MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 160

Güz 2003


Lisansüstü Öğretim İçin Yurtdışına Öğrenci Göndermenin Planlanması

Gökhan TUZCU*

 

Giriş

Günümüzde toplumlar, kendi felsefe ve hedefleri yönünde, sorumluluğunun bilincinde olan ve bilimsel düşünme gücüne sahip kuşaklar yetiştirme görevini eğitime vermiştir. Üniversite; bilim ve teknoloji çağı toplumlarının yaşam felsefesinin odak noktası olmuştur.

Türkiye’nin lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderme uygulaması, 1929 yılından bu yana sürmektedir. Bu bağlamda araştırmanın konusu, lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci göndermedeki plânlama sorunlarını incelemek ve önerilerde bulunmaktır. Bu amaçla alanyazın taranmış ve elde edilen bulgular MEB yöneticilerinin (Ek 1) görüşleriyle karşılaştırılmıştır. Lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci göndermedeki olası plânsızlıkların belirlenmesi, daha gerçekçi politikaların ve bu politikalar ışığında daha gerçekçi stratejilerin oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Böylelikle, Türkiye’de öğretim alanı bulunmayan ya da yetersiz olan alanlarda yurt dışına öğrenci gönderilmesi, gönderilen öğrencilerin bilgi ve teknoloji transferini istenilen düzeyde gerçekleştirmeleri, Türkiye’ye dönüşlerinde öğrenim gördükleri alanda istihdam edilmeleri vb sağlanabilir. Çünkü yüksek nitelikli insangücü (öğretim üyesi, bilim insanı ve araştırmacı) yetiştirme sürecinde; öğrenci alımı (seçimi), yetiştirilmesi (eğitimi) ve değerlendirilmesi (istihdamı) sorunu büyük önem taşımaktadır.

Bu araştırma, lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderme uygulamalarından yalnızca 1416 sayılı Yasaya göre Millî Eğitim Bakanlığı kanalıyla resmî-burslu statüde öğrenci gönderme ile sınırlıdır, diğer uygulamaları (2547 sayılı Yasa, TÜBİTAK vb) kapsamamaktadır.

Üniversitenin İşlevleri ve Lisansüstü Öğretim

Bilgi, ekonominin gerçek sermayesidir ve bilim, ekonomi içindir. Bilginin üretildiği ana kaynak olan üniversite, toplumun bilimsel araştırma ve yüksek nitelikli insangücü gereksinimini karşılamak üzere kurulmuştur. Yüksek düzeyde bilimsel araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek, bilim verilerini yaymak, ulusal ve evrensel gelişmeye katkıda bulunmak gibi çok geniş görev, yetki ve sorumluluklara sahip olan kurumdur. Her alanda, toplum yaşamı ile iç içe ve yan yana olan üniversite, eğitim sisteminin en üst kademesinde yer almaktadır, sistemin diğer kademelerinin görevleri “varolan bilgiyi aktarmak” iken, üniversite esas olarak “bilgiyi üretmekle” görevlidir.

Yoğunlaşan rekabet koşullarının belirleyici unsuru yüksek nitelikli insangücü olduğundan, yüksek nitelikli yükseköğretim talebi de hızla artmaktadır. 21.yüzyılda yükseköğretim, kitlesel öğretim yapmakla birlikte esas olarak uluslararası rekabet gücüne sahip insangücü yetiştirmeye odaklanacaktır.

Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler; eğitim düzeyi yüksek, bilimsel araştırma ve geliştirmeye önem veren insangücünün yetiştirilmesini, üretimde verimliliği ve ileri teknoloji kullanımını ön plâna çıkarmakta ve evrensel zenginlikten daha fazla pay alınması için fırsatlar sunmaktadır. Bu nedenle eğitim, toplumların bilgi toplumu haline gelmesinde yaşamsal bir önem taşımaktadır (DPT 2000, 73-74). Türkiye orta ve uzun vadede, zengin birikimini ve güçlü potansiyelini kullanarak varolan sorunlarını aşmak ve bilgi toplumuna geçiş çalışmalarını plânlı bir biçimde hızlandırmak zorundadır (DPT 2000, 217).

Türk yükseköğretim sistemi, ekonominin gereksinim duyduğu yüksek nitelikli insangücünü yetiştirmekte yetersiz kalmış, ayrıca öğrenim istemini karşılayamaz duruma düşmüştür (Âdem 1995, 179). Nitelikli öğretim üyesi ve bilim insanı sayısı, bunların alanlar itibariyle dağılımı ve yetiştirilmeleri Türk yükseköğretim sisteminin en ciddi ve öncelikle aşılması gereken darboğazıdır (Beyarslan 1998, 244). Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının yüksekliği, öğrenme süreçlerini de etkilemekte, karşılıklı bilgi ve fikir alış-verişini en alt düzeye indirmekte, dolayısıyla ilköğretimden itibaren tüm eğitim sisteminde yaşanan sorunlar üniversite ortamına da taşınmaktadır (Terzioğlu 1998, 239). Fiziksel, sosyal ve akademik altyapı hazırlanmadan kısa sürede çok sayıda üniversitenin açılması, sınırlı kaynakların dağılmasına neden olmakta, bu da bir yandan eski üniversitelerin gelişmelerini tamamlamasını geciktirirken diğer yandan da yeni üniversitelerde kuruluş sorunlarını beraberinde getirmektedir (Kutlu 1998, 157).

Çağdaş üniversitenin önemli bir işlevi olan lisansüstü öğretim, özellikle ülke sorunlarının çözümlenmesine yönelik araştırma yapmada ve ülke kalkınmasında gerekli olan yüksek nitelikli insangücünü (öğretim üyesi, bilim insanı ve araştırmacı) yetiştirmede önemli bir role sahiptir (Karakütük 2002, 5). Lisansüstü öğretim; bir alanda derinlemesine çalışarak, lisans öğretiminden daha üst düzeyde bilgi ve etkinliğe sahip yüksek ihtisas gücünü yetiştiren bir öğretim programıdır. Her ne kadar işlevleri farklı da olsa amaç, “bilim insanı, öğretim üyesi ve araştırmacı” yetiştirmektir (Çakar 1997, 65). Lisansüstü öğretim, ülkelerin hedeflerini gerçekleştirmelerine iki yönden katkı sağlamaktadır (Tosun 1997, 7):

• geleceğin öğretim üyelerini ve araştırmacılarını yetiştirme,

• ülkelerin teknolojik, ekonomik ve kültürel gelişimleri ile ilgili sorunlarına çözüm getirme.

Toplumun gereksinimi olan, özellikle yükseköğretimde ve bilimde seçkinler, gelişmiş üniversitelerdeki doktora programlarıyla yetiştirilebilmektedir. Lisansüstü öğretim, yükseköğretimde öğretim ve araştırma bütünlüğünü daha kuvvetli hale getiren ve sürdüren bir bağdır. Lisansüstü programlar ve özellikle doktora programlarıyla; kişilere bağımsız araştırma yapma, bilimsel olayları geniş ve derin bir bakış açısı ile irdeleyerek yorumlama ve yeni sentezlere ulaşma yeteneği kazandırılmaktadır. Nitekim Arıcı’ya göre (1997, 56) lisansüstü öğretimin işlevleri;

• Bilim/sanat üretmek ve yaymak,

• Toplumsal sorunları doğru algılamak ve çözüm önerileri geliştirmek,

• Üst düzey insangücünün yetiştirilmesine katkıda bulunmaktır.

Lisansüstü öğretimin gelişmesini sağlayan ve bugün yükseköğretimin önemli bir kademesi durumuna getiren başlıca etkenler şunlardır (Karakütük 2002, 20):

• Araştırma etkinliklerinin üniversitenin işlevleri arasına girmesi,

• Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin çok hızlı biçimde gelişmesi ve bunda üniversitenin önemli rol oynaması,

• 2.Dünya Savaşından sonra bilgi birikimi ve buluşların, yeni uzmanlık alanlarının ortaya çıkmasına yol açması,

• Ülkelerin kalkınmasında yüksek nitelikli insangücüne daha fazla gerek duyulması,

• İlköğretim süresinin uzaması ve çağ nüfusuna yaygınlaşması, ilköğretimden sonraki eğitim düzeylerindeki okullaşma oranlarının artmasının bir üst düzeye olan eğitim istemini artırması, dolayısıyla yükseköğretimdeki okullaşma oranının artması da öğretim üyesine olan gereksinimi artırması,

• Bilgi birikimi ve teknolojik gelişmelerin hızlı gerçekleşmesi nedeniyle, yükseköğretimde kazanılan yeterliklerin mezun olduktan sonra yeterli olmaması ve mezun olduktan sonra da eğitimi gerekli kılması,

• İşverenlerin diplomaya ücret ödemesi, lisansüstü öğrenim görmüş kişilerin piyasada aranmasına yol açması.

Lisansüstü öğretimin Türkiye’deki gelişimini incelersek; 1960’ların sonlarına kadar, yüksek lisans (master) aşaması olmaksızın, yalnızca doktora programı şeklinde yürütülen 3-4 yıllık lisansüstü öğretim, tümüyle usta-çırak ilişkisi esasına göre yürütülmüştür. 1970’lerden itibaren önce “yüksek lisans” ve daha sonra “doktora” olmak üzere iki aşamaya bölünmüş ve bu aşamalarda izlenecek yöntem ve kurallar günümüze kadar pek çok kere, ya tümüyle ya da kısmen değiştirilen yönetmelikler doğrultusunda sürdürülmüştür (Çakar 1997, 66).

Lisansüstü öğretimin, yurt içi ve yurt dışı programlar olmak üzere iki kaynağı bulunmaktadır. Türkiye’de, 1929 tarihli 1416 sayılı Yasa ve 1981 tarihli 2547 sayılı Yasa çerçevesinde lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderilmektedir. 1416 sayılı Yasa, gereksinim duyulan alanlarda yurt dışında yüksek nitelikli insangücü yetiştirmeye ilişkin ilk yasal düzenlemedir. 2547 sayılı Yasa ise yalnızca üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu iki Yasa dışında da lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderilmektedir: TÜBİTAK, TÜBA vb kuruluşların sağladıkları burslar, ülkeler arasındaki kültürel değişim programları çerçevesindeki burslar (Fullbright vb), uluslararası kuruluşların (UNESCO, NATO vb) sağladığı burslar örnek olarak verilebilir. Ayrıca DPT vb kurumların uzman insangücü yetiştirmek üzere sağladıkları kurumsal kaynaklar bulunmaktadır.

Kalkınma Plânlarında Yurt Dışında Lisansüstü Öğretim

Türkiye’de 1961 Anayasasıyla plânlı kalkınma modeli benimsenmiş ve böylelikle kalkınmayı hızlandıracak yüksek nitelikli insangücüne olan gereksinim daha da artmıştır. Bu durum kalkınma plânlarına da yansımış, lisansüstü öğretim ve ar-ge çalışmaları için yurt dışına öğrenci gönderilmesi konusu her plânda yer almıştır.

Birinci Kalkınma Plânında; yükseköğretim hedeflerinin gerçekleşmesi için öğretim üyesi gereksinimini karşılamak üzere plân döneminde 3.000 dolayında yükseköğrenim görmüş elemanın sınavla seçilerek yurt dışında yetiştirilmesi hedeflenmiştir (1963, 467). İkinci Kalkınma Plânında ise; Birinci Plân döneminde, öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla doktora için yurt dışına öğrenci gönderme programının başarısızlıkla sonuçlandığı, 1966 yılına kadar ancak 500 dolayında eleman gönderilebildiği belirtilmiş ve bu plân döneminde (1968-1972) yeniden 3.000 öğrencinin doktora için yurt dışına gönderilmesi hedeflenmiştir (1967, 161).

Üçüncü Kalkınma Plânında; Birinci ve İkinci Plân dönemlerinde öngörülen toplam 6.000 yükseköğrenim görmüş elemanın yurt dışında yetiştirilmesi programının öngörülen düzeyde gerçekleştirilemediği, sonuçta 1963-1971 döneminde ancak 1.181 (öngörülenin % 19,7’si) öğrencinin lisansüstü öğrenim için yurt dışına gönderilebildiği, ayrıca yurt içi ve yurt dışı lisansüstü öğretim programlarının gereksinimlere uygun bir biçimde gelişmediği belirtilmektedir (1972, 685-686). Ayrıca, yeni yükseköğretim kurumlarına öğretim üyesi sağlamak üzere yurt dışına doktora yapmak için öğrenci gönderilmesine devam edileceği, ancak bu öğrencilerin Türkiye’de öğretim alanı bulunmayan ya da az bulunan alanlarda gönderileceği, asıl ağırlığın yurt içi lisansüstü öğretime verileceği öngörülmüştür (1972, 689).

Dördüncü Kalkınma Plânında ise, öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla yurt dışına gönderilen elemanların dönüşlerinde görevlendirilmelerinin etkili ve düzenli bir yönteme bağlanmamış olmasının, öğretim üyesi sorununu olumsuz biçimde etkilediği belirtilmiştir (1979, 452). Beşinci Kalkınma Plânında, öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla, yurt dışı doktora burslarının yeterli sayı ve düzeye ulaştırılması, ayrıca Türkiye’deki gelişmiş üniversitelerde uzmanlık ve doktora programlarıyla eleman yetiştirilmesine hız verilmesi hedeflenmiştir (1985, 146).

Altıncı Kalkınma Plânında, öğretim üyesi yetiştirmenin özel bir proje olarak ele alınacağı ve gelişmiş üniversitelerin çeşitli alanlarda uzmanlık merkezleri haline getirilerek diğer üniversitelere de bu konuda hizmet vereceği belirtilmektedir (1989, 295). Ayrıca; bilim insanı ve öğretim üyesi yetiştirilmesine özel önem verilerek üstün yetenekli gençlerin bu alanlara yönelmeleri için gereken tedbirlerin alınacağı (1989, 301), ar-ge harcamalarının GSMH’nin % 1’ine çıkarılmasına çalışılacağı, Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile arasındaki “bilgi açığı”nı kapatabilmek için araştırma yapmanın yanısıra bilgilere erişmenin yol ve araçları üzerinde durulacağı, bu amaçla, dünyada bilgi odakları denilebilecek kuruluşlara bilim insanı yetiştirmek, projelere katılmak; bilim ve teknoloji açısından önemli ülke ve şehirlerdeki bilim ve teknoloji çalışmalarının incelenmesi hedeflenmiştir (1989, 309).

Yedinci Kalkınma Plânında; Altıncı Plân döneminde hedeflenen araştırıcı personel sayısına ulaşılamadığı, GSYİH’dan ar-ge çalışmalarına yeterli kaynak ayrılmadığı, bilgi toplumu olma yönünde yeterli ilerlemenin gerçekleştirilemediği belirtilmektedir (1995, 15). Öğretim üyelerinin sayı ve niteliklerinin artırılması, başarılı ve üstün yetenekli öğrencilerin bu alana yönlendirilmesi, öğretim üyesi gereksiniminin karşılanması için yurt dışı olanaklardan da yararlanılması hedeflenmiştir (1995, 29). Sekizinci Kalkınma Plânında ise; Türkiye’de öğretim üyesi başına 35 öğrenci düşerken, AB ülkelerinde 15 öğrencinin düştüğü, özellikle yeni kurulan üniversitelerin öğretim üyesi temininde yaşadığı sorunların devam ettiği belirtilmektedir. Aynı plânda; öğretim üyesi olarak yetiştirilmek amacıyla Altıncı Plân döneminde 2.006 araştırma görevlisinin yurt dışında lisansüstü öğretime gönderilmesine karşın, bu sayının Yedinci Plân döneminde 416 olarak gerçekleştiği belirtilmektedir. Öğretim üyeliğinin cazip hale getirilerek nitelikli öğretim üyesi yetiştirilmesi, yurt düzeyinde dengeli dağılım sağlanması ve sözleşmeli statüde istihdam çalışmalarının başlatılması hedeflenmektedir (2000, 82-83).

Sonuç olarak, kalkınma plânlarının tümünde öğretim üyesi, bilim insanı ve araştırmacı gereksinimini karşılamak amacıyla lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderilmesi hedeflenmiştir. Buna karşın bir sonraki plânda yapılan değerlendirmede, bu konudaki çalışmaların yetersiz olduğu, gereksinimi karşılayamadığı ve hedeflere ulaşılamadığı belirtilmektedir.

Yurt Dışında Lisansüstü Öğretimin Maliyeti

1416 sayılı Yasaya göre MEB kanalıyla yurt dışında lisansüstü öğrenim gören resmi-burslu 630 öğrencinin % 17’si yüksek lisans, % 83’ü ise doktora düzeyinde; % 55’i fen, % 45’i de sosyal bilimler alanındadır. Öğrencilerin % 28’i kız, % 72’si ise erkektir ve büyük çoğunluğu ABD’de öğrenim görmektedir (Çizelge 1). Türkiye’de ise aynı tarihte tıpta uzmanlık dışında 96.098 öğrenci (73.533 yüksek lisans, 22.565 doktora) lisansüstü öğrenim görmekte ve bu öğrencilerin % 36’sını kızlar, % 64’ünü de erkekler oluşturmaktadır (ÖSYM 2002, 137).

1416 sayılı yasaya göre lisansüstü öğretim için yurt dışına resmi-burslu statüde gönderilen öğrencilere aylık ortalama 1.000 †/ $ ödenmektedir. Ayrıca bu öğrencilere yılda bir kez bir aylık ücret tutarında kitap-kırtasiye ücreti ödenmektedir (Çizelge 2). Bu öğrencilerin üniversitelerine de ücret ödenmektedir (Çizelge 3). Diğer bir deyişle yurt dışına gönderilen bir öğrenci için 3 tür ödeme yapılmaktadır: 1) öğrencinin yaşamsal gereksinimleri için öğrenciye ödenen ücret, 2) kitap-kırtasiye vb gereksinimleri için öğrenciye ödenen ücret, 3) öğrencinin öğrenim gördüğü üniversiteye ödenen ücret.

Çizelge 1. Yurt Dışında Lisansüstü Öğrenim Gören Resmi-Burslu Öğrenciler (1416 Sayılı Yasaya Göre, 2002 Yılı Sonu İtibariyle)

Ülke

Yüksek Lisans

Doktora*

Toplam

Fen

Sosyal

Fen

Sosyal

Fen

Sosyal

Toplam

Fen

Sosyal

ABD

Erkek

37

23

202

107

239

130

369

65

35

Kız

6

18

44

76

50

94

144

35

65

Toplam

43

41

246

183

289

224

513

56

44

İngiltere

Erkek

-

6

21

19

21

25

46

46

54

Kız

-

5

5

8

5

13

18

28

72

Toplam

-

11

26

27

26

38

64

41

59

Fransa

Erkek

-

1

17

5

17

6

23

74

26

Kız

-

1

8

1

8

2

10

80

20

Toplam

-

2

25

6

25

8

33

76

24

Almanya

Erkek

-

6

3

8

3

14

17

18

82

Kız

-

1

1

-

1

1

2

50

50

Toplam

-

7

4

8

4

15

19

21

79

İsviçre

Erkek

-

-

-

1

-

1

1

-

100

Kız

-

-

-

-

-

-

-

-

-

Toplam

-

-

-

1

-

1

1

-

100

Toplam

Erkek

37

36

243

140

280

176

456

61

39

Kız

6

25

58

85

64

110

174

37

63

Toplam

43

61

301

225

344

286

630

55

45

* Doktora+sanatta yeterlik (tıpta uzmanlık hariç). Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

Çizelge 2 ve 3’te görüldüğü gibi yurt dışında lisansüstü öğrenimin maliyeti ülkelere göre değişmektedir ve bir öğrencinin yıllık maliyeti ortalama;

• Almanya için : 15.000 †,

• ABD için : 25.000 $,

• Fransa için : 20.000 †,

• İngiltere için : 20.000 £,

• İsviçre için : 41.000 FS’dir.

Bu öğrencilerin yüksek lisans öğrenimini 2, doktora öğrenimini de 4 yılda tamamladığı varsayılırsa bir lisansüstü öğrencisinin Türkiye’ye ortalama maliyeti;

• Almanya için : 90.000 †,

• ABD için : 150.000 $,

• Fransa için : 120.000 †,

• İngiltere için : 120.000 £,

• İsviçre için : 250.000 FS’dir.

Çizelge 2. Yurt Dışında Lisansüstü Öğrenim Gören Öğrencilere Ödenen Aylık Ücret (1416 Sayılı Yasaya Göre)

Ülke

Aylık Ücret Miktarı

Almanya

960

( ) Euro

ABD

1.100

($) ABD Doları

Avusturya

960

( ) Euro

Avustralya

1.250

(A$) Avustralya Doları

Belçika

820

( ) Euro

Danimarka

6.000

(DK) Danimarka Kronu

Finlandiya

810

( ) Euro

Fransa

1.050

( ) Euro

Hollanda

955

( ) Euro

İngiltere

725

(£) Sterlin

İsveç

5.800

(KS) İsveç Kronu

İsviçre

2.300

(FS) İsviçre Frangı

İtalya

675

( ) Euro

Japonya

160.000

Japon Yeni

Kanada

1.300

(C$) Kanada Doları

Norveç

5.650

(KN) Norveç Kronu

Türk Cum. ve Akr.Toplulukları

450

($) ABD Doları

Diğer Ülkeler

850

($) ABD Doları

Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

Çizelge 3. Yurt Dışındaki Üniversitelere Ödenen Yıllık Ortalama Ücret

Ülke

  Yıllık Ücret Miktarı

Almanya *

1.500 - 2.000 / 5.000 - 6.000

() Euro

ABD

10.000 - 12.000

($) ABD Doları

Fransa

6.000 - 7.000

(€) Euro

İngiltere

10.000 - 11.000

(£) Sterlin

İsviçre

11.000 - 12.000

(FS) İsviçre Frangı

* Almanya’da yükseköğretim parasız olduğundan üniversiteye para ödenmemektedir. Ödenen 1.500-2.000 † öğrencinin sağlık sigortası içindir. Eğer öğrenci lisansüstü öğrenime başlamadan önce dil okuluna giderse, okula 5.000-6.000 † ödenmektedir. Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

Lisansüstü öğretim için yurt dışına gönderilen bir öğrencinin Türkiye’ye bir yıllık ortalama maliyeti Çizelge 4’te görülmektedir. Bir öğrenci için cari fiyatlarla 1999 yılında 9,3 ; 2000 yılında 13,1 ; 2001 yılında 28,9 milyar TL harcanmıştır ve 2003 yılı için 41,3 milyar TL olarak öngörülmektedir.

Çizelge 4. Yurt Dışındaki Bir Öğrencinin Yıllık Ortalama Maliyeti

(Milyon TL)

Gerçekleşen

Öngörülen

1999

2000

2001

2003

2004

2005

2006

2007

9.339

13.107

28.931

41.335

41.453

40.855

41.456

41.478

Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

 Türkiye’de lisansüstü öğretimin maliyetine ilişkin kesin rakamlar elde olmamakla birlikte, yurt dışına öğrenci göndermenin pahalı bir yatırım olduğu söylenebilir. Çizelge 5’te görüldüğü gibi Türkiye’de bir örgün yükseköğretim öğrencisinin yıllık ortalama maliyeti 1.200 $ dolaylarındadır. Lisansüstü öğretimin araştırma ağırlıklı olmasından hareketle maliyetinin yüksek olduğu varsayılırsa, Türkiye’de lisansüstü öğrenim gören bir öğrencinin yıllık maliyetinin 2.500 $ dolaylarında olduğu kestirilebilir. Oysa ki yurt dışında lisansüstü öğrenim gören bir öğrencinin yıllık maliyeti 25.000 $ dolaylarındadır.

Çizelge 5. Türkiye’deki Bir Yükseköğretim Öğrencisinin Maliyeti (ABD $)

Yıl

Örgün

Toplam

1995

1.230

604

1996

1.042

651

1997

1.432

937

1998

1.328

821

1999

1.403

890

2000

1.389

896

2001

 783

506

2002

1.049

709

Ortalama

1.207

752

Kaynak: YÖK, Türk Yükseköğretiminin Bugünkü Durumu (Mart 2003), s.123

 Üst düzeyde malî kaynak sorunu yaşandığı halde, yurt dışında lisansüstü öğrenim gören öğrencilere çok büyük kaynak harcanması, az sayıda öğrencinin çok uzun sürelerle yurt dışında öğrenim görmesi yerine, çok sayıda öğrencinin daha az sürelerle bu olanaktan yararlanma koşullarının yaratılamamış olması, Türk üniversitelerinin sorunlarındandır (Saygın 1998, 288). Bu nedenle yurt dışında lisansüstü öğretimin gerçekçi politikalar ışığında plânlanması bir zorunluluktur. Lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderme politikalarında kesinlik ve kararlılığın olmayışı, gereksinim duyulan alanlara yüksek nitelikli insangücü yetiştirilmesini engellemekte ve savurganlıklara neden olmaktadır. Bu kararsızlığın başta gelen nedenlerinden birinin, ülke yöneticilerinin yurt dışına öğrenci gönderme uygulamasını cazip bir propaganda aracı olarak görmeleri olduğu söylenebilir. Nitekim Tosun’un (1997, 14) belirttiği gibi, yurt dışına lisansüstü öğrenci göndermede Hükümet; Millî Eğitim Bakanlığı ile Öğretim Üyesi ve Araştırmacı Yetiştirme Kurulu’na hiçbir bilgi vermeden 1997 yılında 3.000 kişiyi yurt dışına gönderme kararı almıştır. Çetin’e göre (1995, 16) ise, çok pahalı bir yol olan yurt dışına öğrenci gönderme konusunda kaynaklar yerinde ve en iyi yararı sağlayacak biçimde kullanılmamaktadır.

Hedeflenen verimlilik düzeyine ulaşabilmek için, varolan kaynakların yoğun olarak öncelikli alanlarda kullanımı, bu öncelikli alanlar arasındaki dağıtımı ve her türlü savurganlıktan uzak kalınması ancak plânlamayla sağlanabilir. Çünkü eğitimin sorunları, her ülkede görülen evrensel çağdaşlaşma sorunlarına ek olarak büyük çoğunluğu plânsızlıktan, programsızlıktan, disiplinsizlikten ve bilimsellikten uzak oluştan kaynaklanan ve üstelik toplumsal-ekonomik etkilere tehlikeli ölçüde açık bulunan ağır sorunlardır.

Yurt Dışına Öğrenci Gönderilmesinin Amacı ve Hedeflere Ulaşılma Düzeyi

Üniversitelerin temel sorunları, bir yandan artan nüfusun eğitim gereksinimlerine yanıt verebilmek için büyüme, diğer yandan da niteliği artırma yönünde yoğunlaşmaktadır. Bu sorunların aşılabilmesi, öncelikle öğretim üyesi eksikliğinin giderilmesiyle olanaklıdır. Çakar’a (1997, 73) göre, Türkiye’de kurulan yeni üniversitelerin öğretim üyesi gereksinimini karşılamak üzere son yıllarda çeşitli kanallardan yurt dışına çok sayıda öğrenci gönderilmekte ve bu konuda iki önemli yanlış yapılmaktadır:

 •  her konuda olduğu gibi bu program da, hiçbir altyapı ve hazırlık olmaksızın çok acele olarak yaşama geçirilmiştir,

 •  öğrenci seçiminden doktora yapılacak yer ve konunun belirlenmesine kadar hiçbir plânlama yapılmamıştır.

MEB, gereksinim duyduğu yüksek nitelikli insangücünü yetiştirmek için yurt dışına öğrenci göndermemekte, 1416 sayılı Yasadan çoğunlukla üniversitelere öğretim üyesi yetiştirmek için yararlanılmaktadır. Nitekim MEB yöneticilerinin % 12’si “MEB’in gereksinim duyduğu alanlara yüksek nitelikli insangücü yetiştirmek” görüşünde iken, % 88’i “üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmek” görüşündedir. Ancak üst düzey yöneticilerin tamamı, “üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmek” olduğunu belirtmişlerdir (Çizelge 6).

Çizelge 6. Yurt Dışına Öğrenci Gönderilmesinin Amacına İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

MEB’nin gereksinim duyduğu alanlara

     

yüksek nitelikli insangücü yetiştirmek

-

4

4

Üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmek

7

22

29

Yabancı dil öğrenmek

-

-

-

Türkiye’yi tanıtmak

-

-

-

Lobi oluşturmak

-

-

-

Siyasilerin, cazip bir propaganda malzemesi

     

olarak görmeleri

-

-

-

Türkiye’nin kendine özgü sorunları, üniversitelerin genel sistematiği içinde özel bir konum oluşturmaktadır. Hızlı nüfus artışı, genç nüfus oranının yüksekliği, işsizlik oranının yüksekliği üniversitelerin bilgi üretme işlevi üzerinde genellikle olumsuz etki yapmaktadır. Bu özellikler üniversitelere başvuru sayısını artırmakta, bu da politikacıları daha popülist davranışlara itmektedir. Bugün Türk üniversitelerinin genel sorunu, nitelik sorunudur. Nitelik sorunu nasıl çözülebilir sorusuna tek bir yanıt vardır: Uluslararası ölçütleri temel alan akreditasyon (eş kredilendirme) sürecinin

Türkiye’de de sistemli bir biçimde uygulanması (Tüdeş 1998, 12).

Yurt dışına öğrenci göndermede hedeflere ulaşma düzeyine ilişkin MEB yöneticilerinden hiç biri “tamamıyla ulaşılmaktadır” görüşünde değildir. Tamamıyla ulaşılmamakla birlikte, çoğunlukla ulaşılma düzeyinin yalnızca % 21 olması bu alanda plânsızlık olduğunu göstermektedir. Üst düzey yöneticilerin % 58’inin, orta düzey yöneticilerin ise % 67’sinin “orta ve düşük düzeyde ulaşılmaktadır” görüşünü bildirmeleri, yurt dışına öğrenci gönderme konusundaki politikaların daha gerçekçi oluşturulmasını gerektirmektedir (Çizelge 7).

Yurt dışına burslu öğrenci gönderme işlemine Cumhuriyet’in ilânından kısa bir süre sonra başlanmış ve bu şekilde öğrenim gören elemanlar Türkiye’nin kalkınmasına büyük katkılarda bulunmuşlardır. Ancak, son yıllarda büyük oranda artan ve nitelik itibariyle de giderek karmaşıklaşan eleman gereksinimi karşısında, bu alanda kalıcı bir politika oluşturulamamış, kurumlararası koordinasyon sağlanamamış ve yurt içindeki olanaklar yeterince değerlendirilememiştir (Karakütük 2002, 52).

Çizelge 7. Yurt Dışına Öğrenci Göndermede Hedeflere Ulaşma Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Tamamıyla ulaşılmaktadır

-

-

-

Çoğunlukla ulaşılmaktadır

3

4

7

Orta düzeyde ulaşılmaktadır

3

16

19

Düşük düzeyde ulaşılmaktadır

1

6

7

Hiç ulaşılamamaktadır

-

-

-

Öğrencilerin Yurt Dışına Gönderildikleri Alanların, Türkiye’nin Gereksinim Duyduğu Alanlarla Paralel Olma Düzeyi

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükseköğretim istemi oldukça yüksek bir hızla artmaktadır. Üniversite sunacağı eğitim hizmetinin miktarını ve bileşimini, değişen ülke ve dünya koşulları ile toplumsal ve bireysel istemi dikkate alarak belirlemek durumundadır. Gerçekçi plânlama yapılabilmesi ve hedeflere ulaşılabilmesi için öncelikle gelişmeleri izleyerek gereksinimlerin ve gerçekleştirilecek çalışmaların belirlenmesi, bu amaçla kullanılacak kaynakların yaratılıp doğru yerlere aktarılması temel oluşturmaktadır.

Toplumun her konudaki gereksinimlerinden yola çıkarak dünyadaki gelişmeleri de değerlendirerek üniversitelerin hem araştırma alanları, hem de öğretim alanlarında kendilerini yenilemelerine “nitelik normları” çerçevesinde olanak yaratılmalıdır. Öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla sağlanan yurt dışı bursları ile ilgili çalışmaların sonuçlarına ulaşması çok önemlidir; böylece açık önemli ölçüde kapatılabilecektir (Terzioğlu 1998, 241). Türkiye’nin kendi içinde tutarlı bir yükseköğretim, bilim ve teknoloji politikası oluşturup bunu uyguladığını savunmak güçtür. Bu konuların artık kendi başlarına bir üretim faktörü oluşturduğu ve dolayısıyla ülkenin genel ekonomik politikasından ayrı düşünülemeyeceğinin Türkiye’de yeteri kadar anlaşılmış olduğu da söylenemez (Beyarslan 1998, 243).

Özellikle 1992 yılında kurulmuş üniversitelerin öğretim üyesi gereksinimini karşılamak için, 2000 yılına kadar “öğretim üyesi yetiştirme programı” uygulanması öngörülmüş, bu amaçla her yıl 700 dolayında öğrencinin yurt dışına gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Bu kararın uygulanmaya başlamasından sonra, yurt dışına öğrenci göndermek yerine, bunları yurt içindeki bazı üniversitelerin “bazı alanlarda” yetiştirilebileceğine ilişkin potansiyelinin varolduğu ileri sürülmüştür. Ancak konu düşünce ve hazırlık aşamasında iken “bazı alanlar” ifadesi, yerini “tüm alanlar”a bırakmıştır. Bu sorumluluğu üstlenecek üniversitelerin, elektronik ve bilgisayar mühendislikleri, biyoteknoloji, malzeme bilimi ve mühendisliği, nükleer bilimi ve mühendisliği gibi 21.yüzyılın spesifik bilim alanlarında kendi öğrencileri için dahi lisans ve lisansüstü öğretim yaptırmakta yeterli öğretim üyesi ve fiziksel olanaklar yönünden güçlük çektikleri ortadadır. Bu nedenle yurt dışına öğrenci göndermemek ısrarı pahasına, bazı özel alanlarda da yurt içinde lisansüstü öğretim yapılabileceği konusunda iddialı olmamak gerekir. Hangi alanlarda yurt içi ve yurt dışında lisansüstü öğretim yaptırılabileceği önceden belirlenmelidir (Saygın 1998, 294). Biyoteknoloji ve gen mühendisliği, yazılım başta olmak üzere bilgi ve iletişim teknolojileri, yeni malzemeler, uzay bilim ve teknolojileri, nükleer teknoloji, deniz bilimleri; denizlerden ve denizaltı zenginliklerinden yararlanma teknolojileri, büyük bilim ve temiz enerji teknolojileri gibi ileri uygulama alanlarındaki ar-ge çalışmaları desteklenecektir (DPT 2000, 127).

Nitekim öğrencilerin yurt dışına gönderildikleri alanların Türkiye’nin gereksinim duyduğu alanlarla paralel olma düzeyine ilişkin MEB yöneticilerinin yalnızca % 6’sının “tamamıyla paraleldir” görüşünü belirtmeleri plânlı kalkınma politikası izleyen Türkiye için düşündürücüdür. Üst düzey yöneticilerin % 71’i “tamamıyla ve çoğunlukla paraleldir” görüşünde iken, orta düzey yöneticilerin % 69’u “tamamıyla ve çoğunlukla paraleldir” görüşündedir (Çizelge 8).

Çizelge 8. Öğrencilerin Yurt Dışına Gönderildikleri Alanların Türkiye’nin Gereksinim Duyduğu Alanlarla Paralel Olma Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Tamamıyla paraleldir

1

1

2

Çoğunlukla paraleldir

4

17

21

Orta düzeyde paraleldir

2

7

9

Düşük düzeyde paraleldir

-

1

1

Hiç paralel değildir

-

-

-

Yurt Dışına Gönderilecek Öğrencileri Seçme Sınavının Yeterliliği / Objektifliği ve Ülkenin Belirlenmesi

 Kanpolat’a (1997, 88) göre; yurt dışı aday seçimleri kesinlikle yanlıştır, taraflıdır ve denetimizdir. Örneğin; 1986 yılında Türk üniversitelerinin yurt dışına doktora yapmak üzere göndereceği adaylar merkezî seçme sınavına alınmış, ancak sınav sonunda baraj düşürülmüş ve niteliksiz bir grup yurt dışına gönderilmiştir. Türker’e (1997, 36) göre ise; geçen yıllarda doktora öğrenimi için yurt dışına gönderilen öğrencilerin gerek seçimleri gerek gittikleri dış kurumlar kesinlikle ciddi bir biçimde incelenmemiş, politik ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Türkiye’ye büyük ekonomik yük getiren bu uygulamada objektivite hiçbir zaman dikkate alınmamıştır. Güçlüol’a (1998, 252) göre de; öğretim üyesi yetiştirilmek üzere yurt dışına öğrenci göndermelerde, üniversitelerin gerçek gereksinim alanları tam olarak saptanamamakta ve seçimlerde her zaman objektif ölçütler izlenememektedir. Bu durum üniversitelerin gereksinim duyulan alanlarda nitelikli öğretim üyelerine sahip olmalarında zaman ve kaynak savurganlığına neden olmaktadır. Terzioğlu’na (1997, 6) göre, objektif ölçütlere göre seçilmiş gençleri, bilimsel esaslara ve önceliklere göre yapılmış insan kaynakları plânlamasına göre yurt dışında seçkin üniversitelerde doktora yapmaları için göndermek, geleceğe yapılan önemli bir yatırımdır. Nitekim yurt dışına gönderilecek öğrencileri seçmek için yapılan sınavın yeterlilik düzeyine ilişkin, MEB üst düzey yöneticilerinin ancak % 33’ü, orta düzey yöneticilerin ise % 42’si “tamamıyla ve çoğunlukla yeterli” görüşündedir. Üst düzey yöneticilerin % 71’i, orta düzey yöneticilerin ise % 58’i “orta ve düşük düzeyde yeterli olduğu” görüşündedir (Çizelge 9).

Çizelge 9. Yurt Dışına Gönderilecek Öğrencileri Seçmek İçin Yapılan Sınavın Yeterlilik Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Tamamıyla yeterlidir

1

2

3

Çoğunlukla yeterlidir

1

9

10

Orta düzeyde yeterlidir

4

13

17

Düşük düzeyde yeterlidir

1

2

3

Hiç yeterli değildir

-

-

-

Lisansüstü öğretim için yurt dışına gönderilecek öğrencileri seçmek için yapılan sınavın objektiflik düzeyine ilişkin; MEB yöneticilerinin % 85’i sınavın “çoğunlukla ve tamamıyla objektif” olduğu görüşündedir. “Düşük düzeyde yeterlidir” ve “hiç yeterli değildir” görüşünde olan yönetici yoktur (Çizelge 10).

Çizelge 10. Yurt Dışına Gönderilecek Öğrencileri Seçmek İçin Yapılan Sınavın Objektiflik Düzeyine İlişkin Görüşler 

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Tamamıyla objektiftir

3

9

12

Çoğunlukla objektiftir

3

13

16

Orta düzeyde objektiftir

1

4

5

Düşük düzeyde objektiftir

-

-

-

Hiç objektif değildir

-

-

-

Öğrencilerin lisansüstü öğretim için gönderileceği ülkenin belirlenme düzeyine ilişkin MEB üst düzey yöneticilerinin tamamı, orta düzey yöneticilerin ise % 69’u “çok iyi ve iyi düzeyde belirlendiği” görüşündedir. Bu durumun, öğrencilerin çoğunlukla ABD’ye, daha sonra da İngiltere, Almanya, Fransa, İsviçre gibi gelişmiş Avrupa ülkelerine gönderilmesinin bir sonucu olduğu söylenebilir. Yöneticilerin hiç biri “düşük düzeyde belirlenmektedir ya da hiç iyi belirlenmemektedir” görüşünde değildir (Çizelge 11).

Çizelge 11. Öğrencilerin Gönderileceği Ülkenin Belirlenme Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Çok iyi belirlenmektedir

1

1

2

İyi belirlenmektedir

6

17

23

Orta düzeyde belirlenmektedir

-

8

8

Düşük düzeyde belirlenmektedir

-

-

-

Hiç iyi belirlenememektedir

-

-

-

Öğrencilerin lisansüstü öğretim için gönderileceği ülkenin seçiminde, bilimsel ölçütlerin dışında, Türkiye ile o ülkelerin siyasi ilişkilerinin etki düzeyine ilişkin MEB yöneticilerinin tamamı “çok etkili olmaktadır” görüşünde değildir. Üst düzey yöneticilerin % 86’sı, orta düzey yöneticilerin ise % 54’ü siyasi ilişkilerin “etkili” olduğu görüşündedir. Bu da eğitimin toplumsal işlevinin bir gereği olarak görülebilir. Bilindiği gibi eğitimin; toplumsal, ekonomik ve siyasal olmak üzere üç işlevi vardır. Ancak, çoğunlukla siyasi ilişkilere göre öğrenci gönderilmesi, bilim transferinin istenen düzeyde gerçekleşmesini engelleyebilir (Çizelge 12).

Çizelge 12. Öğrencilerin Gönderileceği Ülkenin Seçiminde Bilimsel Ölçütlerin Dışında Siyasi İlişkilerin Etkili Olma Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Çok etkili olmaktadır

-

-

-

Etkili olmaktadır

6

14

20

Orta düzeyde etkili olmaktadır

1

9

10

Düşük düzeyde etkili olmaktadır

-

2

2

Hiç etkili olmamaktadır

-

1

1

Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerin Öğrenimlerini Süresinde Tamamlama Düzeyi ve Başarısız Olma Nedenleri

Türk Öğrencilerin Yabancı Ülkelerde Öğrenimleri Hakkındaki Yönetmeliğe göre; resmi-burslu öğrencilerin yüksek lisans öğrenimlerini iki yılda, doktora öğrenimlerini de üç yılda tamamlamaları esastır. Ancak, öğrenimini süresi içinde tamamlayamayan öğrenciye geçerli nedene bağlı olarak, yüksek lisans için altı ay, doktora için bir yıl resmi-burslu, uygun görülecek süre kadar da resmi-burssuz statüde süre uzatımı verilebilir. Resmi-burssuz statüde verilecek olan süre uzatımı, resmi-burslu statüdeki öğrencilere tanınan süre uzatımının iki katını geçmez (MEB 1993, 12). MEB yöneticilerinden hiçbiri, öğrencilerin “tamamının” süresinde öğrenimini tamamladığı görüşünde değildir, % 82’si “çoğunluğunun”, % 18’i ise “yarısının” süresinde tamamladığını belirtmektedir (Çizelge 15).

Çizelge 15. Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerin Öğrenimlerini Süresinde Tamamlama Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Tamamı

-

-

-

Çoğunluğu

6

21

27

Yarısı

1

5

6

Yarısından daha azı

-

-

-

Hiç biri

-

-

-

Türkiye’nin finansman kaynaklarının sınırlı olduğu ve eğitim-öğretimde niteliğin yükseltilmesi zorunluluğu düşünüldüğünde; mevzuatta belirtilen süre içinde (süresinde) yurt dışında derslerini tamamlayarak yeterlik sınavını başaran öğrencilerin tezini Türkiye’de yazmaları ya da yurt dışına gönderilen öğrencilerin belli üniversitelerde yoğunlaştırılarak tez aşamasında o üniversitelerin öğretim üyelerinin Türkiye’ye davet edilmesi önerilebilir. Nitekim Andiç’e (1998, 209) göre, uluslararası öğretim üyesi ve öğrenci değişim programlarının yetersizliği, Türk üniversitelerinin sorunlarındandır.

Lisansüstü öğretim için yurt dışına gönderilen öğrencilerin başarısız olma nedenlerinin başında yabancı dil bilgilerinin yetersizliği (% 39) gelmektedir. Sağlık sorunları ikinci sırada, Türkiye’de görülen eğitimin yetersizliği ise üçüncü sıradadır. MEB yöneticilerinden hiç biri başarısızlık nedeni olarak; öğrenim gördükleri üniversitede araştırma görevlisi oldukları için lisansüstü derslerine yeterince çalışmamaları, bursun yetersizliği, üniversitelerinin ve danışmanlarının değişmesi görüşünde değildir (Çizelge 16).

Çizelge 16. Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerin Başarısız Olma Nedenlerine İlişkin Görüşler

Görüşler

ÜstDüzey

Yönetici

Orta Düzey

Yönetici

Toplam

Yabancı dil bilgilerinin yetersizliği

3

10

13

Hastalık (sağlık sorunları)

2

5

7

Türkiye’de gördükleri eğitimin yetersizliği

1

4

5

Türk eğitim sistemi ile gönderildikleri ülkenin

     

eğitim sistemi arasındaki farklar

1

1

2

Gönderildikleri ülkenin kültürüne uyum

     

sağlayamama

-

6

6

Öğrenim gördükleri üniversitede araştırma

     

görevlisi oldukları için, lisansüstü öğretim

     

derslerine yeterince çalışmamaları

-

-

-

Verilen bursun yetersizliği

-

-

-

Üniversitelerinin değişmesi

-

-

-

Danışmanlarının değişmesi

-

-

-

Yurt dışındaki üniversitelerle işbirliği sağlamak amacı ile bu ülkelerin eğitim programları ile Türk eğitim programlarının birbirine uyumlu şekilde düzenlenememesi, Türk üniversitelerinin sorunlarındandır (Andiç 1998, 209).

 Öğrencilerin yurt dışındaki temel başarısızlık nedeninin, yabancı dil yetersizliği olması dolayısıyla, MEB tarafından, yeterli düzeyde yabancı dil bilmeyen öğrencilere yurt dışına gönderilmeden önce 8-9 ay süreli kurs verilmektedir (Çizelge 17). Yabancı dil öğreniminin Türkiye’de gerçekleştirilmesi, zaman ve maliyet açısından bir zorunluluktur. Öğrenciler akademik olarak alanlarına hakim olmalarına karşın, öğrenim gördükleri ülkenin dilini yeterince bilememekten dolayı gerçek başarılarını gösterememekte, bu durum zaman kaybına ve dolayısıyla maliyet artışına neden olmaktadır. 

Çizelge 17. Yurt Dışına Gönderilmeden Önce Türkiye’de Dil Öğrenimi Gören Öğrenciler

Gerçekleşen

Öngörülen

 

1999

2000

2001

2003

2004

2005

2006

2007

Dil Öğrenimi Gören Öğrenci Sayısı

187

151

58

58

75

100

130

150

Dil Öğrenimi Süresi (Ay)

9

9

8

8

8

8

8

8

Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

Yabancı dil yeterliği, yalnızca tez/sanat eseri çalışmalarında değil, lisansüstü öğretimin her evresinde vazgeçilmez bir gerektir. Lisansüstü programlara giriş için yeterli düzeyde yabancı dil bilgisinin ön koşul olmasından vazgeçilmemelidir.

Öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla yurt dışına lisansüstü öğretim amacıyla gönderilen araştırma görevlilerinin bazıları başarısız olmakta, bazıları da çeşitli nedenlerle yurda geri dönmemektedir. Geri dönmemeleri halinde kendileri için ödenen paraların geri alımından başka üniversitelerin bir yaptırımı ne yazık ki yoktur. Oysa o kişinin üniversitedeki hizmetlere katılmamasının doğurduğu olumsuzluğu gidermek olanaklı görülmemektedir. Bundan sonraki dönemlerde yurt dışına gönderilecek öğrencilerin, Türkiye’de yetiştirilme olanağı bulunmayan çok özel dallarda ve sadece 1416 sayılı Yasa kapsamında gönderilmesi yararlı görülmektedir (Özen 1998, 220).

Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerin Türkiye’ye Dönüş Oranı ve Beklentileri

Türkiye’nin gereksinim duyduğu alanlara yüksek nitelikli insangücü yetiştirmek amacıyla yurt dışına gönderilen öğrencilerin, Türkiye’ye dönüş oranı % 50 dolaylarındadır, hâtta düşme eğilimindedir. Bu oranın 2007 yılında ancak % 80 dolaylarına ulaşabileceği öngörülmektedir (Çizelge 20). Bu, bir bakıma devlet eliyle beyin göçünün özendirilmesi anlamına gelmektedir. Kalkınma plânlarının tümünde, beyin göçünü önlemek amacıyla, nitelikli insangücünün yurt içinde istihdamını sağlayıcı önlemler alınacağı hedeflenmiş olmasına karşın, öğrencilerin dönüş oranının % 50 dolaylarında olması, insangücü-eğitim-istihdam dengesinin Türkiye’de kurulamamış olduğunun en açık göstergesidir.

Çizelge 20. Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerin Türkiye’ye Dönüş Oranı (%)

Gerçekleşen

Öngörülen

1999

2000

2001

2003

2004

2005

2006

2007

50

48

40

50

60

65

70

80

Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

MEB yöneticilerine göre, yurt dışına gönderilen öğrencilerin Türkiye’ye dönüşteki beklentilerinin başında bilimsel araştırma yapma, ikinci sırada da daha statülü bir işte çalışma gelmektedir. Yönetici olma ise, pek tercih edilmeyen bir beklentidir (Çizelge 21).

Çizelge 21. Öğrencilerin Türkiye’ye Dönüşteki Beklentilerine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Daha yüksek bir ücretle çalışma

2

6

8

Daha statülü bir işte çalışma

3

8

11

Yönetici olma

-

1

1

Bilimsel araştırma yapma

2

11

13

Türker’e (1997, 38) göre; bazı değerli elemanlar yurt dışında gerek çalışma koşulları, gerek toplumsal yaşantı için çok elverişli olanaklar elde ettiklerinden Türkiye’ye dönmemektedirler. Döndüklerinde klasik üniversitelerin bazılarında gerekli ilgiyi göremedikleri ve ulaştıkları akademik düzeyi Türkiye’de devam ettirme olanağı bulamadıkları için de yurt dışına gitmek durumunda kalmaktadırlar. Son yıllarda siyasi amaçlarına hizmet için yurt dışına eleman göndermekte adeta yarışan ve bunu bir propaganda aracı olarak kullanan siyasetçiler, yetişmiş gerçek bilim insanlarına sahip çıksalardı yüksek düzeyde beyin göçü olmazdı ve bugün özellikle bazı klasik üniversitelerimizde lisansüstü öğretim çok daha farklı boyutlarda tartışılabilirdi.

MEB yöneticilerine göre, öğrencilerin Türkiye’ye dönmek istememelerinin asıl nedeni, gönderildikleri ülkede daha cazip iş teklifleri almaları, daha sonra ise, beklentilerinin Türkiye’de karşılanamayacağını düşünmeleri gelmektedir (Çizelge 22).

Çizelge 22. Yurt Dışına Gönderilen Öğrencilerin Türkiye’ye Dönmek İstemeyiş Nedenlerine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Beklentilerinin Türkiye’de karşılanamayacağını düşündükleri için

1

9

10

Türkiye’de uygun bir ortam bulamayacaklarını düşündükleri için

1

3

4

Gönderildikleri ülkede evlendikleri için

-

-

-

Gönderildikleri ülkede daha cazip iş teklifleri aldıkları için

5

14

19

Yurt Dışında Lisansüstü Öğretim Yaparak Türkiye’ye Dönen Öğrencilerin Öğrenim Gördükleri Alanda Çalışma Düzeyi

Yurt dışında lisansüstü öğretim yaparak Türkiye’ye dönen öğrencilerin öğrenim gördükleri alanda çalışma düzeyi % 80-90 dolaylarındadır. Farklı alanda çalışanların % 10-20 dolaylarında olması, her alanda ve düzeyde olduğu gibi öğretim üyesi düzeyinde de insangücü-eğitim-istihdam dengesinin Türkiye’de kurulamamış olmasının göstergelerinden biridir. Her ne kadar Türkiye’de plânlı kalkınma politikası 40 yılı aşkın bir süredir devam etse de (Çizelge 23).

Çizelge 23. Öğrenim Gördüğü Alanda İstihdam Edilenlerin Oranı (%)

Gerçekleşen

Öngörülen

1999

2000

2001

2003

2004

2005

2006

2007

80

85

87

85

90

95

95

95

Kaynak: MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü.

 MEB yöneticilerine göre de, yurt dışında lisansüstü öğretim yaparak Türkiye’ye dönen öğrencilerin “çoğunluğu (% 79)” öğrenim gördükleri alanda çalışmaktadır. “Tamamı öğrenim gördüğü alanda çalışmaktadır” ve “hiç biri öğrenim gördüğü alanda çalışmamaktadır” görüşünü belirten yönetici olmamıştır (Çizelge 24).

Çizelge 24. Türkiye’ye Dönen Öğrencilerin Öğrenim Gördükleri Alanda Çalışma Düzeyine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Tamamı

-

-

-

Çoğunluğu

5

21

26

Yarısı

1

1

2

Yarısından daha azı

1

4

5

Hiç biri

-

-

-

Âdem (1995, 152) bu konuda şöyle sormaktadır: ... Gereksinme duyulmayan alanlarda öğrenci yetiştiren, yetiştirildikleri alanda iş bulamayan bir eğitim düzeninin verimliliği nedir? Eğitim kesiminde gözlenen tüm açmazların, savurganlıkların temelinde; plânsızlık, politikasızlık yatmaktadır. Türkiye, eğitimdeki bu bozuk düzene ne zamana dek katlanacaktır? Yine Âdem (1995, 171) şöyle devam etmektedir: Süre yitirilmeden plânlı bir eğitim düzeni kurulmalıdır. Böylece, gelecek 15-20 yıl içinde Türkiye’ye hangi nitelikte ve sayıda insangücü gerektiği gerçekçi olarak saptanabilecektir. Millî Eğitim Temel Yasasının “plânlılık” ilkesi ise şöyledir: “Millî eğitimin gelişmesi iktisadî, toplumsal ve kültürel kalkınma hedeflerine uygun olarak eğitim-insangücü-istihdam ilişkileri dikkate alınarak ... plânlanır ve gerçekleştirilir (md.14)”.

Yurt Dışına Gönderilmeden Önce, Öğrencilere, Millî Eğitim Bakanlığı’nca Yapılan ve Yapılması Öngörülen Bilgilendirme Türleri

Öğrencilere, daha önce gönderilen öğrencilerin yaşadıkları sorunlar ile gönderilecekleri ülkenin eğitim sistemi hakkında MEB tarafından bilgi verildiği belirtilmektedir. Araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları alanın, yabancı eğitim sistemlerinde olan, ancak Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara yönelik olması için hiçbir bilgilendirmenin verilmemesi düşündürücüdür. Üst düzey yöneticilerin % 14’ü, orta düzey yöneticilerin ise % 23’ü, öğrencilere hiçbir konuda bilgi verilmediğini belirtmektedirler (Çizelge 25).

Çizelge 25. Yurt Dışına Gönderilmeden Önce Öğrencilere MEB Tarafından Yapılan Bilgilendirme Türlerine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Gönderilecekleri ülkenin kültürü hakkında

     

bilgilendirilmektedirler

-

2

2

Gönderilecekleri ülkenin eğitim sistemi

     

hakkında bilgilendirilmektedirler

-

9

9

Daha önce gönderilen öğrencilerin, yaşadıkları

     

sorunlar hakkında bilgilendirilmektedirler

5

4

9

Araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları

     

alanın, Türk eğitim sisteminde görülen sorun

     

alanlarına yönelik olması için

     

bilgilendirilmektedirler

-

4

4

Araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları

     

alanın, yabancı eğitim sistemlerinde olan,

     

ancak Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara

     

yönelik olması için bilgilendirilmektedirler

-

-

-

Gönderildikleri ülkedeki sorumluluk ve

     

yükümlülükleri konusunda

     

bilgilendirilmektedirler

1

1

2

Hiçbir konuda bilgilendirilmemektedirler

1

6

7

Lisansüstü öğretim için yurt dışına gönderilmeden önce, öğrencilere, MEBtarafından yapılması öngörülen bilgilendirme türlerine ilişkin MEB yöneticileri esas olarak; araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları alanın, yabancı eğitim sistemlerinde olan, ancak Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara yönelik olması görüşündedirler. İkinci sırada ise, daha önce gönderilen öğrencilerin, yaşadıkları sorunlar hakkında bilgilendirilmeleri istenmektedir (Çizelge 26).

Çizelge 26. Öğrenciler Yurt Dışına Gönderilmeden Önce MEBTarafından Yapılması Öngörülen Bilgilendirme Türlerine İlişkin Görüşler

Görüşler

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

Gönderilecekleri ülkenin kültürü hakkında

     

 bilgilendirilmelidirler

-

-

-

Gönderilecekleri ülkenin eğitim sistemi

     

hakkında bilgilendirilmelidirler

-

4

4

Daha önce gönderilen öğrencilerin, yaşadıkları

     

sorunlar hakkında bilgilendirilmelidirler

2

5

7

Araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları

     

alanın, Türk eğitim sisteminde görülen sorun

     

alanlarına yönelik olması için

     

bilgilendirilmelidirler

-

4

4

Araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları

     

alanın, yabancı eğitim sistemlerinde olan, ancak

     

Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara

     

yönelik olması için bilgilendirilmelidirler

5

11

16

Gönderildikleri ülkedeki sorumluluk ve

     

yükümlülükleri konusunda

     

bilgilendirilmelidirler

-

2

2

Türkiye’ye döndüklerinde çalışacakları

     

akademik ortam ve kendilerinden beklenenler

     

konusunda bilgilendirilmelidirler

-

-

-

Hiçbir konuda bilgilendirilmemelidirler

-

-

-

Nitekim Şarlak’a (1998, 251) göre; üniversitelerimizin çok net saptanmış bir bilim politikasının olmayışı nedeniyle her üniversitenin hemen her konuda araştırma yapmak üzere gerekli altyapıyı oluşturmaya çabalaması, savurganlık olduğundan akılcı bir yaklaşım değildir. Bunun yerine, üniversiteler itibariyle yoğunlaşılacak araştırma konularının belirlenmesi ve böylece bölge ve ülke genelinde tüm konularda bilimsel araştırmaların yapılması için gerekli altyapının oluşturulması daha akılcı bir yoldur.

Sonuçlar ve Öneriler

Lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderme konusunda alanyazından ve MEB yöneticilerinin görüşlerinden elde edilen bulgular ışığında ulaşılan sonuçlar ve bu sonuçlara göre geliştirilen öneriler şöyle özetlenebilir:

Sonuçlar

1416 sayılı Yasaya göre MEB tarafından yurt dışına öğrenci gönderilmesinin asıl amacı, üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmektir. Diğer bir deyişle, MEB kendi olanaklarını üniversiteler için kullanmaktadır. Öğretim üyesi yetiştirmek için yurt dışına öğrenci gönderme olanağını 2547 sayılı yasa sağlamasına karşın, MEB bu olanağı merkez ve taşra örgütünde gereksinim duyulan uzmanlık alanları için kullanmamaktadır.

Yurt dışına öğrenci göndermede, hedeflere “tamamıyla” ulaşılamamaktadır. Öğrencilerin gönderildikleri alanların, Türkiye’nin gereksinim duyduğu alanlara, “tamamıyla ve çoğunlukla” paralel olma düzeyi % 70 dolaylarındadır.

Yurt dışına gönderilecek öğrencileri seçme sınavı “tamamıyla yeterli ve objektif” düzeyde değildir. Öğrencilerin gönderileceği ülkenin seçiminde, bilimsel ölçütlerin dışında, Türkiye ile o ülkelerin siyasi ilişkileri “etkili” olmaktadır.

Yurt dışına gönderilen öğrencilerin, kendilerine verilen (mevzuatta belirtilen) sürede öğrenimlerini tamamlama düzeyi % 80 dolaylarındadır. Öğrencilerin yurt dışında başarısız olmalarının temel nedeni, yabancı dil bilgilerinin yetersiz olmasıdır. İkinci sırada sağlık sorunları, üçüncü sırada ise gönderildikleri ülkenin kültürüne uyum sağlayamama gelmektedir.

Öğrencilerin Türkiye’ye dönmek istememelerinin asıl nedeni, gönderildikleri ülkede daha cazip iş teklifleri almalarıdır. Yurt dışında lisansüstü öğretim yaparak Türkiye’ye dönen öğrencilerin “çoğunluğu” öğrenim gördüğü alanda çalışmaktadır. Tamamının çalışmıyor olması, Türkiye’de insangücü-eğitim-istihdam dengesinin kurulamamış olduğunu göstermektedir.

Öğrenciler yurt dışına gönderilmeden önce, MEB tarafından, daha önce gönderilen öğrencilerin yaşadıkları sorunlar ile gönderilecekleri ülkenin eğitim sistemi hakkında bilgi verilmektedir. Araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları alanın, yabancı eğitim sistemlerinde olan, ancak Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara yönelik olması için hiçbir bilgilendirme yapılmamaktadır. Diğer bir deyişle; yurt dışına gönderilmeden önce, öğrencilere, yapılması öngörülen bilgilendirme türlerinin başında; araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları alanın, yabancı eğitim sistemlerinde olan, ancak Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara yönelik olması gelmektedir.

Lisansüstü öğretim için yurt dışına öğrenci gönderilmesi, ayrıca yurt içindeki lisansüstü öğretime de önem verilmesi, kalkınma plânlarının hedefleri arasında yer almasına karşın, hedeflere tamamıyla ulaşılamamaktadır.

Öneriler

1416 sayılı Yasaya göre MEB tarafından yurt dışına öğrenci gönderme uygulamasının asıl amacı, MEB’in merkez ve taşra örgütü için gereksinim duyduğu alan uzmanlarının yetiştirilmesi olmalıdır. Diğer bir deyişle, MEB yurt dışında yüksek nitelikli insangücü yetiştirme olanaklarını, öncelikle kendi gereksinimleri için kullanmalı, yurt dışında öğretim üyesi yetiştirilmesi daha çok 2547 sayılı Yasa çerçevesinde gerçekleştirilmelidir.

Öğrencilerin gönderildikleri alanların, Türkiye’nin gereksinim duyduğu alanlara “tamamıyla” paralel olması için gerçek anlamda eğitim ve insangücü plânlaması yapılmalı ve bu plânlamaya göre yurt dışına öğrenci gönderilmelidir. Diğer bir deyişle hangi alanlarda, hangi nitelikte ve sayıda yurt dışına öğrenci gönderilmesi gerektiğini daha ayrıntılı bir biçimde belirlemek ve bu uygulamadan yüksek verim alabilmek için gerçek anlamda eğitim ve insangücü plânlaması çalışmaları yapılmalı; hedef, ilke ve stratejiler bilimsel çalışmalara dayandırılmalıdır.

Öğrenciler yurt dışına gönderilmeden önce gerek MEB gerek YÖK tarafından yeterli yönlendirme yapılmalıdır. Bu yönlendirme sonucunda, öğrencilerin zaman kaybetmesi ve kaynak savurganlığı önlenebilir, asıl hedeflere daha gerçekçi düzeyde ulaşılabilir. Öğrenciler yurt dışına gönderilmeden önce, araştırma yapacakları ve tez hazırlayacakları alanın, hem Türk eğitim sistemindeki sorun alanlarına, hem de yabancı eğitim sistemlerinde olan ancak Türk eğitim sisteminde olmayan alanlara yönelik olması için bilgilendirilmelidir. Çoğunlukla Türkiye’de öğrenimi bulunmayan alanlarda yurt dışına öğrenci gönderilmeli, öğrenimi bulunan alanlarda çok sınırlı sayıda öğrenci gönderilmelidir.

Öğrencilerin gönderileceği ülkenin seçiminde, bilimsel ölçütlerin dışında, Türkiye ile o ülkelerin siyasi ilişkilerinin etkisi azaltılmalı, asıl ölçütün “bilim” olması sağlanmalıdır.

Yeterli düzeyde yabancı dil bilmeyen öğrenciler yurt dışına gönderilmemelidir. Yurt dışına gönderilecek öğrencilerde yabancı dil tercih nedeni değil, seçilmenin ön koşulu olmalıdır.

Yurt dışında lisansüstü öğretim yaparak Türkiye’ye dönen öğrencilerin “tamamının” öğrenim gördüğü alanda çalışması sağlanmalı, insangücü-eğitim-istihdam dengesi temel politika olmalıdır.

Yurt dışına öğrenci göndermenin yanı sıra, öğrenci ve öğretim üyelerinin uluslararası ilişkilerini kolaylaştıracak “değişim programları” desteklenmelidir. Bu programlar; dış dünyaya açılma, öğretim ve araştırmayı geliştirme, uluslararası rekabet gücünü artırma vb alanlarda büyük katkılar sağlayacaktır. Bir üniversitenin uluslararası olması, yalnız birkaç öğretim üyesinin uluslararası kongre ve konferansa katılımı ya da belirli indekslerce taranan dergilere makale göndermesi ile gerçekleşemez. Bu amaç, uluslararası ilişkileri ön plânda tutan uzun bir süreçte gerçekleştirilebilir.

Ek 1. Anketi Yanıtlayan İşgörenler

Bu araştırma için geliştirilen bilgi toplama aracı (anket), MEB Yükseköğretim / Dış İlişkiler Genel Müdürlüklerinde, yurt dışına gönderilen lisansüstü öğrenciler bölümünde görev yapan / daha önceden görev yapmış olan işgörenler ile daha önceden Türkiye’nin yurt dışındaki eğitim müşavirliklerinde / ataşeliklerinde görev yapmış olan işgörenlere uygulanmıştır. Böylelikle, yurt dışına öğrenci gönderme konusunda bilinçli olan işgörenlerin görüşlerine başvurularak gerçekçi bilgilerin alınması hedeflenmiştir.

Anketin uygulandığı işgörenlerin % 52’si kadın, % 48’si de erkeklerden oluşmakta ve dolayısıyla cinsiyete göre dağılımda büyük bir farklılık gözlenmemektedir. Görevlerine göre dağılımında ise, en yüksek oranı şube müdürleri oluşturmaktadır (Çizelge 1).

Çizelge 1. Anketi Yanıtlayan İşgörenlerin Cinsiyetlerine ve Görevlerine Göre Dağılımı

Cinsiyet

 

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

f-%

Genel Md.

Genel Md.Y.

Daire Bşk.

Şube Md.

Uzman

Kadın

f

-

-

3

6

8

17

%

-

-

17,6

35,3

47,1

51,5

               

Erkek

f

1

2

1

8

4

16

%

6,3

12,5

6,3

50,0

25,0

48,5

               

Toplam

f

1

2

4

14

12

33

%

3,0

6,1

12,1

42,4

36,4

100,0

 

Anketin uygulandığı işgörenlerin görev sürelerine göre dağılımı Çizelge 2’de görülmektedir. İşgörenlerin % 58’inin 10 ve daha fazla yıl MEB Yükseköğretim Genel Müdürlüğü / Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nde görev yapıyor olması, tecrübe ve sorunları tanıma bağlamında olumlu olarak görülmektedir.

Çizelge 2. Anketi Yanıtlayan İşgörenlerin Yükseköğretim / Dış İlişkiler Genel Müdürlüğündeki Görev Sürelerine Göre Dağılımı

Görev Süresi

Üst Düzey Yönetici

Orta Düzey Yönetici

Toplam

1 - 3 yıl

-

1

1

4 - 6 yıl

-

2

2

7 - 9 yıl

1

10

11

10 - 12 yıl

-

1

1

13 ve daha fazla yıl

6

12

18

Toplam 

f

7

26

33

%

21,2

78,8

100,0

Yararlanılan Kaynaklar

Âdem, M. (1995). Demokratik, Laik, Çağdaş Eğitim Politikası. Şafak Matbaacılık, Ankara.

Andiç, C. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Arıcı, H. (1997), “Sosyal Bilimler Alanında Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim”, Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim, TÜBA Yayını, Ankara.

Beyarslan, A. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Çakar, Ö. (1997), “Fen Bilimleri Alanında Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim”, Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim, TÜBA Yayını, Ankara.

Çetin, M. (1995). Türkiye’de Üniversite Öğretim Üyesi Yetiştirilmesinin Plânlama Sorunları (1963-1993), Ankara Ün. Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara.

Devlet Plânlama Teşkilatı (DPT). Kalkınma Plânları (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8), Ankara.

Güçlüol, K. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Kanpolat, Y. (1997). “Tıpta Uzmanlık Programları Alanında Lisansüstü Eğitim”, Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim, TÜBA Yayını, Ankara.

Karakütük, K. (2002). Öğretim Üyesi ve Bilim İnsanı Yetiştirme-Lisansüstü Öğretimin Plânlanması (2.Baskı) Anı Yayıncılık, Ankara.

Kutlu, A. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), (1993). Türk Öğrencilerin Yabancı Ülkelerde Öğrenimleri Hakkında Yönetmelik (RG: 22.02.1993 - 21504), Ankara.

______Yükseköğretim Genel Müdürlüğü Verileri, Ankara.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), (2002). Yükseköğretim İstatistikleri (2001-2002 Öğretim Yılı), Ankara.

Özen, R. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Saygın, E. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 1.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Şarlak, Ö. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 1.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Tüdeş, T. (1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Terzioğlu, T. (1997), “Açılış Konuşması”, Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim, TÜBA Yayını, Ankara.

______(1998), “Üniversitelerin Sorunları” (Cumhurbaşkanlığı 1997 Rektörler Konferansı - 2.Cilt). Başbakanlık Basımevi, Ankara.

Tosun, İ. (1997), “Açılış Konuşması”, Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim, TÜBA Yayını, Ankara.

Türker, K. (1997), “Tartışmalar”, Bilim Adamı Yetiştirme-Lisansüstü Eğitim, TÜBA Yayını, Ankara.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), (2003). Türk Yükseköğretiminin Bugünkü Durumu, Ankara.

1416 Sayılı Yasa, (1929). Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun (Yabancı Ülkelere Gönderilecek Öğrenci Hakkında Yasa). (RG: 16.04.1929 - 1169).

2547 Sayılı Yasa, (1981). Yükseköğretim Yasası. (RG: 06.11.1981 - 17506).


* Ankara Ün. Eğt.Bil.Ens. Eğitim Ekonomisi ve Planlaması Bilim Dalı Doktora Öğrencisi.

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv