MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 164

Güz  2004


SANAT EĞİTİMİNDE RAPOR HAZIRLAMA VE SUNMA

Aygül AYKUT*



Özet

Bildiri metni hazırlama ve sunu sürecinde yaşanan güçlükler, görsel sanatlar eğitimcilerinin ortak sorunudur. Bir konferansta sunu yapılması; araştırma bulgularının, araştırma görevlilerine, öğretmenlere ve halka yayılmasında önemli bir adımdır. Elde edilen bilgiler sanat eğitimi alanında yeni bilgi tabanı oluşturmada oldukça önemlidir. Ayrıca konferans katılımcılarına, bir araya gelerek sadece araştırma projesini değil, aynı zamanda araştırma yöntemlerini, bulgularını ve sonuçlarını tartışma olanağı verir. Bir konferansta sunu yapan kişinin, sunuş tekniği ve yöntemi ile ilgili  konulardan haberdar olması gerekmektedir. Bu yazıda bu konuda bazı eleştiriler ve öneriler yer almaktadır.

Anahtar Sözcükler: Görsel sanatlar eğitimi, sanat eğitiminde araştırma sunuşları

Giriş

Türkiye’de görsel sanatlar eğitimi alanında bilimsel araştırmaların yapılması oldukça yeni tarihlere rastlar. 1982 Yüksek Öğretim Kurulu yasası ile öğretmen yetiştirme görevi üniversitelere verilmiştir. Öğretmen yetiştirme programlarında meydana gelen yapısal değişiklikler, görsel sanatlar eğitimine de yansımıştır. Bu sonuç, görsel sanatlar eğitimi alanında yapılacak akademik araştırmalarında önünü açmıştır (Özsoy, V, 2003,1). Türkiye’de resim-iş eğitimi ve öğretmenliği adları kullanılmaktadır. Ancak tanımlanan meslekler, uluslararası literatürde görsel sanatlar eğitimi ve görsel sanatlar eğitimcisi olarak adlandırılmaktadır. Bu sebeple, araştırmada  görsel sanatlar eğitimi ve görsel sanatlar eğitimcisi adlarının kullanımı tercih edilmiştir.

Özellikle görsel sanatlar eğitimi alanında “bilimsel” anlamda yapılan araştırmaların, eğitim faaliyetlerinin  yayımlanmasına ve sunuşuna 1997-1998 sonrasında Yüksek Öğretim Kurulunun yeniden yapılandırılması döneminden sonraki tarihlerde rastlamaktadır. Bu çalışmalarda genellikle öğretim yöntemleri ve teknikleri, müfredat programlarının incelenmesi, sınıf içi aktiviteler gibi genel eğitim konularında tespit edilen problemlere ilişkindir. Eğitim bilimleri alanında yapılan araştırmaların genel olarak araştırma yöntemleri açısından birbirine paralellik gösterdiğini söyleyebiliriz. Ancak bazen görsel sanat eğitimi alanında yapılan çalışmalar bilimsel nitelikte olmayabilir. Örneğin sanat eleştirisi yöntemleri yönünden yapılan araştırmalar gibi spesifik konular bu alanda değerlendirilebilir (La Pierre,1997). Bunların genellikle tarama/değerlendirme bulgularını içermesi sanat alanı içerisindeki konuların niteliği ile ilişkilendirilebilir. Sanatın eğitiminin alan bilgisi kapsamına giren sanat eleştirisi ve estetik konularında yapılan tarama çalışmalarında genellikle spesifik konular ele alınmaktadır. Bu nedenle görsel sanat eğitimi alanı içerisinde yer alan araştırmaların sunuluşu değer kazanır.

