MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 157

Kış 2003


Fen Bilgisi Öğretiminde Ölçme-Değerlendirme Üzerine Bir Çalışma

Mustafa BAKAÇ*

 

GİRİŞ

Eğitim ile ilgili yapılan çalışmalarda sonuncul amaç öğrenci başarısıdır. Bu nedenle de yapılan araştırmalar genellikle öğrencilerin başarılarının nasıl artırılacağı ve bununla ilgili olarak alınması gereken önlemler üzerinde yoğunluk göstermektedir. Eğitim sistemimiz içinde değişik düzeylerde ve değişik alanlarda problemlerle karşılaşılmaktadır. Bu problemlerden biri de fen eğitiminde görülen başarısızlık yüzdesidir. Acaba bu başarısızlığın nedenlerinden biri uygulanan ölçme-değerlendirme sistemi ve bunu uygulayan öğretmenler olabilir miydi? Öğretmenler gerçekten ölçme-değerlendirme hakkında gerekli bilgilere sahipler miydi? Yoksa öğretmenler, lisans eğitiminde kendilerine uygulanan yani hocalarından gördükleri ölçme-değerlendirme sistemini öğrencilerine kopya mı ediyorlardı? İşte bütün bu sorulara yanıt aramak ve ölçme-değerlendirmenin öğrenci ve fen eğitimi üzerindeki etkilerini araştırmak için “ölçme-değerlendirme sistemi” problem alanı olarak seçildi.

Fen bilimlerindeki yeniliklerin ve buluşların ülkelerin gelişmelerine büyük katkılar sağladıkları uluslararası düzeyde kabul edilmektedir (1). Fen eğitiminde kavramlar verilirken öğrencilerin düşünme yeteneğinin geliştirilmesi çok önemlidir (2). Ülkemizde Fen eğitiminde ezberciliğe dayanan, gereksiz bilgiler verilmektedir (3). Fen derslerinde öğrenciler konuları kavrayamamanın ve anlayamamanın verdiği güçlükten dolayı ezberleme yolunu seçmektedirler. Hatta bazı öğrenciler problemleri bile ezberlemekte, problemin verileri değiştirildiği zaman problemi çözememektedirler. Acaba uygulanmakta olan sınav sistemi mi öğrencileri bu yola itiyordu? Fen eğitimi ile ilgili araştırmalar ülkemizde yeni yeni başlamıştır. Ülke çapında araştırmaların imkansızlığı, araştırmacıları eğitsel ve en ekonomik yoldan, ülkemizin kendi yöre şartlarına en uygun yöntemi bulmaya yöneltmiştir (1,4).

MATERYAL VE YÖNTEM

Bu çalışmada, İzmir çapında ilköğretim II. kademe öğrencilerine ve öğretmenlerine bugün fen derslerinde uygulanmakta olan ölçme-değerlendirme sistemini değerlendirip, gelecekte nasıl bir ölçme-değerlendirme sistemi olması ile ilgili görüşlerini almak amacıyla açık uçlu bir anket hazırlandı. Öğrenci ve öğretmenlerden ankete kompozisyon şeklinde ölçme-değerlendirme hakkındaki her türlü düşüncelerini yazmaları istendi. Daha sonra bu düşünceler bir uzmanlar grubu tarafından değerlendirilerek 20 maddeden oluşan üçlü likert tipi bir anket hazırlandı. Bu anket, öğrenci ve öğretmenlerin gelecek ile ilgili olarak ölçme-değerlendirme sisteminin fen eğitiminde nasıl olmasına ilişkin maddelerden oluşmaktaydı. Hazırlanan bu açık uçlu anket İzmir, Sinop, Trabzon, Edirne, Adana, Urfa ve Erzurum illerinde ikişer, İzmir’de ise dört olmak üzere toplam 16 ilköğretim okulunda 476 öğrenci ve 16 öğretmen üzerinde uygulandı. Son olarak da deneklerin ankete verdikleri cevaplar doğrultusunda bu 20 madde faktör analiz istatistiği ile değerlendirildi. İstatistik sonucunda bu maddeler alt ölçeklere indirgenerek alt faktörler tespit edildi.

Faktör analizi, çeşitli değişkenler arasındaki ilişkiyi araştıran istatistik bir tekniktir. Bu analizdeki temel düşünce, ölçülebilen bir takım değişkenler arasındaki bağımlılık yapısını yok ederek ve boyut indirgeyerek daha az sayıda yeni ve birbirinden bağımsız değişkene indirgemektir. Faktör analizinin uygulanmasında dört temel adım vardır (5). Bunların detaylı açıklamaları bir önceki çalışmada verilmiştir (6).

BULGULAR

Türkiye genelinde öğrenci ve öğretmenlerden oluşan toplam 490 kişi üzerinde fen bilgisi öğretmeninin yetiştirilmesinde ölçme-değerlendirmenin önemi üzerine yapılan anketin güvenilirlik katsayısı 0.84 olarak bulundu. Anketteki maddelere verilen cevaplar, denek sayısına göre Şekil 1’de gösterildi. Sonra anket de yer alan maddeler üzerinde faktör analiz istatistiği uygulandı. İstatistik sonucunda yükü düşük olan yani bir anlam ifade etmeyen maddeler (15-19) tespit edilerek göz önüne alınmadı. Alt ölçeklere indirgenen faktörlerin; madde ortalaması, standart sapması ve faktör yükleri aşağıda çizelge 1’de verildi.

 

Şekil 1. Ölçme-değerlendirme anket yüzdesi

Çizelge 1. Fen Eğitiminde ölçme-değerlendirme istatistik sonuçları (n=490)

Alt Ölçekler

Madde No

Madde İsimleri

Standart Sapma

Faktör Yükü

Faktör 1

(Ölçme- değerlendirme Sistemi)

6

Sınav sorularının tüm konulan kapsaması

0,73

0,62

14

Sınavların dönem içine yayılması

0,56

0,61

10

Öğretmenlerin ölçme-değerlendirme konusunda yeterli bilgi almaları

0,63

0,59

17

Sınav sonuçlarının en kısa zamanda öğrenciye ulaştırılması

0,46

0,59

8

Değerlendirmeyi kolaylaştıracak sistemin oluşturulması

0,57

0,55

4

Yazılı sınavların yanında sözlü sınavlara da ağırlık verilmesi

0,70

0,54

18

Değerlendirmenin öğrencilerle birlikte yapılması

0,68

0,52

3

Her ünitenin sonunda sınavların yapılması

0,61

0,43

12

Sınavların test ve klâsik tarzda yapılması

0,73

0,43

Faktör 2

(Sınav Sistemi)

7

Sınav sisteminin analiz, sentez ve değerlendir-meyi kapsaması

0,61

0,64

11

Sınav sorularının bir komisyon tarafından hazırlanması

0,63

0,64

1

Sınavlarda ezberciliğe yönlendirecek sorulardan kaçınılması

0,52

0,59

9

Başarısız olan öğrenciler için ek çalışmaların yapılması

0,58

0,51

5

Ölçme-değerlendirmenin amaçlara yönelik yapılması

0,54

0,50

20

Ülke genelinde bir standartlık oluşturulması

0,54

0,50

13

Öğrenci katılımı soru bankası oluşturulması

0,65

0,49

2

Soruların açık ve kolay anlaşılması

0,43

0,48

16

Uygulamalı sınavların göz ardı edilmemesi

0,53

0,46

 

SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER

Faktör analizi sonucunda iki maddenin (15-19) yükü düşük olduğu için ölçeğe bir katkısı olmayacaktır. Bunun için bu iki madde ölçek dışında bırakıldı. Birinci faktör dokuz maddeden oluşmaktadır. Bu faktör, daha çok fen eğitimi ile ilgili olarak ölçme-değerlendirme sisteminde dikkate alınması gereken maddeleri kapsamaktadır. 6. maddede “sınav sorularının müfredattaki tüm konuları kapsaması” ölçme-değerlendirme sistemi içersinde yer alması gereken önemli bir madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Ölçme-değerlendirmenin sağlıklı sonuçlar verebilmesi açısından sınav soruları hazırlanırken işlenen tüm konular kapsam dahiline alınmalıdır. Ayrıca 14. maddede yer alan “yapılan sınavların dönem içine yayılmasının sağlanması” yine ölçme-değerlendirme açısından oldukça önemlidir. Dönem içine dağılım belli periyodik süreleri içermelidir. 10. madde de yer alan “fen öğretmenlerinin ölçme-değerlendirme konusunda yeterli eğitim görmüş olmaları” gereği mutlak bir şart olarak öngörülmektedir. 17. maddede yer alan “ölçme-değerlendirme sonuçlarının öğrencilere en kısa sürede ulaştırılması” yargısı, öğrencilerin eksik oldukları konularda gereken bilgiye sahip olup bunların tamamlanması yönünde ışık tutacaktır. 8. madde değerlendirildiğinde, “değerlendirmeyi kolaylaştıracak sistemin oluşturulması” ölçme-değerlendirmenin daha sağlıklı olması yönünde yol gösterici olacaktır. 4. maddede belirtildiği üzere “yazılı sınav türünün yanında sözlü sınavlara da yer verilmesi” sistemin işleyişinde netlik sağlayacaktır. “Sınav kâğıtlarının öğrencilerle birlikte değerlendirilmesi” konusunun yer aldığı 18. madde, hem objektif değerlendirmenin sağlanması, hem de öğrencilerin hatalarını görmeleri açısından önem taşımaktadır. 3. maddede yer alan “her ünitenin sonunda sınavların yapılması” olgusu önceden belirlenen hedef-davranışların kazandırılıp kazandırılmadığı konusunda bize bilgi verecektir. 12. maddede belirtildiği gibi “değişik sınav türlerinin kullanılması” (klâsik, test), ölçme-değerlendirme sisteminin işleyiş tarzını pozitif yönde etkileyecektir. Şöyle ki, test sınavlarında ölçülemeyen ifade etme gibi yeteneklerin klâsik sınavlarda ölçülebilmesi sağlanmaktadır.

Sınav sistemi adı altında oluşturulan ikinci faktör içersinde dokuz madde yer almaktadır. 7. madde kapsamında “uygulanacak sınav sistemi dahilinde analiz, sentez ve değerlendirmeyi içine alan bir sistemin uygulanması” öngörülmektedir. Bu madde eğitimde globalliğin sağlanması açısından son derece önemlidir. Çünkü bilgiyi analiz, sentez ve değerlendirme aşamalarında kazanmış olan öğrencinin kendisine uygulanacak sınavlarda bu nitelikleri kullanmasının sağlanması çağdaş öğretim açısından gerekli görülmektedir. Sınav sorularının bir komisyon tarafından hazırlanması, sistemin işleyişinde objektifliğin sağlanmasının yanı sıra değişik görüşlerin ortaya konması soru tiplerinde çeşitliliği sağlayacaktır.

Çağdaş anlayışa göre öğretmenin bilgi aktarıcı konumundan çıkarak öğrencileri bilgiyi aktif olarak işleyen bireyler durumuna getirmesi, onların ezberci bir eğitime yönelmelerini engelleyecektir. Bu bağlamda yapılan sınavlarda ezbere dayanan soruların uygulanılmasından kaçınılmalıdır. Sınavlarda başarısız olan öğrencilerin tespit edilip, başarısızlık nedenlerinin saptanması doğrultusunda yapılacak ek çalışmalar ile başarı düzeyi yükseltilebilir.

Eğitim programlarında belirlenen amaçlar doğrultusunda yapılacak ölçme-değerlendirme çalışmaları, etkili bir sınav sisteminin oluşturulmasını sağlayacaktır. Sınav sisteminde ülke genelinde bir standartlık sağlanması, ölçme-değerlendirmeyi etkin kılacaktır. Sorular hazırlanırken öğrenci katılımının sağlanması ise, sınav sistemi dahilinde öğrencinin aktivitesini artıracağı için yararlı olacaktır.

Sınavlarda kullanılacak soruların açık, kolay ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmesi, başarıyı artırıcı bir etkendir. Şöyleki, öğrenciler tarafından net olarak anlaşılması soruları cevaplamada doğru sonuca ulaşmalarını sağlayacaktır. Etkili öğrenmenin temel koşullarından biride teorik bilginin yanında uygulamaya da yer verilmesidir. Sınavlarda teorik bilginin ölçülmesinin yanı sıra uygulamalı bilginin ölçülmesi de kapsam dahiline alınması, sınav sisteminin etkili işleyişini sağlayacaktır.

Şimşek’in(7)FenBilimlerinde değerlendirme üzerine yaptığı çalışmasında; ülkemizde, fen bilimlerinde yapılan ölçme ve değerlendirmelerin, genellikle öğrencilerin ezberleme kabiliyetleri ile elde ettikleri bilgi ve eğitim seviyelerini ortaya çıkarmak gayesi ile yapıldığı; bunun, öğretmene ve öğrenciye olan katkısının göz ardı edildiği, halbuki değerlendirmenin, öğretmenlere öğretimlerinde önemli bir geri itilim sağlamasının gerekli olduğu sonuçlarına varmıştır.

Eğitimde kullanılan ölçme ve değerlendirme tekniklerinin öğretmenler tarafından kullanılabilirliğini ölçmeyi hedefleyen ve bu amaçla öğretmenlere yönelik yapılan başka bir çalışmada (8), öğretmenlerin ölçme-değerlendirme konusunda pek de fazla bir bilgiye sahip olmadıkları, değerlendirmeyi klâsik yöntemlere göre kendilerine özgü yöntemlerle yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Zorunlu eğitimde yönlendirme ile ilgili Arslan ve Kılıç (9) tarafından yapılan başka bir çalışmada ise; yönlendirme faaliyetlerinin etkin biçimde devam edebilmesi danışmanlık görevi üstlenen öğretmenlerle uyumlu bir şekilde çalışabilmesine bağlı olduğu, bu nedenle de öğretmenlere ölçme, değerlendirme ve öğrenci psikolojisi konularında hizmetiçi eğitim verilmesinin gerekli olduğu vurgulanmıştır.

Eğitim Fakültelerinin yeniden yapılanması çerçevesinde fen bilgisi öğretmeninin yetişmesi aşamasında ölçme-değerlendirmenin öğretmen eğitimi üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla yapılan bu çalışmada öğrenciden yola çıkıldı. Belki de 6, 7 ve 8. sınıflarda fen derslerindeki yüksek derecedeki başarısızlığın, öğretmenlerin fen dersini öğrencilere sevdiremeyişlerinin temelinde ölçme-değerlendirme yatmaktaydı. Öyleyse öğretmen adaylarının eğitimleri sırasında ölçme-değerlendirme konusundaki aldıkları formasyon eğitiminde ve sistemde eksiklikler vardı. Daha iyi ve daha objektif bir ölçme-değerlendirme için Eğitim Fakültelerine ve Eğitim sistemine düşen bazı görevler olacaktır. Yukarıdaki araştırmaların ışığı altında bu görevlerden bazıları şöylece özetlenebilir:

Öğretmen adaylarının eğitim-öğretimleri sırasında sınav kâğıtlarının değerlendirilmesinde öğretim elemanlarının öğrenci katılımlı bir değerlendirici sistemi oluşturması, uygulamalı sınavlara daha çok yer verilmesi, sınavdaki soru çeşitliliğinin artırılması, soruların hazırlanmasında öğrenci katılımlı soru bankası oluşturulması ve soruların ezbere değil daha çok bilgi ve beceriye dayalı olması öğretim elemanlarına düşen görevlerin başında gelmelidir. Sisteme düşen görev ise, öğretim elemanları görevlerini yerine getirirken onlara en kolay ve en akılcı bir sistemi sunmak ve ölçme-değerlendirmenin her şeyden önce fen dersinin amaçlarını kavratacak düzeyde yapılmasını sağlayacak önlemleri almak olmalıdır. Böyle bir ölçme-değerlendirme sistemi içinde yetişen öğretmen adayının öğretmenlik yaşamında feni seven, laboratuarlara korkusuz giren, dersi bir ders olarak değil de ülkesinin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunacak bir kaynak olarak gören öğrenciler yetiştirmesi kaçınılmaz olacaktır. Ölçme-değerlendirme hususunda alınacak bu tedbirler aktif eğitimi de etkin kılabilecektir.

Bu çalışmanın önce 3 ve 4. sınıflardaki öğretmen adayları, daha sonra da fen bilgisi öğretmenleri üzerinde tekrarlanması ölçme-değerlendirme stratejisindeki ortak ve farklı görüşlerin alınması açısından son derece olumlu sonuçlar verecektir.

KAYNAKLAR

(1) A. Ayas, S. Çepni ve A.R. Akdeniz. “The development of Turkish Socondary Science Cirriculum” Science Education. 77(4), 1993, s. 443-440.

(2) W.L. Saunders, and D.A. Shepardon. “Comparison of concrete and formal science insruction upon science achievement and reasoning ability of Sixth Grade Students” Journal of Research in Science Teaching. 24(1), 1987, s. 39-51.

(3) A. Önal, Ö. Geban, N. Kayatürk, P. İpek. “Genel Lise Programında yer alan Kimya konularıyla ilgili derslerin müfredatlarının incelenmesi ve ders geçme sisteminin değerlendirilmesi” I. Ulusal Fen Bilimleri Eğitimi Sempozyumu Bildirileri. DEÜ-Buca Eğitim Fakültesi, 15-17 Eylül 1994, İzmir, s. 413-422.

(4) P. Fensham. Developments and Dilemmas In Science Education, The Falmer Press, London, 1988, s.524.

(5) J. Kim and C.W. Mueller. Factor Analysis. Statistical Methods and Practical Issues. Sage University Papers, London, 1987, p.87.

(6) M. Bakaç. “Fen Eğitiminde Başarının Artırılmasında Amaçların Önemi” Millî Eğitim Dergisi. Sayı: 147, (Temmuz-Ağustos-Eylül 2000). s. 41-42.

(7)S.Şimşek.“FenBilimlerinde DeğerlendirmeninÖnemi” Millî EğitimDergisi, 148, 2000, s.30-32.

(8) E.Balcı ve C.Tekkaya. “FenEğitiminde Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları”Öğretmen Eğitiminde ÇağdaşYaklaşımlarSempozyumu. DEÜ-Buca EğitimFakültesi, 18-20 Mart 1999, İzmir, s.96.

(9)M.MetinArslan ve Ç.Kılıç. “Bazı Avrupa Ülkelerinde ve Türkiye’de Zorunlu Eğitimde Yönlendirme ÇalışmalarınınDeğerlendirilmesi”Millî EğitimDergisi, 148, 2000, s.42-49.


* Doç.Dr., 9 Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Fizik Eğitimi Bölümü, Buca/İzmir.

(1) A. Ayas, S. Çepni ve A.R. Akdeniz. “The development of Turkish Socondary Science Cirriculum” Science Education. 77(4), 1993, s. 443-440.

(2) W.L. Saunders, and D.A. Shepardon. “Comparison of concrete and formal science insruction upon science achievement and reasoning ability of Sixth Grade Students” Journal of Research in Science Teaching. 24(1), 1987, s. 39-51.

(3) A. Önal, Ö. Geban, N. Kayatürk, P. İpek. “Genel Lise Programında yer alan Kimya konularıyla ilgili derslerin müfredatlarının incelenmesi ve ders geçme sisteminin değerlendirilmesi” I. Ulusal Fen Bilimleri Eğitimi Sempozyumu Bildirileri. DEÜ-Buca Eğitim Fakültesi, 15-17 Eylül 1994, İzmir, s. 413-422.

(4) P. Fensham. Developments and Dilemmas In Science Education, The Falmer Press, London, 1988, s.524.

(5) J. Kim and C.W. Mueller. Factor Analysis. Statistical Methods and Practical Issues. Sage University Papers, London, 1987, p.87.

(6) M. Bakaç. “Fen Eğitiminde Başarının Artırılmasında Amaçların Önemi” Millî Eğitim Dergisi. Sayı: 147, (Temmuz-Ağustos-Eylül 2000). s. 41-42.

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv