MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ |
Sayı 157 |
Kış 2003 |
İlköğretim Okulu 11-16 Yaş Öğrencilerinin Ailede Karar Vermeye Katılımı Konusundaki Görüşleri |
Hülya YALÇINKAYA (DULKADİROĞLU)* |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GİRİŞ Doğumdan itibaren çocuk, etrafını saran fiziki ve sosyal çevreye uyum mücadelesi verirken, bu çabasında en büyük desteği anne ve babasından alır. Çocuk, kendini ifade edebilmeyi, kendi kendini yöneten bir birey olabilmeyi ailesinden öğrenir. Özellikle anne-baba çocuğun kişiliğinin oluşumunda temel rolü olan özdeşim modelleridirler. Çocuk bu özdeşim modellerini kendine örnek alır ve adeta onların yaşam biçimlerini taklit yoluyla öğrenir.(1) Çoğunlukla, köklü ve sabit adetlere sahip,geleneklerine sıkı sıkı bağlı olan ana-babalar, çocukları bir problemle karşı karşıya kaldığında, kendi-anne-babalarının takınmış oldukları geleneksel yaklaşımları benimserler. Bundan daha iyi bir yolu öğrenmeye fırsatları olmadığı içindir ki, kendi ana-babalarının yapmış oldukları hataları tekrarlarlar.(2) Anne ve babalarından öğüt dinlemiş olanlar, kendi çocuklarına da aynı şekilde öğüt vermeye ve onlara kendi problemlerini çözmede bu şekilde yardımcı olmaya eğilimlidirler. Akıldan çıkarılmaması gereken bir gerçek; güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyüyen çocuklar, ileride sevecen ve güven veren anne-babalar olarak, buna karşılık, sorunları daima anne-babaları tarafından çözülen çocuklarsa, anne-baba olduklarında aynı şekilde davranacaklardır.(3) Çocuklara iyi ve doğru alışkanlıklar kazandırmak her şeyden önce bir eğitim işidir. Çocuğun eğitimden birinci derecede ailesi sorumlu olduğuna göre,çocuğa güzel ve faydalı alışkanlıklar kazandırmak da anne-babanın görevidir. Sıcak ve ilgili dolu aile ortamlarında anne-babalar kolayca denetleyebilirler. Çocuğun özellikle kişiliğini aradığı ergenlik döneminde (11-16 yaş) anne-baba desteğine çok ihtiyacı vardır. Ergenlik döneminde ergenin en önemli doğal çevresi ailesidir. Ancak aile ile çatışmalarının en fazla olduğu dönem de ergenlik dönemidir. Aile içi çatışmalar genellikle 11 yaş civarında başlamakta ve 15-17 yaşlarında en yüksek düzeye ulaşmakta, dönemin sonunda ergen çevresi ile tekrar iyi ilişkiler kurabilmektedir. Günümüzde toplumumuzun büyük çoğunluğu genç (11-16 yaş grubunun toplam nüfus içindeki oranı %11.8, 20 yaş altı nüfusun oranı %36.4’dür Başbakanlık, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Yayını-Türkiye 2000) nüfustan oluşmaktadır. Farklı sosyo-ekonomik, kültürel ortamlardan ve aile yapılarından gelen, her yıl gittikçe artan sayıdaki gençlere söz hakkı vererek, onları dinleyerek, aile ve toplumun yönetilmesi ile ilgili kararlara katarak ve sorumluluklar yükleyerek onları tanımaya çalışılmalıdır. Ailedeki yaşamsal faaliyetlerle ilgili kararlara, aile bireylerinin yaş ve yetenekleri ölçüsünde katılmaları, ailenin görev ve amaçlarının gerçekleştirilmesinde fonksiyonel iş birliğini sağlar.Çünkü sorumluluk dağılımı sonucunda aile bireylerinin yaş ve yetenekleri ölçüsünde, sorumlulukları ile ilgili kararlara katılması, aile yaşantısının aksayan yönlerinin düzeltilmesinde, aile bireyleri arasında olumlu ilişkilerin kurulmasında, grup dayanışması ve bütünlüğünün sağlanmasında, yaşam ile ilgili tecrübelerin aktarılmasında önemli rol oynar.Dolayısıyla aile bireylerinin ortak değer ve amaçlarının oluşmasına, kişilik gelişimine katkıda bulunur. Karar vermenin günlük yaşamdaki önemi gün geçtikçe artmaktadır.Aile kurumu çeşitli zamanlarda aileyi korumak ve sürdürmek, mevcut durumu daha da iyileştirmek için kararlar verir.Karar verme aile kurumunda daha zordur.Çünkü evde diğer kurumlarda olduğundan daha çok alanda, daha fazla sayı ve çeşitte kararlar verilir ve verilmek zorundadır. Aynı zamanda evde karar veren kişi veya kişiler çoğu kez konu ile ilgili çok az veya hiçbir eğitim görmeden karar vermek durumundadır.(4) Karar verme, dinamik ve karmaşık bir süreç olup değerlere, kişiler arası ilişkilere, kültürel sınırlamalara, sosyal ve psikolojik durumların değişimine vb. bağlıdır. Ailenin bir bireyi olarak çocuk, aile kararlarının verilmesine katılarak karar vermeyi öğrenmektedir. Çocukların sosyal deneyimlerini edindiği, tercihler yaptığı, diğer bir deyişle çeşitli konularda kararlar verdiği ilk yer ailedir. Çocuğun bu ilk yaşantısında, ailede ebeveynin çocuğa yönelttiği davranışlar ve ona karşı takınılan tavır, çocuğun gelecekteki yaşantısı açısından önemli olduğu kadar çocuğa ailenin bir üyesi olduğu bilincini de aşılar ve topluma uyumun temelini atar. Aile kararlarına katılımıyla çocuk; çeşitli konularda düşünmeyi, tartışmayı, kabul ve reddedilmeyi, kaynakların, çeşitli zihinsel ve fiziksel faaliyetlerin plânlanmasını, yürütülmesini ve kontrolünü öğrenir. Çocuğun kendine olan güven duygusunun gelişmesine de yardım eder. Çocuğun aile kararlarına katılması, aile birliğini sağlayarak mutluluğu artırması ve çocuğa tecrübe kazandırıp gelecekteki yaşantısında daha doğru kararlar vermesinde yardımcı olması bakımından önemlidir. ARAŞTIRMANIN AMACI Bu araştırma, ailede çocukların kararlara katılımını inceleyerek; - Aile kararlarına çocukların katılımı ile ilgili çocukların görüşlerini tespit etmek, - Aile kararlarına katılımda, çocuğun yaşı ve cinsiyetinin etkisinin olup olmadığını ortaya çıkarmak, - Çocukların aile kararlarına katılımda, ailenin sosyo-ekonomik durumunun etkisinin olup olmadığını ortaya çıkarmak, - Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, ailelere, aile ile ilgili çalışma yapan araştırıcılara ve ilgili kuruluşlara önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM Bu araştırmanın evrenini Ankara ili Etimesgut İlçesi Elvanköy ve Eryaman semtinde bulunan Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim okullarındaki 6-7 ve 8. sınıftaki 11-16 yaş grubu öğrencileri oluşturmaktadır. Nasreddin Hoca İlköğretim okulundan 274 ve Eryaman Cumhuriyet İlköğretim okulundan 150 olmak üzere toplam 424 öğrencinin tamamı örneklem grubu olarak alınmıştır. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen anket yoluyla toplanmıştır. Anketler, sınıf ortamında öğrencilere anketin nasıl doldurulacağı ile ilgili gerekli açıklamalar yapılarak öğretmen ve araştırmacı gözetiminde uygulanmıştır. Elde edilen bulguların frekans ve yüzde dağılım tabloları hazırlanmıştır. Her iki okuldaki gruplar arasında fark olup olmadığı ilgili tablolarda ki kare (Chi square) ile test edilmiştir. Bundan sonraki bölümlerde Elvanköy Nasreddin Hoca İlköğretim okulu I. Bölge, Eryaman Cumhuriyet İlköğretim okulu da II. bölge olarak yer alacaktır. VERİ TOPLAMA ARACI Bu araştırmaya esas olan bilgiler anket tekniği ile toplanmıştır. Anket formu iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, çocuğun yaşı, cinsiyeti, öğrenim durumu, kardeş sayısını ve anne-babanın eğitimi ile gelir durumunu kapsamaktadır. İkinci bölümde de, ailelerde kararların genellikle nasıl verildiği, ailelerde karar verilirken çocukla anne-baba arasındaki en önemli sorunun ne olduğuna karar verilirken fikir ayrılığı olup olmaması, fikir ayrılığı sonunda ortak bir karar verme durumu, çocukla ilgili kararların nasıl verildiği, çocuğun tek başına verdiği kararlar ve bu kararları anne-babaların kabul etme durumu, ailelerde sosyal ve ekonomik kararlara çocukların katılıp etkili olma durumu, çocukların aile kararlarına katılmasının önemli olup olmaması ve ne açıdan önemli olduğu ile ilgili bilgileri elde etmeye yönelik sorular yer almaktadır. BULGULAR Tablo-1. Demografik Özellikler
Tablo 1’de öğrencilerin yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımları verilmiştir. Her iki okulda da çoğunluğun 13-14 yaş grubunda olduğu, tüm gruplar içindede kız ve erkek öğrencilerinin sayılarının birbirine çok yakın olduğu gözlenmiştir (E 206, K 218). Tablo-2. Kendi Ailelerinde Kararların Kimler Tarafından Verildiği İle İlgili Çocukların Görüşlerinin Dağılımı.
Tablo 2’de Ailede çoğunlukla kararların kimler tarafından verildiği ile ilgili çocukların görüşleri yer almaktadır. Tablo incelendiğinde Elvanköy Nasreddin Hoca İlköğretim Okulu öğrencilerinin görüşlerine göre; ailede kararlar çoğunlukla(E % 32.1, K % 30.6) anne-babalar tarafından verilmektedir. Eryaman Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencilerinin görüşlerine göre ise kararlar tüm aile bireylerinin katılımı ile birlikte verilmektedir.(E % 26.0, K % 38.0). Aynı ilçe sınırları içinde olmasına rağmen Eryaman’da yaşayan ailelerin sosyo-ekonomik yapı, eğitim durumu vb. özellikler bakımından Elvanköy’de yaşayan ailelere göre daha iyi durumda olması (Etimesgut Belediyesi Kültür Yayınları 1998) sonucu etkileyen bir faktör olarak kabul edilebilir. Tablo-3. Ailede Karar Vermede Anne-Babalarıyla Aralarında Hangi Durumlarda Sorun Yaşandığı İle İlgili Çocukların Görüşleri.
Her iki gruptaki öğrencilerin görüşlerine göre ailede karar vermede en çok; ”çocuğun fikirlerinin sorulmaması” durumunda sorun yaşanmaktadır. Bu sonuç anne-babaların karar verirken çocukların görüşlerine fazla güvenmediklerinin bir yansıması olabilir. Her hangi bir sorun yaşanmadığını söyleyenlerde % 18.6, % 17.3 gibi oranlarla hemen ikinci sırada yer almaktadır. Bu durum anne-babaların otoriter tutumlarından kaynaklanabilir. Çocuklarda bu durumu bir sorun olarak görmüyor olabilirler. Karar vermede anne-baba ile çocuk arasında yaşanan en önemli sorun ile çocuğun cinsiyeti arasındaki ilişki x2 ile test edilmiş ve aradaki ilişkinin önemli olduğu bulunmuştur.(P<0.05) Tablo-4. Ailede Çocukların Kararlara Katılımı Konusunda Sorun Yaşandığında Çocukların Tepkilerinin Dağılımı.
Tablo 4’de ailede karar vermede sorun yaşandığı durumlarda çocukların tepkilerinin neler olduğu verilmiştir. Sorun yaşandığında her iki bölgede de çocuklar anne-babaya tepkilerini ”kızarak” göstermektedir. İkinci sırada; I. Bölgede “ağlamak”, II. Bölgede ise “odasına kapanmak” gelmektedir. Oysa konuşarak, tartışarak ortak karara varmak en uygun yol olmalıdır. Tablo-5.Ailede Çocukların Kararlara Katılımı Konusunda Sorun Yaşandığında Anne-Babaların Tepkilerinin Dağılımı.
Tablo 5’de de karar vermede sorun yaşandığında anne-babaların tepkilerinin neler olduğu verilmiştir. Her iki bölgedeki çocukların çoğunun görüşlerine göre sorun yaşandığında anne-babalar herhangi bir açıklama yapmamaktadırlar. Tepkisini döverek gösterenlerin oranı ise her iki bölgede de çok düşük bulunmuştur. Ancak dayak yiyenlerin kız çocukları olduğu da (toplam 5 kişi) önemlidir. Tablo-6.Aile İle Çocuk Arasında Sorun Yaşanan Konuların Dağılımı.
Tablo 6’da verilen bulgulara göre anne-babalar ile çocuklar arasında I. Bölgede birinci sırada “izlenecek TV programları (% 23.7), II. Bölgede ise; birinci sırada çocuğun eve geliş gidiş saatlerinde (% 38.7) sorun yaşanmaktadır. Tablo-7. Çocukların Kendileri İle İlgili Kararlarda Kimlerin Etkili Olması Gerektiği Konusunda Çocukların Görüşlerinin Dağılımı.
Tablo 7’de çocuklarla ilgili kararlarda kimlerin etkili olması gerektiği hususunda çocukların görüşlerine yer verilmiştir. I. Bölgede erkeklerin (% 20.4), II. Bölge’de ise kızların çoğu (% 31.3) “çocuklar kendileri ile ilgili kararları tek başına vermelidir” düşüncesindedirler iki grupta da “çocuk ebeveyn yardımıyla karar vermelidir” seçeneği ikinci sırada yer almaktadır. Bulgular çocukların anne-babalarına güvendiklerini ancak yinede kendi düşüncelerinin ön plânda olmasını arzuladıklarını göstermektedir. Tablo-8. Çocukların Aile Kararlarına Katılmanın Önemi Konusunda Çocukların Görüşlerinin Dağılımı.
Aile kararlarına çocukların katılmalarının onlara neler kazandırabileceği ile ilgili çocukların görüşleri tablo 8’de verilmiştir. Çocukların görüşlerine göre aile kararlarına katılmayı öncelikle; sorumluluk duygularını geliştirmesi, kendilerine güvenmeyi kazandırması, karar verme konusunda deneyim kazandırması bakımından önemli bulunmaktadır. Bulgular, çocukların aile kararlarına katılmasının önemli olduğunu (öğrenci görüşleriyle) ortaya koymaktadır. SONUÇ Bu bölümde araştırma bulgularından elde edilen sonuçlara yer verilmiştir. - Öğrencilerin demoğrafik özellikleri incelendiğinde iki bölgede de çoğunluğun 13-15 yaş grubunda olduğu, kız ve erkek öğrencilerin sayılarının birbirine çok yakın olduğu bulunmuştur (E: 206, K:218). - Ailede kararların çoğunlukla I. bölgede anne-babalar tarafından, II. bölgede ise tüm aile bireylerinin katılımıyla verilmektedir. Aynı ilçe sınırları içinde olmasına rağmen Eryaman’da yaşayan ailelerin sosyo-ekonomik durumunun Elvanköy’de yaşayan ailelere göre daha iyi durumda olması sonucu etkileyen bir faktör olarak gösterilebilir. - Ailede karar vermede anne-baba ile çocuklar arasında en çok “çocuğun fikirlerinin sorulmaması” durumunda sorun yaşanmaktadır. Sorun yaşandığı durumlarda her iki bölgede de çocuklar tepkilerini “kızarak” göstermektedirler, ikinci sıradaki tepki ise I. bölgede “ağlamak” II. bölgede de “odasına kapanmak” şeklinde ortaya çıkmaktadır. - Sorun yaşandığı durumlarda her iki bölgedeki çocukların görüşlerine göre anne-babalar sorun ile ilgili herhangi bir açıklama yapmamaktadırlar. Tepkisini “döverek” gösteren anne-babaların oranları ise her iki bölgede de çok düşüktür. - Anne-babalar ile çocuklar arasında çoğunlukla I. bölgede izlenecek TV programları, II. bölgede ise çocuğun eve geliş-gidiş saatleri ile ilgili sorun yaşanmaktadır. ÖNERİLER Literatür taraması ile edinilen bilgiler ve araştırma sonucu elde edilen bulgular çerçevesinde aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir. - Çocukların aile kararlarına özellikle kendileri ile ilgili kararlara katılımları sağlanmalıdır. - Küçük yaştan itibaren çocukların kendileri ile ilgili bazı kararları bağımsız kendi başlarına vermelerine fırsat yaratılmalıdır. Örneğin hangi oyuncakları ile oynayacağına, hangi desenleri boyayacağına, hangi konularda anne-babasına yardım edebileceğine vb. - Çocukların doğru kararları verebilmeleri için anne-babalar onlara rehberlik yapmalıdırlar. - Çocukların verdikleri kararların sonuçları(olumlu veya olumsuz olsun) mutlaka çocuklarla beraber nedenleriyle tartışılmalıdır. - Okullarda çocukların kendileri ile ilgili kararlara katılmaları sağlanmalıdır. Örneğin sınıf kitaplığına alınacak kitaplar, sınıfta kimlerle oturacağı vb. konularda. - Karar verme konusu okullarda uygulamalı olarak verilmelidir.
(*) Millî Eğitim Bakanlığı Nasreddin Hoca İlköğretim Okulu Öğretmeni. (**) G.Ü. Meslekî Eğitim Fakültesi Ev Yönetimi Eğitimi Anabilim Dalı. (1) Haluk Yavuzer, Ana-Baba Okulu, Ankara, 1992., s.111. (2) Aynı kaynak s.112. (3)Aynı kaynak s.112. (4) Günseli Terzioğlu, Ev Ekonomisi ve İlkeleri, Ankara, 1987, S.60.
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
[ yukarı ] |