Türkiye’nin görsel sanatlar eğitimi alanındaki problemlerini tespit edebilecek, çözüm önerileri getirebilecek, tartışabilecek ve deneyimlerini aktarabilecek görsel sanat eğitimcilerine ihtiyacı vardır. Görsel sanatlar eğitimcilerine araştırmacı tavır kazandırabilmek zorunludur. Görsel sanatlar eğitiminde araştırma tekniğini uygulamak kadar sonuçları paylaşmak da önem taşır. La Pierre’ e göre ; bir konferansta sunu yapılması, araştırma bulgularının, araştırma görevlilerine, öğretmenlere ve halka yayılmasında önemli bir adımdır ve sanat eğitiminde bilgi temeli yaratılmasına yardımcı olur. Ayrıca konferans katılımcılarına, bir araya gelerek sadece araştırma projesini değil aynı zamanda araştırma metodları, bulguları ve sonuçlarını tartışma olanağı sağlar. Bu tartışmalar, alandaki öğretmenlerin pratikte ihtiyaç duyduğu bilgilerle ilgili ileri araştırmalar yapmasına önayak olabilir (Sharon D. La Pierre, 1997). Bu yolla, görsel sanat eğitimcilerine tüm araştırma yöntemlerini kullanabilme olanakları yanında, bunları bildiri olarak yazma ve sunma becerileri kazandırılabilir.

Lisans ve lisansüstü programlarda bilimsel araştırmaların nasıl yapılacağına ilişkin pek çok bilgi edinirken, onu sunabilmenin yolları üzerinde durulmadığı görülmektedir. Lisans ve özellikle lisansüstü programlarında, araştırma sunularının hazırlanması ve sunu aşamasıyla ilgili gerekli bilgiler verilmelidir. Görsel sanatlar eğitimcilerinin nitelikli bir araştırma metodu kullanması yanında, nitelikli bir yayın yapabilme bilgisinin deneyim sürecinden önce verilmesi gereklidir. Görsel sanatlar eğitimi alanında yapılan araştırmalara bilimsel nitelikler kazandırabilmek için alanda oluşan bilginin uygun yolla paylaşılması ön koşul olabilir. Ancak bunu gerçekleştirmenin yolu genç görsel sanat eğitimcilerine araştırmalarını makale formunda getirebilmeleri ve yayınlayabilme olanaklarının arttırılması ile mümkün olabilir.

Özellikle araştırmacılar konferans ve sempozyum gibi sözlü sunuşlar için cesaretlendirilmelidirler. Görsel sanatlar eğitimcilerinin, sadece deneyim temelli bilgiye değil, aynı zamanda bilgi temelli çağdaş bir yaklaşımla alanları hakkında bilinçlenmeleri şart gözükmektedir. Böylece alanda yapılacak bilimsel araştırmalardan haberdar olabilirler ve edindikleri bilgiyi yeni araştırmalarında kullanabilirler. Görsel sanatlar eğitimcilerinin akademik süreçte paylaştıkları deneyimler, onların yeni etkinliklerde bulunabilmesi için hem teorik hem de pratikte onlara yararlar sağlayabilir.

“Konferans tek başına hiçbir şey yapamayan, fakat hiçbir şey yapılamayacağına birlikte karar veren önemli insanların toplantısıdır” sözü ile Allen (Day, 2003), konferansta neler yapılıp yapılmayacağına ilişkin ipuçlarını vermektedir. Konferans için hazırlanan bildiri raporu pek çok şekilde olabilir. Ayrıca her şey araştırmacının kongre, sempozyum, çalışma grubu, açık oturum, seminer vb. gibi yerlere davet edilmesiyle başlamaktadır. Ancak davet ile yapılacak yayının neleri içerip içermeyeceğini öğrenebilme imkânına kavuşabilmekteyiz. Bunun için yayının tam olarak neleri içereceğini öğrenmemiz gerekecektir. Birçok konferans makalesi esasta yayın niteliği olmayan tarama/değerlendirme makaleleri ve hâlâ sunmada tereddüt ettiğimiz sonuçsuz olabilen ön çalışmalar olabilmektedir. Bu nedenle yayınlanmayabilir, yayınlanması araştırmacı için değerlidir (Day, 2003).

Görsel sanatlar eğitimcilerinin bildiri raporu sunma bilgi ve becerisini kazanması ancak yayın imkânı bulabilmesi ile mümkündür. Yayınlanmamış bir araştırmanın bilimselliğinden söz etmekse yanlış olur. Doktora aşamasında bilim adamı tavrının kazanılması, sadece araştırma bilgi ve becerisi gösterme yoluyla değil aynı zamanda yayınlama becerisine sahip olabilmeyle gerçekleşebilir. Bilim adamı tavrını kazanabilmek, deneyim ve tecrübe işidir. Bilim adamlarının çoğunun iyi birer araştırmacı, fakat kötü birer yazar olduğu vurgulanmaktadır (Day, 2003). Görsel sanatlar eğitimcisi için bildiri raporunu sunma süreci onların alandaki kaynakları, sunu ortamına taşımalarıyla başarıyla gerçekleşebilir. Görsel sanatlar eğitimcisi için görsel materyal kullanabilme becerisini lisans düzeyinde kazanmış olması bunda oldukça etkili olabilir. Ancak onun sanat deneyimi ve sanatsal yaratıcılığı ile sıkıcı gibi gözüken konular, zevkli ve etkili sunulara dönüşebilir.

