalışmalarla geçer, bu süreçte çocuğun normal gelişimi için grup çalışmaları sağlanmalıdır. Bu çalışmaların çoğu fiziksel koordinasyon becerilerini gerektirir. 3. Belirli birtakım koordinasyon becerilerinin geliştirilmesi ihtiyacı: Çocuğun sahip olduğu ve geliştireceği bütün beceriler için pratik yapması gerekir. Bu durum fiziksel koordinasyon becerileri için daha önemlidir. Bu da fiziksel etkinlikleri gerektirir. 4. Öğrenme işlemine aktif katılım ihtiyacı: İlköğretimin ilk yıllarında öğrenciler öğrenmeye son derece isteklidir. Araştırmalar, en iyi öğrenmenin aktif katılımla olacağı fikrini desteklemektedir. Sık sık oturarak bir şeyler yapmak zorunda kalan öğrenciler için, fiziksel etkinlikler enerjilerini boşaltma aracı olarak görülmelidir. 5. Bir işi tamamlayabilmek için birlikte çalışmanın önemini anlama ihtiyacı: Çocuklar başkalarıyla çalışmanın önemini öğrenmelidir. Bu süreçte fiziksel etkinlikler önemli destekleyici değişken olarak işlev görebilir. Fiziksel gelişim alanıyla ilgili geliştirilmesi gereken beceriler: 1. Küçük ve büyük motor beceriler: İlköğretimin ilk yıllarındaki etkinliklerin çoğu, büyük ve küçük motor becerileri destekleyecek şekilde geliştirilmiştir. 2. Göz-el koordinasyon becerisi: Dengeleme, nesne fırlatma ya da yakalama içeren etkinlikler göz-el koordinasyonunu geliştirmek için mükemmel araçlardır. 3. Görsel algılama becerisi: Akademik görevlerin çoğu görsel algılama becerisi ile ilişkili olmasına rağmen bu beceriyi geliştirmeye yönelik etkinlikler sınırlıdır; oysa bu beceriyi geliştirebilecek ve sınıf yönetimine katkıda bulunabilecek çeşitli etkinlikler yapılabilir. (Grup rehberliği etkinlikleri bu amaç için kullanılabilir) 4. İş birliği becerileri: İşbirliği kavramının fiziksel bir beceri olması tartışmaya açık bir konudur. Ancak bu kavramla fiziksel gelişim konusunda sık karşılaşılır. Çünkü fiziksel gelişim, yardımlaşmanın en çok öneme sahip olduğu bir konudur (5). Sosyal Gelişim Alanı İlköğretimde psikolojik danışma ve rehberlik programının bir alanı olarak sosyal gelişim, çocukların bağlı bulundukları sosyal gruplarda başarılı olması için neleri bilmeleri, hangi becerileri geliştirmeleri ve nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmeleri ile ilgilidir. Çocuklar ailelerinin, sınıflarının, küçük çalışma ya da oyun gruplarının, kulüplerin ve daha pek çok grubun üyesidirler. Çocuklar, bir grubun katkıda bulunan bir üyesi olabilmek için çeşitli özellik ve davranışlara sahip olmalıdır. Rehber öğretmenler, sosyal gelişim alanıyla ilgili çalışmalar yaparken, akademik etkinliklerle bu boyut desteklenmelidir. Çocukların insanlarla, olumlu ve sağlıklı ilişkiler kurmayı öğrenmeleri istenirse, onlara sosyal olarak kabul edilebilen kişiler arası ilişki becerileri öğretilmeli ve bu konuda pratik yapma imkânı sağlanmalıdır. Sosyal olarak yaşamayı öğrenmek herhangi bir akademik konu gibi öğretilebilir. Bu konular gelişigüzel ve tesadüfi öğrenmelerle geliştirilemeyecek kadar önemli ve dikkat isteyen konulardır. Çocukların sosyal ortamlarda sağlıklı ve sorumlu davranmaları için bu konuda bilgilendirilmeleri ve kendilerine güvenlerinin geliştirilmesi gerekir. Kendine güvenme, öğrencinin öğrenme yaşantılarında kendini yetenekli ya da yeteneksiz, hoşlanılabilir ya da itici olarak görmesini sağlayan öğrenme yaşantılarının sayısına bağlıdır. Öğrencinin başarılı olduğunu örnekleyen yaşantıları ne kadar çoksa, kendine yönelik tutumları da o oranda olumludur (6). Bu amaçla öğretmenlerle yapılan konsültasyon çalışmalarında bu konu altı çizilerek paylaşılmalıdır. Sosyalleşme, çocukların kendi çevrelerindeki diğer çocuklarla ve yetişkinlerle nasıl iletişim kuracaklarının etkili bir şekilde öğretilmesini içeren zor bir işlemdir. Eğitimde kritik bir faktör olan sosyal gelişim, her çocuğun neyi ne kadar öğrendiğini etkiler. Sınıf atmosferi dinamikleri, arkadaş ilişkileri ve öğretmen-öğrenci ilişkisi sınıfın öğrenme atmosferini derinden etkiler. İlköğretimde sosyalleşmeyi tetikleyecek en güçlü araç grup çalışmalarıdır. Bu çalışmalar sadece sosyalleşmeyi sağlamakla kalmayıp diğer gelişim alanlarını da olumlu yönde etkiler. Grup etkinlikleri, çocuklarda paylaşma, yardımlaşma, grupta karşılaşılan ortak bir problemi çözme ve karar alma konusunda fırsatlar sunar. Rehber öğretmen ve psikolojik danışma programı, çocukların sosyal gelişim ihtiyaçlarına duyarlı olacak programların geliştirilmesinde, ilgili davranışların belirginleştirilip, nasıl kazandırılacağı konusunda yönetici, öğretmen ve velilere yardımcı olabilir. Sosyal gelişimle alanı paylaşma, sıra olma, dinleme, atılgan olma, beden dili, sözel iletişim becerileri, arkadaş edinme, grup kurallarına uyma, yönerge izleme, geri bildirim verme ve alma, duyguları yönetme, sorumluluk alma (7), v.b., ile ilgilidir. Bu değişkenlerin gelişimine okuldaki etkinlikler önemli katkılarda bulunur; önemli olan sosyal gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin gündeme getirilmesi, davranış olarak ele alınması, gündemde tutulması ve ilgili davranışların kazandırılmasını örnekleyen yaşantıların oluşturulmasıdır. Bu noktanın gündeme getirilmesi ve gündemde tutulması rehber öğretmenlerin görevleri arasında yer almaktadır. Odaklanılması gereken ihtiyaçlar: 1. Diğerleriyle birlikte olma ihtiyacı: Çocuklar arkadaş edinme ve arkadaşlarıyla birlikte olma ihtiyacı duyarlar. 2. Ait olma ihtiyacı: Bir gruba ait olma duygusu oldukça rahatlatıcıdır. Çocuklar bu yüzden “Bizim sınıf”, “Bizim okuma grubu”, “Bizim takım” gibi sözcükleri oldukça sık kullanırlar. 3. İş birliği içinde çalışma ihtiyacı: Başarıya ulaşma duygusu, bir grupla çalışılarak tatmin edilebilir. 4. Sorumluluğu paylaşma ihtiyacı: Üzerine düşeni yapma, ya da bütünün bir parçasını tamamlama fikri, ilköğretim öğrencisi için oldukça önemlidir. Özellik sınıfta öğrenciler arasında sorunlar gözleniyorsa her üyenin katkısı ile tamamlanabilecek etkinlikler düzenlenebilir. 5. Sınıfın bir üyesi olarak önemli olduğunu hissetme ihtiyacı: Her çocuk, istendik davranışları fark edildiği ve pekiştirildiği zaman önemli olduğu duygusunu yaşar. Bu da öğrencinin iyi yapabildiği şeylerin görülüp, dikkat edilmesi ile mümkündür. (8) Geliştirilmesi gereken beceriler: Çocuğun sosyal olarak sınıfa uyumlu olması isteniyorsa, sosyal gelişimle ilgili ihtiyaçlarının bilinmesinin yanı sıra bazı becerilerin de geliştirilmesi gerekir. Bu beceriler şunlardır (9) : 1. İletişim becerileri: Çocuk etkili bir iletişim için, sosyal becerileri öğrenmelidir. Çocuk sosyal beceri eğitimi ile, akranlarına ve diğer insanlara açık ve doğrudan mesaj iletme yaşantılarını öğrenebilir. 2. Paylaşma becerileri: Paylaşmaya istekli çocuklar sınıf içinde daha iyi kabul görürler. Bu beceriler özellikle ilk sınıflarda cesaretlendirilmelidir. 3. Kurallara uyma becerileri: Kurallara uyma becerileri sınıfta düzenli olarak uygulanırsa çocuklar bu alışkanlığı kazanabileceklerdir. Bu beceriyi uygulayan çocukları düzenli olarak pekiştirmek, çocukların bu davranışlara daha fazla ilgi duymasını sağlayacaktır. Kurallara uyma, katı bir biçimde öğrencilerin davranışlarını sınırlandırmak değildir. Okulda kazandırılmaya çalışılan bilişsel, psikomotor ya da duyuşsal davranışların, alışkanlık hâline gelmesini sağlamaktır. (Kuralların kazandırılma sürecinde farkında olunmadan kuralsızlık pekiştirilebilir. Bunun için davranış yönetimi ve sınıf yönetimi başlıklı kitaplar okunmalıdır.) 4. İş birliği becerileri: Çocukların işbirliği ve yardımlaşma becerilerinin gelişimi için grupla çalışma imkanı oluşturulmalıdır. 5. Hedef belirleme ve karar verme becerileri: Yetişkinler çocukların çok küçük olduklarını ve kendi başlarına karar veremeyeceklerine inanırlar. Gerçekte uygun koşullar sağlandığında çocuklar bu becerileri kazanabilirler. Bu tür etkinliklere katılan öğrenciler kendileri ve sınıf arkadaşlarıyla daha olumlu ve anlamlı bağlar kuracaklardır. Bu tür etkinlikler, akademik konularda birlikte çalışma alışkanlığını kazandırır ve çocuklar arasında günbegün gelişen sosyal etkileşimleri artırır. Görülen istendik davranışlar üzerinde durulduğunda daha da olumlu alışkanlıklar gözlenir. Benlik Kavramı Gelişim Alanı Benlik kavramı, fiziksel, sosyal ve akademik yeterliğimize bilişsel değer biçmedir. Benlik saygısı ise, benliğe karşı duyuşsal reaksiyonlarımızdır (10). Benlik kavramının oluşmasında akademik, sosyal ve fiziksel benlikle ilgili geribildirimler önemli görülmektedir. Eğitim sistemine girdiklerinde, önceki yıllar boyunca edindikleri kişisel deneyimlerine bağlı olarak çocukların hayalleri vardır. Okul, çocuğun hayallerini gerçekleştirebilecek davranışları kazanabileceği ve sürekli gelişim içinde olan kendine, yeteneklerine güvenme-değer verme, kendi kararlarına güvenmeyi öğrenmeyi sağlamalıdır. Kendine, yeteneklerine güvenme-değer verme, kendi kararlarına güvenmeyi öğrenme uzun ve zor bir iştir, ancak başarılı olduğunu örnekleyen yaşantıları ne kadar çoksa kendine güven ve değer verme gelişebilir. Çocuklar kendilerini tanımayı, kendilerine güvenmeyi tek başlarına yapamazlar ve bu konuda yardıma gereksinim duyarlar. Bu yardım bilimsel ve profesyonel düzeyde olmalıdır. Eğitim sürecinde benlik kavramının gelişimi konusu tek başına rehber öğretmenin sorumluluğunda olan bir konu olarak düşünülmemelidir. Benlik kavramının kaynaklarına baktığımızda okul içi ve okul dışında pek çok yetişkin ve akranların benlik kavramının oluşumunda etkili olduğu görülür. Benlik kavramı gelişimi, çocuğun bir kişi olarak görülmesine bağlıdır. Benlik kavramı gelişim alanı, çocuğun toplum ve kendi yararı için kendisini anlamasına yardım etmekle ilgilidir. Rehber öğretmen, öğretmen ve velilerle çalışırken, çocukların olumlu benlik saygısı ve benlik kavramı geliştirmesinde, onların ne kadar önemli işlevlere sahip olduğunu vurgulamalıdır. Çocuk ve onun yaşamında yer alan yetişkinler, diğerleri ve kendilerine karşı daha olumlu duyguları nasıl geliştirebilecekleri konusunda eğitilmelidir. Bu konuda velilere yönelik konferanslara yer verilebilir. Kitle iletişim araçlarından yararlanılabilir. Benlik kavramı gelişimi de kazandırılacak bir seri davranışlar listesi olarak düşünülmelidir. Benlik kavramı eğitimi çocuklara şu alanlarda katkı sağlar: (1) Gelecek için hedef belirleme ve plân geliştirmede, (2) kendisine ve diğer insanlara güvenmede, (3) özgürlüğü anlamada, (4) daha stabilize bir imaj geliştirmede ve (5) kendine saygı ve güven duygusundan hareketle kendine güven oluşturmada. Öğrencinin başarılı olduğunu örnekleyen yaşantıları ne kadar çoksa anılan katkılar da o düzeyde artacaktır. Genel benlik kavramı hiyerarşik bir yapıyı gerektirmektedir. Akademik, sosyal ve fiziksel benlik kavramı genel benlik kavramının oluşuma kaynaklık etmektedir. Ancak, benlik kavramıyla ilgili boyutların bazılarının akademik başarıyla doğrudan bir ilişkisi yoktur; dolaylı bir ilişkiden söz edilebilir.. Şekil 1. Benlik kavramı boyutlarıyla başarı arasındaki ilişkiyi göstermektedir.
Kaynak: Eggen& Kauchak, 2001 Özellikle ilköğretim de rehber öğretmen, sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenleriyle iş birliği içinde çalışmalıdır. Öğretmen, genelde rehberlik hizmetlerinin özelde ise gelişim alanlarıyla ilgili boyutların geliştirilmesinde sistemin yumuşak karnıdır (11). Öğretmen benlik kavramıyla ilgili davranışları tanırsa bu davranışları görme ve pekiştirme sürecinde istekli davranır. Benlik kavramı gelişimi, duygularını ifade etme, korku, istek, başarı, güçlü yanlar, yetenekler, başarısızlıklar, yeni benlik imajı yaratma, odaklanma, olumlu düşünme, karar verme, olumlu benlik saygısını artırma, değerler, kişi olarak biricikliğine inanma, sorumluk ve bağlılık duygusu, v.b. ile ilişkilidir. Bu özelliklerin gelişimine okuldaki etkinlikler önemli katkılarda bulunur. Önemli olan benlik kavramı gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin gündeme getirilmesi, davranış olarak ele alınması, gündemde tutulması ve ilgili davranışların kazandırılmasını örnekleyen yaşantıların oluşturulmasıdır. Bu noktanın gündeme getirilmesi ve gündemde tutulması rehber öğretmenin görevleri arasında yer almaktadır.. Benlik kavramıyla ilgili olarak çocukların şu davranışları kazanmaları beklenir (12). Benliğini anlama ve bilme, kendini kabullenme, kişisel bir değere sahip olma, birinin yeterliğine inanma, kendine güvenme, gelişim görevleriyle ilgili sorunları çözebilme, kendini yönlendirme, seçenekleri görme, karar alma ve alınan kararlar için sorumluluk geliştirme, yanlış kavram ve kanıları değiştirebilme ve duygusal duyarlık kazanma, v. b.dir. Çocuklar kendilerini anlayarak ve kendilerinin farkında olarak yetişirlerse olumlu bir benlik geliştirebilirler. Beana, Lipka ve Ludewig e göre (13): çocuklar kendilerini başkalarının gördüğü gibi görmemelidir; çünkü onların değerleri farklı olabilir. (2) Genel olarak kendinin farkında olma oldukça sabittir, bu yüzden devamlı olarak olumlu geribildirimlerde bulunmak, sıradan kompliman yapmaktan oldukça etkilidir ve (3) Yetişkinler, ergenlik döneminden önceki çocukları, ergenlik dönemindeki çocuklardan daha kolay etkileyebilirler; çünkü ergenlik dönemindekiler daha çok yaşıtlarının fikirlerine önem verirken çocuklar yetişkinlerin fikirlerine daha fazla önem verirler. Okul, çocuklara daha olumlu benlik kavramı geliştirmelerine yardımda, yaşamsal bir rol oynar. Wrenn (1980) bu gelişimle ilgili algılanan üç davranış üzerinde durmaktadır: Kişisel olarak değerlendirme üzerinde durmak ve fark ettirmek. Yaşam ve diğer insanlar hakkında olumlu düşünceler geliştirmek. Diğerlerini dikkate alma davranışını geliştirmek(14) Okulun önemli amaçlarından biri öğrencilerin kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmaktır. Okulda öğrencinin kendisini iyi hissetmesi kendiliğinden olabilecek bir durum değildir. Öğrencilerin okulu, dersleri ve kendilerini değerli görmeleri öğretim etkinlikleri sırasında pekiştireçlerin etkisiyle gerçekleşir (15) Rehber öğretmen konsültasyon hizmeti verirken bu durumun altını çizerek belirtmeli ve kendi uygulamaları ile örnek olmalıdır. Özellikle, istendik davranışların görülüp onaylanması, istendik olmayan davranışların söndürülmesi, utangaçlığın yaşanmaması okulda öğrencinin kendisini iyi hissetmesini sağlamada önemlidir. Öğretmenler çocukların kötü davranmalarını bekleyip onları uyarmak için değil; iyi davranırlarken, iyi davranışı bulup pekiştirmek için oradadırlar. Bu tür uygulamalar okul içi ve dışında yaşanan çoğu sorunun engellenmesini sağlar. Clemes ve Bean’a (1980) göre çocukların benlik saygısını dört faktör etkilemektedir (16). Bunlar: 1. Bağlantılar: Çocuğun, başkalarıyla olumlu ilişkiler kurması ve başkalarının bunu onaylayıp saygı duyması aitlik duygusunun gelişmekte olduğunun bir göstergesidir. Bu durum sınıf içinde grup çalışmalarındaki etkileşiminden etkilenir. 2. Biriciklik: Çocuklar, kendi özel gücü ve özellikleri diğerleri tarafından fark edildiğinde kendilerinin, eskilerin dediği gibi “nev’i şahsına münhasır” olduklarını hissederler. Bütün çocuklar özel olma, tek olma duygusuna ihtiyaç duyarlar. Çocuklar karakteristik özellikleriyle diğerleri tarafından fark edilmekten etkilenir. 3. Güç:Çocuk kendi kendini yönettiği duygusunu davranışları ile yaşamalıdır. Çocuk yaşamındaki yolu devam ettirebilmek amacıyla kullandığı kişisel gücünü, davranışlar olarak kullandığı zaman hissedebilir. Çocuk, yaşamını devam ettiren yönlendiren kişisel güce inanmalıdır. 4. Model olma: Çocuk için, örnek olma, dikkate alınma, örnek gösterilme oldukça önemlidir. Odaklanılması gereken ihtiyaçlar: 1. Kendisini, güçlü-zayıf ve hoşlandığı-hoşlanmadığı yanlarıyla bilme ihtiyacı:Çocukların, kendi karakteristik özelliklerini tanıyabilme, kişisel yönden zayıf ve güçlü yanlarını ayırt edebilmeye ihtiyaçları vardır. Ayrıca onların “bütün insanların güçlü yanları vardır” ve “hiç kimse her şeyde iyi değildir”i bilmeye ihtiyaçları vardır. 2. Kişisel gelişimine katkıda bulunan yaşam deneyimlerinin farkına varma ihtiyacı:İnsanların kendi yaşamlarında etkili olan yaşam deneyimlerini bilmeye ihtiyaçları vardır. 3. Duygularını açıklayabilme ve tanımlayabilme ihtiyacı: Duygular benlik gelişimde önemli bir rol oynar. Çocuklar, her gün yaşadıkları çok çeşitli duyguların farkında olma ihtiyacı duyarlar. Aynı zamanda bu duygularını tanımlayabilme ve açıklama fırsatlarına da ihtiyaç duyarlar. 4. Kendi ümitlerinin, özlemlerinin ve hayallerinin farkında olma ihtiyacı:Hangi yaşta olursak olalım geleceğe hep ümitle bakarız. Çocuklar gelişimleri devam ederken kendilerini hangi geleceğin beklediğinin kendilerine yansıtılması gereğini hissederler. Düzenli olarak yapılan aktiviteler, gelecekle ilgili beklentilere daha gerçekçi yaklaşmalarına yardımcı olur. 5. Kişisel değer ve önceliklerini tanımlayabilme ihtiyacı: Çocuklar ebeveynlerin birçok değerini içselleştirirler. Buna rağmen kendi değerlerini tanımlama ve değerlendirme fırsatlarına ihtiyaç duyarlar. Geliştirilmesi gereken beceriler: 1. Kendini tanımlama becerileri:Çocuklar okula geldiklerinde kendilerini en iyi, en hızlı, en hoş vb. olarak tanımlarlar. Fakat daha sonra kendilerini diğerleriyle karşılaştırmaya başlarlar ve bütün alanlarda kendilerinin en iyi olmadıklarını fark ederler. Kendini tanımlama becerileri içerisinde, güçlü ve zayıf yanlarını, yeteneklerini, ilgilerini, değerlerini, hoşlandıklarını ve hoşlanmadıklarını vb. tanıma becerileri vardır. 2. Değer becerileri: Çocuklar kendileri için neyin önemli olduğuna karar verme fırsatına ihtiyaç duyarlar. Çocuğun sahip olduğu birçok temel değer aile yaşamından gelir. Buna rağmen, çocuk kendisi için neyin önemli olup olmadığına karar verme becerisine sahip olmak ister. 3. Karar verme becerileri: Karar verme becerileri bütün çocuklarda erken yaşlarda geliştirilmeli ve okul dönemi boyunca pratiğe dökülmelidir. Kendi kendilerine bazı kararları alma fırsatlarına sahip olan çocuklar, kendileri için bir şeylere karar verme deneyimi elde eden, kendini tanımlamayı geliştiren çocuklardır. 4. Duyguları tanımlayabilme becerileri: Çocuklar, herkesin duyguları olduğunun farkında olmalarına rağmen duygularını dört şekilde tanımlarlar: Üzgün, mutlu, sinirli ya da korkmuş. Çocukların duygularını tanımlayabilme ve açıklamada yardımcı olacak birçok duygu kelimesini öğrenmeye ihtiyaçları vardır. 5. Yordama becerileri:Çocuklar, özlemleri ve ümitleriyle geleceği kestirebilme ihtiyacı duyarlar. (17) Bilişsel Gelişim Alanı Bilişsel gelişim, çocukların nasıl düşündüğü ve öğrendiği ile ilgilidir. Rehber öğretmen çocukların nasıl öğrendiği, öğrenme ve öğretmede öğrenme teorilerinin uygulanması, öğretme ve öğrenme stillerinin eşleştirilmesini bilir. İlköğretimde çocukların yaşantılarının çoğu bilişsel gelişimi alanına ayrılır. Öğretmenler bilişsel gelişim alanının eğitim sürecinde en çok üzerinde durulması gereken boyut olduğuna inanır. Bu kısmen doğru olmasına rağmen, bilişsel gelişim alanı geliştirilmesi gereken beş alandan biridir. Çocuğun çevresiyle etkili iletişim kurması bazı becerilerin kazandırılması ile mümkündür. Bu becerilerden bazıları şunlardır: Düşünme becerilerini etkili kullanma, bilgi işlemeyi etkili yapabilme, daha iyi dinleme, kendi deneyim ve bilgilerini açıklayabilme, kendi düşüncelerini ifade edebilme, geri bildirim verme, karar verme becerileri, v.b. dir. Piaget’in bilişsel gelişim evrelerinin özellikleri, geliştirilecek becerilerin tanımlanmasında yol gösterici olabilir. İlköğretimin ilk yılları çocuğun işlem öncesi dönemden somut işlemler dönemine geçtiği yıllardır. Ortalama olarak çocukların % 66 sı ya da 75’inin somut işlemler dönemi özelliklerini gösterdiği söylenir. (18) Somut işlemler dönemine geçişte çocukların bir kısmı, işlem öncesi dönemin bazı özelliklerini gösterebilir. Bu dönemde çocuğun düşünme sürecinde dört (blok) değişken görülebilir. Bunlar: • Ben merkezcilik: Çocuğun diğerlerinin bakış açısını görememesi • Odaklanma: Çocuğun problemin bir alanına çok fazla yönelmesi • Tersinebilirlik: Çoğun bir işlemi tersinden ele alamaması ile gözlenir. Yani 7 kere 8 ‘in 56 ettiği bilinir; ama 8 kere 7’nin de aynı sonucu vereceği henüz anlaşılamaz. • Dönüştürme: Olayları oluş sırasına göre koyamama Rehber öğretmen ve psikolojik danışma programı, çocukların bilişsel gelişim ihtiyaçlarına duyarlı olacak programların geliştirilmesinde, ilgili davranışların tanımlanmasında yönetici, öğretmen ve velilere yardımcı olabilir. Bilişsel gelişim, düşünme, karar verme, hedef oluşturma, değerleri netleştirme, bilgi işleme, iletişim kurma, problem çözme, bilişsel yeniden yapılandırma, v.b.,becerilerle (19) ilgilidir. Bu becerilerin gelişimine okuldaki etkinlikler önemli katkılarda bulunur. Burada önemli olan bilişsel gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin gündeme getirilmesi, davranış olarak ele alınması, gündemde tutulması ve ilgili davranışların kazandırılmasını örnekleyen yaşantıların oluşturulmasıdır Bu noktanın gündeme getirilmesi ve gündemde tutulması rehber öğretmenin görevleri arasında yer almaktadır.. Odaklanılması gereken ihtiyaçlar: 1. Bir hedefe ulaşabilmek için kişinin kendini motive etme ihtiyacı: Çocuklar kendi kendilerini motive edebilme becerilerini geliştirmeye ihtiyaç duyarlar. Bu, çocukların kendi kendilerini ayarlayabilecekleri, hedef oluşturma aktiviteleri ile geliştirilebilir. 2. Yazılı ve sözlü olarak kişinin kendini ifade etme ihtiyacı: İletişimde bulunmamanın olanaksız olduğu bilinmektedir. Eş deyişle birey her durumda iletişim hâlindedir. Eğitim süreci öğrencilere uygun iletişim biçimini kazandırma süreci olarak da görülebilir. Çocuklar okulla ilgili ilk deneyimlerinden itibaren kendilerini uygun bir şekilde ifade etme ihtiyacı içindedirler. Bu ihtiyacı karşılayacak fırsatlar çocuklara sürekli sunulmalıdır. 3. Beceri geliştirecek aktivitelerde çeşitlilik ihtiyacı: Belirli becerileri geliştirmek için çok çalışmaya gereksinim vardır. Ancak aynı çalışmalar belli bir süre sonunda çocukları sıkmaya başlar. Bu nedenle aynı beceriyi geliştirmeye yönelik farklı aktiviteler gerekmektedir. Öğretmenler, öğrencilerin biricik bilme ve anlama ihtiyacına sahip olmadıklarını bilerek çoklu bilme ve anlama ihtiyacı anlayışına sahip olmalıdır. Öğrencilerin düşünme stilleri, öğrenme stilleri birbirinden farklıdır. Bu tür farklılıklar çeşitli etkinlikleri kullanma gereğini ortaya çıkarmaktadır. 4. Öğrenme yaklaşımını bilme ihtiyacı: Çocukların çoğunluğu yapılandırılmış çevrede en iyi öğrenebilirken, diğerleri yarı yapılandırılmış çevrede iyi öğreniyor olabilir, dahası bazıları da kendi kişisel öğrenme stillerinden haberdar değillerdir. Çocuklar davranışlarını, alışkanlıklarını; algılama, bilgi işleme, düşünme ve öğrenme stillerini objektif olarak bilme gereksinimi duyarlar. 5. Kişisel performansına eleştirel bir şekilde bakma ve gelişmelerini değerlendirme ihtiyacı: Çocukların çoğunluğu kendi akademik süreçleri hakkında öğretmenlerin geribildirimlerine ihtiyaç duyarlar. Bununla birlikte kendi kendini değerlendirme becerilerini kazanmaları ve geliştirmeleri daha başarılı olmalarına imkân sağlar. Öğrenciler, beklentilerinin hem davranışlarını hem de çevrelerini etkileyebildiğini öğrenmelidir. Buna “öz düzenleme” yoluyla ulaşılır. Sosyal bilişsel teoriye göre, insan kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneğine sahiptir. Öğrenciler, kendi düşüncelerini ve davranışlarını kullanarak, akademik hedeflerine ulaşırlar. Öz düzenleme becerisine sahip öğrenciler, hedef belirleyebilirler. Öz düzenlemenin öğrenilmesi, kendi kendini gözlem, kendi kendini yargılama, kendi kendine eyleme geçme gibi alt süreçlerden oluşur (20). Bu davranışlar öğrencilere kazandırılabilir. Öz düzenleme, öğrencinin hedef belirleme, kendi kendini gözlem, kendi kendini değerlendirme ve kendi kendine pekiştireç vermeyi öğrenmesini sağlayan öğrenme yaşantılarının sayısına bağlıdır. Öğrencinin hedef belirleme, kendini gözlem, kendini değerlendirme ve kendine pekiştireç vermeyle ilgili başarılı olduğunu örnekleyen yaşantıları ne kadar çoksa, öz düzenleme o oranda olumlu gelişecektir. Hedef belirleme: Hedefler, bireyin davranışları için yön belirler ve ilerlemeler için ölçme aracı olarak kullanılırlar. Zorlayıcı ama gerçekçi ve öğrencinin kendisi tarafından oluşturulan hedefler, öğretmenler tarafından empoze edilen hedeflerden daha etkilidir. Öğretmenlerin buradaki en önemli rollerinden biri öğrencilerine etkili hedefler oluşturmayı öğretmektir. Kendi kendini gözlem: Hedefler belirlendikten sonra, öz düzenlemeci öğrenciler kendi ilerlemelerini ayarlarlar. Öğrencilere birçok davranışını ayarlama öğretilebilir. Örneğin, öğrenciler bir davranış kayıt tablosu hazırlayarak, bir saatlik çalışma boyunca kaç defa “silgiyi kullandıklarını”, kaç defa “doğru” ya da “yanlış” cevap verdiklerini kaydedebilirler. Uygun hedeflerle birleştirilen kendini gözlem, öğrencilerin davranışlarını bazen çok fazla değiştirebilir. Çaba ve öğretmen desteğiyle çalışma alışkanlıkları ve konsantrasyon geliştirilebilir ve sosyal etkileşimler daha olumlu ve verimli hâle getirilebilir. Kendi kendini değerlendirme: Genelde dünyada özelde Türkiye’de, okullar, bireylerin performansının başkaları tarafından değerlendirildiği yerler olarak bilinirler. Öğretmenler, öğrencilerin performansını değerlendirirken yararlı geribildirimler sağlamalarına rağmen, onlar bu konuda, tek değerlendirici kişiler olmak zorunda değildirler; öğrenciler de kendi çalışmalarını değerlendirmeyi öğrenebilirler. Örneğin, öğrenciler fen bilgisi dersindeki problemi çözmedeki başarılarını, cevaplarının anlamlı olup olmadığını, sorarak ve cevaplarını daha önceki tahminleriyle karşılaştırarak değerlendirebilirler. Kendi kendini değerlendirme becerilerini geliştirmek zaman alır ve öğrenciler bu beceriyi otomatik olarak geliştiremezler. Öğrencilere yardım etmenin yolu hedef belirlemeyle ilgili başarılı olduğunu örnekleyen yaşantılarını artırmaktır. Öğrencilerin, başarılı olduğunu örnekleyen yaşantıları görmek doğru gözlemle ve anlayışla mümkündür. Kendi kendine pekiştireç verme: Bir hedefe ulaştığımızda kendimizi iyi ulaşamadığımızda ise çoğunlukla suçlu hissederiz (21). Öğrenciler kendi kendilerini değerlendirici hâle geldikçe, kendilerini pekiştirmeyi ve cezalandırmayı öğrenirler. Kendini ödüllendirme ve cezalandırma içsel bir şeyle ilgili olabileceği gibi, dışsal bir şeyle de ilgili olabilir. Örneğin, Engin “Eğer problemlerin hepsini doğru olarak çözersem kendimi bir kâse dolusu dondurmayla ödüllendirileceğim.” diyebilir. Kendi kendini pekiştirmenin gücü, hedefleri yüksek belirleyip bunlara ulaşıldığında hissedilen duygularda görülür. Yapılan bir çalışmada, başarısı düşük öğrencilere, ulaştıkları her hedef için kendilerine puan vermeleri ve bu puanları kendilerine ödül almak için kullanmaları öğretilmiştir. Bir süre sonra bu öğrencilerin, sınıf arkadaşları kadar başarı gösterdikleri gözlenmiştir. Bandura, iyi çalışmalar için kendini ödüllendirmenin, sadece hedef koymak ve kendini ayarlamadan daha yüksek performansa yol açtığına işaret etmektedir. Geliştirilmesi gereken beceriler. Dinleme becerileri: Çocukların büyük çoğunluğu okuldaki tüm gününü dinlemeye ayırırken, pek azı dinleme becerilerini geliştirme konusunda yardım alırlar. Dinleme becerilerini geliştirmeye yönelik aktiviteler eğlenceli olabilir, sosyal beceriyi geliştirir ve akademik başarıyı artırır. Düşünme becerileri: Çocuklar okulda başarılı olmak için analiz etme, akıl yürütme ve problem çözme gibi üst düzey bilişsel becerilere gereksinim duyarlar. Düşünme becerileri en basitten en zora doğru geliştirilmelidir. İşlem becerileri: Çocuklar aldıkları bilgileri, ihtiyaçlarına göre kullanabilme becerilerine ihtiyaç duyarlar. Bu beceriler pratik yapmakla geliştirilebilir. Kendini ifade etme becerileri: Tüm çocuklar yazılı ve sözlü biçimlerde kendini ifade etme için fırsatlara sahip olma ihtiyacı duyarlar. Yazma ve okuma davranışının geliştirilmesi, kendini ifade etme davranışını tetikler. Hedef belirleme ve karar verme becerileri: Hedef belirleme ve karar verme becerilerinin anaokulundan itibaren geliştirilmeye çalışılmalıdır. Çocuklar yaşlarına uygun düzeyde hedef belirleme ve karar verme süreçlerini yaşamalıdır . (22) Kariyer Gelişim Alanı Kariyer eğitiminin orta öğretimde başlaması gerektiğine dair bir düşünce olmasına rağmen günümüzde kariyer eğitimine ilköğretimde başlanılması gerektiğine dair geniş bir anlayış vardır. Kariyer eğitiminin yeri konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bazıları kariyer eğitim programını müfredattan ayrı bir bölüm olarak düşünmektedir. Diğer bir görüşe göre de kariyer eğitimi programı müfredat programını bütünleyici olmalı ve ondan farklı bir bölüm oluşturmamalıdır (23). Rehber öğretmen ve psikolojik danışma programı, çocukların kariyer gelişim ihtiyaçlarına duyarlı olacak programların geliştirilmesinde, ilgili davranışların tanımlanmasında yönetici, öğretmen ve velilere yardımcı olabilir. Kariyer gelişimi, boş zaman kullanımı, hobiler, evde çalışma sorumlulukları, çalışmanın değeri, meslekleri tanıma, ekonomi, olumlu çalışma alışkanlıkları, ders konuları ve çalışmayla ilişkisi, mesleki farkındalık, benlik farkındalığı, v.b. ile ilgilidir. Bu değişkenlerin gelişimine okuldaki etkinlikler önemli katkılarda bulunur. Burada önemli olan kariyer gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin gündeme getirilmesi, davranış olarak ele alınması, gündemde tutulması ve ilgili davranışların kazandırılmasını örnekleyen yaşantıların oluşturulmasıdır. Bu noktanın gündeme getirilmesi ve gündemde tutulması rehber öğretmenlerin görevleri arasında yer almaktadır. İlköğretimde kariyer eğitim programı temel olarak üç alan üzerinde yoğunlaşır (24). Bunlar: 1. Benlik farkındalığı: İlköğretimdeki aktivitelerin çoğu benlik farkındalığını artırmaya yöneliktir. Çocuk bu aktiviteler sürecinde güçlü ve zayıf yönlerinin, duygularının, ilgilerinin farkına varır ve kendini tanımaya başlar. 2. Kariyer hakkında bilinçlenme: Çocuklar, ilköğretim sürecinde, içinde yaşadıkları toplumda çok farklı işler ve meslekler olduğunu fark etmeye başlarlar. Toplumun ve ailelerin önem verdiği meslekler olduğunu fark etmeye başlarlar. Burada meslekleri kadın ya da erkek mesleği olarak sınıflandırmamak önemlidir. 3. Karar verme süreci hakkında bilinçlenme: Çocuklar kesin olmayan tercihler yaparak. karar verme becerileri kazanırlar. İlgili becerilerin kazanılabilmesi için, ders içi ve ders dışında karar verme becerilerinin geliştirilmesine olanak tanıyan etkinliklere yer verilmelidir. Kariyer eğitiminin amaçları: Kariyer eğitimi ile ilgili hazırlanacak bir programda aşağıdaki özelliklerin geliştirilmesi beklenir. 1. Çocukların derste öğrendikleri ile gelecekteki çalışma yaşamı arasındaki ilişkinin tartışılması: Öğretmenler sık sık çocukların bunları niçin öğreniyoruz şeklinde şikâyetlerini duyarlar. Biz çocukları neyi niçin öğrendikleri konusunda bilgilendirirsek çocuklar öğrenmeye daha istekli hâle gelirler. 2. Boş zaman aktiviteleri ve olası kariyer için ilgilerin tanımlanması:Çocuklar boş zamanlarında nelerle uğraşmaktadırlar; neleri yapmaktan hoşlanırlar? Neleri yapmaktan zevk alırlarsa ilerde o alanla ilgili kariyer geliştirme olasılıkları fazladır. 3. Çalışma yaşamındaki kişilerin birbiriyle olan bağımlı ilişkilerini fark etmek. 4. İnsanların niçin çalışmak zorunda oldukları konusunda düşünmelerini sağlamak:Çoğu insan, insanların niçin çalışmak zorunda oldukları konusunda pek düşünmez. Kariyer eğitiminin önemli bir bölümü bu soruyu cevaplandırabilmek için çocuklara yardım etmektir. 5. Meslekleri, çalışan kişiler, fikirler ve şeylere göre sınıflandırmak:Bütün mesleklerin değerli olduğunu ve gerekli olduğunu fark ettirmek. 6.Tüm mesleklere karşı değer atfetmek: Çocuklar sadece prestiji yüksek meslekleri değil, günlük rutin işlerle ilgili meslekleri de tanıma fırsatlarına sahip olmalıdır (25). Kariyer eğitiminde rehber öğretmenin görevleri: Hoyt’a göre, ilköğretimde rehber öğretmenin kariyer eğitim programıyla ilgili üç önemli rolü bulunmaktadır (26). • Profesyonel lider olmak: Rehber öğretmen, kariyer eğitim programını koordine eder; öğretmenlerle konsültasyon yapar, yeni gelişmeler ışığında teklif sunar ve programın bunlara göre değerlendirilmesini sağlar. • Kariyer eğitiminde öğretmenlere yardım etmek: Kariyer eğitiminde rehber öğretmenin öğretmenlerle birlikte çalışması öngörülmektedir. • Öğrencilerle doğrudan çalışma: Öğrencilerle doğrudan çalışma, bireysel ve grupla rehberlik ya da psikolojik danışma hizmetlerini gerektirir. Bu tür hizmetler öğrencilerin kendilerini tanımalarına (güçlü ve zayıf yönlerini, ilgileri, hobilerini fark ettirilmesi) ve gerçekçi kararlar vermelerine yardımcı olur. Kariyer eğitiminde öğretmenlerin görevleri: İlköğretimde, kariyer eğitim sürecinde en temel rol sınıf öğretmenine düşmektedir. Sınıf öğretmenleri orta öğretim düzeyine göre öğrencileri daha fazla gözlemleme ve tanıma şansına sahiptir. Bu nedenle öğrencilerin özelliklerini ve özel ihtiyaçlarını tanımlama olanakları vardır. Sınıf öğretmeni, kariyer eğitim programının temel taşıdır. Çünkü çocuklarla birebir diyalog hâlindedir. Çocuklar gerçek olmayan geçici kariyer tercihlerini bu dönemde yaparlar. Ancak bu tercihler sık sık değişir. 12-14 yaşlarına geldiklerinde artık kararları netlik kazanmaya başlar ve bu konuda ciddi düşünürler. Hoyt’a göre (27) kariyer eğitim aktiviteleri öğretmenlere büyük fırsatlar sağlar. Bu fırsatlardan bazıları şunlardır: • Öğretmenler, öğrencinin nasıl daha iyi öğreneceğini ve kapasitesini görür. • Öğretmenlerin, diğer öğretmenlerle bir şeyleri paylaşmaları için bir araçtır. • Toplumda meydana gelen değişmeler sınıfta tartışılır, çocuğun değişmelerle ilgili farkındalığı artar. Odaklanılması gereken ihtiyaçlar: 1. Benliğin farkında olma ihtiyacı: Çocuk, güçlü ve zayıf yönlerinin, sevdiği ya da sevmediği v.b. şeylerin farkında olmalıdır. 2. Meslek çeşitliliğinin farkında olma ihtiyacı:Çeşitli araçlarla farklı meslekler hakkında bilgi toplanmalı ve bu bilgiler paylaşılmalıdır. 3. Kariyerler ile o andaki eğitim arasındaki ilişkinin kurulması: Bu tür ilişkinin kurulmasında “Biz bu konuyu niçin öğreniyoruz ?” “Şu anda burada bulunmamızın nedeni nedir?” şeklinde sorular yöneltip cevapları tartışmak önemlidir. 4. Boş zamanın öneminin farkında olma ihtiyacı 5. Meslekler arasındaki bağımlılığı fark etme ihtiyacı: Çocuklar çalışan insanların birbiriyle bağımlı olmalarının yanı sıra, mesleklerinde birbiriyle bağımlı ilişkiler içinde olduklarını bilmeye ihtiyaçları vardır (28). Geliştirilecek beceriler: • Kendini tanımlama becerileri. Öğrenciler çeşitli etkinlikler aracıyla sürekli olarak kendini tanımlama fırsatına sahip olmalıdır. • Karar verme becerileri. Öğrenciler dersler ve çeşitli etkinlikler aracılığı ile karar verme deneyimlerini yaşamalı ve geliştirmelidir. • İlgilerin farkındalığı becerileri. Öğrenciler günlük rutin işlerin dışında nelerle uğraştıklarını fark ederek ilgilerinin farkına varabilir. Sonuç Bu yazıda, ilköğretim de verilen psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri çerçevesinde öğrencilerin gelişim alanları, gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken beceriler ve bu süreçte rehber öğretmenin rolü tartışılmıştır. Rehber öğretmen ve psikolojik danışma ve rehberlik programı; çocukların fiziksel, sosyal, benlik kavramı, bilişsel ve kariyer gelişim alanları ihtiyaçlarına duyarlı olacak programların geliştirilmesinde, ilgili gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin kazandırılmasında yönetici, öğretmen ve velilere yardımcı olabilir. Gelişim alanlarıyla ilgili, davranışların kazanılmasına okuldaki etkinlikler önemli katkılarda bulunur. Burada önemli olan ilgili gelişim alanının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken becerilerin gündeme getirilmesi, gündemde tutulması, davranış olarak ele alınması ve ilgili davranışların kazandırılmasını örnekleyen yaşantıların oluşturulmasıdır.. Rehber öğretmen, yapacağı planlarda ve etkinliklerde adı geçen gelişim alanları, gelişim alanlarının işaretçisi olan ihtiyaçlar ve geliştirilmesi gereken beceriler üzerinde ciddiyetle durmalıdır. Bu tür bir çabanın sonucunda, öğrenci tüm duygularını sağlıklı bir biçimde kullanabilir, başkalarıyla kolay etkileşime girebilir, kendisini daha iyi tanıyabilir, fiziksel , bilişsel, estetik, sosyal ve duygusal açıdan gelişir. KAYNAKLAR Bacanlı, H. (2000). Gelişim ve Öğrenme. Ankara: Nobel yayınları. Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action: A social cognitive theory, Upper Saddle River, NJ: Prentice Hall. Beana, J.A., Lipka, R.P. ve Ludewig. J.W. (1980). Synthesis of research on self-concept. Educational Leadership, Vol 30 Celemes, H., ve Bean, R (1980). How to raise children’s self esteem. San Jose: Enrich Div./ Ohaus. Doğan, S. (2000). “ Pratik Bir Sınıf Rehberlik ve Psikolojik Danışma Programı: Sınıf Rehber Öğretmenliği Program Modeli.” Eğitim Yönetimi Dergisi, 21, 125-140. Eggen, P ve Kauchak, D. (2001). Educational Psychology. Ohio: Merrill Prentice Hall. Erkan, S. (2001). Okul Psikolojik Danışma ve Rehberlik Programlarının Hazırlanması. Ankara: Nobel yayınları. Gysbergs, N.C. ve Henderson, P. (2000). Developing & Managing Your School Guidance Program. Third Edition. Alexandria, VA. ACALawrewnce Erlbaum Assocıates Publishers. Meece, J.L. (2002). Child &Adolescent Development for Educators (Second Edition) Boston: McGraw Hill. Milli Eğitim Bakanlığı. (2001). Tebliğler Dergisi: Cilt: 64, Sayı: 2524. Mayıs. Ankara: MEB Myrick, R.D. (1997). Developmental Guidance and Counseling: A Practical Approach. Third Edition. Minneapolis: Educational Media Corporation. Özyürek, M. (2001) Sınıf Yönetimi. Ankara: Karatepe yayınları. Schunk, D.H. (2001). “Social Cognitive Theory and Self-Regulated Learning” Self-Regulated Learning and Academic Achievement Theoretical Perspectives (Ed: B.J. Zimmerman & D.H. Schunk) Second Edition. New Jersey: . Worzbyt, J.C ve O’Rourke, K. (1989). Elementary School Counseling. A Blueprint for Today and Tomorrow. West Kilgore Avenue. Accelerated Development Inc. Wrenn, C.G. (1980). The importance of believing in yourself or building a more positive self image. The school Counselor, Vol.27. * Yard. Doç. Dr.; Gazi Ünv. Gazi EğitimFakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık AnabilimDalı. 1 Worzbyt, J.C ve O’Rourke, K. (1989). Elementary School Counseling. A Blueprint for Today and Tomorrow. West Kilgore Avenue. Accelerated Development Inc 2 Gysbergs, N.C. ve Henderson, P. (2000). Developing & Managing Your School Guidance Program. Third Edition. Alexandria, VA. ACALawrewnce Erlbaum Assocıates Publishers. 3 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s. 58 4 Bacanlı, H. (2000). Gelişim ve Öğrenme. Ankara: Nobel yayınları. 5 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s. 165. 6 Özyürek, M. (2001). Sınıf Yönetimi. Ankara; Karatepe yayınları. 7 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s. 59. 8 Özyürek, M. (2001) Sınıf Yönetimi. Ankara: Karatepe yayınları. 9 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s.187. 10 Eggen, P ve Kauchak, D. (2001). Educational Psychology. Ohio: Merrill Prentice Hall. 11 Myrick, R.D. (1997). Developmental Guidance and Counseling: A Practical Approach. Third Edition. Minneapolis: Educational Media Corporation 12 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s.218. 13 Beana, J.A., Lipka, R.P. ve Ludewig. J.W. (1980). Synthesis of research on self-concept. Educational Leadership, Vol 30. 14 Wrenn, C.G. (1980). The importance of believing in yourself or building a more positive self image. The school Counselor, Vol.27 15 Özyürek, a.g.e, 144. 16 Celemes, H., ve Bean, R (1980). How to raise children’s self esteem. San Jose: Enrich Div./ Ohaus. 17 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s.222. 18 Bacanlı. H. Gelişim ve Öğrenme. Ankara: Nobel yayınları. 19 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s. 60 20 Schunk, D.H. (2001). “Social Cognitive Theory and Self-Regulated Learning” Self-Regulated Learning and Academic Achievement Theoretical Perspectives (Ed: B.J. Zimmerman & D.H. Schunk) Second Edition. New Jersey: 21 Bandura, A. (1986). Social foundations of thought and action: A social cognitive theory, Upper Saddle River, NJ: Prentice Hall. 22 Bandura, a g e. 23 Worzbyt ve O’Rourke, a g e., s. 262-287 24 Worzbyt ve O’Rourke, a g e., s. 288. 25 Akt: Worzbyt ve O’Rourke, a g e., s. 290. 26 Worzbyt ve O’Rourke, a g e., s. 290 27 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s. 292. 28 Worzbyt ve O’Rourke, a.g.e., s. 293.
|
|
[ yukarı ] |