MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı 164 |
Güz 2004 |
İLKÖĞRETİM 5., 6. VE 7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA ALIŞKANLIKLARININ İNCELENMESİ |
Mübeccel GÖNEN* |
Özet Araştırma ilköğretim 5., 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin okuma alışkanlıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 639 alt sosyo-ekonomik düzeyden ve 633 üst sosyo-ekonomik düzeyden olmak üzere toplam 1272 çocuk oluşturmuştur. 1272 çocuğun 626’sı kız, 646’sı erkektir. Örneklem grubuna 40 sorudan oluşan bir anket formu doldurtularak veri toplanmıştır. Veriler SPSS programına girilmiş ve veri analizi ki-kare yöntemi ile yapılmıştır. P değeri 0,05’ten küçük çıktığında gruplar arasındaki farklılık anlamlı kabul edilmiştir. Bulgulara göre her iki cinsiyet ve sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların yüksek oranda kitap okumayı sevdikleri görülmüştür. Kız çocukların erkek çocuklara göre az bir oranla daha fazla kitap okudukları bulunmuş ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin kitap okuma konusunda çocuklarına daha fazla model oldukları ve daha fazla kitap aldıkları bulunmuştur. En fazla okunan kitap türünün hikâye ve roman olduğu, erkek çocukların çizgi romanı kızlardan daha fazla okudukları bulunmuştur. Çocuk ve halk kütüphanelerinin yetersiz sayıda olduğu ve her iki sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların kütüphaneyi en fazla ödev yapmak için kullandıkları görülmüştür. Kitap okuma alışkanlığı kazandırmaya okul öncesi dönemden başlanmalı, kitap tanıtma, kitap sergi ve fuarlarına götürme, kütüphane gezileri düzenleme gibi etkinlikler eğitimin tüm kademelerinde yapılmalıdır. Anahtar Sözcükler: Okuma alışkanlığı, okur-yazar olma, kitap okuma sıklığı Giriş Okuma, kişinin bilgilenmesini, gelişmesini ve eğlenmesini sağlayan bir eylemdir. Kişi sadece ders içerikli değil, ders dışı kitaplar da okuyarak farklı yerleri, yaşantıları tanıyabilir, yeni tatları öğrenebilir. Genel bir tanımla okuma; “Ruhsal bir çalışma sistemi ile harekete geçirilmiş ve okuyucu amaçlarıyla bir düzen içinde bütünleştirilen, karmaşık bir hiyerarşinin birbirine geçişiyle oluşan bir takım alt faktörler tarafından desteklenen, simgesel anlamlandırmanın görsel-işitsel-söze dayalı işlem becerisidir” (Kimmel ve Segel, 1983). Okuma yazma, salt yazının anlaşılması ya da seslendirilmesi değil, okuyan ile yazan arasında kurulan bir köprü; insanlıkla ilgili tüm değerlerin korunması ve geliştirilmesi konusunda temel ve yaşamsal bir etkinlik olarak anlaşılmalıdır. Okuma yazma, bilginin toplumsal ve evrensel bir iletişim ve gelişim aracı olarak kullanılmasını gerçekleştiren ve bu yolla daha mutlu ve müreffeh bir dünyayı oluşturmaya yönelik düşünsel bir etkinliktir. Okuma, temel olarak bilişsel bir olay olsa da bazı fonksiyonlardan etkilenmektedir (Gambrell, 1996). Bu fonksiyonlar zihinsel fonksiyonlardan bağımsız değildir (Maudevilla, 1994). Bu yeteneğin gelişmesi çocuğun başarılı okuma deneyimi ile ilişkilidir (Diffy ve Rohler, 1993). Güdülenme, ilgiler ve tutumlar bu alanı geliştiren önemli etkenlerdir. Benlik kavramı ayrıca okuma ile yakından ilişkilidir (Tesser, Felson ve Suls (Eds) 2000; Quandt, 1984; Lang, 1976). Olumlu tutum, kişisel ilgileri artırmak ve okumayı zevkli hâle getirmek okuma alışkanlığı kazandırmanın temel bileşenleridir (Calkins, 2001; Stonavich, 2000). Okumanın Önemi ve İşlevi Gelişmiş ülkelerin karşılaştıkları okuma alışkanlığı sorununu, ciddî ve hızlı bir biçimde ele alarak çözümlemiş olmaları okumanın özellikle toplumsal önemini ortaya koymaktadır. Uzmanlar, okuma alışkanlığı ile ekonomik gelişme, güç, suç, okuldan ayrılma, işinde başarılı olma arasında çeşitli ilişkilerin varlığından söz etmektedirler (Alpay, 1990; Tosunoğlu, 2002). Ekonomik gelişme için, bir ülke nüfusunun en az %40’ının okur-yazar olması gerektiği belirtilmektedir. Okuma, toplumsal yaşamın gerekliliklerinden biri durumundadır. Bireyin entellektüel gelişiminin temelini oluşturan okuma, bir anlamda toplumsal bir güç niteliğini almıştır. Bireyin anlama gücünü geliştiren, bilgi dağarcığını zenginleştiren okuma, öğrenmenin de temel aracıdır. Okuma ile değişimin bilincine varabilen bireyin doğru seçim yapmasının bir ülkede demokratik yapının yaşatılmasında da önemli rolü vardır. İnsan, bildiklerinin büyük bir bölümünü okuma yoluyla edinmektedir. Okuma, bilgi edinmede şimdiye değin aşılamamış bir araç olma niteliğini korumaktadır (Bamberger, 1990). Bu nedenle okuma alışkanlığının önemi büyüktür. Okuma Alışkanlığı Nedir? Okuma alışkanlığı, kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. “Okuma alışkanlığı” kişinin bir gereksinim olarak algılaması sonucu okuma eylemini, yaşam boyu sürekli ve düzenli biçimde gerçekleştirmesidir. Okuma alışkanlığı temelde örgün eğitim sisteminde kazanılan bir beceridir. Bir eğitim sisteminin üyeleri olan öğrenciler okul çağında iken bu beceriyi edinmemişler ise, yetişkinlik döneminde edinmeleri çok güç olur. Bu nedenle, eğitim sistemi, öğrencilere hızlı ve doğru okuma, okuduğunu anlama gibi