MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı 160 |
Güz 2003 |
Türk Spor Yönetiminde Finansal Kaynak Sağlama Çabalarının Değerlendirilmesi |
Mehmet BAYANSALDUZ* | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GİRİŞ Modern, elit, sağlıklı ve sosyal bir topluluk içerisinde yaşama isteği tüm fertlerin arzu ettiği bir yaşama biçimi olduğu gibi devletler için de oldukça önemlidir. Bu anlamda, spor kurum ve fonksiyonlarının çağdaş yönetim ilkelerine uygun, etkin ve herkes tarafından kabul edilen bir anlayışla işletilmesi, sportif eğilim ve beklentilerin karşılanarak sporun toplumun tüm kesimlerince yapılır olması, devletin asıl amacı olan vatandaşların refah seviyelerinin yükselmesine de yardımcı olacaktır. Bunun için devlet, spor faaliyetlerini yürütmek, geliştirmek ve yurt sathına yaymak görevini merkezi idareye bağlı GSGM vasıtasıyla bizzat üstlenmiştir. Ancak devlet, anayasa hükümleri ile üzerine aldığı bu görevi, başta finansal kaynak problemi olmak üzere çeşitli nedenlerle istenilen düzeyde yerine getirememektedir. Bu çalışma ile Türk spor yönetiminde devletin finansal kaynak sağlama çabaları tarihi süreç içinde, anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde incelenerek değerlendirilmeye çalışılmıştır. TÜRKİYE İDMAN CEMİYETLERİ İTTİFAKI(TİCİ) DÖNEMİ Türkiye’de sporun sevk ve idaresi, 1922 yılında 16 spor kulübünün birleşerek oluşturdukları bağımsız, özerk ve yerinden yönetim anlayışına sahip Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) ile başlar (1). 1924 Anayasası’nda sporun yönetimine dair herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen 1922-36 yılları arası devlet, sporu TİCİ vasıtasıyla sevk ve idare etmeye çalışmış, bu amaçla kamu yararı gözeten dernek statüsü edindiğini ve ülkeyi yurt dışında temsil etmeye yetkili tek spor örgütü olduğunu kabul ederek mali yardım yapmayı öngörmüştür (2). Tablo 1: Devlet Bütçesinden Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’na Ayrılan Ödenekler
Tablo, GSGM Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanlığı verileri incelenerek hazırlanmıştır. Tablodan anlaşılacağı gibi 1925 ve 1929 yıllarında devlet bütçesinden TİCİ’ye herhangi bir pay ayrılmamıştır. 1935 yılına kadar ayrılan miktarlar ise devlet bütçesine göre oldukça düşük oranlardadır. Aslında devlet, spor kulüplerinin kendi üst kuruluşlarına federatif yetkiler devretmiş, bağımsız ve özerk yapıdaki TİCİ ile mahalli imkan ve kaynakların özel teşebbüsler vasıtasıyla spor alanında kullanılmasını amaçlamıştır. Ancak, savaştan yeni çıkmış Türkiye’nin o günkü imkan ve şartları, 1929 yılında tüm dünyayı saran ekonomik kriz ve TİCİ’nin finansal kaynaklar açısından merkezi idareye bağlı olması üstlendiği misyonu devam ettirmesini engellemiştir. Bu dönemde, 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı “Belediyeler Kanunu” ile belediyelere çeşitli saha ve tesislerin yapılarak işletilmesi görevlerinin verilmesi dikkat çekicidir. Yine bu dönemde, beşer yıllık programlar çerçevesinde, nüfus yoğunluğuna göre spor tesisleri yapılması gereken köy ve şehir planlarının yaptırılması ve bu tesislerin devamlılığı için mahalli idarelerden kaynak temin edilmesi yönünde bugün dahi geçerli politikalar ortaya konulmuş olması oldukça önemlidir. TÜRK SPOR KURUMU(TSK) DÖNEMİ 1936-38 yılları arası Türk sporu, bir miktar merkeziyetçi anlayışın hakim olduğu, geçiş dönemi olarak kabul edilebilecek Türk Spor Kurumu(TSK) tarafından sevk ve idare edilmiştir (3). TİCİ döneminden farklı olarak, bütçesinde devletten yardım öngörmüş (M.17) olması ve bu yardımı gelirleri arasında sayması sporun bir devlet işi olarak kabul edilmesi anlamındadır. Tablo 2: Devlet Bütçesinden Türk Spor Kurumu’na Ayrılan Ödenekler
Tablo, GSGM Araştırma Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanlığı verilerinden hazırlanmıştır. Devlet bu dönemde, TSK’ya bütçesinden belirli oranlarda kaynak ayırmakla yetinmiş, bunun dışında finansal kaynak oluşturacak başka bir düzenleme getirilmemiştir. Spor ve siyasetin iç içe girdiği bu dönemde, eğitim ve sağlık gibi sporunda bir devlet işi olarak ele alınması, hatta devlet mekanizması içinde yer verilmesi fikri (4) Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ nün (BTGM) kuruluşunu hazırlamıştır. BEDEN TERBİYESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ(BTGM) DÖNEMİ Sporu devlete yönettirmekten başka bir yolun olmadığı düşüncesi ile doğrudan hükümete bağlı bir spor teşkilatı kurmak amacıyla, 3530 sayılı Beden Terbiyesi Kanunu(BTK) çıkarılarak kamu otoritesinden sorumlu, tüzel kişiliğe haiz, katma bütçeli Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü(BTGM) teşkilatı kurulmuştur. Merkeziyetçi idare anlayışının hakim olduğu bu teşkilat Türk sporunu 1986 yılına kadar sevk ve idare etmiştir. Tablo 3: Devlet Bütçesinden BTGM’ye Ayrılan Ödenekler (1939-1970) (TL)
Tablo, DİE İstatistik Yıllıkları ve GSGM Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanlığı verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır. Tabloda görüldüğü gibi devlet bütçesinden spora ayrılan finansal kaynakların seyri açısından iki önemli tarih olan 1939 ve 1960 yılları göze çarpmaktadır. Devletin spor yönetimini özel örgütlere bıraktığı 1939 yılı öncesi dönemde ödenekler, bütçe bütününün binde birini geçmezken, 3530 sayılı yasanın çıkışını izleyen BTGM bütçesiyle ilk kez binde ikiyi geçtiğini görüyoruz. 1938 yılında devlet bütçesinden spora ayrılan ödenek % 0.10 oranında iken 1939 yılında bu oran % 0.24’e çıkmış, sonraki yıllarda ise sürekli olarak düşmüştür. Ancak, 1960 yılından itibaren büyük bir artış görülmüştür. Bunun sebebi ise 1959 tarih ve 7258 sayılı futbol müsabakalarında Müşterek Bahisler Tertibi Hakkındaki Kanun, yani ilk kez gerçekleşen “spor-toto” gelirleridir. BTGM Döneminde, BTK (M.19b ve c) gereği mahalli idarelerden, bölgenin spor saha ve tesislerinin inşası ve sportif faaliyetlerde kullanılmak üzere bütçelerinden bir sene önceki toplam gelirlerinin %2’si ile o dönemde geliri ellibin liradan fazla olan belediyelerin bir sene önceki toplam gelirlerinin %4’ünü BTGM payı olarak ayırmaları, aynı zamanda bu yolla elde edilecek gelirlerin %80’inin yine o bölgenin spor saha ve tesislerinin yapımında kullanılması hükmü konulmuştur. Böylece muazzam kaynak oluşturulmuş ancak, bu hüküm 1965 yılında 655 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılarak Türk sporu önemli bir kaynaktan yoksun bırakılmıştır. Bunun sonucunda, spora ayrılan finansal kaynaklar azalarak bütün bölgeler itibariyle o dönemde 45 Milyon TL(5) civarında yıllık gelir kaybı meydana gelmiştir. Hazine yardımının arttırılmasına rağmen kayıplar yedi yıl boyunca karşılanamamıştır. Yine BTK ile memur ve işçi sayısı 500’den fazla olan kurum ve kuruluşlara spor faaliyetlerinin gerektirdiği tesisleri yapma zorunluluğu getirilerek (M.21), devletin spor tesisi yapma politikası kamu ve özel sektör kuruluşları olarak belirlenmiştir. Ancak bu kanun, hem kamu hem de özel sektör kuruluşları tarafından uygulanmamıştır. Böylece, tesisleşmeyi sağlayacak kendi kanununu başta devletin kendisi uygulamayarak büyük bir kaynağı göz ardı etmiş ve Türk sporunun gelişip yaygınlaşmasına sekte vurmuştur. Buna göre, BTGM kanunu döneminde, devletin bir yandan spora devlet bütçesi dışında kaynak oluşturma çabası içerisinde olduğu gözlenirken, diğer taraftan da başka gelir kaynaklarını kestiği görülmektedir. GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI (GSB) DÖNEMİ Bu dönemde devlet bütçesinden ayrılan paylar yatırım politikası nedeniyle kamulaştırma ödenekleri için kullanılmıştır. 1965 yılında transfer harcamalarının % 89.9’u kamulaştırmaya ayrılırken 1974 yılında bu oran % 7.3’e (6) inmiştir. 1968 yılından itibaren yatırımların Bayındırlık Bakanlığı ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nce ortaklaşa yapım kararı ve bundan kaynaklanan bürokratik engeller ile geciken projeler, tahsisatsızlık ve birbiri ardına yapılan tasfiyeler tesisleşmede de engelleyici olmuştur (7). Tablo 4: Gençlik ve Spor Bakanlığı Döneminde GSGM Öz Gelirleri, Hazine Yardımları ve Konsolide Devlet Bütçesine Oranları (1.000 TL)
Tablo, Bütçe Kesin Hesap Kanunları ve Mehmet Ali Yılmaz’ın TBMM Plân ve Bütçe Komisyonu 1992 Yılı Konuşması’ndan yararlanılarak hazırlanmıştır. Tablo incelendiğinde 1980 yılına kadar GSGM öz gelirinde sürekli bir düşüş görülürken, hazine gelirinde sürekli bir artış sağlanmıştır. GSGM öz gelirleri azalırken devlet spor hizmetlerinin devamı için bütçeden daha fazla pay ayırmıştır. GSGM toplam gelirlerinin konsolide devlet bütçesi içerisindeki oranına bakıldığında herhangi bir oransal azalmanın olmayışı, devletin 1973-80 yılları arasında spora ayırdığı önemli oranlardaki ödeneklerle spor hizmetini bir kamu görevi olarak görmesinden kaynaklanmaktadır. 1980 yılından itibaren, özellikle 1981-82 sezonunda Spor-Toto teşkilatında yapılan düzenlemeler ve fonlardan elde edilen gelirle GSGM öz gelirinde büyük artışlar sağlanmıştır. Ancak, Tablo 4’te görüldüğü gibi GSGM öz gelirleri artarken devlet bütçesinden ayrılan paylar düşmüştür. GSGM’nin devlet bütçesinden ayrılan paylar dışındaki öz gelirlerinin arttığı 1982 yılına bakıldığında, konsolide devlet bütçesi % 14 oranında artış gösterdiği halde, devlet bütçesinden GSGM’ye yapılan hazine yardımı bir önceki yıla göre % 52 oranında azalmıştır (Tablo 4). Bu dönemde devlet, GSGM öz gelirleri düştüğünde hazine yardımını arttırmış, öz gelirler arttığında da hazine yardımlarını düşürmüştür. Bu da devletin sporu bir kamu görevi ve devlet tarafından yerine getirilmesi gerekli bir hizmet olarak görmesi yanında, bu hizmetin devamının sağlanmasında gerekli finansal kaynağı hazine yardımları dışında temin etmek isteğini göstermektir. Bununla birlikte bu döneminde kabul edilen 2880 ve 3030 sayılı kanunlarla spor teşkilatının yanı sıra belediye, özel idare ve üniversite gibi kurumlara spor tesisi yapma yükümlülüğü getirilmesi spora hazine yardımları dışında kaynak sağlama adına bir başka çabadır. Yine, 1984 yılında yürürlüğe giren Türk Sporunu Teşvik Fonu ve GSGM’ye de belirli payların ayrıldığı Akaryakıt Tüketimi Vergisi ile Geliştirme ve Destekleme Fonu bu dönem içerisinde spora önemli miktarlarda kaynak aktarımı sağlamışlardır (8). GENÇLİK VE SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ(GSGM) DÖNEMİ İhtiyaçlara cevap veremez hale gelerek yetersizliği anlaşılan 3530 sayılı BTGM Kanununun yürürlükten kaldırılması ile 1986 yılında 3289 sayılı BTGM’nin teşkilat ve görevleri hakkındaki yeni kanun kabul edilmiştir. Amacı, merkezde katma bütçeli ve tüzel kişiliğe sahip BTGM’nin, taşrada ise özel bütçeli il ve ilçe müdürlüklerinin kurulmasını, teşkilat görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemek olan bu kanun,1989 yılında ise 356 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) adını alarak Başbakanlığa bağlanmıştır. 3289 sayılı Kanuna ait tasarının genel gerekçesinde belirtildiği üzere, bu Kanun, teşkilatı, sporcusu, kulüpleri, özel ve kamu tüzel kişileri ile spor ve spor faaliyetlerini bir bütün olarak düzenlemiş olması ve bunun sonucu olarak, toplu konut projelerine spor saha ve tesisi konulması gibi konulardaki hükümleri bakımından spor kanunu niteliğindedir (9). Bu Kanun, 500’den fazla işçi ve memur çalıştıran kamu ve özel kuruluşların spor saha ve tesisleri yapıp işletmelerini, belediyeler ve il özel idarelerinin bir yıl önceki gelirlerinin %1’ini gençlik ve spor faaliyetleri için tahsis etmelerini ve federasyon faaliyetlerinde sürat ve verimliliği artırmak amacıyla federasyonlar fonu kurulmasını öngörmüştür. Bu dönemde ilave bir ek kaynakta 1988 yılında yürürlüğe giren 3418 sayılı “Eğitim, Gençlik,Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi Kanunu” ile sağlanmıştır. 3289 sayılı GSGM kanunu ile devlet, spora hazine dışında çeşitli fonlar oluşturarak kaynak sağlamaya devam etmiş, mahalli idarelere, kamu ve özel kuruluşlara yeniden ek yetki, görev ve yükümlülükler getirmiş ve GSGM’yi bu hizmetlerin uygulanmasında yetkili ve sorumlu tutmuştur. Ancak, 2000’li yıllarda Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan stand-by düzenlemesiyle, uygulanan “Ekonomik İstikrar ve Enflasyonla Mücadele Programı” çerçevesinde kamu kaynaklarının idaresi ve etkinliğinin kalıcı bir şekilde arttırılması, kamu mali hesaplarının birleştirilmesi, mali raporlamaların ve şeffaflığın sağlanması amacıyla GSGM’nin finansal kaynaklarından Geliştirme ve Destekleme Fonu, Türk Sporunu Teşvik Fonu, Akaryakıt Tüketim Fonu ve Federasyonlar Fonu 2000-2001 yıllarında tasfiye edilmişlerdir. 3418 sayılı Eğitim, Gençlik, Spor ve Sağlık Vergisi Kanunu gelirlerinin ise, IMF’ye verilen yapısal değişiklik sözü çerçevesinde 2003 yılında genel bütçeye dahil edilmesi planlanmıştır (10). GSGM’nin finansal kaynaklarına bakıldığında, bu dönemde devletin spor kurum ve fonksiyonlarının işletilerek spor hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için bütçesinden pay ayırdığı görülecektir. Tablo 5: Yıllar İtibariyle GSGM’ye Ayrılan Ödeneklerin Konsolide Devlet Bütçesi İçerisindeki Yüzdelik Payları (1.000 TL)
Tablo, GSGM Bütçe Kesin Hesapları ve GSGM Araştırma – Plânlama ve Koordinasyon Merkezi Arşiv Bilgilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır. (Yıllar itibariyle GSGM’ye ayrılan ödeneklere yıl içerisinde aktarılan kaynaklar ve özel ödenekler dahil değildir). Tablo incelendiğinde 1987 yılından 1993 yılına kadar devlet, konsolide bütçesinden ortalama % 0.15 oranında bir payı GSGM için ayırmıştır. 1987 ve 1991 yıllarında bu oran % 0.21 iken 1993-94 yıllarında % 0.15, 1997 yılı ve sonrasında ise bu oran % 0.10’a kadar düşmüştür. Devlet bütçesinden GSGM’ye ayrılan ödeneklerin bir önceki yıla göre artış yüzdelerine baktığımızda, 1995 yılının % 35’lik artışla en düşük artışın sağlandığı yıl olduğu, bunun da 1994 yılındaki mali kriz sebebiyle uygulanan tasarruf tedbirlerinden kaynaklandığı söylenebilir. Ancak 1987 yılından 1999 yılına kadar ki 13 yıllık süre içerisinde devletin GSGM’ye ayırdığı ödeneklerin bir önceki yıla göre artış yüzdesi ortalaması % 83 olmasına rağmen, konsolide devlet bütçesinden ayrılan paylara bakıldığında, son yıllarda 1/1000 oranına kadar düştüğü görülecektir. Bu orandaki kaynaklarla ve sadece devlet eli ile başlanmış ve yarım kalmış spor tesislerinin tamamlanması da olanaksızdır. Öyle ki ihaleleri önceki dönemlerde yapılmış ve yarım kalmış spor tesislerinin tamamlanabilmesi için bugünkü ekonomik şartlar ve yatırım bütçesi ile 30 yıl gibi bir zamana ihtiyaç duyulduğu tahmin edildiğinden(11), bu tesislerin kısa sürede tamamlanabilmesi özel kişi ve kuruluşların desteğini gerektirdiğinden, 2000-2001 yıllarında “Yarım Kalan Tesisi Tamamla, Adınızla Yaşasın” ve “100 Gönüllü-100 Tesis” projeleri uygulamaya konulmuştur (12). 2001 yılında, GSGM gözetim ve denetiminde yapılan her türlü uluslararası resmi spor organizasyonları ile yapımı ve/veya onarımı uygun görülen tesisler ve yarım kalan spor tesislerinin tamamlanmasını sağlamak amacıyla Sponsorluk Yasası(13) çıkarılmıştır. Sportif hizmet ve faaliyetlerin daha iyi imkan ve şartlarda, herkesçe yapılabilmesi için şiddetle özel kuruluşların katkısına ihtiyaç duyulduğundan GSGM için muazzam bir kaynak oluşturan bu yasa, muhtemelen devletin vergi gelirlerinde kayba sebep olacağı düşüncesi ile ulusal organizasyonları kapsamamaktadır. Bu dönemde devlet, mahallin gençlik ve spor faaliyetleri için belediyeler ve il özel idarelerinin katkılarını sağlamış, 3418 sayılı “Eğitim, Gençlik,Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi Kanunu” nu çıkarmışsa da 2000-2001 yıllarında spora devlet bütçesi dışında finansal kaynak oluşturan fonların tamamını İMF ile yapılan stand-by düzenlemesiyle tasfiye etmiştir. SONUÇ VE ÖNERİLER Devlet, her Türk vatandaşının beden ve ruh sağlığını geliştirmek amacıyla sportif hizmet ve faaliyetleri yürütmek, geliştirmek ve yurt sathına yaygınlaştırmak görevini merkezi idareye bağlı GSGM vasıtasıyla üstlenmiştir. Devletin bu sorumluluğu bizzat üstlenmiş olması, sporun bir devlet politikası olarak ele alındığını göstermektedir. Ancak devlet, sporu bir kamu görevi ve devlet tarafından yerine getirilmesi gerekli bir hizmet olarak görmesi yanında, bu hizmetin devamının sağlanmasında gerekli finansal kaynağı hazine yardımları dışında temin etmek istemiştir. TİCİ, TSK, BTGM ve GSB dönemlerinde spora kaynak sağlamak amacı ile yürürlüğe konan kanun ve yönetmelikler ya bir süre sonra bir başka kanunla kaldırılmış ya da hem devlet hem de özel sektör tarafından uygulanmamıştır. Ancak, buna rağmen devletin spora devlet bütçesi dışında finansal kaynak sağlama çabaları hep devam etmiştir. Halen Türkiye’de spor, merkeziyetçi bir anlayışla devlet eli ile sevk ve idare edilmektedir. Oysa Fransa, Yunanistan, İngiltere, Danimarka ve Hollanda gibi bazı Avrupa ülkelerinde sporun sevk ve idaresi federatif örgütler ve gönüllü kuruluşlarca yapılmaktadır (14). Bu durumda devlet, sporun finansmanını sağlamak durumunda kalmıştır. Oysa devlet bütçesinden Türk spor kuruluşu GSGM’ ye aktarılan kaynakların yeterli olmadığı ve GSGM’nin makro planlama ve hedefleri gerçekleştiremediği gibi verilen sportif hizmet ve faaliyetleri de yeterli düzeyde yerine getirilmediği bilinmektedir. Yürürlükte bulunan 3289 sayılı kanun, belediyeler ve il özel idarelerinin bir yıl önceki gelir toplamlarının % 1’ini gençlik ve spor il müdürlükleri bütçelerine aktarmaları ve elde edilen gelirin yine o bölgenin spor saha ve tesislerinin yapımı ile spor faaliyetlerinin devamı için kullanılmasını öngörse de öncelikle, kanunun öngördüğü bu paylar oldukça düşük oranlar olmakla birlikte, uygulamada belediyeler bu payları öz gelirleri üzerinden ödeme yoluna gitmişler, çoğu zaman da bu paylar ancak mahkemeler kanalı ile alınabilmiştir(15). İl özel idarelerinin 2000 yılında spora sağladıkları kaynak miktarının, GSGM’nin yatırım bütçesinin tahminen 4 katı kadar olması(16) ve belediyelerin profesyonel futbol kulüplerine yasal olmayan çeşitli yollarla yardımlarda bulunması, 3289 sayılı kanunun öngördüğü % 1’lik payların yetersiz olduğunun göstergesidir. Hollanda’da spor tesislerinin tamamına yakını, aynı zamanda işletme masraflarının büyük bir kısmını karşılayan mahalli idarelerce inşa edilirken, yine Fransa, Yunanistan, İngiltere ve Danimarka gibi bazı Avrupa ülkelerinde spor tesislerinin yapımı ve spor hizmetlerinin yürütülmesinde mahalli idarelerden azami ölçüde yaralanılırken(17), Türkiye’de belediyeler ve il özel idarelerinden GSGM Taşra Teşkilatına %1 gibi oldukça düşük bir oranda pay ayrılmasının öngörülmesi, sporun finansmanında yerel yönetimlerin katılımının ne kadar yetersiz olduğunun bir başka göstergesidir. Sonuç olarak devlet, sportif hizmet ve faaliyetleri yürütmek, geliştirmek ve yurt sathına yaygınlaştırmak için spora, hazine dışında çeşitli fonlar oluşturarak finansal kaynak sağlamış ve yerel yönetimlere, kamu ve özel kuruluşlara ek yetki, görev ve yükümlülükler getirmişse de bu hizmeti yeterli düzeyde ve tam olarak yerine getirememektedir. Devletin, beklenilen sportif hizmet ve faaliyetleri yerine getirebilmesi için yönlendirici ve özendirici, destekleyici ve denetleyici olduğu dolayısıyla spor hizmetlerinin gönüllülük esasına göre sivil toplum örgütleri, merkezi idareden bağımsız olarak oluşturulmuş spor federasyonları ve onları oluşturan spor kulüplerinin özel ve tüzel kişilere bırakıldığı yeni bir spor yönetim modeli benimsenerek sporun finansmanı, sadece ilgili bakanlık ve ona bağlı GSGM’nin göstereceği performansa bağlı olmamalı, diğer bakanlıklar, kamu kuruluşları, üniversiteler, özel sektör kuruluşları ve gönüllü kuruluşlarla işbirliği sağlanarak tüm kesimlerce sağlanmalıdır. Sporda ileri ülkelerde olduğu gibi spor saha ve tesislerinin yapım, bakım, onarım ve işletilmesinde mahalli idarelere yetki ve sorumluluk verilmelidir. Bunun için süratle yönetim uygulamalarına, finansal kaynakların arttırılmasına ve araştırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. A- Yönetim Uygulamalarına Ve Finansal Kaynakların Arttırılmasına Yönelik Öneriler 1. GSGM’nin hantal ve merkeziyetçi yapıdaki yönetim anlayışından vazgeçerek yerinden yönetim modeli ile il müdürlüklerinin yetki ve sorumlulukları artırılarak gelir artışı hedeflenmelidir. 2. Spor federasyonlarının kendi kendilerine yeterli hale gelmelerine yardımcı olunarak, zaman içerisinde sporda ileri ülkelerde olduğu gibi idari ve mali açıdan özerk bir yapıya kavuşturulması sağlanmalıdır. 3. İdari ve mali işlerle ilgili bürokratik engelleri kaldıracak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 4. Sponsorluk Yasası ulusal organizasyonları da kapsayacak şekilde yenilenerek finasal kaynak artışı sağlanmalıdır. 5. Yatırım programında yer alan ancak ihalesi yapılmamış projelerin fizibilite çalışmaları günümüz şartlarına göre değerlendirilmeli ve uygun olmayanlar programdan çıkartılarak proje sayısı ve maliyet yükü azaltılmalıdır. 6. Yatırımlar ve bunların finansmanı için kaynak oluşturacak yeni modeller oluşturmalıdır. 7. Spor saha ve tesislerinin yapım, bakım ve onarım işlerinde mahalli idarelerden azami ölçüde istifade edilmelidir. 8. Spor-Toto Teşkilat Müdürlüğü, profesyonel bir yönetim idaresinde internet ve benzeri modern teknoloji ile çeşitli pazarlama yöntemlerinin birlikte kullanıldığı, çağdaş bir yapıya kavuşturularak sporun büyük finansmanı olması sağlanmalıdır. 9. Spor-Toto Teşkilatı hasılatından GSGM’ye ayrılan pay en az % 30’a yükseltilmelidir. 10. Belediyeler ve İl Özel İdarelerinden alınan % 1’lik paylar gerekli yasal düzenlemeler yapılarak, yıllık bütçeleri üzerinden en az % 3’e çıkartılmalıdır. 11.Devlet bütçesinden GSGM’ye ayrılan ödenekler devlet bütçesine oranla en azından % 2 seviyelerine çıkarılmalıdır. B- Araştırmaya Yönelik Öneriler 1. Spor saha ve tesislerin atıl durumdaki alanları ve diğer kısımlarına yapılacak yeni spor yatırımlarda yap-işlet-devret modelinin uygulanabilirliği araştırılmalıdır. 2. Milli Eğitim Bakanlığının “sekiz yıllık eğitime katkı payı” adı altında elde ettiği gelirlerin bir kısmının, eğitimin bir parçası olan spor faaliyetlerinde kullanılmak üzere GSGM’ye tahsisi araştırılmalıdır. 3. Yasal düzenleme yapılarak belediyelerde spor işlerinden sorumlu belediye başkan yardımcılığı veya belediye spor kurul ya da konseyleri oluşturulmasının sağlayacağı katkı araştırılmalıdır. 4. Belediyeler ve il özel idarelerinin, gençlik ve spor faaliyetlerine kaynak sağlanması konularında, yetkili ve sorumlu olmaları gerektiği düşüncesiyle, illerdeki spor saha ve tesislerinin tamamının yapım, bakım, onarım ve işletilmelerinin, projelendirme ve finansman yönünden merkezden destekle yerel yönetimlere devrinin uygulanabilirliği araştırılmalıdır. 5. Özelleştirme konusunun spor saha ve tesisleri için Türkiye açısından uygulanabilirliği araştırılmalıdır.
* Dr.; Gençlik ve Spor GenelMüdürlüğü Sroftif Eğitim Uzmanı. (1) Spor Ansiklopedisi, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul, 1997, Cilt : 3 s.7. (2) Yunus Tayga. Türk Spor Tarihine Genel Bakış, GSGM Yayını, No:87, Ankara, 1990, s.162-164. (3) Güner Ekenci. “Gelişim Aşamaları Bakımından Türk Spor Teşkilatı Değerlendirmesi”, Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1997, C. 2, s. 72-80. (4) Kurthan Fişek. Dünya’ da ve Türkiye’de Devlet Politikası ve Toplumsal Yapıyla İlişkileri Açısından Spor Yönetimi. Bağırgan Yayınevi, Ankara, 1998, s.388. (5) Avni Akyol. Cumhuriyetimizin Ellinci Yılında Spor, GSB Yayını, Ankara, 1973, s.11. (6) Mustafa Keten. Türkiye’de Spor. Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1974, s.48. (7) Beden Eğitimi ve Spor, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı ÖİK Raporu, DPT Yayını, No:1668, Ankara, 1979, s.70. (8) Mehmet Bayansalduz. “Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünü Merkez ve Taşra Teşkilatının Finansal Kaynaklar Açısından Değerlendirilmesi”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002), s.208. (9) H. Fehim Üçışık. Sporda Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Ötüken Neşriyat, Yayın No: 451, İstanbul, 1999, s.40. (10) Stand-by Düzenlemesi: 18.01.2002 tarihli Niyet Mektubu, Yapısal Koşullar, s. 2, m: 28. (11) Kemal Mutlu. Gençlik ve Spor İl Müdürleri İstanbul Toplantısı, GSGM Yayını, Ankara, 2000, s.18. (12) Kemal Mutlu. Gençlik ve Spor İl Müdürleri Toplantısı, GSGM Yayını, Ankara, 2001,s.19. (13) GSGM Sponsorluk Yönetmeliği, 13.09.2001 Tarih ve 24522 Sayılı Resmi Gazete. (14) Albert Remans-Marilyn Delforge. Avrupa Konseyine Üye Ülkelerde Sporun Teşkilatlanması, (Çev.: M. Can Şipal), GSGM Yayını, No: 79, Ankara, 1979, s.43-45. (15) Zübeyd Aydın. Gençlik ve Spor İl Müdürleri Toplantısı, (GSGM 1. Hukuk Müşaviri), GSGM Yayını, Ankara, 2001, s.152-153. (16) Fikret Ünlü. Gençlik ve Spor İl Müdürleri Toplantısı, GSGM Yayını, Ankara, 2001, s.29. (17) Teus J. Kamphorst-Kenneth Roberts. Trends In Sports A Multinational Perspective, Department Development and Socialization, Faculty Of Social Sciences University Of Utrecht,1989, s.277. |
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
[ yukarı ] |