MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ

Sayı 157

Kış 2003


Okul Müdürlerinin İdari Davranışları

Mehmet OKUTAN**

 

GİRİŞ

Yeni bir yüzyıla girerken, her zamandan çok, eğitimde kalitenin üzerinde durmanın gereği olduğu bilinmektedir. Çünkü, yeni yüzyılın en önemli sıfatlarından biri “bilgi çağı”dır. Yarının toplumu “bilgi çağı insanı”ndan meydana gelecek, bilgi toplumu olacaktır. Bundan dolayı bu süreçte eğitim olgusuna her zamankinden daha fazla değer verilmesi gerekecektir. Eğitim sürecinin odağında her zaman olduğu gibi, yarın da “okul” olacağı görülmektedir. Öyleyse yarının okulları bilgi çağı insanını yetiştirecek nitelikte, “öğrenen örgütler” olmak zorundadır. Klâsik eğitim sistemlerinin “öğreten okullar”ından, modern eğitim sistemlerinin “öğrenen okulları”na geçmenin zorunluluğu artık bütün eğitim bilimcilerince kabul edilmektedir. Öğrenen örgütlerin yöneticileri, öğretmenlerle etkileşime girerek, okul iklimini geliştirdiği gibi öğretmenin yeterlik duygularını da olumlu yönde etkileyerek1 okulun verimliliğini artırmayı temel görev bilmeyi öğrenmekle yükümlüdürler. Okulların kalitesi, okul yöneticilerinin kalitesi ile eşdeğer kabul edildiği günümüzde, okul yöneticilerinin çağdaş ve demokratik yönetim yaklaşımı sergileyebilmeleri, yöneticilik kalitesini yükseltebileceği gibi, okullarının kalitesini ve başarısını da artırabilecektir.

Günümüzde, bütün dünyada insana ilişkin sorunlar konuşulurken eğitimin liste başı olması, eğitim ve eğitim sorunlarının her zaman gündemi işgal etmesinin bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Gelişmiş ülkelerde siyasi propagandalarda geleceğin eğitimine yapılacak yeniliklerle, katkıların tartışılıyor olması, eğitimin gelecekte de insanlığın temel sorunu olacağının işareti sayılabilir.

Türkiye’de de eğitimin istenen nitelikte olmadığı konuşulmakta, yazılmakta ve tartışılmaktadır. Hatta ülkede yaşanan bütün sorunların kaynağının nitelikli eğitim yoksunluğu ile açıklandığı görülmektedir. Eğitim kalitesinin sorunları, aslında eğitim yönetimi sorununa bağlı olduğu söylenebilir. Okullar iyi yönetilebilirse, eğitimin kalitesi kendiliğinden istenen seviyeye doğru yükselebilecektir. Eğitim yönetiminin, doğrudan olmasa bile dolaylı olarak eğitim sorunları ile ilgisi vardır. Bundan dolayı, okulların faturası genellikle okul müdürlerine çıkarılmaktadır. Okul müdürü, okulda olumlu bir örgüt iklimi oluşturarak amaca dönük etkinlikleri başlatmak, okulda öğrenci başarısını vurgulamak, öğretim programlarını koordine etmek, gibi faaliyetlerle öğrenci başarısına dolaylı bir katkıda bunarak(2)okulun kalitesini ve verimini artırmada etkili olmaktadır. Çağdaş okul, öğretmen, öğrenci ve diğer çalışanların mutluluk duyarak yaşadıkları bir örgüt kavramına sahip olup, eğitim yöneticisi, örgütte böyle bir kavramın yaratılması için kendisini görevli kabul etmesi gerekmektedir3. “Yöneticiliğin okulu yoktur” anlayışından “yöneticilerin de hizmet öncesinde ve hizmetiçinde olmak üzere iki dönemde eğitim alması, okulun verimliliğini artırır” anlayışına gelmeye hazırlanıyor olmamız, eğitim yönetimi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

Günümüzde eğitim yöneticisinin temel amacı, M.E.B.’nın eğitim politikaları ve amaçları doğrultusunda eğitim kurumlarını yaşatmak ve etkili bir biçimde işler durumda tutmak4 anlayışına gelinmiş olmak, çağdaş okul yönetiminin ipuçlarını vermektedir.