becerileri kazandırabileceği gibi, öğrencileri araştırma yapmaya özendirerek öğretmen ve ders dışı bilgi kaynaklarına da yöneltebilir (Devrimci, 1993). Yalçın’a (2004) göre, özellikle çocuklar ve gençler arasında okuma sevgisinin zayıflaması; toplumun geleceği, ülkenin kültür, bilim, sanat dünyasında sorunlara neden olabilecektir. Yapılan araştırmalara göre, ana babaların dörtte biri çocuklarının okuma alışkanlığını geliştirmek, kitap okumaya teşvik etmek için çaba göstermektedir. Cunningham ve Stonovich’e (2003) göre okuma becerisi çocuğun başta bilişsel ve sözel gelişim olmak üzere tüm gelişim alanlarında ilerlemesini sağlayan önemli bir beceridir. Okumanın alışkanlık hâline gelmesinde rol oynayan bir çok etken bulunmaktadır. Bunlar arasında en başta çocuğun ailesi, sonra da içinde yaşadığı toplum, okulu ve öğretmeni bulunmaktadır (Gürcan, 1999). Ülkemizde gerek ailede gerekse yakın çevre ve okulda konuya ilişkin sistemli bir destek ve rehberlik faaliyeti yapılmamaktadır. Oysaki, okuma alışkanlığının kazanılmasında ebeveynin rolü son derece önemlidir. Anne ve baba çocuğun okuma alışkanlığını kazanması ve bunu bir zevk hatta yaşam biçimi hâline getirmesinde öncü ve rehber olmalıdır. Çocuğun 18 aylıktan itibaren sayfa çevirmeye başladığı bilinmektedir. Kitabın yaşamın en önemli değerleri arasında bulunduğunu bizzat kitap okuyarak göstermek durumunda olan ebeveynin evde önemli sorumlulukları vardır. Ebeveynin, evde bir kitaplık oluşturması ve çocuğuna oyuncağın yanı sıra kitap alması çocukta kitap sevgisi oluşturabilir. Kitap okumanın öğrenim sürecinin bir parçası olduğu ve yaşam boyu süreceği öğretmenler tarafından özellikle vurgulanmalıdır. Okuma alışkanlığı kazanmayanların öğrenimlerinin yarım kalacağı anlayışı öğrencinin zihninde yer etmelidir. Çağdaş insan, kendi kanatları ile uçmayı sağlayacak nesnel, özgür ve eleştirel bir düşünce tarzına sahip olmalıdır. Bunun yolu da kitap okumaktan geçer. Öğretmen merkezli eğitimin, öğrencilere okuma alışkanlığını kazandırmada etkili olduğu söylenemez. Konuya yalnızca Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin duyarlı ve ilgili olmaları gerektiği yanlış bir kanıdır, bu alışkanlığın yerleşmesinde tüm eğitimcilere önemli rol düşmektedir. Ülkemizde bu konuyla ilgili olarak çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Gönen (1991), korunmaya muhtaç çocuk ve gençlerle yaptığı bir çalışmada, çocuk ve gençlerin kitap okumaya ilgilerinin yüksek olduğu ve cinsiyetler arasında farklılık bulunmadığını ortaya çıkartmıştır. Devrimci’nin (1993), “İlkokul 5. Sınıf Çocuklarında Okuma Alışkanlığının İncelenmesi” konulu çalışmasında, çocukların boş zamanlarında okumayı tercih ettikleri türler arasında, hikâye türünün alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocuklar tarafından en çok tercih edilen tür olduğu bulunmuştur. Yımaz (1995), Ankara’da yaşayan 1800 anne-babanın okuma alışkanlıklarını sosyolojik açıdan incelemek amacıyla yaptığı bir çalışmada; toplumun okuma alışkanlığının düşük olduğunu, üst sosyo-ekonomik bölgeden alt sosyo-ekonomik bölgelere doğru gidildikçe okuma alışkanlığının oranının düştüğünü, cinsiyetin okuma alışkanlığını etkileyen bir etken olmadığını bulmuştur. Tosunoğlu (2003), ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin okuma eğilimlerini belirlemek amacıyla yaptığı bir çalışmada öğrencilerin büyük çoğunluğunun kitap okuduğunu ve evlerinde kitaplık bulundurduklarını bulmuştur. Araştırmanın Amacı Okuma, toplumlarda gelişmişliğin önemli bir göstergesidir. Gelişmekte olan ülkemiz için de çocuk ve gençlerimizin okuma alışkanlığı kazanmaları daha bilinçli, çağdaş ve gelişmiş bir toplum olma yolunda atılacak en önemli adımlardandır. Okuma sevgisi ve ilgisini okuma alışkanlığı izlemektedir. İlköğretim çağındaki çocukların okuma alışkanlığının ne düzeyde olduğunun saptanması da bu konuyla ilgili düzenlemelerin yapılmasına ve çeşitli önlemlerin alınmasına etken olabilecektir. Bu çalışmada ilköğretim 5., 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin okuma alışkanlığını incelemek amacıyla planlanmıştır. Araştırmanın Kapsamı İlköğretim çağındaki çocukların okuma alışkanlığının ne düzeyde olduğunun saptanması amacıyla planlanan bu araştırma, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Ankara il merkezinde Mamak, Altındağ ve Çankaya ilçelerinde bulunan ve aşağıda isimleri verilen resmî ilköğretim okullarının 5., 6. ve 7. sınıfına devam eden kız ve erkek çocuklarını kapsamaktadır. ALTINDAĞ MAMAK -Hacı Bayram İlköğretim Okulu -İnönü İlköğretim Okulu -Karapürçek İlköğretim Okulu -Demirlibahçe İlköğretim Ok. -Necatibey İlköğretim Okulu -Gülveren İlköğretim Okulu Altındağ ve Mamak İlçelerindeki okullar alt sosyo-ekonomik düzeyi oluşturmaktadır. ÇANKAYA -Kavaklıdere İlköğretim Okulu -Maltepe İlköğretim Okulu -Mimar Sinan İlköğretim Okulu -Anıttepe İlköğretim Okulu Çankaya İlçesindeki okullar üst sosyo-ekonomik düzeyi oluşturmaktadır. Anket uygulamaları Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü 2. sınıf öğrencileri tarafından Mayıs 2004’te yapılmıştır. 4 sayfalık 40 sorudan oluşan anket formunun doldurulması için Millî Eğitim Bakanlığı ile görüşülmüş ve bir ders saatinin uygulamaya ayrılması bakanlıkça uygun bulunmuştur. Araştırmaya alt sosyo-ekonomik düzeyden 639 çocuk ve üst sosyo-ekonomik düzeyden 633 çocuk olmak üzere toplam 1272 çocuk katılmıştır. 1272 çocuğun 499’u beşinci sınıf, 375’i altıncı sınıf ve 398’i ise yedinci sınıfta okumaktadır. Araştırmanın örneklemini oluşturan grubun dağılımı Tablo 1 ve Tablo 2’de gösterilmiştir. Verilerin Analizi Veriler SPSS programına girilmiş ve veri analizi ki-kare yöntemi ile yapılmıştır. p değeri 0.05’den küçük çıktığında gruplar arasındaki farklılık anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular ve Yorum Tablo 1: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların Cinsiyet ve Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı Tablo 2: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların Sınıf ve Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı Tablo 3: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların Bir Yılda Kitap Okuma Oranlarının Cinsiyete Göre Dağılımı x2=29.030; p<0.05* Tablo 3’te, kız ve erkek çocukların kitap okuma oranları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Cevaplar incelendiğinde erkek çocukların kız çocuklardan daha düşük oranda kitap okudukları görülmüştür. Kızların % 8.8’i, erkeklerin ise % 16.1’i hiç kitap okumadıklarını belirtmişlerdir. Tablo 4: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların Bir Yılda Kitap Okuma Sıklıklarının Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=20.898; p<0.05* Örneklemi oluşturan çocukların kitap okuma sıklıkları sosyo-ekonomik düzeye göre incelendiğinde ise gruplar arasında anlamlı bir farklılık çıktığı görülmüştür. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların %10.9’u bir yıl içinde 30 ve üzerinde kitap okudukları görülürken alt SED’deki çocukların ise sadece %5’inin 30 ve üzeri sayıda kitap okudukları ortaya çımıştır. Buna ailenin eğitimi ve okuma alışkanlığının etken olabileceği düşünülmektedir. Nitekim, Yılmaz’ın (1995) yaptığı bir araştırma sonucunda anne ve babası lise ve üniversite mezunu olanların okuma sıklıklarında belirgin artışlar olduğu ortaya çıkmıştır. Tablo 5: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Boş Vakitlerinde Ne Yaparsın?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=94.542; p<0.05* Tablo 5 incelendiğinde, kız ve erkek çocukların boş zaman etkinliği olarak kitap okumayı toplamda % 49.8 oranında gerçekleştirdikleri görülmüştür. Çocukların boş zamanlarını değerlendirmede en yüksek oranda kitap okumayı tercih etmelerinin olumlu bir alışkanlık olduğu düşünülmektedir. Buna karşın kitap okuma oranının % 50’yi geçmemesi kitap okumanın tam anlamıyla bir alışkanlık olarak kazanılamadığını da akla getirmektedir. Tablo 6: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Boş Vakitlerinde Ne Yaparsın?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=51,201; p<0.05* Örneklemdeki çocukların boş vakitlerini değerlendirmelerinin sosyo-ekonomik düzeye göre dağılımları incelendiğinde ise, yine gruplar arasında anlamlı farklılık çıktığı görülmüştür. Alt SED’deki çocukların boş vakitlerinde yüksek oranlarda kitap okuma (%40), televizyon izleme (%25) ve oyun oynamayı(%13.7) tercih ettikleri; üst SED’deki çocukların ise, kitap okuma (%48.2), televizyon izleme (%16.9) ve spor yapmayı (%10,0) tercih ettikleri görülmüştür. Tablo 7: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Kitap Okumayı Sever misin?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=8,556; p>0.05 Tablo 8: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Kitap Okumayı Sever misin?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=1,402; p>0.05 Tablo 7 ve 8’de, örneklemi oluşturan çocukların yüksek oranda kitap okumayı sevdiklerini ifade ettikleri görülmektedir. Kız ve erkekler arasında farklılık olmadığı gibi alt ve üst sosyo-ekonomik düzey arasında da farklılık bulunmamaktadır. Tosunoğlu’nun (2003) yaptığı araştırmaya göre de çocukların tamamına yakınının kitap okumayı sevdiği bulunmuştur. Yine Gönen’in (1991) yaptığı bir çalışmasında çocuk ve gençlerin kitap okumaya ilgilerinin yüksek olduğu ve cinsiyetler arasında farklılık bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Tablo 9: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Aşağıdaki Türlerden Hangisini Okumayı Tercih Edersin?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=53,638; p<0.05* Tablo 10: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Aşağıdaki Türlerden Hangisini Okumayı Tercih Edersin?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=3,269; p>0.05 Tablo 9’da da çocukların okumayı tercih ettikleri kitap türleri görülmektedir. Tabloda ki-kare analizine göre gruplar arasında anlamlı farklılık çıkmıştır. Erkek çocukların çizgi roman türünü kızlara oranla daha fazla tercih ettikleri görülmüştür (Kızlar, %3.1; erkekler, %9.8 oranında). Benzer şekilde dergiyi de erkeklerin %6.8; kızların ise sadece %3.5 oranında tercih ettikleri bulunmuştur. Ancak her iki grubun da en fazla okumayı tercih ettiği türün roman olduğu anlaşılmaktadır. Tablo 10’da incelenen sosyo-ekonomik düzeye göre ise gruplar arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Devrimci’nin (1993) yaptığı çalışmasında, çocukların boş zamanlarında okumayı tercih ettikleri türler arasında, hikâye türünün alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocuklar tarafından en çok tercih edilen tür olduğu bulunmuştur. Yine Gönen’in (1991) korunmaya muhtaç çocuk ve gençlerle yaptığı bir çalışmada en çok çizgi roman türünün okunduğu bulunmuştur. Tablo 11: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Evinde Kitaplığın Ya Da Kitap Köşen Var mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=4,997; p>0.05 Tablo 12: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Evinde Kitaplığın Veya Bir Kitap Köşen Var mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=35,742; p<0.05* Tablo 11 ve 12’ye bakıldığında çocukların büyük çoğunluğunun (%85,1) evinde kitaplık olduğu görülmektedir. Cinsiyet arasında farklılık bulunmazken üst sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların evlerinde daha fazla kitaplık olduğu görülmektedir. Gruplar arasında bu bakımdan anlamlı farklılık ortaya çıkmıştır. Devrimci’nin (1993), yaptığı araştırmaya göre ise bu konuda sosyo-ekonomik düzeyler ve cinsiyet arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ayrıca çocukların evlerinde bir kitaplığın olması ve ders kitapları dışında kendilerine ait kitapların olması durumları incelenmiş ve sosyo-ekonomik düzeyler arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Tablo 13: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Ailen Sana Boş Zamanlarında Okuman İçin Kitap Alır mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=5,279; p>0.05 Tablo 13’te görülen dağılımlar örneklemi oluşturan ailelerin çocuklarına okumak için yüksek oranlarda kitap aldıklarını ortaya koymaktadır. Bu bulgu; kitap okuma alışkanlığı kazandırmada etkinliği tartışılmaz olan ailelerin bu konuda artık daha bilinçli olduğunu akla getirmektedir. Tablo 14: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Ailen Sana Boş Zamanlarında Okuman İçin Kitap Alır mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=17,989; p<0.05* Bu tabloda üst ve alt sosyo-ekonomik düzey dağılımları arasında anlamlı farklılıklar çıkmıştır. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarına daha fazla kitap aldıkları bulunmuştur. Bu durum da gelir ve kültür düzeyinin etkili olabileceği düşünülmektedir. Nitekim Yılmaz’ın (1995) toplam 1800 anne-babayla yaptığı çalışmada da üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin daha çok kitap okudukları ortaya çıkmıştır. Tablo 15: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Elinde Bir Miktar Para Olsa Bunu Ne İçin Kullanırdın?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=93,299; p<0.05* Örneklemi oluşturan çocukların ellerine geçen parayı ne için kullanmayı tercih edeceklerine ilişkin sorulan soruya verdikleri cevaplarda cinsiyete göre anlamlı bir farklılık çıktığı göze çarpmaktadır. Tablo 15 incelendiğinde, kızların %41.5’inin kitap almak için, erkeklerin ise %38.2’sinin yiyecek almak için paralarını kullanmayı tercih edeceklerini belirttikleri görülmüştür. Bu tablolardan elde edilen bulgular Tablo 5 ve 7’den elde edilen bulgularla da örtüşmektedir. Araştırmadan elde edilen bulgularda, kızların erkeklere oranla daha fazla kitap almayı tercih ettikleri görülmüştür. Tablo 16: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Elinde Bir Miktar Para Olsa Bunu Ne İçin Kullanırdın?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=28,735; p<0.05* Tablo 16 incelendiğinde, alt ve üst sosyo-ekonomik düzey arasında farklılık görülmektedir. Alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocuklar kitap almaya daha çok para ayırmaktadır (%44, 0). Bunun nedeni; çocukların ailelerinin onlara yeterince kitap alamamasından kaynaklanıyor olabilir. Nitekim Tablo 14’te de bu durumu açıklayıcı nitelikte bir bulgu söz konusudur. Buna göre; üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarına daha fazla kitap aldıkları bulunmuştur. Tablo 17: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Ne Kadar Sıklıkla Kitap Okuyorsun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=20,911; p<0.05* Tablo 18: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Ne Kadar Sıklıkla Kitap Okuyorsun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=3,269; p>0.05 Tablo 17 ve 18 incelendiğinde, Tablo 3’tekine benzer bir sonucun çıktığı görülmüştür. Tablo 17’de cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Bu tabloda da kız çocuklarının erkeklerden daha sık olarak kitap okudukları ortaya çıkmıştır. “Hiç kitap okumuyorum” cevabını verenlerin %8.3’ünün kız, %16.2’sinin erkek olması dikkat çekicidir. Bunun tersine Yılmaz (1995), okuma sıklıkları açısından cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık bulmamıştır. Ancak sosyo-ekonomik düzeye göre bir farklılık görülmemektedir. Tablo 