Problem

Bu araştırmanın amacı, görsel sanatlar eğitimcilerinin araştırmalarını bildiri metni olarak hazırlama ve sunma sürecinde karşılaşabilecekleri güçlükleri tespit etmek ve önerilerde bulunmaktır. Araştırmada nitelikli bir bildirinin hazırlanması ve sunulabilmesi için neler yapılabileceği tartışılmıştır. Araştırmanın amacı çerçevesinde başlıca şu sorulara cevap aranmıştır:

1. Bir araştırmanın bildiri metni hâline getirilebilmesi için nasıl bir yol izlenmelidir?

2. Görsel sanatlar eğitimcileri için sunu nasıl etkinleştirilebilir?

Araştırmanın problemi ise; görsel sanatlar eğitimcilerinin sunu için bildiri raporlarına kazandıracakları niteliklerin neler olduğudur. Araştırmanın alt problemleri şunlardır:

1. Sunu raporu nasıl hazırlanır?

2. Sunu aşamasında görsel sanatlar eğitimcisinin kullanabileceği yollar nelerdir?

3. Görsel sanatlar eğitimcisi için bir sunu nasıl etkin hâle getirilebilir?

Yöntem

Araştırma tarama modeli esas alınarak yapılmıştır. Tarama modeli geçmişte ya da hâlen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan bir yaklaşımdır (Karasar, 1999). Araştırma konusu, içinde bulunduğu durumla tanımlanmaya çalışılmıştır. Taramaya, konu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar dahil edilmiştir.

Görsel sanatlar eğitimi alanında yapılan araştırmalarda bilimsel yöntemin seçimi diğer araştırmalarda olduğu gibi problem durumuna göre belirlenmektedir. Araştırmacı, konu ile ilgili gözlem, deneyim ve tecrübelerini göz ardı etmemiştir. Karasar’a göre problem çözmede üçüncü yol olarak bu tip yaklaşımlar bireyin kendi dışındaki güçlüklerin istek ve önerileri ile değil, kendi düşünce, gözlem ve deneyimleri ile bir karara varmada ona yol göstermektedir (Karasar, 1999).

Bunun için araştırmacı, konu ile ilgili diğer araştırmasını, ilgili bulguların değerlendirmesinde kaynak gösterebilmektedir.

Bulgular ve Yorum

Araştırma bulgularına iki kaynaktan ulaşılmıştır.

A-Katılımcı Gözlem sonuçlarından elde edilen bulgular

B- Konu ile ilgili literatür incelenmesinden elde edilen bulgular

Bu sürecin ilkini yukarıda sözü edilen sonuçları yayınlanan araştırmacının başka bir makalesinde değerlendirdiği örnek olay süreci oluşturur (Aykut, 2003). İkinci süreç olan literatür taramasından elde edilen bulgular bu sürecin sonuçları ile ortaktır. Bunun için bulgularda genelleme ve karşılaştırmalar yapılarak ilgili verilere ilişkin bulgular birlikte ele alınmıştır.

1-Bildiri metninin hazırlanması sürecinden elde edilen bulgular:

Bir bilimsel toplantıya, araştırma raporu(bildiri metni yada bildiri raporu) hazırlama sürecine 250 kelimeyi geçmeyen bir metin ve araştırma bulgularını anlaşılır biçimde ifade eden bir özet hazırlanma ile başlanmaktadır. Hazırlanan özetin toplantı değerlendirme kurulu tarafından incelenip kabul görmesi hâlinde, bildiri ana metninin hazırlanması gerekmektedir. Araştırmacının ana amaçları doğrultusunda, yeterli gözlem ve objektif veriler elde edilmeye çalışılır. Araştırmaya uygun analiz yöntemleri kullanılarak sonuçlar elde edilir. Elde edilen sonuçların, benzer araştırmalar ile kıyaslamalı değerlendirmesini takiben bulgular yorumlanır. Metni hazırlama sürecinde; amaçların olanaklar doğrultusunda sınırlanması ve kullanılacak yöntemlerin, amaca en uygun yöntemler olduğundan emin olunması zorunludur. Aksi hâlde araştırma metninin uzanımları istenmeyen veya baş edilemeyen noktalara varabilecektir.

Bildiri raporu, temel bilimsel makale değilse, her zamanki bilimsel yazı formatından farkı ne olmalıdır? Bildiri raporları genellikle bir veya iki basılı sayfa veya 1000-2000 kelimeyle sınırlıdır. Genellikle bu konuda şöyle basit bir formül önerilmektedir: “Çift aralıklı en fazla beş sayfa ve üç adetten fazla olmayan gösterim (tablo, grafik veya fotoğrafın herhangi bir kombinezonu) olabilir (Day, 2003). Bildiri raporunda deneysel ayrıntılardan bir çoğu çıkarılmak zorunda kalınabilir. Burada sadece dikkat çekici olanları bırakmak yararlıdır. Diğer taraftan bildiri raporunda düşünceler kısmına daha çok yer ayrılması önerilmektedir. Bildirinin yeni fikirleri sunmada ortam yaratması ancak böyle sağlanabilir. Böyle olunca bildiri raporunda bir araştırma makalesi için standart olan giriş, yöntem, tartışma ve sonuç bölümleri tümden yer almazlar. Onun yerine kısaltılmış yaklaşımlar izlenmesi önerilmektedir. Örneğin problem ortaya konur, yöntem ayrıntısız olarak belirtilir ve sonuçların bir ve iki tablo ya da üç tablo ile veya kısa şekiller ile sunulması yoluna gidilebilir (Aykut, 2003). Daha sonra, genellikle uzun olarak sonuçların anlamları hakkında konuşulması gerekmektedir. Eğer bildiri raporunun şekli ile ilgili kurallar konulmuşsa bunlara mutlaka uyulmalıdır.

a-Sunu konuları ile ilgili olarak: Bir bildiri metni hazırlanması yanında onun sunulması sürecinde dikkat edilmesi gereken konuları şöyle sıralayabiliriz:

1. Sunuşunuzu yapmadan önce dinleyici kitlesinin kim olacağı konusunda bilgi edinmeniz gerekmektedir.

2. Araştırma projesi henüz bir dergide yayınlanmamış olsa bile, konunuzu yazmanız ve meslektaşlarınıza dağıtmanız önerilmektedir. Bu davranışın size profesyonellik duygusu katması ve meslektaşlarınıza, kendi düzeylerinden olaya bakma olanağı sağlama açısından önem taşıdığı anlaşılmaktadır. Belgeyi dağıtmadan evvel üzerine yayındaki işareti ve tarihi koymanız önerilmektedir (Day, 2003).

3. Dinleyicilere konferans vermek yerine, genellikle araştırmanızda neler yaptığınızı anlatmaya ve öğretmeye çalışmak daha iyi olacaktır.

4. Dinleyicilerin konunuzu ne kadar anlayabildiğini önemsemeniz gerekmektedir. Bunun için onları izlemeniz ve gerekli yerlerde tekrarlar veya farklı anlatım yolları seçmeniz gerekebilir.

5. Görsel sanatlar eğitimi alanının bize sunuşumuzda getireceği avantajlar olabileceğini düşünmemiz yerinde olacaktır. Sunuşun daha iyi anlaşılması ve dinleyicilerin konunun içerisine çekebilmek için yaratıcılığımızı devreye sokma olanağına sahip olduğumuz düşünülmektedir. Bunun için sunuşta renkli veya konuya uygun şekilli görsel niteliklere sahip estetik ağırlıklı görsel materyaller kullanılabilir. Sadece akademik bir toplantıda bulunulmadığı, diğer dinleyicilerin de sanat eğitimi alanından geldikleri unutulmamalıdır. Araştırmacı araştırma bulgularını, teorilerini ve fikirlerini diğerleriyle paylaşmak için oradadır. Bu fikirleri ve kavramları sadece araştırmacılardan değil aynı zamanda, alanda çalışmakta olan ve pratik bilgilere sahip görsel sanatlar eğitimcilerinin deneyimlerinden de elde edebiliriz. Bunun için bir araştırma sunuşu sıkıcı bir olay olmamalı aksine katılımcılara ve size enerji veren, dönütü olan canlı bir olay hâline getirilmelidir (Sharon D. La Pierre, 1997) .

6. Oturum süresince araştırma projesinin başından sonuna kadar sunulması gerektiği konusunda inançlarınız varsa bunu değiştirmeniz önerilmektedir. Seçilen bir noktaya odaklanılarak, özellikle o noktayla ilgili bilgilerin verilmesi sunuşun daha etkili olmasını sağlayabilir. Yapılan araştırmalar sonuçları çoğu sunuların 25-50 dakika arası sürdüğünü göstermektedir. Dinleyicilerin araştırmayı anlamaları ve değerlendirebilmeleri için her dakikanın araştırmacı tarafından dikkatle planlanması gerekmektedir.

7. Araştırma sunuşunda hazırlanan başlıklarla ilgili tüm her şeyi biliyormuş izlenimi yaratmak doğru olmayabilir. Unutulmaması gereken şey alandaki tüm bilgiler içinde sadece birine ilişkin bir araştırma yapmış olduğunuz ve bunu sunduğunuz gerçeği olmalıdır (Sharon D. La Pierre, 1997) .

8. Araştırmacının sunuşunda sadece konferans vermeyi hedeflemesi olumsuzluk olarak görülmektedir. Araştırmacının dinleyicilere konuyu ve araştırmayı öğretme çabası içine girilmesi gerekmektedir. Çözüm olarak, sorulacak sorularla katılımın sağlanması önerilmektedir.

9. Dinleyicilere anlatacağımız ve öğrenmeleri istenen şey nasıl önemli hâle getirilebilir, bunun yolları aranmalıdır. Görsel sanatlar eğitimcileri için uygun materyalle sunu yapabilmek görsel sanatlar eğitimi alanı için oldukça değer taşımaktadır. Alanın imkânlarından yararlanabilmenin yolları aranmalıdır. Dinleyicilerin bir bakışta anlayabilecekleri biçimde renkli, şekilli, resimli, görüntülerin sağlayacağı fayda unutulmamalıdır. Aslında sanat eğitimcileri görsel kişilerdir ve bu konudaki algılarını diğer eğitimcilere göre daha fazla kullanmaktadırlar. Önerilen bir başka şey ise, teknolojiden faydalanmak olabilir. Özellikle yaratıcı ve imgesel tekniklerin kullanılması konuyu daha etkili sunabilmenin bir başka yoludur. Bunun için çizgi filmler ya da medya merkezli sunuşları kullanma olanağını zorlamak yerinde olacaktır. Ayrıca bu materyallerin konuşma sırasına göre sıralanması ve konuşma akışına göre yönlendirilmesi gerekecektir (Sharon D. La Pierre, 1997).

10. Sunuşunu bitiren araştırmacının, konusunu tartışmaya açacak zamanı özenle ayarlaması gerekmektedir.

11. Araştırma raporlarının kelime kelime okunması yolunu kesinlikle seçmemeniz önerilmektedir. Unutulmaması gereken dinleyicilerin bu sonuçları her zaman okuma olanağına sahip olduklarıdır.

12. Araştırma sunuşunu birden fazla kişi yapacaksa, hangi kişinin ne söyleyeceği ve yapacağı önceden kararlaştırılmalıdır. Her ikisinin konuşması uygun görülmemektedir. Bir kişinin sunuşu yaparken diğerinin görsel materyalleri kullanması, sergilemesi veya soruları alması önerilmektedir. Ayrıca sunuşa katılan takım üyelerinin proje yazımının üzerinde isim, adreslerinin bulunması, arzu eden kişilerin onlarla iletişime geçebilmeleri yönünden önem taşımaktadır.

b-Tartışma süreci: Görsel sanatlar eğitimi alanında emek veren herkesçe varlığı hissedilen ve yapıcı olmaktan uzak gerginliklere neden olan bir çekişme akademik ve sanatsal üretkenliği azaltmaktadır. Bahsedilen çekişme alan bilgisi ve uygulamalı atölye ile alan eğitimi ve öğretimi disiplinleri arasında geçmektedir. Birbirlerini tamamlayıcı niteliklere sahip bu iki disiplinin hiyerarşik bir çatışmaya taraf olmaları düşündürücüdür. Bu çelişkili durum, sinerjik(birbirini besleyen şekilde) çalışması hâlinde sanatsal yaratıcılığın ve üretkenliğin çok artacağından şüphe duyulmayan bu iki disiplini gitgide birbirinden uzak iki noktaya taşımaktadır. Çoğu zaman bu çatışma bilimsel sempozyumlara damgasını vurmaktadır. Her iki gruptan emek veren eğitimci ve akademisyenlerin uzlaşmacı tavırda birleşmeleri zorunlu gözükmektedir. Aksi hâlde, görsel sanatlar eğitiminde bildiri metni hazırlama ve sunma gibi nitelikli amaçlar şöyle dursun, yıllardır sürdürülegelen geleneksel rutin eğitim yöntemleri bile köhneleşmeye yüz tutacaktır. Bu durumda sanat eğitimi alanında araştırmadan bahsetmek söz konusu olamayacaktır.

Türkiye’de görsel sanatlar eğitimini olumsuz yönde etkileyen bir diğer çıkmaz, geleneksel hiyerarşik anlayışın sanat gibi nispî özgür bir alana bile sızabilmiş olmasıdır. Sanatın hiçbir dalında muhafazakârlık varlığını sürdüremez, aynı mantıkla bunun tersini söylemek de mümkündür. Katı hiyerarşik ilişkiler, çoğunlukla genç zihinlerin ürünleri olan yaratıcı fikirleri, pervasızlık suçlaması ile zayıflatmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak genç sanat eğitimcileri özgün fikirlerini söylemekten kaçınmakta, daha da korkutucu olarak düşünmekten vazgeçmektedirler. Hiyerarşik düzeni savunan tutucu sanat eğitimcilerinin özgün fikirlerden arınmış bir sanat ortamında hangi tadı alacakları ve bu ortama ne ad verecekleri merak konusudur. Vakit kaybetmeksizin, hiyerarşi düzenin sanat eğitimcilerine verdiği zarar tartışmaya açılmalı ve bu tıkanıklık el birliği ile aşılmalıdır.

Görsel sanatlar eğitimcileri arasında özgün fikirlerini sunma ve savunmada caydırıcı rol oynayan bir başka olumsuz faktör; görsel sanatlar eğitimi toplantılarında yaşanan, nezaket sınırlarını aşan söz ve tavırların sarf edildiği çatışmalardır. Tartışmada fikirlerin cesurca paylaşılabildiği bir ortam hâline gelebilmesi için, karşı görüşlerin belirtilmesindeki nezaket ve tavır değer kazanmaktadır. Tartışma yöntemiyle kazanılacak deneyimlerin değerinin oldukça fazla olacağı anlaşılmaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Sonuç olarak bir konferansta veya sempozyumda, araştırma verilerinin niteliği kadar onları sunma yollarının da özel bir bilgiyi gerektirdiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen bilgiye ulaşmada deneyimin payı inkâr edilemez. Fakat sunu konularını etkin hâle getirebilmek deneyimin yanı sıra başka özelliklerde taşımayı gerektirmektedir. La Pierre’in belirttiği gibi araştırma sunuları, bulguların tartışılmasına, bilgilerin paylaşılmasına, yeni bilgiler oluşturulmasına olanak tanır (Sharon D. La). Sayılan olanaklardan çok daha önemlisi; alanda çalışan öğretmenlerin bildiri metninden edindiği tecrübelerle, sunuş yapan araştırmacıların bilgilerinin sentezlenmesini mümkün kılmasıdır.

Gerekli tecrübelerin kazanılması için, kişisel deneyim yolunun lisans ve lisansüstü düzeyde mikro uygulamalarla desteklenmesi gereklidir. Görsel sanatlar eğitimcilerinin araştırmalarını nitelikli sunabilmelerinde alanları  onlara olanaklar sağlar. Dinleyicilerin sunuma daha iyi adapte olabilmesi ve anlayabilmelerini sağlayabilmek amacı ile, renkli veya çeşitli şekillerde sunumlar yapabilirler. Böylece sıkıcı olarak gözüken sempozyum canlı bir olay hâline gelebilir. Sadece akademik kadroların değil her kademedeki görsel sanatlar eğitimcilerinin araştırma yapmaya, bulgularını paylaşmaya ve öğrenmeye ihtiyaçları vardır.

Aşağıda konu ile ilgili bazı önerilerde bulunulmuştur.

•  Bildiri metni hazırlamadan önce sunu salonunun olanakları öğrenilmeli ve olanaklar dahilinde en iyi sunuş planı hazırlanmalıdır.

•  Araştırmacı bildiri metnine son şeklini verdikten sonra, metni meslektaşlarına ve değişik meslek gruplarından kişilere okutmalı ve çok yönlü eleştiri alma olanağından faydalanmalıdır.

•  Bildiriyi etkili kılabilmek için bulgulardan en çarpıcı olanı seçilmeli ve bunun üzerine gidilmelidir. Unutulmamalıdır ki, anlatım süresi sınırlıdır ve sıkıcı olmayı istemeyiz.

•  Bildiri sunuşu, sunucunun konuşmalarından ibaret olmamalı dinleyicilerin katılımı sağlanmalıdır.

•  Sunuşu yaparken katılımcıların dikkat düzeyini göz ardı etmemeli bu doğrultuda sunuş planını değiştirme esnekliğine sahip olunmalıdır.

•  Araştırmacı, sunuşunu yaptığı çalışmanın sınırlarını doğru belirleyebilmeli, amacı aşan yargılarda bulunmamalıdır. Bu sayede bilimsellik sınırları içinde kalmak mümkün olacaktır.

•  Katılımcıların sundukları karşıt fikirlerin bildirinin araştırmanın güvenilirliğini sarsmak amacı taşıdığı algılanmamalı, bildiriye zenginlik katabileceği düşünülmelidir.

•  Unutulmamalıdır ki, sunuşu yapan kişi akademik kimliğinden öte bir sanatçıdır ve sunuş esnasında teknolojiden faydalanma hünerini, ses ve beden dilini kullanmada da sergilemelidir.

Kaynakça

AYKUT, A. (2003). “Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitimde Bilime Katkı Lisansüstü Eğitim  Sempozyumu Sürecinde Bir Örnek Olay Değerlendirmesi”, Eğitim Araştırmaları, Kış, Sayı:14, ss. 62-69.

BAILEY, K.D. (1982).  Methods of Social Research; Newyork:The Free Press.

DAY, A.R. (2003). Bilimsel Makale Nasıl Yazılır, Nasıl Yayımlanır?, Ankara, Tübitak Yay.

KARASAR, Niyazi (1999).  Bilimsel Araştırma Yöntemi, Ankara, Nobel Yay.

ÖZSOY, Vedat (2003). “Görsel Sanatlar (Resim-İş)  Eğitimi Lisanasüstü programında bir nitel araştırma yöntemi uygulaması” Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitimde Bilime Katkı Lisansüstü Eğitim Sempozyum Bildirisi, s.1.

SHARON D. La Pierre (1997). Research Presentation Methods in Art Education. NAEA Advisory; Summer

SHARON D. La Pierre ( 1997). NAEA Guidelines for Poster Research Sessions. NAEA Advisory; Summer

YILDIRIM, A., fiİMfiEK, H. (1999). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri,  Ankara: Seçkin Yay.
 

REPORT PREPARATION AND PRESENTATION IN ART EDUCATION

Abstract

Difficulties in preparing and presenting a research report are common problems for Instructors of Visual Arts. Giving a presentation at any conference is an important step in dissemination of research findings to fellow researchers, teachers, and the public at-large. New knowledge is very important in creating data base in the field of art education. The conferences also allow for participants to meet and talk with the presenter about research design methods, specific findings, and conclusions in regard to the research project itself. It is important that a conference presenter should be aware of presentation techniques and methods. In this study, some critiques and suggestions were mentioned about this subject.

Key Words:  Education of visual arts, research presentation in art education


 

*  Doktora Öğrencisi, aygulaykut@hotmail.com

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv