MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı 160 |
Güz 2003 |
Cumhuriyet Döneminde Kadın Eğitimi |
Filiz ÇETİN* | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GİRİŞ Küreselleşme sürecine kolay ve etkin bir şekilde uyum sağlamak, toplumların vatandaşlarına vereceği eğitimin niteliği ve etkinliği ile mümkündür. Nüfusun yarısını oluşturan ve gelecek kuşakların yetişmesinde temel roller üstlenen kadın ve genç kızların eğitimi; bir taraftan onların statülerinin yükseltilmesini, üretime, dolayısıyla kalkınmaya daha fazla katılımlarını sağlarken, diğer taraftan da bu hızlı değişikliklere uyum sağlanmasında önemli bir ön koşuldur. Kadınların genel, meslekî ve teknik eğitimine verilen önem, onların aile içindeki konumlarından, çalışma hayatına daha fazla girmelerine, teknoloji kullanımından, teknoloji üretimine, siyasal hayata katılımlarına kadar çok çeşitli alanda daha etkili olmalarını kolaylaştırmaktadır. Bu katılımın artması, toplum refahını daha ileriye götürücü bir ortam hazırlamakta, kadın gücü ve üretkenliği bu sayede artırılarak değerlendirilmektedir(MEB 1992:5). Günümüzde, dünya ülkelerinde gelişmişlik düzeyi, o toplumlardaki kadın kesiminin eğitim seviyesiyle ölçülmektedir. O hâlde günümüz Türk kadını; bilinçli, kişilikli, yaratıcı, üretici, kendine güvenen ve toplumda kendine yakışır bir statüye sahip olmak durumundadır. Bu da ancak her kademede nitelikli bir eğitimle sağlanabilir. Türk eğitim tarihi incelendiğinde her dönemde kadın eğitimine yer verildiği gözlenmektedir. Ancak kadın eğitimiyle ilgili olarak dinamik ve köklü değişiklikler cumhuriyet döneminde başlamıştır. Kadının eğitimi konusunda Atatürk’ün düşüncesi kesin ve açıktır. 1 Mart 1922’de Büyük Millet Meclisinde yaptığı bir konuşmasında Türkiye’de eğitime verilecek yönü belirlerken şöyle demektedir(Caporal 1982:248); “Kadınlarımızın da aynı dereceyi tahsilden geçerek yetişmelerine atf-ı ehemmiyet olunacaktır.” Ertesi yıl, aynı konuyu yeniden geliştirdiği konuşmasında da, şunları söylüyordu; “Bugünün levazımından biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Binanaleyh kadınlarımızda alim ve mütefennin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün derecatı tahsilden geçeceklerdir.” Mustafa Kemal açısından, Türk kadını için eğitim görmek yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir ödevdir. Çocukların ilk eğiticisi olarak o erkek kadar, hatta ondan da fazla kendini yetiştirmelidir. “Kadınlarımız erkeklerden daha çok münevver, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. Eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa böyle olmalıdırlar.” diyerek söylemlerindeki kararlığı uygulamalara dönüştürmüş ve 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Teşkilât-ı Esasiye Kanunu ile “ilköğretim devlet okullarında mecburi ve parasızdır” ilkesi getirilmiş, Seriye ve Evkaf Vekâletine ve özel vakıflara bağlı bütün okullar Millî Eğitim Bakanlığına bağlanarak her Türk vatandaşın ilköğretim görebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması devlete bir görev olarak verilmiştir(MEB 1992:10). 1925 yılında toplanan Üçüncü Heyet-i ilmiye’de, kızların eğitimine ilişkin olarak; 1. Tek okul düzeninin kurulması, 2. Kızların eğitimindeki eksikliklerin giderilmesi, 3. Kızların ve erkeklerin bir arada eğitim görmeleri, 4. Üretici eğitimine ağırlık verilmesi, ilkeleri kabul edilmiştir. 1927-1928 öğretim yılında, ilkokula dayalı 5 yıl süreli Kız Enstitüleri açılmıştır. Latin harflerinin kabulü, eğitmen kurslarının açılması, köylere öğretmen gönderilmesi, meslekî ve teknik okulların açılmasına yönelik çalışmalar bu dönemde hız kazanmıştır(MEB 1992:10). Eğitim sisteminin her alan ve kademesinde, kadınlarımızın eğitim imkanlarından cinsiyet farkı gözetilmeksizin faydalandırılması, 1739 sayılı “Millî Eğitim Temel Kanunu”nda da belirtilmektedir. Diğer taraftan eğitimde eşitlik ilkesi, 1982 Anayasasının 10, ve 40. maddelerinde de yer almaktadır. Ancak yıllara göre eğitim kademelerine yönelik çıkartılan istatistiki kayıtlar kadınların lehine alınan kararlara paralel bir gelişmenin tam anlamıyla gerçekleşmediğini göstermek-tedir. Tablo 1. Cinsiyete Göre Okuryazarlık Oranı
Kaynak; DİE, 1990 Nüfus Sayımı İstatistikleri Kadın ve erkeklerin okuryazarlık durumlarına ilişkin sayısal veriler cumhuriyetin ilk yıllarında nerdeyse kadın nüfusun tamamına yakınının (90.19) okuryazar olmadığını ortaya koymaktadır. Sonraki dönemlerde okuryazarlık oranının arttığı gözlense bile bu oran erkeklerin oranına ve yıllara göre yavaş seyrettiği söylenebilir. İlköğretimdeki Gelişmeler İlköğretim, inkılapları, laikliği topluma benimsetecek, özellikle geniş kırsal kitlelerin davranışlarını değiştirecek bir araç olarak görüldüğü için Cumhuriyet döneminde çok önem verilmiş ve Anayasalarda da “İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır” şeklinde yer almıştır(Akyüz 1994:303). 1973 tarihli Millî Eğitim Temel Kanunu İlköğretimi 8 yıl halinde düzenlemiş ve bu uygulamaya 1981-1982’de deneme halinde başlanmıştır.1997 yılından itibaren de bütün yurtta uygulanmaya başlanmıştır. Tablo 2’de Cinsiyete göre ilköğretimdeki gelişmeler yer almaktadır. Tablo 2:Cinsiyete Göre İlköğretimde Gelişim Oranları
Tablo verilerine dayanılarak Cumhuriyet döneminde ilköğretimin zorunlu olmasının kız ve erkek sayıları arasındaki farkın azalmasında en büyük etken olduğu söylenebilir. Ortaöğretimde Gelişmeler 1924 yılında ortaöğretim; 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise olarak klasik yapısına kavuşturuldu. Liselerde fen ve edebiyat şubeleri açma sistemi Cumhuriyetin başlarında getirildi. İlkokulu bitiren kız ve erkek öğrenciler üç yıllık bir eğitim sonunda ortaokul diploması edinirlerdi. 1930 yılından önce ortaokul, hem ilkokulun bir devamı sayılıyor hem de liseye giriş için eğitim veren bir kurum olarak kabul ediliyordu. Bu tarihten itibaren ortaokullara öğrencileri liseye hazırlamakla birlikte meslekî ve teknik liselere hazırlama görevi de verilmiştir. Genç cumhuriyetin eğitimcileri, kız öğrencileri bir yandan yükseköğretime ve hayatın her alanına ilişkin mesleklere yöneltirken, diğer yandan büyük bir kısmının bu hedefe erişemeyeceğini biliyorlardı. Bu nedenle özellikle “Aile bilgisi” dersleriyle “bilinçli ev kadını” yaratma amacı güdüldü. Genel olarak Cumhuriyet döneminde, kadınların toplumsal yaşama aktif olarak katılması amaçlanmış ve bu anlayış ders kitaplarına yansıyarak aktif, haklarını elde etmiş ve meslek sahibi eğitimli bir kadın hedeflenmiştir. Ancak bu düşünülürken toplumun içinde bulunduğu şartların bu kadın tipine ulaşmaya izin vermeyeceği göz önünde bulundurulmuştur. Dolayısıyla o dönemde kız çocukları için “Cumhuriyet kadını” yaratılmak isteniyordu. Cumhuriyet kadını olamayanlar ise “Cumhuriyet ev kadını” olmalıydı(Öztoprak 1999:71-73). Tablo 3. Cinsiyete Göre Ortaokullardaki Gelişim Oranları
Kaynak: MEB, istatistikleri, 1998 Tablo 4. Cinsiyete Göre Liselerdeki Gelişim Oranları
Kaynak: MEB, istatistikleri, 1998 Tablo 5. 2000-2001 öğretim yılında ortaöğretimde cinsiyete göre gelişim oranları
Kaynak: MEB, istatistikleri, 2000-2001 Tablo 6. 2000-2001 Öğretim yılında genel ortaöğretimde cinsiyete göre gelişim oranları
Kaynak: MEB, istatistikleri, 2000-2001 2000-2001 Öğretim yılında genel ortaöğretimde sayısal gelişmeler incelendiğinde toplam 1 324 083 öğrenci sayısının 727 315’ini erkek 596 766’sını ise kız öğrenciler oluşturmaktadır. Mesleki ve Teknik Öğretimdeki Gelişmeler Türkiye’de kızların meslek eğitimi erkeklerinkinden daha farklı bir gelişme göstermiştir. Rejimin kadın haklarına verdiği önemle orantılı olarak kızların meslek eğitimi gelişmiştir. Teknik eğitim okullarına devam eden erkek öğrenci sayısı, 1924’le 1935 arasında devamlı olarak düşerken, aynı yıllarda kız teknik okulu öğrencilerinin genel nüfus içindeki oranı artmıştır. Bu oran 1924’te binde 28, 1930 da binde 35, 1936’da binde 37 idi. 1927 yılında, erkek sanat okullarında yapılan reformla birlikte, kız sanat okullarında da ilk değişiklikler yapılmıştır. Zaten o tarihte, ikisi de istanbul’da bulunan, iki kız sanat okulu vardı. Bu okullar erkek sanat okulları gibi, ilkokul üzerine beş yıl eğitim veren sanat enstitüleri haline getirildiler. Bir yandan da istanbul’un dışında sanat okulları açılmasına girişildi. Her yıl bir iki yeni okul açılarak, 1938 yılında, Türkiye’nin her yanına yayılmış olan kız sanat okullarının sayısı 14’ü buldu. Bu okulların öğretmen ihtiyacını karşılamak için, 1935 yılında Ankara’da Kız Sanat Öğretmen Okulu açıldı. Sanat okullarının öğretmenleri buradan yetişmeye başladı(Öztoprak 1999:74-78). Meslek okullarının her yıl sayılarının artması ve gelişmesi sonucunda bu okulların merkez teşkilatı içinde ayrı bir genel müdürlüğe bağlanarak yönetilmesine ihtiyaç duyuldu. Bu amaçla 22.6.1933 tarihinde yayımlanan 2287 sayılı kanunla Meslekî ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü Kuruldu. 1935 yılında bu okulların tüm masrafları devlet tarafından karşılanmaya başlandı. Tablo7. 2000-2001 öğretim yılında meslekî ve teknik ortaöğretimde okul, öğrenci ve öğretmen sayıları
Kaynak: MEB Araştırma, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Erkek Teknik Öğretim Okulları Erkek teknik öğretim okulları; ülkemiz endüstrisinin gereksinim duyduğu iş alanlarına orta kademe teknik insan gücü yetiştiren ve yükseköğretime öğrenci hazırlayan ortaöğretim kurumlarıdır. Erkek teknik öğretim okulları; Anadolu teknik liseleri, teknik liseler, Anadolu meslek liseleri, endüstri meslek liseleri ve çok programlı liselerden oluşmaktadır. Tablo 8. 2000-2001 öğretim yılında erkek teknik öğretimde okul, öğrenci ve öğretmen sayıları
Kaynak : MEB Araştırma, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Kız Teknik Öğretim Okulları Kız teknik öğretim okulları; ülkemiz endüstrisinin gereksinim duyduğu iş alanlarına orta kademe teknik işgücü yetiştiren ve yükseköğretime öğrenci hazırlayan ortaöğretim kurumlarıdır. Kız teknik öğretim okulları; Anadolu kız teknik liseleri, kız teknik liseler, Anadolu kız meslek liseleri, kız meslek liseleri ve çok programlı liselerden oluşmaktadır. Tablo 9. 2000-2001 öğretim yılında kız teknik öğretimde okul, öğrenci ve öğretmen sayıları
Tablo 10. 2000-2001 öğretim yılında ticaret ve turizm öğretiminde okul, öğrenci ve öğretmen sayıları
Kaynak : MEB Araştırma, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Din Öğretimi Okulları Din öğretimi; imamlık-hatiplik ve Kur’an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlayan programların uygulandığı ortaöğretim kurumlarıdır. Din öğretimi okulları; imam-hatip liseleri, Anadolu imam-hatip liseleri, çok programlı liselerden oluşmaktadır. Tablo 11. 2000-2001 öğretim yılında din öğretiminde okul, öğrenci ve öğretmen sayıları
Kaynak: MEB Araştırma, Plânlama Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Yaygın Eğitimde Gelişmeler Yaygın eğitim, örgün eğitim sistemine hiç girmemiş veya herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademeden ayrılmış bireylere örgün eğitimin yanında veya dışında verilen bir eğitimdir. 1926 yılında 789 sayılı Kanunla Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulan İlk halk eğitim birimi 1983 yılında Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü adını almıştır. Yaygın eğitim faaliyetleri; • Tamamlama programları, • Mesleki ve teknik eğitim programları, • Sosyal kültürel programlar • Sosyal kültürel uygulamalar olmak üzere dört alanda sürdürülmekte olup, bu eğitim Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü başta olmak üzere Meslekî ve Teknik Öğretim Daireleri ile bazı bakanlıklarca gerçekleştirilmektedir. Yaygın eğitim, büyük ölçüde yetişkinlere okuma-yazma öğretme ve gençlere bir meslek kazandırma niteliği taşımaktadır. 1928’de açılan Millet Mektepleri, yaygın eğitim çalışmalarının ilk örneklerindendir. Kız Teknik Öğretim bünyesinde yaygın eğitim hizmetleri de 1928 yılından itibaren başlamıştır. Bu hizmet; • Pratik Kız Sanat Okulları, • Köy Kadınları Gezici Kursları, • Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüleri tarafından yürütülmektedir (MEB 1992:28). Tablo 12.Yaygın Eğitim Kurumlarında Kursiyer Sayılarındaki Gelişim Oranları
Kaynak: MEB Araştırma, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Tablo 13. 2000 yılında halk eğitimi merkezlerince açılan kurs ve kursiyer sayıları
Kaynak: MEB Araştırma, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Yükseköğretimde Gelişmeler Türkiye’de ilk üniversite 12 Eylül 1914’de açılır, tabii bilimler, edebiyat, matematik şubelerine kız öğrenci alınır. Tıp ve Hukuk fakültesinin de açılmasını isteyenler vardır. 1924-1925 eğitim yılında, kadınlar, üniversitede erkek öğrencilerle beraber okumaya başlarlar. O tarihte, İstanbul Üniversitesi Fen fakültesinin matematik bölümünde 7, fizikte 8, tabii bilimlerde 48, kimyada 26, Tıp fakültesinde 17, dişçilikte 4, Hukuk fakültesinde 23 kız öğrenci okur. 1930-31 de Edebiyat fakültesinde 155, Fen fakültesinde 90, Hukukta 72, Tıp fakültesinde 11 kız öğrenci bulunur. Tezer Taşkıran’a göre, 1930-31 öğretim yılında, üniversitede kadın öğretim üyesi yoktur. Ancak kadın öğretim üyesi, giderek artmaya başlar. 1950’de İstanbul üniversitesinde 24, 1960 da 52, 1970 de 114 kadın öğretim üyesi vardır. 1946-47 öğretim yılında, İstanbul Üniversitesi Fen fakültesi toplam öğretim üyelerinin % 44’ünü, Edebiyat fakültesindekilerin % 22’sini kadınlar teşkil eder. Türkiye’de yeni üniversitelerin açılmasıyla, öğretim üyeleri arasında kadın oranı yükselir. 1960’da % 19, 1970’de % 23, 1980’de % 25,5, 1990’da % 32, 1998 % 34,2’ye ulaşır. Bugün üniversitedeki 50.000 öğretim elemanının üçte biri kadındır. Akademik hayatın her alanında çalışan kadınlar, fen bilimlerinde toplam sayının % 35,6, mühendislikte % 25,2, tıpta % 36,9’unu teşkil eder (Uğurcan 1999:TBMM 1998). Tablo 14. 2000-2001 öğretim yılında devlet üniversitelerindeki öğrenci sayıları
Tablo 15. 2000-2001 öğretim yılında vakıf üniversitelerindeki öğrenci sayıları
Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü Yükseköğretimdeki sayısal gelişmeler kız öğrenci sayılarında yıllara göre artışların olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bu sayının erkek öğrencilerdeki artış oranlarından daha az olduğu da görülmektedir. Bu oran öğretim üyeleri sayısında da benzer dağılım göstermektedir. Ancak bu sayıların gelişim eğiliminde olması gelişmekte olan ülkemiz için umut verici ve sevindiricidir. Sonuç ve Öneriler Modernleşmeyi gerçekleştirmek durumunda kalan gelişmekte olan toplumlarda “kadının özgürleşmesi”, ona tanınan “kadın hakları”nın bu toplumlardaki kadınlarca ne ölçüde yaşama geçirildiğine bağlı bulunmaktadır. Dolayısıyla, modern kültür öğelerinin benimsettirilmesine yönelik en temel faaliyet alanı “eğitim” olmaktadır. Eğitim yoluyla modern değerlerin benimsenmesi, bir yönüyle gelenekselliğin dönüştürülmesinde önemli bir adım, diğer yönüyle de kadın haklan bakımından gerçekleşmesi gereken bilinçlenmenin sağlanması için kaçınılmazdır. Kadının toplumda, erkeğin yanındaki yerini en az onun kadar sağlam alabilmesi, sağlamlaştırabilmesi için eğitim olanaklarından sonuna kadar yararlanması şarttır. Genç kızların ve kadınların eğitim imkanlarından daha çok yararlandırılmalarının yolları aranmalıdır. Bu yönde kararalı eğitim politikaları geliştirilmelidir. Örgün eğitimden bir şekilde yararlanamayan kadınlarımızın ihtiyaçlarına uygun güncel yaygın eğitim programlarıyla eğitilmesi yoluna gidilmelidir. Bu alanda hazırlanacak programlar gerçek ihtiyaçlara cevap verebilir nitelikte gerçekleştirilebilir olmalıdır. Kitle iletişim araçlarından en etkin yararlanmanın olanakları araştırılmalıdır. Genç kızların eğitimden koptuğu eğitim kademeleri doğru tespit edilerek problemin çözümüne ilişkin araştırmalar yapılmalıdır. Daha çok genç kızların üniversitelerden yararlanma olanakları araştırılmalıdır. KAYNAKÇA Afetinan, A Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri.MEB Basımevi, İstanbul.1982. Akyüz, Yahya Türk Eğitim Tarihi.Kültür Koleji Yayınları.İstanbul.1994. Başgöz, İlhan Türkiye’nin Eğitim Çıkmazı ve Atatürk.Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.1995. Caporal, Bernard Kemalizm ve Kemalizm Sonrası Türk Kadını.Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.Çev:Ercan Eyüboğlu.1982. Doğramacı, Emel Atatürk’ten Günümüze Sosyal Değişmede Türk Kadını.Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi.Ankara.1993. Köker, E.Danyal Türkiye’de Kadın Eğitimi ve Siyaset. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.A.Ü.Sos.Bil.Ens.Ankara.1988. M.E.B. 2000’li Yıllar Öncesinde Türkiye’de Kadın Eğitimi.Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü.Ankara:1992. M.E.B. Millî Eğitim Sayısal Veriler.APK Başkanlığı.Ankara.1998. M.E.B. Millî Eğitim Sayısal Veriler.APK Başkanlığı.Ankara.1999 M.E.B. Millî Eğitim Sayısal Veriler.APK Başkanlığı.Ankara.2000 Öztoprak, Suna Atatürk Dönemi Kadın Eğitimi.Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Ünv.Sos.Bil.Ens.İstanbul.1999. T.B.M.M. Kadının Statüsü Araştırma Komisyonu Raporu.Ankara.1998. TKD Türkiye’de Kadının Eğitimi.Türk Kütüphaneciler Derneği.Ankara.1998. Sayılan, Fevziye Kadın Eğitimine Feminist Bir Yaklaşım.Yayımlanmamış Yüksek Lisans, Tezi.A.Ü.Sos.Bil.Ens.Ankara.1993. Uğurcan, Sema Atatürk Cumhuriyet ve Türk Kadını.Erdem Dergisi.Cilt.11, Sayı.33. Türk Tarih Kurumu Basımevi.Ankara.1999.
* Gazi Üniversitesi TeknikEğitimFak. EğitimBilimleri Bölümü Öğretim Görevlisi. |
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
[ yukarı ] |