19: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sana Ait Roman, Hikâye vs. Gibi Kitapların Var mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=1,916; p>0.05 Tablo 20: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sana Ait Roman, Hikâye vs. Gibi Kitapların Var mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=18,939; p<0.05* 19 ve 20. tablonun bulgularına bakıldığında her iki sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların kendilerine ait kitaplarının birbirine yakın oranlarda bulunduğu görülmüştür. Ancak diğer bulgulara paralel olarak kız çocukların daha fazla kendilerine ait kitaplarının bulunduğu ortaya çıkmıştır. Tablo 21: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Okulunun Kütüphanesi Varsa Yararlanıyor musun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=5,511; p>0.05 Tablo 22: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Okulunun Kütüphanesi Varsa Yararlanıyor musun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=181,798; p<0.05* Tablo 21 ve 22’de örneklem grubundaki okullarda kütüphanelerin varlığı ve çocukların bunlardan yararlanma durumları incelenmiştir. Alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların belirgin bir farkla okul kütüphanesinden daha fazla yararlandıkları görülmüştür. Bu durum, alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların evlerinde yeterli sayıda ve nitelikte kitap bulunmaması, ailelerin de çocuklara yeterli sayıda kitap almamaları olarak açıklanabilir. Cinsiyete göre anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Tablo 23: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların Okullarının Kütüphanelerinden Yararlanamama Sebeplerinin Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=14,878; p<0.05* Tablo 24: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların Okullarının Kütüphanelerinden Yararlanamama Sebeplerinin Cinsiyete Göre Dağılımı x2=2,781; p>0.05 Tablo 23 ve 24’e bakıldığında; 1272 çocuktan 349’u(%27,4) okul kütüphanesinden yararlanamamaktadır. Çocukların okul kütüphanesinden yararlanamama sebepleri incelendiğinde; sosyo-ekonomik düzeyler arasında farklılık bulunurken cinsiyetler arasında farklılık bulunmamaktadır. Tablo 25: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sınıfının Kütüphanesi Varsa Yararlanıyor musun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=5,788; p>0.05 Tablo 26: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sınıfının Kütüphanesi Varsa Yararlanıyor musun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=0,006; p>0.05 Tablo 25 ve 26’da çocukların sınıf kütüphanelerinden yararlanma durumları incelenmiş, 1272 çocuktan 767’si(%60,2) sınıfında kütüphane bulunduğunu belirtmiştir. Sınıf kütüphanelerinin sayıca az olduğu ve alt ve üst sosyo-ekonomik düzeyi oluşturan grupların da kütüphaneyi birbirlerine yakın oranlarda kullandıkları görülmektedir. Yine bu konuda cinsiyete göre bir farklılık sözkonusu değildir. Tablo 27: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Evinin Çevresinde Kütüphane Var mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=1,383; p>0.05 Tablo 28: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Evinin Çevresinde Kütüphane Var mı?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=3,016; p>0.05 Tablo 27 ve 28’e bakıldığında halk kütüphanelerinin yetersiz sayıda olduğu (%34, 0) ve çocukların çok fazla yararlanamadıkları görülmektedir. Bu kunuda gruplar arasında farklılık bulunmamaktadır. Tablo 29: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Ev Dışı Kütüphanelerden Yararlanıyorsan Hangi Amaçla Yararlanıyorsun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=0,416; p>0.05 Tablo 30: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Ev Dışı Kütüphanelerden Yararlanıyorsan Hangi Amaçla Yararlanıyorsun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=1,220; p>0.05 Tablo 29 ve 30’a bakıldığında her iki sosyo-ekonomik düzeydeki ve cinsiyetteki çocukların kütüphaneyi en fazla ödev yapmak için kullandıkları, sonra hikâye, roman almak için, en az olarak da araştırma yapmak ve ansiklopedik bilgi toplamak için kullandıkları bulunmuştur. Gruplar arasında bir farklılık çıkmamıştır. Yine Gönen’in (1991) korunmaya muhtaç çocuk ve gençlerle yaptığı bir çalışmada, çocukların kütüphaneye fazla gitmedikleri bulunmuştur. Tablo 31: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Öğretmenin Kitap Okuma Konusunda Seni Yönlendiriyor mu?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=1,866; p>0.05 Tablo 32: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Öğretmenin Kitap Okuma Konusunda Seni Yönlendiriyorsa Nasıl Yönlendiriyor, Açıkla?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=23,593; p<0.05* Tablo 31‘e bakıldığında öğretmenlerin çocukları kitap okuma konusunda yönlendirmek için çeşitli etkinlikler yaptıkları görülmektedir(%88,9). Alt ve üst sosyo-ekonomik düzey arasında bir farklılık bulunmaktadır. Tablo 32’ye göre ise; üst sosyo-ekonomik düzeydeki okullarda görev yapan öğretmenlerin kitap tanıtımı etkinlikleri hazırladıkları , alt sosyo-ekonomik düzeydeki öğretmenlerin ise kitap sergi ve fuarlarına yönlendirdikleri bulunmuştur. Tablo 33: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Düzenli Olarak Ders Dışı Kitap Okuyabiliyor musun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=35,531; p<0.05* Tablo 34: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Düzenli Olarak Ders Dışı Kitap Okuyabiliyor musun?