Çağdaş yöneticide yöneticilik bilgisi, alana ilişkin teknik bilgi insan ilişkileri becerisinin birlikte bulunması zorunluluğu vardır. Bu özellikler teori-uygulama ilişkisini de zorunlu kılmaktadır. Okul eğitiminden geçmemiş, sadece öğretmenlik esasına dayalı okul yöneticiliği, okulların etkin ve verimli çalışmasını sağlamada başarısız kalmaktadır. Nitekim bazı araştırmalar, okul müdürlerinin yönetici davranışlarının, okulun verimliliğini istenen seviyeye çıkarabilecek nitelikte olmadığını göstermektedir 5. Günümüzün okul yöneticisinin, “çağdaş yönetici” olabilmesinin asgari şartı, okul müdürlerinin “okullu” olmalarıdır. Çünkü, çağdaş okul yöneticisi;

• kapsamlı insan bilgisine ulaşmış,
• etkili iletişim becerisine sahip,
• liderlik özellikleri baskın,
• anadilini doğru ve güzel kullanabilen,
• felsefe, mantık, uygarlık tarihi okumuş,
• iletişim teknolojisine hakim,
• beden ve ruh yönünden sağlıklı,
• eğitime inanmış yöneticidir6. Bu özelliklerin kazanılabilmesinin

belli bir eğitimi zorunlu kıldığı açıktır. 

Ayrıca günümüz eğitim yöneticilerinin yöneticilik rollerinde de önemli değişmeler ortaya çıkmıştır. Okul yöneticisi, dünün “mevzuatı uygulayan ve statükoyu devam ettiren” okul müdürü rolünü üstlenerek, bilgi çağının okul müdürü olunamayacağının farkına varmalıdır. Okul yöneticisi, küreselleşme,enformasyon teknolojisi, bilimsel tutum ve davranış, örgütsel öğrenme ve toplam kalite yönetimi karşısında yeni roller üstlenilmesi gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Okul müdürü, okulunun misyon ve vizyonunu belirleyerek, bunlara okulca ulaşabilmek için “nasıl davranılması gerektiği”nin hesabını yaparak, okul iklimini buna göre oluşturmakla yükümlüdür. Bütün bunların anlamı, çağımızın eğitim yöneticisi, mevcut durumu sürekli geliştirmek için okulunu “öğrenen örgütler” olarak düzenleyip yaşatmakla ödevlidir.

Mevcut ilköğretim okulu müdürlerinin eğitim ihtiyaçları tespit edilerek, uygulamadaki eğitim yöneticilerinin çağdaş okul yöneticisi nitelikleri ile donanık hâle getirilmesi için yapılması gerekenlerin öneriler hâlinde ortaya konması, okulların verimliliğinin artırılmasına katkı sağlayabilir.

Eğitim yöneticilerinin idarî davranışlarının klâsik ya da çağdaş yöneticilik nitelikleri ile nasıl uygunluk gösterdiği, bu konuda yapılacak eğitim çalışmalarına ışık tutabilir.

AMAÇ

Bu çalışma, okul müdürlerinin yönetim tarzlarını belirlemek üzere gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışmada, okul müdürlerinin idarî davranışlarının klâsik ve modern yönetim yaklaşımlarına uygunluk gösteren bazı kritik davranışların tartışılması amaçlanmaktadır.

YÖNTEM

Araştırma, 1999 yılı Şubat ayında ,Trabzon’da M.EB.-K.T.Ü. Fatih Eğitim Fakültesi arasında yapılan bir protokol çerçevesinde gerçekleştirilen “Eğitim Yöneticiliği Kursu”’na katılan, okul müdürlüğü sınavını kazanan 80 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, araştırmacı tarafından hazırlanan, klâsik ve modern yöneticilik davranışlarını betimleyen 15 sorudan oluşmakta olan bir anket kullanılmıştır. Anketler 4 seçenekli derecelemeye uygun olarak hazırlanmıştır.

BULGULAR

Okul müdürlerinin idarî davranışlarını değerlendiren öğretmen görüşleri Tablo 1’de gösterilmektedir.

Tablo 1’de görüldüğü gibi, okul müdürü adayı öğretmenlerin % 43’ü, okul müdürlerinin gücünü “her zaman” mevzuattan aldıklarını belirtirken, % 33’ü “ara sıra”, % 15’i “nadiren”, % 8’i de “hiçbir zaman” seçeneğini işaretlemişlerdir. Okul müdürünün mevzuatı “harfiyen” uygulamasına ilişkin seçeneklerin işaretlenme durumu da hemen hemen aynı oranlarda görülmektedir. Buna göre, yönetici adaylarının görüşleri, okul müdürlerinin “mevzuat bekçiliği” yaptıklarını ortaya koymaktadır. Bu davranış klâsik yöneticilik davranışı olarak kabul edildiğinden, çağdaş yöneticilik davranışında, “mevzuat bekçiliği” gibi bir davranışın olmaması gerektiği kabul edilmektedir(7). Mevzuat, okul yöneticisinin davranış kalıplarını çizen, onun misyon ve vizyonuna yol gösteren bir araç olarak kabul edilmekte, okul yöneticisinin hareket alanını kısıtlayan bir “talimatlar manzumesi” biçiminde değerlendirilmemektedir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin % 30’u, okul müdürünün işleri “her zaman” moral aşılayarak yaptığını belirtirken, %28’i “arasıra”, %31 “nadiren”, “%10’u ise “hiçbir zaman” seçeneğini işaretlemiştir. Okul müdürlerinin idarî işleri moral aşılayarak yapmaları, çağdaş ve demokratik yöneticilik davranışının bir gereğidir. Bu sonuç, okul müdürlerinin idarî davranışlarda moral aşılamayı yönetici davranışının bir parçası hâline getirdiği biçiminde yorumlanabilir. Bu duruma göre, okul müdürü adayı öğretmenlerin sadece %10’u müdürlerin böyle bir davranış sergilemediklerini söylemeleri, her zaman seçeneğinin de dörtte birden fazla olması, olumlu bir sonuç olarak değerlendirilebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerden %33’ü, okul müdürlerinin öğretmenlere “arasıra” güven verdiklerini belirtirken, %25’i “her zaman”, %31’i “nadiren” seçeneğini işaret etmiştir. Öğretmenlerin %10’u müdürlerin, öğretmenlere “hiçbir zaman” güven vermedikleri yönünde görüş bildirmiştir. Bu sonuca göre, okul müdürlerinin öğretmenlere güven verme noktasında olumlu bir durumda oldukları söylenebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin dörtte biri, müdürlerin, okulda ortaya çıkan sorunları “hiçbir zaman” araştırarak çözmediklerine inanmaktadır. Öğretmenlerin dörtte biri,müdürlerin sorunları “nadiren”, dörtte biri “arasıra” ve dötte biri de “her zaman araştırarak çözdüklerini ifade etmiştir. Bu sonuca göre, okul müdürlerinin çağdaş yönetim yaklaşımının problem çözme becerisi sergileyemedikleri söylenebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %10’una göre, müdürler öğretmenlere “hiçbir zaman” danışmazlar, görüşünü ifade ederken; öğretmenlerin %31’i “nadiren”, %33’ü “arasıra”, %25’i “her zaman” okul müdürünün öğretmenlerle danışarak iş yaptığı görüşünü belirtmiştir. Buna göre, okul müdürlerinin çağdaş yönetim yaklaşımlarının gerektirdiği “katılmalı yönetim” davranışını yeterince sergileyemedikleri söylenebilir.

Okul müdürü adaylarının %31’i, okul müdürlerinin öğretmenlere “hiçbir zaman” rehberlik etmediklerini ifade ederken; %31’i nadiren, %25’i “arasıra”, %11’i “her zaman” okul müdürünün öğretmenlere rehberlik yaptığı görüşünü belirtmiştir. Bu sonuç, okul müdürlerinin rehberlik yapmada, çağdaş yönetim yaklaşımının gerektirdiği performansı gösteremediklerinin işaretini vermektedir.

Okul müdürü adaylarının %20’si, müdürlerin öğretmenleri “hiçbir zaman” ödüllendirmediği görüşünü ortaya koyarken; %36’sı “nadiren”, %38’i “arasıra”, %5’i de “her zaman” müdürlerin öğretmenleri ödüllendirdiklerini belirtmiştir. Çağdaş yönetim yaklaşımına göre, okul müdürü öğretmenleri takdir etmelidir. Bu sonuç da, müdürlerin “ödüllendirme” mekanizmasını yeterince kullanmadığının işaretini vermektedir.

Okul müdürü adaylarının %26’sına göre, müdürler, “hiçbir zaman” hemen soruşturma açmazlar; “nadiren” soruşturma açar diyenlerin oranı %43, “arasıra” soruşturma açar diyenlerin oranı %21, “her zaman” müdür öğretmenlere hemen soruşturma açar diyenlerin oran ise % 8’dir. Bu sonucun, okul müdürlerinin çok soruşturma açma taraftarı olmadığını göstermekte olduğu söylenebilir. Bu bulgu, yönetim bilimi açısından olumlu bir idarî davranışın işareti olarak değerlendirilebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %13’ müdürlerin “hiçbir zaman” tarafsız olmadıklarını ifade ederken; %21’i müdürlerin “nadiren” tarafsız olduklarını belirtmiştir. Öğretmenlerin %35’i müdürlerin “arasıra” tarafsız olduklarına inanırken; %30’u da “her zaman” tarafsız oldukları yönünde görüş belirtmiştir. Bu bulguya göre, okul müdürlerinin, çağdaş yöneticilik davranışının önemli göstergelerinden biri olan tarafsızlık konusunda, istenen seviye olmadıkları söylenebilir. 

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %21’i müdürlerin “hiçbir zaman” iş analizi ile görev dağılımı yapmadığı yönünde görüş belirtirken; öğretmenlerin %33’ü müdürlerin “nadiren”, %26’sı “arasıra”, %18’i de “her zaman” iş analizi yaparak görev dağılımı yaptıklarını açıklamıştır. Bu yöneticilik davranışında da, çağdaş ve demokratik yöneticilik davranışından çok, geleneksel yöneticilik davranışının işaretleri olduğu söylenebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %13’ü müdürlerin “hiçbir zaman” ders plânlarının biçimsel uygunluğuna dikkat etmediklerini beyan ederken; %21’ i “nadiren”, %20’si, %45’i de müdürlerin “her zaman” biçimsel uygunluğa dikkat ettiklerini belirmiştir. Bu sonuç, okul müdürlerinin klâsik yöneticiliğin tipik özelliği olan “görünüşe göre değerlendirme”nin açıkça yansıması biçiminde değerlendirilebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %21’ine göre, müdürler öğretmenlere “hiçbir zaman” “biz” diye hitap etmezler. Öğretmenlerin %25’i, müdürlerin öğretmenlere “nadiren”, %25’i “arasıra”, %28’i “her zaman” biz diye hitap ettiklerini ifade etmiştir. Çağdaş ve demokratik yönetimlerin temel göstergelerinden birinin örgütte “biz” bilincinin egemen kılınması olduğu bilinmektedir. Bu bulgu, okul müdürlerinin,okullarda yeterince “biz bilinci”ni geliştiremediklerinin ipuçlarını vermektedir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %16’sına göre, okul müdürleri “hiçbir zaman” sempatik değildirler. Öğretmenlerin %25’i müdürlerin “nadiren”, %25’i “arasıra”, %33’ü de “her zaman” sempatik olduklarını belirtmiştir. Okul müdürlerinin sempatikliğine ilişkin sonuçların, okul müdürlerinin sempatikliği konusunda olumlu işaretler taşıdığı söylenebilir.

Okul müdürü adayı öğretmenlerin %11’i, müdürlerin “hiçbir zaman” iş birliği bilinci geliştirmeye yardımcı olmadıklarını belirtirken; öğretmenlerin %63’ü “nadiren” ve “arasıra”, %25’ de “herzaman” seçeneğini işaretlemiştir. Çağdaş ve demokratik yöneticilik davranışının önemli göstergelerinden biri, örgütleri iş birliği bilinci ile sevk ve idare etmektir. Bu bulguya göre müdürlerin iş birliği bilinci ile yöneticilik yaptıklarını söylemek kolay değildir.

TARTIŞMA

Bu çalışmadan elde edilen bulgulardan sonuç olarak şunlar söylenebilir:

Okul müdürü adayı öğretmenlerin görüşlerine göre, okul müdürlerinin idarî davranışları çağdaş yönetim ve liderlik davranışlarından çok, klâsik ve geleneksel yöneticilik yaklaşımına uygunluk göstermektedir. Buna karşılık, okul müdürlüğü sınavını kazanmamış ve eğitim yöneticiliği kursunu almamış öğretmenler, okul müdürlerinin idarî davranışlarını genelde çağdaş yöneticilik yaklaşımına uygun bulmaktadır(8). Bu sonuç, eğitim yöneticiliği sınavı ve eğitim yöneticiliği kursunun, yönetim uygulamalarını değerlendirme bakımından önemli bir husus olduğunu kanıtlamaktadır. Eğitim yöneticiliği kursundan geçerek, “okullu” olan öğretmenlerin, teori-uygulama çelişkisini daha rasyonel bir şekilde değerlendirebildikleri söylenebilir.

Bu çalışmanın sonuçlarına göre, okul müdürleri;

• güçlerini mevzuattan alarak, “mevzuat bekçiliği” yapmaktadırlar,

• öğretmenlere “rehberlik” yapmamaktadırlar,

• okulda ortaya çıkan bir problemi, problem çözme aşamalarını dikkate alarak çözmemektedirler,

• öğretmenlere danışarak işlerini yürütmemektedirler,

• değerlendirmelerinde “taraflı” davranmaktadırlar,

• “iş analizi” sürecini işletmemektedirler,

• daha çok formalitelere değer vermektedirler,

• “biz bilinci” ile “iş birliği bilinci”ni geliştirmekte yeterli değillerdir.

Eğitim yönetiminin “çağdaş yönetim yaklaşımı”na uygun düşmeyen bu davranışları, okul müdürlerinin “geleneksel yönetici rolleri”ni sürdürdüklerinin işaretlerini vermektedir. Eğitim yöneticiliğinin teorik temellerinden haberdar olmayan öğretmenlerin, müdürlerin davranışlarını “çağdaş yöneticilik anlayışına uygun” bulmaları, bu öğretmenlerin yöneticilikten “klâsik yöneticilik davranışlarını” anlamaları ile ilgili bir durumdur(9). Eğitim yöneticiliği kursunda, yöneticiliğin doğasını ve çağdaş uygulama biçimlerini tanımaya çalışan öğretmenlerin, müdürlerin idarî davranışlarını değerlendirme biçimlerinde de değişmelerin meydana geldiği söylenebilir. Bu sonuç, eğitim yöneticiliği kursunun amacına ulaştığının bir işareti sayılabilir.

ÖNERİLER

1- Okul müdürlerinin idarî davranışlarını değerlendirme çalışmaları, daha “niteliksel çalışmalar”la tasvir edilmeye çalışılmalıdır.

2- Öğretmenlerin yönetim biliminin temel bulgularından haberdar edilmesine yönelik hizmetiçi eğitim faaliyetlerinden yararlandırılmaları, onların okul müdürlerinin idarî davranışlarını anlamalarına katkı sağlayabilir.

3- Okul yöneticiliği için “okullu olunması”nın gerekli olduğunun kabul edilmesi, eğitim yönetimi açısından sevindirici bir durumdur. Buna karşılık, eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılmaları çerçevesinde düzenlenen “öğretmenlik formasyon dersleri” içinde “eğitim yönetimi” ile ilgili bir dersin yeralmaması da eğitim yöneticiliği açısından olumsuz ve mutlaka düzeltilmesi gereken bir durumdur. Hiç eğitim yönetimi dersi almamış bir öğretmenin 5 sene sonra eğitim yöneticiliği sınavına alınmasının çok anlamlı olmadığı açıktır. Bu nedenle, yetişmekte olan öğretmenlerin, mutlaka eğitim yönetimi ile ilgili kuramsal bazı dersleri hizmetöncesinde görmelerinin uygun olacağı düşünülmektedir.

4- Okul müdürlerinin hizmetiçi eğitimlerine esas olacak eğitim programlarının düzenlenmesinde, onların eğitim ihtiyaçlarının bilinmesi önemli bir konudur. Bu nedenle, okul müdürlerinin eğitim ihtiyaçları, bizzat eğitim yönetimi uygulamaları içinde izlenerek karşılanabilirse, daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir.

Tablo 1- Okul Müdürlüğü Sınavını Kazanmış Öğretmenlere Göre Okul Müdürlerinin İdarî Davranışları

 

1

2

3 

4(*)

1 Okul müdürü gücünü mevzuattan alır 

0.08 

0.15 

0.33 

0.43

2 Okul müdürü mevzuatı harfiyen uygular 

0.05 

0.06 

0.45 

0.43

3 Müdür işleri moral aşılayarak yapar 

0.10 

0.31 

0.28 

0.30

4 Müdür öğretmenlere güven verir 

0.10 

0.31 

0.33 

0.25

5 Müdür sorunları araştırarak çözer 

0.25 

0.25 

0.25 

0.25

6 Müdür öğretmenlere danışır 

0.10 

0.31 

0.33 

0.25

7 Müdür rehberlik yaparak yönetir 

0.31 

0.31 

0.25 

0.11

8 Müdür öğretmenleri ödüllendirir 

0.20 

0.36 

0.38 

0.05

9 Müdür olumsuz her durum için hemen soruşturma başlatır 

0.26 

0.43 

0.21 

0.08

10 Müdür değerlendirmelerde tarafsızdır 

0.13 

0.21 

0.35 

0.30

11 İş analizi yaparak görev verir 

0.21 

0.33 

0.26 

0.18

12 Ders planlarının biçimsel uygunluğuna dikkat eder 

0.13 

0.21 

0.20 

0.45

13 Müdür çevresine “biz” diye hitap eder 

0.21 

0.25 

0.25 

0.28

14 Müdür sempatiktir 

0.16 

0.25 

0.25 

0.33

15 İş birliği bilincini geliştirmeye çalışır 

0.11 

0.33 

0.30 

0.25 

(*) 1 = Hiçbir zaman
2 = Nadiren
 3 = Arasıra
 4 = Her zaman

KAYNAKÇA

Açıkalın, Aytaç. Okul Yöneticiliği. Ankara: PEGEM, 1994

Balcı, Ali. “Etkili Okul ve Türkiye’de Uygulanabilirliği”, Yeni Türkiye Eğitim Özel Sayısı, s.7, 1996

M.E.B. Yöneticilerin El Kitabı. Ankara: 1990

———-. Eğitim Yönetimi ve Liderlik Semineri Notları. Ankara: 1995

Okutan, Mehmet. Eğitim Araştırmaları. Trabzon: 1995

———-. “Okul Müdürlerinin Yönetimsel Davranışlarının Değerlendirilmesi”. 4. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumuna sunulan Tebliğ(15-16 Ekim 1998)

Özden,Yüksel. Eğitimde Dönüşüm. Ankara: PEGEM, 1998


(*) Bu çalışma, 01-03 Eylül 1999 tarihlerinde Trabzon’da K.T.Ü. Fatih Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü tarafından düzenlenen 8. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresine sunulan bildiri metnidir.

(**) Dr., KaradenizTeknikÜnv. FatihEğt.Fak. EğitimBilimleri Böl. ÖğretimGörevlisi.EğitimYönetimi ve Teftişi Uzmanı.

(1) Ali Balcı. “Etkili Okul ve Türkiye’de Uygulanabilirliği”,Yeni Türkiye Eğitim Özel Sayısı,1996, s.7

(2) Ali Balcı. a.g.e, s.7.

(3) Yüksel Özden. Eğitimde Dönüşüm, Ankara,PEGEM Yay., s.176.

(4) M.E.B. Yöneticilerin El Kitabı, Ankara, s.20.

(5) Mehmet Okutan. Eğitim Araştırmaları, Trabzon,1995, s,122.

(6) Aytaç Açıkalın, Okul Yöneticiliği, Ankara, PEGEM Yay, s.6.

(7) Yüksel Özden, a.g.e, s.147

(8) Mehmet Okutan, 4. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu Bildirileri,Denizli,P.Ü.,S.159-163

(9) Mehmet Okutan, a.g.e.,a.y

 

 

 

İçindekiler...

© T.C. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığı
Teknikokullar, ANKARA
Tel. (312) 2128145
Fax (312) 2124668
med@meb.gov.tr

 

[ yukarı ]

Arşiv