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=3,679; p>0.05 Tablo 33 ve 34 incelendiğinde, çocukların büyük çoğunluğunun(%79,2) ders dışı kitap okudukları görülmekte ve sosyo-ekonomik düzeyler arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Tablo 3’te çocukların kitap okuma oranları konusundaki bulgu, bu tablodan elde edilen bulgularla örtüşmektedir. Örneklemi oluşturan çocukların yüksek oranlarda kitap okudukları görülmüştür. Yine kızların erkeklerden daha fazla ders dışı kitap okuduğu ortaya çıkmıştır. Tablo 35: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Kitap Okumanda En Fazla Ne veya Kim Etkendir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=7,963; p>0.05 Tablo 36: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Kitap Okumanda En Fazla Ne veya Kim Etkendir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=3,770; p>0.05 Tablo 35 ve 36 incelendiğinde örneklemi oluşturan çocukları okumaya en fazla aile ve öğretmenlerin teşvik ettikleri görülmektedir. Cinsiyet ve SED grupları arasında bir farklılık bulunmamıştır. Tablo 37: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Kitap Okumana Engel Olan Şeyler Nelerdir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=8,024; p>0.05 Tablo 38: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Kitap Okumana Engel Olan Şeyler Nelerdir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=18,921; p<0.05* Tablo 37 ve 38 incelendiğinde, çocukların kitap okumaya en çok “vaktim yok” gerekçesini ileri sürerek zaman ayıramadıkları bulunmuştur. Her iki grup arasında farklılık bulunmaktadır ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların “vaktim yok” gerekçesini alt sosyo-ekonomik düzeydeki çocuklara göre daha fazla ileri sürdükleri bulunmuştur. Tablo 39: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Tekrar Okuduğun Kitap Varsa Türü Nedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=11,265; p<0.05* Tablo 40: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Tekrar Okuduğun Kitap Varsa Türü Nedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=18,921; p<0.05* Tablo 39 ve 40 incelendiğinde Tablo 9’a benzer olarak çocukların en fazla roman ve hikâye türünü okudukları görülmektedir. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki okullara giden grubun en fazla romanı, alt sosyo-ekonomik grubun ise en fazla hikâyeleri tekrar okudukları görülmüştür. Kız çocuklarının en çok hikâyeyi, erkek çocuklarının ise en çok romanı tekrar okudukları görülmüştür. Gruplar arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Bu da hikâye kitaplarının daha kısa ve ucuz oluşuna bağlanabilir. Tablo 41: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Çevrende En Çok Kim Kitap Okur?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=10,679; p>0.05 Tablo 42: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Çevrende En Çok Kim Kitap Okur?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=29,922; p<0.05* Tablo 41 ve 42 incelendiğinde; cinsiyetler arasında farklılık görülmezken alt ve üst sosyo-ekonomik düzey arasında farklılık görülmektedir. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin kitap okuma konusunda çocuklarına daha fazla model oldukları bulunmuştur(%41,7). Yılmaz da (1995) aileler ve kitap okuma alışkanlığı konusunda yaptığı çalışmasında, üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin daha fazla kitap okuduklarını bulmuştur. Tablo 43: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sence Kitap Ne İşe Yarar?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=0,269; p>0.05 Tablo 44: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sence Okur-Yazar Olmak Ne Demektir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Sosyo-Ekonomik Düzeye Göre Dağılımı x2=12,324; p>0.05 Tablo 43 incelendiğinde alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların “kitap ne işe yarar?” açık uçlu sorusuna benzer şekilde yüksek oranda “bilgi verir” cevabını verdikleri görülmüştür. Tablo 44 incelendiğinde ise; “okur-yazar olmak ne demektir?” açık uçlu sorusuna her iki sosyo-ekonomik düzeydeki çocuklar “kültürlü olmak ve okuyan kişi olmak” şeklinde benzer oranlarda cevap vermişlerdir. Tablo 45: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sence Kitap Ne İşe Yarar?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=2,672; p>0.05 Tablo 46: Örneklem Grubunu Oluşturan Çocukların “Sence Okur-Yazar Olmak Ne Demektir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Cinsiyete Göre Dağılımı x2=10,729; p<0.05* Tablo 45 ve 46’da örneklemi oluşturan çocukların okur-yazar olmak ve kitap ile ilgili görüşlerinin cinsiyete göre dağılımları görülmektedir. Tablo 45’de her iki cinsiyetteki çocukların kitabı yüksek oranda bilgi veren bir araç olarak gördükleri ortaya çıkmıştır. Tablo 46’da ise, okur-yazar olmak ile ilgili cinsiyetler arasında anlamlı bir fark çıktığı görülmüştür. Kızların % 35.8’i okur-yazarlığı kültürlü olmak olarak tanımlarken; erkeklerin %37’si okur yazarlığı “okuyan kişi olmak” olarak tanımlamışlardır. Sonuç İlköğretim 5., 6. ve 7. sınıfların kitap okuma alışkanlıklarını incelemek amacıyla planlanan bu çalışmaya alt sosyo-ekonomik düzeyden 639 ve üst sosyo-ekonomik düzeyden 633 olmak üzere toplam 1272 çocuk katılmıştır. 1272 çocuğun 499’u beşinci sınıf, 375’i altıncı sınıf ve 398’i ise yedinci sınıfta okumaktadır. Araştırma sonuçlarına göre; kız çocukların erkek çocuklara göre az bir oranla daha fazla kitap okudukları görülmüştür. Ayrıca üst sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların alt sosyo-ekonomik düzeye göre daha fazla kitap okuduğu da bulunmuştur. Bulgulara göre her iki cinsiyet ve sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların yüksek oranlarda kitap okumayı sevdikleri saptanmıştır. Her iki grubun en fazla roman ve hikâye türünü tercih ettikleri, erkeklerin çizgi romanı kızlardan daha fazla okudukları görülmüştür. Örneklem grubunun büyük çoğunluğunun evlerinde kitaplık bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanında üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarına daha fazla kitap aldıkları bulunmuştur. Örneklemi oluşturan çocukların okur-yazar olmak ve kitabın ne işe yaradığı ile ilgili görüşleri incelendiğinde ise; her iki cinsiyetteki çocukların yüksek oranlarda kitabı bilgi veren bir araç olarak gördükleri ortaya çıkmıştır. Çocuk ve halk kütüphanelerinin yetersiz sayıda olduğu ve her iki sosyo-ekonomik düzeydeki çocukların kütüphaneyi en fazla ödev yapmak için zorunlu olarak kullandıkları, sonra hikâye, roman almak için, en az da bilgi edinmek için keyfi kullandıkları bulunmuştur. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin kitap okuma konusunda çocuklarına daha fazla model oldukları ve daha fazla kitap aldıkları bulunmuştur. Çocuklar, kitabın bilgi verici olma niteliği konusunda benzer yanıtlar vermekle birlikte her iki sosyo-ekonomik düzeyde okur-yazar olmanın “kültürlü ve okuyan kişi olmak” olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. İlköğretim 5., 6. ve 7. sınıfların kitap okuma alışkanlıklarını incelemek amacıyla planlanan bu çalışma sonucunda; çocukların kitap okumaya karşı ilgilerinin fazla olduğu, daha önceki yıllarda yapılan çalışmalar göz önüne alındığında ise kitap okuma oranında belirgin bir artış olduğu ortaya çıkmıştır. Öneriler Okuma alışkanlığı her şeyden önce kitap sevgi ve ilgisine dayalı olduğu için bu konuda atılacak her adıma dikkat edilmelidir. Kitap okumak kişisel bir zevke ve hobiye dönüşebildiği zaman okuma alışkanlığı gelişebilir. Okuma düşünsel bir etkinlik olması nedeniyle konsantrasyonun tam olabileceği gürültüsüz ortamlarda gerçekleşmelidir. Kalabalık ve gürültülü ortamlar okuma isteğini ve dikkati dağıtabildiği için okuma ilgisini azaltabilmektedir. Çoğu kişi, kitap okumak yerine televizyon izlemeyi ve gazete okumayı tercih etmektedir. Dolayısı ile öncelikler sıralamasında kitabın yeri değişebilir. Okullarda gereksiz bilgilerin yığılması ya da salt bilgiye yöneliş, okuma alışkanlığını köreltebilmektedir. Kütüphaneler, öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmada önemli role sahiptir; ancak kütüphaneler salt ders çalışma amaçlı mekan olarak düzenlenmemeli; aktif bir şekilde kullanılmalı ve çocukta kitap sevgisi oluşturmalıdır. Her türlü kütüphane, kuruluşundaki amaç ve işlevine uygun biçimde, toplumun tüm kesimlerinin kullanımına açık tutulmalıdır. Okul öncesi dahil öğretimin her kademesinde öğrencinin düzeyine (sınıf ya da öğrenim kademesine göre) uygun kitaplıklar kurulmalı; kitaplıkların yanında çocuk ve halk kütüphaneleri işlevselleştirilmeli; ihtisas kütüphaneleri oluşturulmalı, buradaki malzeme, nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmeli ve zevkli hâle getirilmelidir. Kütüphanelerdeki kitap sayısı ve çeşidi artırılmalıdır. Kütüphaneye her zaman güncel kitaplar alınmalı; bu yeni kitaplar okuyuculara tanıtılmalı ya da ayrı bir alanda sergilenmelidir. Okuyucu aradığı kitabı mutlaka kütüphanede bulabilmeli, gerekirse en kısa zamanda temin edebilmelidir. Kitap seçiminde çocukların yaş, gelişim ve ilgi düzeyleri göz önünde tutulmalıdır. Yoğun ders ve ders dışı etkinlikler kitap okumaya ayrılacak zamanı azaltmaktadır. Ancak önemli oranda okuyucu, ‘boş zamanın yaratılamaması’ ya da ‘boş zamanları değerlendirememenin sıkıntısını’ çekmektedir. Bu nedenle; okumaya teşvik edecek düzenlemeler yapılmalı, bunun için okuyucuların kitaplarla iç içe bulunacağı rahat ve çekici ortamlar yaratılmalıdır. Kütüphaneden yararlanmak üzere zaman ayarlaması da yapılmalıdır. Kütüphaneler mesai saatleri dışında da açık olacak şekilde düzenlenmeli, hafta sonları açık tutulmalıdır. Böylelikle çocuklar okul sonrası da kütüphaneye gidebilmelidirler. Kütüphanelere ve kitap okumaya ilgiyi artırmak için çeşitli etkinlikler düzenlenmelidir. Kütüphane içi video gösterimi, kukla gösterisi, hikâye anlatma saatleri, kitap yazarlarıyla çocukları tanıştırma gibi etkinlikler düzenlenmelidir. Kütüphanede görev yapacak kişinin çocuk gelişimi ve çocuk kütüphaneciliği konusunda bilgi sahibi olmasında yarar vardır. Böylelikle çalışmalar daha işlevsel hâle dönişebilecektir. Kütüphanelerde kitaplar açık raflarda sergilenmeli ve raflar çocukların ulaşabileceği boyda olmalıdır. Kitabın, içeriğinin dışında, fiziksel görünümü de önem taşımaktadır. Eski ve yıpranmış kitaplar onarılmalı ve ciltlenmelidir. Bu konuda çocuklardan destek istenebilir. Kitabın dili, okuyucuda dil zevkini ve bilincini geliştirmeli, okuma isteğini artırmalıdır. Özellikle ders kitapları ve yardımcı kaynaklar da aynı nitelikleri taşımalıdır. Kitap okuma alışkanlığını kazandırmaya okul öncesi dönemden başlanmalı, kitabın içerik, resimleme, fiziksel özellikler yönünden çocuklara uygun olmasına dikkat edilmelidir. Okul öncesi dönemde bol resimli ve az yazılı, ilköğretim döneminde ise çocuğun okumayı öğrenmesine paralel olarak az resimli çok yazılı kitaplar çocuğa sunulmalı, kitaplarda ele alınan konu çocuk için ilgi çekici olmalıdır. Kitap tanıtma, kitap sergi ve fuarlarına götürme, kütüphane gezileri düzenleme, farklı türlerde yazan yazarları konuk etme, kitaplık oluşturma ve matbaaya gezi düzenleme gibi etkinlikler eğitimin tüm kademelerinde yapılmalıdır. Beşinci Sınıfların En Çok Okuduğu İlk Beş Kitap 1. Kaşağı 2. Bomba 3. Pembe İncili Kaftan 4. Çizmeli Kedi 5. Robinson Crusoe Altıncı Sınıfların En çok Okuduğu İlk Beş Kitap 1. Çocuk Kalbi 2. Balonla Beş Hafta 3. Şeker Portakalı 4. Robinson Crusoe 5. Kaşağı Yedinci Sınıfların En çok Okuduğu İlk Beş Kitap 1. Çocuk Kalbi 2. Kaşağı 3. Robinson Crusoe 4. Robin Hood 5. Polyanna Kaynakça BAUMBERGER, R. (1990). “Okuma Alışkanlığını Geliştirme”, Çev.: Bengü Çapar, Ankara, Kültür Bakanlığı Kütüphanecilik Dizisi. CALKINS, L.M. (2001). “The art of teaching reading”, New York: Longman. DEVRİMCİ, H. (1993). “İlkokul 5. sınıf Çocuklarında Okuma Alışkanlığının İncelenmesi”, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Programı Yayınlanmamış Bilim Uzmanlığı Tezi, Ankara. DÖKMEN, Ü. (1990). “Lise ve Üniversite Öğrencilerinin Okuma Becerileri, İlgileri, Okuma ve Kütüphane Kullanma Alışkanlıkları”, Eğitim Bilimleri Dergisi, C:23, S:2. DUFFEY, G.G., & ROEHLER, L.R. (1993). “Improving classroom reading instruction: A decision-making approach (pp. 104-114)”, Boston, MA: McGraw-Hill. GÖNEN, M. (1991). “Korunmaya Muhtaç Çocuk ve Gençlerin Boş Zamanlarında Kitaba Olan İlgilerinin İncelenmesi”, Bilgi Pınarı, 1, sayfa; 17-23, Mart. GÜRCAN, H.İ. (1999). Okuma Alışkanlığında Kitap Yayıncılığı. KIMMEL, M.; SEGEL, E., (1983). “For Reading Out Loud: A Guide to Sharing Books With Children”, Dela Corte Press, s.12. LANG, J.B. (1976). “Self-concept and reading achievement: An Annotated Bibliography”, Reading Teacher, 29, 787-793. MAUDEVILLE, T.E. (1994). KWLA: “Linking the Affective and Cognitive Domains”, Reading Teacher, 47, 679-680. QUANDT, I.J., & SELZNICK (1984). “ Self-concept and reading”, Newark, DE: International Reading Association. STANOVICH, K.E. (2000). “Progress in understanding reading: scientific foundations and new frontiers”, New York: Guilford Press. TESSER, A., FELSON, R.B., & SULS, J.M. (Eds.) (2000). “ Psychological perspectives on self and identity”, Washington, DC: American Psychological Association. TOSUNOĞLU, M. (2003). “Türk Öğretiminde Okuma Alışkanlığı ve Çocukların Okuma Eğilimleri”, Türk Dili Dergisi, S:39. YILMAZ, B. (1995). “Okuyan Aile-Okuyan Birey”, Yaşadıkça Eğitim, S:41. YALÇIN, K., (2004). “Çocuklarda Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılabilir?” Yankı: İnfo Kültür, Sanat, Edebiyat ve Düşün Dergisi, Sayı: 17. READINGHABITSOFSTUDENTS5., 6. AND7.GRADES Abstract It was aimed to determine reading habit of the student at primary school. The research held on 639 students from low SES families and 633 students from high SES families. Total 1272 students (626 girls and 646 boys) were included in the study. A questionnare including 40 questions was used to collect data. Chi- Square Test was used to analize data. As a result, it was seen that all groups included in the study (boys and girls, and both SES groups) liked book reading. It was found that girls had read book a bit more than the boys and the high SES families were more likely to model for their children to read books more than low SES families. Story and novel books were the mostly preferred books. It was found that libraries for children and public were not enough in the society. It is suggested that it is important to support for reading books in the preschool years and to provide their different activities in all educational levels. Key Words: Reading habit, literate, frequency of reading book
*
Prof. Dr.; H.Ü. Ev Ekonomisi Y.O., Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü,
Sıhhiye-Ankara (mgonen@hacettepe .edu.tr)
|
|
[ yukarı ] |